22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ekonomi@cumhuriyet.com.tr 12 AĞUSTOS 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B soner@cumhuriyet.com.tr İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Kendi Silahıyla... Rusya, Gürcistan’da, ABD-AB cephesini kendi si- lahlarıyla vuruyor. Afganistan, Irak işgalleriyle ayak- lar altına alınan evrensel hukuk, insan hakları ihlal- lerinden sonra, insanlık Kafkaslar’da yaşananlarda daha bir seyirci kalıyor. ABD-AB medyasında çıkan haberler ve yorumları dikkatle izleyebildiniz mi? BM görüşmelerinde söy- lenenlerin paralelinde, elbette Gürcistan’ın bağım- sızlığının korunması gerektiğinden söz ediliyor. Rusya’nın Gürcistan’ı bonbalaması, askeri operas- yonları eleştiriliyor. Sonrasında altı çizilenler, ABD- AB siyasilerinin kendi silahları ile vurulduklarının ti- pik göstergeleri... Kimi yorumcular özellikle ABD, kimi AB siyasi li- derliklerinin, Gürcistan ve lideri Saakaşvili’yi, faz- lasıyla cesaretlendirmelerinin yanlış bir adım atma- ya ittiğinden söz ediyorlar. Kimileri Gürcistan’ın umut- landırılıp nisan ayında NATO üyeliğine alınmamasının siyaseten zorlaması ile, Güney Osetya’da operas- yona kalkıştığının altını çiziyorlar. Tartışmaların de- vamı çok daha çarpıcı: Gürcistan’a en fazla destek veren yorumlarda Rus- ya’nın müdahalesinin caydırıcı olmaması gerektiği, gelecek toplantılarda NATO üyeliğinden dönüş ka- rarının sadece Gürcistan için değil, Batı dünyası güç dengeleri için de çok olumsuz sonuçları olabilece- ği vurgulanıyor. Yine de Gürcistan’ın NATO üyesi ol- ması halinde, Rusya’dan gelecek müdahalenin NATO’yu içine alacağı tehdit ve kaosun boyutları üze- rinde kaygıyla duruluyor. Özetle Batı dünyası iki kutuplu dünyanın payla- şım dengelerinde, dahası bugünde Rusya’nın ege- menlik alanı içinde kalan bölgede, kendi çıkarları adı- na bölge siyasileri, halklarını kullanarak başlattığı ha- reketler başarısızlığa uğradığında hep yapmakta ol- duğunu yapıyor. Doğrudan Rusya ile karşı karşıya kalmayı siyasi çıkarları, güç dengeleri içinde uygun görmediğinden, Rusya’ya karşı direnmeye tahrik et- tiği ülkeyi, siyasi liderliklerini ortada bırakıyor. Saa- kaşvili’nin ilk yardım çağrıları ile çok açık dillendiri- len bu düş kırıklığı, ortada bırakma tablosu, insan hakları ihlallerinde duyarsızlıkta daha bir çarpıcı or- taya çıkıyor. Olan her zamanki gibi halklara oluyor. Irak, Afganistan işgallerinin gerekçelendirilmele- ri, insan hakları ihlal boyutları, bu ülkelerde yaşa- nanlar, savaş suçları dahil her tür insan hakları, ev- rensel hukuk ihlalleri karşısında, BM’de, Batı med- yasında söylenebilenler, söylenebilecekler çok cı- lız sesle dillendirilmenin ötesinde gündeme gele- miyor. *** Kırmızı, turuncu karanfil darbeleri ile Rusya’nın eko- nomik, siyasal kontrol bölgelerinde çıkar dengele- rini kendilerinden yana değiştirmeyi seçen ABD, AB siyasi kadroları, çokuluslu tekelleri, karşı duruşları fonlayan sermaye güçleri, sivil toplum örgütlenme- leri, fiili güç karşısında bedel ödeyen halkların baş- larına gelenlerde her zamanki gibi seyirciler... Ko- sova’da, Bosna’da yaşananlarda olduğu üzere, insan hakları ihlallerinin en can yakıcı sürecinde se- yirci kalınıp, insancıklar, binler, on binler katliam- lardan, işkencelerden geçirildikten sonra ancak koşullar elverirse, medyatik insan hakları yargılamaları ile dünya medyasında şovu seçiyorlar. Kaldı ki Kafkasya, Gürcistan’da yaşananlarda, par- çalanan Yugoslavya’nın emperyal dengeler içinde- ki paylaşımında, Sırplar bağlantılı Ruslar’ın paylaşım alanına bırakılmış Bosna, Kosova’dan çok daha fark- lı, Rusya ve çıkarları lehine değişmiş evrensel koşullar gündemde. Tek kutuplu dünyaya geçildiği tezi ile, ABD öncülüğünde dünyayı, petrol eksenli de yeni emperyal paylaşımda, AB siyasilerinin kiminin doğ- rudan, kimilerinin dolaylı desteğini almış olarak si- lahlı güç dayatılırken, fiili işgaller gerçekleştirilirken, yaşanan vahşet, evrensel savaş hukuku dahil her tür insan hakkı ve hukukunun ayaklar altına alınmış ol- ması ile bir dönem için geri çekilmiş Rusya’nın ka- zandığı stratejik avantajlar var: İki kutuplu dünyanın parçalanan Sovyetler Birli- ği bölgesinde, Rusya’nın ekonomik, sosyal, siyasal merkez olma kimliği Batı cephesinin, kapitalist dünyanın istediği ölçeklerde kırılamadı. Yerleşik çı- kar ilişkileri, ekonomik, sosyal, siyasal kültürel bağ- lar, hatta Batı dünyasının günümüzde stratejik ola- rak tahrik ettiği ırklar ve dinler ayrışması zaman için- de tersine işleyebilen silahlara dönüşebildi. Gürcistan özelinde Gürcistan’ın Güney Oset- ya’yı askeri müdahale ile kendine katmaya kalkış- ması, Abhazya ayaklanması ile birlikte Rusya’nın as- keri müdahalesinin gerekçesini oluşturabildi. ABD öncülüğünde Batı dünyası, AB ülkelerinin fiili des- teğinde gerçekleştirilen Irak, Afganistan işgallerin- den toparlanmak için yararlanmış, kanlı petrol fi- yatlarının önlenemez yükselişi ile bağlantılı olarak da ekonomisini düze çıkarmış Rusya, kendi iktidar, çı- kar bölgesinde Batı’dan gelen müdahalelere baş kal- dırabilecek gücü kendinde görüyor. İnsan hakları ih- lallerinde suçlu, ayıplı Batı dünyası Kafkaslar’daki bu kanlı, sıcak gelişmelerde kırıtmaktan öte bir şey ya- pamıyor... Bugün ekonomimizin bizce sıkın- tısı ama kimilerine göre ilacı olan sı- cak parayı ve geçen hafta başladığı- mız 2002-2008 Türk ekonomisini analiz etmeye devam edecektik. An- cak Cumhuriyet gazetesine olan nef- ret, görüşlerimize çağdışı kalmış gi- bi bir bakış, Atatürk’e olan hınç bizi bu yazıyı yazmaya yöneltti. Bıkıp usanmadan da yazmaya devam ede- ceğiz. Şu anda yıllarca aydınlanmanın, ile- riciliğin öncüsü olmuş kişiler global- leşme ve vahşi kapitalizme kendile- rini teslim etmek istememeleri, aklı dogmatik inançların önüne koymaları nedeniyle statükocu ve gericiliği tem- sil eden kesimler haline gelmiş du- rumda. Belli inanç kalıplarında kalan, inanç- larını aklın önüne koyan ve serbest pi- yasa ekonomisi ile bütünleşen kişiler ise daha demokrat, ilerici, statükoyu kıran kişiler olarak Türkiye’nin gele- ceğine damga vuracaklar. Bu durumda ilericiler gerici, gericiler ilerici oldu ki.. bu, kıyametin habercisi bizce. Diyoruz ki; biz Atatürk’e tapmıyo- ruz. Bir kişi ister kahraman, ister peygamber, ister insanlığa büyük hizmet etmiş kişi olsun, biz bu kişilere hayranlık duyarız, vefalı davranırız, on- ların yol göstericiliğinden yararlanırız, severiz; ama tapmayız. Atatürk ne yaptı? Yüce Türk milleti ile birlikte bi- zi köle, haysiyetsiz bir millet olmak- tan kurtardı. Çok güçlü ve saygı du- yulan bir ülke olmamızın yolunu aç- tı. Bize daha ileriye götürebileceğimiz bir vatan bıraktı. Bunu yaparken de elbette sarsıntı yaratacaktı; bazı sert tedbirler uygulayacak ve zaman za- man gelecekteki demokrasi için an- ti demokrat olacaktı. Amerikalıların Thomas Jefferson’u (1743-1826) var. Bir Amerikalıya bu ismi bir sorun bakalım ne cevap ala- caksınız!.. Bu kişinin, tüm zamanla- rın kaleme alınmış esinleyici insan hakları beyannamesi olan “Amerika Bağımsızlık Bildirgesi”ni hazırla- yan kişi olarak hâlâ Amerika’da dâ- hiler sınıfında en üstlerde tutulur. İn- ternet devrimini yapmış ve dünyaya hükmeden Amerika bu insanını unut- muş değil. Ondan söz ettiğiniz zaman statükocu olarak suçlanmazsınız. Ne diyor Thomas Jefferson: “Her şeye gücü yeten ulu Tanrı, aklı özgür ya- ratmış.” Mahatma Gandhi (1869-1948) Hindistan’ın 1947’de İngiliz ege- menliğinden kurtulup bağımsızlığına kavuşmasının anakuvveti ve mima- rıydı. Bir Hintliye “Gandhi, sizde bir travma yarattı” deyin bakalım ne ce- vap alacaksınız!.. Aydınlanmacı ve aklı inançların önüne koyan kişiler hiçbir zaman di- ni inançlara saygısızlık göstermedi; camiler kapatılmadı. Kimsenin giyim kuşamına karışılmadı. Herkes diledi- ği şekilde ibadetini yaptı. Bu kadar öz- gürce dinini yaşayan bir millete, “İlle de din egemen olsun” demenin han- gi demokratik hakların içinde yer al- dığını söyleyeceğiz? Bizim din ikli- mimize çerçeve biçen kapitalist ül- kelerin oyununu fark etmeyen ve bu oyuna alet olanları da koruyarak ül- kemizin karanlıklara götürülmemesi ve emperyalist ülkelerin oyuncağı ol- maması için karşı çıktığımız zaman statükocu, anti demokrat oluyoruz. El insaf.. Geçenlerde İran kökenli bir İngili- ze şunu sordum: “Biz İran gibi olur muyuz? Bu korkuda paranoya mı yapıyoruz? Gereksiz işi büyütüyo- ruz..” O da bana şunu söyledi: “Bizim son zamanlarımıza çok benziyorsunuz. Bu iş gelir mi diye sormakla zaman ge- çirdiğiniz bir günün sabahında ger- çekleşir. Bu bir din devleti kurma ha- disesi değildir. Bu, Japonya’dan son- ra Batı Asya’da dünyanın G-8 dedi- ğimiz ülkeleri zorlayacak iki ülke olan İran ve Türkiye’nin belini kırma pro- jesidir. Bizim belimizi kırdılar. Şu an- da İran’ı yönetenler emperyalizme hizmet ediyorlar. Din devleti, halkın emperyalizme hizmeti sağlamada boynu bükük kalmasını sağlamak için yaratıldı. Kim sesini çıkarırsa kırbaç- lanmayı sağlıyor. Hümeyni’nin geldiği günü izleyen iki haftada yüz bine ya- kın idam gerçekleşti. Bazı albaylar da olmak üzere tüm generaller, okumuş yazmışlar, dinciliğe karşı çıkanlar.. bir kuşak gitti. Şu anda üçüncü kuşak birkaç dil bildiği ve iyi eğitim aldığı hal- de sokak başlarında işportacılık ya- pıyor. Bundan ne çıkarırsanız çıkarın... İster korkun, ister bize bir şey olmaz deyin. Olduğunda zaten bu soruyu so- ran hiçbir kişi hayatta kalmayacak.” Biz diyoruz ki; Türk Milleti asil ve güçlü bir millettir. Ülkemize sahip çı- karsak, hiçbir ülkenin çıkarına ülke- mizi sömürtmezsek, inançlarımızda samimi olursak, Atatürk’ün yolunu ge- liştirilecek ve güncelleştirilecek bir yol olarak görürsek tüm emperyalist ül- kelerin hesabını bozarız; ne İran olu- ruz, ne Gürcistan, ne de Irak... Thomas Jefferson şunu diyordu: “Ülkeni, kendini sevdiğinden çok sev.” Biz ne yapıyoruz; ülkemizi, bi- zi bugünlere getiren önder ve kahra- manlarımızı çok seviyor, tarihten edindiğimiz tecrübeler nedeniyle ulu- sumuzun geleceğinden endişe edi- yoruz ve ihtiyatlı olalım diyoruz. Ne var bunda? Aslında hedef ne ülke sevgisi, ne Al- lah korkusu, ne insan sevgisi... Hedef para; kaynakların paylaşımı, servet- lerin transferi. Bunu sağlamak için ile- ricilik, gericilik sayılmalı; gericilik ile- ricilik. Vallahi bunu bile başardık… Gericilikte İlericilik, İlericilikte Gericilik M A L İ Y E Y A Ş A M I N D A N / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm superonline.com Türkiye’nin Kafkaslarda adõm adõm geliştirdiği ekonomik ilişkiler, 4 günlük savaşla yõkõm tehlikesiyle karşõ karşõya geldi Ateş Türkiye’yi de yaktõKafkaslar’daki ilişkileri kristal bir vazoya benzeten Tuğrul Erkin, vazonun kõrõldõğõnõ, Kafkaslar dõşõndaki ülkeler arasõnda birinci derecede mağdur olan ülkenin Türkiye olduğunu söyledi. OLCAY BÜYÜKTAŞ / NECDET ÇALIŞKAN Gürcistan’õn Güney Osetya’ya girmesiyle başlayan ve Rusya’nõn da devreye girmesiyle büyüyen çatõşma, Türkiye’de ekonominin olumsuz etkilenmesi endişe- sine yol açtõ. Bir yandan Gürcistan ile enerjide strate- jik müttefik olan Türkiye’nin, bir yandan da kullandõğõ doğalgazõn yüzde 70’ini aldõğõ Rusya ile sõkõ ilişkiler içinde olmasõ, savaşõn uzamasõ durumunda Türkiye’nin derinden etkileneceği şeklinde yorumlandõ. Gürcistan ile yõlda 1 milyar dolara ulaşan ticaret hac- minin yanõ sõra Bakû-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattõ bu ülke topraklarõndan Türkiye’ye ulaşõyor. Ayrõca ge- çen yõl devreye alõnan ve Yunanistan’a verilen Şahdeniz Doğalgaz Boru Hattõnõn da Gürcistan üzerinden Tür- kiye’ye geliyor olmasõnõn ülke için kritik olduğuna dik- kat çeken ekonomi çevreleri diğer yandan Rusya ile olan ilişkilerin de göz ardõ edilemeyeceğinin altõnõ çiziyor. Türkiye’nin kullandõğõ doğalgazõn yüzde 70’ni Rus- ya’dan almasõ ve İran’õn kafasõ bozulduğunda kestiği gazõ takviye etmesi Türkiye açõsõndan kritik önem ta- şõyor. Böylesi bir tabloya dikkat çeken iş dünyasõ, söz konusu sürecin bir an önce sona erdirilmesi için gerekli tüm diplomatik yollarõn denenmesinden yana. En büyük mağdur Türkiye Tuğrul Erkin: DEİK-Türk-Avrasya İş Konseyleri Baş- kanõ. Gürcistan, Türkiye’nin Asya’ya geçiş kapõsõ biz de onlarõn Avrupa’ya giriş kapõsõyõz. Rusya en büyük ti- cari partner. 2 milyar dolarlardan 28 milyar dolara ulaş- tõ. Bu yõl 38 milyar dolara ulaşmasõ bekleniyordu. Do- ğalgaz ihtiyacõnõn büyük bir kõsmõnõ oradan temin edi- yoruz. Müteahhitlik işleri 25-30 milyar dolar. Yõllõk 8- 10 milyar dolarlõk iş yapõlõyor. Her ne kadar işler iyi desek de 500 TIR kapõda bek- liyor. Gürcistan’la yalnõz ticari ilişkiler değil günübirlik turistik ve ticari ilişki söz konusu. Sarp kapõsõ yeni ya- põldõ. Kars-Tiflis demiryolu temeli atõldõ. BTC’de stratejik ortak. Şimdi savaş var. THY seferleri iptal ediyor. Biz ora- da havalimanõ işletiyoruz, nasõl iş yapmak mümkün ola- cak. Orada iş yapan ancak tedirgin olduğu için dönen işadamlarõ söz konusu. Savaşõn uzamasõ halinde dö- nüşler olabilir, her ne kadar bu gibi durumlarda kalan şirketler daha sonra daha iyi işler de yapsa can korkusu her şeyin üstünde. Kafkasya kapısı kapanır Oğuz Satõcõ (TİM Başkanõ): Bu savaş yalnõz Türkiye-Gürcistan arasõndaki 1 milyar dolarlõk iş hacmini değil Türkiye’nin Kafkas- ya’ya açõlan en önemli güzergâhõnõ da tehdit ediyor. Türk ihraç ürünleri, Ermenistan sõnõrõnõn kapalõ olmasõ nedeniyle Kafkas ülkeleri ve Orta Asya’ya Gürcistan üzerinden ulaşõyor. Gürcistan hem Kafkasya hem de Orta Asya ticareti için organize etmeye çalõştõğõmõz önemli bir yer. Gürcistan, kõsa değil orta ve uzun va- dede de Türkiye için önemli bir ülke. Rusya ve Gür- cistan birbirinin alternatifi değil, ikisi de bizim için son derece önemli. Bir an önce savaşõn sona ermesi ve bu bölgelerin kalkõnmasõ için çalõşmak gerekiyor. Olumsuz bir tablo Tamer Dinçşahin (UND Başkanõ) Gürcistan, Türk taşõmacõlõk sektörü açõsõndan öne- mini her yõl arttõrõyor. Yõlõn ilk 5 ayõnda Sarp’tan gi- ren araç sayõsõ 25 bin. Geçen yõlõn aynõ döneminde bu rakam 18 bindi. Her yõl düzenli olarak artõş var. Suriye ve İran’da sürekli bir tedirginlik var. Irak’ta savaş var zaten, Gürcistan’da da savaş sürerse Türki- ye ekonomisi için olumsuz bir tablo oluşur. TAV’ın faaliyeti sürüyor Sani Şener TAV Üst Yöneticisi İki havalimanõnda uçuşlar yüzde 80 durdu. Küresel bir şirket olarak savaştan kaçmayõz. Savaş koşullarõ ne olursa olsun faaliyetlere ara vermeyeceğiz. İki ha- valimanõna toplam 128 milyon dolar yatõrõm yapõldõ. İnsan kaybõnõn olmamasõ her şeyden önemli. İki ha- valimanõnda 700 çalõşanõmõz var. Arkadaşlarõmõzõn hep- si görevinin başõnda. İki havalimanõnda yõlda yaklaşõk 1 milyon yolcuya hizmet veriliyor. Her türlü politik sigortamõz var. Za- rarõmõz karşõlanacak.Tiflis Uluslararasõ Havalima- nõ’nda faaliyetler devam ediyor. Rusya ve Gürcistan arasõnda ortaya çõkan gerginlik sonrasõnda basõnda çõ- kan Tiflis Uluslararasõ Havalimanõ’nõn bombalandõğõna ilişkin haberler gerçeği yansõtmõyor. Çok yatırım yaptık Sami Habbab (Delta Grup Yönetim Kurulu Üyesi) Bölgeye 30 milyon dolar yatõrõm yaptõk. Gürcis- tan uluslararasõ enerji koridoru olarak dikkat çeki- yor, buradan vazgeçemeyiz. Savaş çõktõğõnda yatõ- rõmõmõzõ gözden geçirmemiz gerekirdi ancak Gür- cistan böyle bir yer değil. Çünkü orasõ enerji alanõnda çok stratejik bir öneme sahip. Enerji hatlarõnõn ge- çiş noktasõ. FT: Rusya’ya bağõmlõlõğõ azaltacak Nabucco projesi de darbe yiyecek Savaşın rotasını enerji çizdi Rusya’nõn Gürcistan’a saldõrõsõnõn, Moskova yönetiminin petrol zengini Hazar bölgesinin kontrolünden vazgeçmeyeceği konusundaki kararlõlõğõnõn güçlü bir işareti olduğu bildirildi. İngiltere’de yayõmlanan Financial Times ga- zetesi, Gürcistan’õn enerji kaynaklarõnõn ye- tersiz olduğu, ancak Hazar bölgesinin petro- lü ve doğalgazõnõ Batõ’ya taşõmak için ulus- lararasõ petrol şirketlerinin yaptõğõ boru hat- larõna ev sahipliği yaptõğõnõ yazdõ. Bakû-Tif- lis-Ceyhan (BTC) ham petrol boru hattõnõn ye- ni yüksek kalite petrol kaynağõnõ Akdeniz’e indirerek Rusya’nõn petrol sevkõyatõyla reka- bet ettiğini belirten gazetede, Medley Global Advisors adlõ danõşmanlõk şirketinin yükselen piyasalar direktörü Kaan Nazli, “Askeri düşmanlıkları sürdürmenin, Hazar ve Or- ta Asya petrol ve doğalgazı için Rusya’nın dahil olmadığı güvenli bir rotayı sürdürme olasılığına müthiş bir darbe vuracağı” uyarõsõnda bulundu. Çatõşmalarõn, özellikle Rus doğalgazõna bağõmlõlõğõ azaltmak için Hazar ve Orta Asya doğalgazõnõ Avrupa’ya taşõya- cak ve AB’nin desteklediği Nabucco Projesi planlarõnda geri adõm atõlmasõna yol açabile- ceğine işaret edildi. ABD’nin büyük desteğiyle inşa edilen ve Gürcistan’dan geçerek Rusya’yõ by-pass eden BTC boru hattõnda dikkat çeken gazetede yer alan makalede, “Gürcistan’daki çatışmalar özellikle, Hazar ve Orta Asya do- ğalgazını Avrupa’ya taşıyacak ve Rus- ya’ya bağımlılığı azaltacak olan Nabucco projesine darbe indirecektir” denildi. Rusya ile Gürcistan arasındaki askeri çatışmaların devam etme- si, Rus borsasındaki yabancıları kaçırtmaya devam ederken, dü- şen endeksi yerli alımları kurtardı. Moskova borsası, çatışmala- rın patlak verdiği cuma gününü yüzde 7 düşüşle kapatırken, ça- tışmaların devam etmesi nedeniyle borsa, dün açıldığı saatten iti- baren gelen satışlarla hızlı şekilde düştü. Borsanın açıldığı ilk da- kikalarda yabancı yatırımcıların satışı MICEX endeksine yüzde 5.5’lik bir kayıp yaşadı. Ardından gelen Moskova borsasındaki yerli yatırımcıların alımlarıyla endeks yüzde 3 yükseldi. VİZE ALMAYAN TEK ÜLKE * Gürcistan’da 100 civarõnda Türk şirketi faaliyet gösteriyor. *Ülkedeki toplam Türk ser- mayesi ise 450 milyon dolar civarõnda. * Toplam rakamõn büyük bir kõsmõ telekomünikas- yon ve imalat sektör- lerinde olmakla birlik- te liman işletmeciliği, tekstil, su şişeleme ve bankacõlõk alanlarõnda da Türk yatõrõmlarõ bulunuyor. * Ticaret hacmi yõl sonunda 1 milyar dolarõ aşacak. Gürcis- tan ile ticari ilişkiler özellikle 2003 sonrasõ yüksek oranlar- da bir gelişme gösterdi. Geen yõl 935.7 milyon dolar civa- rõnda gerçekleşen hacmin bu yõl 1 milyar dolarõ aşmasõ bekleniyor. * İhracat geçen yõl bir önceki yõla göre yüzde 58 artõş gösterirken ithalatta yine bir önceki yõla göre yüz- de 16’lõk düşüş yaşandõ. * Türk şirketlerinin Gür- cistan’da üstlendiği müteah- hitlik proje bedeli 1 milyar do- lara yaklaştõ. Sõrf geçen yõl 250 milyon dolar civarõnda proje üstlenildi. Günümüze kadar toplam proje sayõsõ 70’i aştõ. YILDA 2 MİLYON TURİST *Hazine Müsteşarlõğõ 2007 verilerine göre Rusya Fede- rasyonu’ndaki Türk yatõrõm- larõnõn toplam tutarõ 3.221 milyar dolarõ aştõ. Ancak Mos- kova Büyükelçili- ği’nden alõnan verilere göre Rusya’daki Türk yatõrõmlarõ 6 milyar do- larõ buluyor. * Rusya ile ticaret hac- mi 28 milyar dolarõ aş- tõ. Bu yõlõn ilk dört ayõnda 12 milyar dolara ulaşõldõ. * Normal koşullarda bu yõl so- nu ticaret hacminin 38 milyar dolarõ aşmasõ bekleniyordu. * Türkiye’ye 70-80’li yõllarda giriş yapan turist sayõsõ 15 civarõnda olurken, bu rakam son yõllarda 2 milyon turiste ulaştõ. * Rusya’nõn Türki- ye’deki yatõrõm top- lamõ 3.5 milyar dola- rõ buluyor. *Dõşişleri Bakanlõğõ verilerine göre, Türk müteahhitleri Rus- ya’da toplam 21 milyar do- larlõk iş yapõyorlar. Bu da yurtdõşõnda üstlenilen proje- lerinin yüzde 22’sini oluştu- ruyor. BORU HATLARI TEHLİKEDE Moskova borsasını Ruslar kurtardı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle