Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13MAYIS2008SALI CUMHURİYET SAYFA
17
Düşiik
Erol Barutçugil:
"Kasımpaşa ligden
düştü. Hayırlısıyla
sıra, siyaset ligindeki
Kasımpaşalıda!"
Elektronik posta: denbsom9cumhuriyet.com.tr www.denizsom.com Tel: 0.212.343 72 74 Faks: 0.212.343 72 60
- ingiltere Kraliçesi
garsonlanyla geliyormuş.
"Bulduğunu değil
umduğunu yiyecek!"
PKKbasın
merkezi yerle bir
edilmiş.
Brüksel'deki
de mi?
Ortalama
Necati Cebe:
"Partisinin 'ortalama
Türk'ün partisi'
olduğunu söyleyen
RTE, kendisinin
'ortalama Türk'
olduğunu
söyleyebilir mi?"
Hayvan
Ahmet önen:
"Dedem, keseceğl
kurbanın bir ayağını
serbest bırakır,
üzerine basmamızı
istemezdi. 1 Mayıs'ta
üzerine basılan
insanları gördükçe
düşündüm; hayvan
kim, insan kim?"
ANTALYA Tekirova'daki bilmem kaç yıldızlı
turistik tesislerden Rixos Oteli'nde tatil yaparken
bir firmanın bayi toplantısına katılan 500 kişilik
bir grup gelmiş otele.
Yobaz sakallı, haşemalı erkekler, kara çarşaflı
kadınlar sarmış otelin her bir yanını. Lobiye
açılan bir odayı mescit yapmışlar, restorana
neredeyse başı açık kadın sokmayacak denli
gemi azıya almışlar.
Bir grup yerli turist "mahalle baskısı'nın
ardından ertesi gün oteli terk etmiş. Otelin sahibi
AKP'li Müslümanlardan biri olsa da acaba bu işe
Müslüman kültüründen ve tesettür turizminden
de sorumlu Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul
Günay ne der diye düşünürken bay bakanın sesi
ördekli Hamam'dan çıkageldi:
"Padişahlarımızı, yaşlı kişiler olarak
resmetmeyelim!"
Eeee... GünayTut kelin perçeminden. Meğer Bursa'daki eski
hamam restore edilmiş; hamamda Iznik
çinisinden yapılmış padişah resimleri sergisini
gezen AKP'li Müslüman Ertuğrul Günay,
padişahları yaşlı bulmuş.
AKP'li Müslüman kafası padişahları genç
görmek istiyor. Bıraksanız Genç Osman'ı bile ak
sakallı evliya yapabilirler. lyi de 2. Mehmet'ten
önceki padişahların suratlarının nasıl bir eşkalde
olduğunu nereden biliyorlar; bilen varsa söylesin!
Uydur, kaydır gitsinl
Müslüman kültüründen ve tesettür turizminden
de sorumlu Ertuğrul Günay, ördekli Hamam'da
padişah çinilerini incelerken haber Italya'dan
geldi:
"20. yüzyılın en büyük divalarından Leyla
Gencer yaşama gözlerini yumdu."
Ertuğrul Günay ne dedi?
"Hamamın ördeklerini beğendim ama
padişahlarımızı yaşlı kişiler olarak
resmetmeyelim!"
Müslüman kültüründen ve tesettür turizminden
de sorumlu Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul
Günay, Leyla Gencer'in ölümü üzerine bir çift
söz söyleyemedi. Leyla Gencer'i sorsanız
"Kimmiş o" diyecek AKP'li Müslümanların oyu ile
Çankaya Köşkü'ne oturan Abdullah Gül,
başsağlığı mesajı yayımladı ama AKP'li
Müslümanların arasına sonradan katılan Ertuğrul
Günay temkinli davrandı, sessiz kaldı. Haksız da
değil; çünkü Leyla Gencer, küllerinin Istanbul
Boğazı'na serpilmesini istemişti.
OnupMehmet Sağlam: "AB
komiserlerini
istenmeyen adam iian
ecek onurlu
:
kişiler aranıyor!"
SESSİZ SEDASIZ (!)
ÇÖrek/erriT/er töş/m/zâ.
Dünyanın her yerindeki kokonalar!
AMERİKA Birleşik Devletleri'nde
kasım ayında yapılacak başkanlık
seçimine hazırlanan aday
adaylarının parti içi yarışı tüm
hızıyla sürüyor.
Dikkatler Demokrat Parti'nin
başkan adaylan Hillary Clinton
ile Barack Obama üstünde
odaklanmış durumda.
Amerika'daki son durumundan bir
kesiti A. Mete Apak yorumluyor:
"Barack Obama'nın karısı çikolata
renkli kokona Michelle Obama
geçenlerde bir açıklama yaptı ve
'Amerika acımasız bir ülke. Daha
şimdiden ırkçı beyazların silahlarını
çıkartıp temizlemeye başladıklarını
görüyor gibiyim' dedi.
Yani kocasının ABD'ye Başkan
seçilirse bir suikasta kurban
gidebileceğini söylemek istedi.
Şimdi Amerikan televizyonlarında
çikolata renkli kokonanın bu sözleri
konuşuluyor, tartışılıyor.
Siyasi yorumcular 'Bu sözler
söylenmemeliydi' diyor.
Türkiye'den Amerika'daki
tartışmalara bakınca insanın 'Bu da
bir şey mi' diyesi geliyor.
Türkiye'de koçası hükümetin başı
iken Türban taKtığım için
üniversiteye gidemiyorum; sıkma
başım yüzünden eğitim hakkım
elimden alındı' iddiasıyla ülkesini
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne
şikâyet ve ihbar edip dava açan
hatunlar vardı.
Nediyelim...
Dünyanın her yerinde kokonalar
kokonalıklarını yapıyor!"
Unutulamayanlar
PERİHAN ERGUN
Toplumların değerlerini, bilim
ve sanatlarındaki buluşları ve
yapıtlan belirler. Hiç kuşkusuz uy-
garlıklarının ürünlerini de bunlar
sağlar. Bilinen bu gerçeği ku-
şaktan kuşağa aktaracak olan da
değerbilirlikleridir. Bu, o toplumun
borcu olmalıdır.
Yöremizde bizi aydınlatan, dü-
şündüren, güzellik ve iyiliklere gö-
türen ses, çizgi, yazım, kalıcı
abideleri yaratanları topluma ta-
nıtmak, o yörelerde yaşayanlann
görevi olmalıdır.
Işte bu çizgileri adalarda be-
nimsemiş bulunan Ada Dostla
rı Derneği 11 Mayıs 1954'te sa-
baha karşı yitirdiğimiz Burgaza-
dalı Sait Faik Abasıyanık'ı
54'üncü yılında 30'uncu kez
anacaktır.
Atatürk'ten sonra Mark Twa-
in Derneği'nce verilen Onur Üye-
liği öykücümüzü evrenselleştirdi.
Kalinikta adlı hikâyesinde,
onun yaşamaya doyamadığı
"haritada bir nokta"sı Burga-
zada'sının bir ressam duygu-
sallığı ve inceliğiyle tanımladığı
yeşil doğasıyla çırpıntılı denizi-
nin geleceğindeki endişelerini
"Son Kuşlar"da çok kesin yar-
gılaria belirtir. "Kuşları boğdu-
lar, çimleri söktüler, yollar ça-
mur içinde kaldı. Bizim için de-
ğil ama çocuklar, sizin için
kötü olacak" demişti. Dedikle
ri hep oldu, uğursuz bir el gibi
2003'ün 6 Ekim'inde çöplükten
çıkan yangın ormanımızı kömü-
re çevirdi. Dernek olarak yanan
yerleri tekrar canlandırma çalış-
malarına çok yorucu hamlelerle
giriştik ve tekrar yeşermesini
sağladık. Bunun avuntusu için-
deyken bu kezde 12 Eylül'ü 13'e
bağlayan gecede Sait Faik'in
1978'de adını taşıyan meydan-
da diktiğimiz büstüne saldırdılar,
parçaladılar. Bu çirkinliği ya-
panlar, şımarık, sanattan, kül-
türden nasibini alamamış iki var-
sıl gençle onların kafa buldur-
dukları birkaç çömezleriydi. Bu
acımasızlığı, heykeltıraşlıkta sa-
natın üst düzeyine çıktığı bilinen,
vakitsiz kaybettiğimiz Gürdal
Duyar'ın tasanmı olan ve aynen
öykücümüzün yüzünü belirten
büstünü, 15 Mayıs'taki anma
günümüze yetiştirdik. Aynı yer-
de anısını yaşatmaya, onu çevi-
rileriyle dünya edebiyatına tanıt-
maya devam eden eski Kültür
Bakanı Prof. Talat Sait Hal-
man'ın açışıyla sağladık. Bu an-
ma günleriyle tanıtım hizmetle-
rinde otuz yıldır duyarlı Sait Fa-
ik gönüllüleriyle, Istanbul'da ya-
şayan öğrencilerimize sadece
onu değil adayı, hayattayken kır
kahvesi niteliğindeki en sevdiği
yer olan Kalpazankaya'yı tanıtma
görevini de yerine getirdik. Da-
ha da değeri bilinsin diye 1993'te
Makina Mühen- disleri Odası'nın
yönetimindeki öğrencilerimle pol-
yesterden o yerde oturan gö-
rüntüsündeki heykelini yaptır-
dık. Daha sonra 1996'da Sait Fa-
ik'in 90'ıncı yaşının anmasında
aynı tasanmı Kocaeli Sanat Kür-
süsü öğretim üyesi Nevzat Ata-
lay'ın yardımlarıyla tunçlaştır-
dık. Büyük bir özveriyle bu ta-
sanmı bize sunan Recep Tez-
can'ın yerleştirme dekoruyla
Kalpazankaya'dan Istanbul'u
seyredişini simgeledik. Gelin gö-
rün ki giderek paranın tutsaklı-
ğına düşenlerin içinde burayı
restoran olarak çalıştıranlar da
yer aldı. İki yıldır 11 Mayıs'tan
sonraki pazar günlerinde uygu-
lamaya çalıştığımız anmalarımı-
zı -karmaşa oluyor, para kaza-
namıyoruz- diye reddettiler. On-
lara öykücümüzün büyüklüğünü
hatta otuzu aşkın Sait'i sevenle-
rin imecesiyle büyük çabalarla,
mekânlarına heykelini de koy-
durduğumuzu anlatmak iste-
dimse de başarılı olamadım.
Hatta yazann büyüklüğünü sim-
gelemek için otuz ytllık uğraşla-
ra Burgazada llköğretim Oku-
lu'na adını verdirdiğimizi de ha-
tırlattım. Bunca açıklamalara
karşın heykelin varlığının kârları-
na hiçbir şey katmadığını da
saygısızca eklediler. Biz de Yo-
netim Kurulumuzun kararıyla bu
durumda Sait'in ruhen taciz edi-
leceği sonucuna vararak onun
Müze-Ev'in bahçesine taşınma-
sına karar verdik.
Üzülerek açıklamaya çalıştığım
nedenlerle bu yılki 30'uncu an-
ma günümüzü Burgazada'da
Sait Faik Meydanı'ndaki büstün
önünde saat 12.00'de saygı du-
ruşu ile başlatıp Adalar Beledi-
yesi'nin katkılarıyla müze önün-
de oturma düzenini sağlayarak,
sevenlerinin birlikteliğiyle yapa-
cağız.
ÇİZGtLİK KÂMtL MASARACl katnilmasaraci@mynet.com
HARBI SEMİHPOROY
VMLLA
İ
HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA MLGIIS hetiyatrosu <§>mynet.com
BABAM BENİ VAR YA,
SIMbA SÎGOkTALl
YAPTI
O&LUM
(ÇOPLUK ÇOCUKLARI) TAYYARÖZKAN www.junkidz.com
OTOBUSTEKİLER KEMAL VRGEISÇ k urgenc(a>yahoo.com
KÜLTÜR • SANAT
• • • • •(0212) 293 89 78
SS-1885 ORTAOYUNCULAR
www.ortaoyuncular.coin
Ferhan Şensoy'un
BOŞGEZEN VE KALFASI
Ferhan Şensoy - Nefrin Tokyay - Rasim Öztekin - Erkan Üçüncü
AN Çatalbaş - Orhan Ertürk - Elif Durdu - Ebru Soyuerden
12-13 Mayıs 20.00 / 2-3 Haziran 20.00
TARİHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAN 13 Mayıs www.mumtaz-arikan. com
t f . • /. . • • > I ı • / •
Ferhan Sensoy
FERNÂME
& Cuma- Cumartesi 20.00 /1 Haziran Pazar 15.00
Ferhan Şensoy
FERHANGİ ŞEYLER
31 Mayıs Cumartesi 20.00
İSTİKLAL CAD. N0:140 TEL: (0 212) 25118 65-66 FAX: (0 212) 244 43 27|
ALPHONSE ÛAUÛBTÛOĞÛÜ
İ84O'1X 8U6ÜN,ÛNLÛ MZ4R ALPHONSE DAU
DET(poDE OKOA/IK) SÜAIEY FRANSA'BA
DOĞDU-EN BÜYÜK FRANSIZ YAZAMAÜJ,
UEUEN ARDİNDAN AHILACAK. OLAN C¥tUC
yAPITlAR/NDAkİ DO6AU.IK, PDGRULUK,
MİZAH VE İNSAN SEVGİS/YLE DİKtCATLE-rt
fH TOPUVAGAKne. KONULABtfJt GENEL- Ç
LİKCE 7HŞRA YAÇAMMOAN VE DOSADAN
ALAfil YA2AK, ÇİZDİĞI TİPLE/eLE OE S4ŞA-
Rt KAZANACAICr/G.eçiMLAIZIN EN ÜULÜSÛ,*V*ZAStCONLU
GÛRÛLTticb, KABA-SABA, TSMSEL VE BLtiÇIL BİR FBAN
SIZ OLAN rARTARİM, SERÜVENLEeİYLE OLAĞANÜSTÜ gİR '
İLGİ TOPLiyACAKTIH. BUNU, "JACK" VE "SAPKf&Bİ RO-
MANLA/a VE 'L'AKLEStENNE"APLI OYUNU İ2ÜYECEKTİR.
GORUŞ
BEDRt BAYKAM
Deniz Gezmiş Hakkında
Kanıtsız Bir Teori
Geçen salı, Bora Gezmiş ve ailesi ile beraber
Deniz, Yusuf ve Hüseyin için Karşıyaka Mezar-
lığı'na gittik. Inanılmaz etkileyiciydi. CHP'den
başlayıp tüm sosyalist fraksiyonlara varana kadar
binlerce kişi oradaydı. Bu insanların her biri ger-
çek gözyaşları ve çiçekleriyle, aşkla bir sevgili ya
da kardeşi ziyaret etmek üzere gelmişti oraya.
Rahmetli baba Cemil Gezmiş'ten başlayarak yıl-
lardır Gezmiş ailesinde, hep aynı tevekkülü, rnü
tevazılığı ve "aydınlanmış" bir ailenin olgunluğu-
nu buldum. "Lütfen yalnız Deniz'e değil, arka-
daşlarına da aynı önemi verin, onlaryakın daya-
nışma içinde birbütündü" dediler hep...
• * •
"68'in 40. Yılı: Bir Rüzgârın Arkeolojik Kazı-
sı Çalışma Atölyesi"nin açılışına belki 1500 ki-
şi geldi. 68'liler Birliği Vakfı işbirliğiyle hazırlanan
Piramid Sanat ve UPSD galerilerindeki sergiler,
izleyiciyi damardan vuran üç kuşaktan 45 sanat-
çıya yer veriyor. Demek büyük bir açlık varmış bu
bilinçlenmeye. Forum ve filmler de Piramid'de her
gün aynı ilgiyi gördüklerine göre... Deniz'in, Av.
Halit Çelenk ve eşi Şekibe Hanım'dan ödünç al-
dığım parkasını binlerce kişi gördü ve 30 Haziran'a
kadar da görmeye devam edecek. Bora Gezmiş,
"Deniz'in en büyük korkusu mücadelelerinin unu-
tulmasıydı" dedi canlı yayında. Bu şüphesi yer-
sizmiş Deniz'in. Türkiye onu ve arkadaşlarını
unutmadı ve belli ki unutmayacak.
• * *
Deniz'lerin haksız idamı konusunda, hep akışın
yurtiçi boyutlarını düşündük. "Ûçe üç" diye ba-
ğıranlar, toplanamayan imzalar... Halbuki bence
olayın ciddi bir başka boyutu es geçildi. Şu oku-
yacaklarınızın hiçbir somut kanıtı yok. Yalnız ge-
nel bilgi analizine dayanıyor: Doğu ve Batı blok
ları, en sert soğuk savaş yıllarında, kâh diploma-
tik masalarda, kâh casusluk cinayetlerinde, kâh
1962 Küba misil krizinde olduğu gibi nükleer sa-
vaşın eşiğinde, çok boyutlu bir kavga yaşıyorlar.
Bu evrensel mücadelenin çok sıcak bölgeleri var.
ABD Küba'yı kaybettikten sonra, Che'nin Güney
Amerika'yı devrim sürecinde bir kıvılcımla ateş-
lemesinden korkuyor. Bolivyalı askeıier bir çatışma
anında 8 Ekim 1967'de Che'yi esir alır almaz, ta-
bii ki ABD'nin anında bundan haberi oluyor ve Fe-
lix Rodriguez isimli, CIA ajanı derhal Valleg-
rande'ye Che'nin esir alındığı La Higuera'ya he-
likopterle iniyor. Ondan sonrası malum: Bir gün
bile geçmeden emirlerin kesinleşmesi, Che'nin
oracıkta mahkemesiz katledilmesi...
Aynı ABD, tabii ki Türkiye'yi de son derece dik-
katle takip ediyor. Batılı basın Deniz'in hikâye-
sinden efsane yaratmıyor. Ama CIA'nın öylesine
bu konuya "Fransız" kalması mümkün değil. Bo-
livya'da anında Che'yi ortadan kaldıranların, bu
kritik jeopolitik bölgede, yıllardır her hamlesiyle
manşet olan bir Deniz Gezmiş'i görmezden gel-
meleri mümkün mü? Özellikle bu bıçkın genç, ağ-
zından her gün "emperyalizmle savaş" sözcüklerinî
düşürmüyorsa... Bu üç genç, onlara göre mah-
kemeye çıkabilirdi, dünya bundan etkilenecek de-
ğildi, ama yaşamamalıydılar. Çünkü sosyalisttiler
ve Deniz, akıl almaz karizmasıyla ABD'ye büyük
tehdit oluşturan figürdü. 1966 yazında, Tabii
Senatör Haydar Tunçkanat'ın basın açıklama
sıyla, Türk solunun Kemal Satır, Bülent Ecevit,
Dr. Suphi Baykam, Coşkun Kırca, Nadir Nadi,
Prof. Muammer Aksoy, Cihad Baban, Çetin Al-
tan gibi birçok kilit ismini "kadın veya para" ile et-
kisiz hale getirme veya toptan yok etme operas-
yonlarına girişeceği her gazetede ayyuka çıkacak
kadar sinsileşmiş bir CIA, Deniz'i pas geçebilir miy
di? Kimbilir hangi baskılar, hangi "tavsiyeler" o
günkü hükümetlere iletildi. Bu yalnız bir teori mi?
Evet. Ama bana sorarsanız aksi pek mümkün de-
ğildi. Zaten o anda ABD'de iktidarda olan Nixon
yönetimi, fazlasıyla bu müdahaleci yapıyı iç ve dış
siyasetine yansıtıyordu.
Bu şüphemin yanıtı Demirel'in belleğinde ve-
ya MİT dosyalannda yer alabilir. Burada tarihe not
düşmekle yetiniyorum, ama mantık bunları söy-
lüyor bana...
e-mail: bedbay@tnn.net - Foks: 0212 227 34 65
6 7
B U L M A C A SKDAT YAŞÂYAN
SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9
1/ Çeşitli sebze-
lerin etle pişiril-
mesiyle yapılan
yemek... Ilave.
2/ Buyruk... ts-
lamlıİc öncesi
Türk edebiya-
tmda, ölen bir
kimsenin ardın-
dan yazılan şiire
verilen ad. 3/ Kı-
sa saplı odun
baltası... Kayısı, erik,
zerdali gibi meyvelerin
kurusu. 4/ Doğalgazın
önemli bir bileşeni olan
gaz... Bir nota. 5/ Hayat
arkadaşı... Sahip olma,
kazanma. 6/ Osmanlı
devletindc başbakan. 7/
Eskrinıdc kullanılan üç
silahtan biri... Birilimiz.
8/ Okul, kişla gibi yer-
lerde hastalar için ayrılmış bölüm... tskambildc
koz. 9/ ltalyan mutfağjna özgü bir tür hamur işi.
YUKARIDAN AŞAGIYA:
1/ Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya özgü, tavuk eti,
sannısak ve ekmckle yapılan bir tür pilav. 2/ Üstü
kapalı olarak anlatma... Küçük kilise. 3/ Diyaıbakır'ın
bir ilçesi... "Gamzedeyim — bulmam" (Tatyos
Efendi). 4/ Yanardağ ağzı... Belirti. 5/ Tıp öğreni-
minde, üzerinde çahşmak için hazırlanmış ölü insan
vücudu. 6/Notada durak işareti... Çekişme, kavga.
II Yiyecek bulamayan, yoksul kimse... "Yok" an-
lamında argo sözcük. 8/ lçgüdüsel istek... Tantal ele-
mentinin simgesi. 9/ Teori... "Gözlerim gözlerine de-
ğince / — katılıyor rakıya" (Cahit Külebi).