07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHÜRİYET 29 HAZİRAN 2008 PAZAR 4 HABERLER DUINYADA BUGUN ALİ StRMEN Kuşatılnuş Papis PARİS- Paris'in merkezine hızlı banliyö treni ile 45 dakika uzaklıkta olan Cergy'e vardığımızda, doğrusu her şeyi yadırgadım. ıstasyon, yanında- ki "cafe"s\ her şey yerli yerindeydi. Ama her şey değişikti aynı zamanda. Yürüyen merdivenlerle cadde düzeyine çıktığımız zaman, üniversiteyi sor- duk. Cergy, son 20-25 yılda kurulmuş bir yer. Üni- versite, yeni uydu kentin en önemli etkinlik mer- kezlerinden biri. Nitekim bölgesel Auvers şenliği- nin bazı etkinlikleri de, bu yeni üniversitenin sa- lonlarında gerçekleşecek. Biz de Fazıl Say'ın 14 Haziran konserini izlemek üzere oradayız. Kentin her şeyi tamam, sentetik alanında üni- versiteyi kime sorsak bilmiyor. Oysa sonradan gö- rüyoruz ki, birkaç yüz metre ötemizdeki büyük bi- nalar Cergy üniversitesi yerleşkesi içinde. Çevremizde nüfusun çoğu ya Kuzey Afrika ya da Kara Afrika kökenli. Tenha sokaklar temiz, cad- deler alabildiğine uzaniyor, ama kentte bir şeyler eksik. Gördüğümüz insanlar, kentin merkezinde rastladıklarımızdan değişik. Paris'i kuşatan kemerin yerleşim merkezlerinden birindeyiz. Burada da ilk bakışta her şey var, ama hiçbir şey kentin merkezindekilere benzemiyor. Konserden çıktığımızda, yollar daha da boşal- mış, istasyon civarındaki dansing, hamburgerci ve pizzacı önünde bir kalabalıkla karşılaşıyor, gece yarısını geçe gelecek trenimize yetişmek için ön- lerinde oyalanmadan doğru peronlara iniyoruz. ••• RER geliyor, nispeten tenhaca olan bir vagonu seçip biniyoruz. Paris metrosundakilerden deği- şik yolcular, çoğunun ellerinde genelde bira olmak üzere içki şişeleri, biri fütursuzca sigarasını tüt- türüyor, umursamaz gibi baksa bile çevreye biri kendini uyarsın diye bekler gibi bir hali var. Yol- culann içinden, sigara içmenin yasak olduğunu ikaz eden biri çıksa, başına neler geleceğini tahmin et- mek güç olmasa gerek. Gençler aralarında küfürle, kaba saba sözlerle konuşuyorlar, kızların da apaşlıkta, erkeklerden ka- lır yanları yok. Hepsi bağıra çağıra konuşuyor, hepsi her an pat- lamaya hazır, saldırgan bir eda içindeler. Kimisi- nin alkolden, kimisinin uyuşturucudan gözleri kaymış. Bunlar, iki yıl önce, kentin merkezine kadar ine- rek, her yeri ateşe veren banliyö gençleri. Artık vasıfsız işgücüne ihtiyacı kalmayan siste- min dışladığı gençler bunlar. Babaları, dedeleri vasıfsız işgücüne ihtiyaç du- yulduğu dönemde gelmişler buraya, bunlardan da- ha yoksul yaşamışlar ama yarın için umutları var- mış, bunların hiç umutları yok. Çeteler ya da grup- lar halinde dolaşıyorlar. Geçenlerde bunlardan üç- lü bir çeteye kentin göbeğinde, Buci sokağında rastladım. Herkese sözle saldırıyorlardı. Kimse göz- lerini kaldırıp, yüzlerine bakmaya cesaret edemi- yor ve umutsuz gençler, haykırarak, çevreye ha- karetler yağdırarak, umarsızlıklarının intikamını al- maya çalışıyorlardı. Polis arabası hemen geldi, yalnız hiçbirine do- kunmadı, kimlik tespiti ile yetindi. Onlar da, polis bulunduğu sürece, saldırgan tavırlarını yumu- şattılar. Bir nevi ateşkes durumu yaşandı bir süre, son- ra önce serseriler, sonra da polisler gittiler. Parisli yazgısına bigâne kaldığı komşusunun acı- sını böyle ödüyor. • • * Amatrendekilerin yanında, Buci sokağındaki ip- sizler hafif kalıyorlardı. Orada ne de olsa azınlık- taydılar. Burada ise çoğunluk onlarındı ve insan- ları gecenin bu saatindeki saldırılarından koruya- cak kimse yoktu. Bir istasyonda, burnunun dibinde kibrit çaksan alev alacak bir tip bindi, yanındaki köpeğiyle bir- likte, yalpalayarak yürüdü, bir yere oturdu, köpe- ğini kucağına aldı, dudağından öpmeye başladı. Köpek, köpek gibi bağlı adama, ne isterse onu ya- pıyor; adamı ve onunla yaşamını paylaşan köpeğin durumunu düşünüyorum. O da bu sırada köpe- ğine sevgi gösterileriyle çevresini etkilemeye ça- lışıyor. Bir yerden sonra, "Nereden bindik bu merete?" diye düşünmeye başladım. Başımıza bir iş gel- mezse iyiydi. Tren kentin dış mahallelerine yaklaşmaya baş- ladı. Baktım Paris'in göbeğine doğru ilerlerken, yol- cu profili de değişiyordu. Banliyölerin egemenle- ri, hâkimiyet alanlarını terk etmiyor, trenden iniyor ya da tavırlarını değiştiriyorlardı. Kendimi Conrad'ın romanlarında gibi hissettim, yolculuk ilerledikçe, öykünün kahramanları da de- ğişiyordu. Bu kez ne denizin ortasında, ne cangılın göbeğinde yapılıyordu yolculuk, banliyölerden Pa- ris'e uzanıyordu güzergâh. Kentin merkezine geldiğimizde, hepsi gitmişlerdi. Gitmişlerdi, ama bütün umutsuzlukları ve hınç- ları ile orada Paris'i kuşatmış duruyorlardı... [email protected] Baykal: Tiirkiye sıkıntı içinde • ÇANAKKALE (Cumhuriyet) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Türkiye bugün büyük bir bunalım ve sıkıntı içinde. Türkiye'de vatandaşın hayatmdan memnun olduğunu ifade etmek artık mümkün olmaktan çıkmıştır'' dcdi. Baykal, partisinin Çanakkale ll Başkanı Hakan Evirgen'in düğün törenine katılmak için geldiği Çanakkale'de partililere seslendi. Baykal, Türkiye'nin çok sıkıntılı bir dönemden geçtiğini, çok ciddi sorunları bulunduğunu savundu. Sezer: Istîfa etmiyorum • MERStN (Cumhuriyet) - DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, temaslar için geldiği Mersin'de, Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut ve yönetim kurulu üyelerini ziyaret etti. Sezer "DSP 2002'de bölündü, başımıza AKP derdi geldi. Şimdi belli ki bazılarmın DSP ile olan hesabı bitmiş değil. Rahşan Ecevit bizinı büyüğümüz. Rahşan Ecevit'le ya da başkalanyla zaman zaman farklı düşüncelerimiz olabilir, bu doğal. Ama biz işimizi iyi yapacağız, istifam diye bir şey söz konusu değil" diye konuştu. CHP Anayasa Mahkemesi'nin yaptığı mali denetime ilişkin usulsüzlük iddialarını yanıtladı 'Hiç haramyemedik'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Grup Başkanvekilleri Hakkı Suha Okay ile Kemal Kılıçdaroğ- lu, dün parti genel merkezinde dü- zenledikleri basm toplantısmda, Ana- yasa Mahkemesi'nin yaptığı mali denetime ilişkin iddialan yanıtladı- lar. Anayasa Mahkemesi'nin CHP'nin 8 yıllık hesaplarını denetlediğine dikkat çeken Okay, son dönemde "dinci, gerici, tetikçi" medya tara- findan gündeme taşınan Kanaltürk'e para aktarma iddialannın yapılan denetim sonucunda asılsız çıkması üzerine bazı hesaplarla ilgili usul ha- talarının "büyük bir yolsuzluk var- mış gibi" manşetlere taşındığını söyledi. AKP yöneticilerinin yaptığı "Bu görünen yüzü" açıklamalanna da göndermede bulunan Okay, bu açık- • Anayasa Mahkemesi'nin 8 yıllık hesaplarını denetlediğine dikkat çeken CHP Grup Başkanvekili Okay, bazı hesaplarla ilgili usul hatalannın "büyük bir yolsuzluk varmış gibi" manşetlere taşındığını söyledi. lamaları yapanların öncelikle kendi "karanlık ve kirli geçmişlerinin lıe- sabını vermeleri gerektiğini" bc- lirtti. Anayasa Mahkemesi'nin siyasi partilere verilen mali kaynağın "ama- cına uygun" kullanımını zorunlu kıldığını anımsatan Okay, CHP'nin bütün hesaplarını belgeleriyle Ana- yasa Mahkemesi'ne sunduğunu ve 8 yılını incelettiğini anlattı. Bu aşamada ilginç bir olay da ya- şadıklannı anlatan Okay, "Anayasa Mahkemesi'nin bu konuda yardım istediği Sayıştay uzmanlarına tes- lim edilen bu belgeler, akabinde medyada da yer aldı. Türkiye'de kimi konuşmaların, kimi belgele- rin bazı özcl medya kuruluşlarına scrvis edildiği gibi burada da ay- nı servisi hep beraber yaşadık. Harcamalarla ilgili gerek Anaya- sa Mahkemesi'nin bu konudaki in- celeme yapan uzmanlarımn yo- rum farkı, gerekse Anayasa Mah- kemesi'nin geçmişten bu yana olan ilkesi gereği, bir miktar Hazine'ye gelir olarak aktarılmıştır" dedi. Aftan yararlandılar Anayasa Mahkemesi'nin "amaç dışı kullanım" saptadığı harcama- lardan örnekler veren Okay, 1998 yı- lı hesabmda, posta işletmesi alındı- ları üzerinde 35 bin YTL'lik tahrifat yapıhnasının da suçlamalar arasında yer aldığını ifade etti. CHP olarak bu tahrifatı yapanlar hakkında gereğini yapıp yargıya başvurduklannı ve dava açtıklannı anlatan Okay, mah- kemenin "Rahşan affi" nedeniyle ce- zalannın kesin hükme bağlanmasının ertelendiğini bildirdi. 'Tahsil olanağı yok' CHP olarak bu kişiler hakkında ic- ra takibi yaphrdıklannı ve tahsili için de çaba harcadıklannı bildiren Okay, ancak rakamın çok yüksek olması ne- deniyle, tahsil olanağı bulunamadı- ğını söyledi. Okay, partinin 2004, 2005 ve 2006 hesaplarında da yük- sek mahkemenin kimi ödeme ve harcamaları "amaç dışı kullanım" BAYDEMİR 'Kürtçe her alanda kuUantimalı' • Osman Baydemir, "Şu bir gerçek ki; dilimizin yaşatılması için üniversitelerde, ilkokullarda ve günlük yaşamda kullanılması gereklidir" dedi. DÎYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Diyarbakır Büyükşchir Belediye Başkanı Osman Bayde- mir, "Şu bir gerçek ki; dilimizin yaşatılması için üniversitelerde, ilkokullarda ve günlük yaşamda kullanılması gereklidir" dedi. Kürt Dilini Araştırma ve Geliş- tirme Dcrneği'nin (KÜRDİDER) Kürtçe eğitmenlik programının sertifıka töreni Diyarbakır Büyük- şehir Belediye- si'nde düzen- lenen törenle yapıldı. Töre- ne, Büyükşehir Belediye Baş- kanı Osman Baydemir, Ka- rapınar llçe Belediye Baş- kanı Zülküf K a r a t e k i n , KÜRDİDER Başkanı Maz- har Aktar ve bazı sivil toplum ku- ruluşu temsilcileri katıldı. Törende Kürtçe bir konuşma ya- pan Osman Baydemir, "Şu bir gerçek ki dilimizin yaşatılması için üniversitelerde, ilkokullarda ve günlük yaşamda kullanılma- sı gereklidir. Ûmarım bu çabanız böyle bir sürecin gelişmesinc katkı sağlar" dedi. MEDIC^J_PAPK Hastanrtompleksi Erdoğan, Özel Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi'nin açıhşını yaptı. (Fotoğraf: VEDAT ARIK) Başbakan Erdoğan hastane açılışında öğretim üyelerine çattı 'Oğrenci yetiştirmiyorsııııuz' Baydemir İstanbul Haber Servisi - Has- tanelerin Sağlık Bakanhğı çatısı altında birleştirilmesine karşı çı- kan kesimleri, "buı alaı dan ne- malanmakla" suçlayan Başba- kan Recep Tayyip Erdoğan, "Buralardan nemalamyorlar- dı, manıa kaybolunca feryada başladılar" dedi. Erdoğan, öğ- retim üyelerine dc "Rahata alış- tınız, öğrenci yetiştirmiyorsu- nuz" eleştirisini yöneltti. Özel Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi'nin açılış tö- reninde konuşan Erdoğan, Tür- kiye'nin son 5.5 yıldır sağlık alanında büyük bir dönüşüm ya- şadığını söyledi. Bütün yurttaşlann herhangi bir aynm olmaksızın, istedikleri has- taneden yararlanabilecekleri bir sistem getirdiklerini vurgulayan Erdoğan, "Bu sistem, gelmiş olmasına rağmen zaman za- man bazı çatlak sesler çıkıyor. Bu ara yine aynı zihniyet, has- tanelerin birleşmesine karşı ol- maktan dem vuruyor. Niye? Buralardan nemalanıyorlardı, artık manıa kaybolunca şimdi feryada başladılar. Hatalar, eksiklikler olabilir, ama va- tandaşım halinden memnunsa durmak yok, yola devam" diye konuştu. Türkiye'de ciddi bir doktor eksikliği olduğuna, bunun gide- rilmesi gerektiğine dikkat çeken Erdoğan şöyle devam etti: "5 yıldır diyoruz ki doktor ihtiyacımızın giderilmesi la- zun. Aldığımız cevap hep şu ol- muştur: 'Nereden yetiştirece- ğiz?' İncelemeler yaptırdım; Almanya'da bir profesöre 26 öğrenci, Türkiye'de 3.8 öğ- renci düşüyor. Arada korkunç bir fark var. Bir öğretim üye- sinin en büyük iftihar vesilesi öğrenci yetiştirmek. Onun var- lık nedeni odur. Ama ne yazık ki rahata alıştık." Erdoğan, Türkiye'nin sağlık alanında ulaş- tığı düzeyin, geçmişle kıyaslan- dığında fevkalade iyi olduğunu savunarak bu düzeyi daha da ge- liştireceklerini belirtti. olarak nitelendirdiğini söyledi. Okay, şöyle devam etti: "Bunların içinde mescla personel emekli olunca, biz emekli maaşımn yanı sıra, kendilerine ihbar taz- minatı ödemişiz. Anayasa Mah- kemesi bunu kabul etmiyor, amaç dışı diyor. Yine mesela parti dı- şından çalışanlarla ilgili hizmet alnıı sözleşmcsi yapmışız, bunu ya faturalandır ya da bordro ver- men lazım diyor. Bir başka örnek, mesela çalışanların sigorta primleri geç ödenince, onların faizlerinin ödenmesini de mahkeme kabul etmiyor. CHP adına görev yapan partüiler uçak bileti almış, faturayı kendi adına yazdırmış ya da otel faturasını isme kestirmiş. Anaya- sa Mahkemesi bunları amaç dışı olarak nitelendiriyor. Elbette yar- gı kararına saygılıyız ama burada tamamen yorum farkından kay- naklı bir durum var." CHP'yi birilerinin yolsuzluklar içerisine bulaştırmak istediğini kay- deden Okay, "Bir bardak suda kı- yamet kopanlmaya çalışılıyor" dedi. Sadece kendilerinin değil, bü- tün partilerin mali denetiminin ya- pıldığını ve benzer usulsüzlükler nedeniyle gelirlerinin bir bölümünün Hazine'ye irat kaydedildiğini anla- tan Okay, kendilerinin çıkıp da kim- seyi yolsuzluk yapmakla suçlama- dıklannı ifade etti. Okay AKP ve MHP'yi kastederek, "Bazılarmın partimizin mali de- netimi ile ilgili hiç kendi geçmiş- lerine bakmaksızın uluorta sözle- rini hayret ve ibretle izledik" de- di. AKP'nin 2005 yılı hesaplannın incelenmesi sonucunda 3 bin 304 YTL'sinin, MHP'nin 2001 yılı he- saplanndaki usul hatalan nedeniyle de 88 bin YTL'sinin Hazine'ye ak- tanldığını anlatan Okay, "CHP'yi zorlayarak yolsuzluklara bulaşık bir parti görüntüsü vermeye çalı- şanlar bilmelidir ki; CHP'de hiç- bir kişinin kursağından geçen bir tek kuruş haram lokma yoktur. Bu sadece şekil, usul veya yorum far- kından kaynaklanmıştır. Böyle iddialarla CHP'ye çamur atma hevesinde olanların bu hevesleri, bu istekleri kursaldarında kala- caktır" diye konuştu. 'Denetim yaptıracağız' Okay, Anayasa Mahkemesi'nin denetiminin yanı sıra, kendilerinin de bundan sonra tıpkı bankalann de- netimini yapan kurumlar gibi, parti- lerini bağımsız denetim kuruluşlan- na aynca denetlettireceklerini söy- ledi. Kılıçdaroğlu ise yapılan mali de- netimin sadece CHP'ye özgü olma- dığını kaydederken, çok uzun bir de- netleme sürecinde 930 bin YTL'lik miktann Hazine'ye irat olarak kay- dedildiğini bildirdi. Kılıçdaroğlu, "Biz isteriz ld siyasi partiler de aynı duyarlılığı gös- tersinler. AKP'nin 3 bin YTL'yi aşan bir rakamı Hazine'ye gelir kaydedilirken niye manşetlere ta- şımadılar? Bir engel mi vardı" di- ye sordu. ANKARA BAROSU'NDA SEÇÎM ÇALIŞMALARINA HIZ VERÎLDÎ Adaylar ön seçimle belirlenecek ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Ankara Barosu'nda, ekim ayında yapılacak seçimlerle ilgi- li adaylar ve gruplar çalışmalan- na hız verdi. Baro başkanlığı gör- evini yürüten Vedat Ahsen Coşar üçüncü dönemde de aday oldu- ğunu açıklarken, Demokratik Sol Avukatlar Grubu adma Akif Kur- tuluş ile Ümit Bulut da aday ol- du. Demokratik Sol Avu- katlar Grubu'nda yapıla- cak ön seçimle aday sayı- sı teke düşürülecek. Baro Birlik Grubu'nun adayı ise ANAP'm hukuk mü- şavirliğini de yüıüten Er- deıı Arısoy. Şimdiki başkan Vedat Coşar, Ankara Barosu'nda üçüncü kez başkanlığa aday olmasının eleşti- rilmesi konusunda "Kaç kere aday olunacağı konusunda kı- sıtlama yok. Bu benim yasal ve demokratik hakkım" dedi. De- mokratik Sol avukatlann aday adayı Akif Kurtuluş ise göreve gelmeleri durumunda, "yönetim kurulunun bir günde alacağı kararlarla yapılacak çalışmalar yerine, avukat odaklı ve mesle- ğin geleceğine yatırım yapacak çauşmaları gerçekleştirecekle- rini" anlattı. Kurtuluş, avukatlann, ekonomik nesne gibi görülmesinin önüne ge- çeceklerini, baronun, avukatlarla ilgili alanlarda daha fazla temsili • Baro başkanlığı görevini yürüten Vedat Ahsen Coşar üçüncü dönemde de aday olduğunu açıklarken, Demokratik Sol Avukatlar Grubu adma Akif Kurtuluş ile Ümit Bulut da aday oldu. için çalışacaklarını, yurttaş-yargı ilişkilerini izleyerek, raporlar ha- zırlayacaklarını söyledi. Kurtu- luş, ayrıca genç avukatlara yöne- lik "Büro Destek Projesi"n ha- yata geçireceklerini de bildirdi. Ümit Bulut ise Demokratik Sol avukatlann adaylannın hem ül- kenin hem de mesleğin sorLmlanna bakışında farklılıklar bulunduğu- nu söyledi. "Cumhuriyeti tar- tışmayan ve numaralandırma- yan bir ekip oldukiarını" anla- tan Bulut, oy kaybetme kaygısı ol- madan avukatlann somnlanna cğilmeyi amaçladıklarını vurgu- ladı. Erden Arısoy ise cüppe giyildi- ğinde, siyasi görüşlerin bir yana bı- rakılmasmı savunduğunu belir- terek "Ağır sorunları- mız var. Ozcllikle genç meslektaşlarımızın cid- di sorunları var. Baro, bu sorunların gideril- mesi, meslektaşlarımıza daha iyi hizmet veril- mesi için çalışmalıdır" diye konuştu. Tavandan prim ödeyerek emek- li olan avukatlann çok düşük ay- lık aldığını ifade eden Ansoy, göreve gelmeleri durumunda, mes- lektaşlannın bu türden sosyal lıak- larının iyileştirilmesi, Avukatlık Kanunu'nun günün şartlanna gö- re yeniden düzenlenmesi için ça- lışacaklarını belirtti. sol geçmişte kalmadı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle