Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 MAYIS 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA
[email protected] 13
Ankaralı odalar ortak bildiriyle ekonominin kötü bir dönemden geçtiğini vurguladı ve yönetenleri uyardı
Ekonomi sıratköürüsüıANKARA (Cumhuriyet Bfiro-
su) - Ankara'da buluııan ticaret ve
sanayi odalarıyla borsalann başkan
ve yöneticileri; Türkiye ekonomi-
sinin, "düşen büyüme lıızı. yük-
sclcn cari işleınler açığı, yükse-
len enflasyon ve yükselen işsiz-
lik'" gibi sorunlarla kuşaııldığım
belirterek "Türkiye; ekonomik,
siyasi ve toplumsal olarak zor bir
dönemden geçiyor. Böyle bir dö-
ncmdefilkeyisiyasi ve toplumsal
kutııplara bölecek söylem ve uy-
gulanıalardan kaçınınanın, baş-
ta politikacılarımız olmak fizere
herkesin görevi olduğunu hatır-
latmak îsteri/" dcnildi.
Ankara Ticaret Odası, Ankara
Ekononıide bozulma
süreci başladı. Böylc bir
dönemde ülkeyi siyasi ve
toplumsal kutuplara bölecek
söylem ve uygulamalardan
kaçımlmalı.
Sanayi Odası, Ankara Ticaret Bor-
sası, Beypazan Ticaret Odası, Çu-
buk Ticaret Borsası, Haymana Ti-
caret Odası, Haymana Ticaret Bor-
sası, Polatlı Ticaret Odası, Polatlı
Ticaret Borsası ve Şereflikoçhisar
Ticaret Odası'nın başkan veyönc-
ticilerinin katıldığı Türkiye Odalar
ve Borsalar Birliği'ne (TOBB)
bağlı, Ankara'da hizmet veren
•
Türkiye ekonomisi,
düşen büyüme hızı,
yükselen cari işlemler açığı
vc yükselen enflasyon gibi
sorunlarla kuşatılmış
durumda.
"Odalar Olağan Müşterek Top-
luntısı" sonunda, ATO Başkanı
Sinan Aygün tarafından okunan
ortak bildiride, "kriz sonrası ya-
şanan toparlanma sürecinin so-
ııuna gelindiği ve yeniden bir bo-
zulma sürecinin başladığımn"
izlendiği kaydedildı.
Bildiride, tüccar, esnaf, sanayi-
ci. çiftçi ve toplumun diğer ke-
Ülkemiz yüzde 20'yi
aşan işsizlik somnuyla
karşı karşıya bulunuyor. Bu
ekonomideki olumsuz
gidişatın en önemli
göstergesidir.
simlerinin gidcrek büyüyen so-
runlarla kuşalılmaya başlandığı vc
eğer bu zorluklara şinıdiden mü-
dahale edilmczse önümüzdcki ay-
lar ve yıllarda çok daha büyük so-
runlarla karşı karşıya kalınabile-
ccğinin işaretlcrinin ahnmaya baş-
landığı vurgulandı. Bildiride şun-
laraycrverildi: "Enflasyonla nıü-
cadele konusunda hükümctlc
Merkez Bankası arasmda, bir
anlayış birliği olmadığını göste-
ren işaretler bizleri kaygılandır-
makta. Son aylarda temel gıda
maddclcrinin flyatlarında, res-
mi enflasyon oranının beş on ka-
tına ulaşan artışlar, bir yandan
enflasyonu azdırırken bir yan-
dan da yoksullaşmayı hızlandı-
rıp yoksul halkın açlık tehlikc-
siyle karşı karşıya kalma riskini
arttınyor. Bu yıl 50 milyar do-
ları bulması beklenen cari iş-
lemler açığı yeni bir depreme yol
açarsa, enkazın altında yüksek
dış borçlanma nedeniyle önemli
bir kur riski bulunan rcel sektör
firmaları kaktbilir."
EGO'NUN ÖZELLEŞTİRİLMESİ
820 milyonluk
satışa 30 bin
dolarlıkteminat
1MURATK1ŞLALI
ANKARA - Ankara Anakcnt Belediye Baş-
kanı Melih Gökçek'in, yılda 820 milyon
YTL'lik satışa sahip Ankara Elcktrik Gaz Oto-
biis (EGO) lşletmesi'nin özelleştirilnıesindc,
faaliyetlerin dcnctimini sadece 30 bin dolarlık
teminata bıraktığı ortaya çıktı. Denetim süresi 3
yılla smırlandınlırken, alıcının yeni abonc kay-
A\ yapmak istcmcmcsi durumunda ııygulanacak
bir yaptınm da bclirlenmedi.
Cumhuriyet, Ankara Anakent Bclediycsi ta-
rafından hazırlanan, EGO'nun doğalgaz işinin
devredildiği
u
Başkent Doğalgaz Dağıtım AŞ
thale ŞartnamesF'ne ulaştı. llıale şartnamesi-
nin "Kamusal DenetinrT başlıklı 13. maddc-
sinde "Alıcı, Şirket'in (Başkent Doğalgaz)
faaliyetleri ile ilgili olarak İdare (Ankara
Anakent Belediycsi) vcya diğer yetkili ma-
kam vc kuruluşlarca talep edilccck bilgi ve
belgelerin (üretim, satış, pcrsoncl, yatırım
kâr/zarar, vs.) sözleşme tarihinden itibaren 3
yıl süreylc, 6 aylık periyotlar halinde İdare"ye
verilmesini sağlayacaktır. İdare"ce Şirket'in
faaliyetlerin dcnctimi için gönderilecek elc-
manlara hcr türlü evrakı incelemeleri, ge-
rckli gördükleri zaman ilgili kişilcrdcn bilgi
ve bclgc almaları hususunda yardımcı olu-
nacak, bu çahşmalar için kendilerine gerek-
li ortam sağlanacaktır" denildikten sonra, şu
ifadelere yer verildi:
"Alıet bu yükümlülüklcri yerine getirme-
diği takdirde beher durumda 5 bin ABD do-
ları ceza ödeyecektir. Bu ödemenin garantisi
olarak alıcıdan 30 bin ABD Doları tutarında,
kayıtsız şartsız, süresiz gayri kabili rücu, ilk
talepte ödemcli ve istenildiğinde paraya çev-
rilebilir kcsin teminat mektubu alınacaktır."
Abone artışı şart değil
Şartnamenin "Diğer Hususlaı" başlıklı 17.
maddesinin (m) bendinde ise, "Teklif sahipleri
ilk on yıl içerisinde her yıl minimunı 70 bin
abone kaydctmeyi.. kabul, beyan vc taalıhüt
ederlcr. Vtliık abone kayıt sayısı taalıhüt edi-
len sayıya ulaşmaması halinde alıcı gcrekçele-
rini idareye sunacak, idarcnin yapacağı dc-
ğerlendirmeye göre hareket edilecektir" dcnil-
di. Ancak burada da, abonc kayıt sayısına ulaşıl-
maması halinde uygulanacak yaptınm açıkça be-
lirtilmcyerek, doğalgaz kullanımının arttınlması
tartışmah bir şekildc, Anakent Belediycsi ilc alı-
cının isteğine bırakılmış oldu.
Bursa'da otomotiv perakendeciliğindeki nıevcut Birnıot tesisini baştan aşağı ye-
nilcdiklcrini, Otokoç'a da yeni bir tesis yaptıklarını ifadc edcn Mustafa Koç,
"Otokoç ve Birnıot'un ailenriz ve topluluğumuz için önenıi çok büyük" dedi.
Koç: Petroldüşmez,
enflasyon tırmanır
BURSA (Cumhuriyet) - Koç Holding Yönctim Kuru-
lu Başkanı Mustafa Koç, "Bu gidişle petrol fiyatlarının,
önümüzdcki orta vadedc düşcccğini maalesef zannet-
miyoruz. Bunuıı tabii enflasyona da olumsuz olarak
yansıyabilcccğini zannediyorum. İnşallah yanılırım"
dcdi.
Koç, Otokoç ve yenilenen Bimıot tesislerinin açılışın-
da yaptığı konuşmada Koç Topluluğu'nun otomotiv, da-
yanıklı tüketim, encrji ve fıııans olmak üzere 4 ana sek-
törde odaklanmaya karar verdiğini anımsatarak, otomo-
tiv işinin ise grubıın en eski işlerinden bir taııesi olduğu-
na dikkati çekti. Koç, Tofaş'ın, yaptığı yatırımlar sayc-
sinde 2OO8'de 360 bin üretim rakamına ulaşarak, rckor kı-
racağını ve 2009 hedcfinin ise 400 bin adedin üzerinc çık-
mak olduğunu söylcdi.
Tofaş'ın, son dönemde devreye aldığı Linca ve Mini
Cargo projelcriylc üretimini ve satış adctlerini arttırdığı-
nı ifade eden Koç, Bursa'yı "otomotivin kalbi" olarak
nitelendircrck, Bursa'nın, Türkiyc'nin toplanı araç üreti-
minin ve ilıracatının nercdeyse yansını gerçekleştirdiğini
bildirdi.
Gelirleri çok aıııa onlar açlar
Gelir vergisi beyannamelerine göre Türkiye 'de işadamları, rant geliri
olanlar, doktorlar ve avukatlar yoksıtlluk sınırının altında yaşıyor
ANKARA (A.A) - Gelir vergisi beyannameleri-
ne göre, işadamları ile doktor. avukat ve mîmar gi-
bi serbest meslek erbabı vc rant geliri olanlar 81 il-
de 'yoksıılluk'. 63 ildc ise 'açlık sınırının" altın-
da bir yaşanı sürüyor. 43 ilde beyan edilcn gelirler,
asgari ücrete de yetişemiyor.
Gelir ldaresi Başkanlığı'ndan edinilen bilgiye gö-
re, bu yılın mart aymda 2007 yılı gelirleri için 1 mil-
yon 628 bin 370 adct beyanname verildi. Bu be-
yanlar karşılığında 16 milyar 888 milyon 514,8 bin
YTL gelir bildirinıinde bulunuldu. Söz konusu ge-
lirlere de, 4 milyar 246 milyon 950.5 bin YTL ver-
gi tahakkuk ettirıldi. Ortalama beyanlar, 81 ilin tü-
münde beyannameli gelir vergisi mükelleflerinin
yoksulluk sınırının altında bir yaşam sürdürdüğü-
nü ortaya koydu. Hiçbir ildeki ortalama kazanç tu-
tan, Türk-lş'in nisan sonunda ilan ettiği 2 bin 336
YTL'lik yoksulluk sınırına ulaşamadı. Aynı şekil-
dc, 81 ilin 63'ünde beyan edilen kazançlar, 717
YTL'lik açlık sınırının da altında kaldı. Sadece 18
ildeki mükellefler. açlık sınırının üsfünde gelir bil-
dirimındc bulundu. 43 ilde beyan edilen gelirler,
2007'nin 2. yansmda geçerli olan briit 585 YTL'lik
asgari ücret kadar da olamadı.
Telekom 'daaslanpayıyabancüann
Üzclleştirnıe İdaresi Başkanı Me-
tin Kilcî, Türk Tclekoın'daki yüz-
de 15 Hazine lıissesinin halka ar-
zında, toplaın halka arz büyüklü-
ğünün " 1.9 milyar dolar" düzeyin-
de gcrçekleştiğini söylcdi. Satışa
aracılık eden kurumların raporla-
rına göre yüzde 35 ucuza satılma-
sıııa karşın, hükümet, satışın ço-
ğunluğunu oluşturan yüzde 6O'ıııı.
diğer arzlarda da olduğu gibi yine
yabancı fonlara ayırdı.
M A L İ Y E Y A Ş A M I N D A N / M U S T A F A P A M l i K O Ğ L U
11 Mayıs 2005'ten beri uygulanan
stand-by düzenlemesi, yedinci göz-
den geçirmenin IMF tarafından onay-
lanması ile sona erdi. IMF bu onay ile
2.248 milyon SDR'yi (3.644 milyon
dolar) serbest bıraktı.
Bu IMF ne uludur ki, onunla anlaş-
ma yaparız, ona sözler veririz ve o da
bize SDR'leri serbest bırakır. Onsuz
olamaz mıyız? IMF'nin SDR'leri, kre-
dileri olmadan işlerimizi yürütemez
miyiz? IMF'ye muhtaç olan bir ülke
tedbirsiz davranıp her tarafını açıp
üşüten ve sonra da ilaç üstüne ilaç
alan bir hasta gibi midir, aca-
ba? Bütün bunları irdelemek
için önce IMF'yi tanıyalım.
IMF (International Monetary
Fund) Dünya Bankası ile birlik-
te Bretton VVoods konferans-
ları sonucunda 1946 yılında ku-
ruldu. Amacı, uluslararası pa-
rasal ilişkilerin düzenli biçimde
yürütülmesini sağlamak ve üye
ülkelerin ödeme güçlüklerinin
çözümüne katkıda bulunmak-
tır. IMF'nin kuruluşundan 1955 yılına
kadar 50 üyesi vardı. 2005 itibarıyla
185 üye ülkeye ulaşmıştır. Tüm Tür-
ki cumhuriyetleri de üyedir. IMF'ye
üye olan ülke otomatik olarak Dün-
Müjde! IMF Mektubumuzu Okudu ve Beğendi
ya Bankası'na da üye olmaktadır.
Her üye ülkenin bir kotası vardır
IMF üyeliğine kabul edilen ülkeye
kredilendirmede baz alınacak bir ko-
ta tahsis edilir. Bu kotalar üye ülke-
lerin milli gelir ve uluslararası ticaret
hacimleri gibi ekonomik göstergele-
re göre oluşturulur. Toplam 185 ül-
kenin kotası 217,3 milyar SDR'dir.
En fazla kotaya sahip yedi ülke ile
Rusya veTürkiye'nin kotası şöyledir.
Oye Ülke
ABD
Japonya
Almanya
Ingiltere
Fransa
Çin
Italya
Rusya
lürkiye
Kota (Milyar SDR)
37,10
13,20
13,00
10,70
10,70
8,00
7,00
5,90
1,20
Toplam Kotada%
17,09
6,13
5,99
4,94
4,94
3,72
3,25
2,74
0,55
Görüldüğü gibi Rusya ve Türkiye
hariç diğer ülkelerin kotaları toplam
kotanın yüzde 46'sını oluşturmakta-
dır. Aslan payını ABD almaktadır.
Benim ülkem Türkiye'nin payı topla-
mın binde yarımıdır. Ülkeler üye ol-
duklarında ve kota artışlarında kota-
lannın yüzde 25'ini SDR'nin kapsa-
mına giren paralarla (bu ödeme kıs-
mına rezerv tranşı denir), yüzde yet-
miş beşini kendi ulusal paralarıyla
IMF'ye öderler. örneğin Türkiye 300
milyon SDR, gerisini YTL olarak öde-
miştir. Ulusal para ile ödeme Merkez
Bankası'nda açılan IMF hesabında
tutulur. Işte tüm ülkeler kendi para-
larıyla ödeme yaptıkları için
IMF'nin elinde çeşitli ülke para-
larından oluşan bir bütçe bulun-
maktadır. Bu nedenle IMF'ye pa-
ra fonu denmektedir.
SDR özel çekme hakkı deni-
len bir rezerv aracıdır, efektif
bir para değildir
SDR (Special Dravving Rights)
IMF tarafından çıkartılan bir özel
uluslararası rezerv aracıdır.
Bu, bir hükümetin diğer ülke-
nin merkez bankasından onun ulu-
sal parasını çekmesini olanaklı kılan
bir haktır. Bu şöyle kullanılmakta-
dır: Türkiye dolar rezervine ihtiyaç
duymuşsa elindeki SDR'leri Ameri-
kan Fed'e devreder ve karşılığında
dolar alır. Yedinci gözden geçirme
ile serbest bırakılan 2.248 milyar
SDR karşılığında Türkiye 3.644 mil-
yar dolar kullanacaktır. IMF tarafın-
dan yaratılan SDR'ler ülkelerin kota
paylarına göre dağıtılır. SDR ülkele-
rin muhasebe kayıtlarına işlenen fi-
ziki varlığı olmayan bir hesap birimi-
dir. Bununla ek bir fon yaratılmaz,
sadece bir ülkenin diğer bir ülkeden
ulusal parasını elde etme olanağı
sağlar. Bir ülke kendisine devredilen
SDR'yi ilk tahsis edilenin yüzde
300'üne ulaşıncaya kadar kabul et-
mek ve SDR'yi devreden ülkeler de
devrettikleri ülkeye IMF kanalıyla bir
faiz ödemek zorundadırlar. Bu faiz
oranı en yüksek kotaya sahip ülke-
lerin ulusal faiz oranları dikkate alı-
narak hesaplanan bir faiz oranıdır.
SDR dışında IMF kredi de verir
IMF kredileri geleneksel kredi gibi
değildir. Bir ülkenin kendi ulusal pa-
rası karşılığında yabancı ülke para-
sını satın alır. örneğin Türkiye YTL
karşılığında ABD'den dolar satın alır.
IMF ile anlaşma (stand-by) yapılır.
pamukmi" superonline.com
Bu anlaşma ile kredi alan ülke ulusal
parasını geri almayı taahhüt eder. Bu
süre genellikle 3 5 yıldır.
Kredi almak için IMF'nin emrine
girmek gerekir
Kredi almak İsteyen dış ödemeler
dengesini sağlamaya yönelik bir is-
tikrar programı hazırlar. Bu progra-
ma "niyet mektubu (letter of intenti-
on" denir. Türkiye 2005'ten beri 7
tane niyet mektubu IMF'ye verdi.
Kredinin verilmesinde IMF'nin bir-
çok kıstası vardır. Kamu giderlerinin
kısıtlanması, vergilerin arttınlması,
faiz oranlarının arttınlması dolayısıy-
la para arzının kısıtlanması, serbest
piyasa fiyat politikası izlenmesi, ver-
gi reformu yapılması, dış ticaretin li-
beralleştirilmesi, ulusal paranın de
ğerinin düşürülmesi en önemli kıs-
taslardandır. IMF bu kıstaslara uyu-
lacağı konusunda ikna olursa anlaş-
mayı onaylar. Bu aynı zamanda
IMF'nin uluslararası diğer kuruluşla-
ra yeşil ışık yakmasıdır. IMF "Bu ül-
ke ev ödevini yapmış. Sınavda ba-
şarılı olacak" dedi mi akan sular du-
rur.
Haftaya Türkiye'nin verdiği son
mektubu bu bilgiler ışığında incele-
yeceğiz.
İŞÇİNtN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Demokratik Hıristiyan?
Başlığa söz konusu kavramı soru işareti ile birlik
te koydum. Çünkü bilebildiğim kadarı ile dünyada,
hele de AB ülkelerinde "demokratik Hıristiyan cum-
huriyeti"o\arak tanımlanan bir ülke yok. AB ülkele-
rinin ünlü siyasileri, bürokratlan, medya üyeleri bu ger-
çeği elbette biliyorlardır. Nasıl oluyor, ya da hangi hak-
la Türkiye rejimine ilişkin durmadan yeni sıfatlar, kav-
ramlar üretip duruyorlar?
AKP'nin de besbelli çok sevdiği "ılımlı Islam" az
geldi, son günlerde AKP'ye açılan davaya, Türkiye
bir sömürge ülkesi imişçesine müdahalelerini açık-
lamaya yönelik "demokratik laik" kavramını yarattı-
lar. Yetmedi, şimdilerde Türkiye'den, rejimi ve adın-
dan söz ederken "Demokratik Müslüman Cumhuri-
yeti" demeye başladılar.
Hani insan haklannın, demokrasilerin olmazsa ol-
maz ölçekleri, evrensel hukuk ilkeleri, insan hakla-
rı evrensel bildirgesi çerçevesi, laik düzendi? Laik-
likten anlaşılan da devletin dini kimliğinin olmama-
sıydı. Hıristiyanların çoğunlukta oldukları ülkelerde
doğal olarak "demokratik Hıristiyan cumhuriyeti" an-
lamınagelen bir kimlik söz konusu değildi. Ulusal Kur-
tuluş Savaşı'nın ardından, Atatürk devrimleri saye-
sinde geçerlilik kazanan laik Türkiye Cumhuriyeti'nin
de ne adında ne de yorumlanmasında, önünde, ar-
kasında Müslüman tanımlaması elbette yoktu.
Din tanımlaması, ancak anayasal hukuk düzeninde
evrensel hukuk ilkeleri, insan haklan çerçevesinin de-
ğil, şeriatın geçerli olduğu ülkeler düzenlerinde söz
konusu olabilir. Yani şeriat yorumları farklı olsa da,
anayasal hukuk düzenlerine dini kuralların bulaştı-
ğı ülkeler için, "Müslüman, Hıristiyan.. "tanımlama-
ları eklenebilir. Tabii ki şeriat hukukunun, ne kadar
demokratikleştirilirse demkratikleştirilsin, gerçek
demokratik hukukla bir ilişkisi olamayacağı içindir ki,
rejim tanımlamasında "Müslüman" kaydı olan ülke-
ler için, bu türden bir algılama da söz konusu değildi.
• • •
"Demokratik Müslüman, laik, ılımlı Islam.." kav-
ramları, emperyalizmin, yeni dünya sömürü düzeni
çarklarının işletilmesinin yeni kavram araçları olarak
icat edilip gündeme getirildiler. Tabii gerçek de-
mokrasi ilkeleri, kavramlan üzerinde oynanan oyun-
larla, kafa kanştırmaya yönelik olarak...
ABD'nin 11 Eylül'ü, kuralsız düzenin kuralsız sa-
vaşlan, yeni emperyalizmin yeni stratejileri, işgal yön-
temlerinin en cici sözcükleri "demokrasi ihracı"
olunca; her oyun ve tuzak kavram, sözcüklerin önü-
ne bir "demokratik, ılımlı" sıfatları eklenir oldu. Ken-
di yarattıklan, sonradan başlanna da kimi yerlerde
bela olmaya başlayan radikal Islam karşısına ılımlı Is-
lam projeleriyle, tarikatlaıia, hocaefendileıie çıkar-
larken, modemitenin de tanımı anlamında "ılımlı" sı-
fatı çok sıcak ve sevimli geldi.
Elbette tek başına yetmeyip, anlam taşımadığı
içindir ki, askeri güçle, en vahşi ölçeklerde, emperyal
işgallere, öncelikle petrol bölgelerinin denetimi stra-
tejili girişilirken "demokrasi ihracı" kavramı önem-
li oldu. Radikal Islami terör örgütlerini yuvalarında
dağıtma gerekçeli bu işgaller sonrası rejimlerin ad-
lannın önüne de elbette "demokratik" sıfatı yakışırdı.
Afganistan'da, Irak'ta şeriattan vazgeçilemediği için-
dir ki, anayasal hukuk düzeni şeriat hukuku ile bes-
lenirken, yine dinler, ırklar, mezhepler üzerinden ku-
rulan partiler, yapılan siyasetle seçime, sandığa gi-
dilirken rejimin adına "demokratik" tanımlamasının
eklenmesi yeterli sayıldı.
Türkiye 85 yıldır bağımsız, yerleşik rejimi olan bir
ülke değilmiş gibi, yeni sömürge ülkelerinde kendi-
lerine tanıdıkları haklar, şımarıklık, densizlik içinde,
laik Türkiye Cumuhuriyeti, anayasal hukuk düzeni
yokmuşçasına; "ılmlı, demokratik Islam, demokratik
rejimin ilk kez Türkiye'de denenebileceğinden, Islamla
demokrasinin bağdaşıklığının sınanacağından.." söz
açabilecek kadar pervasızlar.
Bir kez değil, bin kez daha altını çizmekte, gerçeği
yüzlerine vurmakta yarar var; Kurtuluş Savaşı des-
tanının yazılmasının ardından, Atatürk devrimlerinin
yol göstericiliğinde kurulan laik Türkiye Cumhuriyeti
yıkılmış değil. Arada bir, onlann açık ya da gizli des-
tekledikleri askeri darbelerle, en çok sendikal, sos-
yal, insan haklan, demokratik ayaklarının kimileri ya-
ra almış olsa da, rejimin özü dimdik ayakta. Ilımlı Is-
lamdan yana siyaset iktidara gelmiş olsa da, rejime
yönelik bir darbe yaşanmış değil. Laik Türkiye
Cumhuriyeti üzerinden, besbelli çıkarlanna çok uy-
gun gördükleri "ılımlı, demokratik Islam ya da laik"
adı her ne halt ise rejim modelini bu ülkede dene-
yemezler.
Türkiye, "stratejik ortak", "siyasi iktidar ittifaklan"
içinde çok fazla yönlendirilebilıyor olsa da, işgal alan-
ları, sömürge toprakları içinde değil. Islamla de
mokrasiyi bağdaştırma denemelerini, başlarının be-
lada, rejimlerinden doğrudan sorumlu oldukları ül-
kelerde; Irak, Afganistan, Pakistan ve Suudilerde gün-
deme getirebilseler, hiç değilse şeriatın radikal yo-
rumlarından, kanlı mezhep çatışmalarından halkla-
rı kurtarma gibi hayııiı katkıları olabilir.
[email protected]
K I S A . . . K I S A
Eski Amenkan Merkez Bankası Başkanı
Alan Greenspan'ın "Türbülans Çağı: Ye-
ni Bir Dünya Serüveni" isimli kıtabı
Boyııcr Yayınlan'nın çevirisiyle Türki-
ye'de rafiardaki yerini aldı.
Meydaıı Alısveriş Merkezı, 1-19 Mayıs
2008 tarihlcn arasında kürescl ısıııma so-
nucu "Soyu Tükcnen C'anlılar" konulu
bir sergi ile ekoloji konulu çeşitli ctkin-
liklcr gerçekleştiriliyor.
Ferroli. küresel ve çevrc sorunlan ve
enerjı krizinin derinleştiği günlerde
enerjiyi hcr noktada verimli kullanan
ürünlerinı Yıldız Tekııik Üniversite-
si'ne onaylattı.
lktisadi Araştırmalar Vakfi 2008 yılı Ünal Aysal Ödül
Yanşması'nın 4'üncüsünü düzcnliyor. Gencl iktisat,
•
maliye, işletnıc, iktisadi lıukuk, uluslararası
iktisat, Avrupa Birliği alanındaki cserlerin
değerlcndinneye ahnacağı yanşmada son
başvuru tarilıi 31 Ağustos.