23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 TEMMUZ 2008 ÇARŞAMBA 4 HABERLER CHP lideri Baykal, 'Temiz Eller operasyonu'na göndermede bulunan Başbakan Erdoğan'a yanıt verdi 'Senin elin temiz mi?'• Deniz Baykal, "Mustafa Balbay'ı temiz Türkiye'yi engellediği için mi gözaltına aldınT diye sordu. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "İtalya'da Temiz Eller operasyonu yapıldığı zanıan, biz- dc ne zaman yapılacak diye hay- ı an hayran bakanlar ülkemizde t)u adımlar atddığı zanıan niçin ralıatsız oluyoıiar?" diycn Baş- bakan Recep Tayyip Erdoğan'a "Temiz Eller operasyonu yap- nıak için düğmeye basaııın önce kendi eli temiz olacak. Temiz Türkiye'yi engellediği için mi Mustafa Balbay'ı gözaltına al- dın" karşılığını verdi. Ergenekon soruşturma sürecini "skandal" ola- rak niteleyen Baykal, "Ortada yı- ğınla tez var, kitap var. Silah yok, mernii yok, tank yok. Emekli askerler koca TSK'ye rağnıen ih- tilal yapacaklar... Buna inannıa- ıııızı nıı bekliyorlar" dedi, CHP lideri Baykal, grup top- lantısında yaptığı konuşmada, cko- nomik soruıılar üzerinde dururken "Ergenekon süreeiyle ilgili ge- lişnıeler, kamutlaj vesilesi olıııa- malı. Ergenekon, derken kimse vatandaşııı gclir dü/.eyine darbe yemesine seyirci kalmamalıdır" dedi. Baykal, Ergenekon soruşturma- sıyla ilgili olarak "İstanbul'daki davanın aslıııda büyiik ölçüde si- yasal nitelik taşıyan, siyasi bir ilı- tiyaçla gündeme getirilen, za- manlamasıyla, kapsamıyla, ge- lişnıesiyle siyasi yönlendirnıeniıı olağanüslü etkili olduğu bir da- va olduğu ortaya çıkmıştır. td- dianame 13 aydır yok. 12 Eylül 1980'den sonra DİSK davası 3 ay sonra, MSP, MHP davaları 7 ay sonra başladı. Niye yapnıı- yorsunuz eezalandırmak için mi, yoksa ne istediğinizi mi bilıııi- vorsunuz? Sanıkları bilivorlar da sııçu bilmiyorlar... Kinılerin sa- nık olması gerektiği bilivorlar anıa oııların suçlarının adı ko- nulamamış. Böyle bir dava skan- daldır" dedi. 'Merkezi scrvis' Soruşturmamn aşamalannın yan- daş medya organlarına merkezi bir servisle yansıtıldığını kaydeden Baykal, bir süre önce yargı sistemine giren UYAP (Ulusal Yargı Projesi) üzerinde durdu. Yargı sürecinin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Erdoğan'a "Temiz Eller operasyonu yapmak için düğmeye basaııın önce kendi eli temiz olacak' diyerek atıfta bulundu. (Fotoğraf: AA) gizli olması gereken ilk tahkikat da- lıil tümüyle bilgisayar ortamına ak- tanldığına dikkat çeken CHP lide- ri Baykal, "Bu verilerin Adalet Ba- kanlığı Bilgisayar İşlem Merke- zi'nce i/.leıınıesi olanağı var mı- dır?Eğer böyle bir uygulama ya- pılmışsa ilk tahldkatın gizliliği il- kesinin Adalet Bakanlığı açısmdan uygulanmadığı ortaya çıkmakta- dır. Mahkeme salonuna siyaset girmiştir. Siyasetin girdiği anda adalet salondan çıkmak duru- MHP Genel Başkanı Bahçeli Fetret devri emarelerinin görüldüğünü öne sürdü 'Rejim bmıahma gidiyor' • Bahçeli, 'Krizin başrol oyuncularının oynadıkları senaryoyu bırakmalarını diliyoruz" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosıı) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye'nin, derinden ve sinsi bir bölünme vc aynşnıa ortamının bütün işaretlerini verdiğini, "tıpkı ömrünii tamamlamak üzere olan bir köhne ülkeııin fetret döneminin emarele- rini gösterdiğini" belirterek "rejiın bunalımı"na gidildiğini vurguladı. Bahçeli, "Adına ne denirse denilsin; rövanş, hesaplaşnıa veya vuruşarak çekilnıe... Krizin başrol oyuncula- nnın oynadıkları senaryoyu bırakıp yakın zamanlarda yaptığımız ciddi ve gerçekçi önerileri bir kez daha gözden geçirnıelerini önemle dili- yoruz" dedi. MHP lideri Bahçeli, yaşanan gün- dem vc muhtemel gelişmelere ilişkin olarak, il ve ilçe yöneticilerine yöne- lik bir genelge yayımladı. Bahçeli ge- nelgede, 22 Tcnımuz seçiminden son- ra huzur ve esenlik arayan, refah ve kalkınma bekleyen milletin, o günden bu yana gerçekleşen gelişmeler kar- şısında "derin bir hayal kırıklığı ya- şadığmı ve siyasete olan inancının sarsılmaya başladığını" kaydetti. "Cumhuriyetle tarihi sorunları olan mihraklar ile milletin değer- lerinden uzak siyaset aktörlerinin yarattıkları gerilinı alanııun" siya- set dışına kayına eğilimi göstenneye başladığını, hükümet organlan ile devlet kurumlan ve bürokrasi üze- rinden yeni ve farklı birçatışma saliası doğduğunu ifade etti. Bahçeli, "Avrupa teınsilcilerinin, okyanus ötesi odakların, yabancı güçlerin de artık işbaşındaki hü- kümet eliyle doğrudan müdahil ol- duğu bu kargaşa ortamı giderek da- ha da kötüleşen ekonomik gelişme- lerden de etkilenerek ciddi bir rejiııı bunalınunın işaretlerini vermeye başlamıştır" dedi. "Tarafların net- leşnıeye başladığı bu cepheleşmedc toplum içiııde de gerginliklerin ar- tış gösterdiğini, işbirlikçi medya gücünün etrafında dönüp duran taraflı tartışmaların ve kara pro- pagandanın etkisiyle kafası ve gön- îü karışhrılmaya çalışılan vatan- daşların birbiriııe karşı hasmanc duygular besleme tehlikesiyle yüz yüze bırakıldığım" dile getiren Bah- çeli, şunlan kaydetti: "Ülke yönetimi lıükümetin kontrolünden çıkmış, devleti ayakta tutan tenıel dinamikler olan yasanıa, yargı ve yürütme arasındaki rabıta ve denge kay- bolmuş, birinin diğerine tahak- kümünii arzulayan taraftarlar birer birer ortaya çıkmaya baş- lamıştır. Küçük bir kıvılcımın biıyük sosyal ve siyasal olaylara nedeıı olabileceği bu çok hassas ve son derece kritik ortamda, Tür- kiye derinden ve sinsi bir bölün- me ve ayrışma ortamının bütün işaretlerini vermekte, tıpkı öm- rünii tamamlamak üzere olan MHP lideri Devlet Bahçeli, yaşanan gündenı ve muhtemel gelişmelere ilişkin olarak, il ve ilçe yöneticilerine yönelik bir genelge yavımladı. Bahçeli 22 Temmuz seçimlerinin ardından halkın derin bir hayal kırıklığı yaşadığına dikkat çekerek siyasete inancın sarsılmaya başladığını belirtti. (Fotoğraf:AA) bir köhne ülkeııin fetret dönemi- nin emarelerini göstermektedir" 'Ayrışmalaıdan uzak durun' MHP liden Devlet Bahçeli, ulusal bütünlüğiin tarihindeki en önemli tehditlere maruz kaldığını ifade ederken, bu dönemde MHP'ye ve Türk milliyetçilerine düşen görev ve sorumluluğun daha da arttığını kay- detti. Bahçeli, milliyctçi harekettcn bcklentilerin arttığını da savunarak, örgütüne, "çatışmalann bulandır- dığı puslu ortamın dağılması için ayrışmalardan uzak dııruıa ve yapay farklıhkları körüklemekten ısrarla kaçınma" çağnsını yaptı. ınunda kalmıştır" dedi. Ümrani- ye'deki bombaların imha edildiği- nin altını çizcn Deniz Baykal, şun- lan söyledi: 'Dava yıprandı' "Ortada cephane yok, silah yok, ıııerıni yok, tank yok. Yığınla tez var, kitap var, haber var, CD'ler var. Ortada asker var, emekli. Dava çok ciddi şekilde yıprannııştır. Bir darbe söylenıi- dir gidiyor. Bu örgüt darbeyi geçmişte yapmak üzere kuruldu da şinıdi oııun hesabı ıııı sorulu- yor, yoksa şinıdi bir darbe yapa- caklar da oııun hesabını nıı so- ruyoruz? Geçmişte ise ona göre ifadesi alınması gereken insanlar var. Eski Deniz Kuvvetleri Ko- nıutanı, bana atfedilen günlükler bana ait değildir, dedi. Oyle olup olmadığını tahkik etmiyorlar, ona sornıuyorlar. Eski Genel- kıırmay Başkanı da 'Hayır görev sırasında iken hiç böyle bir şey ol- mamıştır', dedi. 7 Temmuz'da bir büyük ayaklanma için organi- zasyon yapılacak... Kim yapa- cak bu ihtilali, kimlerle yapacak? Emekli askerler, astsubaylar el ele vermişler... Genelkurmay Başkanı orada, kuvvet komu- tanları orada... Koca TSK orada, onlara rağmen ihtilal yapacak- lar... Buna inanmamızı nıı bekli- yorlar. Bu mantıklar çökmüş- tür. Iddianamc de bu konuları çö- zemediği için her hafta ertelen- mektedir.Kim ne yaptıysa oııun hesabını hep birlikte soralım. Bu tertipler işlemeyecektir. He- pimiz Türk adaletinin, gerçek savcıların, hâkimlerin Türki- ye'nin dürüst, deneyimli, saygı- değer hukuk sisteminin ayağa kalknıasını bekliyoruz. Hepimiz Türkiye'nin hukukunun gücüne, savcılarının hâkimlerinin gele- neğine inanıyoruz." 'Akil adam' eleştirisi Baykal, "Akil adamlar devreye girsin" öncrilcriyle ilgili olarak da "Demokrasilerde seçimle gelen adamlar âkil adam statüsündeler. Ülkeyi yönctenler akil adamlar değil mi? Öyleyse niye akil adam ohnayanları oraya getirdiniz?" görüşünü dile getirdi. 'Temiz ellermiş' Başbakan Erdoğan'ın "Temiz Eller" operasyonunu anımsatarak yönelttiği eleştirilere de Baykal, "Temiz Eller operasyonu yap- mak için düğmeye basanın önce kendi elinin temiz olması gerekir. Temiz ellermiş... Sen Mustafa Balbay'ı temiz elleri engellediği için mi gözaltına aldın? Askerleri onun için mi aldın? Sen doku- nulmazlık konusunu açmadan büyük söz söyleme hakkına sahip değilsin, susacaksın" karşılığını verdi. CHP lideri Deniz Baykal, ko- nuşmasının sonunda "Bütün ihti- mallere karşı kendimizi hazır hissediyoruz. Anayasa Mahke- ıııesi ne karar alırsa alsın, tstan- bul'daki davadan ne çıkarsa çık- sın... Türkiye güçlenerek çıka- caktır. CHP, Türkiye'nin sigor- tasıdır. Yeni ve taze bir başlan- gıcı hep beraber yapacağız. Her- kes kendini buna hazırlasııı. Bu kadro Türkiye'yi çıkmaza sü- rüklemiştir. Türkiye'nin siyasi te- nıellerini sahiplenerek hep bera- ber yeni bir Türkiye inşa edece- ğiz" mesajı verdi. LOKAL MÜDÜRÜ TAŞKIN İDDtALARI REDDETTİ Öğretmenevi lokalinde dini tören İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Karşıyaka Öğretmenevi Lokalinde haf- ta sonu dini usullere göre nikâlı töreni ya- pıldığı savlanırken, lokal müdürü Önıer Taşkın iddıaları reddetti. lddiaya göre olay 6 Temmuz Pazar gü- nü akşatn saatlerindc gerçekleşti. O sı- rada lokal bahçesinde bulunan yurttaş- lar Kuran okıuna sesleri duydularve bu- nun üzerine binaya girerek ne olduğunu öğrenmek istediler. Kamusal alanda böyle birgirişimi doğru bulmadıklarını bildirmeleri i'ızerinc yurttaşlarla lokal gö- revlileri arasında tartışma yaşandı. Lo- kal müdürü ömer Taşkın'ın, düğünün kı- zına ait olduğunu söylediğini anlatan yurttaşlar, "Orada şeriata uygun bir ni- kâlı töreni gördük. Kuran sureleri ho- parlör aracılığıyla bahçede de duyu- luyordu. Müdürle konuştuğunııızda kızının düğününü yaptığını söyledi. Bu bir mazeret değil. Kamusal alanda medeni hukuk kuralları çiğnenerek yapılan düğüııe karşıyız" dedileı. Lokal müdürü Taşkın ise kızının dü- ğünün yapıldığını kabul ederek, "İmanı ııikâhı değil resmi nikâlı yapılnııştır" dedi. Eğitimciler de, kendilerine ulaşan bil- gilere göre lokalde Kuran okunduğunu, kadın erkek ilişkilerine yönelik vaaz ve- rildiğini söylediler. ANAYASA MAHFCEMESÎ'NİN MALİ DENETİM KARARI 'CHP'nin ödemeleri usulsüz' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi'nin CHP'nin geçmiş yıllara ait mali denetim kararlan Resmi Ga- zete'de yayınılandı. Kararda, partıden emekli olduktan sonra yeniden sözleşmeylc çalıştınlanlara yapılan ödemeler ile ayrı- lanlara ödenen ihbar tazminatlan "usul- süz" olarak nitelendirildi. Usulsüz oldu- ğu gerekçesiyle Hazine'ye dcvrine karar verilen 930 bin \TL'lik paranm büyük bö- lümünü bu çahşanlara yapılan ödemeler oluşturdu. Hcsaplarda bazı seyahat harcamalannın parti adına yapılmış gibi gösterildiği be- lirtilerek "danışman" adı altında isimlc- ri verilen kişilere farurasız ödemelerin partinin amaeına ve tüzel kişiliğine aykı- n olduğu da vurgulandı. Partide ücret karşılığı çahşmaktayken kendi istekleri ile emekli olan personele kıdem tazminatı öde- nirken, ihbar tazminatı ile ihbar tazmina- tına isabct eden sosyal yardımlar da hc- saplamaya dahil edilerek ödeme yapıldı- ğı belirtilen kararda, personelin emekli ola- caklarını bildirerek ayrılmalanndan dola- yı ihbar tazminatı ödenmesinin de yasaya aykınlık oluşturduğu kaydedildi. Faturalarda tahrifat, mükerrer ödeme, defterlcrin usulünc uygun tutulmamasi nedeniylc CHP'ye "muhasebe" uyansı da yapılırken, sorumlu parti yöncticileri hak- kında suç duyuıusunda bulunuldu. GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Uyanmaya BaşladılarAma... Bu yıl G-8 toplantısının gündemi dolu: Mali kriz, enerji krizi, gıda krizi... Ülkemizdeyse, kimi ken- diyle tıka basa dolu "piyasa ekonomistlerinin" içi rahat, "ABD resesyona girmedi" diye avunuyor- lar. Öyleyse neoliberalizme devam... Halbuki da- ha ciddi ekonomi yazarları, krizin dördüncü dal- gasını da yiyince, uyanmaya başladılar. 'Başka bir şey olsa gerek...' Financial Times'\r\ yazarlarından VVolfgang Münchau, uyanmaya başlayanlardan biri. "Re- sesyon olası en kötü sonuç değil" başlıklı ya- zısında (07/07/08), "bu salt bir mali kriz olsaydı çoktan bitmişti. Dördüncü dalganın sıkıntılannı ya- şadığımıza göre, salt mali aşırılıklardan, kötü düzenlemelerden daha öte bir şeyler rol oynuyor olmah" diyordu. Bank of Internationai Settlements (BIS) "eşik altı ev kredileri krizi, en fazla tetikleyi- cidir, gerçek neden olamaz" diyormuş. BlS'e gö- re, "para ve kredi genişlemesi önemli bir rol oy- namış olabilir". Münchau da BlS'in bu sapta- masına katılıyor ve ekliyor, "ben daha da öteye giderek, bu esas olarak bir ekonomi politikası kri- zidir diyeceğim". Belli ki Münchau, "olayı" (pa- ra ve kredi genişlemesi) görüyor ama anlamını bir türlü kavrayamıyor; "sorunun mali piyasaları gör- mezden gelen Dinamik Stokastik Genel Denge modeline dayanan politikalardan kaynaklandığı- na" inanıyor. Bu nedenle, şimdi, kemerleri sıkmak, resesyonu, birilerinin biraz sıkıntı çekmesini, bazı bankaların batmasını kabullenmek gerekir di- yor. "Yoksa" Münchau'ya göre "sonsuza kadarbir 'Minsky moment' (kredi krizi) içinde kalacağız." Münchau'nun aklına şu soruyu sormak gelmi- yor: Neden merkez bankalan bu politikalan be- nimsediler? Neden bu politikalar biryere ka- dar ekonomik büyüme yaratabildi? Ama Münchau, krizden çıkabilmek için resesyona, yı- kıma katlanmak gerekir diye düşündüğüne gö- re, sanırım, sorunun köklerinin nerede yattığını da hissediyor. Sorun içsel ve yapısal Münchau'nun hissettiği şey şu: Sorun aslında, üç beş merkez bankası ekonomistinin hatasın- dan, yani dışsal (egzojen) etkenlerden kaynak- lanmıyor. Peki, ama nereden kaynaklanıyor? Onun yerine biz cevap verelim. Muazzam para ve kredi genişlemesinin gündeme gelmesinin ar- dında birbirine sıkı sıkıya bağlı, biri ekonomik di- ğeri siyasi iki neden var. Birincisi, 1997 öncesinde The Economist'in kabul etmekte büyük zorluk çektiği birsorunla ilgili. Bu kendini kapasitefaz- lası ve talep yetersizliği olarak gösteren "aşırı bi- rikim sorunudur". Dünyaya hâlâ "Say yasasıy- la" bakmaya çalışan, "piyasa ekonomistlerinin" anlama kapasitesini iyice zorlamaya başladığımı düşünerek, kafalarını daha da karıştırmamak için, "emek değer teorisine", "kâroranları düşme eğilimi" konularına girmiyorum. Ancak kapasite fazlası sorununa bakmalarını öneriyorum. O za- man, para ve kredi genişlemesi "çılgınlığının" ar- dındaki mantığı belki anlamaya başlayabilirler. Kriz sertleşirken, ekonominin gemisi su alma- ya başlayınca, merkez bankalan ve maliye ba- kanları, "delikleri" para ve kredi genişlemesiyle ya- rattıkları ek taleple tıkamaya çalıştılar. Sermaye de kendi deliklerini tıkamak için spekülasyona ve talanayöneldi. Bu "piyasa ekonomistleri", dönüp 2001-2 yıllarındaki tartışmalara baksalar, benim gibi "kötümserlerin" o zaman "resesyonu yanda kesiyorlar, sorunlar daha sonra çok daha büyük bir şiddetle geri gelecek" dediğini de görürler. Bu da bizi siyasi nedene getiriyor. Kapasite fazlasını tasfiye etmenin, halkı eksik tüketime (yok- sulluğa) katlanmaya zorlamanın siyasi maliyeti- ni hiçbir ülkenin devleti üstlenmek istemez; ön- ce ertelemeye, bu arada yükü başka ülkelerin eko- nomilerinin üzerine yıkmaya çalışır. Uluslararası "yönetişim" de işte böyle dönemlerde çöker. Ulus- lararası mali sistem de... Siyasetçiler, mali sermayenin, iş çevrelerinin, hatta medyanın baskısına dayanacak gücü ken- dilerinde bulamıyorlar. Treni sallamaya, efendi- lerinin "şenliğinin" devam etmesi için ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar. Köpük büyüyor ve sonunda patlıyor... Şimdi ne yapılabilir, G-8 toplantısından Münc- hau'nun önerdiği "acı ilaç", cesur kararlar çıka- bilir mi? Geçen yılki toplantıdan çıkan ortak bel- ge bir fikir verebilir: "Dünya ekonomisi iyi ko- şullardadır... Küresel dengesizlikler, sürdü- rülebilir ve güçlü bir büyüme ortamında yu- muşak bir biçimde aşılmaktadır"... Ya bunlann dünyadan haberi yok, ya da niyetleri treni sallamaya devam etmek. Ama artık, delik- leri para, kredi genişlemesiyle tıkamak olanaklı de- ğil, finans sermayesinin enflasyon korkusu da hız- la artıyor. Fazla kapasitenin, şişkin talebin (refa- hın) yok olması kaçınılmaz. Ama nerede, kimin ekonomisinde? Bana, bu yıl, masa başında bir- birine gülümseyenler, masanın altından tekme- leşmeye başlayacaklar gibi geliyor. erginy@tr.net http://erginyildizoglu.blogspot.com DYP'NİN MALİ DENETİMİ 261.5 bin YTL Ha'tine'ye gelir kaydedilecek ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Anaya- sa Mahkemesi, Demok- rat Parti adını alan DYP'nin 1999,2000 ve 2001 yıllanna ait mali denetimini tanıamladı. Partinin 2001 yıh mali hesap ineelemesinde, 261milyar591 bin 528 lira ödemenin Hazine'ye gelir kaydedilmesi ge- rektiği sonucuna vanldı. Resmi Gazete'dc ya- yımlanan DYP'nin 1999 yılına ait mali deneti- mine göre, kesin hesap- ta gösterilen 8 trilyon 729 milyar 410 milyon 672 bin 875 lira gelir, 548 milyar 261 milyon 424 bin 838 lira borç, 9 trilyon 206 milyar 52 milyon 82 bin 34 lira gi- der ile 15 milyar 93 mil- yon 527 bin 679 lira kasa ve banka devrinin eldeki bilgi ve belgele- re göre doğru olduğu belirlendi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle