23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 HAZİRAN 2008 CUMA v OLAYLAR VE GORUŞLER STAD tribünlerinin ünlü sözüdür: "Hatice'ye değil, neticeye bak" derler. — Dünyanın en güzel oyununu da oynamış olsanız, bir son dakika go- _ lüyle yenilmişseniz, iyi oynadınız di- ye puan vermezler takıma. Almanya maçının ardından ulu- sal takıma ve teknik yöneticisine dü- zülen övgülerin sonu gelmiyor. Avunma mı? Beklenmedik bir ba- şannın, yarıfınale kadar sürmüş de ol- sa, övünme tadını uzatabildikçe uzat- ma dileği mi? Yoksa, son günlerin mo- da deyişiyle anlatmak gerekirse, bir "travma"y\ örtme çabası mı? Ikinci maçtan başlayarak, çalış- maya ve özgüvene değil de mucize- ye, duaya ve ilahi inayete inanmış ol- manın, birdenbire, birkaç saniyelik gevşeme yüzünden çöküvermiş ol- ması zihinlerde onulmaz bir yara aç- mış olamaz mı? Travma her zaman bir yara gibi acı vermez, yerleşik ruhsal dengeleri bo- zar, pek akılcı olmayan değişik dü- şüncelere, yanlış değerlendirmelere ve güncel sorunlara olmayacak çözüm- ler aramaya iter insanı. AÇI MUMTAZ SOYSAL Hatice ve Netice Yarıfinalde yenilmenin toplumsal psikolojide gerçekten bir travma ya- ratıp yaratmadığını zamanla görece- ğiz herhalde. Sayın D. M. M. Fırat'ın sözünü et- tiği travma niçin bu denli tepki ya- rattı, anlamak kolay değil. Normal sa- yılmaz mı, onun yakın çevresinin Ke- malist devrimler dolayısıyla travma ge- çirmesi? Düşünün ki, ancak küçük bir kesim kullanabildiği halde yüzyıllardır kullanıldığına inanılan yazı değiş- mekte, aile hukuku yepyeni temelle- re oturtulmakta, kadın-erkek ilişkile- ri, giyim kuşam köklü değişiklikler ge- çirmektedir. Elbet, en azından yarım yüzyıldır bu gibi degişmelerin özlemini çeken küçük bir çevre memnun ola- cak, ama yüzyıllardır başka türiü bir yaşam tarzına alışmış olan büyük kitleler de travma geçirecektir. Sayın Fırat bu gerçekçi saptama- da dursa ve bir yabancıyla konu- , şurken başka şeyler ima etmesey- di, herhalde sözlerinde eleştirilecek çok şey kalmazdı. Çünkü devrim budur; böyle ta- nımlanır ve böyle bilinir. Hele Fransız Devrimi'nin etkisiyle yetişmiş bağımsızlıkçı genç Osman- lı paşası ve ona inanan, istilaya ve tes- lime karşı onunla birlikte vuruşanlar için. Sayın Fırat'ın eleştirilecek yönü, travmanın sürüp gitmekte olduğunu ima etmesi, o zamandan beri top- lumda ne kadar çok insanın değişmiş olduğunu bilmezden gelmesi ve da- ha da kötüsü, Cumhuriyeti geriye doğru çekme çabalannın, birtravmayı iyileştirme çabalanndan daha çok, dü- pedüz bir karşıdevrim niteliği taşıdı- ğını kabul etmekten kaçınmış olma- sıdır. Cumhuriyet, herhalde büyük özve- rilerle varıian bu devrimci "neti- ce"ye sırt çevirip sözde mağdur ve mazlum "Hatice"\er kılığına bürünmüş karşıdevrim militanlarının gösterdiği yöne mi bakmahydı? mumtazsoysal @ gmail.com Osmanlı'nın Son Günleri ve Bugün... Doç. Dr. Hüner TÜNCER Yirminci yüzyılın başlannda Os- manlı împaratorluğu'nun ege- menliği altında bulunan Ma- kedonya sorununun içinden çıkılamaz bir duruma gelmesinde, hiç kuşkusuz, iki büyük Avrupa devletinin, yani Rusya ile Avusturya'nın rolleri ol- muştu. Bu iki devlet, kendi impara- torluklannda ulusçuluk akunlannı ve özgürlük hareketlerini acımasızca bas- tırdığı halde, Osmanlı topraklannda, Türk olmayan halklann bu gibi hare- ketlerini sürekli olarak kışkırtmaktay- dı. Bunu yaparken de, Osmanlı yöne- timinin düzen sağlamada yetenekli ol- madığmı ileri sürerek, düzenin nasıl sağlanması gerektiği yolunda tasanlar hazırlamakta, öteki büyük devletleri de arkalanndan sürükleyerek, Osmanlı Hükümeti'ni bu tasanlan uygulamaya zorlamaktaydı. Böylece, Makedon- ya'da, jandarmanın ve maliyenin dü- zenlenmesine büyük devletlerin dcne- timi altında başlanmış oldu. Görüldüğü gibi, Osmanlı Devleti yı- kılma aşamasında, kendi içişlerini bi- le yönetme yetkisini büyük devletlc- re bırakmakta ve dış politikasında da, Avrupalı güçlere önceden danışmak- sızın, hiçbir adım atamamaktaydı. Bu saptamamın kanıtını ve belgelerini, Os- manlı Devleti'nin, Balkan Savaşlan öncesinde ve sırasmda, Balkan dev- letleri ve büyük devlctlerle olan iliş- kilerinde bulabilirsiniz. 1908 yılında İkiııci Meşrutiyet'in ilanından az önce, Avusturya ile Rusya, Osmanlı Devleti'nden ada- let konusunda da yeni bir düzcn ge- tirmesini istemcyc başlamışb. Ancak, • Arkası 8. Sayfada Bonus'a özel +6 taksit ve 1.000 YTL üzeri alışverişlerde RKS 1260 EY Beko Elektrikli Süpürge hediye! PENCERE Bu Ne Ikiyüzlülük?.. ., Fethullah Gülen'i ilk keşfeden, Feto'da ne cev- herler bulunduğunu sezen gazeteci Hikmet Çe- tinkaya'dır... Hikmet dünkü yazısını Feto'ya ayırmıştı, bu-' günkü yazısı da aynı konuya ilişkin... Neden?.. Çünkü Feto günün adamı oldu... Durun bakalım daha nelerolacak?.. Sünrıi mezhebinin Nakşibendi tarikatı, Türki- \ ye'ye özgü Islamcı demokrasi sayesinde siyasal, iktidarı ele geçirdi... Ama, bu tarikatın cemaatleri arasında rekabet. yok denemez... Ankara'da siyasete ilişkin ko-, nuşmalarda şöylesine sohbetlere yer veriliyor:,. "- Tayyip Erdoğan'ın Fethullah Gülen'e mesa- ( feli olduğu söyleniyor; doğru mu?.. - Olabilir, Gülen Gül'e daha sıcak bakıyormuş ' diyorlar..." r Ne olursa olsun Feto'nun Nakşi-Nurcu dün- yasındaki ağırlığı hafifsenemez; AKP'yi kapatma • davasıyla birlikte sıcaklaşan olasıhklar zincirinde' bir merak konusu var: - Islamcı kesimde bir parçalanma olursa Gülen ' ağırlığını nereye koyacak?.. • Feto öyle bir güce erişti ki sormayın!.. Avrupa, Afrika, Rusya, Amerika.. Ve Türkiye.. Uluslararası coğrafyada Gülencilerfink atıyor-' lar... Feto'ya maşallah!.. Fethullah Gülen'in bugünkü gücünü anlamak için Posta gazetesinde "Fıkra gibi" başlığıyla çı- kan (24.6.2008) şu haberi birlikte okuyalım: "Ingiltere'de yayınlanan Prospectile Foreign Po- licy dergileri internet sitelerinde dünyanın önde, gelen 100 düşünürünü belirlemek üzere bir an-* ketyaptı. 500 binin üzerinde oy'un kullanıldığı an- kette Nur Cemaati lideriFethullah Gülen'in birinci olması dergicileri şaşırttı. Prospect'in yöneticisi David Goohart 'Fethullah Gülen adını daha ön- ce duymadığımı itiraf edeyim; bu ismin dünyanın 1 numaralı düşünürü seçilmesi taraftarlarının yürüttüğü kampanya ile gerçekleşmiş olmah' de- di." • Feto'nun gazetesi Zaman'da olay birinci say- fada manşetten şöyle duyuruldu: "Yaşayan en büyük 100 entelektüel anketinde Gülen zirvede..." Feto'nun müritlerindeki disipline bakın!.. Yaman bir cemaat bu; Nurcu-Nakşi tarikatın- da önde geliyor... • Yargıtay Ceza Genel Kurulu Fethullah Gülen'in uzun süren bir davasında beraat kararı verdi.... Feto, her gün bedava dağtttığı Zaman gaze- tesine şu demeci verdi: "- O kadar tahribata rağmen~o kadar baskıla- ra rağmen, en azından medya yoluyla baskılara rağmen adaletin böyle tecelli etmesi Türkiye'de hâlâ hak adına, adalet adına hüküm verecek hâ- kimlerin bulunduğunu gösteriyor." (26.6.2008) Feto'ya sormak gerekir: - Anayasa Mahkemesi hâkimleri de adalet adı- na hüküm vermiyorlar mı?.. Yargıya en ağır saldırılarda bulunan dinci med- ya yargının Feto'ya ilişkin kararını alkışlıyor... Bu ne ikiyüzlülük!.. BAHADIR SELİN DİLEK EGE'NİN UNDTHAN TDRKLERİ Bahadır Selim Dilek, 1912den 1943e kadar ftalya'nın 1947den sonra da Yunanistan'ın basküarı sonucu bugün tamamenjok olma noktasma gelen Rodos ve Istanköy başta olmak üzere Onikiada Türklerinin yaşadığı büyük trajediyi belğeleriyle anlatıyor. 82122724548 i7inni3Ki www.cumhuriyetkitaplari.com Maıkeı: Prof. Nurettln Mazhar öklol Sûkak No 2 Şişli Tel 0 212 343 72 74 AnkaraŞube: Alınıet Rasım Sokak No:14 Çankaya Tel 0 312 442 30 50 ianirŞube: H. Ziya Bulvarı 1352 Sokak No: 2/3 Pasaport Tel 0232 441 1220
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle