Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13MAYIS2008SALI
14 KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr
Oyunbaz topluluğu Çehov'un 'Martı'sına farklı yorum getiriyor
Zamanda ve uzamda tutsaklık
I
stanbul'un yeni tiyatro topluluklanndan
Oyunbaz'ın sanatçılan ilk oyıın olarak
Çehov'un 'Martı'sını scçmişler.
2006'dan bıı yana sürcn ve ODTÜ'de Şenlik
'08 kapsamında da ycr alan oyunu Abdullah
Cabaluz sahnelenıiş. Çehov'un yapıtını gü-
nümüz Türkiyesi'nin 'küçük burjuva bu-
nalınn' düzlemine taşıyan bir çahşnıa var kar-
şımızda. 'Zaman'da vc 'uzam'da tıitııklu kal-
mış insanlann dramını anlatıyor.
Oyunbaz'lar, feodalizmin çöküşü ve kırsal ke-
simden kentlere yöneliş sürccindc yaşanan 'de-
ğerlcr dcğişimi'nc ilişkin bunahnu Ç'arlık Rus-
yası özelinde dile getiren Çehov'un kişileri ile
ülkemizin küçük burjuva kutmanındaki tipleri
arasmda zilıinsel bir koşutluk kunınış. Söz ko-
ııusu olan, 12 EylüTden bu yana, özellikle
1970'li ve dalia sonnıki yıllarda doğanlann pay-
laştığı bir duyarlılık: Denetlenemeyen toplıım-
sal oluşumlardan soyutlanıp içine kapanma so-
nucıında biçimlcnen psikoloji, her yeni doğmuş
bebenin kıılağina fisıldanınışçasuıa benimsenen,
'toplunısallıktan uzak dur, kcndini düşün',
'birey ul1
komutasıyla buluşunca, 'kcndini dün-
yanın mcrkezi saıınıa'. 'yalnızlaşma\ *ileti-
şimsizlik', 'kendine aeıına', 'aşk acısından
kıvranma' ya da 'kitnliksi/Jcşme' gibi sap-
kınlıklar çıkıyor ortaya.
'GüLÜNÇLEMELİ BİR OYUN
Oyunbaz'lar 'Martı' metninde iştc bu duru-
mun 'gülünçleme'sini okıunuşlar. Sahne yo-
rumlarını da bu okıımaya göre yapmışlar.
Oyundan çeşilli sözel bölünıleri ayıklayıp, yo-
rumlannı görsel - işitsel öğelerin eklcnmcsiy-
le vurgulamışlar. Oyuıı kişilerinin gözlcrinin al-
tınm morarmışhğı, her birinin kcndi -özgül- sap-
lantısma uyguıı tek bir giysiyle ve saç modeliyle
göriinmesi, dekorun ve sahne araç gerccinin 'en
yalına indirgenmiş' düzeydc değerlendiril-
mesi, ışık tasanmının 'içe dönük' bir 'yaşam
duruşu'ııu dcstekliyor oluşu, sahnede ycr alan
resmin her çeşit müzik eşliğiyle yorumlanışı,
oyunculann hüznü geri düzlcmc atıp 'gülünç
olanı' vurgulayıcı -ycr yer abartma içeren-
oyunlan, Çehov'un 'gerçekçi' duruşunu, birba-
KONSERLER19-26 MAYISTA
Dalhlıç'tan
'Cumhuriyet
Konserleri'
Kültür Servisi - Piyanist Handc Dal-
kılıç, 19-26 Mayıs'ta Mustafa Kc-
nıal'iıı kurtuluş miicadelcsini baş-
lattığı Samsun, Amasya, Er/urum
vc Sıvas'ta "Cunıhuriyet Kon-
serleri" adlı resitaller verecek.
Konserlerde. Batılı bestecilerin ya-
nı sıra A. Adnan Say-
gun, Ulvi Cemal
Erkin vc Muam-
nıcr Sıın ile di-
ğer genç beste-
cilerin eserle-
rinc dc yer ve-
rilecck. Dizi-
nin ilk konse-
ri 19 Mayıs
Pazartcsi gü-
nü, Ondokuz
Mayıs Üniver-
sitesi'nde; ikin-
cisi ise 20 Ma-
yıs'ta Amasya
Üniversitesi Eği-
tim Fakültesi Kon-
gre ve Kültür Merkezi'nde
yapılacak. 23 Mayıs'ta Erzurum
Atatürk Üniversitesi Kültür Mer-
kezi'ndeki resitalin ardından Dal-
kjlıç, dizinin son resitali için 26 Ma-
yıs'ta Sıvas'ta Cunıhuriyet Üni-
versitesi Kültür Merkezi'nde olacak.
(www.handedaIkUic.com)
SAHNEDEN
AYŞEGÜL YÜKSEL
• Oyunbaz'ların
'Martı' yapımı yarın ve
29 Mayıs Perşembe
saat 20.30'da Bilgi
Üniversitesi Dolapdere
Kampusu Tiyatro
Salonu'nda sunuluyor.
lzlemelisiniz.
kınıa 'miııiıııalisf, bir bakınıa da 'grotcsk' yak-
laşımlarla değişikliğe uğratıyor. Çehov'un
sunduğu 'tarihscl' görüntüyü 'cvrensel'e taşı-
yan bu işlenılerle Beckctt tiyatrosunun biçemine
yaklaşılıyor. Bu noktaya dek iyi de, Türk mü-
ziğinden örneklerin oyuna renk katnıasıyla bir
de 'postmodern' dönüşüm mü amaçlanıyor?
'Uçan kuşlar, maılılaı* dizesinin içerdiği 'es-
pri"
1
olnıasa, bu 'buluş' beninıscnir miydi?
Oyunıuı devininıine gelincc... lki çalgının
(Medvedenko-Maşa) karşılıklı olarak başlattı-
ğı söyleşinı düzeninin iki başka çalgı (Treplev-
Sorin) tarafmdan sürdürüldükten sonra birbaş-
ka ikiliye (Treplev-Nina), ardından yine bir baş-
ka ikiliye (Polina-Dorn) aktarıldığı, böyleee olu-
şaıı 'czgi'nin tüm enstrümanların birlikte oluş-
turduğu ('oyun' salınesi) 'uyum'a taşınarak vur-
gulandığı, yeniden ikili söyleşimler (Treplev-
Dom, Maşa-Dom) yoluyla yumuşak tonlarda,
alcak sesle noktalanan ilk bölümün kurgusu, son
bölümde dc yinelenecektir. İlk vc son bölüm-
ler arasmda yer alan iki bölümde de kısacık top-
lu sahnelerin arasına ikili sahneler ycrleştiril-
nıiştir. Yapıl neredeyse fısıltı düzcyinde süren
kısacık bir ikili sahncyle noktalanacaktır. Oyuıı
böyleee usta bir besteci elindcıı çıkmış yamaıı
bir müzik parçası gibi akar gider...
MüZİKYAPITIGİBİ
Olay örgüsü isc 'karşıt' özellikleri ncdeniy-
le birbiriyîe bağlantılı olan 'aşk ikilileri
1
(Iri-
na-Trigorin, Nina-Treplev, Nina Trigorin) üs-
tünde yapılandırılmıştır. Trigorin ünlü ama sı-
radaıı bir yazar, Treplev ise 'yenilikçi' cğilinı-
leri piyasa beğenisinin sıradanlığı karşısında tör-
pülcncn bir yazar adayıdır. Irina yaşlılıktan kor-
kan kıdemli biroyuııcu, Nina yetcneği sıııırlı bir
oyuncu adayıdır. Yavaşça sönmcktc olan 'po-
pülcr' konumlamıı birbirinin destcğiylc ayak-
ta tutabilen Irina ve Trigorin'in tam tersme, Ni-
na ve Treplev dalıa yolun en başında tökezle-
ycceklerdir. Oyunbaz yapınıında, oyunun gcri-
lim öğcsi olan bu karşjtlıklar, kişileri 'gü-
lünçleştirme' anıacı doğrultusunda yontulup be-
lirsizleştirilmiştir.
Gelelim karaktcrlerin yorumlanış biçimine.
