Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13MAYIS2008SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Terör örgütünün üst düzey sorumlusunun Kandil Dağı'ndan kaçarak îran sınınm geçtiği bildirildi
Bayıklran'ın Sakızkentinde
BAHADIR SELİM DİLEK
ANKARA - Türk Silahlı Kuvvet-
leri'nin düzenlediği son operasyonun
ardından terör örgütünüıı üst düzey yö-
ncticilcrindcn Cemil Bayık'ın Kandil
Dağı'ndan kaçtığı, Iran'daki Sakız
kentinde bulunduğu belirtildi. Ba-
yık'ın Iran'a kaçtığı bilgisinin, ope-
rasyonun hemen aıdından ABD tara-
findan Ankara'ya ulaştırılması soru
işaretlerini de beraberinde getirdi.
Cumhuriyet'in Irak'ın kuzcyin-
deki kaynaklardan ulaştığı bilgilere
göre Bayık, operasyon sonrasında be-
raberinde önemli sayıda nıilitan gru-
bu ile birlikte Kandil Dağı'nın gü-
neydoğu bölümündeki vadilerden
Iran'a gcçti. Aynı günün akşamı da
Îran istihbaratının bilgisi dahilinde
Irak sınınna yakın Azeri ve Kürtle-
rin ağırlıklı yaşamakta olduğu Sakız
kentine ulaştı. Burada da Îran istih-
baratının gözetinıinde daha önce yi-
ne terör örgütü tarafindan kullanıl-
makta olan bir evde saklandı. Bera-
BARZANİ'NİN AJANLARI ŞIRNAK'TA YAKALANDI
DİYARBAKIR (AA) - Türkiye'nin Irak
sınırındaki askeri birlikleri ve bölgedeki
siyasi gelişmelcr hakkmda Mesııd Barza-
ni'nin lidcıi olduğu Irak Kürdistan Demo-
krat Partisi'nin (IKDP) "Parastin" adlı
istihbarat örgütüne bilgi gönderen 4 kişi
Şırnak'ın Uludcre ilçcsindc yakalandı.
Operasyon özel yetkili Diyarbakır Cum-
huriyet Başsavcılığı'nca yürütülen sonış-
tıımıa kapsamında. Milli İstihbarat Tcşki-
latı (MİT) ve Diyarbakır ile Şırnak ll Jan-
darnıa KomutanlığTnca gcrçcklcştirildi.
Olayla ilgisi bulunan 2 kişinin arandığı
bildirildi. Yakalanan 4 kişinin üzerinde
bölgedeki askeri birliklere ait fotoğraflar
ile bazı bilgilerin yer aldığı notlar cle gcçi-
rildi. Diyarbakır'a getirilcn 4 kişi, "askeri
ujanlık" suçlamasıyla çıkarıldıklan nöbet-
çi nıalıkemece tutuklandı. 4 IKDP ajanının
PKK. ile bağlantılarının araştırıldığı öğre-
nildi. Yakalanan kişilerin, "Parastin"e
göndcrdikleri askeri bilgiler karşılığmda
para aldıklan ileri sürüldü. Bu arada, bir
süre önce teslim olan PKK üyesi A.A,
PKK'nin IKDP'nin istihbarat örgütüyle iş-
birliği içinde bulunduğunu ifade etmişti.
berindeki militan gmbu da Sakız'ın
çevresindeki kiiçük yerleşim mcr-
İcezlerine dağıldılar. Îran istihbaratı-
nın silahsız olmak koşuluyla mili-
tanlann dağılmasına izin vermiş ola-
bileceği dile getirildi. Konuyla ilgi-
li olarak bilgi vercn kaynaklar, Irak
ile Îran sınırı arasındaki bütün kaçak
geçiş kapılanndaki giriş çıkışlann
îran istihbaratının bilgisi dahilinde ol-
duğuna vurgu yaptılar.
Ortaya atılan bir başka iddiaya gö-
re ise Bayık, operasyon sonrasında
ABD istihbaratının bilgisi dahilinde
Iran'a geçti. VVashington yönetimi, Ba-
yık'ın beraberindeki militan grubu
ile birlikte Iran'a gecmesini Ankara-
Tahran ekseninde diplomatik den-
klem yaptı. Washington yönetimi
böylece Tahran yönetimi ile arası iyi
olan Bayık'ı, Türkiye-lran ilişkilcrinde
koz durumuna getirdi.
Washington yönetimi söz konusu
diplomatik denklemi, Bayık'ın Iran'da
ERGENEKON SANIĞI
Kuddusi Okkır
F tipinde
konuşamaz
oldu
İstanbul Haber
Scrvisi - Ergenekon
terör örgütü operas-
yoıuı kapsamında
Tekirdağ F Tipi Ce-
zaevi'ndc turuklu
bulunan Kuddusi
Okkır, sağlığı, ken-
di ihtiyaçlannı kar-
şılayamayaeak ka-
dar kötüleşince has-
taneye kaldırıldı.
Örgütün stratejisini hazırladığı ve iinan-
sörü olduğu ileri sürülen Okkır'ın ailesi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nabaş-
vurarak tahliyc talebindc bulundu.
Savcılığa verilen dilekçede, şüphelinin
sağlığının son 3 haftada iyicc kötülcştiği,
konuşanıadığı, tuvalet ihtiyacını gidere-
mediği, ayakta duramadığı, ağızdan bes-
lenemediği ve ağızdan ilaç tcdavisi yapı-
lamaması üzerine de Bakırköy Ruh vc Si-
nir Hastalıklan Hastancsi'nc sevk cdildiği
belirtildi. Okkır'ın buradan zatürree. böb-
rek yetmezliği teşhisiylc, Bayrampaşa ve
Haseki Devlet hastanelerine gönderiidiği
kaydedildi. Yoğun bakım ünitesine ko-
nulmak üzere, Yeditepe Göğüs Cenahi-
si'ne götürülen şüphelinin, hastanc tara-
findan Bayrampaşa Cezaevi'ne geri gön-
derildiği belirtilerek "Turuklu, hiçbir
devlct hastanesi tarafindan kabul edil-
meyince, yoğun bakıma alınması gere-
kirkcn cczacvinde tutulmuştur. Şimdi
konuşamaz halde olan bir hastanın
kaçma vc dciillcri karartma şüphesi
olamaz. Şüphelinin lanı teşekküllü bir
hastanede ailesi tarafindan bakımını
yapılması için tahliyesi gcrekmektedir.
Aksi orantısız karar olacaktır" denildi.
'Bir anda 20 ya$ yaşlanmış'
Okkır'ın birkaç gün önce, Edirne'deki
Trakya Tıp Fakültcsi'nc yatınldığını bc-
lirten eşi Sabriye Okkır, Tekirdağ F Tipi
Cezaevi'nde, 8 aydır tek kişilik odada ka-
lan eşine ilk önce majör deprcsyon tanısı
konduğunu anlattı. Sabriye Okkır, cşinin
buradan Bakırköy'e sevk edildiğini belir-
tcrek "Eşimi hastaneleri dolaştırdıkları
sırada tam 3 hafta boyunca göreme-
dim. Sürekli ycr dcğiştirdiği için görüş
günleri değişiyordu. En son Bayrampa-
şa Cezaevi'nde gördüğümde 30 vıllık
eşimi tanıyamadım" dcdi. Okkır, şöyle
devam etti: "Bayrampaşa'da gördü-
ğümde, hastalığı artık çok ilerlemişti.
Koridorun bir köşesinde, yere yakın
bir scdycyc koymuşlardı. Burnunda
beslenmc sondası, idrarında da sonda
vardı. Çığlık atmamak için kendimi
zor tuttum. Görevliler panik halde 'Biz
bu hasta tutukluyu ne yapacağız' diye ko-
nuşuyorlardı. Eşim son 2 ayda 20 yaş
yaşlandı. Önce mantıklı konuşma zinci-
ri bozuldu, şimdi ise hayatta kalmak is-
teyip istemediğini bile bilmiyoruz."
Trakya Tıp Fakültcsi turuklu scrvisin-
den bir sağlık memuru ile telefonla göriiş-
tüğünü söyleyen Okkır, "Bana bir refa-
katçıya ihtiyacı olduğu söylendi. Savcı-
dan izin alın ve hastanızı görün dcdilcr.
Savcıya da ulaşamadım. Olmesinden
korkuyorunı" dedi. Okkır, elindeki lıas-
tane raporlanyla, Avnıpa lnsan Haklan
Mahkcmcsi'nc dc başvuracağını belirtti.
Başbakan Krdoğan'ııı Antalya progranıı sırasıııda konvoyu geçerken tepki
göstcren Ertuğrul Sağlanı, korunıalar tarafindan zorla bir araca bindirildi.
Koruma terörü
Başbakan Erdoğan'ı protesto eden işçi, korumalar tarafindan başma
poşet geçirilip dövüldüğünü, tecavüz ve infazla tehdit edildiğini söyledi
GİIRSU KUNT
ANTALYA - Başbakan Tayyip Erdoğan'm haf-
ta sonundaki Antalya programı sırasında konvoyu
geçerken, sosyal güvenlik yasası, işsizlik, yoksul-
lıık gibi konularda tcpkisini dile getiren 46 yaşın-
daki turizm işçisi Ertuğrul Sağlam, başbakanlık
koruması olduğunu iddia cttiği 4 kişi tarafindan daıp
edildiğini söyledi. Sağlam, Başbakanlık kommalan
hakkında suç duyurusunda bulundu.
Başbakanlığm otobüsü geçerken tepkisini dile ge-
tirdiğini ve bunun Erdoğan tarafindan fark edildi-
ğini anlatan Sağlam, "Konvoyun sonundaki ko-
rumaları araçtan inip, bcni o araca zorla bin-
dirdiler. Ardından başıma poşct geçirip, siyah
bir gözlük taktüar vc aracın içinde tekmeleme-
ye, vurmaya başladılar" diyc konuştu. Kendisi-
ne önce scrt bir cisimle vunılduğunu, ancak daha
sonra izi kalır gerekçesiyle, yumruk ve tekmeler-
le darp edildiğini belirten Sağlam, "Bcni Antalya'da
Manıak Çöplüğü gibi bir ycrc götürmek iste-
diklerini söylcdilcr. Hatta tecavüz ctmcklc teh-
dit cttilcr ve soymaya bile çalıştılar. Bu arada
GBT'mi soruşturdular, bir şey çıkmadı. Sonra
da Varsak tarafında araçtan indirip, yere yatı-
rıp ycnidcn dövdüler" dedi. Sağlam, araçtan in-
diktcn sonra, kafasındaki poşeti çıkardığını vc her
birinin yüzünü gördüğünü ifade cderck "Bir daha
aynı şcyi yaparsam beni infaz cdeccklcrini söy-
lediler. Araca binip uzaklaştılar. Ben de ma-
halleye doğru yürüdüm. Oradaki insanlar bcni
minibüs durağına kadar bıraktı" diye konuştu.
Sağlam, kendisinin 1987'deıı bu yana turizm iş-
çisi olarak çalıştığını, eşi ve biri 18 diğeri 14 ya-
şmdaki iki oğlumın Mersin'de yaşadığını söyledi.
Sağlam'ın avukatı Münip Ermiş de olaym adli so-
ruştunnayla değil, hükümet, bizzat da Başbakan ta-
rafindan çözülmesi gerektiğini savımdu.
Ferhat Gcrçck, dcrgi dağıtırken polislcrin atc-
şi sonucu lekerlekli sandalycye mahkûnı oldu.
Gerçek, 7 ay sonra
adliyeye çıkarıldı
İstanbul Haber Servisi - Yenibosna'da 7
Ekim 2007'de Yürüyüş dergisi dağıtırken polis-
lerin açtığı ateş sonucu tckcrlekli sandalyeye
mahkûnı olan 17 yaşındaki Ferhat Gerçek, olay
günü görevli polisleri teşhis etmck üzere, olay-
dan 7 ay sonra. Bakırköy Cumhuriyet Savcılı-
ğı'na çagnldı. Adliye önünde toplanan Temcl
Haklar Fcdcrasyonu üyeleri, delillerc. tanıklara
karşm Gerçek'i yürüyemez hale getırcn polisler
hakkında hiçbir işlem yapılmamasmı protesto et-
rilcr. Grup adma yapılan açıklamada, "Dcvrim-
ci-demokrat, ilerici, sisteme muhalif tüm güç-
lcri baskı vc tcrörle sindirmcye çalışan
AKP'nin polisi, kurşunlayarak bağımsızlık vc
dcmokrasi mücadelesindcn koparmak istedi
l'eılıal'ı. Dciillcri karartmaya, yok ctmcyc ça-
lıştılar. Olay anında Ferhat'ın giydiği tişörtü-
nü kaybettiler. Suçluları korumaya aldılar"
denildi. Ferhat Gerçek'in yaşadıklannın, bu ül-
kcdc hukukun. yaşam hakkmın, temel hak ve öz-
gürlüklerin olmadığını bir kez daha gösterdiği
vurgulanan açıklamada, şu görüşlerc yer verildi:
"Ferhat1
! vuran polis tutuklanıncaya, sorum-
lular yargılanıncaya kadar susmayacağız."
saklandığı istihbaratının Türkiye'de
değeılendirileceği ve Ankara'nın Ba-
yık'ı lran'dan isteyeccği üzcrinckur-
du. Buna göre tran, Bayık'ın yakala-
nıp iadesine "hayır" yanıtı verirse,
Ankara-Tahran ilişkilcrinde sıkıntı
baş göstereceki Böylece, bir süreden
bu yana terörle mücadele bağlamında
sıkılaştınlan ilişkilerde geri adım aııl-
ması söz konusu olacak.
Bu durum Ankara açısından Iran'ın
terörle mücadelesinde bir samimiyet
sınavı niteliği de taşıyacak. Çünkü,
Tahran yönetimi daha önce Türki-
ye'nin Urumiye'de olduğu bilgisini
vermesine karşın Bayık'ı yakalayıp ia-
de etmemişti. Tahran yönetimi,
ABD'nin bu oyununa düşmeyip Ba-
yık'ı yakalar ve iadc edersc, terör ör-
gütü ile organik bağmm sünnesini sağ-
layan en önemli ismi de kaybetmiş ola-
cak. Türkiye, 2002 yılında da Bayık'ın
lran'da olduğunun kesinleşmesi üze-
rine Talııan yönetiminden iadesini
istcmişti. Ancak Îran, Bayık'ı Türki-
ye'yc vennemişti.
ZtRVE YAYINEVl DAVAS1
Günaydm:
Örgütlü
güç değüizI
SELAHATTİN GÖKATALAY
MALATYA - Zirve Yayın-
evi 'nde üç Hıristiyanın boğazlan ke-
silerek öldürülmesiyle ilgili davada
ilk kez ifade veren azmettirici Em-
re Günaydın emniyet ve savcılıkta-
ki ifadelerini tedavisi tamamlanma-
dan alındığı için kabul etmcdiğini
söyledi. Sanıklardan Salih Gürlcr,
Günaydın'm dayılannm mafya ol-
ması nedeniyle korktuğunu belirte-
rck, "Dayılarıııın kcndisi için ce-
zaevindc iken özel af çıkartabile-
ccğindcn bahsednoıdu" dedi.
Davanın altıncı duruşmasmda
dinlenen Salih Gürler, olayın kilit is-
mi olan Günaydm'ın kaldıkları özel
öğrenci yurduna gcldiktcn 2 hafta
sonra misyonerlikle ilgili konuşma-
ya başladığını belirtcrck "Bana mis-
yonerlerin amacının vatam böl-
mck olduğunu, PKK ile beraber
çalıştıklannı söyledi" dedi. Gürler,
şunları söyledi: "Emrc bazcn Em-
niyct Müdürü ile oturup kalktığı-
nı söylüyordu. Bu olayla ilgili ola-
rak 'Sizc bir şcy olmayacak, bütün
mesuliyet bana ait' diyordu. Bcn
olaya Emrc^dcn korktuğum için
girdim. İçeridekilcr bağlandığın-
da dışarı çıkmak istedim ama ka-
pı kilitliydi. Emre kapının anah-
tarıııı üzerine almıştı. Emre dayı-
larının Türkiyc'dc sözü geçcn
mafya üyelerinden olduğunu söy-
lüyordu. Dayılarının kendisi için
cczaevinde iken özel af çıkarabi-
lcceğinden bahsediyordu."
Cünaydın: Bilgi için gittik
Emre Günaydm ise, internctte
misyonerlerle ilgili arama yaparken
Necati Aydın ile tanıştığını ve Zir-
ve Yaymevi'ne gittiğini anlattı. Ay-
dın'ııı İslanı dinini aşağıladığını ve
Hz. Muhammed'i küçültücü ifade-
ler kullandığını önc süren Günay-
dın, olay günü arkadaşlanyla bera-
ber yayınevine daha fazla bilgi ala-
rak basına bilgi vermek için gittik-
lerini söyledi. Olaym arkasında ör-
gütlü bir güç olmadığını ve bıçakla-
n kendilerini koııımak için taşıdık-
larını savunan Günaydın, olayı şöy-
lc anlattı: "Olay ycrine gittiğimiz
gün içeriyc girdim. Dışarıdaki ar-
kadaşlarımdan birinc mcsaj at-
tım. Onlar da geldi. Necati ile soh-
bet ettik. Bir anda küfürlcşmclcr
başladı. Olayla ilgili hatırladığım
şey Cuma ve Hamit, 3 kişiyi ycrc
yatırıp bağladı. Cuma, Uğur'u do-
muz bağıyla bağladı. Sonra Salih,
Cuma ve Hamit'i, bıçaklarkcn
gördüın. Ben lavaboya gidip yü-
zümü yıkadım. Polisin gcldiğini
duyduk. Aşağıya inmeye çalışır-
kcn düştüm. Amacım kimscyi öl-
dürmek değildi. Böylc bir olayın
içine girdiğim için üzgünüm."
Müdahil avukatlarından Erkan
Doğan, soruştunna sürecinde bir-
çok cksiklik bulunduğunu öne sür-
dü. Doğan, "Türkiye'de bir glad-
yo var vc bu gladyo bir türlü or-
taya çıkarılamıyor. Hrant Dink ci-
nayctinde de bu böylc, Malat-
ya'da da böylc" diye konuştu.
DUZ YAZI
ORHAN BİRGİT
AKP'nin Yargıyı Teslim
Alma Hazırlığı
Adalet Bakanı Şahin'ln "Yargı Reformu" adı al-
tında hazırladığı bir taslak paketinin Ingilizce çe-
virisini, yüksek yargı organları ve barolardan ön-
ce, geçen hafta Türkiye'de bulunan AB Komise-
ri Olli Rehn'in onayına sunmuş olmasının tepki
leri sürüyor.
Yargıtay Başkanvekili Osman Şirin ile yaş sınırı
nedeni ile bugün emekliye ayrılacak olan Sumru
Çörtoğlu'nun yanı sıra Barolar Birliği ve İstanbul
Barosu'nun da, kendi görüşleri alınmadan önce ha-
zırlık taslağı üzerinde, o günlerde Ankara'nın AB
karşısındaki durumunu denetlemeye gelmiş olan
AB Komiseri'ne bilgi verilmesine yönelik eleştiri-
lerinin bilinçsizce yapıldığını söyleyen Bakan'ın sa-
vunmasının dayanağı da ilginç:
Yüksek yargı organlarının temsilcileri, "belge-
nin ne anlama geldiğine, neyin ürünü olduğu-
na bakmadan alelacele" açıklamalar yapmış-
larmış. Oysa AB ye katılım sürecinde 'hukuk ve
temel haklar' faslının açılması ve bunun için de
strateji belgesinin AB'ye sunulması gerekiyor-
muş. Bakanlığın daha önce AB'den aldığı tüyo ya
da tavsiyelerden yola çıkarak hazırladığı ön tas-
lak, aslında 20-24 Mayıs tarihleri arasında Antal-
ya'da Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
üyeleri ile başsavcılar ve Adalet Komisyonu baş-
kanlarının da katılacakları bir toplantıda tartışıla-
cak; daha sonra da yüksek yargı organları ile ilgili
öteki kuruluşlara gönderilecekmiş. Ama tam o sı-
rada Olli Rehn başkanlığındaki AB heyeti, Troy-
ka Toplantısı nedeni ile Ankara'ya gelmiş.
Mehmet Ali Şahin'in savunmasının önemli da-
yanağı özetle bunlar.
Ondan ötesini, gözlemlerimize dayanarak, Sa-
yın Bakan'ın da iznini almadan biz anlatalım.
Bakan'ın verdiği teftiş sınavı
AB'ye katılım süresinde Adalet Bakanlığı'nın ken-
di payına düşen görevleri el hak yaptığını göster-
mek için, hazırlanan paket Ingilizceye çevrilmiş, Şa-
hin bu dosyayı alarak Olli'nin huzuruna çıkmış. O
buluşmayı ölümsüzleştiren fotoğraflardan biri-
sinde, yanılmıyorsam Milliyet gazetesinde gördüm,
AB Komiseri'nin çok rahat ve kendisinden emin
olarak oturduğu koltuğun karşısında, Adalet Ba-
kanımız Türk terbiyesinin biraz abartılmış örneği-
ni sergiler gibiydi. Elleri dizinin üstünde, genişle-
meden sorumlu komiserin şöyle göz attığı paket
için vereceği yanıtı beklemenin heyecanı yüzüne
vurmuş olmalıydı!
Anlaşılan Adalet Bakanlığı, AB ile Türkiye ara-
sındaki görüşmeleri olumlu olarak sürdürebilmek
amacıyla ve dahası 23. faslın da açılması için Bay
Olli'nin onayını almanın en kestirme yöntemi ola-
rak gördüğü bu buluşmadan geçer not alarak ay-
rılmış. AB Komiseri'nin, beklediği reformlann ba-
şında HSYK'nin oluşumunda Meclis'in, yani si-
yasetçilerin de söz sahibi olması, askeri mahke-
melerin gamizon binalarının dışında çalışmalannın
sağlanması gibi düzenlemeler geliyor. AB, Türk yar-
gı sisteminin bağımsız olduğu yönünde kuşkusunu
gizlemiyor. AKP hakkında açılmış olan kapatma da-
vasını da bu açıdan ele alarak eleştiriyor. Sumru
Çörtoğlu'nun Danıştay'ın 140. yılı nedeni ile yap-
tığı konuşmada bu eleştiri ve değeriendirmeler için
"Türk yargısına da kendi yargınız gibi saygı gös-
terin" sözleri, o tür eleştiriler için verilmiş bir ya-
nıttır.
Aslında Adalet Bakanı, benzer bir yanıtı AB Ko-
miseri'ne verdiğini, görüşmeyi izleyen basın men-
suplarına Olli Rehn'in yanından ayrılmadan söy-
lemeli değil miydi? Böyle bir yöntemi kullansay-
dı, hem o buluşma nedeniyle eleştirilere muhatap
olmazdı hem de kendisinden yıllarca önce Ada-
let Bakanlığı makamında oturmuş olan Mahmut
Esat Bozkurt'un anısını da rahatlatmış olurdu.
Paketin gizlediği amaçlar
Bir süreden ben Başbakan Erdoğan'm hâkimler
için bağımsızlığın yanı sıra tarafsızlık sağlanma-
sını dilinden düşürmediğini bilenler açısından ye-
ni paket aslında AKP'nin yargıyı teslim alma giri-
şimini amaçlayan önlemler içermektedir. Bu ön-
lemlerin başında, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Ku-
rulu ile Anayasa Mahkemesi ve Danıştay üyeleri-
ni TBMM ile hükümetin belirleyeceği bir düzen-
lemenin yaşama geçirilişi gelecektir.
Türkiye'de Meclis iradesi de hükümetin yol
haritası da sadece ve sadece çoğunluk partisinin
liderinin iki dudağının arasında gizlenmektedir. Bu
gerçeği görmezden gelmenin kimseye yararı yok-
tur. Çoğunluk liderinin sultası kırılmadan, yargı er-
kinin omurgası değerindeki HSYK ile yürütmeyi de-
netleyecek olan Danıştay'ı, yasama erkinin hırs-
larını gemleyecek Anayasa Mahkemesi'nin kont-
rolünü o liderin ellerine vermek, ülkeyi faşist bir dik-
taya götürür.
Böyle bir oluşumun AB'nin onayını alması dü-
şünülebilir mi? Elbette ve neden olmasın? AB'nin
istediği öneriler arasında lider sultasını önlemek
amacıyla partiler yasasında yapılması gerekli de-
ğişiklikler var mı? Milletvekili adaylarını kendisi be-
lirleyen lider, onları bir anlamda sırtında taşıyarak
Meclis sıralanna oturtuyor. Daha sonra da, "Alın
bu yol haritasını adım adım izleyin" direktifini ve-
riyor. Dilediği yasayı çıkarttırıyor.
Böyle bir düzen AB'nin umurunda bile değil. Ha
kalmış; ha değişmiş...
AB'yi doğrudan ilgilendiren, geçen haftaki ya-
zıda Olli Rehn ile görüşen Milliyet yazarından yap-
tığım o kısa alıntıda yer alan bizim geleneksel ku
rumlarımızın uğraması beklenilen depremdir.
Sumru Çörtoğlu ayrılırken
AB'nin burun kıvırarak baktığı Türk yüksek yar-
gı kurumlanndan birisi olan Danıştay'ın ilk kadın
başkanı Sumru Çörtoğlu bugün yaş sınırı nedeni
ile emekli oluyor.
Çörtoğlu, laik ve demokratik Cumhuriyetimizin
kazanımlarından yararlanarak geldiği son gör-
evinden aynlırken yaptığı 140. yıl tören konuş-
masında sağlam bir hukuk mantığı sergileyerek,
anayasa değişikliklerinin anayasamızın temel,
değişmez ilkelerine ve yargı kararlarına uygun ya-
pılabileceğinin üstünde durdu. Bu bağlamda hem
bizim iç hukukumuzda kimi allame sözde bilim
adamlarına hem de onlara yol gösteren AB kur-
maylarına ders verdi.
Çörtoğlu'nun yeni yaşamı sağlıkla sürsün...
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net