14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
_L Cumhuriyet Imtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına İLHAN SELÇUK Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Vıldız • Yazıişleri Müdürleri: Mehmet Sucu, Güray Öz (Sorumlu) • Haber Mericezi Müdürü: Hakan Kara tstihbaıat: Cengiz Yddınm • Ekonomi: Ha- san Eris • Dış Haberler: Ozgfir Ulusoy • Küllür: Egemen Berköz • Spor: Abdülka- dir Yücelman # Makaleler: Sanıi Karaöıen • Düzeltme: Abdullah Yazıcı • Bilgi-Bel- ge: Edlbe Buğra Yayın Kurulu: İlhan Selçuk (Başkan), Emre Kongar (Başkan Yardımcısı), Orhan Krinç, Hikmet Çetinkaya, Şük- ran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Ternsilcisi: Mustafa Balbay Ahmet Rasim Sok. No: 14 Çankaya06550 AnkaraTel: 0312 442 30 50 Faks: 0312 442 30 10 • lzmirTemsilcisi: Ser- dar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks: 4418745 • Adana Temsücisi: Çcün Yiğenoğlu, lnönü Cd 5 S. Aksogan tşH. Kat 1 Tel: 3631211, Faks: 3631215 • Antalya Temsücisi: Ahmet Oruçoğlu Cumhuriyet Mey- danı Yıldız Apartmanı B Blok No: 80/5 Tel: 0242 2480057 Faks: 0242 2430509 • ldare Müdühi: Hüseyin Gürer # Mali lşler: Bü- lent Yener • Satış: Fazilel Kuza • Cumhuriyet Rek- lam: Genel Müdür: Öılcm Ayden • Genel Müdür Yar- dımcısı: Nazende Pal Tel: (0212) 251 98 74 -75 /251 98 81 -82 Faks: (0212)251 98 68 Rezervasyon: (0212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yaymcıhk A.Ş, Prof. Nurettin Marhar öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/lslanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 Yaygııı süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt lstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt lstanbul 27 HAZİRAN 2008 Imsak: 3.25 Güneş: 5.27 ögle: 13.14 lkindi: 17.12 Akşam: 20.49 Yatsı: 22.40 GUNCEL CÜNEYT ARCAYÜKEK • Baştarafı 1. Sayfada Kuşku yok, laik rejimin korunması ve yaşama- sı için müthiş bir direnme, yaşamasını sağlayacak aşılmaz bir potansiyel var. AKP bu direniş karşısında kerhen laikliğe kar- şı olmadığını, hatta laikliği herkesten daha güç- lü desteklediğini söyleyebiliyor. Son günlerdeki gözde konuların başında yine din veya dinci esnafla ilgili haberler yer alıyor. • • • Tarikat lideri Fethullah Gülen'in sığındığı ABD'den yurda dönüp dönmeyeceği başköşe- lerde. Çevresinden yayılan haberler (Fethullah Gülen'in) Feto'nun hasretini çektiğini söylediği Türkiye'ye dönmeyi pek arzu etmediğini gösteriyor. Hukuksal biryol bulursa ABD'de kalması sağ- lanabilir. Fakat başvurduğu mahkemenin hâkimi Stevvart Salzell, Feto'nun sunduğu belgeleri Yeşil Kart al- masını yeterli bulmadığı gibi, açıkladığı kararında kimi irdelemeleri çok ilginç. Gülen'in "olağanüstü yetenekli kategoride Ye- şil Kart alabilmesi için ulusal ve uluslararası are- nada mesleğinde en üst seviyeye yükselmiş olan bir kişi olmadığını" açıklıyor. Gülen nedir, kimdir? Irdelediğine göre 28 Şu- bat'larda görsel medyada yayımlanan canlı va- azlarında dramatik, kışkırtıcı Islam dini üzerinde- ki konuşmalarıyla ünlenen bir din adamı, bir imam! O kadar! Nitekim Amerikalı hâkim de Gülen'in "...kendisini sürekli din adamı olarak tanımladığı- nı..." vurguluyor. Nereden çıktı Yeşil Kart başvu- rusundaki "eğitimci" tanımı diye soruyor. Daha başka öğeler de var Amerikalı hâkimin 4 Haziran tarihli kararında. Gülen'in, "...akademisyenlikten çokuzakoldu- ğunu ve... akademisyenlere para ödeyerek ve ken- di sponsorluğunda konferanslar organize ederek hakkında yazılaryazdırdığını..." belirtiyor; "...Ken- di çalışmalarını finanse etmek davacıyı akade- misyen yapmaz" diyor. • • * Ya savcı yardımcısı Frye'nin edindiği bilgiler. Gü- len'in 1959 yılında imamlık lisansı aldığını, 1981'de ise bu görevden emekliye ayrıldığını ve... Feto'nun olağanüstü yetenekli kişi olarak Yeşil Kart alabil- mesi için istenen 10 kriterden birisi olan uluslar- arası arenada tanınan bir ödülden yoksun oldu- ğunu açıklıyor. Amerikalı yargıçlar, savcılar; Türkiye'de hâlâ el bebek gül bebek muamelesi gören, dönemin baş- bakanlarının elinden ödül alan bir kişi olarak "müstesna biryere" konulan Fethullah Gülen'i sa- dece ve sadece bir din adamı olarak tanımlıyor ve bir din adamı çerçevesinde değerlendiriyor. ABD yargısı maddi kaynaklarını açıklıyor Gülen cemaatinin... Oysa aynı doğrultuda yazılanlar Türkiye'de inandırıcı kabul edilmedi veya Gülen medyasının saldırıları karşısında değer yitirdi; ama laik Cumhuriyetin altını oyan oyunlan ABD'de yargı açıklıyor. ABD'deki savcılık "...yıllıkgelirinin yüzde 10 ve yüzde 70 arasındaki payını Gülen hareketine ba- ğışladığını itiraf eden işadamlan olduğu, bu ra- kamlann kişi başına yılda 20 bin ile 300 bin dolar arasında değiştiğini..." ileri sürüyor. Hatta Gülen'in finansal kaynakları arasında Suudi Arabistan, Iran, Türk hükümeti ve hatta CIA'nın bulundugunu öne sürüyor. Gülen dosyası Türkiye'de kapandı ama ABD'de açjldı. Üstelik öyle bir açıldı ki burada yadsınan bütün gerçekler ABD'de dosyalara girdi. Atatürk ve devrimleri karşıtı travma rezaletin- den... Gülen'in ABD'deki dosyasına kadar... Ka- muoyunun son ve değişmez uğraşı alanı laiklik ve karşıtları! Osmanlı'nın Son Günleri ve Bugün... Doç. Dr. Hüner TUNCER • Baştarafı 2. Sayfada bu düzeni, Avusturya ile Rusya, kendi adli- yecileri aracıhğıyla sağ- lamayı önermekteydi. Osmanh Hükümeti, bu istekten amacın, eko- nomik çıkarlar sağla- mak olduğunu kestir- mekte gecikmemişti. Rusya'ya yardım etme- mesi karşıhğında, Avusturya'ya, demir- yollarını Selanik'e gi- den Osmanlı demiryo- luyla bağlamak aynca- lığını tanımakla, Rusya ile Avusturya'yı ada- lette yeni düzen iste- mekten vazgeçirdi. Değerli okuyucular, bu durum, sizlere bu- gün hiç yabancı gel- miyor, değil mi?.. Tür- kiye Cumhuriyeti'nin, yalnızca kendi gücüne ve olanaklanna daya- narak, kalkınmasımn imkânsız olduğunu; ül- kemizin ancak AB'den destek almakla ve AB ülkelerinin denetiıni al- tında gelişebileceğini; biz Türklerin, kendi halimize bırakılmamız durumunda, kendi is- tencimizle hiçbir yeni- lik girişimini hayata geçiremeyeceğimizi sa- vunan sözde aydınlan- mız ve bilim insanlan- mız, Atatürk Cum- huriyeti'ni, yaşamını tamamlamış olan ve topraklan işgal edil- mek suretiyle büyük devletlerce yok edilen Osmanh Devleti'nin çözülme sürecindeki durumuna benzetmek- ten hiç mi hicap duy- mamaktadır?.. Merak ediyorum, bu sorunun yanıtını, tel- evizyon kanallannda her zaman boy gösteren sözde profesörler, ta- rafsız olmalan gereken sözde gazeteciler nasıl utanmadan yanıtlaya- bileceklerdir?.. Biz Atatürkçü aydın- lar, devletimizi, Os- manlı'nın son zaman- larında düşmüş olduğu rezil duruma yeniden düşürmemeye kararlı- yız ve Türkiye Cumhu- riyeti'nin böyle bir du- ruma düşmemesi için, elimizden gelen her ça- bayı yorulmaksızın har- camaya azimliyiz! Biz Atatürkçüler ve gerçek aydınlar, bizleri kötü yöneten ve gelecekte de yönetecek olan hü- kümetlerin karşılanna dimdik dikileceğiz ve Atatürk'ümüzün kur- muş olduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin, Os- manlı Devleti'nin son zamanlarındaki duru- muna dönüştürülmesine izin vermeyeceğiz!!! Dört askeri üs tran'dan gelebilecek saldınlara karşıfiizelerledonatıldı ABD'den Irak'a fîize kalkanı BAHAD1R SELtM DÎLEK ANKARA - ABD'nin Irak'taki askeri güç- lerine meşruiyet kazandıracak olan güçlerin statüsü anlaşması (SOFA) imzalanmadan ön- ce Irak'ın tran suunnda fîize kalkanı oluştur- duğu ortaya çıktı. Edinilen bilgilere göre Türkiye-lran-Irak sı- nır üçgeninden başlayıp kuzeyden güneye Irak'ın Iran sının boyunca dört adet gelişti- rilmiş ABD fîize üssü kuruldu. Üslerin üç ta- nesinin Bedre, Cassan ve Zırbatiye'de bu- lunduğu öğrenildi. Bu üslerin tran'dan gele- cek olası orta ve uzun menzilli füze saldınla- n için kalkan görevi üstlenecek fiizelerle do- natıldığı belirtildi. Dört geliştirilmiş üsten bi- risi tran smınndan 30 km uzaklıkta yer alır- ken bu üssün uzaktan kontrol edilenfiizeram- palan, izleme-dinleme cihazlan ve radarlar- la donatüdığı bildirildi. Bağdat'tan Ankara'ya ulaşan bilgilere göre ABD'nin Iran sınınna kurduğu füze kalkanının, Irak'taki operas- yonlarla hiçbir bağlantısı olmayacak. Bu üs- ler sadece tran'dan gelecek olası füze saldı- nlanna karşı kullanılacak. Aynca ABD'nin bu üsleri tran'ın tsrail'e fiizelerle saldırması du- rumunda yine kalkan görevi yapacak. İzleme ve dinleme faaliyeti Söz konusu üslerin hangi hukuksal çerçe- vede yapılandınldığı netleştirilemedi. Gö- rüşmeleri süren SOFA'da, ülkede kalacak ABD askerlerinin Irak üzerinden üçüncü ül- kelere müdahalesi konusunun henüz nihai bir karara bağlanmamış olmasına karşın Was- hington yönetiminin söz konusu üslere izin ver- rniş olması da dikkat çekü. Öte yandan konuyla ilgili olarak bilgi veren kaynaklar, îran'm elin- deki Şahap serisi füzelerin bölgesel anlamda ciddi bir tehdit oluşturmadığının bilinmesine karşın, Washington yönetiminin söz konusu füze kalkanı karan ile "İran'dan hem Irak'ta- ki ABD askeri varlığına hem de lsrail'e yö- nelik füze tehdidi var" görüntüsü yarattığı- na işaret ettiler. Aynı kaynaklar, bu üslerden tran'a yönelik ciddı bir izleme ve dinleme faa- liyeti yürütüldüğünü de dile getirdiler. Kısa bir süre önce de tran'ın, ABD ve Is- rail tarafmdan saldınya uğraması durumunda tsrail'i ve Irak'taki ABD üslerini füze yağ- muruna tutacağı ileri sürülmüştü. Hükümet destekli tran basını, tran'ın halihazırda 1300 kilometre menzile sahip olan 600 tane Şahap- 3 füzesini tsrail'e doğru kilitlemiş durumda ol- duğunu ve Irak'taki her bir ABD Ü9SÜ için de 10-15 füzeyi fVrlatmaya hazır halde bekletti- ğini ileri sürmüştü. DEMÎREL ABD'DE KONUŞTU 'Cumhutiyeti sokakta bulmadık' VVASHINGTON (ANKA) - 9. Cumhur- başkanı Süleyman Demirel milyonlarca insanın Cumhuriyeti savunduğunu belirte- rek "Bu Cumhuriyeti sokakta bulmadık ve kimscyc bırakacak değiliz" dedi. Tür- kiye'de dinin baskı altında olmadığını be- lirten Demirel, kendisini de iyi bir Müslü- man olarak tanımladığını kaydederek "ik- tidardaki güçlerin herkesi kendileri gibi davranmaya ve ibadet etmeye zorlamak istediklerini" söyledi. Demirel, "Türki- ye'de devrim, geriye doğru itiliyor. Geç- miş geri geliyor ve ona meydan okuyor" ifadesini kullandı ve ekledi: "Ancak akıl galip çıkacaktır." ABD'deki Johns Hopkins Üniversite- si'ne bağlı Orta Asya Kafkasya Enstitütü- sü'nün tpek Yolu programının üç araştır- macısmın sorulannı yanıtlayan 9. Cumhur- başkanı Süleyman Demirel, Atatürk'ün din ve devleti birbirinden ayrrarak Islam dünyasında bir ilki gerçekleştirdiğini kay- detti. Demirel, sorunun 2006'da Bülent Arınç'm laikliğin yeniden tanımlanması gerektiğini söylemesi ile başladığını belir- terek bu durumun dini politikaya soktuğu- nu söyledi. Demirel şunlan söyledi: "Dinin politikaya sokulması gerçekleş- tiği zaman her şey değişir; çünkü, politi- kada eğer dinin rolünü sınırlandırmaya çalışırsanız 'din düşmanı' ve İslam dışf olarak tammlanırsımz ve o zaman tabii ki kaybedersiniz. Bu durumda ild seçe- nek var. En kolayı, ancak en kötü seçe- nek, her partinin kendi çıkarlan için di- ni kullanması. Ancak bu ikisini de yok eder, politikayı ve aynı zamanda dini de. Diğer seçenek Iaiklik." Necmettin Erbakan'ın da dini politik çıkarlar için kullanmaya başladığı zaman, insanlara "Cennet için bilet satanlara inanmayın" dediğini anlatan Demirel, ken- disinin Erbakan'ı kontrol etmeyi başardığı- nı da ifade etti. "Eğer dini eğitim almak istivorsanız Suudi Arabistan'a gidebilir- siniz" şeklinde konuşan Demirel önümüz- deki dönemde ne olacağımn sorulması üze- rine de, "Türkiye'de devrim, geriye doğ- ru itiliyor. Geçmiş geri geliyor ve ona meydan okuyor" ifadesini kullandı. Halkbüinçlendirilecek Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşla- n Birliği'nin (USTKB) Cumhuriyetin 85. yılı nedeniyle düzenlediği "Cumhuri- yet Çahştayı"nda, Atatürk devrimlerine yönelik planlı saldınlann arttığına dik- kat çekilerek Cumhuriyet ve devrimle- rinin korunması için sivil toplum kuru- luşlannın bir araya gelerek ulusal bir güç oluşturması ve clkin mücadele edilmesi gerektiği belirtildi. lstanbul Teknik Üni- versitesi (İTIJ) Maçka Sosyal Tesisle- ri'nde dün yapılan çahştayda konuşan USTKB Dönem Sözcüsü Aydeniz Alis- bah Tuskan, "Bu çahştayla birlikte açık hava etkinlikleri, panel, konferans vb, ınii/.ik. sinema vb, sincma. tiyatro vb. başhklar altında komiteler kurarak Cumhuriyet kazanımlannı anlatan et- kinlikler yapmayı planlıyoruz" dedi. Türkiye raporuna onay • Baştarafı 1. Sayfada Başbakan ve Cumhurbaşkanı hakkında açılan davadan endişe duyulduğu" ifade edildi ve "bu davanın ülkenin siyasi istik- rarını etkileyeceği" görüşüne yer verildi. Kabul edilen bir değişiklik önergesinde, la- iklik kriterinin siyasi partilere uygulanama- yacağı belirtilerek, dini temele dayalı bir par- tinin iktidarda ohnası halinde ve hükümetin anayasaya aykrn bir karar çıkartması duru- munda, bu konuda açılacak davanın partinin kapatılmasına değil, söz konusu karara yönelik açılması gerektiği ifade edildi. Kararda, kapatma davasının sonucu ne olur- sa olsun Türkiye'de parti kapatmalannın ya- sal dayanaklan konusunda canlı bir tartışma yarattığı ifade edildi ve bu konuda anayasa- da reform yapılmasının gerekli olduğu görü- şü dile getirildi. Kararda, Avrupa tnsan Hak- lan Mahkemesi'nin (AİHM) parti kapatma da- valanyla ilgili verdiği kararlara da dikkat çe- kılirken. yine "AİHM'in parti kapatmanın gerçekten çok ciddi hallerde düşünülmesi gereken bir çare olarak göriümesi" yolunda verdiği görüşe de atıfta bulunuldu. Anayasa Mahkemesi üzerinde hiçbir bas- kı oluşturulmaması çağnsında bulunulan ka- rarda, mahkemenin Avrupa tnsan Haklan Söz- leşmesi'nin ifade özgürlüğü ve örgütlenme hakkuıa uygun ve parti kapatma ile ilgili Ve- nedik Komisyonu kararlan çerçevesinde Av- rupa standartlanna uygun karar vereceği inancı içinde olunduğu vurgulandı. tzleme süreci, Avrupa Konseyi'ne yeni üye olmuş ve insan haklan alanında eksiklikleri olan ülkeler için uygulanan bir mekanizma ni- teliği taşıyor. Türkiye'yi izleme sürecinin 2004'te kalkması, AB ile tam üyelik müza- kerelerinin başlamasında önemli rol oynamıştı. Muhalefetten sert tepld Bu arada raporun oylanması öncesinde ortak bir bildiri yayımlayan Türk heyetinde- ki muhalefet milletvekilleri, raporun hazır- lanmasında AKP temsilcilerinden yardım sağlandığı, raportörün, kaynak olarak AKP'nin Anayasa Mahkemesi'ne sunduğu savunma- yı aldığı öne sürüldü. CHP'li Haluk Koç ve Birgen Keleş ile MHP'li Tuğrul Türkeş ve Ertuğrul Kumcuoğlu tara (indan yayımlanan bildiride, Türkiye'deki yargı sistemini poli- tize etmeyi amaçlayan ve Türk yargıçlara bas- kı niletiği taşıyan tasannın kabul edilemeye- ceği vurgulandı. TARAFLAR SON DOSYALARTM MAHKEMEYE SUNDU Gülen'e 'Sağlam'kefil ELÇIN POYRAZLAR VVASHINGTON - ABD'de yaşa- yan Fethullah Gülen'in "olağanüstü yetenekli eğitimci" statüsünde oturma izni talebine yönelik davada, taraflar son dosyalannı Pensilvanya Doğu Bölgesi Mahkemesi'ne sundu. Pensil- vanya Eyalet Savcıhğı, 25 Haziran ta- rihli dilekçesinde delillerin Gülen'in "Çok büyük ticari holdinglerle des- teklenen geniş ve etkili, dini ve siyasi bir hareketin lideri" olduğunu gös- terdiğini ifade etti. Savcılık Gülen'in mahkemeye sunduğu "başanlarının" kendi hareketi tarafindan finanse edil- diğini de vurguladı. Savcılık, Gülen'in "kendi dini fel- sefesini yaymak için eğitimi yöntem olarak kullanan dini bir lider" ol- duğunu kaydetti. Gülen'in avukatla- nnın mahkemeye sunduğu belgelerde ise Gülen'in ilahiyat ve siyasi bilim- lerde "olağanüstü yetenekleri" ol- duğu ileri sürüldü. Avukatlar eski Milli Eğitim Bakanı Mehmet Sağ- lam'ın destek için referans mektubu verdiğine dikkat çektiler. Mahkeme- ye sunulan referans mektuplan ara- sında CIA'nın Analiz ve Prodüksi- yon Direktörlüğü'nden emekli olan George Fidas, CIA Ulusal tstihba- rat Konseyi eski başkan yardnncısı Grahanı Fuller, ABD'nin eski An- kara Büyükelçisi Morton Abra- movvitz, New York'taki Rum Orto- doks Başpiskoposluğu rahibi Ale- xandcr Karloutsos, eski Başbakan Yıldınm Akbulut da yer alıyor. Gü- len'in oturma izni alabilmek için baş- vurduğu vizeler arasında şunlar var: I- 140- Olağanüstü yetenekleri olan ya- bancı eğitimci, 1-360- Dini görevli sta- tüsü, 1-765- Çalışma izni talebi, 1-131- Seyahat belgeleri talebi, 1-485- Kalı- cı oturma izni için statü değişikliği. JP MORCAN'DAN ERDOCAN YORUMU ^Yokıızluktan yargılanabflîr' Haber Merkezi - Dünyaca ünlü yaünm ban- kası JP Morgan, AKP'nin kapatılması Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da siyasi yasaklı du- ruma düşmesi halinde milletvekili dokunul- mazlığını yitireceği için yolsuzluk suçlamaları nedeniyle yargılanabileceği öngörüsünde bu- lundu. JP Morgan, 23-25 Haziran tarihleri ara- sında Ankara'da hükümet, askeri kanat, Merkez Bankası ve çeşitli analistlerle yaptığı görüşme- lerden oluşan seyahat notlannı yayımladı. Ban- ka raporunda, Ankara kulislerine dayandınlan ön- görüsünde AKP'nin kapatılması, Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan'ında siyasi yasaklı duruma düşmesi durumunda, seçimlerin yenilenmesine kadar geçecek süre zarfinda dokunulmazlığını yi- tireceği için hakkındaki yolsuzluk suçlamala- rından yargılanabileceği belirtildi. Raporda, "Eğer yargı yolu hızlı şekilde kullanılacak olursa, Başbakan Erdoğan'ın Meclis'e dön- mesi kolay olmayabilir" ifadesi kullanıldı. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada sal olarak da değişiyor. Kamu ihale yasasında yapılan değişiklikle ihalenin yerini karşılıklı gö- rüşme, pazarlık yöntemi alıyor. Bu durumda ihaleye fesat karıştırma gidiyor, ihaleye fırsat karıştırma geliyor! Bir hükümetin işbaşına gelir gelmez yaptığı ilk şey, iktidarın karakterini de ortaya koyar. AKP hükümeti kurulur kurulmaz ilk yapılan, Kamu İha- le Yasası'nın önemli bir bölümünün rafa kaldı- rılması olmuştu. Belli bir rakamın üzerindeki iha- lelerin bu yasa kapsamına ve denetimine girmesi sağlanmıştı. Büyük ölçekli ihaleler de yerine gö- re 8'e 10'a bölünerek yasa kapsamı dışına çı- karılmıştı. Meclis'te Plan Bütçe Komisyonu'ndan geçen değişiklikle yasanın kapsamı daha da daraltılı- yor, yerel gazetelere ilan verme zorunluluğunun da en aza ineceği bir ortam yaratılıyor. Deği- şikliğin başlıca nedeni şu: Tüm ihaleleri "seçilmiş" kişilere vermek! Bu yöntem pek çok yerel gazetenin batması- na neden olacak ama, belki de ulusal medya- da yarattıkları gücün yeterli olduğunu düşünü- yorlar. • • • Biz, demokrasinin, hukukun, eşitliğin tabana yayılmasını arzu ediyorduk. AKP bunların yeri- ne, usulsüzlüğün, ayrımcılığın, özetle yolsuzlu- ğun tabana yayılmasını sağlıyor. Son günlerde Meclis'in gündemine gelen ya- sa değişikliklerinin çoğunda bunun izlerini gö- rüyoruz. örneğin, il özel idarelerine özel pay ay- nlması... Bu kurumlarda yönetim sorumluluğu va- linin. Gerçi valilerin yetkisi az da olsa erozyona uğradı ama, mevcut yetkiler de fena değil. AKP, valileri kendi il başkanlannın hemen yanında özel temsilci olarak gördüğü için oniarı daha et- kin kullanmayı hedefliyor. Böyle bir özel payı belediye başkanlarına da veriyorlar ama, onların yanına ipleri tamamen kendi ellerinde olan valilikleri de koymuş olu- yorlar. Belediye başkanlannın gelirini vergiler yoluy- la arttıran ayn bir yasa planladılar; baktılar ki, oy kaybına neden olacak, vazgeçtiler. Hükümetin ikide bir battı batıyor dediği Sos- yal Güvenlik Kurumları'nın (SGK) tek gelir kale- mi olan prim alacakları ise yeniden düzenlendi ve büyük ölçekli af getirildi. Bu neden yapildı? Oy getirebileceği için... • • • Yukarıda aktardığımız yelpazenin bu haftaki renginde ise kamu arazilerini yağmalayanlara af var. Örtülü 2B olarak da tanımlanan bu yöntemle kamu arazileri yağmalayanın elinde kalacak. AKP'nin Meclis'ten geçirdiği Türk Ceza Ya- sası'nda kıyıları, kamu arazilerini işgal edenler için hapis cezası öngörülüyordu. AKP, kendi ge- tirdiği yasayı kaldırıyor. Neden? Yağmayı serbest hale getirmek için... Bu düzenlemenin yanında gecekondu affı da önceden belirlenecek bir yasanın içine ko- nacak. Bütün bunların ortak paydası şu: Seçim geliyor... Ne demişler? Söz konusu olan seçimse, hukuk teferruattır! ankcum@cumhurfyet.com.tr ENDÜSTRÎYEL KÎRLÎLÎK 'Sorumluluklar yerine getirümiyor y tstanbul Haber Servisi - Bilim insanlan, Türki- ye'de çevre konusundaki gelişmelere yönelik tep- kilerin anlık ortaya çıktığı, bir program çerçeve- sinde inceleme yapılmadığı ve çözüm arayışına girilmediğini vurguladı. Endüstriyel kirlenmenin konuşulduğu üç günlük sempozyuma, sanayici ka- tılımının olmaması ise dikkat çekti. tstanbul Teknik Üniversitesi'nin (tTÜ) Ayazağa Yerleşkesi Süleyman Demirel Kültür Merke- zi'nde 11-13 Haziran 2008 tarihleri arasında dü- zenlediği Endüstriyel Kirlenme Sempozyumu'nun sonuç bildirgesi açıklandı. Tesis içi entegre yak- laşımın, alıcı ortamlardaki etkilerin dikkate alı- narak değerlendirilmesi gerektiği vurgulanan bildirgede, çamur stabilizasyonu ve bertarafı yöntemlerinin gözden geçirilmesi istendi. Türki- ye'nin çevre konusunda yapması gerekenleri he- nüz tamamlamadığına dikkat çekilerek endüstri- lerin çevre konusundaki sorumluluklannı yerine getirmedikleri kaydedildi. Bildirgede, "Ülke- mizde genel olarak ciddi bir denetim yetersizUgi olduğu ve denetinıdekî yetki karmaşasuun çözümlenmesi gerektiği" ifade edildi. KENTBANK DAVASI 'Düzeltmeye* kabul ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Danıştay tdari Dava Daireleri Kurulu, Tasarruf Mevduatı Sigor- ta Fonu'na (TMSF) devredilen Kentbank ile ilgi- li bir davada, bankanın eski sahibi Süzer Grubu'nun "karar düzeltme" istemini kabul etti. Danıştay 10. Dairesi, Kentbank AŞ'nin TMSF'ye devredilme- sine ilişkin 9 Temmuz 2001 tarihli Bankacılık Dü- zenleme ve Denetleme Kurulu kararını iptal etmişti. Süzer Grubu, Danıştay 10. Dairesi'nin karannın uy- gulanması için yapılan başvurunun reddine ilişkin BBDK'nin 11 Ağustos 2004 tarihli karan ve bu ka- rann yeniden incelenerek kaldınlması için baş- vurmuştu. Bu başvurunun reddine ilişkin BDDK işleminin iptali istemiyle ayn bir dava açılmışn. Da- nıştay 13. Dairesi, bu davayı reddetmişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle