04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 HAZİRAN 2008 CUMARTESİ 10 HABERLER Anayasa Mahkemesi, türban maddelerinden çok 'türbana serbestlik amacı'ndan değişikliği iptale yöneldi Türban gerekçesi iptali getirdiİLHAN TAŞC1 ANKARA - Anayasa Mahke- mesi'nin türbana ilişkin iptal ka- rannı, dcğişikliklerden çok gerek- çesindeki "üniversitede kılık kı- yaleti serbest bırakma amacı"na dayandırdığı öğrenildi. Madde gerekçesindeki "...üni- versitelerde ba/ı kız öğrencilerin başlarını örtmede kullandıkları kıyafetler..." ifadesiyle daha ön- ce yüksek mahkemenin kullanıla- mayacağına hükmettiği türbanın hedeflendiğini değerlendiren mah- keme, laiklik ilkesi karşısında bu- na izin veren düzenlemenin koru- ma göremeyeceği irdelemesini yaptı. Anayasa Mahkemesi'nin türba- nın üniversitelerde serbest bıra- kıhnasına ilişkin anayasa değişik- liğinin iptalüıde maddelerin ge- rekçeleri belirleyici oldu. Edinilen bilgiye göre, heyet öncelikli olarak anayasa değişiklik teklif ve oyla- ma çoğunluğu ve ivedilikle görü- şülüp görüşülemeyeceği koşulunu irdelcdi. Bu çerçevede düzenle- melerin anayasanın "değiştirile- meyecek hükümler"ini düzenle- yen 4. maddesi yönünden teklif edilebilir olup olmadığı konusu tar- tışıldı. Düzenlemelerin teklif edil- mesiyle anayasanın 2. maddesin- de düzenlenen laiklik ilkesine ay- A N A Y A S A M A H K E M E S İ ' N İ N D A Y A N D I Ö I G E R E K Ç E L E R w Anayasa Mahkemesi'nin iptaldc tenıel aldığı anayasa değişikliğinin gcrckçcleri şunlardı: Genel gerekçe Anayasanın 10'uncu ve 42'nci madde- lerinde yapılması öngörülen değişiklikler, yükseköğretim lıiznıetlerinden kişilerin ka- nun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak, herhangi bir nedenle ayrııncılığa tabi tu- tulmadan yararlanmasının önündeki en- gelleri kaldmnayı amaçlamaktadır. Dcv- letin tenıel amaç ve görevlcrindcn biri de kişinin temel hak ve hürriyetlerini, hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmaya- cak surette sınırlayan siyasal, ekononıik ve sosyal engelleri kaldınnak, insanın mad- di ve manevi varhğuıın gelişmesi için ge- rekli şartlan hazırlamaktır. Yükseköğrctim kurunılannda kılık ve kı- yafetlerinden dolayı bazı öğrencilerin eğitinı Ve öğrenim hakkının engellenme- si kronik bir sorun haline gelmiştir. Ku- rucusu ve üyesi bulunduğunıuz Avnıpa Konseyi'ne üye ülkelerin hiçbirinde üni- versite düzcyinde böyle bir sorun mevcut bulunmamaktadır. Buna rağmen, ülke- nıizde ıızım bir süredir üniversitelerde ba- zı kız öğrencilerin başlannı örtmede kul- landıklan kıyafetler nedeniyle eğitim ve öğrenim hakkını kullanamadıklan bilin- mektedir. Atatürk'ün hedef gösterdiği çağdaş uygarhk düzeyinde 'fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür" nesillerin yetiştirilmesi, kişilerin yükseköğrenim hakkından kanun önünde eşitlik ilkesi gereği hiçbir neden- le ayrımcılığa tabi tııtıılmadan yararlan- masuu zonmlu kılmaktadır. Bu nedenlerle, anayasanın 10'uncu ve 42'nci maddesin- de işbu değişikliklerin yapılması gereği doğmuştur. Madde gerekçeleri Madde 1- Kanun önünde eşitlik, de- mokratik hukuk devletinin vazgeçilmez il- kelerinden biridir. Bu ilkeyi uygularken devletin negatif ve pozitif yükümlülükle- ri vardır. Devlet organlan ve idari ma- kamlar, hiçbir sebeple bircyler arasında ay- nmcılık yapamayacağı gibi, bu yöndeki aynmcılık girişimlerini de önlemekle yü- kümlüdürler. Nitekim, anayasanın 5'inci maddesine göre "kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan si- yasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığınm gelişmesi için gerekli şartla- rı hazırlamaya çalışmak" devletin temel amaç ve görevleri arasındadır. Devlet bu temel görevini yerine getirirken herkesin kamu hizmetlerinden eşit bir şekilde ya- rarlanmasmı sağlamaya yönelik her türlü tedbiri almak zorundadır. Tüm idare ma- kamlan gibi üniversiteler de yükseköğ- retim hizmeri sunarlarken dil, ırk, renk, cin- siyet, siyasi düşünce, felsefı inanç, din, mezhep, giyim, kuşam ve benzeri sebep- lerle bu hizmetten yararlanan kişiler ara- sında aynmcılık yapamazlar. Madde 2- Eğitim ve öğrenim hakkı, ki- şilerin en temel ve vazgeçilmez haklann- dan biridir. Bu nedenle bu hakkın sınır- landınlması ancak kanunun açıkça be- lirttiği istisnai durumlarda söz konusu ola- bilir. Nitekim anayasanın 13. maddesin- de de temel hak ve hürriyetlerin "özleri- ne dokunulmaksızın yalnızca anayasa- nın ilgili maddelerinde belirtilen se- beplere bağlı olarak ve ancak kanunla" sınırlanabileceği belirtilmektedir. Kanu- nun açıkça yasaklamadığı birfiil,tutum ve- ya davranıştan dolayı idare hiç kimseyi eği- tim ve öğrenim hakkından mahrum bıra- kamaz. Buna rağmen ülkemizde bazı ki- şilerin kanunda açıkça yazılı olmayan sebeplerden dolayı yükseköğrenim hak- kından mahrum bırakıldıkları da bir ger- çektir. îşte bu nedenle yapılan değişikliğin amacı, münhasıran yükseköğretim hiz- metlerinden yararlanan vatandaşlar ara- sında eşitliği sağlamak ve yükseköğretim kurumlannda öğrenim hakkından mahrum edilen kişilerin bu hak mahrumiyetini ortadan kaldırmaktır. kınlık sorgulandı. Anayasanın 10. ve 42. maddesine ilişkin hükümleri değerlendirilirken heyet madde gerekçelerine yoğunlaştı. Heyette eski kararlardan da hareketle mad- de gerekçesindc teklifın neden ve- rildiğini irdelemenin şekil unsııru olduğu görüşü öne çıktı. Bu nok- tada da anayasa değişikliklerine ilişkin hükümlcrin gerekçelerini öne çıkararak değerlendirme ya- pıldığı öğrenildi. 10. ve 42. maddcler değerlendi- rilirken madde gerekçeleri de ay- n turulmadı. Yapılan değerlendir- melerde, 10. ve 42. maddedeki de- ğişikliklerin gerekçede belirtilen "kılık kıyafete serbestlik" ama- cına hizmet etmiyor olmasının, düzenlemeyi anayasaya uygun ha- le getirmeyeceği belirtildi. Dola- yısıyla yüksek mahkeme, anayasa değişikliğiyle amacın gerçekleşti- rilip gerçekleştirilmediği tartış- masını bir noktada geri plana iter- ken gerekçede belirtilen türban amacıyla teklifin verilemeyeceği- ne işaret etti. Herkes açısından bağlayıcılı- ğı bulunan Anayasa Mahkeme- si kararlanna karşın gerekçe- lerdeki, "...Kanunun açıkça yasaklamadığı bir fiil, tutum veya davranıştan dolayı idare hiç kimseyi eğitim ve öğre- nim hakkından mahrum bı- rakamaz. Buna rağmen ülke- mizde bazı kişilerin kanunda açıkça yazılı olmayan sebep- lerden dolayı yükseköğrenim hakkından mahrum bırakıl- dıkları da bir gerçektir... Yük- seköğretim kurumlarında kı- lık ve kıyafetlerinden dolayı bazı öğrencilerin eğitim ve öğ- renim hakkının engellenniesi kronik bir sorun haline gel- miştir... Ülkemizde uzun bir süredir üniversitelerde bazı kız öğrencilerin başlarını ört- mede kullandıkları kıyafetler nedeniyle eğitim ve öğrenim hakkını kullanamadıkları bi- linmektcdir..." değerlendirme- leri iptalde etkili oldu. Gerekçeden hareketle deği- şikliklerin dolaylı da olsa ana- yasanın 2. maddesini değiştir- meye yönelik olduğu vurgulan- dı. Bunun 4. maddede ifade edi- len dcğiştirilmesinin teklif dahi edilemeyecek nitelikte ve mad- de metinlerinin incelenmeksi- zin yalnızca amacı yönünden de anayasaya aykırı olduğu de- ğerlendirildi. ESKI ADALET BAKANI OKTAY CumhuriyetKadınları Derneği Başkanı Sanhan, Anayasa Mahkemesi'ni eleştirenleri adil olmaya davet etti Hukuka saygı duyıın çağrısı'Kapatma gerekçeleri arttı' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Adalet Bakani Seyfi Oktay, Anayasa Mahke- mesi'nin türban karan ile birlikte AKP hakkın- da açılan kapatma davasında ortaya konulan "laiklik karşıtı eylemlerin odağı olma" suçla- masının gerekçelerinin daha da netleştiğini söy- ledi. Mahkeme karannı değerlendiren Oktay, tür- ban ve parti kapatma davalanyla ilgili bugüne kadar verilen yargı kararlannm her iki konuya da netlik kazandırdığını belirtti. Bugüne kadar türbanın serbest bırakılması için birçok kez ya- sa ve yönetmelik değişikliklerine gidildiğini anımsatan Oktay, tüm bu değişikliklerin yargı tarafindan iptal edildiğini söyledi. Avrupa ln- san Haklan Mahkemesi'nin (AİHM) de Türk yargısının bu konuda verdiği kararlan onayla- dığına işaret eden Oktay, şöyle devam etti: "Sonra ne oluyor? Yönetmelikle, idari ka- rarlarla, yasalarla serbest bırakılamayan bu türbanın önünü açmak için anayasa değişik- liğine gidiliyor. Ortada bunca yargı karan varken böyle bir girişimde bulunulması, hiç- bir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ana- yasanın ilk dört maddesinin tahribini amaç- lıyor. Siyasiler kendilerine göre birtakım dü- şünceler ileri sürebilirler ama bu konu artık hukuksal olarak netlik kazanmış." Bugüne kadar Türkiye'de aynı nedene dayalı olarak 3 partinin kapatıldığına işaret eden Seyfı Oktay,"Yaııi mahkeme bu konuyu da artık netleştirmiş. Hangi durumda partinin kapa- tılacağı da Türk hukuk mevzuatı açısından açıkhk kazanmıştır" dedi. Söz konusu karann AKP hakkmda açılan kapatma davasında orta- ya konulan "laiklik karşıtı eylemlerin odağı olma" suçlamasını da zenginleştirdiğini ve net- leştirdiğini vurgulayan Oktay, "Ancak bundan sonraki süreçte karar mercii yiııo yüksek mahkemedir" diye konuştu. 'Şekil yönünden incelendi Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sa- bih Kanadoğlu, mahkemenin başvuruyu şekil yönünden inceleyip karara bağladığını belirterek şu değer- lendirmeyi yaptı: "Bir varsayım üzerine ko- nuşuyoruz. Her şeyden önce, Anayasa Mahkemesi, anaya- sanın 2., 4. ve 148. maddesine göre anayasa değişikliğini ip- tal ettiğini ve yürürlüğünü durdurduğunu açıkladı. Anayasanın 148. maddesine göre dediği için şekil yönün- den incelendiğini gösteriyor. Esasa bu durumda girilemez. Teklif ve oylama çoğunlu- ğundan önce, teklif edilebilir bir metin olup olmadığına bakılır. Teklif edilebilir bir me- tin olmadığına karar verildikten sonra ana- yasanın 2., 4. ve 148. maddesine göre iptal edildiğini açıkladılar. Ben şekil yönünden ip- tal ettim diyen mahkemeye, sen bunu esasa girip iptal ettin de diyemezsin. Teklif edilebi- lir olup olmadığını incelemek esasa girmek değildir." Sabih Kanadoğlu. Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararına karşın bazı üniversitelere türbanlı öğrencilerin rahatlıkla girdiği gözlendi. iptal karannın ardından üniversitelerin farklı uygulamalan dikkat çekti Kimi türbanla girdi, kinıi kapıda açtı ZEYNEP ŞAHİN ANKARA - Üniversitelerde türbanı ser- best bırakan anayasal değişikliğin yüksek yar- gı tarafindan iptal edilmesinin ardından, üniversitelerin de uygulamalan farklılaştı. Türbanhlann rahatça girdiği, yerleşke için- de dolaştığı üniversitelerin yanı sıra öğren- cilerin başıııı yerleşke girişinde açtığı üni- versiteler de oldu. Anayasa Mahkenıesi, AKP hükümetinin, MHP'nin desteğini alarak gerçekleştirdiği üniversitelerde türbanın serbest bırakılmasına yönelik değişikliğini önceki gün iptal etti. Mahkeme aynı zamanda yürütmeyi dur- durma karan da verdi. Yargınm en üst ka- denıesinin bu kararlannın ardından, üni- versitelere türbanla girilmemesi gerekiyor. Akademik çevreler, daha önce de türbanla üniversitelere girilemeyeceğini, ancak yapılan değişikliğe dayanarak uygulamayı başlatan üniversiteler bulunduğunu söylerken, ancak son karardan sonra türbanlılann üniversite ka- pısından girişine izin verenlerin "açıkça suç işleyeceğini" vurguluyor. Buna karşın An- kara'daki üniversitelerin kimileri türbana ge- çit verirken, bir kısmı da yargı kararlannın gereğini yerine getirdi. Ortaya çıkan tablo şöyle oldu: Gazi'de değişen bir şey yok öğrencilerin türbanlanyla en rahat girip çı- kabildiği üniversiteler arasında yer alan Ga- zi Üniversitesi'nde dün değişen bir şey yok- tu. Anayasa Mahkemesi'nin karanna karşın, Gazi Üniversitesi'nde türbanlılara yönelik uy- gulamada herhangi bir farklılık olmadı. öğ- renciler, Beşevler Yerleşkesi girişinde, ka- pıdaki güvenlik görevlilerinin arasından ra- hatça türbanlanyla geçip gitti. öğrencilere herhangi bir uyarı ya da telkinde bulunul- mazken, üniversitenin kapısının önünde, gerek içeri giren gerekse yerleşkeden çıkan çok sayıda "türbanlı öğrenci" vardı. Öğrencilerin türbanlı girişine izin veril- meyen Ankara Üniversitesi'nin Cebeci Yer- leşkesi'nde uygulama dün de devam etti. Tür- banlı öğrenciler, yerleşke önünde başlannı açarak içeriye girdi. Ancak Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi'ndeki uygulama biraz da- ha farklı oldu. Burada bazı öğrenciler, kapı girişinde başlannı açsa da bazılan içeri gi- rerek, bahçede türbanlannı çıkardı. Birçok öğ- renci ise "türban üzeri peruk" formülünü uyguladı. Kapı girişinde çantalanndan çı- kardıklan peruklan türbanlannın üzerine "rastgele" takan ve öyle içeri giren öğren- ciler, başın ön tarafindan türban arka tara- findan peruğun olduğu bir görüntü ortaya koydu. öğrencilerin büyük bölümünün ay- nı yöntemle içeri girmesi dikkat çekti. Hacettepe yine aynı Türbanlı öğrencilerin giriş çıkışta sorun ya- şamadığı üniversitelerden Hacettepe'de dün yine değişen bir şey yoktu. Üniversitenin Beytepe Yerleşkesi içinde, öğrenciler tür- banlanyla son derece rahat dolaşabildi. Tür- banlı öğrencilere herhangi bir uyanda bulu- nulmadığı görüldü. ANKARA/İZMİR (Cumhuriyet) - Cum- huriyet Kadmlan Derneği (CKD) Başkanı Şe- nal Sarıhan, Anayasa Mahkemesi'nin türban düzenlemesini iptal etmesini "hukuk darbesi, gayrimeşru" olarak niteleyen AKP'lilere tep- ki göstererek "Nüfusun yüzde 47'sini temsil ettiğini iddia eden iktidar, yüzde 53'ü yok saydı. Bugün yargının verdiği karar, ikti- darın özel istemlerinin değil, Cumhuriyet hukukunun egemen olduğu bir karardır. Anayasa Mahkemesi karannı hakarete va- ran sözlerle eleştirenleri, bir kez daha lııı- kukun üstünlüğü ilkesine saygıya, halkın sesini duymaya ve adil olmaya davet ediyo- ruz" dedi. Türk Sanayicileri ve Işadamlan Derneği (TÜStAD) Yönetim Kurulu Üyesi Ayça Dinçkök, karann herkes için bağlayıcı bir nitelik taşıdığını belirtirken 14 Nisan Ça- lışma Grubu da Anayasa Mahkemesi'nin ka- rannın "halkın karan" olduğunu bildirdi. 'Karar halkın kararıdır' CKD Başkanı Şenal Sanhan, dün yaptığı yazılı açıklamayla Anayasa Mahkemesi'nin türban düzenlemesini iptal karannı değerlen- dirdi. "Verilmiş olan karar, anayasamıza uygun, meşru ve evrensel hukuk kuralla- rıyla da uyumlu bir karardır" diyen San- han, şunlan kaydetti: "Anayasa Mahkemesi karannı, 'hukuk darbesi', 'siyasi' ve 'gayri- meşru' olarak niteleyenler, hukuk devleti olma ilkesini inkâr edip, kendi siyasi emel- lerine uygun bir yasa devleti özleyenlerdir. Nüfusun yüzde 47'sini temsil ettiğini iddia eden iktidar, yüzde 53'ü yok saydı. Bugün yargının verdiği karar, iktidann özel istem- lerinin değil, Cumhuriyet hukukunun ege- men olduğu bir karardır." TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Ayça Dinçkök de karan "Anayasa Mahkeme- si'nin karan hepimiz için bağlayıcı bir nite- lik taşıyor. Tabii ki bu hukuki bir süreç, buna müdahale etmememiz lazım" şeklinde değerlendirdi. 14 Nisan Çalışma Grubu'ndan yapılan yazılı açıklamada da "Anayasa Mah- kemesi'nin verdiği karar, halkın karandır. Halk, bu karan Türkiye'nin bağımsızlık ve laiklik kararlılığının sayısız göstergelerin- den en sonuncusu olarak sevinçle karşıla- maktadır" ifadelerine yer verildi. 'Eleştiriler siyasi amaçlı' Türk Hukuk Kurumu da yaptığı açıkla- mada, Anayasa Mahkemesi'ne yönelik eleştirilerin büyük bir kısmının anayasanın ruhu ile bağdaşmayan nitelikte olup, tama- men siyasal amaçlı ve hukuku siyasallaştır- maya yönelik çabalann bir ürünü olduğunu bildirdi. Açıklamada kendisini anayasa ve yasalara bağlı saymayan, Meclis çoğunlu- ğunu oluşturan siyasi partilerin "ulusal egemenliği temsil eden tek organ benim" mantığı ile kısa sürede faşist dikta yönetim- lerine dönüştüğünün tüm dünyada örnekle- rinin görüldüğü vurgulandı. Eğitim-îş tzmir Şubesi Başkanı Recep Seyfi ise türbanı özgürlük olarak gören zihniyeti kı- nadıklannı, Anayasa Mahkemesi'nin karannı desteklediklerini söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle