Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 6 AĞUSTOS 2008 ÇARŞAMBA
6 HABERLER
AVRUPA
GÜRAY ÖZ
“Devrimci”
AKP’nin Anayasa Mahkemesi tarafından 1’e
10’luk bir çoğunlukla hazine yardımından mahru-
miyete mahkûm edilmesi en çok liberalleri üzdü.
Şimdi durumun kurtarılmasına yoğunlaşan ça-
baların tek sığınağı, Anayasa Mahkemesi Başkanı
Haşim Kılıç’ın kararı okuyan değil, yorumlayan
konuşmasıdır. Usule uygun olmadığı pek açık
olan bu konuşma, yaklaşık olarak şöyledir: “Ana-
yasayı değiştirin ve önümüze böyle savunul-
ması zor davaların gelmesini önleyin.”
Mahkeme kararını bir “uzlaşma” çağrısı olarak
yorumlayanlar yanılıyorlar. Haşim Kılıç’ın göster-
diği yol bir uzlaşma değil, Anayasa Mahkeme-
si’ni devreden çıkarmayı salık veren bir yol ha-
ritası önerisidir.
Ne karardan, ne de bu “yol haritasından” uz-
laşma çıkar.
Bu durumu en iyi bilenler ise AKP’ye akıl ho-
calığını son yıllarda meslek edinmiş olan liberal-
lerimizdir.
Onlar da zaten uzlaşma değil, savaş istiyorlar.
Tezleri, “Uzlaşırsan kaybedersin” cümlesiy-
le özetlenebilir. Var olduğu söylenen “uzlaşma-
dan” fena halde rahatsızdırlar.
Yazılanlara bakarsanız, Türkiye’de TSK ile la-
ikliğe karşı hareketlerin odağı olduğu hükmüyle
hazine yardımından mahrumiyet cezasına çarp-
tırılmış iktidar partisi AKP arasında bir uzlaşma ol-
duğuna inanmanız gerekiyor.
Tablonun tuhaflığı herkesin dikkatindedir.
Anayasa Mahkemesi, iktidar partisi AKP’yi 1’e
10’luk bir çoğunlukla mahkûm ediyor. Mahkeme
Başkanı Kılıç o tek oyun sahibidir ve kararı açık-
larken, “Anayasadaki parti kapatma maddele-
rini değiştirin” diye heyetince mahkûm edilen
partiye yol gösteriyor. Yani uzlaşmayı falan bir ya-
na bırakın, bizi devreden çıkaracak bir değişikli-
ği hemen yapın, diyor.
Türkiye’nin özellikle büyük gazetelerinde ise
uzlaşma haberleri var. Kimle kim arasında? Or-
du ile AKP arasında. Uzlaşma çağrıları ise siya-
silere, özellikle de CHP’ye yöneliyor. Buna en
çok kim kızıyor? Şu sıralarda TSK’nin hizaya ge-
tirilmesi, CHP’nin tasfiyesi konusunda yoğun bir
çaba içinde olan liberaller.
Garip bir ülkedir bizim ülkemiz.
Bizim liberallerin hizaya getirmek istedikleri ara-
sında yalnızca TSK ve CHP yok. Onların öncelikli
derdi solu hizaya getirmektir. Bu konuda yazdık-
ları yazıları üst üste koyun arşı âlâya varır. Solu
beğenmiyorlar. Solu çağdışı buluyorlar. Solla dal-
ga geçmeyi pek seviyorlar.
Hepsi de eski solcudurlar, öfkelerinin, alayları-
nın, çok bilmişliklerinin arkasında yatan da eski
solculuklarından kaynaklanan kompleksleridir.
68’den 74’e kadar pek devrimciydiler. Öyle TİP
falan kesmiyordu onları. Sonra gündemin değiş-
tiğini fark ettiler ve “Yeni” bir “Gündem”in peşi-
ne düştüler. Sovyetler’in yıkılması, dağılıp git-
mesi, gündemlerini bir kere daha değiştirdi.
Hemen oturdular, kavramlar üzerinde çalış-
maya başladılar.
Bilirler, kavramlar çok önemlidir. İnsanların dü-
şüncelerini değiştirmelerini istiyorsanız, kavram-
larla oynayacak, içlerini boşaltacak, mümkün ol-
duğu ölçüde, karşı taraf, eski arkadaşlar, yani sol
tam sinmişken tersyüz edivereceksiniz.
Devrim mi? Al sana şortla asker teftiş eden, ka-
lıpları kıran Özal. Sol mu? Sen hiç İdris Hoca
okumadın mı? Al sana AKP.
Emperyalizm mi? Eskidi, eskidi. Silahlı işgal ol-
madıkça emperyalizm mi olurmuş? Irak’taki ABD
mi? O İmparatorluk’tur, yapar. Yüz yıl kadar son-
ra içinde mayalanan “çokluk” tarafından “de-
ğiştirilecektir”. Şimdi onun “hukukunu” kabul
etmekten başka çıkar yol yoktur. O BOP’tur, Ye-
ni Düzen’dir.
Beğenmedin mi? Öyleyse sen darbecisin.
Oysa biliyoruz; darbe, çoğunlukla mahkûm
edilmiş bir partinin iktidarını koruyabilmesini
sağlayan koşulların ta kendisidir. Sivildir ve yi-
ne de darbedir.
Şimdi geldikleri noktada tereddüt içindedirler.
Yahu bu kadar attık tuttuk, ya yutmadılar-
sa. Ya dengeleri yanlış yorumladık, fazla ileri
gittikse, ya fincancı katırlarını ürküttükse.
Korkuları dağları bekler.
Kavramları da değiştirdiler, korkmamanın tek
yolu olan 70’li yılların devrimciliğine de döne-
mezler ki!
e-posta: [email protected]
AKP politikalarõyla koruyucu sağlõk hizmetleri etkisizleşti, hastaneler ticarethaneye benzedi
Sağlõkta ölüme ‘dönüşüm’
MAHMUT LICALI
ANKARA - Türkiye’nin ilk, başkentin en bü-
yük doğumevi olan Dr. Zekai Tahir Burak Has-
tanesi’nde temmuz ayõndan itibaren 49 bebe-
ğin yaşamõnõ yitirmesine gerekçe olarak gös-
terilen “hasta yoğunluğunun” temelinde
AKP’nin sağlõkta uyguladõğõ politikalar yatõyor.
AKP döneminde Türkiye’nin dört bir yanõnda
bulunan “sağlıkta birinci basamak” olarak ta-
nõmlanan “koruyucu sağlık hizmeti” veren ku-
rumlar (sağlõk ocaklarõ) ya kapatõldõ ya da unu-
tuldu. Anne ve çocuk sağlõğõ konusunda hizmet
veren sağlõk ocaklarõndaki personel sõkõntõsõnõn
yanõ sõra fiziksel koşullarõn da kötü olmasõ, bu
kurumlarõ hizmet veremez hale getirdi. AKP dö-
neminde koruyucu sağlõk hizmeti veren sağlõk
ocaklarõ yerine dayatõlan “aile hekimliği uy-
gulaması” hem sağlõk çalõşanlarõnõ, hem de yok-
sul yurttaşlarõ mağdur etti. SSK’ye bağlõ has-
tanelerin 2003 yõlõnda Sağlõk Bakanlõğõ’na
herhangi bir plan yapõlmadan devredilmesinin
ardõndan hasta sayõsõnda büyük bir artõş yaşandõ.
KORUYUCU ÖNLEM KALKTI
YOĞUNLUK ARTTI
Koruyucu sağlõk hizmetinden yoksun bõra-
kõlan yurttaşlar, herhangi bir hastalõk karşõsõnda
önleyici hizmet alamadõklarõ için tedavi edici
hizmet veren hastane önlerinde uzun kuyruk-
lar oluşturuyor. Herhangi bir sağlõk sorunu ya-
şayan yurttaşlar etkisizleştirilen sağlõk ocaklarõ
yerine hastaneye gitmek zorunda kalõyor. Sağ-
lõk ocaklarõnõn işlevsizleştirilmesi, hastanelerde
yeterli sayõda personelin istihdam edilmeme-
si hastanelerdeki hasta yoğunluğunun adeta iki-
ye katlanmasõna yol açtõ. AKP döneminde çõ-
kan bazõ yasa ve yönetmelikler ile de sağlõk ça-
lõşanlarõn iş yükü arttõ. Sağlõk çalõşanlarõ yoğun
mesai ve hasta yoğunluğu nedeniyle hastala-
ra tam olarak hizmet veremiyor.
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ
NEDEN SUSUYOR?
Başkentin göbeğinde onlarca bebek yaşamõnõ
yitirirken, aynõ zamanda çocuk sağlõğõ uzma-
nõ da olan Sağlõk Bakanõ Recep Akdağ has-
taneye bile gitmeye gerek görmüyor. Bakan bir
açõklama da yapmõyor. Yaşamõnõ yitiren bebek
sayõsõ 49’a ulaştõğõnda yalnõzca “iddiaları
araştırmak üzere” bir heyet görevlendir-
mekle yetinen Akdağ, Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan’õn “Her kadın 3 çocuk doğur-
malı” açõklamasõna “Yıllardır ülkemizde
birileri vatandaşlara çocuk yapmayın şek-
linde bir telkinde bulundular. Bu yanlış bir
telkindir. Ortalama olarak bir
ailenin 2 çocuk veya daha aşa-
ğısında çocuğu olursa nüfusu-
muz ihtiyarlar ve o zaman baş-
ka problemlerle karşı karşıya
kalırız” diyerek destek vermiş-
ti.
‘HASTANELER
TİCARETHANE OLDU’
Sağlõk ve Sosyal Hizmet Emek-
çileri Sendikasõ (SES) Ankara
Şube Başkanõ İbrahim Kaya,
Türkiye genelindeki hastanelerde
personel sayõsõnõn az, hasta sayõ-
sõnõn çok olmasõnõn hastaneleri ki-
litlediğini belirtti. Türkiye’de
sağlõğa ayrõlan bütçenin yüzde 3’ü
geçmediğini vurgulayan Kara,
“Dünya Sağlık Örgütü Türki-
ye bütçesinin en az yüzde
10’unu kamu sağlığına ayır-
ması gerektiğini belirtiyor. Fa-
kat bugün varolan sağlık ocak-
ları kapatılıyor” dedi. AKP dö-
neminde koruyucu sağlõk hiz-
metlerinin terk edildiğini ifade
eden Kaya, “Koruyu sağlık hiz-
metleri terk edilince direkt te-
davi edici sağlık hizmetlerine
eğilim artmaya başladı. Sağlık
ocakları tasfiye edildi. Sağlık
ocaklarına hiç katkı yapılmadı”
dedi. Kaya, AKP’nin sağlõk ku-
rumlarõnõ adeta ticarathaneye dön-
üştürdüğünü, sağlõğõ paralõ hale
getirdiğini dile getirdi.
Kaya, şunlarõ kaydetti: “Tür-
kiye’nin başkentinde doğumevi
açılması gerekirken, Başbakan
Erdoğan’ın her kadından 3 ço-
cuk doğurmasını istediği bir
dönemde, doğumevini kapatıp
çocuk hastanesiyle birleştirerek
doğumevini küçük bir birime
çevirdiler. Ankara’da diğer
hastanelerin doğumevi birim-
lerinin dışında yalnızca iki tane
doğumevi kaldı.”
Kaya, prematüre bebek doğum
oranlarõnõn artmasõnõn nedeninin
anne-çocuk sağlõğõ konusunda
koruyucu sağlõk hizmeti veren
sağlõk ocaklarõnõn kapatõlmasõ ol-
duğunu söyledi. Kaya, “Sağlık
ocakları da yeteri kadar bütçe
ayrılmadığı için gebelik ile ilgili
işlemler yapılmıyor. Prematü-
re doğumların artmasının so-
rumlusu o hastanelerde çalışan
personel değildir” diye konuştu.
‘Sorumlu AKP iktidarı’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- CHP Genel Başkan Yardõmcõsõ
Yılmaz Ateş, yaşanan bebek ölüm-
lerinin sorumlusunun AKP iktidarõ
olduğunu söyledi.
CHP Genel Başkan Yardõmcõsõ
Ateş, partisinin Ankara milletvekil-
leri Zekeriya Akıncı ve Nesrin
Baytok ile birlikte son bir ayda 49
bebek ölümünün gerçekleştiği Dr.
Zekai Tahir Burak Kadõn Sağlõğõ
Eğitim ve Araştõrma Hastanesi’nde incele-
melerde bulundu. Ateş, gazetecilere yaptõğõ
açõklamada, “Tüm Ankara’daki riskli be-
bek doğumları için, çok acı verici bir ra-
kam, 140 yatak var. Bunun 70’i bu hasta-
nemizde. Bu hastanemizin çok ilginç bir
yönü de var; 80 yıllık hastane tarihinde, 4
başhekim değişmiş” dedi.
Ateş şöyle konuştu: “Bu hükümetin sanki
bir başbakanı, bir bakanı, bir yetkilisi yok.
Buraya daha bir yetkilisi gelip, ‘Nedir bu
olay’ dememişlerdir. Öyle anlaşılıyor ki bu
hükümet Ankara’daki sağlık sorununun
çözümünü ‘Büyük Doğum’ diye bilinen bu
hastanemize bırakmış. Yeni bir yatı-
rım, geliştirme yok. Aldığımız bilgi-
lere göre geçen yılın temmuz ayına
göre, hem hasta sayısında bir artış
var hem de ölüm oranında bir artış
var. Geçen yıldan bu yıla göre binde
2’lik bir artış var. Demek ki bu olay
basında, medyada yer almasa Tür-
kiye’nin de haberi olmayacakmış.”
Ateş, bir gazetecinin “Gözlemlerinize
göre, ‘Bu hastanede ihmal yoktur’ di-
yebilir misiniz” şeklindeki sorusuna şu karşõ-
lõğõ verdi: “Bizim bir gözetim, denetim ola-
nağımız olmadı. Bize söylenen herhangi bir
ihmal yok. Ama görülen şu ki ortada bir ih-
mal var, bir sorumsuzluk var. Bu sorum-
suzluk buradaki personelden ziyade Sağlık
Bakanı’na aittir, Başbakan’a aittir. AKP
iktidarının sağlıksız sağlık politikalarından
kaynaklanan bir durum mevcut.” Cumhu-
riyet Savcõlarõnõn herhangi bir suç duyurusuna
gerek olmadan harekete geçmeleri gerektiğini,
ancak bunun yaşanmadõğõnõ kaydetti. Ateş,
CHP’nin konuyu inceleyip TBMM gündemi-
ne taşõyabileceğini de söyledi.
SES Ankara Şube Başkanı Kaya, Sağlık Bakanı Akdağ’ın bebek ölüm-
lerine karşı sessiz kalması konusunda ise “Acaba Başhekim Leyla Mol-
lamahmutoğlu Sayın Başbakan’ın eşinin arkadaşı olduğu için mi ses-
siz kalıyorlar. Bildiğimiz kadarıyla Sayın Mollamahmutoğlu Emine
Erdoğan’ın sınıf arkadaşı. Sayın Bakan acaba bundan ötürü mü be-
bek ölümleri hakkında tek bir açıklama yapmadı?” dedi.
‘ B A Ş H E K İ M , E M İ N E E R D O Ğ A N ’ I N A R K A D A Ş I ’
U Z M A N L A R D A N U Y A R I
‘Başka
yerlerde de
ölümler olabilir’
SİBEL BAHÇETEPE
Yapõlan araştõrmalara göre, gelişmiş ülke-
lerde hastaneye yatan hastalarõn yüzde 5 ile
15’inde, geri kalmõş ülkelerde ise yüzde 20-
30 oranõnda hastane enfeksiyonuna
rastlanõyor. Bu rakamõn Türkiye’de ortalama
yüzde 10’larda olduğuna dikkat çeken uzman-
lar, her 100 hastanõn 10’unun hastane
enfeksiyonu kapabileceğini söylüyorlar. Türk
Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalõk-
larõ Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr.
Haluk Eraksoy, hastane enfeksiyonlarõnõn en
sõk yoğun bakõm servislerinde görüldüğüne
dikkat çekerek, yenidoğan yoğun bakõm yatak
sayõsõnõn yetersizliği, personel eksikliği ve
zaman zaman hijyenik malzemelerin eksikliği
gibi nedenlerin hastane enfeksiyonlarõna
davetiye çõkardõğõnõ söyledi.
Enfeksiyona bağlõ ölümler tüm dünyada ön
sõralarda yer alõyor. Son 3 yõlda Edirne, Kay-
seri, Manisa, İstanbul gibi illerde hastane
enfeksiyonuna bağlõ bebek ölümleri gerçek-
leşmiş, olayõn ardõndan Türk Tabipleri Birliği
(TTB) ve İstanbul Tabip Odasõ “Yenidoğan
yoğun bakım birimlerinde bebek ölümle-
riyle ilgili komisyon raporu” hazõrlamõştõ.
Raporda hastane enfeksiyonlarõ hasta yükü
fazla olan yenidoğan yoğun bakõm birimlerin
yüksek risk taşõdõğõ, bu birimlerde toplam
yatak sayõsõnõn 3-14 arasõnda değiştiğini,
kuvöz sayõsõnõn ise 9-34 arasõnda olduğu, bir
kuvöze 2-3 bebeğin yatõrõldõğõ gerçeğini göz-
ler önüne serdi. Raporda yoğun bakõm
servislerinin teknolojik ve personel eksikliği
gibi konulara da dikkat çekildi.
‘HASTANE ENFEKSİYONU
KAÇINILMAZ’
Prof. Dr. Eraksoy, Ankara’da yaşanan ola-
yõn ardõnda ihmal ve alõnan önlemlerin
yetersiz olduğunu belirterek, “Hastane yöne-
timi her ne kadar ölümler
enfeksiyonlardan kaynaklanmıyor da dese,
hasta sayısının fazlalığı, bir kuvözde 2-3
bebeğin yatırılması gibi koşullar değerlen-
dirildiğinde hastane enfeksiyonu
kaçınılmaz olur” dedi.
“Yarın başka yerde de ölümler olabilir.
Bunu önlemeliyiz diyen” Eraksoy, yenido-
ğan yoğun bakõm yatak sayõlarõnõn ve
personel yetersizliğinin hastane enfeksiyon-
larõna davetiye çõkardõğõnõ vurguladõ.
Eraksoy, enfeksiyonlarõn artmasõndaki bir
diğer önemli olayõ ise temizlik işlerinin taşe-
ron firma aracõlõğõyla yapõlmasõ ve asgari
ücretle çalõştõrõlan bu işçilerin gerekli hijyene
önem vermemeleri olarak sõraladõ.
Dr. Gülnihal Şarman ise ülkemizde de
yõlda 150 bin çocuğun prematüre (37 hafta-
dan önce gerçekleşen doğumlar) olarak
dünyaya geldiğini ve bu bebeklerden 60
binin ileri derecede prematüre kategorisine
girdiğini anõmsaratak, “Bir hemşire en fazla
3 bebeğin bakımını üstlenmeli, tek kulla-
nımlık ve steril malzemeler kullanılmalı”
dedi.
CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI YILMAZ ATEŞ
5 AYLIK BEBEĞE YANLIŞ TEŞHİS
İki doktora ölüme
sebebiyetten soruşturma
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Diyar-
bakõr Çocuk Hastalõklarõ Hastanesi’nde görevli iki
doktor hakkõnda 5 aylõk bebeğe yanlõş teşhis koya-
rak ölümüne sebebiyet verdikleri için soruşturma
başlatõldõ. Diyarbakõr’da bir şirkette işçi olarak ça-
lõşan Kasım Kılınçer, 5 aylõk oğlu Enes’i 23
Temmuz günü halsiz tavõrlarõ nedeniyle Diyarba-
kõr Çocuk Hastalõklarõ Hastanesi’ne götürdü. Bu-
rada doktor T.E.’nin sadece üç ilaç yazarak oğlu-
nu eve gönderdiğini anlatan Kõlõnçer, şöyle konuş-
tu: “O ilaçları alıp kullandım. Bir gün sonra oğ-
lumun rahatsızlığı artmaya başladı. Yine aynı
hastaneye götürdüm. Bu kez görevli Dr. Ö.Y
bana ‘Bir şeyi yok’ dedi ve ilaç yazdı. Ben de,
‘Ne gerekiyorsa yapalõm hocam, gerekirse yatõra-
lõm’ dedim. O da beni, ‘Bize işimizi mi öğrete-
ceksin’ diyerek azarladı. Daha sonra eşimin ıs-
rarı üzerine oğlumuzu özel çocuk dal merkezi-
ne götürdüm. Oradaki doktor, ‘Bu çocuğun he-
men yatõrõlmasõ gerek. Durumu çok ciddi’ dedi.
Bana bir yazı yazdı. Ben de o yazıyı alarak Ço-
cuk Hastalıkları Hastanesi’ne götürdüm. Yazı-
yı gören doktorlar, oğlumu yatırdı. Dicle Üni-
versitesi Tıp Fakültesi’ne sevk ettiler. Aynı gün
oğlum öldü.” Diyarbakõr Cumhuriyet Başsavcõlõ-
ğõ, Kõlõnçer’in suç duyurusu üzerine doktorlar T.E.
ve Ö.T. hakkõnda, “ölüme sebebiyet verdikleri”
gerekçesiyle soruşturma başlattõ.
Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde riskli bebek do-
ğumları için yalnızca 70 yatak bulunduğuna dikkat çekildi. (Fotoğraf: AA)
YILMAZ ATEŞ