Maşa (Ashhan Azeri), Medvedenko (A. Sinan
Cebecigil), Polina (Sibel Ulusoy), Şamrayev
(Tolga Şengül), Sorin (Güray Dinçol), trina
(Evrim Şahintürk), Treplev (Orkun Yeşim),
Yakov (Güven Soydan), Hizmetçi (Pınar Ak-
kuzu) yorumlan, Çehov'un karakterlerinin 'bi-
re bir abartmalan' olduğu için yadırganııııyor.
Ancak, Çehov'un -kendisi gibi- olan bitenin göz-
lemcisi olarak çizdiği Doktor Dorn'a (Onur Yıl-
dırım) 'konıik' bir 'duruş' ve palyaço giysisi
uygun görülmcsi vc boynuna kırmızı 'solcu re-
jisör (!!!)' atkısı takılması, bu göstergelerlc na-
sıl bir 'espri' amaçlandığı sorusunu gündeme
getiriyor. Dahası, içine kapanik, sıradan bir ki-
şi olsa da, şu ya da bu nedenle 'paylaşılama-
yan crkck' konumundaki Trigorin'in (Tuna Öz-
(ıınca'nm. Trigorin'deki lıafif kekenıe ve 'sar-
sak' yorumu başarılı olsa da) Oyunbaz yapı-
nıında iyice karikatürleştirilmesiylc, öncc ya-
pımııı ilk bölüıııünü noktalayan Nina-Trigorin
sahnesi vurgusunu yitinniş, ikiııci yandaki tri-
na-Trigorin sahnesi de teatral vuruculuktan
uzaklaşarak önemsizlcşnıiş. Nina'ya ilişkin
pek çok ayrıntının budanmış olması nedeniyle
de tpek Türktan'ın bu karaktcrc ilişkin yoru-
mu 'ayırtısız' (nüanstan yoksun) bir boyuta in-
dirgenmiş.
Sonuç olarak da 'yorum t'aıkı" oluştunııa kay-
gısı içindc, oyunun bir müzik yapıtı titizliğiy-
le oluşturulmuş vurgulan, gcrilim noktaları ve
genel devinimi korunamamış. Oysa, korunabi-
lirdi, çünkü yetcnckli yönetmen Abdullah Ca-
baluz ve takını arkadaşlan, seyirciyc oyun bo-
yuııca tadına doyum olmaz tiyatro anları ya-
şatmayı biliyorlar.
Uluslararası tstanbul ŞiirFestivali bugün başlıyor. Etkinlik 17Mayıs 'ta sona erecek
Dünya şiirinî ağırlıyoruz
ERDEM ÖZTOP
Fcstivaller keııti tstanbul. şimdi de dünya
şiirine cv salıipliği yapıyor. lstanbul Bü-
yükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü,
Kültür AŞ ve Edisam'ın düzenlediği Uluslararası
Şiir Festivali bugün başlıyor. 17 Mayıs'ta sona
erecek tcstivalin ana izlcği çağdaş Katalan şiiri.
"2010 Kültür Başkenti" etkinliklerinin ön dc-
ııemesi niteliğindeki festivalin başkaıılığını Do-
ğan Hızlan üstlcnirken yönctnıcnliğini Tuğrul
Tanyol. eşgüdümüııü ise Adnan Özer yürütü-
yor.
Festivalin konukları dilleri ve şiire yaklaşım-
lan farklı ülkelerden geliyor. Arap dünyasının
uzuıı yıllardır lngiltere'de sürgünde olan büyük
şaiı i Iraklı Saadi Youscf, ttalyan Claudio Poz-
zaııi. Fransız Jcan Picrre Balpe; Bolivya'nm ön-
de gelen politik scsi Pcdro Shimose, bir başka
siirgün Kübalı Pio Scrrano; yaşayan en önem-
li Rus şaııi kabul cdilcn Sorgey Gandlevski gi-
bi. Ahmet Oktay, Ahmet Telli, Haydar Er-
gülcn, Özdenıir İncc. Sennur Sezcr, Kemal
Ozer isc festivale Türkiyc'dcn katılacak şairler
arasmda.
Ülkcmize gelmeden görüşünü sorduğumuz
yabaııcı şairlcrdcn ltalyan Claudio Pozzani,
"Türk şiiri hakkında çok bilgim yok, ama Nâ-
zmı Hikmet'i, Rumi'yi vc Melih Cevdct Anday'la
Mehnıet Akif Ersoy'un bazı yapıtlannı biliyo-
rum. Türk şiirinin çok ilginç mistik bir kar-
maşası vc şiirsel bir fizikselliği olduğuna ina-
nıyorum. Türkiyc'yc ilk kcz geliyorum. Bu ne-
denle şiirlcrimin izleyicilerce nasıl 'yaşanaca-
ğı' konusunda oldukça heyecanlıyım" diyc ko-
nuştu.
Katalan şair Joan Margarit dc benzer bir ya-
nıt vcrdi: "Yalnız Nâzım Hikmet'i biliyorum,
ama beııiııı için Türk şiiri her zaman klasik
dünyadır: Homer."
Festivalin Arkeoloji Müzcsi'ndeki açılış kon-
serini Cihat Aşkın, kapanış konseriniyse Ayşe
Tütüncü vc Perküsyon Grubu vcrccek. Cemal
Reşit Rey'de şiir okumalan yapılacak. Yercba-
tan Sarrucı'nda Kerem Görscv Trio ve Şiir Oku-
malan Konseri, izlcyicilere farklı bir şiir dcneyımi
yaşatacak. (www.islanbulsiirjestivali.org ve ha-
sin@istanbulsiUfestivali.org)
10. ULUSLARASI ESKtŞEHİR FtLM FESTlVALt SONA ERDİ
TarıkAkan ve Hale Soygazi'ye Onur Ödülü
SENEMÖZCAN
ESKİŞEHİR - 2 Mayıs'ta başlayan 10. Ulus-
lararası Eskişehir Film Festivali dün sona erdi.
Bu yılki onur konukları Tarık Akan vc llalc
Soygazi olan festivaldc
u
Hollywood Filmlcrinde
Entelektüel Kimliklerin Temsili™ yazısı için
Hüseyin Köse'yc "Kıı İyi Sinema Yazısı'"
ödülü; "Kadına Melodram Yakışır-Türk Me-
lodram Sinemasında Kadın lmgeleri" adlı ki-
tabı için Hasan Akbulut'a "En İyi Sinema Ki-
tabı" ödülü; "Hııyaünı Sinema" progranıının sıı-
ııuculan Defne Âlphan vc Muammcr Brav'a
"Televizyonda Yayımlanan En İyi Sinema
Programı" ödülü, yapım-
cı Arif Keskiner ile sine-
ma yazan Sevin Okyay'a
"Sinenıaya Emek" ödülü
verildi.
Festivalde film göste-
rimlerinin yanı sıra yapı-
lan söyleşilere katılan
pck çok koııuk arasından Yetkin
Dikinciler, testival için yaptığı dcğerlendirme-
dc. "Bu tür (estivallerin en güzel yanı, filmin
gösterimi sırasmda orada olup seyircinin gö-
rüşünü öğrenmek, seyirciyle sohbct cdebilme
şansı yakalanıaktır" dcdi. Fcride Çetin ise ye-
rcl film festivallerinin çoğalması-
ııın güzel olÖugunu, ancak bu tür
fesn'vallerde atölye çalışnıalanna da
yer verilmesi gerektiğini, yoğun
katılınım oyuncu vc yönetmeıılerle
birebir ilişki kurma firsatından kay-
naklandığuıı belirtti. Fcstival Başkanı
Prof. Dr. Gülseren Güçhan, 1998'de
başlayan "Sinema GünlerP'nin 10.
yıhnı bulmasıyla gururduyduklannı,
festivalin uzun yıllar süreceğini, ilginin çoğala-
rak artmasının kendilcrini sevindirdiğini ve önü-
müzdeki yıl da hcrkesi festivale beklediklerini
söylcdi.
Mcnuela ! Marmaris'incennet iu^i'
Turunç'datalilimkam...
i Bodrumun indsi Bİfez koyunda mayıs ayı dostlor orasında tofil keyfi fırsatı
Denize sıfir özel plajü, botanik bahçesini andıran doğasıyla
nıavi ve yeşilin bütünleştiği tatil cennetidir...
20 Yılı aşkın kaliteli ve güleryüzlü hizmeti ile
özenli ve titiz mutfağı ile ...
MAYIS AY1
KİŞİ BAŞI: 54 YTL.
Kredi Kartına Taksit İmkanı
OTELİMİZE AİT TEKNEYLE ÜCRETSİZ TEKNE TURLARI
Ozcl Plaj, yuznıe havuzu, çocuk hiivuzu, restnurnnt, havıız bar,
kflblosu? Internet, otopark, konforons salonu.
Ocl.H.n H.ı klimd, televizyûn, fbn makina&ı, telefon, duş/^
OlHaziran - 14Temmuz
Tam Pansiyon Plus 8O.-YTL/KİŞİ
* ı 3'üncü kıtl (2-12 v«i) %50, (12 y»f Uvtu) 4t2a tnıilıimlldlr.
O-2 ya« ı i-,ı;ıln
Erken rezervasyonda ilk 20 odaya Nakit ödemede %30
veya 8 Taksite kadar üdemede %15 indlrim.
Daha fazla bilgi için:
www.hotelmavideniz.com
info@hotelmavideniz.com
Rezervasyon için:
0(252)476 71 90-91
0(252)476 70 70
TURKIYE ZIRAATCILAR
DERNEGI
ı
LİMON VE PORTAKAL AĞAÇLARI İLE
BEZENMİŞ GÖKOVANIN KOYNUNDA, DOĞANIN
TARİHLE BÜTÜNLEŞTİĞİ BİR ORTAMDA,
19 MAYIS BAYRAM TATİLİNDE
ZİRAATÇILAR OTELDE BULUŞALIM
"AKYAKA ŞİMDİ DAHA GÜZEL"
SABAH KAHVALTISI+AKŞAM YEMEĞİ AÇIK
BÜFE+KONAKLAMA
GÜNLÜK KİŞİ BAŞI 39YTL
BİLGİ VE REZERVASYON
TÜRKİYE ZİRAATÇILAR DERNEĞİ
TAŞKENT CAD. 7/6 BAHÇELİEVLER/ANKARA
TEL : (0312) 213 94 17-213 84 35
FAKS: (0312)213 22 52
ZİRAATÇILAR OTEL AKYAKA
TEL : (0252) 243 44 02
FAKS : (0252) 243 59 90
AYNA
ADNAN BİNYAZAR
Bilgi mi, Yorum mu?
Bir okurumun isteği şu:
"Yazılannız beni çok çok etkiliyor. Geçmişte Al-
manlarla Türklerin akrabalık bağları olduğu hak-
kında biryazı okudum. Sizlerden bu konu hakkında
bir yorum rica edeceğim. Hüseyin Özdemir"
Alanı edebiyat olan bir yazar, "geçmişte Al-
manlarla Tünkler arasmda akrabalık bağlan"na iliş-
kin ne söyleyebilir?
Hiç!
Ama, okur merak ettiği konuda sizden yanıt ala-
cağını umuyorsa, "hiç" deyip geçemezsiniz; hiç
değilse yorumsal yaklaşımlarla bir düşünce qe-
liştirip onun önüne seçenekler koymalısınız.
• • •
Bilgi istenmiş olsaydı kolaydı; doğabilimcilere,
tarihçilere, kazıbilimcilere, insanbilimcilere, bu
dunbilimcilere.. gönderme yapılabilirdi.
Yorum beklendiğine göre, konuyu düşünsel ara-
yışlarla derinleştirip belirgin kılmak gerekir. Bilgi,
yorumun besleyici öğesidir. Sağlam bilgiyi ise an-
cak o alanın uzmanı verebilir. Bu yönden bağla-
yıcılığı vardır bilginin; yorumun yoktur. Yorumun
düşünsel alanı geniştir; görsel-işitsel kanallardan,
okunanlardan yararlanma olanağı sonsuzdur.
Okurumun kafasını kurcalayan soruna yanıt
ararken bu yolu deneyebilirim.
• * •
Yıllarca önce, Boğazköy'ün kazı yerlerinde
dolaşırken bu alanda neden daha çok Alman ka-
zıbilimcinin çalıştığını ilgili kişilere sormuş; on-
lardan, Alman parlamentosunun simgesi kartal-
la Hitit tabletlerindeki kartalın çift başlı olduğu, bu
benzerlikten dolayı Almanların, Anadolu toprak-
larında atalarına ilişkin izler aradıkları yanıtını al-
mıştım.
İlk duyuşta "yakıştınva" etkisi yaratan böyle bir
sanının, ilerde bilimsel bir temele oturtulacağı dü-
şünülebilirdi...
Ya da bu, Türklerin Bering Boğazı'ndan geçip
Amerika'ya yerleştiklerini, orada Kızılderili ol-
duklarını görmüşçesine anlatanların uydurduğu
bir öykü idi...
Şu da olabilirdi: Türk ırkının Orta Asya'dan öbür
anakaralara yayıldığını, oralarda yeni uluslar
oluşturduğunu yazan tarihlerin artık öyküsel bir
değer bile taşımayacağı düşünülerek ileri sürı'i
len bu tür savlara gülünüp geçilirdi...
* • •
Bilimsel temele dayanmayan her sav yakıştır-
madır, varsayımdır. "Aimanlaria Türklerarasındaki
akrabalık bağlan"r\\ yaklaşımlarla açıklamaya
kalkmak, okuyanlara, ancak varsayımsal bir öy-
kü anlatmak olabilir.
Atatürk, giriştiği kültürel değişimin daha ilk adı-
mında "Hayatta en gerçek yol gösterici bilimdir"
diyerek bilimsel kuramlarla varılan sonuçlann öte-
sinde gerçek olamayacağı olgusunu beyinlere
sokmak istemiştir.
Bundan dolayı, Atatürk düşmanları ya bilimsel
eğitimden geçmemişler, geçmişlerse de onu
sindirememiş olanlar arasından çıkıyor.
•••
Bilimsel düşünce; varsayımları da, yakıştırma-
lan da, tasarlamalan da ortadan siler süpürür. Bun-
dan dolayı salt yorumla yetinmek de, kişiyi bilim
dışına iter.
Yalnız, Lucretius'un, bir şiirinde betimlediği gi-
bi, "hiçbirşeyin hiçbirşeyden doğmayıp herşe-
yin bir başka şeye dönüştüğü" yolundaki görüşü,
doğanın üretkenliğinin bir kanıtı sayılabilir...
Şöyle de düşünülebilir: Doğa, içinde yaşayan
insanı kendi koşullarına göre biçimler. Afrika or-
manlarında yetişen insanla Kutup insanının bir
birine benzemeyişlerinin nedeni budur.
Bu yolda mantık yürüterek, "herşeyin bir baş-
ka şeye dönüştüğü"nü ileri süren Lucretius da ol-
sa olsa, bilimin yoluna sönük bir ışık düşürebilir...
binyazar@gmail.com
Bedri Koraman hastanede
• BODRUM (AA) - Karikatürcü Bedri
Koraman, şîddetli bel ağrısı ve yürüme
sorunu şikâyctiyle hastaneyc kaldırıldı.
Bedri Koraman'ın tedavi altına ahndığı
Univcrsal Hospital Fizik
Tedavi vc
Rehabilitasyon
Uzmanı Dr. Nükhet
Vural, Koraman'ın
şiddetli bel ağrısı vc
yürüme sorunu
nedeniyle hastaneye
başvurduğunu
söyledi. Dr. Vural,
Bedri Koraman' ı "bel
fıtığı ve sinir sıkışması"
tanısıyla hastaneye yatırdıklannı
belirterek, "Sinir blokajı üzcrinde tedavi
şckli planhyonız. Hastamızı birkaç gün
içinde buradan yürüyerek taburcu etmeyi
düşünüyoruz" diye konuştu.
Batı Karadeniz kıyısında,
^
0380 6114436-6113678
www.tnesenotel.com