Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 MAYIS 2008 SALI
10 dishab@cumhuriyet.com.tr
KAVŞAK
ÖZGEN ACAR
Türkiye'nin bilim dünyasında en
önemli yeri; tarihsel, kültürel ve din-
sel mirasının eşsiz zenginliğinin ya-
rattığı, arkeoloji ve yan dallarıdır. Bir
başka deyimle Anadolu, "arkeoloji
biliminin laboratuvarı"d\r.
Son yıllarda yaklaşık olarak, 70
Türk, 40 yabancı, 200 kurtarma kazı-
sı olmak üzere, toplam arkeolojik ka-
zı sayısı 300'ü aşmaktadır. Ayrıca, 70
Türk ve 30 kadar da yabancı arkeo-
loji heyetlerince çeşitli yörelerdeki
arkeolojik alanlarda yüzey araştır-
maları yapılıyor. Müzelerde Türk, ya-
bancı bilim insanları ve öğrencilerce
yapılan incelemeler ise 500'ü aşıyor.
Dünyanın hiçbir ülkesinde böylesine
yoğun bir arkeolojik çalışmaya rast-
lanmıyor.
Bu çalışmaların sonuçları, her yıl
mayıs ayının son haftasında arkeolo-
ji bölümü olan bir üniversite kentinde
düzenlenen uluslararası bir çalıştay-
da tartışılır. Böylece geçmiş kazı yı-
lındaki yeni buluntuların neler olduğu
tüm dünyaya tanıtılır. 3O.'su bu yıl An-
kara'da DTCF'de çalışmalarına dün
AB-Türkiye Ortakhk Konseyi'nde onaylanacak belgede, tam üyelik hedefi net belirtilmiyor
y ^ -| A A A A A A
çaı.ştay... Babacantoplanuyaotüıyorluslararası Kazılar, Araş- ^ ^Jbaşlayan "Uluslararası Kazılar, Araş-
tırmalar ve Arkeometri Çalıştayı" cu-
ma akşamı sona erecek.
Kültür ve Turizm Bakanlığf nın azim-
le ve özveriyle sürdürdüğü, dünyada
pek benzeri olmayan bu geleneksel
çalıştay, bu alandaki yabancı yayın-
larda daima övülegelmiştir. Ayrıca
Bakanlık, toplantıda sunulan bildirileri
de topluca yayımlayıp kalıcılık ve
önemli başvuru olanaklannı bilimin hiz-
metine sunar. Ancak son yıllarda,
bazı profesörlerin ya bildiri sunmaya
gelmedikleri, gelseler bile bildirilerini
yayına vermediklerini üzülerek göz-
lüyoruz. Çalışma izninin bir gereğini
yerine getirmeyen bu gibi bilim in-
sanlannın kazı ya da araştırma izinleri
gözden geçirilmelidir.
Basınımız, her nedense izlemediği
çalıştayda açıklanan bazı önemli ar-
keolojik buluntuları, daha sonra ya-
bancı basındayayımlandığında "mal
bulmuş mağribi gibi" Türk okuruna
özetle çevirerek duyuruyor. Oysa bu-
luntular her yıl bu toplantıda görsel-
leri ile ayrıntılı olarak açıklanıyor.
Tarih Delik Deşik!
Arkeologlar, sanat tarihçileri, mi-
marlar ve çeşitli yan dalların uzmanla-
rı Anadolu'nun tarihsel, kültürel, dinsel
mirasını gün ışığına çıkarıp korumak ve
gelecek kuşaklara bırakmak için özen-
le çalışırlarken, bugünkü de dahil hü-
kümetler, bu alanların yok edilmesine
çanak tutmayı sürdürüyorlar.
Hiç kimse Türkiye'nin kalkınmasına
karşı değil! Hiç kimse baraj, karayolu,
boru hattı yapılmasına karşı değil! An-
cak, bu tesislerin yapılacağı alanlarön-
ceden incelenmeden, arkeologlarca
irdelenmeden "Ben projeyi yaptım, ol-
du da bitti maşallah!" mantığı ile Dicle
ve Fırat üzerinde düşüncesizce yapılan
bazı barajların suları al-
tında, nice önemli alanlar
yok olup gitti. En yakın ör-
neği Zeugma... DSİ, Ha-
sankeyf ve Allianoi cina-
yetlerini şu anda bile, bu
yörelere işkence ederce-
sine sürdürüyor.
Birörnek... Bakû-Cey-
han Boru Hattı yapılırken
ne oldu? Hattı yapan
"uluslararası şirketler bir-
liği", hattın geçeceği ye-
ri belirledi. Hattın planını
arkeologlara, toplumbi-
limcilere ve çevrecilere
verdi. Bu uzmanlar yol
boyunu taradılar. Arkeo-
loglar kurtarma kazıları
yaptılar. Kurtarma yapı-
lamayacak bir yerde, bir
köy halkının tümden ta-
şınmasına neden olacak
durumda ya da doğal or-
tamdaki hayvan ve bitki
örtüsüne zarar verecek
noktalarda, boru hattının
sağa sola kayması sağlandı.
Ikinci örnek... Denizaltından "Mar-
maray" tüp geçit olayında 1 milyar do-
larlık krediyi veren Japonlar, üç impa-
ratorluğa başkentlik yaparak eşsiz bir
rekor kıran Istanbul'da yapıma başla-
madan önce hat boyunca UNES-
CO'nun gözetiminde arkeolojik kazıla-
rın yapılması koşulunu koydular. So-
nuçta ne oldu? Anadolu yakasında bir
antik yerleşme, Avrupa yakasında -şu
ana kadar- 33 batık tekne ve çeşitli bu-
luntular gün ışığına çıkarıldı. Antik li-
manda arkeologların çalışmaları seki-
zer saatlik üç ayrı heyetle geceli gün-
düzlü 24 saat sürüyor.
Marmaray kazı alanına, neredeyse bir
kanş ötede, üç imparatorluğun başkenti
Istanbul'un başkenti sayılan Sulta-
nahmet Alanı'nda Kültür Bakanlığı'nın
Bintepeler ve
Alyetes'in anıtmezarı
Kastabala- Hierapolis
ikiz kardeşi Turizm Bakanlığf nca bir cl-
nayet işleniyor, aldıran yok. Cumhuri-
yet gazetesinin ilk kez gündeme taşı-
dığı bu olayı bıkmadan usanmadan sür-
düren Milliyet gazetesinin azimli ısra-
rını yürekten kutluyorum. Demek ki ya-
bancılar Anadolu'nun tarihsel, kültürel
ve dinsel mirasının korunmasına bizim
hükümetlerden daha çok önem veri-
yorlar! Ne acı değil mi?
Manisa, dünyanın en önemli uygar-
lıklarından biri olan Lidlere ev sahipli-
ği yapmıştır. Başkenti Salihli yakınında
Sardes olan Udya Krallığı, dünyaya "pa-
ra" olgusunu armağan etmiştir. "Karun
g/b/ze/ıo//n"denilen son Lidya kralının
babası Alyetes'in Ana-
dolu'nun en büyük "tü-
mülüsünün (anıtmezar)"
bulunduğu yöreye "Bin-
tepeler" denilir. Çünkü
Anadolu'nun piramitleri
denilen kral, kraliçe,
prens, prenses, komu-
tan, rahip, rahibe gibi soy-
lu Lidlerin anıt mezarları,
Salihli-Gölmarmara ara-
sında yoğunlaşmıştır.
Bu anıt mezarların bu-
lunduğu 150 bin dönüm-
lük arazi 1. derece sit
alanıdır. Bir başka anla-
tımla bu alanda izinsiz
tarım, bağ evi, su havuzu,
sondaj yapımı yasaktır.
Geçen hafta yöreden ge-
len bir AKP heyetinin bu
yasağın kaldırılmasını is-
tedikleri Bakan Ertuğrul
Günay'ın yeşil ışık yaktı-
ğı basına yansıdı.
Pazartesi günü Os-
maniye-Kadirli arasında
kalan "Kastabala-Hierapolis" antik
kentini yeniden gezdim. Kentin di-
binden geçen Ceyhan Nehri bu böl-
gede aynca Kırmıtlı Kuş Cenneti'ni ya-
ratmıştı. Şimdi bazı kişiler, bu tarih-
sel kutsal kent ile kuş cennetinin di-
binde ne yapacakmış biliyor musu-
nuz? Çimento fabrikası! Bunun Türk-
çe deyişlerinde güzel bir yorumu
var, "içine etmek"! Yine de yorumu si-
ze bırakıyorum!
Acaba "kültür" ve "turizm" bakan-
lıkları ayrı olsaydı, Günay turizmde
değil de CHP milletvekili olarak Kültür
Bakanlığı koltuğunda otursaydı Sulta-
nahmet cinayetine, Bintepeler'in tarıma
açılmasına, Kastabala'ya çimento fab-
rikasının yapılmasına "yeşil ışık" yakar
mıydı? Şimdi yakıyor, çünkü artık
AKP'nin emri başının üstünde...
Çalıntı Malın Mülkiyeti!
Aynen aşağıdaki satırları yazmıştık.
Yazının üzerinden yaklaşık bir ay geç-
ti. Bakanlıktan çıt yok. Yine de bekle-
meyi sürdüreceğiz...
•••
Bu köşede sıkça yansı Antalya'da ya-
nsı Boston'da bir müzede olan "Yorgun
Herkül" heykelinden söz ettiğimizi
anımsarsınız. Altı Antalya Müzesi'nde
olan bu heykelin üstünü, 1990'da Nev
York'ta Leon Levy-Shelby Vhite ko-
leksiyonunda bulmuştuk. Dönemin
Kültür Bakanı, ABD'de Türkiye'yi Karun
Hazinesi ve Elmalı Definesi ve benze-
ri davalarının başarıh avukatlıkfirması-
na gerekli geri alma girişimde bulunma
yetkisini vermişti. Kaçak heykel par-
çasını satın alan çift ile ortağı olan mü-
ze, önce inkâr, açık kanıtlardan sonra
Türkiye'den geldiğini kabul etmişlerdi.
Ancak, sonraki bakanlar, genel mü-
dürler, Nev York başkonsolosları ko-
nuyu sürdürmemişler, başarıh avukat-
lık firması ile bağları kopartmışlardı.
8 Nisan'da bu köşede yine aynı ko-
nuya değinince Bakanlığın basın ve
halkla ilişkiler danışmanlığından bir
açıklama geldi. 18 yıldır yazmaktan
usanmadığım bilgileri bana satmaya
kalkan yazının sonunda şöyle deniliyor:
"199O'lıyıllarda heykelin mülkiyetinin
sahibi olan Leon Levy ve Shelby Vhite
çifti ile Herakles heykelinin mülkiyetinin
iadesi konusunda anlaşılmışsa da, o dö-
nem ülkemizi temsil eden avukatlann çif-
te ait birçok ülkemiz kökenli eser tesbit
etmesi, Leon Levy ve Shelby Vhite
çiftinin Herakles heykelini iade etmele-
rine karşılık diğer eserler ile ilgili girişim
yapılmayacağı garantisi istemesi üzeri-
ne çalışmalar sonuçsuz kalmıştır. Leon
Levy 2003 yılında ölmüş ve Herakles
heykelinin mülkiyeti Boston Müzesi'ne
geçmiş olup, Herakles heykelinin ülke-
mize iadesi ile çalışmalar devam et-
mektedir."
Adına yapılan bu açıklama üzerine bir
"hukukçu" olan Kültür ve Turizm Bakanı
Ertuğrul Günay'a şu soruları sormak
isteriz:
1. Bir hırsız, bir evden bir eşya çal-
sa, bunun çalıntı olduğunu bilen bir ki-
şiye satsa, alıcı o eşyanın "mülkiyetinin
sahibi" olur mu? Heykelin "mülkiyetinin
sahibi olan" sözleri ile Türkiye'nin da-
vadaki konumuna gölge düşürülmedi
mi?
2. Eğer avukatlar, başanlı bir iş yapıp,
bu kişilerde Anadolu kökenli başka
eserleri de saptamışlarsa, (siz değil) Ba-
kanlığınız neden o eserlerin geri alınması
konusunda hak iddia etmedi ve etmi-
yor?
3. Açıklamada "...Heykelin ülkemi-
ze iadesi ile ilgili çalışmalar devam et-
mektedir." deniliyor. Lütfen, son ola-
rak hangi tarihte, hangi sayı ile ne gi-
bi işlem yapıldığını bildirirseniz ben de
kamuoyuna açıklamaktan onur du-
yanm.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Dışişleri Bakanı AJi Babacan, AB-Tür-
kiye Ortaklık Konseyi'ııe katılma kara-
rı aldı. Toplantıda onaylanacak "Ortak
Tutum Belgesi"nde Türkiye'nin tam
üyelik hedefıne yer verilmezken,
AKP'nin kapatma davasında Venedik
Kriterleri'ne uyıılması isteniyor. Belge
Ankara için bir müktesebat haline gele-
cek. Böylece AKP, Türkiye'nin tam
üyelik hedefini sekteye uğratmasına kar-
şın, kapatma davasını kriter haline geti-
rcn bir belgeyi kabul etmiş oldu.
Türkiye AB Ortaklık Konseyi toplan-
tısı bugün Brüksel'de gerçekleştiriliyor.
Hazırlanan Ortak Tutum Belgesi'nde
ise Fransa'nın teklifi üzerine 2005 yılmda
itnzalanan "Müzakere Çerçeve Belge-
si"nden bu yana ilk kez Türkiye'nin tam
• AKP'nin kapatma davasında Venedik Kriterleri'ne
uyulmasının istendiği belge, Ankara için bir müktesebat haline
gelecek. Böylece AKP, Türkiye'nin tam üyelik hedefini sekteye
uğratmasına karşın, kapatma davasını kriter haline getiren bir
belgeyi kabul etmiş oldu.
üyelik hedefıne vurgu yapılmıyor. Bel- mülün bulunmasının ardından Başbakan
geden Paris yönetiminin ısrarh istemle-
ri nedeniyle "Türkiye'nin hedefi tam
üyeliktir" ifadesi çıkanlmıştı. Bunun
üzerine ise Bakan Babacan toplanhya ka-
tılmayabileceğini söylenıişti. Türkiye'nin
rest çekmesinin ardından Brüksel ve
Ankara arasında gerçekleştirilen temas-
lar sonucunda ise bir ara yol fomıülü bu-
lundu. Belgede tam üyelik hedefi yerine,
"Türkiye, AB üyeliği yolunda ilerle-
mektedir" ifadesine yer verildi. Dışişleri
Bakanlığı kaynaklan Babacan'ın bu for-
ve hükümet üyelerinin de flkrini alarak
toplantıya katılma karanru aldığmı belirtti.
Kapatma davası müktesebat
Öte yandan Ortak Tutum Belgesi'nde
Türkiye'nin tam üyeliğine yer verilme-
mesine karşın, kapatma davasını mükte-
sebat haline getiren ifadeler yer aldı. Bel-
gede, Anayasa Mahkemesi'nin kapatma
davasında Avrupa lnsan Haklan Mah-
kemesi Kararlan ile Avrupa Konseyi Ve-
nedik Komisyonu'nun belirlediği karar-
cumhurboşka,
kavuşmanın sevın
Lübnan, General Mişel
Süleyman'ın
cunıhurbaşkanı
seçilmesiyle, siyasi krizin
sona ermesini kutluyor.
Lübnantalar başkent
Beyrut'ta sokaklara
dökülürken havai fişekler
atıldı. Dün
cumhurbaşkanlığı
sarayına giderek görcvine
başlayan Süleyman, BM
Gcnel Sekreteri Ban Ki-
mun ile Suriye Devlet
Başkanı Beşşar Esad ve
Iran Cumhurbaşkam
Mahmud Ahmedinejad
tarafından tclefonla
kutlandı.
Cumhurbaşkanlığı seçimi
19 kez ertelenmişti.
(Fotoğraf: AP)
Kouchner, Sarkozy'nin Türkiye karşıtlığı konusunda yalnız olmadığını söyledi
Fransa: Fasıllar açılır ama...
ÇİMEN TURUNÇ BATURALP
BRÜKSEL - Fransa Dışişleri Bakanı
Bcrnard Kouchner, Fransa Cumhur-
başkanı Nicholas Sarkozy'nin Türki-
ye'nin üyeliğine karşı olduğunu ve bu
görüşünde yalnız olmadığını söyledi.
Avrupa Politika Merkezi adlı dü-
şünce kuruluşunda düzenlenen bir se-
minerdc konuşan Kouchner, 1 Tem-
muz'da başlayacak, Fransa'nın dö-
nem başkanlığı sürccinde Türkiye-
AB müzakereleri çerçevesinde iki fa-
sıl dalıa açılacak mı sorusuna "Niye iki,
bence artı iki, artı iki fasıl daha da
açılabilir" şeklinde yanıtladı. Kouch-
ner müzakere sürecinde, fasıllann bi-
rer birer açılmasına Fransa'nın itirazı
olmayacağı görüşünde.
"Bugün Fransa cumhurbaşkanlı-
ğının Türkiye'nin üyeliğine karşı
olduğu bilinmektedir ve bu konuda
yalnız değildir" diye konuşan Ko-
uchner'inse Türkiye'nin üycliğinden
yana olduğu biliniyor.
Sarkozy'nin, bir sosyalist olmasına
rağmen Bcrnard Kouchner'i Fransa
Dışişleri Bakanlığı'na getinnesi tep-
kiyle karşılanmıştı. Kcndisi de bir
doktor olan Kouchner, dünyaca ünlü
"Sınır Tanımayan Doktorlar Ör-
gütü"nün kurucusu olarak Fransa'da
oldukça popüler bir isim.
lan dikkate alması konusuna yer verili-
yor. Buna göre AB, AKP'nin kapatılması
durumunda müzakereleri Ortak Tutum
Belgcsi'ni gerekçe göstererek askıya
alabilecek. AB'nin genişlemeden so-
rumlıı komiseri Olli Rehn yaptığı açık-
lamada, "AKP kapatılırsa, müzakere-
ler kesintiye uğrayabilir" demişti.
Diplomatik kaynaklardan edinilen bil-
gilere göre ise Babacan'ın bugün ger-
çekleştirilecek olan AB Türkiye Ortak-
lık Konseyi toplantısında AB ülkelerinin
dışişleri bakanlanna Türkiye'nin tam
üyelik hcdefinden herhangi bir sapma ol-
madığını ve bu konunun "sulandırıl-
maması gerektiğini" anlatacağı belirti-
liyor. Dışişleri Bakanlığı ise, AB içinde
Fransa'nın etkisi ile başlayan tam üyelik
tartışmasından büyük kaygı duyuyor.
Dışişleri Bakanlığı yetkilileri temmuz
ayında AB Dönem Başkanlığı'nı
devralacak olan Fransa'nın Anka-
ra'ya bu sıkıntıyı sürekli olarak his-
settireceğinden çekiniyor.
Müdahale normal
Bu arada Babacan, Ankara'y a res-
mi ziyarette bulunan Tunus Dışişle-
ri Bakanı Abdulvahab Abdullah
ile görüşmesinin ardından düzenlenen
basın toplantısında gazetecilerin,
AB'den Türk yargısma ilişkin yapı-
lan açıklamalan anımsatmalan ve
bunun "içişlerine bir müdahale
olup olmadığını" sorması üzerine,
Türkiye'nin AB ile müzakere eden bir
ülke olduğunu belirterek, birliğin yo-
rumlarda bulunması, rapor hazırla-
ması ve pozisyon belirtmesinin iliş-
kilerin doğasında olduğunu savundu.
Babacan şunlan söyledi: "Müzake-
re eden bir ülkeyle alakalı olarak
yaşanan bu gelişmeler, kuşkusuz
AB Komisyonu, Avrupa Parla-
mentosu ve üye ülkelerin ilişkile-
rinin tabiatında var. Bu, biz üye
oluncaya kadar devam edecek bir
süreç. Kaldı ki üye ülkelerin dahi
sürekli olarak, üyeliğin gereği ola-
rak izlemek durumunda oldukları
kurallar, standartlar var. Üye ül-
kenin herhangi biri bu kurallara
»yınazsa, diğer üyeler tarafından
her zamuıı eleştiri konusu yapıla-
bilir. Bizim en önemli meselemiz,
Türkiye'deki gelişmelerin doğru
bir şekilde anlaşılmasım sağlamak,
doğru bilgiye ulaşmalarını sağla-
mak ve tüm bu çalışmalarda da ya-
kın bir diyalog içinde olmak."
Türk diplomatlannın AB'nin bel-
, ge hazırhk süreçlerinde her zaman
yetkililerle irtibat halinde olduğunu
belirten Babacan, "Onlar doğru bil-
giye ulaştıktan sonra değerlendir-
melerini nasıl yaparlar, onların
vereceği bir karardır" dedi.
Babacan'ın, Abdullah ile görüş-
mesinde, Tunus'ta hapiste bulunan bir
Türk vatandaşının sağhk nedenle-
rinden dolayı cezasının geri kalanını
Türkiye'de çekmesini talep ettiği be-
lirtildi. Aynca KKTC ile Tunus ara-
sındaki ilişkilerin geliştirilmesini is-
tediği bildirildi.
ürcü muhalefetimeydanlarda
Elmek: oacar@superonline.com Faks: 0312. 442 79 90
Gürcistan'da parlamento seçimlerine
hile karıştırıldığı gcrckçesiyle seçim
sonuçlarını tanımayan birleşik
muhalefet üyesi binlerce göstcrici,
başkent Tiflis'te hükümeti protesto
etti. Tiflis'teki spor sarayının önünde
toplanan kalabalığa hitaben konuşan
muhalefet liderleri, yeni
parlamentoda yer almayacaklarını ve
millervekilliğinden istifa cdeceklerini
söylediler. Devlet Başkanı Mihail
Saakaşvili'nin seçinılere hile
karıştırıldığını itiraf ctınesini isteyen
muhalefet liderleri, aksi takdirde
Saakaşvili'nin ofisine gidip baskı
yapacakları uyarısında bulundular.
Daha sonra, bağımsızhk günü
kutlamalaı ıııın yapıldığı parlamento
önüne doğru yürüyüşe geçen
kalabahkla, sıkı önlemler alan
güvenlik güçlcri arasında gerginlik
yaşandı. Birleşik muhalefet lideri
Levan Gaçeçiladzc ve diğer parti
liderlerinin parlamento binasına
girmelerine izin verilnıedi.
(Fotoğraf: REUTERS)
JT± BD 'Lî MA TEMA TİKÇİDEN ANLAML1Ç1KIŞ
îsrairden aldığı ödülü
Filistinlilere bağışladı
Dış Haberler Servisi - ABD'li
bir matematikçi, bilimsel çalış-
malan nedeniyle lsrail parlamen-
tosu (Knesset) tarafından verilen
para ödülünü, bir Filistin
üniversitesine ve Israil'de
Filistin haklannı savunan
bir örgüte bağışladı. ABD'li
matematikçi David Mum-
ford, önceki gün Knesset'te
Cumhurbaşkanı Şimon Pe-
res'ten aldığı ve iki bilim in-
sanıyla paylaştığı 100 bin do-
lar değerindeki 2008 Wolf
Ödülü'nün kendi payına dü-
şen bölümünü Filistinli ço-
cuklann okuyabilmesi için
Ramallah'taki Bir Zeyt Üni-
versitesi'ne ve lsrail örgütü
Gişa'ya bağışlayacağını
açıkladı.
Israil'in sahip olduğu ola-
naklar sayesinde matematik
alanında uluslararası düze-
ye ulaştığını, ancak işgal al-
tındaki Filistin için aynı şe-
yin geçerli olmadığını söy-
lcyen Mumford, Filistin
topraklannda seyahatin bü-
yük ölçüde kısıtlandığını
ve eğitimin zor şartlarda
devam ettiğini vurguladı.
ABD'li matematikçi, "Eği-
tim, işgal altındaki topraklar-
da yaşayanlara gelecek vere-
cek. Aksi takdirde kaos kaçı-
nılmaz" diye konuştu.
Yahudi siyaset
bilimcfye sınır ctışı
Dış Haberler Servisi - Amerikalı
Yalıudi siyaset bilimci Norman Fin-
kelstein, sert eleştirileri nedeniyle
Israil'den smır dışı edildi vc bu ülkeye
girişi 10 yıl süreyle yasaklandı.
Babası, Yahudi soykınmı kurbanı
olan Finkelstein, geçen cuma günü Tel
Aviv Ben Gurion Havaalanı'na ini-
şinde, Şin Bet tarafindan gözaltına
alındı. 24 saat gözaltında tutulan Fin-
kelstein, Lübnan'da Hizbullah örgü-
tüyle, dayanışma amacıyla temaslar-
da bulunduğu gerekçesiyle sorgu-
landı. Finkelstein, El Kaide ile de bağ-
lantı kurmakla suçlanıyor. Suçla-
malan reddeden akademisyenin, ge-
çen yıl lsrail yanlısı akademisyenler-
le tartışmalan nedeniyle Chicago De-
Paul Üniversitesi'ndeki görev süresi
uzatılmamıştı. Finkelstein, Israil'in, Fi-
listinlilere karşı tutumunu meşrulaş-
tırmak için Nazilerin yaptığı Yahudi
soykırırmnı kullandığını savunuyor.