06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 MAYIS 2008 SALI 8 HABERLERIN DEVAMI TURKİYE lstanbul PB 27 Sinop Y 21 Adana B 30 Edirne PB 29 Samsun Y 19 Mersin B 27 Kocaeli PB 25 Trabzon Y Çanakkale PB 27 Giresun lzmir B 31 Ankara 20 Diyarbakır PB 28 1_9 Şanhurfa PB 30 PBPB 24 Mardin Manisa PB 31 Eskişehir PB 24 Siirt B Aydın B Denizli 33 Konya PB 25 Hakkâri Y PB 31 Sıvas 19 Van Zonguldak Y 21 Antalya B 29 Kars Yurdun kuzGy, iç ve doğu kosimleri parçah çok bu- lutlu, Batı ve Orta Kara- denlz kıyıları, Doğu Ana- dolu'nun kuzey vo doğu- su ile Kayseri, Sıvas ve Tokat çovreleri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yeıler az bu- lutlu geçecek Hava sı- caklığı iç ve batı kesim- lerde biraz artacak, diğer yerlerde önemli bir değl- şiklik olmayacak. DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn B PB PB Y Y Y Y PB 2Ü 12 18 20 23 28 22 23 Berlin PB 22 Moskova B 16 Münih PB 23 Zürih Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Soyfa Roma Atina PB Y PB PB PB B B 30 20 28 32 30 29 28 B 30 Şam Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire A PB B PB PB Y B 35 29 32 22 28 26 32 B 31 0Aç,k Parçah bulutlu Bulutlu t Çok bulutlu ı Yağmurlu jKariı Sulu kar > Gök gürültülü GUNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK • liaştavafı 1. Sayfada yüz ve vücut hatlarını kapatan yüzlerce yumurta biçimindeki kafanın alkışları, gösterileri arasında konuşan RTE; Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun son bildirisine yine saldırdı. "Böyle bir açıklama- yı ne anayasadan ne kanunlardan aldığı yetkiyle değil... durumdan vazife çıkararak yapmıştır..." dedi. Farkına varmadan doğruyu söyledi. Zira ger- çekten Yargıtay Başkanlar Kurulu "...durumdan vazife çıkardı..." ve tarihsel nitelikteki bir bildiri açıkladı. * • • Yargıtay'ın vazife çıkardığı durum nedir? Dinci bir parti türbanı ulusal bir kıyafete dönüş- türmek için yasaları zorluyor. TBMM'deki ço- ğunluğuna ve bu uğurda AKP kadar dine ödün vermeye hazır MHP'nin desteğiyle anayasanın iki maddesini değiştiriyor. Hemen her alanda, laikliğin içini boşaltmaya girişiyor. AKP'Iİ belediyelerin laiklik ilkesini hiçe sayan uygulamalartna ses çıkarmıyor, el altından destekliyor. Laikliğe yönelik icraatına karşı yargının uyarı ni- teliğindeki açıklamalarına sert karşılıklar veriyor. Yüzde 47 oyu; ülkede her istediğini yapmak, laikliğin içini boşaltmaya olanak sağlamak diye algılayan RTE: Örneğin, "Yargı milletin iradesini yok sayamaz" diyor. Türban konusunda işine gelmeyen bir karar alan Avrupa Insan Haklan Mahkemesi'ne saldı- rırken, "...Mahkemenin bu konuda söz söyleme hakkı yoktur. Söz söyleme hakkı din ulemasının- dır" diye konuşuyor. Böylece yargının dinle uğ- raşan bilim adamlarından görüş alması gibi laik hukuk devletine yakışmayan bir anlayış sergili- yor. Türban konusunda, laikliği ön plana alan Yar- gıtay'a, "...Bu vatandaşın bireysel hakkıdır. Sen ne karışıyorsun?" diye yükleniyor. Öteden beri yazarlar, çizerler hakkında açtığı tazminat davalarından birçoğunun reddedilme- sini içine sindiremeyen RTE; Danıştay'dan da şi- kâyetçi: "Danıştay'da birçok engelle karşı karşı- yayız" diye konuşuyor. ••• Bunlar RTE'nin yargıya saldırılarından birkaç örnek. Bu saldırıları yasallaştırmak, yargıyı kendine benzetmek veya bağlamak için yasal önlemlere girişiyor. Türban yargı ile çatışmasında birinci etken. Türbanı üniversitelerde serbest bırakan anayasa değişikliğini yaparken, henüz yasa Meclis'ten geçmemiş, Anayasa Mahkemesi'nden çıkacak karar belli değil... Ama türban kamu kurumların- da serbest. Bu uygulamalara göz yumuyor. Yargıtay ve Danıştay'da isteyeceği gibi oyna- yacağı yapısal değişikliklere girişiyor. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nu çalışamaz hale ge- tiriyor. Saldırılarla yetinmedi. AKP'Iİ akademisyenlere hiçbir hukuk ve ilim kurumunun ya da partilerin görüşüne başvurmadan kendi yoluna yürüyüşü- nü kolaylaştıracak bir anayasa hazırlattı. Kapatma davası açan iddianame AKP'yi çılgı- na çevirdi. Yargıtay Başsavcısı'na aklına gelen hertürlü saldırıyı reva gördü... ve: Pazar günü yumurta biçiminde kafalara konu- şurken Yargıtay'a saldırmasının gerekçesini şöy- le açıkladı: "...Bizler 16.5 milyon seçmenin oy verdiğı'AKP olarak burada suskun kalırsak o zaman sessiz yı- ğınların sesi olarak değil, biz de sessiz yığın ola- rak kalırız..." RTE böyle dedi mi, dedi. Adalet Bakanı M. A. Şahin de patronundan bir adım öne geçerek ve bizimle ne diye uğraşırlar, daha ne isterler der- cesine "... Yargı mensuplarının maaşlarına yüzde 40 zam yaptık..." demez mi? TOBB de RTE ile aynı ağzı kullanıyor. "Herkes işini yapsın" diyen bir açıklama ile yargının laik- likmiş, cumhuriyetin temel kurallarını bu iktidar örseliyormuş... Boş ver, al maaşını görevini yap gibi bir hava estiriyor. TBMM Başkanı Köksal Toptan da, iktidarın yargıya saldırılarına ek olarak Yargıtay bildirisinin kendisini "incittiğini" söylüyor! "...Herkes milli iradeye ram olmak (boyun eğ- mek) durumundadır..." diyen Bay DMM Fırat'ı da unutmamak gerek. Koro tamam. Gerçeklere, iktidar cephesinden kaynaklanan laik rejimin önündeki tehlikelere bir bildiri ile parmak bastı Yargıtay ve Danıştay... Her iki yüksek yargı kurumundan yayımlanan bildirilerden sonra iktidardan aykırı feryatlar yük- seliyor. Suçluların telaşı içinde... FİKRET DAĞLIOĞLU 1. KOŞU: F: Canpusat (1), P: Leopar (3), PP: Yaz- bahar (14), S: Gülcihan (11). 2. KOŞU: F: Berknıan (2), P: Mirkan (5), PP: Arsoy (1), S: Çırağaıı (3). 3. KOŞU: F: Bellis (10), P: Gülentay (12), PP: Bahar Yağmuru (9), S: Nisan Rüzgarı (13). 4. KOŞU: F: Gold For Lady (5), P: Malıaradcha (6), PP: Babişko (1), S: Shargar (2). 5. KOŞU: F: Onurağa (4). P: Ayhatun (7), PP: Erentay (2), S: Riko (5). 6. KOŞU: F: Best Cast- lc (11), P: Classical Girl (7), PP: Aslanlar Aslanı (4), S: Zora (14). 7. KOŞU: F: Kara Turaç (5), P: Kral Vc Ben (3), PP: Ebru Hanım (2), S: Mediterranean (1). 8. KOŞU: F: Başım- tacı (2), P: Bcyçık ALTILJ GANYAN maz (8), PP: Ağla- yaıı KJZ (9), S: Kara- kuruş (7). 9. KOŞU: F: My Sultans (4), P: Kayabaş Fııtınası (8), PP: Bold Rock (1), S: Sheemar (3). 5 6 1 4 7 11 7 4 14 3 5 2 3 2 4 8 1 3 10 AKP politikaları sonucu okul ve öğretmen açığı varken Kuran kurslan artıyor Köyler imamlarakaldıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türban tartışmalan yaşaııırken, "mahalle baskısı" te- rimini ortaya atarak bir yıldır süren bir tartışma başlatan Prof. Dr. Şerif Mardin, bu kez "Cumhuriyetçi ve halkçı öğretmcnlerin geridc kaldığı, iınamlara karşı rekabeti kay- bettiği" değerlendirmesinde bulımdu. Mar- din' in bu yorumu yeni bir taıtışmaya yol açar- ken, sadece son 6 yılda AKP'nin uyguladığı politikalarla başta köy ve beldclerdc olmak üzere eğitimin de toplumsal yaşamın da gi- derek imamlara teslim edilmesi dikkat çekti. Zorunlu eğitimde yüzde 100 okullaşma oranı hâlâ yakalanamazken, her 10 çocuktan biri ilköğretimde okuma hakkından mahrum kalıyor. Ortaöği'etim seviyesinde okullaşma oranı ise oldukça düşerek, yüzde 56 seviye- sinde bulunuyor. Ancak okullu olamayan öğrenciler, her yaz hatta çoğu yerde yıl boyu Kuran kurslanna devam ediyor. Dcnctim sorunu halen aşılamayan Kuran kurslanna giden öğrenci sayısı yıldan yıla ar- tıyor. Sadeee kayıt altıııdaki resmi Kuran kurs- lanna giden öğrenci sayısı bile 2004 yılında 127 bin 726 iken 2007'de 184 bin 983'c yük- seldi. Kuran kursu sayısı da aynı hızlı artışı gösterirken 2004 yılmda 4 bin 322 iken 2007'de 5 bin 654 oldu. Kuran kurslanna gi- denlerin 166 bin 342'sini, zorunlu cğitinı ça- ğında olmasına karşın okula gidemeyen her 10 EĞİTİM-SEN: YENİLMEDİK, DİRENİYORUZ Eğitim-Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç Öztürk, öğretmenlerin artık çağ- daş eğitimde dircnç noktası halini aldığı- nı belirterek, özellikle AKP'nin iktidara gelmesi ile başlayan siyasal süreçte top- lumun çok ciddi boyutta gcrici ve muha- fazakâr çizgiye kaydığını dile getirdi. Toplumun her alanında bu gericiliğin hissedildiğini kaydeden Öztürk, "Devle- tin ve hükümetin eğitim diye bir kay- gısı yok. Eğitim tamamen piyasaya terk edilmiş, meydan da gericiliğin ku- şatmasına bırakılmış durumda" dedi. Ancak bunun, "öğretmenin yenilgisi" çocuktan 7'sini ise kızlann oluştunnası ayn- ca düşündürdü. Alevi köylerine dahi cami yapılır, imam ata- ıur, özellikle kentlerde, kasabalarda birbirine yakın konumda birçok cami inşa edilirken, eği- tim sisteminin en az 120 bin dersliğe ihtiya- cı bulunuyor. Çok sayıdaki köyde okullar atıl durumda bulunurken, buralar onanlmıyor, ih- tiyaçlan giderilmiyor, öğretmen atanmıyor. Köylerdeki okullar taşımalı eğitim nedeniy- le kapatılıyor. Böylece, köylerin içinde eğitim olarak sunulamayacağını vurgulayan Öz- türk, "Gericiliğe karşı direnen bizim gibi eğitinıcilcr var, direnç noktaları var. Biz bugünkü durumu asla yenilgi olarak kabul etmiyoruz, direniyoruz" dedi. Eğitim-lş Genel Başkanı Yüksel Adıbelli de yapılan yanlışlarm Köy Ens- titüleri'nin kapatılması, öğretmen okulla- nnın liselere dönüştürülmesine kadar uzandığını belirterek, AKP'yle birlikte de ya "iınamdan daha imam" öğret- mcnlerin görev başına getirildiğine ya da taşımalı eğitimin dayatıldığına dikkat çekti. kurumu ve eğitimci bulunması yerine, adres canıiler ve din adamlan oluyor. Köy ve bel- deleri aydınlatacak, yeni kuşaklan eğitecek öğ- rctmenler ise işsiz geziyor. Bugün, MEB'in de doğruladığı şekliyle en iyimser tahmin 20-30 bin civannda öğretmen açıgı bulunduğu. An- cak eğitimci sendikalan rakamı 60-70 binle ifade ediyor. İşsiz gezen öğretmen sayısı ise 200 bine yaklaşıyor. Ortaya çıkan tablo, köy- lerin okulsuz, okullann öğretmensiz, öğret- menlerin ise işsiz kaldığını gösteriyor. Türkiye, tarihinin en demokratik anayasasına 1960 devrimiyle kavuşmuştu 27 Mayıs'm 48. yıldönümü lstanbul Haber Servisi - Türkiye tarihi- nin en önemli dönüm noktalarmdan biri olan 27 Mayıs 1960 Devrimi, 48 yıl önce bu- gün gerçekleşti. Cumhuriyet devrimlerinin yönünü tersine çevirmeye çalışan Adnan Menderes liderliğindeki Demokrat Parti (DP) iktidanna karşı gerçekleştirilen müda- hale, Türkiye'ye, tarihinin en demokratik ve çağdaş anayasası olan 1961 Anayasası 'nı da kazandırdı. 1961 Anayasası vc Çağdaş De- mokrasi Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Nıımaıı Esin, AKP iktidarının 22 Tenımuz seçimlerinde elde ettiği sayısal çoğunlukla, 1960 müdahalesiyle devrilen DP iktidanyla aynı anlayışla hareket ettiğini söyledi. 1961 Anayasası ve Çağdaş Demokrasi Vakfı üyeleri, gün dolayısıyla Taksinı Ata- tiirk Anıtı'na çelenk koyarak, saygı duruşunda bulunacak. DP'nin ülkeyi "Vatan Cephesi" ve "kar- şı cephe" diye ikiye bölmesi, Mcclis'te ku- rulan "Tahkikat Komisyonu"nu hukuk devletinde görülmedik yetkilerle donatması, komisyonun istediği kişileri sorgulaması, tu- tuklaması, her türlü yayını yasaklama hak- kının olması, matbaaları, gazeteleri kapata- bilmesi, her türlü araç, gereç ve belgeyc cl ko- yabilmesi, siyasal toplantılan yasaklayabil- mesi ve bu uygulamalann demokrasi ve hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmaması TSK'yi harekete geçirdi. TSK, 27 Mayıs 1960 sabahı gerçekleştirilen müdahaleyle yöneti- me el koydu. Genelkunnay Başkanı Cemal Gürsel Cumhurbaşkanlığı'na getirildi. Dar- beyle birlikte tutuklanan Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes ve hükümet üyeleri yargılandı. Ölüm ceza- sma çarptırılan Bayar'ın cezası yaş haddi nc- deniyle uygulanamazken, Başbakan Men- deres, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın cezala- n ise infaz edildi. 1950'den bugüne Türkiye demokratik yaşamında dört kez askeri mü- dahale ile karşılaştı. Birçok yazar ve politi- kacı bu dört askeri müdahaleye yönelik "demokrasi karşıtı hareket" değerlendir- mesinde bulunmasına karşın, 27 Mayıs 1960 müdahalcsi, gcrekçesi, biçimi, içeriği ve sonuçları bakımmdan diğer askeri miidaha- lelerden farkhlık gösteriyor. 27 Mayıs 1960 askeri müdalıalesi, Türkiye'ye çağdaş bir ana- yasa kazandırdı. Devletin temel nitelikleri ara- sıııa "sosyal devlet" ve "insan haklan" kav- ramlannın girmesi, yönetimin bütün eylem vc işlcmlerinin yargı denetiminc tabi olaca- ğı ilkesiyle, "yasama organının yargısal de- tıetimini" ve "hukukun üstünlüğü" ilkesini sağlayan Anayasa Mahkemesi'nin kurul- ması, 1961 Anayasası'nın Türkiye'ye getir- diği demokratik, ilerici ve çağdaş tcmcl ka- zanımlar olarak tarihe geçti. Türkiye'deki siyasal kavganın temelinde hukukun üstünlüğüne olan inançsızhğın yat- tığıııı belirten 1961 Anayasası ve Çağdaş De- mokrasi Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Numan Esin, AKP iktidannın sayısal üs- tünlüğe dayanarak yasama ve yürütme erk- lerini ele geçinııenin verdiği güçle her iste- diğini yapmak ve yargı erkini de etki altına almak istediğini belirtti. RahmiKoç'a fahri doktora Koç Holding Şeref Baş- kanı Rahmi Koç'a. Ad- nan Menderes Univer- sitesi (ADÜ) tarafından düzenlenen törenle "Fahri Bilim Doktoru" unvanı verildi. Aydın Ticaret Borsasf nda düzenlenen törende ko- nuşan Koç, küresel kri- ze değinerek "Bu hen- gâmede şirketleri, sek- törleri, ülkeleri planlı ve programlı şekilde idare etmek, artık cambazlık haline geldi" dedi. (AA) Askeri araç kaza yaptı: 3 şehit Yurt Haberlcri Servisi - Van'm Muradiye ilçesinde as- keri aracın sivil araçla çarpış- ması sonucu 2 uzmaıı çavuş ve 1 er şehit oldu, 6 kişi yaralan- dı. Muradiye'de çıkar amaçlı suç örgütü kunnak suçundan tutuklanan Murat Bakan'ı, Erciş ilçesindeki cezaevine gö- türen Suat Bilici yönetimindeki minibüs, ilçeye 13 kilometre uzakhktaki bir petrol istasyo- nuna girdiği sırada karşı yönde gelen Veysi B. yönetimindeki kamyonla çarpıştı. Kazada minibüstc bulunan uzman ça- vuşlar Tuncay Ateş, Gökhan Üçler ve er Fatih Arsak şehit oldu. Astsubay Mehmet Tar- lacı, erler Fatih Durmuş Aldır, kâtip Ferdi Alkoç, avukat Id- ris Sağlam, minibüs şöforü Suat Bilici ve lutuklu Murat Bakan yaralandı. Erzincan'da da devriye gör- evi yapan askeri aracın devril- mesi sonucu 5 asker, Şımak'ın Beytüşşebap ilçesindeki patla- mada ise 3 asker yaralandı. IstanbuVda kenepaniği Haber Istanbul'da çok sayıda kişi ke- ne ısınğı sonucunda hastanelere akın etti. Haseki, Kaıtal Dr. Lütfi Kırdar, Şişli Eğitim, Göz- tepe, lstanbul ile Okmeydanı Eğitim vc Araştırma Hastane- si'ne başvuran 500'den fazla yurttaş ayakta tedavi cdildikten sonra taburcu edildi. Veteriner Halk Sağlığı Derneği Bilim Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere, 1980 yıh sonrası veteriner sağlık hiz- metleri teşkilatının çökertildi- ğini belirterek, Kınnı Kongo Kanamah Atcşi Hastalığf nın (KKKAH) görüldüğü bölge- lerden hayvan transferleri ile hastalığın yayılabileceği uya- nsında bulımdu. Tanm vc Köy- işleri Bakanlığı'mn reorgani- zasyon adı altında yeniden ya- pılandırıldığım ve veteriner hekimliğin bu kurumdan kal- dınldığını anımsatan Yeşilde- re, Bakan Mehdi Eker'in isti- fa etmesi gerektiğini söyledi. GÜNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada ğan'ın her konuya değindiği bir meydan okuma konuşmasının hemen sonrasına karşılık geldi. Erdoğan, AKP Kadın Kolları 2. Olağan Kong- resi'nde Yargıtay ve Danıştay bildirileri için "Du- rumdan vazife çıkardılar" dedi. Bu tanım genel anlamda askerler için kullanılır. Erdoğan'ın yargı için böyle bir vurgu yapması iki nedenle olabilir: 1 - Yargının arkasında asker olduğunu ima et- mek. 2- Askerin konuşmamasından duyduğu rahat- sızlığı dışavurmak. Kim bilir belki de Erdoğan; "Asker konuşmaz- sa mağdurları oynamam zor" kaygısındadır! Başbakan, bildiriler için "Anayasa ihlali" dedi. Her fırsatta anayasanın ne kadarını ortadan kal- dırsam diye düşünen birinin böyle bir suç oldu- ğunu aklına getirmesi, her şeye karşın olumlu! Erdoğan mikrofondan "Laikliği ancak biz koru- ruz" derken salondaki kadın gruplarının türbanları yan yana düğümleyip "bayrak" gibi sallaması hoş bir bütünlüktü. AKP lideri bildirilere neden karşılık verdiğini şöyle anlattı: "Cevap vermezsem, 16.5 milyon seçmenime ihanet etmiş olurdum." Yeri geldikçe "Biz 70 milyon kişinin başbaka- nıyız" diyen Erdoğan'a sormak gerekir: Seçmene ihanet etmemek için yargıya meydan okumak zorunda mısınız? ••• Çankaya Köşkü'ne geçelim... MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "Köşk inisiyatif alsın" önerisi "rol çalmaya" eğilimli Gül için önemli bir fırsattı. Geçen hafta sonu "Neya- pacağımı sonra duyarsınız" diyen Gül, dün öğle- yin açıklama, akşamüstü karşılama yaptı. Köşk'ten yapılan bir sayfalık açıklamada Gül, anayasal kurumları, ekonomik ve siyasal istikra- rı zedelememeye çağırıyordu. Hükümetin çok sevdiği "Istikrar bozulmasın" nakaratı doğal ola- rak Gül'ün de diline yerleşmiş. Gül, açıklama ya- panlar için şu anımsatmada bulundu: "Adap, usul, düzey..." Gül, günlerdir yargıya olmadık hakaretler eden hükümete suskun... Art arda yapılan Avrupa kay- naklı, yargı sistemimizi yerden yere vuran, AKP'yi kucaktan kucağa koruyan açıklamalardan mem- nun... Ve yargıyı adaba davet ediyor. Adap yahu! Gül, saat 17.30'da Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker'i Köşk'e çağırıyor, öğle saatlerinde sö- zünü ettiğimiz açıklamayı yapıyor... Gül bir bakı- ma, Gerçeker'in yüzüne ne söyleyeceğini önce- den kamuoyuna duyuruyor. Bu yaklaşım sorunu çözmeye değil, taraf ol- maya yönelik... • • • Yargının kendisini savunma ve koruma açıkla- malarından sonra AKP, önce i-kinci adamlarını konuşturdu. Ardından da birinci adamlar, Erdoğan ve Gül konuştu... Son bir hafta içindeki gelişmeler ışığında AKP hesaplarının şu seçeneklere dayandığını söyle- yebiliriz: 1- AKP kapatılacaksa, bu bir an önce olsun. Muhalefet toparlanmadan, yeni durumun belirle- yicisi de biz olalım. 2- Dava uzarsa durumu lehimize çevirme or- tamları yaratmalıyız. Bunun yöntemlerinden biri yargıyı işlemez hale getirmek olabilir. 3- Kaybetme olasılığımız ortaya çıktığı an; sat- ranç tahtasını sallayalım, kimin nerede durduğu belli olmasın! Oyun sat-ranç... Ama AKP hep sallıyor! [email protected] AL GÖZÜ>I SEYREYLE / IŞIL ÖZGENTÜRK Serbest Çağrışımlar I Baştarafı Arka Sayfada "Bağımsızlık Bayramı" olduğuııu dü- şündüğüm 19 Mayıs'a lıiç mi hiç yakış- tırmıyorum. Tuhaf kıyafetler, arkada bir pop müzik parçası, ardından klasik müziğin en baba korolan, ai'dından hiçbir forma sığmayan bir başka müzik, önde şu 42 uygarlık gör- müş ülkeye hiç yakışmayan grup düzen- lemclcri, günün ne anlamı belli ne de bu- günün neden bir gençlik bayramı olduğu. Bu arada rüyamda görsem inanmazdım Bülent Annç'la aynı düşünüyorum. Ma- nisa Celal Bayar Universitesi kız öğren- cilerinin 19 Mayıs'ta stadyumda yapnklan gösterinin fotoğraflannın altında 19 Ma- yıs yazısı ohnasa ben onlan Antalya'da gösteri yapan Rus revü kızlan sarurdını. Doğruya doğru. Birileri "Anadolu Atcşi" gösterilerine özenmiş, ama işin dozu faz- la kaçmış aynca o, parayla izlenen bir gös- teri sizsc 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bay- ramı 'ndasınız. Aklıma bırden rahmetli Can Yücel'in 12 Mart darbesinden sonra yattığı Adana Cezaevi'nde yazdığı bir şiir geldi. Şöyle der: "Bugün Ondokuz Mayıs^ Mayısın ondokuzu!/ Sen ey Türk istiklalinin koı uyucıısu,/ Sen ey ülkenin geleceğiy Ulusumuzun gözbebeği^Sen ey demir- parmaklıklarda barfıks yapan/ Ran- zada perendc atan,/ Sportınen ve kah- ramaıı Türk gençliği/ Onünde senin bü- tün Kilit-bahirlcr açık/ Ama her zaman Samsun'a çıkılmaz a,/ Bu sabah da av- luda volta atmağa çık!" 19 Mayıslan hapishane avlulanndan, tu- haf gösterilerden, hamasi nutuklar ve şi- irlcrden başka yerlere, daha umutlu söy- leınlere, eylemlere taşunanın vakti geldi de geçiyor bile. Çok basit öneriler geliyor aklıma: 19 Mayıs'ta büyük otobüs şirketleri gençle- ri bu ülkenin büyük uygarlık nıerkezle- rine götüremezler mi? O gün tüm tiyatro- lar öğrenciler için olamaz mı? En az yüz galeride onlann bağunsızuk içuı yaptıklan resimler sergilenemez mi? Sinemalar o gün sadece onlann yaptıgı kısa filmleri göste- remez mi? Kentlerin çeşitli merkezlerin- de ses düzeni kurulup onların o gün ken- di müziklerini ülkelerinin insanlarıyla paylaşmalarını sağlamak çok mu zor? Dalıa neler neler yapılabilir ve emin olun ülkeyi sevmek bu işlerle başlar ve o zaman kentlerde zaman zaman duyulan "En bü- yük asker bizim asker!" gösterileri sona erer ve insanlar düğüne gider gibi değil, bi- raz hüzünlü ama ne için, neden askere git- tikleriııı bilerek yollara düşerler. Nuri Bilge Ceylan'ın dediği gibi "Bu yalnız ve güzel ülkede" yapılacak çok şey var, yeter ki bildik, ezberlelilmiş söylemin dışındaki yeni ve umutlu oluşumlara ya- kın bakmaya alışalım, 2008 yılının 27 Ma- yısı'ndayız. Ve sansürün 1961 yılmda Türk köylüsünü kötü ve yoksul gösteriyor diye sansürlediği ve Cemal GürseFin em- riylc sansürün kaldınlıp göstcriye giren Metin Erksan'ın "Susuz Yaz"filmibu yıl yeniden Cannes'da gösterildi. Büyük us- ta Metin Erksan'a da buradan bir koca merhaba! Gerçekten siz "Susuz Yaz"ı bir köşe- ye koyun, otuz yıl önce, o muhteşem ve bü- tün sinenıa okullannda ders olarak göstc- rilmesi, incelenmesi gereken "Kuyu"ve "Sevmek Zamanı" fiimlerini çekmesey- diniz, Türk sineması bugün Nuri Bilge Ceylan'dan malırum kalırdı. Pek çok değerli yönetmeninden de...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle