Katalog

29 HAZİRAN 2008 PAZAR CUMHURİYET SAYFA MUZIK Madımak Oteli'nde gericilerin yaktığı ateşin yuttuğu 19 yaşındaki Serkan Doğan'ı, ağabeyi Serdar Doğan anlatıyor: Mavi, serseri gülüşlü bir çocuk • Sıvas Madımak Oteli'nde 2 Temmuz 1993 günü katledilenlerden biri de 19 yaşındaki Serkan Doğan'dı. Semah dönmeye, bağlama çalmaya, Pir Sultan'ı yaşatmaya gitmişti. Serkan ateşte yanarken ağabeyi Serdar Doğan morgda ölüm ile yaşam arasında gidip geldi. HATİCE TUNCER "Hem turnalar gibi semah döııü- yur, hem de bağlamasını çalıp tür- küsünii söyleyebiliyordu" diye anla- tıyor Serkan Doğan'ı ağabeyi Serdar Doğan. Sıvas'ta 2 Temmuz 1993'te Madımak Oteli'nde büyük ozan Nesi- mi Çimen'i, Hasret Gültekin'i, Muhlis Akarsu'yu, Asım Bezirci'yi alan karanhk ateşin yuttuğu Serkan, ti- yatro ekiplerindeki gençlerden biriydi. Pir Sultan ŞenlikJeri'ne Sıvas dışından giden 33 kişi ve 2 otel görevlisiyle 35 rakammuı içinde yer alan 19 yaşındaki Serkan Doğan, yaşa- mını, duygulannı bil- mediğimiz bir genç değer. Madımak Oteli'nde kardeşi Serkan Do- ğan'ı yitiren Serdar Doğan, katliam sonra- sında "öldü zannedi- lerek" morga konuldu ve 12 saatsonrabir doktorun fark erme- siyle tedavi altına alın- dı. Sıvas'ta yaşadıkla- rını, tanıklıklannı an- lattığı "Simurg" adlı oyıınu Canlar Tiyatro- su tarafından sahneleniyor. Serdar Doğan'dan bir kez bize an- latmasını istedik, kardeşini, Sıvas'taki sönmeyen yangını... "Mavi, serseri gülüşlü çocuktu Serkan. Kardeşimdi, kan bağımız bu anlamda çok güçlüydü aıııu en çok da dostumdu. Serkanımı anlatmaya çoğu zaman cümlelerim yetmiyor" diye başlıyor söze acılı ağabey Serdar Doğan ve "Yüzü hep gözümün önün- de, sesi de kulaklarımda çınlıyor öy- lece. Oysa yakınlarım yitirmiş pek çuk insan; özelilikle seslerini unutu- yorlar yitiklerinin. Bende acı bir çığ- lık ama dünyanın en güzel sesi ola- rak duruyor; hep dinlediğim olarak" diye devam ediyor. OFFF BUNLAR OLSUN MUYDU KARAM Serkan bağlamaya delicesine bağlıy- mış vc sabahladıkJarı gecelerden birin- de ağabeyi, Ahmed Arifin "Kara" şiirini okurken eşlik etmek istemiş. Serdar Doğan bu şiiri hep "karam" dediği kardeşine adadığını söylerken "Esmer yanık teni, kara hırçın sa- kallarıyla bunu hak ediyordu" di- yor. Doğan, Madımak'tan önce binlerce kez Serkan'ın eşliğinde okuduğu şiirin mısrasını milyonlarca kez "OffffT bunlar olsun muydu karam" diye tekrarlamış içinden. Serdar ve Ser- kan, Ankara'nın Dikmen semtine ta- şındıklannda Pir Sultan Abdal Derne- ği'ne (PSAD) komşu olmuşlar ve der- neğe devam etmek için danıştıklan babaları sevinip "Gidin tabii" demiş: "Ben he- ııu'iı saz kursuna ya/ıl- dını, 6 ay kadar devam etmeme karşın öğrene- medim. Kursa katıl- mayan Serkan daha bir ilerletti sazını. Der- neğimize gelenlerin ço- ğu biliyordu bu sazı çalmasını ve Serkan dikkarle izliyordu on- ları. Deli gibi izliyordu ustaları; bunlardan bi- ri de Hasret Gültekin idi. Ankara'ya geldi- ğinde derneğe de uğ- rar, bir zaman sonra 'Nerde benim kara oğlum' derdi, Ser- kaııı sorarak. Hiç bilmeden, Has- ret Ustamız da 'karam' demişti ona." NASIL GÜZELLİKLERE KIYDILAR Serkan her yeni gün yeni bir tezene koymuş öğrendiklerine, derneğin ye- ni kurulan semah topluluğuna gir- miş: "Artık hem turnalar gibi se- mah dönüyor, hem de bağlamasını çalıp türküsünü söyleyebiliyordu. Bir süre sonra açılan tiyatro grubu da anında Serkanımı içine aldı. 19 yaşmda bir yaşamı ateşe verenler; bir kıza 'Seni seviyorum' diyememiş- ler, bir halay başı tutmamışlar, bı- rakın sahneye çıkmayı; hayatların- da hiç tiyatroya gitmiş insan olma şansına erişememiş ama aramızda o kisveyle dolaşanlar bunların birini yapsalardı, cana kıymazlardı. Emi- niııı halen nasıl güzelliklere kıydık- larının farkında değillerdir." 33 aydımmızı, gençlerimizi, Pir Sultan'ı yaşatmak için gittikleri Sıvas'ta yobazların planlı saldınsında yitirdik. ~ Sıvas şııre, seı \ \oyacakti Lalen PSAD'nin Ankara Şu- besi başkanlığını yüriiten Serdar Doğan, Sı- vas'ta yaşamlarını yitiren gençlerin çoğu, birli semah dönmüş, saz çalıp tiyatro yapmış. "Madımak! yaşamını yitiren bütün gençler; hiçbir karşıhk beklemt yokluklarını ve yoksunluklarını sevinçlerine, emekleı im ederek derneğe, dolayısıyla Pir Sultan'a sahip çıktılar" < eyiti- rilen canlan anlatan Serdar Doğan, Pir Sultan Şenlikleri'nin geçû inc uza- nıyor: "Pir Sultan anmalannın cn so- nuncusu Banaz'da 191 "de yapıl- mış. 12 Eylül sonrası her şeye olduğu gibi bu anmalara <kı yfptak gelmiş. 1993'te anmalar, doğduğu yer olarak kabul gören Banaz'da değil, asıldığı yer olan Sıvas'ta yapılıyordıı. Pir Sul- tan ile tanışmıştık artık sıra, öldüğü yerde dirilrmeye gelmişti. Gencecik Pir Sultan'lar olarak gittik Sıvas'a. Şiir, türkü, semah, tiyatro; ne yapacaksak biz gençler yapacaktık... Afişinden sunuşuna, stantlardan gösterilerine her şeyi biz yapa- caktık. Her şeyiyle ne kadar sahiplenmiş, istemiştik orada oî- mavı. Dileğimiz, Pir'i doğduğu yerde anmak yerine, asıldığı yerde diriltınckti. Ama oîmadı, coşku ve sev- giyle gittiğimiz Sıvas'a yorgun bedenlerimiz değil, yakılmış bedenlerimiz düş- Asıldığı yerde diriltmek muzlarımız küçük, yükümüz ağır, yolumuz uzundu ama biz karar- %dık" diye Pir Sultan'ı anmaya koşan gençlerin coşkusunu anlatıyor ve "Ta ki ateşin ne kadar sıcak ve öldiire- bilen bir şey olduğunu görene ka- dar" diyor. Hazırlıklara aylarca önceden başlamışlar, "Sıvas'ı şii- , re, semaha, tiyatroya doyura- caklarım" konuşmuşlar. Ekip- tekilerin çoğu da Sıvaslıymış ve bu kentte misafır değil ev sahibi hissediyorlamuş kendi- lerini: "Ama ne ev sahibi olarak ne de misaflr olarak kabul görmedik Sıvas'ta. Pir Sultan'ı asmış olmanın utan- cını üzerinden atamamışken, Pir'in torunlarına da kıydılar. Tiyatromuzun, semahımızın maskotu, dünyalar güzeli 12 ya- şındaki Koray Kaya nasıl bir kötü- lük etnıiş olabilir onlara? 6 yaşında bağlama çalmaya başlanıası, okulun- da çok başarılı olması, Madımak'ta kay- miz diğer dostlar gibi bu ülkenin ay- bk yannı olabilme ihtimali mi?" Hep birlikte son akşam yemeği Sıvas'a yola çıkmadan ailece ycdikleri akşam yemeğini anımsıyor Serdar Doğan. "Son ak- şam yemeğimizi yiyormuşuz bilmeden. O akşam sofranın tuzu kaçmıştı bir kere, 15 yıldır da düzen tutmadı. Üç sene sonra da babam ayrıldı o sofradan, hepten tadı kaç- tı" diyor. Serkan aynlırken "Hakkınızı helal edin" diyerek elini öpmek istedikleri babalan bu helalleşmeye anlam vcrememiş ve kapıyı kilitleyip "göndermiyorum" dcmiş. Bütün programın hazır olduğunu ve gitmck zorunda olduklarını anlatınca istemeyerek izin vcnniş. O kara gün Madımak'tan yükselen çığlıkları duymayan siyasiler geçen 15 yılda da duyma- dılar. Serdar Doğan, "Devlet, kendi ayıbını, ihmalini, geç kalmış özrünü örtmeye de- vam ediyor" diyor. Doğan'ın isyanı sözcük- lere sığmıyor: "Madımak Oteli'nin altına açılan et lo- kantasıyla 15 yıldır yakmaya, dumanını tüttürmcye devam ediyorlar. Kendileri için adalet, özgürlük, hoşgörü, anlayış, demok- rasi isteyen iktidar, Madımak'ın yanması- na seyirci kalıyor. Sahte ve samimiyetsiz Alevi açılımları, insan hakları havarisi ke- silmeleri, travma uzmanı açıklamaları, bi- zim 15 yıldır yaşadığımız travmaları gör- mezden gelmelerini anlamak mümkün de- ğil. Madımak'ın 10. yılında iktidara geldi- ler, 15. yılında ezici bir çoğunlukla halen iktidarlar. Ve biz 15. yılında yanmaya de- vam ediyoruz... Ateşi söndürmeye hiç niye- timiz yok; bu ateş ya hepimizi yok edecek ya da kurtaracağız 33 dostumuzun Madı- mak'ta kalan anılarını ve gülüşlerini." Cepte kalan şiir Serkan'm Madımak'ta cebinden bir şiir çıktığı anlatıhr. Serdar Doğan, bu şiirin yazılmasına tanık olmamış ama Serkan'ın kcndi bestelerine söz yazdığını, bunu da yazmış olabileceğini ifade ediyor. "Tıpkı Uğur Kaynar'ın son şiirini çantasından çıkardığı bir peçetcye yazdığı gibi, kalanlarla bir- kaç dizeyle vedalaşmak adına yazmış olabilir" diyor. Serkan'ın cebinden çıktığı söylenen, içinde bulunduğu du- rurn ve inançlanna uygun şiiri şöyle: "Yanıyorunı / Anaın sakııı ardımdan ağlamasın / Ali'yim ben Pir Sultan yoluna ölüyorum / Başıma kı/.ıl bağ- lama / Arkamdan sakııı ağlama..." • \ r ) ^ - - • • uvDUDnn En&rji ve Tc±»ii Kaynaklar Bakanı Milmi Güler, ikinci grup nükleer san-rrdın Sinop'ia kurulacağını ve ihalesinin de bu yıl içinde yapılacağını açıkladı..Pıı+/..Pı-lr/.Pıı-i:/... Bunal-ran çöl sıcd<ları geldi..Hava sıcaklığı gölgede 35 derece.. firtık bfzim de bir uydumuz uar. Bir slire önce DUnya çeuresindeki yörüngesine oturttuğumuz uydumuzun kamerası Dünya'ya özellihle de TUrtdye'ye 'zoonı 1 yaparak hafta içinde tesbit ettiği ne uarsa çizgi dilinin sinyaüeriyle bu köşeye aktaracak... Dııt!..Dııt!..Dııııt!.. HAKAN ÇELİK f hakanceIik@mynet. com AAAHALLEPE 6/ /ÇKİ FA6- RİKAS/ VAR A6İ 6ÎLDİ/N G/8İ DlİL. Bİ NÜKLEER SAN- TRAL KURPULAR.. CMP Sosyalis-r En+ernasypnare ka-tılma kararını as- kıya alırken AKPIi Maluk Özdalga'nın En-rernasyonal'e mekiup yazarak CHP'yi şikayei e-ttiği ortaya çıkiı BU NE YAHU/?.. K/W YUVARLAPI f T H E BU TENEKBy/ / N fV yoRK SOSYALIST ENTERNASYONAL TÖPLANTISINI AÇIYÖRU.... AAGM/.. TAYMŞ AAUHA6İRİ TEKMELE- p/ypi PEftM'N... mORL. 0 SOSYAL PEMÖKRAT DE6İL/ ALAAANYA'YA 3-2 YENİLEN AM'LLİ TAKI/V\ &ML-İ LERİN SAMPİYONU... ELEKTRİĞE YAPILAN YÜZPE 21 LİK ZAAA/V\/N ZİNÇİRLEME ZAAALARA YOL AÇACA6/ İLERİ SÜRÜLPÜ.. F.GÜLEN TÜRK/YE'YE PÖNERSEM KENPİftA GİBİ I KENE PANİĞİ BÜYÜYÖR... DilT!..DllT!.DHT!... 0FF/..NE BU S/CAK YA/?.. EVEET/.PENİZLERİ/V\/Zİ KİRLETEN YA- \ / , . ^ BANCI BANPRAU GEAM'LERPEN SONRA MAVA I \U\ SAfJA(V\/Z/ KULLANAN YABANCI UÇAKLAR PA I f i j î / 6İZLİCE KİMYASAL AT/K BOSALTMAYA BA$LAPILAR PEAAEK Kİ ARTIK.. ER'. NE PİYELİM.. VARPIGIMIZ BU SON NOK- TA HEP/fVM'ZE HAY/RLI OLSUN... KAFA/AA KU$ PİSLEPİ G/PİP Bi PİYANGO BİLETİ ALİİ/VV/..