07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 MAYIS 2008 ÇARŞAMBA CUMHÜRİYET SAYFA^ DİZt 9) ABD ekonomisindeki durgunluk ihtimali ve dünya ekonomisine ilişkin belirsizlikler risk algılamasım arttırdı Kriz Türkiye'yisarsacakıDöviz kurunda yukan doğru bir ani sıç- rama olmayacağına güvenen ve dış pi- yasalardaki faizlerin içeriye göre dü- şüklüğünü lîrsat sayan bankacılık dışı özel kesim, çoğu büyük sanayi finnası, dışarıdan hızla borçlandı. 2007 sonunda 247 milyar dolan bulan dış borç stokunda banka ve özel firmalann payının yüzde 64'e yaklaştı. Borçlu firmalann, artan kurla birlikte yaşayabilecekleri ödeme güçliiklcri, hızla banka sistemini de et- kisine alabilecek. Yabancı hâkimiyetinde artış: Yabancılann Türkiye içindeki kontrol güçleri pckişti. Üç kanaldaıı kurulan yabancı hâkinıiyetinin Türkiye üstünde yarattığı "dış yükümlülük" tutan Mer- kez Bankası verilcrine göre, 2002 yılın- da 148 milyar dolar iken 2007'nin 9 ayı itibarıyla 447.5 milyar dolara ulaştı. Böylece, 2004'te Türkiye nıilli gelirinin yüzde 71.5'i tutannda görünen yaban- cılara ait yatınm ve kredilerin tutan 2007'ye gelindiğinde yüzde 98'e kadar çıkmış görünüyor. Global krizdc bu hâ- İcimiyet artabilir ve eldeğiştirmelcr hız- lanabilir. AB'de tikanma Türkiye ekonomisinin daha çok AB ile bütünleşmiş olması, global krizden AB'nin nasıl etkileneceğini daha önem- li kılıyor. Türkiye'nin ihracarının yansından faz- lası Avro bölgesine yapılıyor, buna kar- şılık ithalatın yüzde 36'sı Avro ilc. Dış borçlanmanın da yüzde 35 'i Avro üs- tünden. AB, ihracat talebini azaltır ve tu- rist girişi düşerse Türkiye çok olumsuz etkilenir. IMF'ye göre Avrupa'nın "Yükselen Pazar" niteliğindeki ülkeleri krize rağ- men yüzde 5 dolayında büyümeye devam edebilecek ama Almanya, Fransa, İtalya ve Ispanya gibi Avrupa'nın gelişmiş ül- kelerinde 2008'den itibaren ciddi bir eko- nonıik yavaşlama yaşanacak ve bu eği- lim 2009'a da damgasını vuracak. IMFdevrede 1998'dcn bu yana IMF destekli bir program uygulayan Türkiye kapitalizmi, 2008'de bitccek DVIF programını yeniden uzatacak. IMF'ye olan borçlannı azaltan Türkiye, yeniden kaynak temini söz ko- nusu olması halinde bildik kemer sıkıcı IMF reçetelerinc tekrar dönccek, yıpra- tıcı döngülere yeniden girecek. Maliye politikalan Bölüşümü çalışanlar aleyhine etkile- yecek bir etkcn de maliye politikalan. Vergide eşitsizlik değişmiyor. Dolaylı vergilerin payı 2007 yılında yüzde 66 ola- rak gerçekleşti. Dolaylı vergilerden ge- riye kalan yüzde 34'lük dolaysız vergi pa- ymın yüzde 23'ü gelir vergisi. Ancak bu vergi türünde de ağırlığı ücretlilerden, kaynaktan kesilen vergiler oluşturuyor. Bütçeden faize 2007'de bütçenin yüzde 24.4'ü harcandı. Maaşlar isc yüzde 19.5 pay aldı. Yani 2007'de de bankalara, ran- tiyelere giden para, bordro mahkûmu me- murlann maaşlarını geride bıraktı. Özelleştinnelerle yeni kamusal mülk- süzleştirme: özelleştinne, bütçe açıkla- nnı kapamada kullanılıyor. Özelleştir- meden bütçeye aktanlan miktar, toplam devlet gelirlerinin 2004'te yüzde l'i iken, 20O5'te yüzde 2'sine, 2006'da yüzde 4.5'ine, 2007'de yüzde 4'üne ulaştı. Ailelerde icra-iflas korkusu Aileler, gelecek birkaç yıllanna ait var- lıkları ipotek altına alınarak hızla borç- landınlmıştır. Bankalann tüketiciye yö- nelmeleri ve kredi kartı uygulamalannı arttırmalan ile birlikte hanehalkının tü- ketici kredisi ve kredi kartı ile borçlan- masında baş döndürücü bir artış yaşan- dı. 2000'de 6.7 milyar YTL olan borç sto- ku, 2007sonunda 91.3 milyar YTL'ye ulaşmıştır. Krizle birlikte ailelerin öde- me güçlüğü içine düşmeleri ve icra-if- lasların artması muhtemel. Kriz karşısında en çok savunmasız olan kesimi kent ve kır yoksullan oluşturuyor. Başta Doğu ve Güncydogudakiler olnıak üzere yoksul ailelere, her ay net asgari üc- retin yansı kâdar bir mutfak maaşı bağ- laıımalı vc bu maaş, annelere ödenmelidir. Bu doğrudan gelir desteği, 2008 için ek büt- çe yapılarak "hanehalkı bütçe transferi" kaleminde gösterilmelidir. Finansmanı da lüks tüketime konulacak ÖTV ve kurum- larvergisi gelir artışlan ile karşılanmalıdır. Toplamı 100 milyar YTL'yi bulan tüke- (ici kredisi ve kredi kartı harcamalanmn, kriz koşullannda faiz ve kur artışından kay- naklanan yük ağırlığı birçok ailedc ciddi yoksulluklara ve aile içi felakete de ncden olmaktadır. Bu tür ek yükleri borçluya yıkmayacak düzcnlemelere gıdilnıeli. özel- likle küçük meblağlı borçlarda vade uzatı- mına gidilmelidir. Krize Karşı Sosyal Payançnıa frogramı •IMF'ye göre Avrupa'nın "Yükselen Pazar" niteliğindeki ülkeleri krize rağmen yüzde 5 dolayında büyümeye devam edebilecek ama Almanya, Fransa, İtalya ve Ispanya gibi Avrupa'nın gelişmiş ülkelerinde 2008'den itibaren ciddi bir ekonomik yavaşlama yaşanacak Türkiye'nin rlsklerl • Yoksullaştıncı ihracata dayah büyümenin tıkanması. • Dünya krizi ile dış kaynak girişinin azalması, dış borçlann ödeme güçlüğü sıkıntıları • AKP kapatma davasının getirdiği siyasi gerilim. Büyüyen tehdltler Dışa açıklıkhğnı riskleri Enflasyonda tırmanma Cari açığın büyüklüğü Dış borçlanmamn boyutlan Yabancı hâkimiyetinde artış AB'de küçülmenin riskleri IMF'ye yöneliş IMF'den özkaynakönerisi Ekonomik Büyüme Oranları (%) / / ünyâ/Dün 006 2007T k Eı/ro/Böl^esi Japonya Afr\ka 2,6 J5\ A.İ 1A Yıijkbeleln Piy^a 7.7 /7.8 / 6.j& / / 5.8 / 6.0 6.4 5.5 11/1 ',/ Ortadoğu^ ^/S,8 Kapitalizmin bütün derin krizleri bir depresyonu getirir. Sermaye bü- yük ölçüde atıl kalır, üretim ve ye- niden üretim daralır, birkaç çeyrek üs- tüstenegatifbüyümeleryaşanır. Ha- liyle işsizlik artar ve reel gelirler dü- şer. K. Marx'ın Kapital'de, "kapi- talistlerin kapitalistler tarafından ınülksü/lcşürilıııesi" adını verdi- ği, eldeğiştirmeler, satın almalar; büyük balığm küçüğü yutması böy- le dönemlerde hızlanır. Devlet, kri- ze müdahaleye çağnlır, maliye poli- tikalan ile kriziıı etkisini hafifletmeye çalışır, kamusal kaynaklar sosyal harcamalardan kriz giderici alanlara kaydınldığı için toplum ikinci bir yoksullaşmaya maruz kalır. ABD ekonomisi 2007 yılının ilk üç çeyreğinde sırasıyla yüzde 1.5, yüz- de 1.9 ve yüzde 2.8 oranlarmda bü- yümüştü. Son çeyrek büyümesi, yıl- lık bazda yüzde 2.5 olarak açıklandı. Enflasyon yükselişte, 2007 için yüz- de 4'ü gcçti.tşsizlik yüzde 5'i geçti. Cari açık ve bütçe açığı önemli bo- yutta. ABD ekonomisindeki durgunluk ihtimali ve buna ek olarak ham pet- rol, gıda ve ana metal flyatlanna iliş- kin belirsizlikler Avro bölgesi bü- yümesi üzerinde bölge dışı etkenle- rin yarattığı risk algılamasım arttır- mış bulunuyor. Enflasyon AB'de de çıkışta. Durgunluk belirtileri arttı. Japonya, ABD'de olanlan biraz ih- tiyatlı yaşayarak karşılamaya çalışı- yor, tedbiri elden bırakmıyor. Japonya ekonomisi üçüncü çeyrekte yüzde 2 oranında büyüdükten sonra son çey- reği 1.8 ile biraz geride kapadı. Ener- ji fiyatlan artışının süreceğıne yönclik beklentiler, tüketici cnflasyonunun artmaya devam edeceği beklentisini güçlendiriyor. IMF, üçüncü kczdir büyüme tahminlerini değiştiri- yor.IMF, krizin ABD'ye özgü değil, küresel olduğunu vurguluyor.. Do- layısıyla sadece ABD'ye özgü ön- lemler yetersiz kalacaktır. Batı'daki kredi krizi, düşük faiz or- tamından yararlanıp dış açığını fı- nanse etmiş Türkiye gibi ülkeleri bir hayli sarsacak. IMF, Batılı bankalara tüın aktiflerini (gelişmekte olan ül- keler dahil) toparlayıp özkaynaklannı güçlendirmesini öğütlüyor. IMF'nin İasa vade için ikinci bir önerisi de bil- gi aktanmın şeffaflaşması ve kolay- laşması. çalışanları bekleyen tehdltler • Yeni pahalı lık dalgası • Artan işsizlik • Yeni yoksullaşma dalgası • Devletin sosyal harcamalan iyicc kısması • Daha fazla özelleştirme, kamusal yoksullaştırma • Ailelerc icra-iflas davalan • Anti-sendikal saldınlar, antidemokratikleşme Diştan etkllenme Türkiye'nin dış krizden etkilenme riski, son yıllarda artan ekonomik entegrasyon nedeniyle daha da arttı. Dünya ekonomisiyle bütünleşme dış ticaret, dış yatınm ycluyla katlandı. 2000-2007 arası ihracarm milli gelire oranı yüzde 10'dan yüzde 16'ya çıkarken ithalatın payı da yüzde 20'den yüzde 25'e çıktı. Ihracatın ithalatı karşılama oranı da yüzde 51 'den yüzde 63'e çıktı. Enflasyon: Global krizle birlikte Türkiye'deki göstergeler biraz daha kötüleşmeye başladı. Ekonomide zayıf halka cari açıkDünya krizi karşısında Türkiye ekonomisinin olası hasannın büyüklüğünü belirleyecek en önemli unsur, en zayıf halka durumuna gelen ca- ri açık. Hızla büyüyen dış ticaret açığınm, diğcr döviz kazandıncı faaliyet gelirleri ile kapatıla- mayan kısmı cari açığı 2007 sonunda 39 milyar dolara çıkardı. Yeni milli gelir serisi ile makyajlansa da Tür- kiye, cari açık/milli gelir oranı yüksek birkaç ül- keden biri. 2006'da büyüme yüzde 6.1, cari açık/milli gelir oranı yüzde 6.1 olarak açıklan- dı. 2007'de büyüme oranı yüzde 4.5 dolayına düşmesine karşın cari açığın milli gelire oranı- nın yüzde 5.7'de kalması dikkat çekici. Bu, da- ha düşük büyümeye karşın döviz ihtiyacı azal- mamış anlamına gelmektedir. Cari açığın fi- nansmanınm kriz koşullannda nasıl mümkün ola- cağı ve maliyeti ise endişe vcrici bir durumdur. Dışborçlanmadatebüke: 200l'de 110milyar dolar dolayında olan dış borçlarda ağırlıkh borçlanan da kamu kesimi idi. 2002 sonunda ka- mu, toplam dış borç stokunda yüzde 50 pay sa- hibiydi ve Merkez Bankası ile birlikte dış borç- lann yüzde 67'si "resmi" nitelikteydi, özel sek- törün dış borç yükü ise yüzde 33 idi. Devicte ya- tınm yaptınlmayarak dış borç ihtiyacı da azal- tıldı ama dünyadaki likidite bolluğunun kış- kırtmasıyla özel sektör hızla borçlandı. Yeni pahalüı1 : CARİ AÇIĞIN MİLLİ GELİRE ORANI % 2003 '2004 ' 2005 ' 2006 ' 20072000 '#2001 ' 2ÇB2 / 1.8 Kaynak: TCMB. TÜİK -6.1 2007 için yüzde 4 olarak belirlenen tüketici enflasyonu, yıl sonunda yüzde 8.7 olarak ger- çekleşti. Bu fiyaskodan sonra 2008 için belir- lenen yine yüzde 4'lük enflasyon hedefinin ger- çekleşme şansı yok. özellikle 2008 dünya kri- zi, enflasyv,nda artış eğilimlcrini besleyecek ni- telikte. Âncak resmi enflasyon hedefine göre ayarlanan ücret ve maaşlar, bu durumda reel ola- rak geriledi. Dört yıla yakın elektrik ve doğalgaz fiyatla- nna yapılmayan zamlann 2008 başında yapıl- ması, kcndi başına maliyet enflasyonunu bes- leyen bir unsıu*. Bunun yanı sıra, özellikle hiz- met sektöründe kira, eğitim gibi kalemlerde ka- tılık sürüyor. Tanmdaki üretim düşüşlcri, gıda fiyatlarını hızla aıttınyor, spekülatörlere de gün doğuyor. Dünyada emtia fiyatlan gıda maddeleri ve genel olarak tanmsal maddelerde artış halinde. Bu kalemlerde dc ithalatçı duru- muna geçen Türkiye, bu artışlan içeri taşıyacak. Enerji ve metal fiyatlanndaki dünya fıyatlannın iniş eğilimi, enflasyonu aşağı yönlü etkileyici bir ctki yaratacak görünse de csas tehlike kurlann yukan doğru seyridir. Sıcak para çıkışı ve TL'den dövize yönelişin yaşandığı her durum- da kurlar tırmanacak ve ithal mal ve hizmetin fi- yatı artarak fıyatlara yansıyacaktır. Aynı şey borçlanma maliyctlerinin yansıtılmasıyla da yaşanacaktır. Devletin sermaye lehine yapacağı her müdahale de enflasyonist etkiler yaratabi- lecektir. Gelir bölüşûmünde kötûleşme 2000 sonrası bölüşüm kötüleşti. Gelire göre GSMH serileri, tanma giden gelirin 2000'de yüz- de 14.4 iken 2006'da yüzde 9.5'e gerilediğini or- taya koyuyor. Bu, köylülükteki hızlı çözülmenin bir başka göstergesi. Aynı seri, kamu çalışanlannm gelir pastasından aldıklan paym da 5 yılda 1 puan ka- dar azaldığını. özel sektörde artan ücretli sayı- sına rağmen, bu kesimin payımn artmadığını ve 2000'deki düzeyde kaldığını ortaya koyuyor. Ay- nı kaynağa göre, kâr-rant-faiz gelirlerinden oluşan tarım dışı kesim sermaye gelirleri 2000'de yüzde 49 iken 2006 yıhnda yüzde 56'ya ulaşarak dengeyi iyice kendi lehine çevirmiş bu- lunuyor. Krizin bu bölüşüm dengelermi çalı- şanlar aleyhine bozması muhtemel. ; Ozel sektör dış borcu ve milli gelir payı, mılyon dolar, % 1 8 0 0 0 0 158.039 63.! 3 özel sektör dış borç stoku 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 Sosyal dayanışma program» • Yoksullara Doğrudan Gelir Desteği • lstihdamı koruma-arttırma politikalan • Gümrük birliği askıya • Sermaye ihracına kısıtlama • Tanmsal üretimc, köylüyc destek • Hanehalkı borç ödemelerinc kolaylık • Yerel yönetimlerc yetki vc kaynak: Vergi reformu, kamu borçlarına erteleme YENİ İŞSlZLlK DALGASI 2008 global krizin etkileri hissedilmeyc başladıkça işsizlikte artış yaşanması, bugün tarım dışında resmen yüzde 12, gerçekte yüzde 20 olan işsizliğin daha ileri boyutlara çıkıp hipcrleşmesi çok mümkün. Tarımdaki çözülme devam edecek. Tarım dışı sektörlerde, hedeflenen yüzde 5'lik büyüme gerçekçi değil ve bu durum, yeni istihdam bir yana, mevcut istihdamda bile düşüşleri gündeme taşıyabilccek. Ekonominin reel olarak yıllık ortalama yüzde 7.3 oranında büyüdüğü 2002-2006 döncminde, toplam istihdam ancak yıllık ortalama yüzde 0.7 oranında arttı. Ithal girdi kullanımmın giderek payını artırdığı ihracata dönük büyüme, düşük kur politikasının ithalatı teşvik etmesi sonucu emek kullanımını caydırdı. Bu çarpık büyüme istihdam yaratmadığı gibi işsizliği arttırdı. Kentlerde işsizlik oranı yüzde 12'de katılaştı. îşsizlik oranı kadınlarda yüzde 16-17 dolayında seyrediyor. 2008 ve sonrasında işsizliğin tırmanması söz konusu. lstihdamın 368 bin azaldığı 2007'de 610 bini bulan kendi hesabına çalışanlar ve ücretsiz aile işçilerinden 368 bini işsizler ordusuna katılırken, 142 bini ücretli sımfına, 100 bine yakını da işveren sınıfına dahil olmuşlar. 2007 vcrileri, işsizliktc yine okkanın altına kadınların gittiğini bir kez daha göstcriyor. Erkekler dünyasında iş bulmayan kadın hızla evinc çekiliyor. Ev kadmlarının sayısı 2007'dc 237 bin artmış görünüyor. SÜRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle