23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 4 DUNYADA BUGUN ALİ SİRMKN 27 Mayıs Sebep Değil Sonuçtur 48 yıl önce bugün Türk halkı, devletin radyo- sundan, Albay Alparslan Türkeş'in, Türk Silahlı Kuv- vetleri'nin yönetime el koyduğunu bildiren açıkla- masıyla uyandı. Böylelikle 10 yıl arayla yinelenen pe- riyodik darbeler dönemi başlamış oldu. 27 Mayıs'ı izleyen diğer iki açık darbe, 12 Mart ve 12 Eylül'ü kınama konusunda, toplumda hemen hemen bir konsensüs olmasına karşılık, 27 Mayıs daha çok tartışılan kimi yönleri dolayısıyla bazıları tarafından savunulan bir müdahaledir. Gerçekten, Türk düşün yaşamında kimi konula- nn enine boyuna tartışılabilrnesi, kimi tabuların yı- kılması, solun hiç değilse teorik olarak gündeme gel- mesi, TİP gibi sosyalist bir partinin TBMM'ye gire- rek yeni soluk getirmesi hep, 27 Mayıs'ın ürünü olan 1961 Anayasası'nın sağladığı özgürlük ortamının so- nuçlarıdır. 1961 Anayasası'nın o dönemin dünyadaki en öz- gürlükçü temel metinlerden biri olduğu da bir ger- çektir. Yine de demokrasiden yana olan kişi, "27Mayıs iyi ki oldu" diyemez. Eğer 27 Mayıs olmasaydı, kuş- kusuz çok daha iyi olurdu. Ama bu doğru gözlem de, kendi başına fazla bir anlam taşımıyor. ••• Tartışmayı doğru raya oturtmak için her şeyden önce, 27 Mayıs'ın bir neden mi, yoksa bir sonuç mu olduğuna bakmakta yarar var. Mayıs 1960'ta, eğer Türkiye'de bütün kurum ve kurallarıyla işleyen bir demokrasi var olmuş olsay- dı da, 27 Mayıs bunun üzerine gelseydi, o zaman bu darbe, kendinden sonraki müdahalelere de yol açan bir neden olarak algılanabilirdi. Ne yazık ki, durum bu değildi. 1957 seçimlerin- de sandık çogunluğunu yitirmesine karşın, Meclis çoğunluğunu elinde tutan, DP, hızla diktaya yö- nelmekte, hatta iktidar partisinden bir grup millet- vekilinin oluşturduğu yargı yetkisine sahip, "Tahki- kat Encümeni" (Soruşturma Komisyonu) ile de- mokrasinin temelindeki kuvvetler aynlığı tümden çiğ- nenmiş, zaten bağımsız olmayan yargının kimi yetkileri yasamada çoğunluğu elinde tutan partiye devredilmişti. Başka bir deyişle, 27 Mayıs'a gelmeden önce, Tahkikat Encümeni, yargının yetkilerinin gaspı gi- bi uygulamalarla demokrasi zaten gömülmüştü. Bu durumda 27 Mayıs'ın demokrasiye karşı suç ol- duğunu söylemek mümkün değildi. Çünkü olma- yan demokrasiyi çiğnemek, tıpkı daha önce ölmüş bir kişiyi öldürmek gibi, işlenemez bir suçu oluş- turmaktaydı. Yine de, "27 Mayıs olmasaydı daha iyi olurdu" gö- rüşünün haklılığı ortadan kalkmıyor. ••• Ama "27 Mayıs olmasaydı daha iyi olurdu" tüm- cesini doğru okumak, yalnızca sonuca takılı kal- mayıp, nedenleri de irdelemek daha yerinde ola- caktır. "27 Mayıs olmasaydı daha iyi olurdu" tümcesinin doğrusu, "27 Mayıs'a kadar varan olaylara yol açan nedenlerin biraraya gelmesi önlenseydi, çok daha iyi olurdu"dur. Çünkü amaç, demokrasiyi doğru çalıştırmak, öz- gürlükleri elden geldiğince geniş tutmak, çağın ge- reklerine yanıt veren bir rejimi yürütebilmektir. Bu başarının önündeki tek engelin askeri darbeler olduğunu sanmak yanılgısına düşer, oyçoğunluğu sivil diktasının da, demokrasinin onsuz olmazları- nı çiğneyebildiği gerçeğini görmezden gelirsek, yi- ne amaçlanan hedefe varamayız. Bugün, getirdikleri ne olursa olsun, demokrasi yo- lunda askeri diktaların bir çözüm olmadığı gerçe- ği artık kamuoyunun çok büyük bir kesimi tarafın- dan anlaşılmıştır. Askeri darbeler artık ne mümkün ne de muhte- mel olduğundan tartışmanın odağında yer almak du- rumunda değillerdir. Ama sivil darbeler hâlâ gün- demdeki önemli yerlerini, hele hele son zamanlar- daki gelişmeler de göz önünde bulundurulunca da- ha da ciddi bir biçimde korumaktadırlar. Bu yüzdendir ki, günümüzde 27 Mayıs'a bakar- ken, "Türkiye'yi 27 Mayıs'a getiren koşullann orta- dan kaldırılmasının yöntemlerini tartışmak, bulmak ve yaşama geçirmektir önemli olan" yoksa, askeri darbeye söverken, sivil darbeye arka çıkan sahte demokratlık pozlarının bir kıymet-i harbiyesi ol- mayacaktır. asirmen@cumhuriyet.com.tr Yazar Çakır tutuklandı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gözaltı- na alınan yazar Zihni Ç'akır, hakkındaki yaka- lama emrine istinaden tutuklandı. "Koopera- tif Kanunu'na muhalefet" suçlamasıyla yargı- landığı davadan tutuklanan Çakır, "Ergene- kon" opcrasyonunu yürüten savcı Zekeriya Öz'ün talimatıyla gözaltma alınmıştı. Londra Belediye Başkanı Göcek'te • FETHİYE (AA) - Londra'nm Türk asıllı Be- lediye Başkanı Boris Johnson'un, Göcek'ten villa satın alacağı bildirildi. Göcek'e gelen Johnson'a, Göcek ve Londra'nın kardeş şehir olması için öneri götürüleccği ögrcnildi. Kurşunsuz benzîne zam • ANKARA (AA) - 95 oktan kurşunsuz bcnzi- nin iîyatı 6 YKr arttı. Ankara ve lzmir'de 95 oktan kurşunsuz benzinin litre fıyatı BP ve Shell bayilerindc 3.54 YTL'yc yükseldi. ts- tanbul'da ise kurşunsuz benzinin litre fıyatı, bu fırmalannın bayilerinde 3.55 YTL oldu. Gerdek gecesinde damat dehşetl • KONYA (Cumhuriyet) - Konya Meram'da, B.Ç. ile evlcnen Nuri Çetin, düğünün ardın- dan eşiyle, ilişkiye girdiği sırada bakire olma- dığını öne sürerek tartışmaya başladı. Çetin, eşi B.Ç'ye ateş ettikten sonra kendine de bir el ateş etti. Hastaneye kaldınlan gelin ve da- matın duruınlannın ciddi olduğu öğrenildi. 3 kişiye 56 bîner YTL • ANKARA (AA) - On Numara'da 10 bilen 3 kişi 56 bin YTL kazandı. Rakamların, 3,7, 17, 19, 23, 27, 36,45,49, 50, 51, 54, 56, 57, 62, 65, 66, 71, 73, 75, 76 ve 79 olarak belir- lendiği çekilişte, 9 bilenler 1392, 8 bilenler 72 , 7 bilenler 10, 6 bilenler 1.9 , hiçbir nu- marayı tutturamayanlar da 1.15 YTL kazandı. TRT Genel Müdürü koltuğa doymuyor îbrahim Şahin rekora koşuyor FIRAT KOZOK ANKARA - Türk Telekom ve Avea'da yönetim kurulu üyeliği yapan TRT Genel Müdürü tbrahim Şahin'in Golf Fede- rasyonu Yönetim Kurulu ile Türk Telekom Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı'nın mü- tevelli heyeti üyesi olduğu ortaya çıktı. Türk Telekom Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfi'run kurulduğuna ilişkin bılgi, 14 Şu- bat 2008 tarih ve 26787 sayılı Resmi Ga- zete'de yayımlandı. Buna göre vakfın mütevelli heyeti üyeleri arasında Şalıin'in yanı sıra Türk Telekom Yönetim ve lcra Kurulu Üyesi Emin Başer, Yönetim Ku- rulu Üyesi Dr. Ali Arıduru, Yönetim Ku- rulu Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Altaş, Yö- netim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Rıza Metin Ercan ve Devlet Demiryollan Işletmesi Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulu Üye- si Şükrü Kutlu da bulunuyor. Vakıf se- nedinin huzur hakkı ve diğer ödemelerle ilgili 15. maddesinde, "mütevelli heyet üyeleri ile yönetim ve denetim kurulu üyelerine huzur hakkı ödenip öden- meyeceğinin ve ödenecek miktarların vakıf mütevelli heyeti tarafından be- lirleneceği" ifade ediliyor. Şahin'in ayrıca Türkiye Golf Federas- yonu'nun da yönetim kurulu üyesi oldu- ğu ortaya çıktı. Ancak Şahin'in bu görevi nedeniyle herhangi bir ücret almadığı, fah- ri olarak görev yaptığı öğrenildi. Şa- hin'in TRT Genel Müdürlüğü'ne atan- masmdan sonra kurumun makam aracı ye- rine Telekom'um tahsis ettiği aracı kul- lanmaya başladığı da öğrenildi. Cumhu- riyet' in edindiği bilgilere göre Türk Te- lekom, Audi a6 model "06 TJL 73" pla- kalı aracı şoförü ile birlikte tbrahim Şa- hin'e tahsis etti. Şahin ve Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Koyuncu, 12-14 Mart'ta tngiltere'deki IPTV World Forum toplantısına katılmış, masraflan da Türk Telekom tarafından karşılanmıştı. RTÜK inceleyecek~ Şahin'in Türk Telekom ve Avea Yö- netim Kurulu üyeliğine ilişkin bilgilerin RTÜK'e sunulan özgeçmiş bilgileri ara- sında yer almadığının ortaya çıkması üzerine RTÜK üyeleri Şaban Sevinç, Mehmet Dadak ve Hülya Alp, üst kurula başvuruda bulunarak, Şahin'in, TRT'dc- ki genel müdürlük görevinin geçerliliği- nin tartışılmasını istemişti. RTÜK'ün, Şahin'le ilgili bu yeni bilgilerin de dosyaya eklcneceği öğrenildi. Anadolu yanıyor AKP'nin üretkiyiyoksullaştırdığını belirten CHP'li Ateş, 'Doğu ve Güneydoğu 'daki çiftçi çöktü' dedi ARİF FARAÇ ŞANLIURFA - CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş, son yıllardaki ekonomi politikalan nedeniyle üreticile- rin daha da yoksullaştığını vurgulayarak, "Doğu ve Güneydoğu'daki çiftçilerimiz tamamen çöktü. Bu yılki kuraklık, çö- küntünün ötesinde, Güneydoğu başta olmak üzere Anadolu'nun tamamına yakınını ateşe verdi" dedi. Ateş, 4 Haziran'da Şanlıurfa'da dü- zenlenecek "Tarım Kurultayı" önce- sinde dün partisinin Şanlıurfa II Başkan- lığı'nda basın toplantısı düzenledi. Ku- raklığm tüm Türkiye'deki üreticileri et- kilediğini ancak Doğu ve Güneydoğu'da aynı sorunun çiftçileri çökünrüye uğrat- tığını belirten Ateş, AKP'yi sonına du- yarsız kalmakla suçladı. Ateş, bu yılki ku- raklığın Güneydoğu Anadolu başta olmak üzere Anadolu'nun tamamına yakın bö- lümünü ateşe verdiğini ifade ederek şun- lan söyledi: "Güneydoğu halkımn çığ- Iığını maalesef iktidar bir türlü duy- ıııadı. Ama bizim kurultay kararı al- mamız, bunun basına yansıması soııu- cu öğrendik ki, Başbakan yann (bugün) Diyarbakır'a gelecek ve çiftçinin so- runlanna merhem olmaya çalışacak" AKP hükümetinin GAP bölgesinde sulama yatırımlarının sadece yüzde 14- 15'ini tamamladığına dikkat çeken CHP Genel Başkan Yardımcısı Ateş, "Geriye kalan yüzde 85'lik bölümde maalesef bu iktidar döneminde tek çivi bile ça- kılmadı. Zaten yüzde 15'lik bölümü de önceki iktidarlar yaptı" dedi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR Yaşamın Anlamı Üzerine... Istanbul Maltepe-Süreyyapaşa'da ye- ğenimin evinin merdivenlerinden çaresiz bir şekilde yuvarlanırken neler düşünmüş- tüm diye kendimi zorladım. Canımı koru- ma güdüsünden başka bir şey kalmamış hatırımda. Aslında canımı korumaktan çok, kendimi kaderime bırakmıştım. Geçen pazar akşamı, yani 18 Mayıs ak- şamı yeğenimin doğum gününü kutlamış eve dönmek üzere kapıdan çıkmıştık. 5 katlı apartmanın en üst katından her za- manki tez canlılığımla iniyordum. Mermer merdivenlerde ayağım kaydı, kontrolü kaybettim. Yuvarlanmaya başladım. Kaçıncı kattaydım, kaç merdivenden yu- varlanıp zemin katın mermer zeminine düş- tüm, tam olarak bilmiyorum. Ipek (Çalış- lar) benden epeyce geride olduğu için o da bilmiyor. Ancak merdivenlerdeki kan iz- lerine bakarak üç kat kadar yukardan yu- varlanmış olduğumu tahmin ediyor. *•• Ayağa kalktım, kafamdan kanlar akı- yordu. Kendimi toparladım. Şuurum ye- rindeydi. Bu birinci iyi sinyaldi. önce ya- kındaki Kızılay merkezine girtik. Nöbet- çi doktor tanıdı ve halimden çok telaş- landı. "Beyin cerrahının görmesi gerek" dedi. Kanımı durdurmak için sargı beziyle yara kapatıldı. Oradan Isviçre Hastanesi'ne yollandık. Dostum Isviçre Hastanesi Başhekimi Dok- tor Kazım Taş'ın gayretiyle pazar akşamı hastanede ilk özenli müdahalem yapıldı. Beyin, boyun, ciğerfılmlerim çekildi. Birkı- rık olup olmadığı kontrol edildi. Beyinde bir hasar gözükmüyordu. Bo- yun sinirlerinde bir hasar oluşmuştu ancak çok önemli değildi. Ufak tefek ağrılar ise çoktan kabulümdü. Kafama dikişler atıl- dı. Serum takıldı. Tetanoz iğnesi dahil ge- rekli iğneler yapıldı. Bir de boyunluk ek- lendi boynuma... Bugün dokuzuncu gün. Tehlikeyi atlat- tığımı söyleyebilirim. Kendimi yeniden hayata dönmüş gibi hissediyorum. Oku- yucularımdan, meslektaşlarımdan çok sayıda geçmiş olsun mesajları aldım. Herkese çok teşekkür ediyorum. Başta Dr. Kazım Taş olmak üzere, Is- viçre Hastanesi'nin Genel Koordinatörü Dr. Hakan Yılmam'a, beyin cerrahlan Dr. Sonay Öncül'e ve Dr. Şükrü Ceyhan'a, uzman cerrah Dr. Eren Dağ'a hemşire- ler Dilek Aslan ve Bahar Keçi'ye te- şekkür ediyorum. Merdivenlerden yuvarlandıktan sonra, ölümle yaşam arasındaki 5 saniyelik kü- çük sınırdan geçtim. Carlos Castena- da'nın eğitmeni Don Juan, ölümün insa- nın ebedi yoldaşı olduğunu vurgular ve şunları söyler: "Daima solda, birkolboyu arkada bulunan, savaşçının tek bilge da- nışmanıdır ölüm. Birsavaşçı birşeyleryo- lunda gitmediğinde ve yolun sonuna gel- diğini hissettiğinde ölümüne dönüp da- nışmalıdır. Ölüm ona yanıldığını, kendi- sinden başka hiçbir şeyin önemi olmadı- ğını söyleyecektir. ölüm şöyle diyecektir ona: Ben sana daha dokunmadım ki!" Irvin Yalom'un ölüme yaklaşımı daha farklıdır: "ölümün hayatla biheştirilmesi ha- yatı zenginleştirir; bireylerin kendilerini önemsiz şeylerden bunaltmaktan kurtar- malannı, daha anlamlı ve daha otantik ola- rak yaşamalarını sağlar. ölümün tam far- kında olmak, kökten kişisel değişmelere ne- den olabilir. Fakat, ölüm birinci derecede anksiyete kaynağıdır; içsel yaşantıya sızar ve biz çok sayıda kişisel dinamizmle ona karşı kendimizi savunuruz." Lucretius ise ölümü şöyle tanımlar: "Ya- şadığımız her an, hayattan gitmiş, har- canmış andır. Ömrümüzün gündelik işi, ölüm evini yapmaktır. Hayatın içindeyken ölümün de içindesiniz; çünkü hayattan çı- kınca ölümden de çıkmış oluyorsunuz... Hayattan edeceğiniz kân ettiyseniz, kana kana yaşadıysanız, güle güle gidin..." Vtfittgenstein'a göre ölüm, yaşamın bir parçası değil, fakat sınındır. ölüm sırasında yaşamak diye bir şey söz konusu olmadığı, ölüm hayat içinde yaşanan bir tecrübe ol- madığı ve geri dönüp ölüme bakmaktan söz edilemeyeceği için, ona göre, ölüm kor- kusu rasyonel bir korku değildir. Heidegger'e göre, ölüm gerçeğinin bi- lincinde olmak kişinin bireyselleşmesine, bireyselliğine anlam katmasına yardım- cı olur. O, herkesin kendi başına ölmek durumunda olduğunu, kişinin ölümü- nün, bir başkası tarafından gerçekleşti- rilemeyecek yegâne şey olduğunu söy- lerken, bu gerçeğe gözleri kapamanın bi- reyselliği inkâr etmekle eşanlamlı oldu- ğunu öne sürer. ••• Don Juan'ın tanımladığı gibi "ölüm" ba- na "Ben sana daha dokunmadım ki" de- di... Tekrar merhaba... Sevgiyle... Londra biletîni 27-28 Mayıs'ta alın, Haziran sonuna kadar 99 YTL'ye uçma fısatını yakalayın. İstanbul-^Londra Çarşamba, Perşembe, Pazar; 10:30 " ,.,.». • " " * "" NJÎH»*^ 0 0 '" İstanbul 11 JVJLJJJJİJ 444 0737 www.flypgs.com PEGASUS AIRLINES Uçmanın kolayyolu Hizmet ücreti hariçtir. Kurdan kaynaklanan değişiklikler olabilir. Kampanya kontenjanlarla sınırlıdır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle