02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13MAYIS2008SALI CUMHÜRİYET SAYFA HABERLER Türkiye kapitalizmi çarpık büyümesinin ardından 2007'de inişe geçmişti Tıkanma 2007'de başladıABD'de baş gösteren, tüm dünyaya yayılan ve depresyona doğru evrilen çalkantıdan önce, Türkiye kapitalizmi 2002-2006 döncminin hormonal, çar- pık büyümesinin ardından 2007'de inişc geçmişti bile. 1998'den itibaren önce gevşek soııra sıkılaşan bir biçimdc IMF ile birlikte dizayn edilen ekono- mi rotası, Türkiyc'yi 2001 'de tarihinin en derin krizine sürüklemişti. Krizdcn çıkış için Kemal Dcrviş yönetimindc IMF'nin kredileri ve reçeteleriylc şe- killendirdiği yol haritası, AKP iktida- nnca da kullanılmıştı. Ama bu sürede yaşanmış görüncn büyüme süreci. so- runlan aşıhnış göstermiş. oysa sadece ertelcmiş ve kirılganlığını arttırarak 2007'de yeni bir tıkanmaya taşımıştı. 2001 krizi soıırası girilen büyümcnin omıırgası, ucuz tııtıılaıı dolar kuru ile artan ölçüde Asya'dan ithal girdi sağ- layıp bunu ucuzlatılmış işgücü ile Tür- kiye'de son ürün haline getirip AB'ye ihraç ctme ekseni üstüne kurulmuştu. "Asyalaşnıa" da denilen bu yoksul- laştıncı süreç, kâr marjı düşük ve tek kozu düşük reel ücret olduğu için Tür- kiye kapitalizmine sermaye birikimi sağlayamamaktadır. Bu dönemdeki şans faktörü de, büyüme için gerekli dış İcaynağm, likidite bolluğu yaşayan bir dünya konjonktüründen sağlanabil- mesidir. Ancak bu yoksullaştıncı büyüme, bir sürc sonra hem emeğin direnmeye başlaması hcm de Asya rekabetinin ezi- ci baskısı altında tükenme noktasına gclmiştir. Bu noktaya gclinceyc kadar da çok ciddi bir cari açık, çok ciddi bir özel sektör borç yükü, yabancı sermayeyc çok ciddi bir varlık dcvri gibi maliyetler ödemiştir. Dalıası, çok ciddi bir anti- sosyal devlet uygulamasina yol açan mali disiplinlere rağmen enflasyon canavarını da yeniden uyandırmış, iş- sizliği azdırmış, tarımı çökertmiştir. Bütün bu müfiis politika nıirasının üstüne bir de dünya krizinin sert rüz- gârlan ve siyasetteki gerilimin negatif etkilcri eklcnmiş ve cndişe verici bir dö- neme girilmiştir. 2008 dünya ekonomisinde 'iniş' ve Türkiye ^-2001 krizi sonrası girilen büyümenin omurgası, ucuz tutulan dolar kuru ile artan ölçüde Asya 'dan ithal girdi sağlayıp bunu ucuzlatılmış işgücü ile Türkiye 'de son ürün haline getirip AB 'ye ihraç etme ekseni üstüne kurulmuştu. f tmmm -,Tüketici kredisi ve kredi kartı harcaması kışkırtmaianyla özel tüketim artışı sağ- lanmış ama deniz kısa sürede tükenmişti. Müflis dönemin göstergeleri Dünya ekonomisindeki iniş öııce- sinde göstergeleri bozulmaya başlayan Türkiye kapitalizmiııin, global kriz ile birlikte bunalımı artacak. Dünya kapitalizmi son 30 yıldır tek- liyor. 1974-75 daralmasmı, 1979- 80'deki daralma izlemişti. 1984'teki Latin Amcrika borç krizinin arkasından 1987'deki New York borsasuıın çöküşü gelmişti. Ardından, 1990-9l'de yeni- den bir ekonomik daralma yaşanmış, bunu 1994 Meksika "tekila krizi" iz- lemişti. 1997 Asya ve 1998 Rusya krizle- rinden sonra depremin etkisiyle 1999'da Türkiye ekoııomisi negatif büyüme yaşamış, ardından da 2000 so- nu ile 2001 'de tarihinin en derin kriz- lerini yaşamıştı. Aynı yıl Arjantin'de de mali çöküş ve kriz yaşanmış, ABD'de de "yeni ekonomi" çökmüş- tü. Şimdi, dalıa büyük ve global bir kriz yaşanmaya başlandı. 1998 - 2007 Dönemi Büyüme ve Sektörler: 1998=100 Yeni milli gelir serisi dikkale alın- dığında, 1998'dcn 2007'ye ekono- minin yıllık ortalama 4.7 oranında büyüdüğü, ortalama cn yüksek bü- yümcnin yüzdc 5.2 ile hizmetlerde yaşandığı görülüyor. Sanayideki bü- yüme yıllık yüzde 4.9 oranında ka- lırken tarımın en kötü durumda olm- duğu ve üç negatif yıl yaşadığı yıl- lık büyümesinin de yüzde 1.2'de kal- dığı anlaşılmaktadır. Sanayide tıkanma 2007'dc başla- mıştır. 2007 yılının ilk çeyreğinde, sa- nayi sektörü katma değeri yüzde 10.2 büyümüştü. Ancak, ilk çeyrek sonra- sında sanayi sektörü üretiminin ya- vaşlamaya başladığı görüldü. lkinci çcyrekte yüzde 4 artan sana- yi sektörü üretimi, üçüncü çeyrekte yüzde 4.3 olarak belirlendi, son çey- rektcki büyümesi ise yüzde 3.6'ya ge- rilemiş görünüyor 2006'da sanayi kesimi yüzde 5.8 bü- yürken milli gelir, inşaat kesiminin kat- kısıyla yüzde 6 büyümüştü. 2007'de sanayi kesimi büyümesi yılm tama- mında yüzde 5.4'e düştü. 2007 yılının ilk çeyreğini takiben ihracat miktar ar- tışınm yavaşlamaya başlamasıyla, sa- nayi sektöründe de üretim hız kcsti. Tarım sektörü 2006'da yüzde 1.3 büyüme gösterirken 2007'nin tama- mında yüzde 7.3 küçüldü. Kuraklıgın yanı sıra tarım girdile- rindeki fıyat artışlan ile baş edemeyen tanmdaki çözülmc, küçülmede önem- li bir etken oldu. Bunun 2008'de de sürmesi bekleniyor. 2006'nın ana mo- tonı olmayı üstlennıiş olan inşaat da 2007'dc yavaşladı. İnşaat 2006'da yüzde 18.5 büyü müştü, 2007'nin büyümesi yüzde 5'e düştü. tıışaattaki tempo düşüşünün 2008'de de sürmesi çok muhtemel. Özellikle dünya krizinin getireceği da- ralmanın öncelıkle bu sektörü vurması bckleniyor. Dış kaynak girişi yetmiyor Türkiye, son yıllardaki büyümesini ağırlıkla dış kaynak girişi ile gerçek- leştirdi. İlk yıllarda sıcak para lokomotif güçtü. Dış kaynak girişinde son yıllarda sıcak paranın agırlığı azaldı, dognıdan yabancı serınaye girişleri önem ka- zandı. Türk bankalarının, sigorta şir- ketlerinin yabancılarca alınması, Te- lekom'un özelleştirmesi, başka Türk fırmalarına yabancı ortak gelmesi, varlık satışları ile dış kaynak girişi 2005'te 44 milyar dolara, 2006'da 46 milyar dolara yaklaştı, 2007'de ise 50 milyar dolara yaklaştı. Ancak, kaynak girişi artık büyüme- ye yeterli bir tempo kazandıramıyor. 2007 yılında 50 milyar dolara yak- laşsa da dış kaynak girişinin büyüme- yi arttırmadığı anlaşılmaktadır. Gclen yabancı sermayenin büyümeyi hız- landırmak yerine banka-şirket, emlak alarak varlık elc geçirdiği anlaşılmak- tadır. Ayrıca artan ölçüde faiz ve kâr transferleri ile kaynak çıkışı yaşan- maktadır. Nitekim, yıllık çıkışların ortalaması 10 milyar dolan bulmuştur. Bu yapı sermaye birikimini arttıra- maz olmuştur. Gayri Safı Sabit Ser- maye birikiminin GSMH'yc oranı yüzde 19'lardadır ve 1990'lardaki dü- zeyinin gcrisinc düşmüştür. 2001 kri- zi sonrasında Türkiye'deki sermaye- darlar, dışanya karşı bütün rekabet güç- 1 ^ Büyüme ve İGSMH (Büyüme, % 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 7,4 -7,5 7,9 5,8 8,9 7,4 6,1 4,5 1 Sermaye Girişi ve Kaynak Kaybı 4 FAİZ VE KÂR TRANS. «£ Sermaye Girişi Faiz Kâr TOPLAM ) (Net Milyon $) (Milyon $) Transferi (Milyon $) 6.923 -16.684 414 11.612 18.773 45.336 42.518 49.449 6.299 7.134 6.402 6.987 7.148 8.033 9.346 10.808 539 619 638 816 1.138 1.451 1.716 2.459 6.838 7.753 7.040 7.803 8.286 9.484 11.062 13.267 lerini, işsiz ve örgütsüz düşmüş eme- ğin kaba sömürüsünden almış, tekno- lojik bir dönüşüm gerçekleştirilememiş ve bu kaba emek sömürüsü ile artık ile- riyc gidilemeycceği görülmcyc baş- lanmıştır. Tıkanmanın bir başka göstergesi ha- nehalkı borçlanmalanndaki yavaşlama, batık kredilerde artış vc beklenti an- kctlerindeki negatif eğilimlerde gö- rülınektedir. Tüketici kredisi vc kredi kartı harcaması kışkırtmalarıyla özel tü- ketim artışlarına dayalı talep genişle- tilmiş, ancak burada da deniz kısa sü- rcdc tükenmenin cşiğine gelmiş vc ih- racattaki teklemelerle birlikte kronik durgunlaşma belirtileri ortaya çıkmış- tır. Tüketici kredisi taleplcri vc ban- kaların arzları düşmeye başlamıştır. Bankalann takipteki alacaklan dii- zenli olarak artıyor. 2008 Ocak sonunda bu rakam 10.5 milyar YTL'ye çıktı. Batık kredilerin yaklaşık yüzde 30'u ai- lelerin kullandığı tüketici kredisi ve kre- di kartı borçlanndan oluşuyor. Merkez Bankası'nın aylık beklentileri ölçtüğü beklenti ankctleri iyi sinyaller venni- yor, beklcntilerin kötüleştiğini ortaya koyuyor. Buna göre, reel kesim güven endeksi 2007 ortalannda aşağı scy- rettikten sonra yeniden iyileşmedi. Tüketici lerin geleceğe dair güvenleri ise azalıyor. Reel kcsimin güveni 2007 Nisan ayında 100 üzerinden 119.5 idi. 2008 Mart ayında 105.4 olmuştu. Bir ayda 2.2 puan daha cksildi. Nisan ayında 103.2'ye düştü. Merkez Bankası her ay imalat sanayiiııde durum tespiti yapı- yor. Sanayicilerin geçen 3 aylık dö- nemdeki üretim konusunda bekleyiş- leri geçen yıla görc kötü durumda. Top- lam siparişlcrin azalacağmı söylüyor- lar. Yatınm konusunda geçen nisan ayında 121.1 olan güven endeksi bu ni- san ayında 100.7'yc gcrilemiş.2007 temmuz ayında 98.25 olan Tüketici Gü- ven Endeksi, yıl sonunda 93.89'a in- mişti. 2008 yıh başından itibaren de- vamlı gcrileme gösterdi ve mart ayın- da 81.96 oldu. SÜRECEK MED CEZÎR MEHMET FARAÇ Milli GÖPÜŞKafası! A Mt=rrr?s= Pazar günkü | \ f | a n ş e t Vatan'da, Milli Ş * • Gazete'nin Arçe- lik reklamındaki kadınlara uyguladığı sansür vardı. Gazete olayı, "Bir tek Çelik'e rötuş yapmadılar' başlığıyla şöyle du- yurmuştu: "Arçelik'inmaskotuÇelik'in'BGnirnrnil- yonlarca annem vaıi' kampanyası çerçe- vesinde 10 anneyb birlikte fotoğrah çeki- lip gazetelene gönderildi. Milli Gazete, an- neleri çok açık bulup rötuşla kapatb! Yeni Şafak, Bugün ve Zaman ga- zetelerindebileorijinalfotoğ- pwfl\ "J \raf kullanılırken, Milli Gaze- m$% / i ı r te'deyeralanfotoğrafta 'pho- toshop' yardımıyla annelerden bazıiannın etekboyu uzabldı, bazıiannın ise degajele- riyokedildi!" Milli Gazete, Arçelik'in sert çıkışı üzerine reklamı önceki gün orijinal haliyle yayımlamak zorunda kaldı. Ancak son günlerde yobaz takımını epeyi rahatsız eden Vatan gazetesi sansür haberini yayımlarken üç önemli noktayı atlamıştı: 1995 seçimlerinden sonra göreve gelen REFAHYOL hükümeti döne- minde, bir TRT kameramanı ayak bi- leği görünüyor diye Meclis'ten atıl- mıştı! Yani aradan 13 sene geçmiş ancak Milli Görüş zihniyeti değişme- mişti! Zaman'ın Arçelik reklamını yayım- ladığına dikkat çeken Vatan, aynı ga- zetenin de geçmişte Atatürk fotoğ- rafını sansürlediğini anımsatmamıştı! Haberde, her konuda fetva veren medya ulemalarının yorumları da yoktu! Örneğin Vatan muhabirleri, Yeni Şafak'ta, 10 Mayıs tarih- | li yazısında, "Irtica haberleri | peşinde koşan, bunun için genç muhabirleri etrafa salan- lara bir tavsiyem; bana başvurun, işi- nize yarayacak bilgi ve fotoğraflan kimsenin bumu kanamadan sağlaya- yım" diyen Taha Kıvanç'ı aramamış- lardı! Pazar günü Milli Gazete'de, "Hür- riyet'in patronu, 'Gazetelerimde din düşmanlığı yapılmasına razı değilim' şeklinde bir talimat vermelidir" diyen M. Şevket Eygi'den de görüş alın- mamıştı! arceUk Çuvaldızın YönüL. Sabahattin Önkibar dünkü Yeni- çağ'da "AKP matbuatının iki cenahtan oluştuğunu" yazdı ve "Parti medya- s/"nda Star, Yeni Şafak, Kanal 7, Ka- nal 24, "cemaat medyası"nda ise Za- man, Bugün, Türkiye, Vakit, STV ve TGRT'yi sıraladı. Atatürk, Cumhuri- yet ve laikliği hedef alan bu kesim yay- gın medyadaki irtica haberlerinden ol- dukça rahatsız! Taha Kıvanç ve Meh- met Şevket Eygi'nin ardından Zaman gazetesi de medyayı terbiye etmek ve yola getirmek için atağa kalktı! Zaman'ın yayın yö- '\ netmeni Ekrem Dumanlı üşenmemiş "marjinal sayıl- mayan" diye nitelediği Hürriyet, Milli- yet, Akşam ve Vatan gazetelerini ta- ramış ve yıl başından bu yana "gerici, yobaz, sıkmabaş, kara çarşaflı, tari- katçı, softa" gibi kelimelerin bu gaze- telerdeki 114 yazı ve haberde 245 kez kullanıldığını tespit etmiş! Belli ki Du- manlı elinde çuvaldızla Ikitelli'de ava çıkmış! Dumanlı'nın, Mehmet Y. Yıl- maz'ın dünkü Hürriyet'te yer alan, "AKPmedyası adam olmaz" başlıklı şu yazısını bir kez daha okuması gereki- yor. Belki çuvaldızın yönü hafiften de- ğişir: "Cuma günü Istanbul Ticaret Odası'nda, vergi rekortmenlerinin ödüllendirildiğibir toplantıyapıldı. Sa- nayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağla- yan, yaptığı konuşmada 'Bizden adam olmaz' gibi deyimlerin günlük yaşamımızdan çıkması gerektiğini be- lirterek şöyle dedi: 'Bizden bal gibi adam olur. Bizden bal gibi Koç'lar olur, Aydın Doğan'larolur.' Konuştuğu kürsünün tam karşısında o gün ödül veri- len Mustafa Koç ile Aydın Doğan oturuyordu. Bu sözleri Fethul- lah Hocacılann gazetesiZaman 'da şu halegetirilerekyayımlandı: 'Bizden bal gibi adam olur, Koç olur, Sabancı olur. 1 AKP medyası, tırnak içinde ve- rilen sözleri bile çarpıtıp, değiştirmek konusunda muazzam bir reflekse sa- hip. Söze gelince Müslümanlıktan dem vuruyorlarama 'en büyük günah' yalancılıktan bir türlü kurtulamıyoriar." KIMNEYAZDİ? ttAKP'nin engellendiği, CHP'nin r\eridiği, MHP'nin eskidiğibiror- tamda Türkiye'yi bal gibi bir otoriter rejim bekliyor. Bugün provalan yapı- lan otoriterrejim o boşlukta gelip ken- disine ait saydığı iktidan ele geçire- cektir. Şunu bilelim ki, beklediğimiz Godot değildir!" Hasan Bülent Kahraman, Sabah tt \/argı Reformu ile ilgili taslağın AB Y komiseri Olli Rehn'e verilmesi sizi nasıl etkiledi? Kendi hesabıma AKP iktidannın hiçbir icraatı beni bu kadar utandırmamıştı. Biz yargı ba- ğımsızlığı güçlensin diye beklerken bu rezalet Türkiye Cumhuriyeti'nin ba- ğımsızlığını şüpheli duruma düşürü- yor." Güngör Mengi. Vatan (t Avrupa özgürlüğünden 'şeriat' /ı/ç/n umutlu olanlar, bizim gibi- lere rağmen, arkalarında Karen Fogg'un çocuklan, Soros'un spon- sorları sayesinde o hale geldiler ki, kafatası ölçergibi Türk insanını ölçüp biçip istedikleri kılığa sokuyoıiar." Hasan Pulur, Milliyet ttl jlusalcılığın yükseldiğiiddiasının yjdoğru olmadığını tahmin edi- yorum ve diliyorum. Zira çağla uyum göstermeyen bir kavram tırmandık- ça, buyükselme Türkiye Cumhuriye- tiyurttaşlannın heryönden inişe geç- mesi anlamına gelecektir." Eser Karakaş, Star // Mayıs 2008, Vakit Tetikçi, Kurban 'Garabef!.. Vakit gazetesi yaza- rı Hüseyin Üzmez'in 14 yaşındaki bir kıza tecavüz ettiği iddiasıyla ceza- evine konulmasının ardından dinci ce- nah şer'i kuralları öne sürerek bir sa- vunma mekanizması oluşturmaya ça- lıştı. Din sömürüsüne karşı çıkan ger- çek dindarlar, bu rezalete ya az da ol- sa tepki gösterdi ya da susmayı yeğ- ledi! Namus ve ahlaktan - _. en çok söz eden Milli Ga- M I L L J zete yazarı Mehmet Şev- ket Eygi ise Üzmez'i eleştireceğine satır aralarında isim vermeden des- teklemeyi tercih etti! Eygi, 11 Mayıs günkü yazısında ise inanılmaz bir şey yaptı ve Üzmez'in 1952'de Malatya'da kurşunlayarak ağır yaraladığı Ahmet Emin Yalman'ı hedef aldı! Nakşi şey- hi Mehmed Zahid Kotku'nun isminin bir camiye verilmesine yönelik haber- lere tepki gösteren Eygi, konuyu du- rup dururken Yalman'a getirmişti: "Kotku, fazilet veyüksek karaktersa- hibibirmaneviyatbüyüğü idi. Birtakım laikçi medyacılar böyle nuranî bir zat- tan niçin rahatsız oluyorlar. Bu mem- lekette birtakım Sabataycılann isimle- ridevleteaitkurumlaraverilmiyormu? Kasımpaşa'da ana caddede bir Ah- met Emin Yalman okulu vardır. Kimdir bu zat? Selanikli bir Avdetidir. Sultan Vahdettin'in yaka silktiği, Atatürk'ün ^ A r ^ f r n - gazetecilik yapmasını UAZETE yasakladığı, Mende- res'in 'Allah, dostluğun- dan da düşmanlığından da korusun' dediği birkimsedir. 0nun ismibiroku- la verilince ses çıkartmıyorlar, beride mübarek birzatın ismi bir camiye ve- rilince kızıp köpürüyoriar. Müslüman bir memlekette asıl garabet ve terslik bu değil midir?" Bir suikastın tetikçisine kalemini doğrultamayan Eygi, mezardaki kur- bana kurşun sıkmaya devam ediyor! Asıl garabet nerede acaba? e-posta: [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle