03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13MAYIS2008SALI 4 HABERLER DÜNYADA BUGUN ALİ SİRMEN I. Elizabeth'in Ziyareti ve Bir Anı Büyük Britanya ve Kuzey Irlanda Kraliçesi Ikin- ci Elizabeth'in Türkiye ziyareti bugün başlıyor. Aslında, bu 1952 yılından beri tahtta oturan Kra- liçe'nin Türkiye'ye ilk gerçek ziyareti olarak nitele- nebilir. Kendileri daha önce, 27 Mayıs rejimi dö- neminde, Iran gezisinden dönerken, Ankara'da Esenboğa Havaalanı'na inmiş ve Cemal Gürsel ile kısa bir görüşme yapmışlardı. Ziyaretin amacı, Menderes ve arkadaşlarının ölüm cezalarının infazını engellemekti. Ne yazık ki, Kraliçe bu misyonunda başarılı ola- madı. 1971 yılında bir kez daha ülkemizi ziyaret eden 1926 doğumlu Kraliçe Elizabeth 54 yıldır tahtta otururken, siyaset sahnesinden bir sürü ünlü gel- di geçti. Aralarında VVinston Churchill de olmak üzere kendisine başbakanlık yapmış olan ünlüler say- makla bitmez. Amcası VIII. Edward'ın 1936 yılında, kısa bir hü- kümdarlıktan sonra tahttan ayrılmak zorunda kal- ması ve babasının VI. George unvanıyla başa geç- mesiyle Krahçe'ye taht yolu açılmış oldu. Türkiye'ye de gelmiş olan VIII. Edward'ın taht- tan feragat etmesi, her ne kadar resmen dul Ma- dame Simpson ile aşkına ve evliliğine bağlanırsa da, esasında, Kral'ın tahtı bırakmaya mecbur kal- masının nedeni Nazilere duyduğu hayranlığa va- ran aşırı yakınlığı olmuştu. • • • Kraliçe Elizabeth ve annesi, babası VI. Geor- ge'un Ikinci Dünya Savaşı'nın çok güç günlerinde halka yakın duran tavrı ile Ingilizlerin derin sem- patisini kazanmışlardı. Ingiliz Imparatorluğu'nun tasfiyesi ise, daha Eli- zabeth tahta geçmeden önce, babası döneminde Hindistan ile başlamış ve sürmüştür. Ingiliz Imparatorluğu bu dönemde Commenwe- alth'e dönüşerek, görünürde, savaş ve çatışma ol- madan tasfiye olan tek imparatorluktur. Görünür- de diyorum, çünkü, Hindistan'ın tasfiyesi sırasın- da 1 milyona yakın insan ölmüş, geçmişteki Ingi- liz politikaları yüzünden, bu ülke önce ikiye sonra üçe bölünmüştü. Aynı ikili oynama politikasının Kıbrıs'ta verdiği sonuçları da, Türk halkı yaşayarak görmüştür. Ama her şeye karşın, "üzerinde güneş batmayan" Britanya Imparatorluğu, yine de hiç değilse Londra açısından büyük sarsıntılara yol açmadan tasfiye ol- muş, hatta diyebiliriz ki, daha sonra, Fransa'da ba- rışçı "dekolonizasyon" politikasını uygulayan Ge- neral De Gaulle için de örnek oluşturmuştur. Dünyanın ilk demokrasisi olarak nitelenen Ingil- tere tuhaf bir ülke. Britanya'da halk, demokrasinin yanı sıra artık yetkileri tümüyle sembolik olan taht kurumuna da bağlıdır. Bu bağlılık, Prenses Dia- na'nın ölümü üzerine sarayın başlangıçtaki soğuk tavrı dolayısıyla sarsılmış olsa bile, özellikle Baş- bakan Tony Blair'in de katkılarıyla, saray kısa sü- rede, karşıt havayı yumuşatmayı başardı. Şu anda, tahtın durumu belki eskisi kadar he- yecan uyandırmıyor, ama kimse de bu sistemi de- ğiştirmeyi düşünmüyor. Cumhuriyet ilanını ileri sü- renler azınlıkta; zaten taht kurumu da, demokrasi- yi zedeleyecek hiçbir şey yapmıyor, öyle bir imaj da vermiyor. • • • Kraliçe Elizabeth ile Kraliyet ailesini Cevdet Su- nay'ın 1967 yılındaki Ingiltere gezisi sırasında ya- kından görme olanağını buldum. 1967 Ekimi'nde, Sultan Abdülaziz'den tam yüz yıl sonra, Cevdet Sunay Kraliçe'nin davetlisi ola- rak Ingiltere'ye gitti. Müthiş görkemli bir karşılama ve ziyaret oldu. Cumhurbaşkanı Sunay ve eşine VVindsor Şato- su'nda verilen davette Kraliyet Balesi Ispanyol danslarını canlandırdı. Liverpool ve Edinbourgh'a özel trenle gidildi. Dışişleri Bakanı Ihsan Sabri Çağlayangil heyette idi. Akşam gazetesi adına geziye katıldım. 0 sıralarda gazetenin Paris muhabiri ve aynı zamanda bir yıllık dış politika yazan idim. Ünlü gazeteciler arasında, Ab- di Ipekçi ve Ahmet Emin Yalman'ı anımsıyorum. Gezinin Edinbourgh ayağında tatsız bir olay, Dışiş- leri'nin genç mensuplarının uyanıklığıyla önlendi. Cumhurbaşkanı Sunay Iskoçya'nın başkenti Edinbourgh'a vardığımızda, kendisini karşılayanla- ra seslenirken, "Şirin kasabanıza gelmekten bü- yük memnuniyetduyduk" deyince, heyettekilerin kanı dondu. Allahtan ki, şimdi kim olduğunu anım- sadığım, çevirmenlik görevini yüklenmiş genç hari- ciyecimiz (artık o da emekli olmuştur sanırım) du- rumu gayet güzel idare edip, duruma uygun bir çe- viri yaptı. Yoksa oldukça tatsız bir hava esecekti... Umarım, Kraliçe Hazretleri'nin Türkiye gezisin- de, bu tür aksamalar olmaz. Ama eminim ki, pro- tokol açısından olduğu kadar estetik açıdan da, ol- dukça ilginç görüntülerle karşılaşacağız yine de... [email protected] ODA BAŞKANI DA GÖZALT1NDA . Otomobilden suikost silahhm çıktı tstanbul Habcr Scrvisi - lstanbul polisinin, şüp- he üzerine durdurduğu bir araçta yapılan aramada, aralarında Uzi, Glock marka suikast silahlan ile Snıith Wesson marka tabanca ele geçirildi. lstanbul Okul Scrvisleri Oda Başkanı Musa Çakrak'ın da aralarında bulunduğu 7 kişi gözaltına alıııdı. lcerenköy'de uygulanıa yapan yunus ckipleri, 34 FB 6580 plakalı Audi A6 marka otomobili dur- durdu. lçindc 6 kişinin bulunduğu otomobilde ara- nıa yapan polis, bir adet üzerine el yapımı susturu- cu takılı Uzi, bir adct Glock vc bir adet Smith VVcsson marka silah ele geçirdi. Araçta bulunan- lardan üçünün tstanbul Okul Servisleri Oda Baş- kanı Çakrak'ın yanında çalıştığı, diğcr 3 kişinin de bu kişilerin arkadaşları olduğu öğrenildi. Gözaltı- na alınan 7 kişi lstanbul Emniyet Müdürlüğü Or- ganize Şube Müdürlüğü'ne götürüldü. Polis ayrıca olayda ele gcçirilcn silahlar ve silahlara ait şarjör ve mermilerin bulunduğu aracı incclcmck üzere polis merkezinin park alanına çekti. Yükseköğretim sisteminin önünde bir dizi sorun bulunurken kontenjan artışıyla göz boyanıyor YOK'ten popülist yaklaşımANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - YÖK, üniversite kontenjanlannda artış yapmayı ta- sarlarken, çalışmaiar sadcce daha fazla öğren- ciyi üniversiteli yapmak üzerinde toplanıyor. YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, üniversitelerde kontenjan arttınmı sağlamak üze- rinde çahştıklarını, bu yıl yüzde 25'lik bir artış sağlanacağını, amaçlannın üniversite kapısın- da bekleycn 1 milyondan fazla genci üniversi- teli yapmak olduğunu açıkladı. Özcan'ın ortaya koyduğu formülün, üniver- sitelerin gerçek sorunlanna çözüm üretmekten uzak kaldığı yorumlan yapılırken, üstelik bu yol- la yeni sıkıntılann doğacağı vurgulanıyor. Aka- dcmik çevreler, sadece daha fazla öğrenciyi üni- versiteli yapmak için "hesapsızca" kontenjan artışına gidilmcsinin, üniver- siteleri sıkıntıya sokacağı gibi, beyaz yakalı işsiz ordusunu da büyütcceğinin altmı çiziyor. YÖK'ün yaklaşımının "po- pülist" olduğuna işaret edilir- ken, öncelikle çözülmesi gere- ken sorunlar şöyle sıralanıyor: - Bütce yeterslz: üni- versitclcrin cn büyük sorunla- nndan biri mali özerkliklerinin bulunmaması. Bu ncdcnlc kcn- di kaynaklanm işletnıek için bi- le Maliye Bakanlığı'ndan izin almak zorunda kalıyorlar. Ay- •Üniversitelerin bütçe ve akademik kadro yetersizliği, mezunlarm işsiz kalınası. mesleki eğitimin donanımsız mezunlar vermesi" gibi konuları göz ardı eden YÖK yönetimi, sadece daha fazla lise mezununu üniversiteye alma çabası içinde. nca, hükümetin bclirlediği yıllık bütçeler üni- versitelerin ihtiyaçlannı karşılamaya yetmekten uzak kahrkcn, ycni kurulan üniversitelere ise bü- yük kentlerdc bir daire alınabilecek kadar öde- nek veriliyor. • Öğretim ÜyeSİ açiğl: Üniversitelerde 2.5 milyon civannda öğrenci eğitim görürkcn, öğretim üycsi sayısı ise 100 bini dahi bulmuyor. Sadece 1 ya da 2 profesöre sahip üniversiteler bile bulunuyor. Ankara, lstanbul, lzmir gibi bü- yük kcntlerde öğretim üyesi başıııa 30 - 40 öğ- rcnci düşerken, daha küçük kcntlerde ve doğu- daki üniversitelerde öğretim üyesi başıııa düşen öğrenci sayısı 50'yi geçiyor. - Mezunlar İŞSİZ: Üniversite bitirmck iş sahibi olnıayı beraberindc getirmiyor. Beyaz ya- kalı işsiz ordusu her geçen yıl eklcnen yüz bin- lerce mezunla biraz daha büyürken, istatisrik- ler her 3 üniversite mezunundan birinin işsiz /* olduğunu gösteriyor. Bu doğrultuda asıl so- I runun, işgücü ve istihdam planlamasından geç- tiği, bunun için YÖK ve devlctin ilgili bi- rimlerinin bir stratcji oluşturması gcrckti- ği vurgulanıyor. - Kontenjan planlamasi: Kontenjan arttınmının her fakülte ve bölümde yapılmasma akademik çevreler sıcak bakmıyor. Örneğin; tıp fakültelerinin kontenjanları az ve doktor açığı ortaya çıkıyor. Öte yanda ise eğitim fakültesi mezuııu işsizlcr duruyor. Öğretmen açığı var, öğretmen başına düşcn öğrenci sayısı fazla ancak MEB öğretmen alımını kısıt- lı yaptığı için, değil ye- ni eğitim fakültesi öğ- rencisi, mezun öğret- 'Nefalcmkalacak ne de katsayı' menler dahi işsiz. - Mesleki eğitim sorunu: Mes- lcki vc teknik eğitimde ciddi bir reforma ihtiyaç duyuluyor. Çünkü gerek akademik gcrcksc teknik bilgi açısından yetersiz mezunlar verildiği belirtiliyor. Pek çok sek- tör yetişmiş ara eleman sıkıntısı çekerken, on bınlerce mesleki eğitim mezunu işsiz. Sa- nayiciler kaliteli eleman bulamamaktan ya- kınırkcn, gençlerin büyük bölümü mesleki eği- tinıi bitirince ne kcndi alanlarında iş bulabili- yor ne de başka alanlarda çahşabiliyor. ANKARA (AA) - YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, üniversiteye gi- riş için tek aşamalı ancak adaylann yıl- da bifkaç kcz girebilecekleri bir sınav modcli düşündüklerinı açıkladı. Özcan, Öğrenci Seçme Sınavı'nda (ÖSS) yapmayı düşündüklcri de- ğişikliklere ilişkin AA'ya ko- nuştu. ÖSS'yi değiştirmck is- tcdiklerini belirten Özcan, bu konu üzennde çalışmalarınm dcvam cttiğini bildirdi. Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) da konuyla ilgili çalışmalan ol- duğunu söyleyen Özcan, MEB ile ortak çahşacak aşamaya hcnüz gelinmediğini kay- detti. Özcan, "İstcğiııı, on- larla bi/iııı ekibin bera- bcr çalışması. Onların hazırlıkları bizimkin- den önce başladı sanırım. Onlarınki, öğrencinin her yıl lise 1,2,3 ve 4. yıllar- daki gösterdiği perfor- ınansııı ortalamasının se- ne sonundaki bir iıııti- hanla birleştirilmesi ve onun nota dönüştürülmesi şeklindc. Biz de İngilizlerin yaptığı gibi dü- şünüyoruz" dcdi. Ingiltere'deki sistcmdc adaylara 12-13 konu verildiğini vc adaylann bu konu- lardan istediklcri birkaçını seçerek sına- va girdiklerini anlatan Özcan, kendile- rinin de bu model üzerinde durduklan- nı ifade etti. "Bu sistemde öğrencinin haııgi okuldan mezun olduğunun önemi kalmayacak ıııı?" sorusuna Özcan,u Ne alan kalacak nc katsayı, hepsi gidiyor. Tamamen başanya odaklı bir sistenı olacak. Çocuğun, 3 dersten veya her neyse lise 1,2,3 ve 4'tcki başansına daya- ııaıt bir sistem olması lazım" yaııılmı verdi. Özcan, üniversitelerdeki her bölüm için adaylann haııgi derslerdcn veya konulardan ba- şanlı olması gerektiğini üniversitelere sora- caklannı bclirterek, "Örneğin, makine mü- hendisliği bölümlerine soracağız 'siz hangi 3 tür puanla öğrenci almak istiyorsunuz?' di- yc. Onlar belirleyecek. Daha sonra bunla- rı C)SYM'ııin kitapçığında yayımlayacağız" dedi. Özcan, konu u olgunlaştıktan" sonra ııııı- versitelcrle paylaşacaklarını bildirdi. Özcan, dü- şünülen değişikliğin ne zaman uygulamaya ko- nulacağı konusunda da "Gelecek yıl için ol- masa bile, bu sefer alan ve katsayıları kal- dırırız. Ona bir hazırlık olur. Olmazsa bir sonraki senc gcçeriz" dcdi. 'Katsayı yerine puan' "Alan ve katsayıların kaldınlması halin- de adaylar ııasıl yerleştirilccek?" sorusu üze- rine Özcan, "Aldığın puana göre yerleştiri- leceksin. Kimse de sana 'sen bu meslek oku- lundasın ancak şu meslek yüksckokuluna gi- debilirsin' diye bir şey söylemeyecek. Pua- nın tutuyorsa makine mühendisi ol, sosyo- log ol, psikolog ol" diye konuştu. Özcan, bir- çok ülkenin üniversiteye giriş sistemini ince- lediklerini bclirterek, "Yeni yeni bilgi top- luyoruz sistcmlcrle ilgili. Dünyada nasıl ya- pılıyor, bizdc nasıl yapılıyor? Bizimki tür- den sınav uygulayan 3 ülke kaldı" dedi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Kıbrıs'taki üç günlük gezimiz tam anlamıyla jet hızıyla geçti. Iki cumhur- başkanı, bir başbakan, bir belediye başkanı ve değişik uzmanlar... Hep- siyle konuştuk. Kıbrıs'taki yeni duru- mu anlamaya çalıştık. Biz gazeteciler, her konuyu anlar ve çözeriz yaü! Kıb- rıs konusunu da çözüp duruyoruz. Mil- liyet yazarı dostum Derya Sazak'a "Ne oldu, biz şimdi ne öğrendik" diye sorduğumda, "Sorunu bir kez daha çözdük OraVcım" dedi. Şakalaştık.... Kıbrıs için ilk eylemleri lise yılların- dayken yapmıştık. Üniversiteye baş- ladığımız dönemde de ilk Amerikan aleyhtarı gösteriler Kıbrıs'taki geliş- meleri protesto için gerçekleştirilmiş- ti. Bu nedenle en azından benim ku şak için Kıbrıs 50 yıla yakın bir tarihe sahiptir. Kıbrıs, biz gazeteciler için de önem- li haber ve yorum alanlarından birisi ol- Kıbrıs Yakın Doğu Üniversitesi... duğu için mesleki geçmişimizde hep ön sıralarda yer tutar. Kıbrıs sorunu nedeniyle gittiğimiz Kıbrıs'ta eski dostlarımızı da, yeni dostlarımızı da görür ve uzaktan görünen gergin çe- kişmelere karşın bu sakin adanın ta- dını çıkarmaya çalışırız. Kıbrıs'taki Yakın Doğu Üniversite- si'nin (YDÜ) Rektörü Profesör Ümit Hassan, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden arkadaşım. 10 yıldan fazla bir zamandır bu üniversi- tenin gelişmesini izleyen gazeteciler- den biriyim. Her gittiğimde beni mutlu eden ge- lişmelere tanık oluyorum. Kıbrıs gezi- min yoğunluğuna rağmen YDÜ'nün Kurucu Rektörü Dr. Suat Günsel ve Ümit Hassan'ın davetini hemen kabul ettim. Iki arada bir derede denecek bir zaman içinde pazar sabahını bu üni- versitede geçirdim. Yıllar önce bu üniversiteyi ilk ziyaret ettiğimde kapalı spor salonunun ve olimpik yüzme havuzunun temeli atı • lıyordu. Sonraki gidişimde yurtlar, üni- versiteye eklenen yeni bölümlerin he- yecanını paylaşmıştım. ••• Bu pazar gördüklerimse çok mutlu ediciydi. Olağanüstü yararlı ve dona- nımlı bir kütüphane kurulmuştu. Kü- tüphane deyince yalnızca kitapların toplandığı bir yer sanmayın. İçinde 350'şer kişilik iki toplantı salonu ol- mak üzere çok sayıda toplantı salon- ları, her gün digital ortama yüklenen binlerce kitaptan ve günde 6 bin 500 kişinin yararlandığı bir sistemden söz ediyorum. Tıp fakültesi binası bitmişti, tam do- nanımlı hastane inşaatı sürüyordu. Ümit, diş hekimliği fakültesini ve ıleti - şim fakültesi kompleksini görmemi de çok istiyordu, ancak yoğun program nedeniyle buna zaman bulamadım. * • • YDÜ'yü başka okullarla karşılaştı- racak durumda değilim. Bu üniversi- teyi iyi tanıyorum ve yıllar içindeki ola- ğanüstü gelişmesini izliyorum. Lefko- şa'ya yakın bir kampus içindeki okul gerçekten 21. yüzyılın okulu. Okulun yöneticileri bana heyecanla "süper bilgisayar"\ar\n\ anlattılar. Bu sayede kanser araştırmalarına yapa- cakları katkıdan söz ettiler. YDÜ'nün süper bilgisayarı 1 yıl 144 günlük işe sadece beş günde tamamlamıştı. • • • Üniversite eğitimi pahalı bir alandır. Bu alan, devlet ve zengin vakıfların II- gi alanı olarak bilinir. Dr. Suat Günsel, bir holdingin patronu değil. Dershane ve eğitimden kazandığını olağanüstü bir enerjiyle yeniden eğiti- me yatırarak bu büyük kompleksi ya- ratmıştı. Yıllardır bu okuldaki gelişmeleri iz- leyerek, kendimi bu okula akraba gibi hissediyorum. Bu nedenle YDÜ'deki her başarı beni de mutlu ediyor. Kıbrıs'ta çözüm konusunda her za- man olduğu gibi kafamda soru işaret- leri kaldı. YDU gezim ise keyifliydi. Ka- famda soru işareti yok. Gelecek sefer daha gelişmiş bir Üniversite ile karşı- laşacağımdan eminim. Emeği geçen herkesi kutluyorum... AtFIM, KÖYLÜLERtN BAŞVURUSUNU HAKLIBLJLDU Arazisi mayınlı bölgede kalanlara tazminat İHaber Merkezi - AlHM, arazisi ma- yınlı bölgede kalaıı Suriye sınınndaki köylüleri haklı buldu. 50 yıl önce ara- zileri kamulaştınlan Mardin ve Nusay- bin'c bağlı iki köy, uğradıkları zarar kar- şılığında toplam 500 bin Avro aldı. Köylüler u Ya aıazimizi iade edin ya da bedelini ödeyin" diyor. "Suriye sınırını mayınlardan te- mizleyeceğiz" diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sözünü cttiği böl- ge, ince bir lıat çizerek sınır boyunca iler- liyor. Mardin'in Nusaybin ilçesinc bağ- lı köyler dc bu hat üzerinde. Temizlcn- mesi gereken mayın sayısı 615 binden fazla. Mayınlar 1957-1959 yılları arasın- da tanm arazilerinc yerleştirildi. O yıl- larda arazi sahiplerinin birkısmı ken- dilerinc verilen istimlak bedeline razı oldu ama razı olmayanlar daha ka- zançlı çıktı. Milliyet gazetsinin intemet sitesinde yayımlanan habcrc göre, Alakuş ve Çukuryurt köylüleri yıllar boyu arazi- lerinin peşini bırakmadı. Önce iç hukuk yollannı denediler, sonuç alamayınca da soluğu Avrupa tnsan Iİaklan Mahke- mesi'nde aldılar. AlHM Alakuş köyü- ne zararlannın tazmini için 250 bin, Çu- kuryurt köyüne de 249 bin Avro öden- mesinc karar verdi. Kara mayınlarının temizlenmesi, aslında Birleşmiş Milletler Ottovva Sözleşmcsi'nin bir gereği. Fotoğraf Scrgisi: Güneş Karabuda Duvarlarm Dili 25 Nisan -16 Mayıs 2008 Yapı Kredi Sermet Çifter Salonu istıklal Caddesi No: 161 Ga!ata$aray/lstanbul Sanata tıayat. hayata sanat katmak için... Kiiltür Sanat Yayıncılık •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle