Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 TEMMUZ 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13
Bir yılda ikiye katlanan petrol fiyatlannın 200 dolara çıkacağma yönelik beklenti giderek güç kazanıyor
Petrolde kâbus senaryosu• ING'ye göre, petrol 200
dolara çıkarsa, düıiya
genelinde enflasyon
yükselecek, bankalar faiz
arttıracak, ekonomik büyüme
yavaşlayacak.
Ekonomi Senisi - Son bir yılda iki-
ye katlanan petrol fiyatlannın yıl so-
nuna kadar 200 dolara çıkmasmı bek-
leyenlerin sayısı az değil. Uluslarara-
sı yatırım bankası ING'ye göre, pet-
rol fiyatlan 200 dolara çıkarsa, hızlı bir
düşüş trendinin de startını verecek.
ING'nin senaryosuna göre, petrol fi-
yatlannın 200 dolara çıkması enilas-
yonu yükseltecek ve ekonomik akti-
viteyi baskılayacak. Enflasyon
ABD'de yüzde 7'yc, Avro Bölge-
si'nde ise yüzde 4.5'e çıkacak. Bu du-
rumda merkez bankalan faiz artıracak.
Yıl sonuna kadar ABD Merkez Ban-
kası (FED) faizi yüzde 2'den yüzde
3.25'e, Avnıpa Merkez Bankası ise
yüzde 4.25'ten yüzde 4.75'e çıkaracak.
Artan faizler, büyüme üzerindeki aşa-
ğı yönlü baskıyı daha da arttıracak.
Durguııluk, kredi krizini daha da de-
rinleştirecek. Varlık fiyatlan düşe-
cek, artan faizler bankalann içinde bu-
lunduğu durumu zorlaştıracak.
Cerlllmler artacak
Bu noktadan sonra gcri dönüş sü-
reci başlayacak. Petrol fiyatlannın
ekonomik aktiviteyi baskılaması so-
nucu, petrole olan talep aniden dü-
şecek. Petrol fiyatlan 2009 yılı bo-
yunca düşerek 100 dolara gerileye-
cek. Petrol fıyatlanndaki bu düşüş,
ABD'de geçici bir deflasyona yol
açacak ve enflasyonun düşmesiyle
Fed ve Avrupa Merkez Bankası fa-
izleri indirecek. 2009 sonunda Fcd
faizi yüzde l'e, Avrupa Merkez
Bankası ise yüzde 3.25'e indinniş
olacak. Petrolün 200 dolara çıkma-
sı, tüketicilerden üreticilere 4 trilyon
doların transfer edilmesi anlamına
gelecek. Bu tutar, küresel ekonomi-
nin yüzde 7'sinin üzerinde bir ora-
na denk gcliyor. Bu gelir transfcri
uluslararası gerilimleri arttıracak.
Felaket kapıda,
zenginler kafa yoruyor
Ekonomi Servisi - Türkiye'nin de
üye olduğu Gelişen Sekiz Ülke
(D-8) olarak anılan gelişmekte olan
Müslüman ülkeler grubu yükselen
gıda vc yakıtfiyatlannınfelakete yol
açabileceği uyansı yaptı.
Malezya'nın başkenti Kuala Lum-
pur'da düzenlenen D-8 zirvesinde
dünyanm en büyük palmiye yağı üre-
ticileri Malezya ve Endonezya, ta-
rım alanlarınm biyoyakıt ürctimine
dönük amaçlarla kullanılmasına son
verilmesini istediler.
Öte yandan Japonya'nın Toyako
kentinde yapılan en zengin ülkelerin
liderlerinin bir araya geldiği G-8
zirvesine de yüksek petrol fiyatlan-
na çözüm arayışı damgasını vurdu.
lngiltere Başbakanı Gordon Brown,
petrol üren'cileri ve tüketicilerinin ka-
tılacağı ikinci petrol zirvesinin ara-
lıkta Londra'da yapılacağını söyle-
di. Zirvede, 2050'ye kadar sera gaz-
lan salınımının yüzde 50 oranında
azaltılması kabul edildi.
HÎLMI GÜLER
'Zammı
gerektiği
içinyaptık'
ANKARA(Cumhu-
riyet Bürosu) - Enerji
vc Tabii Kaynaklar Ba-
kanı Hilmi Giiler, 1
Temmuz itibanyla yü-
rürlüğe giren elektrik-
teki otomatik fiyatla-
ma mekanizması ile il-
gili olarak, "Otomatik
fiyat mekanizması hep
fiyat artışı demck de-
ğil, öyle olsaydı oto-
matik zam denirdi.
Önccki dönemde ge-
rekmediği için zam
yapmadık. Şimdi ge-
rekti" savunması yaptı.
Gülcr, Elektrik Üre-
tim AŞ (EÜAŞ) Genel
Müdürü Sefer Bü-
tün'ün EÜAŞ üretim
ve yatırımlanna ilişkin
yaptığı basın toplantı-
sında, elektrik üreti-
minde barajlardaki su-
larla ilgili bir somya
"Su durumumuz ge-
çen seneden daha dü-
şük, burası bir gcr-
çek, ama biz bunu yö-
nctiyoruz" yanıtmı ver-
di. Güler, gelecek yıl
üretim açığı yaşanma-
ması için hangi kayna-
ğın devrcye sokulaca-
ğıyla ilgili soruyu da
"Türkiye'nin bir
avantajı var. Yağmur
bir yerde yağmaz,
başka yerde yağar.
Rüzgâr Çanakkale'de
kesiliısc, lskende-
run'da esmeye devam
eder. Bunu yönetmek
de bizim işimiz
1
" şek-
linde yanıtladı. Hiçbir
yerde elektrik kesintisi
olmadığmı belirten Gü-
ler, artan talebı karşıla-
yacak ölçüde üretim ar-
tışı sağlandığını söylc-
di. Güler, "Önümüz-
deki dönemde de ke-
sinti olmayacak" dedi.
Gülcr'in elektrik gün-
dcmine ilişkin bazı ifa-
deleri şöyle:
• Elektrik ve doğal-
gaz tüketiminin artış
oranında Çin'den sonra
dünya 2'ncisiyiz.
• Göreve geldiğimiz
döneme göre elektrik
tükctimi yüzde 60 arttı.
Cumhuriyet'in 80 yı-
lında 5 lamba yanıyor-
duysa, buna biz de 5.5
yılda 3 lamba daha ek-
ledik.
• Bu dönemde bir
yatırım yapılnıadığı
doğra değil. 30 milyar
dolarlık projc devam
ediyor.
*S Yıl sonuna kadar
yoksullara 7.5 milyon
ton kömür dağıtmış ola-
cağız. EÜAŞ'nin bir
görevi de yoksullara
destek olmak.
^ Türkiye cncrjidc
kurtuluş savaşı vcriyor.
Dışa bağınılılığı azalt-
maya dönük.
İkramlık çikolatada pazarın ilk iki
markasından biri olan şirkci. unlu
mamullerde de gelecek yıl ilk üçte
olmayı hedefliyor.
Şölen Çikolata dışarıda başardı,
şimdi sıra içeride
îstanbul Silivri 'de hizmete girecekyeni
fabrika için yıl sonuna kadar 90 milyon
YTL yatırım yapılacak
OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA
Dağıtımın çok pahalı, lojistiğin
zayıf olması nedeniyle daha geç
girdikleri iç pazarda, orta vadede
yüzde 20'lik paya göz diken Şö-
len, gerek tat gerek paketlemede
farkh dizaynlara giderek fark ya-
ratmaya, tercih nedeni oluştur-
maya çalışıyor. Gaziantep'de iki
fabrikayla üretimde bulunan şirket
kısa bir süre içinde lstanbul'da üre-
time başlayacak üçüncü tabrika ile
heni yeni kategorilere girccck
heın de var olduklan alanlarda
Ürün çeşidini arttıracak.
Her ne kadar yurtdışında, Tür-
kiye'den çok daha iyi tanındık-
lannı Singapur, Bahreyn vc Du-
bai gibi önemli havaalanlannın
Free Shop'larında bulıınsa da
Türkiye'de raf bulmakta zorlan-
dıklarını anlatan Şölen Çikolata
ve Gıda Şanayi fhracattan So-
rumlu Yönetim Kurulu Üyesi
Elif Çoban, çıtayı çok daha yük-
seklere çıkarmak için önemli
adımlar atnıış durumda oldukla-
rını belirtiyor.
Pazarlama değişiyor
Çoban'ın verdiği bilgiye göre,
80'li yılların başında Gazian-
tep'te çikolota ve şekerleme işine
giren şirket, o zaman sahip ol-
dukları ortaklarla doğrudan ihra-
cata başlıyor. Önceleri Demir
Perde ülkeleri, daha sonra Türki
cumhuriyetlcr ve zamanla ycni ka-
tılanlarla sayısı 100'ü aşan ülke-
ye ihracat yapıyor Şölen. 1997'dc
ortaklardan aynlan, Çoban aile-
sinin yedi çocuğundan biri olan
Elif Çoban'm Şölen'le yollannın
kesişmesiyle pazarlama konu-
sunda da ciddi dcğişimler yaşa-
nıyor.
Çoban, katıldığı bu önemli gı-
da fuannda özcllikle Japonlann
dalıa yüksek fiyata karşın daha ka-
liteli ürün istemesiyle de şirket ye-
ni yönünü belirliyor. Önemli müs-
terilcrin markayı, ycrli raflarda
gömicmcsiylc başlayan kuşkulu
sonılan üzcrine iç piyasaya ginne
karan aldıklannı anlatan Çoban,
iç piyasada özellikle son dört yıl-
da yaygın olarak görüldükleri
için farkh konumlandınnalara
maruz kaldıklanndan da yakını-
yor. Aslcn Sivas'h olan ailesi 30
yıl kadar önce Gaziantcp'e yer-
leşiyor Elif Çoban'ın. Yedi kar-
deşten orta sıralarda yer alan iki
kızdan biri. Ancak dominant bir
karekterc sahip anne, kızların
hiçbir zaman ikinci sınıf olınası-
na izin vermiyor. "Okulları hep
iyi dereceyle bitirdim... OD-
TÜ'yü bile birincilikle" diye
anlatan Çoban, sonra Bilkent Üni-
versitesi'nde akademik kariyer
yapıyor. Eşiylc aynldığında Îs-
tanbul'a gelmeden kısa bir süre
görmek üzere gittiği ailesinin ya-
nmda, biraz da yine annesinin ıs-
ranyla fabrikaya uğrayan Çoban
bir daha da iştcn aynlamıyor.
Şölen Îstanbul Silivri'de hiz-
mete girecck yeni fabrikası için şu
ana kadar 50 milyon YTL'lik
yatınm yaptı. Günlük toplam üre-
tim kapasitesinin 500 tona çıkması
hedefleniyor.
İLGİ TOPLUMVNA DOĞRU / ÖZLEM YÜZAK ozlem.yuzak@cumhuriyet.com.tr
Batı dünyası Türkiye ve Türkler deyince
ne algılıyor? Türkiye'de şu son yaşanan
gelişmeleri nasıl değerlendiriyor?
Sade bir Avrupa vatandaşı, eğer dün-
yadaki gelişmelerle ilgileniyor ve bilgi al-
mak istiyorsa elindeki en büyük kaynak
sizin de bildiğiniz gibi yazılı ve görsel
medya. Üstelik istinasız her gün yabancı
basında Türkiye ile ilgili küçük ya da bü-
yük bir haber yer alıyor. Peki bunlar oku-
yucuya Türkiye hakkında nasıl bir imaj ve-
riyor? Hemen söyleyeyim: Demokrasi
yoksunu, insan hak ve özgürlüklerini
sürekli ihlal eden, Atatürkçülük ve Ke-
malizmi yerden yere vuran ve bugün
yaşananların asıl sorumlusu olarak
gösteren, ordunun tasfiyesini sürek-
li vurgulayan, AKP'yi demokrasinin
baş savunucusu olarak tanımlayan bir
portre.
Demokrasi ve insan hakları karnemi-
zi "pekiyi"\er\e dolu gören bir kişi deği-
lim. Siyasi yapılanmadan eğitime, sağ-
lıktan güvenliğe kadar pek çok alanda ek-
siklerimiz olduğu da doğru. Zaten ga-
zeteci olarak görevimiz de bunları ka-
Bir Muhabir ve Le Monde Gözlüğü ile Türkiye...
muoyuna aktarmak. Ancak yabancı kay-
naklı haber ve makalelerle Türkiye'nin ele
alınış biçiminin nasıl tek yönlü olduğunu
gördükçe kafamdaki sorular da çoğalı-
yor.
Sorulara geçmeden önce bir örnekle
konuyu açmak istiyorum.
Bahsedeceğim gazetecinin adı Guil-
laume Perrier. Fransa'nın en saygın ga-
zetesi Le Monde'un Türkiye muhabiri.
3 Temmuz tarihli Le Monde'da Perri-
er imzalı iki yazı yer alıyor. Biri haber, di-
ğeri ise inceleme.
inceleme yazısının başlığı: Kemalist
Türkiye'nin Neferleri.
Yazıda başta sona yargı masaya ya-
tırılmış. İyi güzel... Ancak gerek neden-
sonuç ilişkileri, gerekse yazıda başvurulan
kişi ve kaynaklara baktığımızda, hepsi-
nin tek bir ideoloji çerçevesinde birleş-
tiğini görüyoruz: Kemalizmi her şeyin
suçlusu gören AKP destekçiliği.
"AKP'yi yasaklamaya çalışan bu hâkim
ve yargıçlar kimler?" diye ortaya attığı so-
runun yanıtını Perrier kendi veriyor ve yar-
gıçlan "laik muhafazakâr ve kendini tec-
rit etmiş bir yapının, yani Kemalizmin"
bekçileri olarak tanımlıyor. iktidardaki
partinin kapatılmasına ilişkin halen devam
eden yasal süreci, gay ve lezbiyenlerin
dernek kurmasına yönelik yasağı ve
YouTube sitesinin kapatılma kararını
"ortak bir nokta"da toplayan Perrier,
her üçünün de Türk yargısının son kur-
banları olduğunu vurgulayıp, Brüksel'in
de ısrarcı olduğu bu reformu AKP'nin is-
temesine karşın, önlerindeki tek engelin
"Kemalist rejimin savunuculan" olduğunu
belirtiyor. Perrier'in yazısını oluştururken
başvurduğu kişiler de yalnızca Musta-
fa Şentop, Ümit Kardaş ve Mithat
Sancar gibi daha çok Zaman gazete-
sinde görüşlerine başvurulan uzmanlar.
Koca bir sayfaya yayılan yazıda bir tane
de karşı görüşe yer verilme zahmetine gi-
rilmemiş bile.
Yazıda sap ile saman öyle birbirine ka-
rıştırılmış ki, adliye binasının önünde
bekleyenlerle (biri bir seyyar satıcının ka-
rısı) konuşan Perrier, onların "yakınlan-
na nasıl işkence yapıldığı, nasıl kendile-
ri ile görüştürülmedikleri" gibi bütünüy-
le tek taraflı sözleri de yazının orasına bu-
rasına belli ki renk olsun diye serpiştir-
miş...
İkinci yazıya geçiyorum: Bu da bütü-
nüyle Taraf gazetesine övgüler yağdıran
ve Taraf'ı "ordunun baş belası" olarak
tanımlayan bir başhkla ele alınmış bir ha-
ber. "YargıçlarAKP'nin kapatılma dava-
sıyla uğraşırken Taraf gazetesi 'devlete
karşı oluşturulan darbe girişimlerini' or-
taya çıkarıyor" sözlerini kaleme alan
Perrier, Ahmet Altan'ı da "darbe giri-
şimlerine karşı savaş açtığı için roman-
cılığını şimdilik bir kenara bırakan" ünlü
yazar olarak tanımlıyor. Perrier yazısın-
da bütünüyle "Kemalist rejimin bekçisi"
olarak tanımladığı orduya yükleniyor.
Yazıda DTP'nin yasaklanma girişimleri ve
askerin PKK ile mücadelesi de eleştirel
şekilde ve geniş olarak yansıtılıyor....
Yalnız bu iki yazı değil, geriye yönelik
internette bir tarama yaptığımda, bu
gazetecinin istisnasız bütün yazılarının
Kürt yanlısı ve AKP destekli olduğu
açıkça görülüyor.
Evet, Le Monde okuru Perrier saye-
sinde Türkiye'yi yalnızca böyle tanıyor.
Peki ya diğeryayın organlan farklı mı? Hiç
de değil.
Bugün Batı dünyasında Türkiye'ye
karşı sistematik bir karalama kampan-
yası; yalnış ve tek taraflı enformasyon sü-
reci hızla sürüyor. Dışişleri Bakanı Ba-
bacan'ın Avrupa'da kendilerini (AKP'yi)
mağdur olarak gösterip yardım dilendi-
ği sürecin tamamlayıcı ayaklarından bi-
ri de bu. Tıpkı önceki gün Fethullah Gü-
len güdümlü Abant Toplantılan'nda du-
rup dururken Kürtlerin sempatisini çek-
mek için bilinçli şekilde yapıldığı besbelli
ortak karar gibi... Tabii tüm bunlar olur-
ken, "Bu işin finansmanını kim sağlıyor?"
gibi bir soru akıllara gelmiyor değil...
EKONOMİ POLİTİK
ERİNÇ YELDAN
Dış Açıktan
Demokrasi Açıgına...
Türkiye Cumhuriyeti, Uluslararası Para Fonu
(IMF) ile 1998 yılında imzalanmış olan Yakın Izleme
Anlaşması'ndan (Staff Monitoring Program) bu ya-
na muhafazakâr/neoliberal programın doğrudan ko-
şullandırması ve tahakkümü altına sürüklenmiştir.
IMF, Dünya Bankası ve uluslararası finans serma-
yesinin yürütücü kurumları olan derecelendirme ku-
ruluşlarının gözetim ve denetirni altında sürdürülen
bu program ile ülkemizin iktisadi, siyasi ve sosyal
yaşamı yeni-emperyalist neoliberal küreselleşme-
nin stratejik çıkarları ve mantığına göre yeniden bi-
çimlendirilmeye çalışılmaktadır.
2000'li yıllar boyunca farklı iktidarlar, ancak tek si-
yaset biçiminde sürdürülen söz konusu muhafa-
zakâr/neoliberal program uyarınca Türkiye yapısal
nitelikli iki açık ile karşı karşıya kalmıştır:
• İktisadi yaşamda dış açık (cari işlemler açığı)
• Siyasi yaşamda demokrasi açığı
İlk bakışta birbirinden bağımsızmış gibi gözüken
bu iki açık, aslında neoliberal, "şirketler ve finansal
sermayenin küreselleşmesi" olarak betimlenen ay-
nı sürecin doğrudan bir uzantısıdır.
•••
Türkiye ekonomisi 2003'ten bu yana birikimli ola-
rak 116.5 milyar dolar cari işlemler açığı vermiş ve
söz konusu açığı finanse edebilmek için toplam
117.2 milyar dolar dış borç biriktirmiştir. Yabancı ser-
maye ve dış borçlanmayı temel amaç edinen bu eko-
nomik yaklaşım sonucunda, Türkiye dış ticaretinde
olağanüstü açıklar yaşayan ve üretim olanaklarının
da doğrudan doğruya yurtdışından spekülatif sıcak
para girişlerine bağımlı hale getirildiği bir konjonk-
türe sürüklenmiş durumdadır. Türkiye'nin ulusal ge-
liri, dış kaynak girişi olduğunda büyüyen, aksi hal-
de daralan; sermaye çıkışı altında da siyasi irade-
sinin uluslararası finans sermayesinin kaprislerine
bağımlı hale getirildiği bir yapıya bürünmüştür.
Geçen hafta yayımlanan ulusal gelir rakamları da
bu gerçeğin yeniden teyidinden ibarettir. 2008'in 1.
çeyreğinde yüzde 6.6 oranında elde edilen büyü-
menin yüzde 5.1 'ini (yüzde 80'ini) özel tüketim har-
camalarındaki artış açıklamaktadır. Söz konusu tü-
ketim "patlamasının" ardında da yıllık bazda 45 mil-
yar dolara ulaşan cari işlemler açığı ve dış borç-
lanmadaki yeni rekorlar yatmaktadır. (Büyüme ra-
kamlarının teknik analizine gelecek haftaki yazım-
da değinmek arzusundayım.)
• • •
Konumuzun demokrasi açığı boyutunu ise 26 Mart
tarihli Ekonomi Politik köşesinden ödünç alarak ye-
niden vurgulamak istiyorum: "İçinde Türkiye'nin de
bulunduğu coğrafyada, neoliberal yeni-emperyalist
küreselleşmenin önünde aşması gereken iki engel
durmaktadır: Laiklik ve bölünmezlik. Petrol tekelle-
rinin ve uluslararası finans şebekesinin 'doğunun' pet-
ro-dolarlarıyla 'batının' finans merkezlerini bir ara-
ya getirebilmesi için bölgemizde sınırlann yeniden
çizilmesi gerektiği açıkça ortaya çıkmıştır. Bu yeni
paylaşım savaşımının ideolojisi ise 'ılımlı Islam' ya da
'Büyük Orta Doğu Projesi' gibiadlarla çağnştınlmakta
ve AKP iktidannda her türlü muhalafetin sindirilmeye
çalışılarak, 'alternatifimiz yok' haykırışlarıyla sürdü-
rülen bu program, Türkiye'nin demokrasi açığını da-
ha da şiddetlendirmektedir."
"IMF ve AB kurumsal çapası" gibi sözcük oyun-
larıyla da meşrulaştırılmaya çalışılan bu yeni-(kolektif)
emperyalist saldırıya karşı çıkmak da her yurtseverin
görevi olmalıdır.
GÜNÜN İÇİNDEN
KalDer: Müşteri markadan memnun
Türkiye Kalite Derneği (KalDer)
Türkive Müşteri Memmmiveti Ulusal
Endeksi (TMME), 2008 'in ilk çeyre-
ğinde geçtiğimi:yıla göre 0.7puan ar-
tışla 74.6 olarak gerçekleşti. Tüpgaz,
cep telefonlan, GSM hizmetleri, hız-
lı seıvis restoranlan, banka kredi kart-
ları, alışveriş merkezleri ile kamuda eğitim kate-
gorilerinde açıklanan sonuçlara göre BP Gaz, No-
kia, Hazırkart, Burger King, îzmir Alışveriş Mer-
kezleri, Maximum Card, World Card ve eğitimde
özel okullar ilk sırada yer aldı. KalDer Yönetim Ku-
mlu Başkam Ali Rıza Kaylan, göstergenin kıımmlar
ve müşterilere yön vereceğini söyledi.
Maliye'nin taşıtta ÖTVısran
Taşıt araçlannın satışjiyatlannda yapılacak in-
dirim oranı ne olıırsa olsun, maliye enfazla yüz-
de JO'luk indirime denkgelen ÖTV'den vazgeçe-
cek. Örneğin satış Jiyatı 20 bin
YTL olan bir otomobilde yüzde
15 oranında 3 bin YTL 'lik indi-
rim durumunda, ÖTV 17 bin YTL yerine yüzde
10'luk indirim sonrasıfiyatadenk gelen 18 bin YTL
üzerinden hesaplanacak. Bu da aracın satış fıya-
tım370 YTL artıracak.
Fortisf
ten çiftçi kart
Fortis, çiftçilere özel kredi kartı çıkardı. Öde-
melerin isteğe bağlı olarak yılda bir kez yapılabi-
> leceği Fortis Çiftçi Kart'tan
nakitpara çekilebildiği gibi, üye
işyerlerinden tanmsal ihtiyaç-
lar da karşılanabiliyor. Çiftçi
Kart 'a sahip çiftçiler dilerler-
se yılda bir kez ödeme yapabiliyorlar. Ödeme ta-
rihi ise çiftçinin hasat zamanına göre belirleniyor,
Operasyon merkezine ödül
Finansbank Operasyon Merkezi, uluslararası pa-
ra gönderme-alma seıyisi IVestern Union tarafın-
dan Güneydoğu Avıiıpa Bölgesi 'nde 'Kaliteli Ağ
Servisi ve Western Union
y& FlNANSBANK
Bil
'f'
m
Teknolojüeri 'ni en
iyi kullanan operasyon
merkezi seçildi. Merkez, ağ genişliği, CSC servis
kalitesi ve ağ verimliliği alanlanndaki başanlt ça~
lışmalan nedeni ile ödüle değergörûldü.