06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 TEMMUZ 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 Kargalar llker Çamkır: "Çok güvenilir bir kaynak, ifadesine başvurulmak üzere La Fontaine hakkında kırmızı bülten çıkarıldığını açıkladı!" Elektronik posta: [email protected] www.denizsom.com Tel: 0.212.343 72 74 Faks: 0.212.343 72 60 - Hasan Doğan'ın ani ölümü RTE'yi sarsmış... "Ya, Kuddusi Okkır'ın beklenen ölümü!" a £ «a öpüşmek ömrü arttırıyormuş. Etek öpmek de serveti! Tandır Merih Ulus: "Tandır başında oturulurken anlatılan masala âtandırname dendiğine göre Ergenekon bir tandırname midir?" İhraçlar Mete Seyit: M "Yüksek Askeri Şura'da irticacı subaylar ihraç edilirdi. Bu kez ulusalcı subaylar ihraç edilirse şaşmamak gerek!" Şimdilik Kemal Öncü: "Bu sabah da evimin kapısından yalnız çıktım; bana henüz ergene konmadı!" VELEV Kl, sayın seyirciler haber merkezimize az önce gelen bir son dakika gelişmesini aktarmak için olay yerinde bulunan muhabir arkadaşımıza bağlanmış olalım: "Evet, sayın seyirciler; velev ki başkent kulislerinden kulağımıza fısıldanan bir son dakika haberini hemen sizinle paylaşıyorum: Her yere konan bir davanın beklendiği şekilde açılması halinde duruşmaların Avşa Adasf ndaki Avşa Beden ve Fikir Sağlığını Geliştirme ve Kalkındırma Spor Demeği'nin spor salonunda yapılmasının söz konusu olabileceği itinayla bildirildi. Bildirirni yapan güvenilir kaynak, Avşa Adası'nda yapılması düşünülen duruşmalar üzerine bunun yaklaşık 50 yıl önce Yassıada'da yapılan duruşmaların bir rövanşı olacağı yolunda yorum yapmaya kalkışanlar bulunabileceğini Velev 2ancak bunların akıllarından zoru olan kişiler olmasının büyük olasılık olduğunu söyledi. Başkent kulislerinin güvenilir kaynaklarındaki bir başka kaynak da 'Avşa Adası'nda yapılması düşünülen duruşmaları daha ilk celsede gölgelemek için Yassıada'yı değil Imralı Adası'nı kullanabilirler' dedi. Bu beyanat üzerine dikkatler Imralı Adası'na çevrildi. Fakat en güvenilir kaynaklara en yakın çevreler, duruşmaların Imralı Adası'nda yapılmasının söz konusu olmadığını kesin bir dille açıklamakta bir an bile tereddüt etmedi. Güvenilir kulislerin güvenilir kaynakları bu görüşleri yani duruşmaların Imralı Adası'nda yapılmayacağı bilgisini doğrulamakla birlikte, yargılama bittikten sonra infazların Imralı Adası'nda gerçekleştirilip gerçekleştirilmeyeceğini bugün için kimsenin bilmediği yolunda bazı bilgilere sahip olduklarını ifade etti. Bu arada sayın seyirciler, Avşa Beden ve Fikir Sağlığını Geliştirme ve Kalkındırma Spor Demeği'nin spor salonunun mahkeme salonuna dönüştürülmesi için gereken altyapı ve üstyapı çalışmalarının Istanbul Büyükşehir Belediyesi'nin 'her okula bir mescit, her mescide bir salon' kampanyası çerçevesinde gerçekleştirilebileceği öğrenildi. Evet, tekrar haber merkezine bağlanıyoruz." Evet, sayın seyirciler velev ki diyerek aldığımız yeni gelişmeleri sizlere anında aktarmayı sürdüreceğiz. Şimdi göbek havaları ile yayınımıza devam ediyoruz. SESSİZ SEDASJZ (!) mm İki paragraf yazıyla küçiik bir test DAHA sonra yapacağı küçük bir "test" için aşağıdaki birer paragraflık yazıları okumanızı öneriyor Cumhur Utku: "Belki fazla iddialı bir değerlendirme olacak, ama ben iki orgeneralin bir sivil savcı tarafından darbe iddiasıyla gözaltına alınmasını tarihi bir dönüm noktası olarak görüyorum. Bu olay, Türkiye'nin artık darbe heveslerinden ve heveslilerinden giderek köklü olarak kurtulduğunun ciddi bir göstergesi. Bu girişimin, aklından darbe geçiren bütün çevrelere ciddi bir uyarı etkisi yapmış olduğunu umuyorum. Oral Çalışlar 4 Temmuz 2008 Radikal gazetesi" "Belki, aylar ya da yıllar sonra geriye dönüp, 1 Temmuz 2008'e baktığımızda, 1 Temmuz 2008'i Türkiye'nin 'darbecilik'ten kurtuluş ve 'darbecilik' ile 'Katolik nikahı' yapmış bir CHP'den kurtuluş sürecinin başlangıcı, bir 'milat' olarak göreceğiz. 1 Temmuz 2008'in değeri ilerde daha iyi anlaşılacak. Cengiz Çandar 5 Temmuz 2008, Referans gazetesi." Test: "Sizce, çok önemli ve çok değerli köşe yazarlarımız bu paragrafları neden kaleme alınmıştır? a) Giriştikleri savaşta aldıkları görevi yaparken, inisiyatif kullandıkları için. b) Koordineli hareket etme gereksiniminin sonucu olarak. c) Gördükleri rüyanın aynı olduğunu bildirmek için." ÇED KÖŞESt OKTAY EKINCI Yabancılara 'Acele' Satış Geçen haftanın ilk günlerine dönelim... Cumhuriyet Başsavcısı ıktidar partisini kapatma davasındaki sözlii açıklamalarım yapıyor; yanı "AKP'yi eleştiriyor"... Aym gün bir başka savcının ta- limatıyla, "AKP'yi eleştiren" kimi ünlü siviller ile "övmeyeıT' emekli gencraller gözaltına all- nıyor... Medya hangisine yetişeceğini bilemiyor; insanlar "neler olu- yor"dan başka söz bulanııyor; Türkiye ayaktaykcn iki kesim var ki "oturmuş'Mar, sadece kendi "iş"lcrine bakıyorlar... Birincisi, TBMM'deki ikti- dar milletvekilleri. Anayasa Mahkemesi'nce iki ay önce iptal edi- lerek ycnisi için 6 ay süre tanınan "Yabancılara Mülk Satışı Ya- sası"nı, daha 4 ay varken yenıden düzenleyip onay- lıyorlar... İkincı "işleri- ne bakuııluı" ise bu yasa ile arazi satın almaya ha- zırlanan yabancı- lar... Paralarban- kada, gözler Çan- kaya'da... Nitekim tngiliz "The Times" gazetesi "Türkiye'de 35 bin steıiinden mülk" başlıklı ha- berıyle "aynı gün" yol göster- meye başlıyor... (03 Temmuz 2008) Avrupa basını bir yandan "AKP kapanırsa AB hayal olur" yayınları yaparken bir yandan da kapanma davasımn cn hassas günlerinde çıkanlan ya- bancılara mülk satışı yasasını "ertesi günü bile beklemeden" övgüyle duyumyor... Anayasa Mahkemesi'ne, iki- de bir "darbeci olmaym" de- mclerinin nedeni bir kez daha açığa çıkıyor. Mal mülk peşin- deki Avrupalılar, pazarlama şam- piyonu bir siyascti, dcınokrasi- nin güvencesi ilan ediyorlar... lşte The Times'taki haberler: "Türk sahillerinde bir yer 35 bin sterlin gibi düşük bir II- yaltaıı alınabilir. Kredi kart şirketleri, 15 aya kadar sıfir fa- iz sunuyor... Fiyatlar, lıâlâ AB ortalamasının çok altında... Türkiye'nin AB üyelik nıüza- kerelerinin başanlı sonuçlan- ması halinde mülk fiyatların- da büyük bir artış bekliyor..." (ANKAajansı) Ne dersiniz; bu kadarını, ya- sayı "alelacele" onaylayan AKP milletvekilleri bile bilmiyor- dur... Verilmiş sözler Peki, bu acele neden? Yanıtını, "parri kapanma- dan iş bitirnıek" şeklinde ve- renleri duyar gibiyim... ancak yi- ne de bu denli "yaşamsal" mı- dır yabancıların bir an önce mülk alması? Akla gelen tek mantıklı açık- lama, "verilmiş sözler"in ol- ması. Hem de öyle sözler ki "ha- tırları asla kırılamayacak" türden... Önıeğin Istanbul'da "Dubai Kuleleri"ni dikmck isteyen Sııu- diler... tETT arsasında satın aldıkla- rı "ayrıcahklı yapılaşma hak- kı"na karşı, Mimarlar Odası'nın açtığı dava üzerine, "Biz bu parayı araziye değil, en yüksek gökdeleni yapabileceğinıiz iınamıa veriyoruz..." diyerek ihale bedeli olan 1 milyardan fazla dolan lıâlâ ödemi- yorlar. Ne var ki mah- keme "iıııarı uy- gun" deseydi bile bu kez de yaban- cılara mülk satı- şını yüksek yargı- nın durdurması yüzünden tapuya kavuşamayacak- lardı. Geçen hafta TBMM'den ge- çen yasa, Suudilere vcıilen tapu sözünün dc bir an önce gerçek- leşmesini hedefliyor... 'Her yere kon' 1' '' Türkiye ayaktayken millet- vekillerinin "oturarak" oyla- dıklan yeni yasaya göre yaban- cılar ancak "imar planlı alan- lar"ın yüzde 10'unu alabile- cekler. lmarsız alanlara yatırım yapılamayacağından, zaten en değerli yerler olan "inşaat ya- pılabilir" arazilerin yüzde 10'una artık yabancılar sahip olacak... Hem de istedikleri "her yer"de... Mustafa Balbay, Ergenekon için "heryerekon" demişti ya; aynen öyle... her yere konabile- cckler... O kadar ki örneğin askeri bölgelerde bile kesin yasaklama yok; "satış izni" oradaki "ko- nıutan"a bırakılmış! Paşamız "evet" derse, ulusal savunmamıza aynlan arazilere bile yabancılar yerleşebilecek... "Hayır" dcrsc, hükümetin ya- bancılan kayınna politikasına "darbe" indirmiş olacak... Sa- kın ardından da "darbeci'Mikten tııtuklanmasın? Evet... Geçen hafta Türkiye ayaktayken TBMM'deki AKP milletvekilleri gözden ırak oy- lanyla yine iş bitirdiler. tlk "afe- rin"i de The Times'tan aldılar. [email protected] K1M KİME DIJM ÜUMA BEHÎÇAK Suu/ V^ Suu/ M f \M Â V—- „ . TcJl / f f&ff [email protected]. tr \ ) / ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaracl@mynet. com HARBİ SEMtHPOROY Bi TAKlM /»MMUR HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BILGÎN. [email protected] TtPlK BİR HA VASIZLIK VAKASI DAHA.. BİR AN ÖNCE RIFAT ILGAZ 5İİRLERI OKUNMALI HEMŞİR'ANIM!.. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAIS 9 Temmuz www.mumtaz-arikan. com BASYAZAR NAMIK K£MAL.. arz' uŞ7TJ. AA/CA GÖRÜ GÖSTE/ZEC£K KADAR PÜZ.EYLİ BİR. YÖNe - DEGft-Df- ş EMJS/A/İ PANO DENİZ KAVUKÇUOGLU Yeter Artık Prof. Dr. Süheyl Batum'un perşembeyi cumaya bağlayan geceki Siyaset Meydanı'nda, "Artık yeter!" dediğinde saat 02.00'yi gösteriyordu. Tepkisi, kar- şısında oturan, konuşulan konu, 'Ergenekon so- ruşturmasına ilişkin hukuk ihlalleri' iken söyleyece- ği sözü olmadığından ikide bir, "27 Mayıs bir darbe midir, değil midir? Söyleyin!" diyen konuşmacıydı. Kadrosunun bir bölümü eski solculardan devşirilmiş, sağda solda bedava dağıtılan gazetelerden birinin 'laikçilik' sözcüğünden yeni bir 'ideoloji' yaratıldığı gibi tuhaf düşünceler savunan yazarına tepki duy- mamak için insanın sinir sisteminin çelikten olması gerekirdi. Prof. Batum hukuk öğrenimini Paris, Sorbonne Üniversitesi'nde tamamlamış, 'Siyasal Katılma Ara- cı Olarak Referandum' konulu teziyle Istanbul Üni- versitesi'nde doktor, 'Avrupa Insan Hakları Sözleş- mesi ve Türk Anayasal Sistemine Etkileri' konulu ça- lışmasıyla doçent, 'Avrupa Insan Hakları Mahkemesi ve Türkiye Üzerine Etkileri' başlıklı teziyle de profe- sör unvanını almıştı. Önce Galatasaray Üniversite- si lletişim Fakültesi'nin, sonra Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nin dekanlıklarında bulunmuş, da- ha sonra da Bahçeşehir Üniversitesi Rektörlüğü yap- mış değerli bir bilim adamıydı. Karşısındaki konuş- macı ise şurdan burdan topladığı bilgi kırıntılarıyla gele gele ancak "Fettullah Gülen Türkiye'dir!" nok- tasına gelebilmiş, bunu da 'demokratik anlayış' sa- nan bir garip âdemdi. • * • Ne çare ki insan kimi koşullarda kerametleri ken- dilerinden menkul bu tiplerle bir arada olmak duru- munda kalıyor. Oysa bunların hangi konuda ne söy- leyecekleri ya da ne söyleyebilecekleri daha ba- şından biliniyor. Ne konuşuluyorsa o konuda daha önce de yazıp söylediklerini temcit pilavı gibi orta- ya sürüyorlar. Kendi geliştirdikleri ortak birterminolojileri var ve olabildiğince sık 'demokrasi', 'özgürlük', 'insan hak~ ları', 'faşizm', 'militarizm', 'laikçilik', 'ötekileştirme', 'modernite' vb sözcükleri kullanarak izleyenlere, 'ça- ğını anlamış bilge kişi' görüntüsü vermeye çalışıyoriar. Ortak hareket noktaları ülkenin antiemperyalist ve sosyalist güçlerine şiddetle karşı çıkmak; 'yurtse- veriik', 'ulusallık', 'sosyalizm' gibi kavramlar karşısında çılgına dönüyorlar. Içlerindeki soldan devşirmeler, bırakın Marx'a, Engels'e, Rosa Luxemburg ya da Antonio Gramsci'ye sırt çevirmeyi, artık 'liberal' ol- muşlar ya, Ernst Bloch, Louis P. Althusser, Ge- org Lukacs, Fredric Jameson gibi çağcıl Marks- çıların da adlarını anmıyorlar. Hal böyleyken bunla- rı hâlâ 'solcu' sananlar çıkıyor, o zaman insan ne ya- pacağını, ne söyleyeceğini bilemiyor. Mustafa Kemal Atatürk adı bu takımın sinir sis- temlerinin altüst olmasına yol açıyor, öyle ki, her ola- yın kendi tarihsel koşullarında, zamanı ve mekânı gö- zeterek iredelenmesi gerektiği gerçeğini unutuyor- lar, "Ama niçin demokrasi getirmedi?" Atatürk'e sal- dırıyorlar. • • • Bunlar için ulusallık, yurtseverlik diyen herkes 'gö- zünü kan bürümüş milliyetçi', Atatürk diyen herkes 'taşkafa Kemalist', her sosyalistim diyen 'Stalinci Bolşevik', şeriat tehlikesine karşı çıkan herkes de 7a- ikçl'; istedikleri kadar entelektüel-demokrat- hoşgörülü havalara bürünsünler, ağızlarını açar aç- maz kafalarındaki yetkecilik/topyekûncülük derhal kendini gösteriyor. Birde 'Müslümanım' diyen insanların hayatlarına, hayatlarının her alanına müdahil olma hakkını ken- dinde gören Islam ile demokrasiyi bağdaştırma ça- baları var ki, akıllara seza! Bunun nasıl olacağı, bir dogmalar bütünü olan din ile demokrasi, özgürlük, çoğulculuk ve insan haklannın bağdaşmasının na- sıl mümkün olacağı kendilerine sorulduğunda, öf- keleniyorlar, 'Bu laikçilik işte!" diyerek hiddetleniyorlar. Bunlarla ne konuşup, ne tartışacağız? Süheyl Batum haklı, gerçekten yeter artık! www.denizkavukcuoglu.blogspot.com [email protected] BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Eskiden -| Rum korsan- n lara verilen ad. 2/ Çift 3 öküzünün b o - 4 yunduruktan c çıkmaması için kullanılan " çııbuk... Ar- 7 goda karnı aç g ya da parasız Q kimse. 3/ Po- y litik çıkarları ncdc- niyle birlik kuran devletler toplulu- ğu... Betondan, dört köşcdöşemetaşı. 4/ Örselemek, hırpala- mak. 5/ Neon ele- mcntinin simgesi... Hawaii'dc karşıla- ma ya da uğurlama anısı olarak verilen. 1 2 3 4 5 6 7 I I N G J j L •K T ı R • R T B A f H A s p A •O D • M •[ U Mİ uL U S I T IR A Z •K A Y A L •K U M •F E B 0 î |M A R A •A •A R •Y A K A N t M 0 F 0 B T çiçekten yapılmış kolye... Olumsuzluk belirten bir önck. 6/ Dcriylc kaplı tek kişilik Eskimo ka- yığı. II Bir nesnenin uzayda kapsadığı yer... Yu- murtadan yeni çıkmış civcivin ağzının kıyısında bulunan ve zamanla kaybolan sarı renk. 8/ Ame- rika'da yaşayan, sinekkapan familyasından bir kuş... Saç kurutma makinesi. 9/ Sınırlı bir yerle ilgili olan... Japon lirik dramı. YUKAR1DAN AŞAĞIYA: 1/ Göriinüşü ve davranışıyla korku veren iriya- rı adam. 2/ Ürgüp-Avanos arasında, peribacala- n ve kiliseleriyle ünlü bir vadi... Vurmalı bir çal- gı. 3/ Birbirine bitişik büyük yapılar... lskam- bilde bir renk. 4/ Isınnak. 5/ Bir soru sözü... Ro- manya'nın para birimi... Sodyum elementinin simgesi. 6/ Kar ya da su üzerinde kaymaya ya- rayan araç. 7/ Algılanan nesnelerin temel niteli- ği... Van Gölü'nün kuzcybatı kıyısında ünlü bir LJrartu kalesi. 8/ Zorba hükümdar... Sıcak ve ku- ru bir rüzgâr. 9/ Bir dernek ya da kuruluşun üye- lerinin buluşması için ayrılmış yer... Numaranın kısa yazılışı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle