05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 HAZİRAN 2008 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIZI 11 PKK'nin ve Fethullahçılann yayın organlan, dini kullanarak karşılıklı olarak birbirlerini hedef alıyor Güneydoğu'da güç savaşı A! bdullah Öcalan'ın avukat görüşmelerinde Nakşileri hedef alması DTP tabanında yankı bulurken Fethullahçılara ait Zaman gazetcsi, Aksiyon dergisi ve Samanyolu televizyomındaki .haberlerde PKK hedef alınıyor. Hatta Samanyolu'nda yayımlanan dizilerde bile örgütün politikalan sorgulanıyor. P KK'nin dinci dernek, vakıf ve cemaatlerle olan gerginliğini 'gözlemlemek için örgütün yayın organlannda sistematik olarak yayımlanan haberlere bakmak yetiyor. Özellikle örgütün ajansı ANF, dini yapılanmalan çok yakından izleyerek PKK sempatizanlannı uyarmaya çalışıyor. P KK'nin yayın organlanna 12 Eylül 2007'de yansıyan "Fethullah Gülen'den skandal risale çarpıtmalan" başlıklı bir habcr, örgütün bu gruba yönelik mücadelesini fikri düzeye çektiğini gösteriyor. Bu haber Güneydoğu'daki Said-i Nursi yandaşlanna "Bakın Fethullah risaleleri çarpıtıyor, Nursi'yi dışlıyor" mesajı veriyor. P K K ile Fethullahçılar arasındaki ge- rilim 2006 yilının ortalannda başladı. Bu gerginlik Abdullah Öcalan'ın avukat gö- rüşmelerinde Nakşileri hedef almasıyla birlikte bir anda büyüdü ve DTP tabanın- da yankı buldu. Fethullahçılara ait Zaman gazetesi, Aksiyon dergisi ve Samanyolu te- levizyonundaki haberlerde örgüt hedef alı- nıyor. Hatta Samanyolu'nda yayımlanan di- zilerde bile örgütün politikalan sorgulanı- yor. Hem Abdullah Ocalan hem de PKK yö- neticilerinden Murat Karayüan ve Cemil Bayık. örgütün yayın organlanna verdikleri demeçlerde Fethullahçılara sert eleştiriler yöneltiyor. Bu tepkilcri sadece PKK'nin ya- yın organlan üzerinden aktarmak bile ge- rilimin ulaştığı ya da ulaşacağı boyutlan gös- termeye yetiyor: Öcalan, Nakşiler için "Kürtlerin Ma- sonu" deyimini kullanırken şöyle demişti: "Sultan İkinci Mahmut Yeniçeri Ocağı'nı ortadan kaldırmak istedi. Bu, devletin te- meline ilişkin bir girişimdi. Sultan Mah- mut'un yapmak istedikleri Mustafa Ke- mal ayannda bir reformdur, büyük bir olaydır. Yeniçeri Ocağı'nı ortadan kal- dırdı ve bunların temelinde Bektaşilik vardı, böylece Bektaşilik ortadan kaldı- rılınca oluşan boşluğu Nakşibendiler doldurdu. Bugünkü Fethullah Gülen de bir nevi onların devamı niteliğindedir. Bitlisli Said-i Nursi'nin de yapmak iste- diği, tarikatlann bir çeşit modernleşmiş versiyonudur. O dönemler Nakşilerin ve diğer tarikatlann elde ettiği büyük güç, daha sonraları bir çeşit pazarlama ara- cına dönüştürüldü." 'EvREN.ŞEYHlERLE GÖRÜŞTÜ' Öcalan, lınralı görüşmelerinde konuyu dincilere getirirken genellikle tarikatlara kar- şı olmadığıru ifade ederek şunlan anlatmıştı: "Onlar inançlarını, kültürlerini sür- dürebilirler, birbirlerine karşı hoşgörü- lü olmahlar, fakat böyle siyasi çıkarlara alet olmasına, pazarlamaya dönüşmesi- ne karşıyım. Elimde bir bilgi daha var. 1982'de bana bir bilgi geldi, Kenan Evren'in o tarihlerde Mardin taraflarında, Türkiye'den ve Suri- ye'den bir kısıın şeyhler, Hıznavi şcyhleri ile gö- rüşmeler yaptığı belirti- liyordu. 12 Eylül'ün ge- nerali bile gidip onlarla görüşmeler yapıyordu." 'AKPDE KÜRT NAKŞI PARTISI VAR' Öcalan'ın Fethullahçılar ve Nakşilere işaret etmesinin ardından Kürt hareketinin legal ve illegal unsurlan Fethullahçılan he- def almaya başladı. Örneğin 2006 yılının sonlannda PKK'nin yayın organlanndan ANF, 2007'deki genel seçimlerle ilgili bir değerlendirme yaparken konuyu Fethullah- Hizbullah ilişkisine getirmişti: "Fethullahçıların Kürt illerinde daha çok eğitim, vakıf ve sendikalaşma alan- larında yürüttüğü dini örgütlenmenin ya- ııı sıra, Hizbullah'ın da ınillcf vekili ya da belediye başkanı çıkarmak için bölgedeki bazı dini çevrelerle görüşmelerde bu- lunduğu, bunun için politika yürüttüğü öğrenildi. Bingöl, Mardin, Batman'da yü- rütülen örgütlenme çalışmalarının ana ayağını ise Diyarbakır oluşturuyor." (Fotoğraflar: MAHMUT ORAL) M**.» DÎGİAD 'DAN UZAKDOĞU GEZÎSl damlan, Diyar- bakır Girişimci İşadamları Derneği (DİGİAD) çatısı altmda faaliyetgösteriyor. Çalışmalanm 2007 içindeyoğunlaştıran dernek, 2007yılının nisan ayında kentin ilerigelenlerinden 65 kişiyi iş gezisi adı altmda 8 giinlük Tayland, Malezya ve Singapur gezisine götürdü. Dicle Üniversitesi'nden akade- rının da bulun- duğu heyette, adı bir dönem Hizbullah 'la anılan, Diyarbakır Söz Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ömer Büyükümur da bu- lunuyordu. Dernek Diyarbakır'da toplumun çeşitli kesimle- rinden insanları yurtdışı geziler ve toplantılarda bir araya ge- tirerek bölgede sempati kazanmaya ve etkin olmaya çalışıyor. IYARBAKIR Fethullahçı vekiller Öcalan, 30 Aralık 2006 ta- "AKP'nin Kürt milletvekilleri Fet- hullah cemaatinden..." PKK'nin yayın organlan bu başlığı atmışlardı. 7 Aralık 2007 ta- rihli bu haber, bir grup milletvekilinin salt bir ce- maate bağlı olduğunu değil, aslında Fethullahçıla- nn Güneydoğu'daki örgütlenmelerinin ulaştığı bo- yutlananlabyotdu: "CHP Parti Meclisi'ne sunulan MYK raporunda AKP'nin özellikle Güneydoğu kökenli milletvekillerinin büyük bir bölümünün FethuUahçı olduğu biliniyor denildi. Raporda, 28 Şubat 1987'den sonra Gülen'in ABD'ye kaçmasına rağmen, Fet- hullahçılann Emniyet teşkilatında, bürokrasinin değişik kademe- lerinde, özel eğitim kurumlannda, bankacılıkta ve sanayide gi- derek etkin duruma geldiğine dikkat çekiliyor. MYK rapo- runda, yıllardır Türkiye'yi Nakşi-Süleymancı-MUli Cö- yu yine Fethullahçı- ^ÎÎ^SfiSSSÎSS'r ara getorek şunlan soy- d u ğ u b e l i r t m » lemıştı: Bir bakıma AKP'nin içinde Kürt Nakşi par- tisi vardır diyebiliriz. AKP'nin içerisin- deki Kürt Nakşilerin direkt ikü'dar olma hedefleri yoktur, iktidann onlara sunmuş olduğu makam mevkii yeterlidir, amaç- ları iktidardan pay almaktır. Bunun karşılığı, Kürt halkını baskı altında tut- ma, din ile uyuşturma ve özgürlük ta- leplerini geriletmektir. Said-i Nursi Nak- şih'ği devam ettirmiştir, bunun hem Kürt kolu hem Türk kolu mevcuttur. Fethul- bü . lahçılar, Ismailağa ve Süleymancılar ve benzerleri Nakşiliğin Türk koludur. Nakşiüğin Kürt kolu da vardır, İ liııı ve Menzil kollan da bunlardandır. Devlet, bize karşı bunların bir kısmını Hizbul- lah örgütlemesi ile kullanmıştır." öcalan Nakşileri hedef gösterdikçe PKK'nin yayın organlan bu doğrultuda haberleri yoğun- laştırdı. ANF, 13 Mart 2007'de bu kez Fet- hullahçılann Kuzey lrak'taki faaliyetlerini deşmiş ve şu yazıyı yayımlamıştı: "Türkiye cephesinde Kürt karşıtı ve Türkçü kaynağa dayalı din kardeşliği Idmlikleriyle öne çıkan bu tarikatlar, Ku- zey Irak'ta ise özellikle Kürtlük vurgu- sunu öne çıkanyorlar. Ancak Kerkük ve Musul gibi kentlerdeki şebeke kollan da- ha çok Arap kimliğini ön plana çıkan- yorlar ve Kürtlerin inkânna dayalı bir yaklaşımı esas ahyorlar. Kuzey lrak'ta- ki tarikatlar içerisinde de en güçlü ta- rikat olarak Nakşibendiler öne çıkıyor. Ancak son yıllarda Nurcular ve Fet- hullah Gülen'in de açılan okullar saye- sinde önemli bir örgütsel güce ulaştığı bil- diriliyor. " GÜLEN, PARTI GİBI Öcalan'ın Fethullahçılarla ilgili rahat- sızhğı giderek büyüdü. Örneğin Mayıs 2007'deki avukat görüşmesinde de konu- yu gündemdc tuttu. Hatta eleştirilerini da- ha da sertleştirirken şöyle dedi: "Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren Kürtçülük Nakşi tarikatlarında gelişme imkânı bulur. Said-i Nursi, Mustafa Ke- mal'le anlaşamadı ama karşı karşıya gel- meyi de göze alamadı. Çalışmalanm Türkiye genelinde Nakşilik tarikatı va- sıtasıyla sürdürdü. Bugün de Fethullah Gülen onu devam ettiriyor ve adeta bir siyasi parti gibi çalışıyorlar. Neredeyse AKP kadar güçlüdürler." Mücadele simdilik 'fikri.,.' KK'nin yayın organlanna 12 Eylül 2007'de yansıyan "Fethullah Gü- len'den skandal Risale çarpıtma- ları" başlıklı bir haber, örgütün bu gruba yönelik mücadelesini fikri düzeye çektiğini gösteriyordu. Aslında bu haber Güneydo- ğu'daki Said-i Nursi yandaşlanna "Bakın Fethullah risaleleri çarpıtıyor, Nursi'yi dışlıyor" mesajı veriyor ve bir çeşit kışkırt- ma görevi de üsleniyordu. PKK yandaşları- nın Said-i Nursi risalelerine yönelik "koru- ma" çabası bir süre sonra DTP mitingleri- ne yansıyacak ve ellerinde Saidi Nursi fo- toğraflan taşıyanlar görülecektı. Söz konu- su haberde şu iddialar sıralanıyordu: "Said-i Nursi öğretisi ile dünya çapında güç ve otorite kazanan Fethullah Gülen'in, cemaatin temel kaynağı olan Risale-i Nur metinlerinde çarpıtma ve değişiklikler yap- tığı ortaya çıktı. Said-i Nursi el Kurdi'nin ölümünden sonra cemaat içinde patlak ve- ren tartışma ve görüş aynlıklanmn geri pla- nındaki temel metinlerde tahrifatlar belge- lendi. Geçen yıllarda tstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nın Risale-i Nur yapıtlanndaki tahrifat iddialanna ilişkin bilirkişi raporla- nna yansıyan çarpıtmalara yenileri eklendi. lstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğ- retim üyelerinden Prof. Dr. Kayıhan tçel, Prof. Dr. Erol Cihan ve Doç. Dr. Köksal Bayraktar gibi isimlerin raporlannda, Söz- ler, Lemalar, Mektubat, Tarihçe, Mesnev-i Nuriye, lşarat-ül i'caz başta olmak üzere temel Risale-i Nur eserlerinde çok sayıda tahrifat saptanmıştı. Ancak yeni ortaya çı- kan tahrifatlar ise özellikle Risale-i Nur'larda "Atatürk", "Kürt", "rejim" ile ilgili çoğu kelimelerin değiştirildiğini su yüzüne çıkardı. Söz konusu metinlerde Fet- hullah Gülen cemaatinin yaptığı çarpıtma- lar Saidi Nursi el Kurdi'nin kendini Kürt ve Kürdistanlı olarak tanımladığı parçalar ta- mamen çıkartılmış. Nursi'nin Kürtlere iliş- kin metinlerinde yer alan sosyal ve politik ifadeler ise çarpıtılarak Kürt ve Kürdistan kavramlan başka kavramlarla değiştirilmiş. Bu konudaki skandal tahrifatlar, Risale-i Nur'lann Osmanlıcadan tekrar Türkçeye çevrilmesine karar veren Kürt yayıncılar ta- rafından açığa çıkanldı. Bu çevirilerde Fet- hullahçılann özellikle Kürt kelimelerini "vatandaş" ya da "Azeri" kavranılanyla ikame ettikleri belirlendi. Örneğin Saidi Nursi el Kurdi'nin kitabında yer alan "Ey Asuriler ve Keyanilerin cihangirlik za- manında pişdar kahraman askerleri olan Arslan Kürtler" ifadesi, "Ey eski çağların cihangir Asya ordularının kah- raman askerlerinin ahfâdı olan vatan- daşlarım ve kardeşlerim!" şeklinde tahrif edildi. Bununla da sınırlı olmayan tahrifat- lar, özellikle rejimin ve sağ siyasi partilerin terminolojisine uygun olarak tashih edildi." PKK'NİN GÖZÜNDEN ÖRGÜT 'Hizbullah sivilleşiyor' P K K ' n i n Fethullah Gülen yanlılanna yönelik tepkisi 22 Temmuz 2007'deki seçimler öncesinde alevlendi. Örgütün yayınları bu grubu hedef almaya başladı. 26 Aralık 2006 tarihli bir haber-analizde ise Hizbullah'ın siyasal faaliyetleri sıralanırken Diyarbakır'da sıradan yurttaşın bile gözlemleyebileceği ilginç saptamalar yapıldı: "Bir dönem derin devletin siyasi cinayetlerinde tetikçilik yapan Hizbullah, yeniden sahneye çıkıyor. Liderleri Hüseyin Velioğlu'nun 6 yıl önce öldüriilmesi üzerine dağılma sürecine giren Hizbullah, bu kez başta Diyarbakır olmak üzere Kürt illerinde toparlanma süreci başlattı. Hizbullah'ın bölgede yeniden sahneye çıkma hazırlığı, kurulan vakıf ve demekler üzerinden yürütülüyor. Hizbullah'ın, özellikle Diyarbakır'da kent merkezi, Silvan, Çınar ilçeleri ile Sur, Bağıvar ve Çarıklı bölgelerinde yoğun çalışmalar yürüttüğü belirtiliyor. Hizbullah'ın aynca Batman ve Bingöl kent merkezleri ile ilçe ve köylerde de bağımsız aday çıkarma çahşması içinde olduğuna dikkat çekiliyor. Diyarbakır'da belediye başkanlığı için de çalışmalar yürüttüğü öğrenilen Hizbullah'ın, Sur, Çanklı, Alatosun, Bağıvar ve Aligor beldelerinde de bağımsız belediye başkan adaylıklarını hedeflediği bildiriliyor. MERKEZ DİYARBAKIR Bingöl, Mardin, Batman'da yürütülen örgütlenme çalışmalarının ana ayağını ise Diyarbakır oluşturuyor. Hizbullah'ın özellikle Diyarbakır ve merkezde örgütlenmelerinin ardından, hedef bölge seçtiği bazı belde ve köylerdeki sempatizan kazanma çalışmaları ise sürüyor. Bu kapsamda Hizbullah'ın eskiden etkin olarak bulunduğu birçok köydeki fahri imamların da örgütün denetiminde faaliyette bulunduğu, cami imamı ve müezzinlerinin kazanılması için de camilcrdc çalışma yapıldığı öğrenildi. Son dönemde, sadece Diyarbakır'm Sur beldesinin görev alanında Hizbullah'a yakınlığıyla bilinen Islami öğeler taşıyan en az 40 kadar demeğin kurulduğu bildiriliyor. Kurulan derneklerin temel amacı, eğitim ve gıda yardımı şeklinde gösteriliyor. Bu yöntem, bir anlamda mahallelerde yürütülen örgütlenme çalışmalannın da odak noktasını oluşturuyor. Edinilen bilgilere göre, kurulan bu dernekler aracılığıyla yardım yapılacak kişiler tespit ediliyor, bunlarla bire bir yapılan görüşmelerde de Islama bağlılık, lslam ahlakı, Müslümanlann yaşadıklan sorunlar konusunda eğitici çalışmalar yürütülüyor. Bu dernekler, mahalle ve köylerde de benzeri faaliyetlerin yanı sıra aileler içinde yaşanan sorunlara da el atıyorlar ve çözüm yollan üreterek sosyolojik tabanlannı genişletiyorlar. Hizbullah'ın başta Diyarbakır olmak üzere birçok kentte yoksul kcsimlere yönelik yürüttüğü yardım kampanyası da artarak devam ediyor. Okulöncesi birçok yoksul öğrenciye kırtasiye, giyecek yardımımn yanı sıra, ailelere de kuru gıda yardımı, nakdi yardım ve kışlık için yakacak yardımlan yapılıyor. Yardımlar genellikle kurulan dernekler aracılığı ile yapılıyor, fakat bu yardımlar, her mahallede görevli kişilerce tespit edilen yoksul insanlara yönelik oluyor ve yardım konusu örgütsel şema içindeki bu disiplinli hiyerarşik düzen tarafından karara bağlanıyor." YARIN: FETHULLAHÇILAR VE KÜRT OYLARI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle