07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
: 14 MAYIS 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Endoğan tazminat alamadı • ANKARA (Cuınlıuriyet Bürosu) - Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, 22 Ocak'taki grup toplantısında yaptığı konuşmada, "kişilik haklanna saldında bulunduğu" iddiasıyla CHP Genel Başkanı Deniz Baykal aleyhine açtığı 40 bin YTL'lik mancvi tazıııinat davası reddedildi. Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki duruşmaya, Erdoğan'm avukatı Muanımer Cemaloğlu ve Baykal'uı avukatı Mutluhan Karagözoğlu katıldı. Yargıç Ahmet Tevfik Erginbay, davanm reddedildiğini açıkladı. 'AKP öğretmenle alay ediyon' • ANKARA (AA) - Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı tsnıail Koncıık. MEB'in, bir gcnelgeyle öğretmenlerin ek dcı*s ve maaş karşılığı dcrslcrinin hesaplama şeklini dcğiştirdiğini anımsattı. Koncıık, "Ögretmcnlcr hangi derslerinin ücretli, hangi derslerinin maaş karşılığı olduğunu biliyorlardı. Sadece sevkli olduğu günlerc denk gelen ücretli dcrsleri kesilmekteydi. Değişiklikle öğretmenlerle alay edilmekte ve kazanılmış lıaklan ellerinden alınmaktadır"dedi. Çörtoğlu emekü oldu • ANKARA (Cutnhuriyet Bürosu) - Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu, yaş haddindcn cmckliye aynldı., Danıştay Başkanlığı Toplantı Salonu'nda düzenlenen törenle arkadaşlamıa veda eden Çörtoğlu, Danıştay üyeleri ve çalışanlannın alkışlarıyla uğurlandı. Danıştay Başkanlığı için seçimler 20 Mayıs'ta yapılacak. Bu sürede Danıştay Başkanlığı'na Sinaıı Yörükoğlu vckâlet edecek. Onivepsitede gerginlfk • ERZİNCAN (AA) - Erzincan Ünivcrsitesi Eğitim Fakültesi Sosyal Bilimler Bölümü 1. sınıf öğrencisi Suat Tuııç ile kimliği henüz belirlenemeycn kişiler arasıııda, fakülte yakmlarında tartışma çıktı. Darp cdilerek yaralanan Tunç, Erzincan Devlet Hastanesi'ne kaldmldı. Arkadaşlannı ziyaret etmek isteyen gruba polis müdahale edince, çıkan çatışmada iki kameraman yaralandı. Olayla ilgili 22 kişi gözaltına alınırken soruşturma başlatıldı. Mumcu m silahlı' düğünü savundu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Aııavatan Partisi lideri Erkan Mumcu, Batman'da katıldığı ve uzun namlulu G-3 tüfekleriyle havaya ateş cdilen dügiinü savunurken, basını suçladı. Mumcu, "Düğünlerinin bir bölümündc 'gelenek olduğu üzere' kimseye zarar vermeden, edebiyle eğlenenleri ikinci sınıf göstermek ve onlan 'aşiret' genellemesiyle küçümsemek asıl utanç verici olandır. Türkiye'nin bir köşcsindeki bu birlik ve kardeşlik tablosundan utananlara, Batı ile olan yasak aşklannda utanmayacakları bir serüven diliyorum" dedi. Milyonlarca yurttaş açlık sınırınm altında yaşıyor, Başbakan hâlâ 'Üç çocuk yapın' diyor Erdoğan'ın 'çoğalın' ısrarı ANKARA (Cumhurryet Bürosu) - CHP Genel Başka- nı Dcniz Baykal'ı "Ancak yüzdc 20 barajla partinde iktidar olabilirsin" diyerek eleştiren Başbakan Tayyip Er- doğan, genel başkan adaylığı için yüzde 20 delegenin inıza- sı koşulunu son kongrede par- ti tüzüğüne eklettiğini unuttu. Hükümetin hedefinın aileyi güçlendimiek olduğunu, bu ne- denle "Her ailedc 3 çocuk ol- malıdır" dediğini belirtcn Er- doğan buna yönelik eleştirile- ri "iilkemiıı gcleceğini ka- rartmaya dönük düşünce- lcr" olarak nitelendirdi. Erdoğan, partisinin grup top- lantısında güııdemdeki konulara ilişkin değerlcndîrmclerde bu- lundu. TSK'nin sııur ötesi ope- rasyonuyla ilgili bilgi vcrcn Erdoğan. terör örgütünc yeni darbcler vurulduğunu söyledi. Terörü seçenlerin bu yolla gi- debilecekleri hiçbir yer bulun- •AB temsilcilerinin yargıyı etkileme girişimlerini savunan Erdoğan, kendi partisinin de benzer tüzüğe salıip olduğunu unutup, Baykal'a "Ancak yüzde 20 barajla partinde iktidar olabilirsin" eleştirisini yöneltti. "Üç çocuk yapın" sözlerini eleştirenleri, ülkenin geleceğini karartmaya çahşmakla suçlayan AKP lideri, 2050'li yıllarda genç Türkiye için nüfusun artması gerektiğini savundu. madığını anlatan Erdoğan, "Te- rörün tuzağma düşen genç- lerimiz, tcmcnni ediyorum ki akülarını ve vicdanlarını tcrör örgütünc rehin bırak- mayacak, daha geç olmadan uyanacaklardır" diye konıış- tu. Baykal'ı AB ve hükümete karşı tavn nedcniyle eleştiren Erdoğan, CHP'nin dünyanın ve Türkiye'nin koşullarını okumaktan ne kadar aciz ol- duğunu bir kez daha gözler önüne serdiğini ileri sürdü. Bugün dünyanın başka ülke- lcriııde yaşanan gelişmclcre Türkiye nasıl kayıtsız kala- mıyorsa dünya ülİcelerinin de Türkiye'ye kayıtsız kalmala- nnm beklenmemesi gerekti- ğini anlatan Erdoğan, şu gö- rüşleri dile getirdi: "Niçin NATO'da birliktcyiz? Ni- çin AB sürecinde berabe- riz? Niçin BM'nin içindeyiz? Niçin bcycfcndi siz, Sosyalist Entcrnasyonal'in içindcsi- niz? Önemli olan, dünya- dan gelen değerlcndirmeler işimize gclmediği zaman bunlar ilk kez oluyorınuş gibi tepkiler vermek yerine, kendimizi ve Türkiye'yi doğ- ru anlatmaya çalışmaktır." Baykal'ın "Biz 30 yıl önce neysek bugün dc oyuz" dedi- ğini anımsatan Erdoğan şöyle devam etti: "O zaman sen av- nı yerde patinaj yapmaya devam et. Ee nc yapacak- sın? Kendi partinde bile ik- tidar olamazsın. Nasıl ola- cakstn, işte yüzde 20 baraj ko- yacaksın, öyle olacaksın. Tür- kiye'de de yüzde 10 barajını eleştireceksin." Erdoğan, bu eleştiriyi ortaya koyarken AKP tüzüğünde ycr alaıı aynı hükmü unuttu. AKP tüzüğünde, "Ge- nel başkanuğa aday olabil- mek için üye tamsayısının en az yüzde 20'sinin yazılı öne- risi gerekir" hükmü ycr alıyor. Anneler Günü'nü de kutlayan Erdoğan, hükümetin hedcfinin aileyi güçlendirmek olduğu- nu, bu nedenle "Her ailede 3 çocuk olmalıdır" dediğini be- lirtti. Buna yönelik eleştirileri "Bu bahanelerin hepsi ülke- min geleceğini karartmaya dönük düşüncelcr" olarak ni- telcndiren Erdoğan, 2050'li yıllarda genç Türkiye için nü- fusun artması gerektiğini sa- vundu. Kendisinin 4 çocuğu ol- masından memnun olduğunu kaydeden Erdoğan, "Keşke 5- 6 olsaydı. Bu işin bilimsel te- meli var. Ama diğerleri bi- limsel konuşmuyor" diye ko- nuştu. Erdoğan, Yunanistan'ın şu anda nüfiısu artırmak için he- saplar yaptığını söyledi. Protesto engellendi Erdoğan konuşurken izleyi- ci bölümünde oturan bir kişi slogan atmak istedi. Güvenlik görevlileri izleyicinin ağzını kapatarak salondan çıkardı. Söz konusu kişinin "tşte mil- let, işte vatan, işte Atatürk" demeye çalıştığı ilcri sürüldü. Baykal, Başbakan Erdoğan'ın kamu ihalelerine müdahale iddialarına dikkat çekti 'Bu hesaplar soralacak' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, AB yöneticilerinin laiklik ve demokra- si konusunda CHP'yi hedef alan de- ğcrlcndirmelerine dikkat çckcrken "De- mokrasi konusunda CHP'ye kuşku düşürmeyc kimsenin hakkı yoktur, haddi de. Türkiye'yi onun bunun kumandalarryla yönlendirilecek bir kavim gibi görmesinler" dcdi. Baykal, grup toplantısının başında tarun üreticilerinin sorunlan üzerindc du- rurkcn "ekunomidcki daralma"nın da altını çizdi. Telekom'un satış sürecini "facia" olarak nitelendiren Baykal, "Sektör tamamıyla Hariri ailesine teslîm cdildi. Şimdi çok düşük fîyat- tan halka arz yapıldı. Dışanda k'inı- ler aldı bilinmiyor. Bir gün bunların hesabı sorulur" dedi. Sabah ve atv'nin satışı Sabah-atv satışı ile ilgili gelişmeleri özetleycn Baykal. yarın (bugün) bu ko- nuda bir gensoru vereceklerini bildirdi. "Türkiye'de sorun laiklik tartışma- sından ibaret değil" diyen CHP lide- ri, "Başbakan, çekilen 2 firmanın temsilcileriyle tcmas kurmuş nıudur, çckilmelerini telkin etmiş midir? Baş- ka bir ihalede, yabancı bir tirnıaya 'Oıııı bırak. sana ruhsat venneyiz, falanla anlaş' demiş midir" sorulannın altını çizdi. Baykal, Sabah-atv satışı sırasın- da iki bankanın verdiği kredilcrin ko- şullarma dikkat çekerken de "Bu he- saplar sorulacak. Başbakan hesap vermcktcn kaçamaz. Dokunulmazlık da seni korunıaya, bunun soruştu- rulmasını cngellemeye velnıez" gö- rüşünü dile getirdi. Deniz Baykal, son dönemdc "ikti- dara kol kanat AB sözcülerinin" ba- zı açıklanıalarına dikkat çekerken de şu açıklamayı yaptı: "Türkiye'de demokrasi krizi varnuş gibi bir tablo ortaya konuyor. CHP ile demokrasi arasında karşıhklı dostluk ve uyum dışında bir ilişki olamaz. De- mokrasi konusunda CHP'ye kuşku düşürmeye kimsenin hakkı yoktur, haddi de değildir. CHP hiçbir zaman herhangi bir ara rejimde, demokra- si dışı rejimlerde ülkc için de, kendi- si için dc bir yarar aramamıştır. Bu iddialar bühtandır (it'tira)." Baykal, "Demokrasilerde bir Mali- ye Bakanı'nm kendisi için 4 defa af çı- kartması var mıdır? Demokrasilerde Van'da yaşanlar var mıdır? 80 ya- şındaki tlhan Selçuk'un sabaha karşı 04.00'te evinden alııııp daha sonra bir şey yoknuış diye bırakılması demok- rasilerde var mıdır? Bir yıldır iddia- namc ortaya koyamadan iddiaların gündemde tutulması var mıdır? De- mokrasilerde ihale şantajıyla medya satin almak var mıdır? Devletin pa- rasıyla gazete-TV satın almak var mı- dır? Başbakanların savcılık görevine soyunduğu bir rejim demokrasi ola- rak kabul edilebilir mi" diye de sordu. 'Âyrupa'ya laiklik referandumla nıı geldi?' Deniz Baykal sözlerini şöyle sürdür- dü: "Türkiye'de veya AB'nin her- hangi bir mcrciinin CHP'nin demo- kratlığı hakkında vize verme hakkı- nı kabul ctmiyoruz. Şimdi güya yar- gı reformu hazıruyorlar: kimsenin ha- beri yok, AB'ye bilgi veriliyor. Hâ- kimler Meclis'e gelip kulislerde ço- ğunluğu olan gruplarla, siyasetçiler- le konuşacak. HSYK üyelerini tarikat talimatlarına göre mi scçecekler? Bunlar demokrasiye tehdit değil mi? Son günlerde sanki demokrasiyle la- • Grup toplantısında yaptığı konuşmada Telekom'un satış sürecini "facia" olarak nitelendiren Baykal, "Sektör tamamıyla Hariri ailesine teslim edildi. Şimdi çok düşük fıyattan halka arz yapıldı. Dışarıda kimler aldı bilinmiyor" dedi. Baykal, Sabah-atv ,. satışı sırasında iki bankanın verdiği kredilerin koşullanna dikkat çekerken 1 de "Bu hesaplar sorulacak. Başbakan hesap vermekten kaçamaz" görüşünü dile getirdi. iklik arasında bir çelişki, çatışma al- gılaması var. Laikh'ğe birlakıın sı- fatlar takıyorlar. Ihmh İslam deniyor ya, kimse Islama kendi meşrebine gö- re kılıf giydirmeye çahşmasın. De- mokratik laiklik olmahvmış. Bu, la- iklikten kurtulma ö/leminin yansı- masıdır. 'Zorla laiklik olmaz' diyor bir AB yöncticisi. Doğrudur. Sizin ülke- nizde laiklik referandumla mı gcldi? Yüzyıl savaşları nedir? Dünyada de- mokrasiyle laiklik üretmiş bir Müs- lüman toplumu var mıdır? Hıristiyan toplum var mıdır? Sen de üretemedin, birbirinizin boğazını kestiniz. Herkes saygıh olsun, Türkiye'yi onun bunun kumandasıyla yönlendirilecek bir ka- vim gibi görmesin. Yabancüann temel yanhşı Türkiye'ye AKP penceresin- den bakmaları. AKP bugün var, ya- rın yok. Türkiye hep vardır, Türkiye adıııa söz söyleyenler vardır." DSP GENEL BAŞKANI ZEKÎ SEZER 'Dava sonuçlanana dek AKP hükümeti istifa etmelV DTP'DEN ERDOĞAN'A EVE DÖNÜŞ TEPKİSİ 'Sorunu çözmezseniz bir PKKgider başka PKKgelir' ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - DSP Genel Başkanı Zeki Sezer. AKP hakkmdaki kapatma da- vası sürerken bu davaya konu olan kişilerin hükü- mct etmesinin doğru ol- madığını belirteıek "Bu daya sonuçlanana kadar hükümet istifa etmeli- dir" dedi. Sezer, DSP Parti Okulu'nda ger- çekleştirilen Parti Mcclisi (PM) toplantısı öncesinde açıklamalarda bulundu. "Türkiye'nin zor bir sü- reçten geçtiğini". bu süreçte de- mokrasinin, "sürekli demokrasi- den bahsedenlcr tarafından zaa- fa uğratıldığııu" kaydeden Sezer, "DSP'liler olarak bunu içlerine sindiremcdiklerini" söyledi. "Hükümetin, ekonomi, dış po- litika, eğitim, sosyal güvenlik gi- bi birçok alanda yanlış uygula- malar içinde olduğunun" altını çi- zen Sezer, "bu yanlışların Türki- ye'nin geleceğini ipotek altına soktuğu" görüşünü dile getirdi. AKP hakkmdaki kapat- ma davasının "toplumun kutuplaştirılmasına yeni bir gerekçe haline geti- rildiğini" sözlerinc ekle- ycn Sezer, DSP olarak parti kapatmalara karşı ol- duklannı, ancak aynı za- manda hiç kimsenin aııa- yasa ve yasalara aykırı davranışlar içinde olama- yacağına inandıklarını söyledi. Se- zer, şöyle konuştu: "Sayın Baş- bakan hcp demokrasiden söz ediyor. Bir dava yürüyor Ana- yasa lMahkcnıesi'nde. Bu dava- da doğrudaıı taraf olan ınillei- vekilleri, bakanlar, Başbakan var. Bir kamu görevlisiyle ilgili bir soruşturma, bir dava yürü- tülüyorsa o kamu görevlisinc görevden cl çektirilir, davanın se- lamcti açısından. Oysa hükü- mctimiz, Başbakanımız hükü- met etmeye devam ediyor. Bunu anlayabilmiş değiliz. Bu dava sonuçlanana kadar hükünıet is- tifa etmclidir." ANKARA (Cumhuri- f yet Bürosu) - DTP Grup Başkanı Ahmet Türk, Başbakan Tayyip Erdo- ğan'ın, dağdaki teröristle- ri indirmek için yaptığı "eve dönüş" çağrısına, "Eğer evin içini düzclte- rek Kürt sorununu çöze- mczseniz, bir PKK gider, başka PKK geür" karşılı- ğını verdi. Türk, dün partisinin Meclis grup toplantısında son siyasi gelişmele- ri ve yaptıklan Kuzey Irak ziyaretini değerlendirdi. Konuşmasında ge- çen hatta sonu kutlanan Anneler Gü- nü'ne değinen Türk, "Annelerimi- ze barıştan, kardeşlikten daha değerli bir armağan olabilir mi, gelin analarımıza asıl hediyeleri- ni, barışı, kardeşliği vcrelim" dc- di. Kendi başkanlığındaki DTP he- yetinin Irak ziyaretiyle ilgili de bil- gi aktaran Türk, Türkiye'nin kor- kuları nedcniyle kendisini kapahp ilişki kunnaktan kaçındığı dina- miklerden birinin de Irak Kürtleri ol- I duğunu ileri sürdü. Şimdi Türkiye'nin Kürtlerle bel- li boyutlarda ilişki geliş- tirme arayışına yöneldiği- ni bclirten Türk, bu sürcci önemsediklerini söyledi. PKK'ye yönelik ope- rasyonlara tepki gösteren Türk, hükümeti "kan si- yaseti" yürütmckle suçla- dı. Erdoğan'ın son ope- rasyonlann ardından yaptığı "eve dönüş" çağnsına da değinen Türk, üç-beş kişinin teslim olmasıyla so- runıın çözülcmeyeceğini söyledi. Türk şu görüşlcri savundu: "PKK, Kürt sorununun bir so- nucudur. Nedeni değildir. Eğer evin içini düzelterek Kürt soru- nunu çözmezseniz, bir PKK gi- der, başka bir PKK doğar. Ta- rihin sayfalarına şöyle dönüp bir bakın! Birbirini izleyen 28 is- yan bu bozuk evin içinden doğ- madı mı? Niye bunları inkâr ediyorsunuz? Sorun evin içinde. Başka yerlerde, dağlarda taş- larda aramamak gerekir." POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETtNKAYA Bir Gün Mutlaka... Çağının acılarını, yaşamını, sorunlarmı, zamanın şiirini yazmak nasıl bir şeydir? Adnan Binyazar'ın olağanüstü yazısını (15 Nisan Salı) okurken bunları düşünmüş, kareli yapraklı deftere yazmıştım... Yerelsellikten evrenselliğe çıkmak, haya- tın sayfalarında yaşamı aramak... Gelir vergisi bildirimlerinde kimi işadam- larının, avukatların, doktorların açlık sınırı altında yaşadığını öğrenmek... Nasıl bir ülkede yaşıyoruz biz? Vergi kaçıran işadamı, doktor, avukat, tüccar, sanayici vb. Bir haftalık Istanbul özlemi bitti... Her şey bildiğiniz gibi sürüp gidiyor... Adnan Binyazar'ın neredeyse bir ay önce yazdığı "Acılann Şiirini Vazma/c"başlıkh yazı- sı aklıma mıh gibi çakılıp kalmış... Gülten Akın'ı anlatan o güzel yazısını dün sabah yeniden okudum... "Zamanın şiiriniyazan, bütün zamanlann şii- rini yazar: Gülten Akın, acıyı gördü, onun şiiri- ni yazdı.." Ufkun bodrum katlarından çıkıp top gibi bir kırmızı güneşi özlediğim zamanlann için- deyken telefonum çaldı. Arayan Halit Ağa bey'di: Halit Çelenk... Sevgi ırmağının yaşam dolu 80'tik deli- kanlısı, ören sabahlarının çiçeklenmiş dev- rimci yüreğidir Halit Ağabey ve Şekibe Abla... Deniz Gezmiş'ten, Yusuf Aslan'dan, Hü- seyin Inan'dan konuştuk... Bir de Ataol (Behramoğlu) aradı. Deniz Gezmiş, Ataol Behramoğlu'nu çok se- verdi. "BirGün Mutlaka"şürinin dizelerini oku- muştu Ataol'un: "Bir gün mutlaka yeneceğiz! Bir gün mutla- ka yeneceğiz! Bunu söyleyeceğiz bin defa!" Sonra... "Dünyanın öbür ucundaki dostları düşünü- yorum öbür ucundaki ırmaklan/Birkız sessiz- ce ölüyor, sessizce ölüyor Vietnam'da/Ağla- yarak biryürek resmi çiziyorum havaya/Uya- nıyorum ağlayarak, bir gün mutlaka yenece- ğizl/Birgün mutlaka yeneceğiz, eyithalatçılar, ihracatçılar, ey şeyhülislamUBir gün mutlaka yeneceğiz! Bir gün mutlaka yeneceğiz! Bunu söyleyeceğiz bin defa/Sonra bir defa daha, sonra bin defa daha, çoğaltacağız marşlar- la/Ben ve sevgilim ve arkadaşlaryürüyeceğiz bulvarda/Yürüyeceğiz yeniden yaratılmanın coşkusuyla/Yürüyeceğiz çoğala çoğala..." ••• v insan varlığının özüne inmek, zamanın •' resmini çizmek değil midir? Içimde çocukluk günlerinin uçurtması be- yaz bulutların arasında kaybolurken ben 1968 Mayıs'ını yaşıyorum Deniz Kavukçu- oğlu gibi... Almanya'da Rudi Dutschke, Fransa'da Oa- niel Cohn Bendit, Ingiltere'de Tarık AN, Tür- kiye'de Mahir Çayan, Deniz Gezmiş... Söylemieri aynıydı!.. Düşünceleri örtüşü- yordu... Ulusalcılık bir yaşam biçimiydi... Ulusalcı olmadan solcu, sosyalist olunmaz- dı... Tam bağımsız ve gerçekten demokratik bir Türkiye!.. Slogan buydu!.. Ne diyordu 68'liler tüm dünyada: "Bir, iki, üç daha fazla Vietnam; Emesto'ya bin selam!" Ulusal olmadan evrensel, evrensel olmadan ulusal olunmayacağı gerçeğiydi atılan slo- ganlar... Amerika, Ingiltere, Fransa, Almanya, Ital- ya ve Türkiye... Dalga dalga yayıldı tüm evrene... Bizim dönekler o günleri anımsıyorlar mı acaba? Attıkları o günkü sloganlar için ne dü- şünüyorlar şimdi? "Ulusalcılık=Yurtseverlik, devrimcilik, solcu- luk, sosyalistlik..." Aynen öyle!.. Liberal tosuncuklar, Soros'un çocukları, ço- kuluslu altın avcılannın savunucuları, söz- de Atatürkçüler, tarikat sermayesinin ku- cağında "Amerikan Mızıkacılan'na eşlik edi- yorlar. 68 kuşağı tüm dünyada insan varlığının özüne indi, emperyalizme karşı savaşım verdi... Içimde mayıs coşkusu!.. Yüreğim kıpır kıpır!.. Joan Baez'i dinliyorum çiçek tarlalarının çığlıkları arasında... Güneşli dostluk köşelerinde, kara saatle- rin ağırlığını duymayan ellerde, derin bir gi- tarın içine koyduğum 68 ruhumu yakalıyorum işte... ••• Biliyorum biraz romantik, biraz düşsel ta- kıldım bugün... Bırakın bugün böyle olayım... Soytarılar sarayının bezirgâncılannı, Fet- hullahçı müritleri, din pazarlamacılarını, II- boşları görmeyeyim!.. Joan Baez'i, Bob Dylan'ı, Stones'u, The Beatles'ı dinleyeyim... Bir kez daha okuyayım Deniz Kavukçuoğ- lu'nun, Nilgün Cerrahoğlu'nun yazılarını... Adnan Binyazar'ın "Acılann Şiirini Yazmak" gibi üstün bir yeteneğim de yok! Bir tişört almalıyım. önyüzünde Che Gue- vara'nın resmi olmalı. Odamın bir köşesine de Marx'ın fotoğrafını asmalıyım... Sonra hayatın sayfalarında acıyı, aşkı, hüznü, sevinci, umudu, umutsuzluğu oku malıyım... [email protected] Faks numaramız: 02126 343 72 69 :
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle