04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 HAZİRAN 2008 CUMARTESİ 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edirne Kocaeli Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denizli Y Y Y Y PB PB PB PB 22 23 23 23 28 30 31 31 Sinop 26 Adana PB 31 Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Y Y Y Y Y PB Y 22 21 21 20 24 27 20 Zonguldak Y 21 Antalya B 31 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van PB PB PB PB PB PB PB 29 34 34 31 31 25 25 23 Yurdun kuzey, iç ve doğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu; Mar- mara, İç Anadolu'nun kuzey ve doğusu, Ka- radeniz, Doğu Anado- lu'nun kuzeyi ile Kah- ramanmaraş ve Malat- ya çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağa- nak yağışlı, diğer yerler parçalı ve az bulutlu geçecek. DIS M E R K E Z L E R Oslo Helsinki Stockholm l ondra Amsterdam Brüksel Paris Bonn B B B PB PB PB PB B 28 14 25 21 22 20 17 20 Berlin B 28 Moskova Budapeşte Y 23 Aşkabat Madrıd PB 24 Astana Viyana Belgrad _Y 19 Taşkent 21 Bakû Soyfa Roma Y 2_1 Bişkek Y 22 Tiflis Atina Y 25 Kahire PB Münih, PB 28 Zürih Y 19 Şam Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu , Çok bulutlu • Yağmurtu .„:.:..:' Kartı " ! » kar • Gök gürültülü GUNCEL CIJNEYI ARCAYUREK I Baştarafı 1. Sayfada düşerse.. iktidar partisi içinde asıl büyük kıyamet iş- te o zaman kopacak! Pek çok çevre türban serbestisine karşı çıkan hu- kuk darbesinin daha başka siyasal sonuçlara yol aça- cağının bilincinde. Nitekim gelişmeleri dikkatle izleyen hemen herkes, türban kararını partinin kapatılacağına işaret sayıyor. • • • Karar sadece AKP ve AKP'ye hayran olan yalaka- larda değil, ABD ve AB'de de şaşkınlık yarattı. ABD Dışişleri Sözcüsü kararı, "Türkiye'nin iç soru- nu" diye algıladıklarını söylemesine karşın, Was- hington türbanı dini giysi diye algılıyor, RTE ve kad- rosu gibi "kadınlar için şahsi tercih" kabul ediyor. AB yetkilisi milli enişte Joost Lagendijk susar mı? Konuştu hemen; değişmez dayatmalardan birini öne sürüyor. Kararın hükümete (RTE'ye) "temel özgür- lüklerin yer aldığı yeni bir anayasa hazırlama olanağı verdiğini" söylüyor. Milli enişte hâlâ Türkiye'de olup bitenlerin veya Tür- kiye'nin kendine özgü koşullarının farkında değil. O da çoğunluğu el^peçiren bir partinin demokra- tik rejimde her istediğıni yapabileceğini sanıyor. Oy- sa RTE, 22 Temmuz seçimlerinden sonra yeni bir ana- yasa, üstelik AKP anlayışına göre bir anayasa yapmayı denedi ve.. başaramadı. Türbanı serbest bırakmayı yeni anayasada öngö- rüyordu. Ne ki, başaramayınca 82 Anayasası'nın iki maddesini değiştirerek bu amaca ulaşmaya girişti ve.. kafasını laiklik duvarına çarptı. Şimdi darbenin etkisinden kurtulmaya çabalıyor. ••• Karara tepkileri irdelemeye devam edelim. Çankaya'daki AKP'Iİ, Tokyo'dan yorumluyor: "Hu- kuki birsüreç. Başka birşey ilave etmek istemiyorum" diyor. Türbanlı eşli Çankaya'daki AKP'li türban yasağının sürmesine ne diyebilir ki?.. Lütfen fotoğraflardaki Ja- pon imparatoriçesi'nin Batılı, sade, fakat şık giysile- rine bakınız, bir de Hayrünnisa'nın çağdaş TC'yi tem- sil eden türbanlı kıyafetine... Burada bir not yazmak zorunluluğu doğdu. Dünkü Güncel'de "kimi duyumlann Pembe Köşk'teki deği- şikliklerde.. Atatürk'ün çalışma odasının tuvalete dönüştürüldüğünü bildirdiği" yazıldı ve "...bu son gi- rişim doğnı mu değil mi.." diye soruldu. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi dün gerçeği araştıran bu soruyu "doğru değil" diye yanıtlayacağı yerde; saldırgan üslupla bir açıklama yaptı. Üstelik basın ahlakını ve Atatürk'e saygıyı anımsatan bir üs- lup ile... Basın ahlakını ve Atatürk'e saygıyı bana anımsat- ma cüretini gösteren çirkin ifadeler ve üsluptaki ka- ralamalar aynen sahibine iade... ••• Hemen herkesin (4'e karşı 7) beklentisinin aksine karar 2'ye karşı 9 oyia kabul edildi. İki oy, şaşırtıcı de- ğil. Resmen açıklanmadı ama karşıoy düşünce bi- çimleri medyada konu edilen iki kişiye ait; Başkan Ha- şim Kılıç'la, üye Sacit Adalı'ya! Haşim Kılıç mahkemeden ayrılırken gazetecilere, "Aman" demiş, "birlik ve beraberliğimiz kınlmasın!" Bay Başkan, bu öğüdü önce kendisine vermeliydi. Ülkeyi laikler, laiklik karşıtları diye ikiye bölenlerle, tür- ban dayatması ile ülkeyi aylardır rejim tartışmaları içi- ne atanlarla aynı düzeyde olduğunu gösteren hare- ketlerden kaçınmalıydı. ••• Ya Genel Başkan Yardımcısı, 2 numarah RTE diye tanınan, AKP dışında herkese ve her kuruma karşı olan DMM Fırat Bey'in, çevresindekilerin kararı "cüppe- li" ya da "siyasi" veya "anayasa aykırı" diye yorumla- dıkları sırada; "Hayır, karar siyasi değil, Anayasa Mahkemesi tarafından verilmiş hukuki birkarardır" de- mesine ne demeli? Dünya ile birlikte insanlar da değişiyor derler ya; DMM Fırat, galiba hem değişiyor hem de gelişiyor! RTE mi? Karar çıktığı sırada Yedi Kocalı Hürmüz ro- lünü en iyi oynayacak ses, sanat ve fikir kadınları- mızdan Hülya Avşar'la bir buçuk saat süren bir ko- nuşma yapıyor. Kararı ögrenmeden konuşurken malum konuya de- ğindiyse; acaba yine türbanın "velevki... birsiyasi sim- ge olarak takıldığım" savundu mu? Kararı öğrenince, ne çektim ne çekiyorsam dilimin belasıdır diyebildi mi acaba? Medya Gözlem Platformu yönetim kurulu belirlendi tstanbul Haber Servisi- Medyayı gözlem altına alıp bu alandaki çarpıklıklan sergilemek üzere kurulan Medya Gözlem Platformu'nun (MGP) yönetim kurulu seçim toplantısı yapıldı. lletişim Araştır- malan Derneği genel merkezinde yapılan toplantı sonuçlanna göre yönetim kurulu başkanlığma Hıfzı Topuz, başkan yardımcıhklanna Bülent Tanla ile Yasemin İnceoğlu, genel sekreterli- ğe Nurçay Türkoğlu, genel sekreter yardımcı- hklanna ise Atilla Ozsever ile Esra Arsan atan- dı. Yönetim kurulundan yapılan ilk açıklamada Türk medyasının gündeminde olan haberleşmenin gizliliği ilkesinin ihlal edilmesine yönelik ha- berlerin siyasi iletişim alanında bulanıkhk ya- rattığına dikkat çekilirken, Medya Gözlem Plat- fomıu'nun, medyamn bilinçli, sorumlu, etkin yurt- taşhk yaranna kullanılması önündeki engellerin aşılmasını hedeflediği kaydedildi. Fatih 'tegelenekselbuhşma tstanbul Haber Servisi - Fatih Kız Lisesi Me- zunlan, "Geleneksel Pilav Günü" nedeniyle bu- gün okullannda buluşuyorlar. Aralannda Tür- kan Şoray, Müjde Ar, Serap Mutlu Akbulut, Mehtap Ar gibi tiyatro oyunculan ve sanatçılan da yetiştiren Fatih KJZ Lisesi'nin tiyatro kolu, pilav gününde Yazar Turgut Özakman'ın "Ka- naviçe" adlı oyununu sergileyecek. ÖNCEKİ günden beri, bir "dar- be" sözüdür gidiyor. Neymiş? Anayasa Mahkeme- si'nin kararı "sivil danbe"ymiş, ya da bazılanna göre "hukuk" darbesi. Türkiye'yi yargıçlar yönetmeye başlamışmış. Hatta, "kurucu ikti- dar" denen, toptan anayasa yapıp yeni devlet yapısı kurma yetkisini onlar ele geçirmişmiş. öte yandan, 22 Temmuz se- çimlerinden çıkan sonucu bir çe- şit "demokrasi ya da seçmen dar- besi" diye tanımlayanlar da çık- mıştı. Demek ki, şu "darbe" denen kavramı etraflıca açıklamak gere- kiyor. Sözcükler, "darbe" sözcüğünü ilk ağızda "âni ve beklenmedik vuruş" olarak anlatıyor. Nitekim, çok kötü bir haber duyan insan- lar "darbe yemiş" gibi olurlar, hat- ta bazısı bayılıp yere yıkılır. Bu açıdan bakınca, AKP ikti- darının mensupları ya da med- AÇI MUMTAZ SOYSAL Darbe mi? yadaki "yakınları" için, son mah- keme kararının bir darbe etkisi yarartığı kesindir. Yere yıkılan yok ama, herhalde darbe etkisiyle olacak, olayı askeri darbeye ben- zeterek, mahkeme kararı için de aynı lafı edenler var; koskoca hu- kuk profesörleri, yaşını başını almış medya kodamanları bile var. Aslında kastertikleri, bizirn Ar- cayürek'in bir "olağanüstü yöne- tim" döneminde kitap adı yaptığı "Kuctefa"! Yani, Frenkçedeki "co- up d'etat" deyiminin Türkçe oku- nuşu. Kısaca, "hükümet darbesi" demek. O halde, Yüksek Mahkeme'nin karan eğer bir "darbe" ise, her şey- den önce hükümetin yıkılması ya da en azından "çekilmesi" gerek demektir. Var mı öyle bir şey? Yok. Oysa, yakın tarihimizde "muh- tıra" sözü edilen ve "yan-darbe" sayılan "12 Mart" ya da "28 Şu- bat" olaylannda bile ilk sonuç, hü- kümet üyelerinin masalarını top- layıp evlerine gitmeleri olmuştu. Gerçek darbelerde ise yaşandığı ve bilindiği gibi, yalnız onlar değil, iktidarların başka mensupları da, evlerinden başka bir yere gön- derilir. Hatta, sarsıntı o kadar şiddetlidir ki, öyle dönemlerde, il- gili ilgisiz, iktidarla hiçbir bağlan- tısı olmayanlar da daha kötü yer- lere konmak üzere hoyratça top- lanırlar. Elbet şu son olayda, sıralama- sı bile uzun sürecek çeşitli ha- talarla 75 milyonluk koskoca bir ül- keyi böyle durumlara ve çetrefil so- runlara sürüklemiş olanlann da ay- nı sonuçlara "müstahak" duruma düştüklerini söyleyecek olanlar çıkacaktır. Ama gün, hesap sorma, hınç çıkarma, cezalandırma, töv- be ettirme ya da aksi bir öfkeyle yeni bir genel seçimle güç topla- yıp devlet düzenini altüst etmeye kalkışma günü değildir. öfkeyle kalkan ziyanla oturur. Tam tersine, en başta "başta- kiler" olmak üzere, herkesin aklı- nı başına toplaması ve hele dış dünyaya dönüp "imdat" çığlıkları basmaktan uzak kalması gereki- yor şu günlerde. Eğer bu ülkeyi ve bu halkı seviyorsak. [email protected] Orgeneral Saygun radikal îslama karşı ılımlı Islamın sonuç vermediğini söyledi 6 BOP sorun kaynağı oldu' SERTAÇ EŞ İSTANBUL - Genelkunnay lkinci Başkanı Orgeneral Ergin Saygun, Ortadoğu'ya yö- nelik dış kaynaklı girişimlerin başanlı ola- madığını, "radikal îslama karşı getirilmek istenen ılımlı tslamın sonuç vermediğini, BOP'un bizzat kendisinin sorun kaynağı olduğunu' 1 kaydetti. Karanlık oyunlar sonucu Türkiye'nin Ortadoğu'yu kaybettiğini anla- tan Saygun, 1923'te çizilen yapay sınırlarla Türkiye'nin bölgeye dönmesinin engellen- diğini dile getirdi. Saygun, Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın geçcn hafta AP'de konuşma yapacağı sırada aranan bir teröristin salona ahnmasına sert tepki gösterdi. Saygun, "Av- rupalüarın kendi kurallarına uymadığuır' söyledi. Genelkunnay Stratejik Araştırma vc Etüt Merkezi (SAREM) tarafından düzenlenen "Ortadoğu: Belirsizlikler lçindeki Geleceği ve Güvenlik Sorunları" başlıklı sempoz- yumun kapanış konuşmasını yapan Saygun, dikkat çekici değerlcndimıelcrde bulundu. Ba- tı'da köktendinciliğin "İslaınııı bir iç mese- lesi olarak görüldüğünü, sorunun kendi içinde çözülmesi için radikal İslaınııı kar- şısında ılımlı İslamın güçlenmesinin savu- nulduğunu" anımsatan Saygun, şu değer- lendirmeyi yaptı: "Ancak bugün gelinen noktada ılımlılar ve radikallcr olarak gruplanıanın beklenen sonucu sağlamadığı, tam tersine radikallerin bu yaklaşımdan ce- saret ve cüret kazanarak ılımlılardan ba- zılarını da saflarına katarak daha da güç- lenmesine yol açtığı görülmektcdir." Ortadoğu'ya çözüm olarak sunulan BOP'un bölge halkmın derdine derman olmadığını kaydeden Saygıın, "Ama, kendisi bir sorun yumağı ve sorun kaynağı haline gelmiştir" değerlendinTiesini yaptı. Rusya ve ŞİO'ya dikkat çekti Batıhlann girişimlerinin bölgede reform he- yecanı yaratmadığını belirten Saygun, Rus- ya ve Şanghay tşbirliği Örgütü'nün (ŞİÖ) güçlenmesiyle Ortadoğu'da yeni aktörlerin or- taya çıkabileceğine dikkat çekti. Konuşma- sında "Peki Türkiye açısından durum ne- dir" sorıısuna kendisi yanıt veren Saygun, şu değerlendinTieyi yaptı: "Türkiye Ortado- ğu'yu karanlık oyunlar sonucu kaybet- miştir. Üç kıtanın bağlantı noktasındaki ülkemiz üç kıtaya da açılım imkânlarını aramak, kendini bulunduğu coğrafyada tutnıak için başkaları tarafından yapılmış ve yapılmakta olan düzenlemeleri de aş- mak mecburiyetindedir. Bu anlamda ön- celikli olarak Türkiye Ortadoğu ile irti- batını çeşitlendirecek alternatifleri ço- ğaltmak durumundadır." Rubin'den destek Öte yandan, Ortadoğu konulu sempoz- yumda oturum başkanhğı yapan ABD Sa- vunma Bakanlığı Pentagon'un danışmanla- rından Michael Rubin, "Türkiye'ye İslanıi demokrasi denemeyeceğini, bunun de- mokrasi tanımına ters olduğunu" dile ge- tirdi. TSK'nin terör konusundaki tepkilerinin haklı olduğunu belirten Rubin, Irak Cum- hurbaşkanı Celal Talabani'nin PKK'yi "or- tak düşman, terör örgütü" olarak ilan et- mesinc ilişkin olarak da "İyi ama Talaba- ni öldüğünde ne olacak?" dedi. Çıldır uğurlandı CHP'nin Şanlıurfa'daki etkinlikleri ön- cesinde parti otobüsünün üzerinde bu- lunduğu sırada köprüye çarparak yaşa- mını yitiren Gençlik Kolları Genel Se- kreteri Ersin Çıldır son yolcutuğuna uğur- landı.Çıldır için CHP Genel Merkezi önünde tören düzenlendi. Törene, Çıldır'ın ailesi ve yakınlarının yanı sıra CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Genel Sekreter Ön- der Sav, genel merkez yöneticileri, mil- letvekilleri, partililer ve gençUk kolları üye- leri katıldı. CHP Genel Başkanı Baykal, konuşmasında Çıldır'ın "parti, dava şe- hidi" olduğunu söyledi. Çıldır, Karşıya- ka Mezarlığı içinde bulunan camide kılı- nan cenaze namazının ardından toprağa verildi. (Fotoğraf: AA) Cami haziresi Nakşibendi tarikatı mezarlığına döndü Coşan Süleymaniye'ye defnedildi TARKAN TEMUR Avusö-alya'da geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybeden Nakşibendi tarikatı lideri Mahınııd Esad Coşan'm babası Halil Necati Coşan (102) dün Süleymaniye Camisi'nde kılınan cenaze na- mazının ardından, cami haziresine defnedildi. Co- şan, Bakanlar Kurulu kararıyla Süleymaniye Camisi avlusundaki mezarlığa Cumhuriyet dö- neminde defhedilen 4. kişi oldu. Kanuni Sultan Süleyman'ın fürbesinin de bulunduğu mezarlığa Nakşibendi tarikatının önde gelen isimlerinden Mehmet Zahid Kotku, 14 Kasım 1980'de gö- müldü. 12 Mayıs 1988'de Özal kardeşlerin armesi Hafize Özal, daha sonra da Yusuf Bozkurt Özal, hazireye defhedilmişti. Coşan'm Süleymaniye Camiisi Haziresi'ne defhedilebilmesi için gerekli iznin 1996'da Ba- kanlar Kurulu'nun 96/9002 sayılı karan ve Cum- hurbaşkanı Süleyman Demirel'in onayı ile alın- dığı belirtildi. Coşan'ın cenaze törenine AKP îs- tanbul Milletvekili Nusret Bayraktar, BBP Ge- nel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Saadet Partisi Ge- nel Başkanı Recai Kutan, Yurt Partisi Genel Baş- kanı Saadettin Tantan, AKP Istanbul II Başka- nı Aziz Babuşçu, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Korkut Özal, Eminönü Belediye Baş- kanı Nevzat Er, Fatih Belediye Başkanı Musta- fa Demir'in yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. Co- şan'm cenazesi nedeniyle Süleymaniye çevresinde geniş güvenlik önlemleri alındı, camiye girenler üst aramasından geçirildi. YARSAV BAŞVURDU Teknik takip yetkisini bozma istemi ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Ömer Fa- ruk Eminağaoğlu, Milli Istihba- rat Teşkilatı (MT) ve Emniyet Genel Müdürlüğü'ne teknik takip yetkisi veren Ankara 11. Ağır Ce- za Mahkemesi'nin karannın ka- nun yaranna bozulması istemiyle Adalet Bakanlığı'na başvurduİcla- nnı bildirdi. Eminağaoğlu, Adalet Bakanlı- ğı'na başvurulannda, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin, Türkiye gene- linde jandarma bölgesinde teknik takip yetkisi veren Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin karan- nı bozduğunu anımsattıklannı be- lirtti. Ankara 11. Ağır Ceza Mah- kemesi'nin, Emniyet Genel Mü- dürlüğü ve MİT'in başvurusu üze- rine bu iki kuruma verdiği teknik takip karannın halen yürürlükte olduğunu anımsatan Eminağaoğ- lu, Adalet Bakanlığı 'ndan MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğü'ne teknik takip yetkisi veren Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin ka- rannın kanun yaranna bozultnası- nı (yazılı emir yoluyla) istedikle- rini kaydetti. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Türki- ye genelinde jandarma bölgesinde teknik takip yetkisi veren Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin ka- rannı, Adalet Bakanlığı'nın kanun yaranna bozulması istemi doğrul- tusunda 4 Haziran Çarşamba günü bozmuştu. Daire'nin karannda, "Aınacı ne olursa olsun hiçbir kuruma demokratik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuri- yeti'nde yaşayan insanlar şüp- heli görülerek ülke geneline kapsayacak şekilde yetki verile- meyeceği açıktır" denilmişti. GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada yeni anayasa tartışması bugünün habercisiydi. AKP, anayasanın ilk 4 maddesini göstermelik olarak tuta- cak, kalan bölümü tümüyle kendi hedefleri doğrultu- sunda değiştirecekti. Tartışmalar devam ederken Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yal- çınkaya 19 Eylül 2007 günü bir açıklama yaptı: "Anayasayı tümden değiştirip ilk 4'ü tutmak takıy- yedir. Değiştirilemez hükümleri havada bırakmak de- mektir. Yapmayın." Yalçınkaya'ya AKP'liler "Sen işine bak" dediler. O da işine baktı. Işi, partileri denetlemekti. 14 Ocak 2008'de Başbakan'ın Madrid'de yaptığı "Türban serbest olacak. Velev ki siyasi simge, ne fark eder" açıklamasına MHP, "Haydi o zaman" karşılığı- nı verince, Yalçınkaya bu kez 3 sayfalık ve daha ağır bir açıklama yaptı: "Bu yaptığınız toplumu böler, gerer. Vazgeçin, tür- banla oynarsanız görevimi yapanm." Açıklama gazetelere "AKP'ye kapatma uyarısı" başlığıyla girdi! ••• İlk iki açıklaması dikkate alınmayan Yalçınkaya, tür- ban değişikliğinin ardından 14 Mart günü AKP'nin ka- patılması istemiyle dava açtı. Davanın önemli daya- nakları arasında, anayasanın 10. ve 42. maddelerinin değiştirilmesi de bulunuyordu. O nedenle, türban kararı kapatma davası için de önemliydi. 5 Haziran günü saat 17.30 sıralannda karar açıklandı: Anayasa değişikliği iptal edilmiştir. Yürütmesi dur- durulmuştur. AKP iki gündür kıyameti kopanyor. Dürbünü ters çe- virdiğimizde demek ki, mahkeme "/pfa/"yerine "bu be- nim işim değil" karan verseydi, yine kıyamet kopacaktı. Ama şu yönde: "Işte, gördünüz, Anayasa Mahkemesi milli irade önünde eğildi. Herkes bundan sonra adımını ona gö- re atsın..." AKP'liler mahkemeye saldırırken şunu söylüyorlar: "Yaptığımız değişikliklerin içinde türban sözü geç- miyorki..." Alem sersem millet kör, al anayasayı eline, istedi- ğin gibi ör! Değişiklik metninde türban denmiyor ama, bu de- ğişikliklerin gerekçesinde şu tümce var: "...Bazı kız öğrencilerin başlannı örtmede kullandıklan kıyafetler nedeniyle eğitim ve öğrenim hakkını kulla- namadıkları bilinmektedir..." Burada türbanı mı tarif ediyorlar yoksa şimendife- ri mi? • * * Kafalarda şu soru var: AKP bundan sonra ne yapacak? Bize göre yanıt basit: Sürecin ipini elinde tutmak için akla ne gelirse ya- pacak. Zira ip elinden kaçarsa hızla eriyeceğini çok iyi bi- liyor. Şu anda AKP, yine heryöntemi kullanarak "ben- den başka seçenekyok" dayatmasıyla gücünü yük- sek gösteriyor. İki gündür siyasetin bütün tarafları sesini yükselti- yor ama, şu yönde güçlü bir mesaj duyamadık: "Ey Türkiye, kaygılanma... AKP'nin devre dışı kalması, dünyanın sonu değil... Türkiye bu bunalımı da aşar. Si- yasette seçeneksizlik diye bir şey olmaz. AKP Türki- ye'yi yeterince yordu. O dinlenmeye çekilecek, daha güçlü kadrolar ülkeyi yönetecek..." Siyaset dayatma değil... Umut üretme sanatıdır... Sözümüz herkese... [email protected] Kurtiz ödülünü alırken gözyaşlannı tutamadı. (AA) TuncelKurtiz bu kez rolünüyapamadı SAVAŞ KÜRKLÜ ADANA - Altın Koza Film Festivali tüm coş- kusuyla sürüyor. Festivalde bu yılm, "Türk Si- nemasında Bir Usta Oyuncu" ödülünü alan Tuncel Kurtiz ilk kez rolünü yapamadı. Bü- yükşehir Belediye Tiyatrosu'nda düzenlenen tö- rende, salona girişinden itibaren dakikalarca ayakta alkışlanan sanatçı, gözyaşlannı tutamadı. Ödülünü alırken de ağlayan Kurtiz, duygulann yo- ğun olduğu sahneyi bir kez daha yaşadı ve yaşattı. Festival dolayısıyla yapılan afişleme ve ışık- landırma çalışmalan sonucu başka bir havaya bü- rünen Adana, başta caddeleri, çeşitli kent gö- rüntüleriyle Paris'in Chams Elysee'sini andınr- casına ışıl ışıl, rengârenk. Festivalin "Türk Sinemasında Bir Usta- Oyuncu" gecesinde, Kurtiz, konuklara duygulu anlar yaşattı. Yılmaz Güney'dcn, "Yol arka- daşım, dostum, hâlâ dostum" şeklinde söz eden Kurtiz, konuşmasını Can Yücel'in, "Sev- gi Duvarı" şiirini okuyarak tamamladı. Salon- dakilerin coşkulu alkışlanm alan sanatçı, hem ağ- ladı hem de ağlattı. Festivalde dün de geleneksel "Yaşam Boyu Onur Ödülleri" sahiplerini bul- du. Park Zirve'de yapılan "Festival Balosu"nda, yönetmen Halit Refiğ ile sincma oyunculan Sel- da Alkor ve Halil Ergün'e ödülleri sunuldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle