Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 2 AĞUSTOS 2008 CUMARTESİ
20 SAĞLIK
‘Mecburihizmethakgaspõdõr’SİBEL BAHÇETEPE
AKP’nin 22 yõldõr uygulamada
olan mecburi hizmet yasasõnõ ön-
ce “hekimlerin yurt sahasında
dengeli ve adil dağılımının zor-
lanmalarla sağlanamayacağı”
gerekçesiyle kaldõrõp sonra yeniden
yürürlüğe koymasõ çok sayõda he-
kimi mağdur etti. Mecburi hizme-
te tabi tutulan hekimler, bu görevi
yerine getirmeden diplomalarõnõ
alamadõklarõ için hekimlik hakla-
rõnõn gasp edildiğini belirterek,
yasayõ antidemokratik bulduklarõ-
nõ söylediler. Mecburi hizmet ile il-
gili Türk Tabipleri Birliği (TTB)
ve İstanbul Tabip Odasõ’nda bu-
lunan çok sayõda davanõn Anaya-
sa Mahkemesi’nce reddedilmesi-
nin ardõndan hekimler Avrupa İn-
san Haklarõ Mahkemesi’ne
(AİHM) başvuracaklarõnõ vurgu-
ladõlar.
Mecburi hizmet ile ilgili ilk uy-
gulama 12 Eylül askeri darbesi dö-
neminde çõkartõlan 2514 sayõlõ
“Bazı Sağlık Personelinin Dev-
let Hizmeti Yükümlülüğüne Da-
ir Yasa”yla başladõ. Ardõndan
1995 yõlõnda askõya alõnan yasa
2002 yõlõnda dönemin Sağlõk Ba-
kanõ Osman Durmuş tarafõndan
yeniden uygulamaya konuldu.
AKP hükümeti tarafõndan 2003 yõ-
lõnda çõkarõlan bir yasayla yürür-
lükten kalkan mecburi hizmet son
olarak 2005 yõlõnda 5371 Sayõlõ
Kanun ile Sağlõk Hizmetleri Temel
kanununa eklenen ek maddelerle
yeniden gündeme getirildi. Yasa-
nõn ek maddelerle yeniden yürür-
lüğe girmesinin ardõndan mağdu-
riyet yaşadõğõnõ vurgulayan he-
kimler “Bu yükümlülük yerine
getirilmediği takdirde mesleği-
mizi icra etmemiz engellenmek-
te, hekimlik diplomamız veril-
memektedir. 100 bine yakın he-
kimin bulunduğu ülkemizde bu
sorunun sadece bizim üzerimiz-
den çözülmek istenmesinin adil
olmadığını düşünüyoruz” dedi-
ler.
İstanbul Tabip Odasõ Başkanõ
Prof. Dr. Özdemir Aktan, “Sorun
AKP iktidarı ve Sağlık Bakan-
lığı’nın sağlığı bir bütün olarak
görememesinden kaynaklanı-
yor” diye konuştu. Zorunlu hiz-
meti yapmadõğõ için diplomasõnõ
alamayan hekimlerin bir kõsmõnõn
kayõt dõşõ çalõştõğõ bilgisinin ken-
dilerine ulaştõğõnõ anõmsatan Aktan
“Bu rakam hiç de azımsanma-
yacak kadardır” dedi. İstanbul
Tabip Odasõ Hukuk Danõşmanõ
Avukat O. Meriç Eyüboğlu ise
zorunlu hizmet uygulamasõnõn
sağlõk alanõndaki sorunlarõ çöz-
mekten çok uzak olduğunun altõ-
nõ çizdi.
İstanbul Tabip Odasõ Başkanõ Prof. Dr. Özdemir Aktan, sayõsõ azõmsanamayacak kadar
olan hekimin zorunlu hizmet yapmadõğõ için diplomasõnõ alamadõğõnõ ve bu nedenle kayõt
dõşõ çalõşmak zorunda kaldõklarõnõ söyledi. Hekimler, mecburi hizmetle ilgili olarak
AİHM’ye başvuracaklarõnõ belirtti.
MELTEM YILMAZ
Hekim ile sağlõk kuruluşlarõna erişimin görece
kolaylaşmasõna karşõn ortopedik rahatsõzlõk
geçiren hastalarõn, hastalõklarõnõn tedavisinde kimi
zaman “sınıkçı” olarak tabir edilen kişilerden
yardõm almasõ ölümle sonuçlanabiliyor.
Adana Numune Eğitim ve Araştõrma Hastanesi
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanõ Dr. Ahmet
Yılmaz, özellikle kõrsal kesimde bu tip kişilere
başvuran hastalarda kalõcõ sakatlõk, kangren, uzuv
kaybõ, iltihap sonucu ölüm gibi sonuçlarõn ortaya
çõktõğõnõ söyledi. Dr. Yõlmaz, çocuklarda büyüme
hattõna yakõn yerlerdeki kõrõk ve incinmelerde
yapõlan zorlayõcõ uygulamalarõn, kemiğin
büyümesini durdurduğunu, eklemlerde
hareket kõsõklõklarõ ile çarpõklõklar
meydana getirdiğini belirterek
“Hekimin yanlış tedavisinde dava
açanların, sınıkçıların sakat
bırakmasını kader olarak
değerlendirmesini anlamak
mümkün değil” diye konuştu. Memorial
Hastanesi Ortopedi Servisi Uzman
Doktor Murat Ünsal da özetle şunlarõ
söyledi:
“Sınıkçılara başvuran hastalar
bilmelidir ki, sakat kalmaları durumunda
sınıkçılara karşı uygulanabilecek
herhangi bir hukuki yaptırım yok.”
‘Sõnõkçõ’nõn yardõmõ öldürebilir!
İstanbul Haber Servisi - Prostat kanserinin
kemoterapiye dayanõklõ öldürücü türüne karşõ
geliştirildiği ve hastalarõn yüzde 80’inin
iyileştirildiği iddia edilen “Abiraterone” isimli ilaca
Türk Üroloji Derneği’nden itiraz geldi. Dernek
Başkanõ Prof. Dr. Tarık Esen, “Bahsi geçen ilaca
ilişkin yayımlanmış herhangi bir bilimsel makale
ya da klinik sonucu yok. İlacın yüzde 80 etkili
olduğu çıkarımları manipülasyondan öteye
gitmiyor” dedi.
Çeşitli yayõn organlarõnda son 70 yõlõn en önemli
kanser ilacõ olduğu öne sürülen ilacõn “yalnızca ileri
evredeki tedavisinde testosteronun baskınlanması
işine yarayabileceğine” dikkat çeken Prof. Dr.
Esen, ilacõn önerdiği tedavi yönteminin ilk kez
Amerika’da bir sempozyumda dile getirildiğini, ancak
ilaca ilişkin hiçbir bilimsel yayõn ya da klinik sonuç
elde edilmediğini belirtti. İlacõn, kemoterapi dõşõnda bir
alternatifi kalmayan hastalar için “yalnızca olumlu bir
beklenti yaratabileceğini” ifade eden Prof. Esen, ilacõn
prostat kanserini yüzde 80 oranõnda tedavi edeceği
yönündeki çõkarõmlarõn bir tür manipülasyon olduğunu
kaydetti. Marmara Üniversitesi (MÜ) Tõp
Fakültesi’nden Prof. Dr. Atıf Akdaş, ilacõn dünyanõn en
saygõn sağlõk kuruluşu olan Food And Drug
Administration’dan (FDA) dahi onay almadõğõna dikkat
çekerek “İlaçla ilgili çalışmalar devam ediyor” dedi.
Prof. Akdaş, bitkisel yöntemlerin bir tedavi alternatifi
olmadõğõnõ, bu tip tedavilerin bilimsel kongrelerde
bahsinin geçmediğini de anõmsattõ.
‘Prostatkanseriilacõsadecemanipülasyon’
Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR
Sevgili Cumhuriyet okurları bili-
yorsunuz, ben, gazetemizin sağlık
sayfasında “Şunları yiyin, şun-
lardan sakının, şu vitaminler si-
ze çok iyi gelir, her gün bir avuç
fındık, badem tüketin” diye öğüt-
ler vermiyorum. Öncelikle 70 mil-
yonu, onların sağlık durumunu,
daha doğru bir deyimle her alan-
daki sağlıksızlıklarını ve bunun ne-
denlerini işlemeye, irdelemeye ça-
lışıyorum. Türkiye artık öyle bir
yerlere, öyle bir çıkmaza sürükle-
niyor, öyle bir değişime uğruyor ki,
içimden ancak 70 milyona imdat,
yetişin diye seslenmek geliyor.
Emperyalizmi uzun yıllardan be-
ri iyi tanıyorum. Ama ben, her şe-
ye karşın uygarlık, bağımsızlık
doğrultusunda küçümsenemeye-
cek bir yol aldığımızı, haince tu-
zaklara karşı yeterli bir direnç oluş-
turduğumuzu düşünüyordum. Türk
aydınının büyük çoğunlukla dev-
rimleri, halkçılığı, aydınlanmayı,
aklı, bilimi benimsediğine inanı-
yordum. Yaşadığımız korkunç bir
düş kırıklığıdır. Sağlığımız da, ak-
lımız ve sağduyumuz da, onurumuz
da, gurumuz da, bilincimiz de deh-
şet verici bir saldırıya uğramakta-
dır. Ulusal direncimiz neredeyse
yok edilmiştir. İyiden iyiye emper-
yalizmin güdümüne girmekteyiz.
Bizimle oyuncakla oynar gibi oy-
nuyorlar ve toplumu öngördükleri
doğrultuda dönüştürüyorlar. Cum-
huriyetin tüm dünyada saygı gören,
itibarlı, aydınlık günlerini yaşamış in-
sanlar için kahredici bir gelişmedir
bu. Artık yıllardır tabip odalarının
öncülüğünü yaptığı “Sağlıkta Dö-
nüşüm” aldatmacası karşıtlığının,
sağlıkta özelleştirmeye doğru gi-
diliyor, koruyucu hekimliğe değil te-
davi edici hekimliğe yatırım yapılı-
yor, aile doktorluğu ekip halinde
hizmet veren sağlık ocaklarının
yerini tutamaz ve benzer itiraz ve
kaygılar yazık ki çok gerilerde kal-
mıştır. Ne Ergenekon’dan ne de ka-
patma davasından umuda kapıl-
mak için hiçbir neden göremiyo-
rum. Darmadağın etmişlerdir bu ül-
keyi, uzun yıllardır süregelen halk
karşıtı darbelerle. Cumhuriyetin
85’inci yılında ortalama 3.5 yıl eği-
tim görmüş halk ne demektir dü-
şünür müsünüz? 60 yıldan beri, ih-
male ve ihanete uğramış bu halkın
TV’lerde sözünü etmeye kalkan
olursa ekran gülü, tuzu kuru tar-
tışmacılar onu, “Halka güvenmi-
yor musun” diye sorguluyor ve
susturuyorlar. Ülkemizin halk ger-
çeği bir tabu gibidir. Arkadaşımız
Güray Öz’den ufak değişikliklerle
alıntı yapacağım. “Bu ülkeyi bu
pazarlamacılara bırakan na-
merttir” öfkesine ve tepkisine şid-
detle ihtiyacımız var. Kimi zaman
artık yalama olmuş liberal bozun-
tusu, çıkarcı medya palyaçolarının
ağır baskısı altında şaşkına dönmüş
her şeyi bulanık gören bir toplum-
dur baş başa olduğumuz. Tüm bu
olup bitenlere yeter artık demek yü-
rekliliğini gösteremiyor. Sevgili
okurlar, hele benim kuşağımdan
olanlar, yurdumuzda böylesine
derin bir kirlenme ve yozlaşmayı
bekler miydiniz? Ne hazin değil
mi?..
coskunoz@superonline.com
Nereye Doğru?
Uzmanlar, tedavi edilmediği takdirde ileri yaşlarda tehlikeli hastalõklara neden olabileceği konusunda uyardõ
Reflü yüzde 30’un sorunu
DUYGU NEŞELİ
Mide asidinin yemek borusu ve
boğaza gelmesi olarak bilinen ref-
lü giderek yaygõnlaşõyor. Yapõlan
araştõrmalar her 3 kişiden 1’inin
reflü hastasõ olduğunu ortaya ko-
yarken uzmanlar, reflünün ilerle-
yen yaşla birlikte görülme sõklõğõ-
nõn da arttõğõnõ belirtiyorlar.
İstanbul Üniversitesi (İÜ) İstan-
bul Tõp Fakültesi Çocuk Cerrahisi
Anabilim Dalõ Başkanõ Prof. Dr.
Alaaddin Çelik, reflünün her yaş-
tan insanda görüldüğünü anõmsa-
tarak “Çocuklarda bile reflüye
rastlanır. Bir yaşına kadar ço-
cuklarda reflü sıklıkla görülür”
dedi. Prof. Dr. Çelik, reflü hasta-
sõnõn uzun yõllar tedavisi yapõlma-
dõğõnda tekrarlayan öksürüklere,
zatürreeye ve kansere dahi yol
açabileceği uyarõsõnda bulundu.
JİNEMED Hastanesi Reflü Mer-
kezi Genel Cerrahi Uzmanõ Op.
Dr. Hamdi Koçer, reflünün gö-
ğüs arkasõnda yanma hissi ve ağõ-
za acõ su gelmesi gibi tipik iki
bulgusu olduğunu belirterek “Bu
şikâyetler hastaların bir kısmın-
da görülürken çoğunlukla has-
tada atipik denilen midede yan-
ma, ekşime, ses kısıklığı, inatçı
kuru bir öksürük, boğazda ta-
kılma hissi, ağız kokusu, kalp
krizine benzeyen göğüs ağrısı
görülür” diye konuştu. Koçer,
gebelerde de reflünün görülebile-
ceğini belirterek şunlarõ söyledi:
“Her 3 gebeden 2’si, gebeliğin
ilerleyen dönemlerinde artmak
üzere ciddi reflü yakınmaları
yaşarlar. Bunun bir nedeni ge-
belik hormonları, diğer nedeni
de karın içi basıncın artmasıdır.
Gebelik reflüsü geçici bir du-
rumdur. Semptomatik tedavi-
lerle hastalara yardımcı olunur
ve eğer gebelik öncesinden reflü
yakınmaları yoksa, gebeliğin
bitmesi ile şikâyetler de kaybo-
lur.”
Kilolu insanlarda reflü olma
olasõlõğõnõn daha yüksek olduğunu
belirten Ankara Etlik İhtisas Has-
tanesi Genel Cerrahi Uzmanõ Op.
Dr. Hasan Altun ise “Reflü has-
tası gerekiyorsa kilo vermeli, si-
gara ve alkolü bırakmalı, fazla
miktarda yemek yemekten ka-
çınmalı, sıkı giysiler giymemeli,
yatmadan önceki 3 saat yemek
yememeli ve yatarken baş yuka-
rıda yatılmalıdır” dedi. Ayrõca
tedavide ilaçlarõn da kullanõldõğõnõ
anõmsatan Altun, ilaca yanõt ver-
meyen hastalarda cerrahi müdaha-
lelerin yapõlabileceğini kaydetti.
İstanbul Haber Servisi -
Yapõlan araştõrmalar, ileti-
şim çağõnda düzgün ve sağ-
lõklõ dişlere sahip olan insan-
larõn sosyal ilişkileri ve iş
hayatõnda daha başarõlõ oldu-
ğunu ortaya koyuyor. Diş
hekimi, protez uzmanõ Dr.
Çağdaş Kışlaoğlu, iletişim-
de ilk izlenimin çok önemli
olduğunu ve bu kavramõn da
giderek önem kazandõğõnõ
anõmsatarak “Son yıllarda
estetik diş hekimlerine
olan ilgi arttı. Önceden in-
sanlar dişçilere tedavi
amacıyla giderken artık
görüntü amacıyla da gidi-
yor” dedi.
Çağdaş Kõşlaoğlu, insanla-
rõn günümüzde tedavi dõşõn-
da görüntü amacõyla da diş
hekimlerine gittiğini anlattõ.
Estetik diş hekimliğinde en
fazla yapõlan işlemin diş be-
yazlatma olduğunu kayde-
den Kõşlaoğlu, beyazlatma-
nõn hekim kontrolünde la-
zerle ve evde beyazlatma
olarak iki çeşidinin bulundu-
ğunu anlattõ. Kõşlaoğlu, lazer
beyazlatmanõn diş hekimin-
de yaklaşõk 1 saat sürdüğü-
nü, evde beyazlatmanõn ise
hastanõn dişlerine verilen
özel bir plağõn 6 gece 3 saat
bekletilerek yapõldõğõnõ söy-
ledi.
Düzgün dişler sosyal
açõdan avantaj sağlõyor
Tel takımı-porselen lamina: Bazõ vakalar telle çok iyi sonuç-
lar verirken bazõlarõ vermiyor. En kõsa tel uygulamasõ 1 yõl. Bu
kadar beklemek istemeyenlerde ise kristal porselen laminalar
yapõlõyor, bu işlem 1 haftada bitebiliyor.
İmplant: Diş eksikliğinde kullanõlan implantlarda eksik olan di-
şin yerine diş kökü vazifesi gören titanyum vida konuluyor.
Lokal anestezi ile yapõlan bir implant 15 dakikada bitiyor. An-
cak 2 ay beklendikten sonra üzerine diş takõlõyor.
Pembe estetik: Bazõ bireylerin güldüğünde diş etleri çok görü-
lür. Bu tip bireylerde diş etleri kanamasõz bir operasyonla la-
zerle kesilir. Kişinin görünen dişetleri ya az ya da hiç gözük-
mez. Operasyon ortalama 15 dakika sürüyor.
Bonding: Genellikle diş kõrõklõklarõ, diş aralõklarõ, küçük şekil bo-
zukluklarõnda yapõlan işlemde dişin arasõna özel bir madde ya-
põştõrõlõr ve görüntü düzeltilir. İşlem 30 dakikada yapõlmaktadõr.
BAZI ESTETİK UYGULAMALAR
H Â L Â K U L L A N I L I Y O R
Capastat’ın
son kullanma
tarihi geçmiş
İstanbul Haber Servisi - Dirençli tüberküloz
(tüberküloz mikrobuna etkili olan ilaç ya da ilaç-
larõn artõk etki etme-
mesi) hastalarõnõn kul-
landõğõ “Capastat” ad-
lõ iğnenin son kullanma
tarihinin (miyadõnõn)
yaklaşõk 6 ay önce dol-
duğu ve Türkiye’de de
hâlâ bu ilacõ kullanan
hastalarõn olduğu orta-
ya çõktõ. Hekimler, bu
ilacõn yan etkilerinin
fazla olduğunu özellik-
le böbrek, karaciğer gi-
bi organlara zarar ver-
diğini, işitme kaybõna neden olabileceğini be-
lirterek son kullanma tarihinin geçmesinin yan
etki oranõnõ daha da arttõrabileceğini söylediler.
Geçen yõl bir ilaç firmasõ tarafõndan Sağlõk Ba-
kanlõğõ’na hibe edilen Capastat adlõ iğnenin son
kullanma tarihi Mart 2008’de doldu. Türki-
ye’de üretimi olmayan ve Güney Afrika gibi ül-
kelerden Türkiye’ye Sağlõk Bakanlõğõ’nõn ara-
cõlõğõyla verem savaş dispanserlerine ya da gö-
ğüs hastalõklarõ hastanelerinin eczanelerine ge-
tirilen bu ilaçlarõn oldukça pahalõ olduğu ve he-
kim kontrolünde en az 18 ay kullanõlmasõ ge-
rektiği belirtiliyor. Hastalar, kullanõm süresi
geçmiş ilaçlarõ aylardõr kullandõklarõnõ belirterek
“Elimizde olan ilaçları kullanmak zorunda-
yız, başka ne yapabiliriz. Sağlık Bakanlığı ila-
ca ulaşmada kolaylıklar sağlasın” dediler.
Tüberküloz Danõşma ve Dayanõşma Derneği
(TÜDADER) Başkanõ Dr. Mehmet Cenk De-
liküçük, miyadõ dolmuş ilaçlarõn kullanõlmasõ-
nõn son derece sakõncalõ olduğunu vurgulayarak
“Sayın Sağlık Bakanımız ya da ilacı verenler
kendileri tarihi geçen ilaçları kullanır mı? Ya
da yakınlarına kullandırtır mı?” diye sordu.
Deliküçük, son kullanma tarihi geçmiş ilaçlarõn
kullanõldõğõ takdirde bu ilaca da direnç gelişe-
ceğini ve hastalarõn da son şanslarõnõ kaybede-
ceklerini söyledi. Deliküçük, “Uzun süreli ve de-
netimli tedaviye ihtiyacı olan söz konusu
hastaların 5 aydır bu ilaçları kullanması ya da
ilaçların teminini beklemeleri cinayettir”
açõklamasõnõ yaptõ.
YUSUF BAŞTUĞ
ADANA - “Zatürree” olarak bilinen pnö-
mokok bakterisi nedeniyle dünyada her yõl 1.2
milyon çocuk yaşamõnõ yitiriyor. Çukurova Üni-
versitesi Tõp Fakültesi Dahili Tõp Bölümü Çocuk
Sağlõğõ ve Hastalõklarõ Anabilim Dalõ Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Atila Tanyeli, anne ve babala-
ra “çocuklarınızı mutlaka aşılatın” uyarõsõnda
bulundu.
Dr. Tanyeli, pnömokokun özellikle bebekler-
de ve küçük çocuklarda ölümcül olabilen veya
kalõcõ hasarlara yol açabilen hastalõklara neden
olduğunu vurguladõ. Pnömokoklarõn sağlõklõ in-
sanlarõn burun, geniz ve boğazõnda yaygõn ola-
rak bulunduğunu aktaran Tanyeli, “Bu bakteriler
zatürree, menenjit, orta kulak iltihabı, bak-
teriyemi (kan dolaşımına bakteri karışması)
gibi enfeksiyon hastalıklarına neden olurlar.
Bu enfeksiyonlar en sık kış mevsiminde ortaya
çıkar ama her mevsim görülebilir” dedi.
Tanyeli, pek çok ülkede pnömokok enfeksi-
yonlarõ ile mücadelede penisilin grubu antibi-
yotiklerin tercih edildiğini ancak her geçen gün
bu bakterilerin antibiyotiklere karşõ daha fazla di-
renç kazandõğõnõ vurguladõ. Pnömokok enfeksi-
yonlarõnõ önlemenin en etkili yolunun aşõlama ol-
duğunu vurgulayan Tanyeli, “Ellerin düzenli ola-
rak yıkanması enfeksiyonun bulaşmasını ve
yayılmasını önlemeye yardımcı olur. Aynı za-
manda solunumu olumsuz etkileyebilen ve ço-
cukların hastalanma olasılığını artıran toz, si-
gara dumanı ve diğer maddelerden de uzak
durulmalıdır” dedi.
P N Ö M O K O K U Y A R I S I
Çocuklarınızı
mutlaka aşılatın
Diş hekimi, protez uzmanı Dr. Çağdaş Kışlaoğlu ‘İletişimde ilk
izlenimin yaratılmasında diş estetiği büyük önem taşıyor’ dedi.
İstanbul Tabip Odasõ diploma alamayan hekimlerin kayõtdõşõ çalõşmak zorunda kaldõklarõnõ belirtti: