03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 NİSAN 2008 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıracak anayasa değişikliği için acele etmeyecek 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA AKP türbanı bekliyor Gündem: Dokunulmazlıklar ? ANKARA (ANKA) Adalet Anayasa Karma Komisyonu bugün, Burhan Kuzu başkanlığında toplanarak 76 dokunulmazlık dosyası için hazırlık komisyonları oluşturacak. Komisyon, TBMM’ye sunulan yeni dosyalar için üyeleri arasında 5’er kişilik üç ayrı hazırlık komisyonu oluşturacak. Hazırlık komisyonları da dosyaları inceleyerek ilgili milletvekillerinden sözlü ya da yazılı savunmalarını isteyecek. Ardından da hazırlanan raporlar karma komisyonda değerlendirilecek. Liberal Tosuncuklar... Türkiye’de değişen bir şey yok. Zaten üç gün boyunca Türkiye’de olup bitenleri, Expo 2015 için gittiğim Paris’te yakından izlemiştim... Paris’e gittiğim gün Cumhuriyet gazetesine molotofkokteyli atılmıştı. Saldırganlardan ikisi hemen yakalandı. 13 ve 16 yaşlarında iki çocuğun üzerinden silah çıkmıştı. Şu anda dokuz kişi gözaltında... Elbet yine aynı soruyu soracağım: “Saldırıyı yapan çocukların arkasındaki büyük patron kim?” Pazar sabahı ise İlhan Ağabey’in (Selçuk) hastaneye kaldırıldığı haberini aldım... Çok üzüldüm!.. Otelde karşılaştığım çok sayıda politikacı, işadamı, gazeteci, belediye başkanı İlhan Ağabey’in sağlığını sordu... Yanıtım açıktı: “İlhan Ağabey’in sağlığı çok iyi, bir süre hastanede kalacak...” İlhan Selçuk bir bilge, bir toplum önderi, aydınlanma devriminin yılmaz savunucusuydu... Ben İlhan Selçuk’u 18 yaşında bir delikanlıyken tanıdım... İbrahim Yıldız’ın, Mustafa Balbay’ın, öteki arkadaşlarımızın söylediği gibi İlhan Selçuk hep sesimiz, soluğumuz oldu... İyi ve kötü günlerde birlikteydik... Gözaltına alındığında “Soros’un Çocukları”, ikinci cumhuriyetçiler, dinciler, tarikat şeyhlerinin müritleri çok sevindi... Onlara göre İlhan Selçuk, “Ergenekon”un “düşünce lideri”ydi(!). İlhan Ağabey, tutuklanırsa “çete” gün ışığına çıkacak, Türkiye demokratikleşecek(!), özgürlükler genişletilecekti(!) TCY önündeki tek engel(!) İlhan Selçuk ve Cumhuriyet gazetesiydi... İzmir, Expo 2015’i Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, İlhan Selçuk ve Cumhuriyet yüzünden kaybetmişti, kimi aklıevvellere göre... AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat ne diyordu: “Milano’nun kazanmasını değerlendirirken bu sonuçta AKP’yi kapatma davasının etkisi var mı yok mu? Belki bir süre sonra bunu tartışmak gerekecek...” ??? Dengir Mir Mehmet Fırat’a “Kasımpaşa” ağzıyla değil, “Eşrefpaşa” ağzıyla yanıt versem nasıl olur: “Koçum benim, neler de bilirmiş!” BİE’nin Paris Kongre Sarayı’ndaki genel kurulunu Serdar Kızık’la birlikte izledik... İtalya Başbakanı Romano Prodi, konuşmasında Türkiye’de son yıllardaki antilaik gelişmelere gönderme yaparken aynen şöyle dedi: “Dinsel fundamentalizme karşı, kadınların hak ve özgürlükleri için oyunuzu bize verin...” Prodi’nin konuşmasına ABD Başkan Yardımcısı Al Gore da destek verdi... Peki Türkiye’den yanıt geldi mi? Abdullah Gül Bey, Ali Babacan Bey yanıt vermedi. Yanıt veren CHP lideri Deniz Baykal’dı. Baykal, hem Romano Prodi’ye hem de Al Gore’a tarih ve kültür dersi verirken Atatürk’ten, Cumhuriyet devrimlerinden, demokrasiden, özgürlüklerden söz etti... Uygarlığın beşiğiydi İzmir. Alfabe, matematik, geometri İyonya’dan gitmişti Avrupa’ya. İyonya Homeros’un, Heredot’un yaşadığı coğrafyaydı... İki dakikalık süre içinde en iyi konuşmayı Deniz Baykal ve Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu yaptı. Çok açık söyleyeyim, Avrupalının gözünde Türkiye hâlâ bir üçüncü dünya ülkesi... Fransız aydınlar, yazarlar, sanatçılar Türkiye’nin giderek muhafazakârlaştığını, İran olmasa bile “Mısır” gibi olacağını düşünüyorlar. Elbet ben de demokrasilerde siyasal partilerin kapatılmasına karşıyım... AKP Tayyip Bey’in liderliğinde beş yıldır iktidarda... Seçim Yasası, Partiler Yasası 12 Eylül askeri darbesinin ürünü değil mi? Neden şimdiye dek toplumun tüm kesimlerince benimsenecek demokratik bir anayasa yaşama geçirilmedi? Bizim “liberal tosuncuklar” AKP’yi desteklemeyi “demokratlık”, eleştirenleri “faşist” olarak görmeyi sürdürsünler bakalım... Bir de “ulusalcı” olmanın “yurtseverlik”le eşanlama geldiğini öğrensinler!.. Avrupalı solcu, aydın aynı zamanda yurtseverdir!.. Bilmezler mi hiç? Bilirler! Bilirlerse ne olur? Besleme basından, TV’lerden ceplerine giren avantalar kesilir!.. AKP’yi eleştirmek demokrasi düşmanlığı oluyor Türkiye’de... AKP’yi kayıtsız, koşulsuz desteklemekse demokrasi yanlısı... Ali Bayramoğlu, Mustafa Karaalioğlu, Yasemin Çongar, Abdurrahman Dilipak, Emre, Şamil, Fehmi Koru, Nazlı demokrat; Sedat Ergin, Zülfü Livaneli, Melih Aşık, Bekir Coşkun, Necati Doğru, Güngör Mengi, Reha Muhtar, Yılmaz Özdil, Mehmet Y. Yılmaz, Oktay Ekşi, Umur Talu ve Mustafa Mutlu demokrasi karşıtı... Vay uyanık “besleme basın”ın tosuncukları vay!.. ??? Ali Bayramoğlu soruma neden yanıt vermiyorsun? Ankara’daki askeri darbe toplantısı hangi tarihte nerede yapıldı, hangi gazeteciler katıldı? Haydi “onur” ve “şeref” kelimelerinin senin için bir anlamı varsa yanıt ver!.. ? AKP hükümeti, siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıracak anayasa değişikliği için Anayasa Mahkemesi’nin türban ile ilgili kararını bekleme eğilimine girdi. EMİNE KAPLAN İddianame partiye gönderildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi, tensip tutanağı ile birlikte iddianameyi AKP’ye gönderdi. AKP, tebliğden itibaren 1 ay içinde ön savunmasını verecek. Ön savunmanın Anayasa Mahkemesi’ne verilmesinin ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, esas hakkındaki görüşünü bildirecek, AKP de esas hakkındaki savunmasını yapacak. Daha sonra belirlenecek bir tarihte Yalçınkaya sözlü açıklama, AKP yetkilileri de sözlü savunma yapacak. Bu sürecin ardından, davaya ilişkin bilgi, belgeleri toplayacak raportör, esas hakkındaki raporunu hazırlayacak. Raporun, Anayasa Mahkemesi’nin 11 üyesine dağıtılmasının ardından, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç bir toplantı günü belirleyecek. Üyeler, belirlenen günde bir araya gelerek kapatma istemini esastan görüşmeye başlayacaklar. mesi: Siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıracak anayasa değişikliği için öncelikle Anayasa Mahkemesi’nin türbanla ilgili kararının bekleneceği belirtiliyor. Mahkemenin türbanla ilgili anayasa değişikliğini sadece şekil yönünden inceleyerek karar vermesi AKP’yi rahatlatacak. AKP, kamuoyundaki gerilimin düşmesi için de paketi hemen getirmek istemiyor. Orta çaplı anayasa paketi: Anayasa değişikliği yapılmasına karar verilmesi durumunda sadece anayasanın 68 ve 69. maddeleriyle sınırlı kalınmaması düşünülüyor. Buna göre, siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıran maddelerin yanı sıra pakette temel hak ve özgürlüklerle ilgili maddeler de yer alacak. AB’ye uyum yasaları: AKP, bu süreçte AB’ye uyum yasalarına öncelik verecek. Bu kapsamda Türk Ceza Yasası’nın 301. maddesi, Türk ticaret yasa tasarısı gibi AB ülkelerinin öncelikle çıkarılmasını istediği yasalar, hızla TBMM gündemine getirilebilecek. Anayasa için uzlaşma: AKP’de halkoylaması riskli bulunuyor. Halkoylamasının toplumdaki gerginliği ve bölünmüşlüğü arttıracağına dikkat çeken bazı partililer, parti yöneticilerine “darbe” uyarısı yapıyor. AKP, bu nedenle olabildiğinde diğer partilerin de “evet” diyebileceği formülleri ve ana Orhan Aslıtürk yakalandı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanlığı, çeşitli suçlardan aranan Orhan Aslıtürk’ün İspanya’nın Malaga kentinde yakalandığını bildirdi. Adalet Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklama şöyle: “Çeşitli suçlardan dolayı 3 ayrı mahkemenin verdiği tutuklama kararı gereğince uluslararası düzeyde aranan Orhan Aslıtürk, 31 Mart 2008 tarihinde İspanya’nın Malaga şehrinde yakalanmıştır. Adalet Bakanlığı, şahsın iadesi için gerekli işlemleri başlatmıştır.’’ ANKARA AKP hükümeti, siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıracak anayasa değişikliği için yol haritasını belirlemeye çalışıyor. Hafta başında yapılacak merkez karar ve yönetim kurulunda (MKYK) kesinleştirilecek olan 4 ayaklı yol haritasına göre, anayasa değişikliği için öncelikle Anayasa Mahkemesi’nin türbanla ilgili vereceği kararın beklenmesi eğilimi öne çıktı. AKP’nin önceki gün yapılan merkez yürütme kurulu (MYK) toplantısında değerlendirilen eğilimler şöyle: Türban kararının beklen yasa maddelerini de içerecek bir paket hazırlayacak. Bu formüller, muhalefet partileri ve bağımsız milletvekillerine sunulacak. Kapanırsa senaryoları: Anayasa Mahkemesi’nin AKP’yi kapatması durumunda yaşanabilecek olası senaryolar da şimdiden kulislerde konuşulmaya başlandı. Mahkemenin Tayyip Erdoğan, parti yöneticileri ve milletvekilleri hakkında siyasi yasak kararı vermesi durumunda, ara seçim gündeme gelebilecek. Bu durumda Erdoğan’ın bağımsız olarak yeniden seçilmesi ve hükümeti kurmakla görevlendirilmesi olasılığı dile getiriliyor. Partinin kapatılması olasılığına karşı şimdiden bir yedek parti kurabileceği belirtiliyor. Bu çerçevede Erdoğan’ın Güçlü Türkiye Partisi Genel Başkanı Tuna Bekleviç ile anlaştığı iddia edildi. Ancak bu haberler AKP tarafından yalanlandı. Yargıçlar iddianamenin tamamını 1 saatte, Cumhurbaşkanı’nın durumunu 3 saatte karara bağladı Görüşmeleri Gül uzattı İLHAN TAŞCI Teşvik Yasası’na durdurma ? ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Adana Sanayi Odası’nın (ADASO), AKP hükümetinin tüm eleştirilere karşın çıkardığı “Teşvik Yasası” için Danıştay’da açtığı davadan, “yürütmeyi durdurma” kararı çıktı. Danıştay’ın, ‘yürütmeyi durdurma’ kararının üretim ve sanayiciler adına olumlu olduğunu açıklayan ADASO Başkanı Ümit Özgümüş, “Bu kararla, her yönüyle dökülen Teşvik Yasası’ndaki uygulamanın hukuki dayanağının da olmadığı anlaşılmaktadır” dedi. Steinmeier: Dava reddedilebilir ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Almanya Dışişleri Bakanı FrankWalter Steinmeier, AKP hakkındaki kapatma davasının Anayasa Mahkemesi tarafından “esastan reddedileceğine inandığını” bildirdi. Almanya’nın Ankara Büyükelçiliği’nden yapılan yazılı açıklamada Steinmeier, “Şimdiki durumda önemli olan, Türkiye’deki siyasi yönetimin ülkenin Avrupa Birliği’ne yakınlaştırılmasını kararlılıkla sürdürmesidir” denildi. ANKARA Anayasa Mahkemesi’nin AKP hakkındaki kapatma istemli iddianamenin görüşmesinde ilginç gelişmeler yaşandığı ortaya çıktı. Anayasa Mahkemesi heyeti, Haşim Kılıç başkanlığında saat 10.00’da toplantı salonuna geçti. Raportör Doç. Dr. Osman Can’ın kabul ve ret seçenekli raporunun ışığında iddianamenin durumu irdelendi. Yapılan değerlendirmenin ardından AKP’nin, “laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği” gerekçesiyle temelli kapatılması istemli iddianamenin kabulret oylamasına geçildi. Kılıç da dahil 11 kişilik heyetin oybirliğiyle iddianamenin kabulüne karar verildi. Saat 11.00’e doğru gazetecilerin açıklama için hazırlanmaları yönünde dışarıya bilgi gönderildi. Gazetecilerin hazırlanmasına karşın saatlerce heyetten herhangi bir açıklama gelmedi. Edinilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün iddianamedeki durumu ve hukuki konumu raportörün raporunda ayrı bir ek olarak irdelenmişti. Raporun akışı doğrultusunda müzakere yapan heyet, ekteki Gül konusunu değerlendirmeye başladı. Kısa süreceği öngörülen bu bölümde heyet 3 saat boyunca, Gül’ün anayasaya göre konumunu tartıştı. Yapılan değerlendirmelerin ardından en kıdemsiz üyeden başlayarak Abdullah Gül’ün iddianamenin kapsamında yer alıp almayacağı oylamaya sunuldu. Yapılan oylama sonucunda Başkan Haşim Kılıç, üyeler Sacit Adalı, Serruh Kaleli ve Serdar Özgüldür, Cumhurbaşkanı Gül’ün iddianame dışında tutulması yönünde oy kullandılar. Ancak heyetin diğer 7 üyesinin Abdullah Gül’ün de iddianame kapsamında değerlendirilmesi gerektiği yönündeki görüşüyle, Cumhurbaşkanı’nın geçmişteki eylem ve söylemlerine de yargı yolu açıldı. Emire özel ilgi devam etti Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, dün Kuveyt Emiri Şeyh Sabah el Ahmet el Cabir el Sabah ile Feriye Lokantası’nda öğle yemeği yedi. Gül, yemeğin ardından NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’ne katılmak üzere Romanya’ya gitti. Hareketinden önce Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’nde basın toplantısı düzenleyen Gül, bir gazetecinin, “Afganistan’a asker göndermede tutumunuz nedir’’ sorusunu, “Biz Afganistan’la çok yakından ilgileniyoruz ve çok yakından ilgilenmeye devam edeceğiz. Ama muharip bir güç gönderme niyetimiz yok’’ diye yanıtladı. (Fotoğraf:AA) Çelebi: Sorun 12 Eylül hukuku Cumhurbaşkanı Gül ile görüşen DİSK Başkanı, ‘Kendisine, özgürlükleri sadece bir siyasal partiye indirgemenin doğru olmayacağını söyledik’ dedi İstanbul Haber Servisi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşen Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Süleyman Çelebi, “Kendisine, anayasa değişikliğinin sadece bir partinin kendine af çıkarması gibi algılanabileceğini, bu nedenle 12 Eylül hukukunu ortadan kaldıracak bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu söyledik” dedi. Siyasi parti liderleri ve bazı sivil toplum kuruluşlarıyla görüşmeler yapan Cumhurbaşkanı Gül, dün de DİSK Başkanı Çelebi ile bir araya geldi. Gül’ün talebi ile gerçekleştirilen görüşme, İstanbul’daki Conrad Otel’de basına kapalı olarak yapıldı. Yaklaşık yarım saat süren görüşmenin ardından basın mensuplarına açıklama yapan Çelebi, görüşmede Türkiye’nin sorunları, kutuplaşma, olası anayasa değişikliği ile sendikal hak ve özgürlükleri konularının gündeme geldiğini söyledi. “Bir yandan AKP’nin kapatılması davası var ama diğer yandan da sendikaların kapatılması... EmekliSen kapatıldı, Tek Gıdaİş Sendikası da kapatılma ile karşı karşıya...” diyen Çelebi, “Kendisine, özgürlükleri sadece bir konuya, bir siyasal partiye indirgemenin doğru olmayacağını, tüm alanlarda özgürlük ve demokrasi olması gerektiğini söyledim. Anayasa değişikliğinin yalnız bir parti kapatılmasıyla ilgili bir af gibi, kendisine af çıkartıyor gibi algılanabilecek bir düzenleme yerine anayasanın tümünü kapsayan, 12 Eylül hukukunu ortadan kaldıran bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu ilettim” diye konuştu. Çelebi, bir gazetecinin “Gül’ün AKP’nin kapatılması davasıyla ilgili bir şey söyleyip söylemediğini” sorması üzerine, “Hayır, onunla ilgili bir yorumda bulunmadı. Biz kendi bakış açımızı ifade ettik. Ancak sadece eleştirel bazda konuşmadık, önerilerimizi de dile getirdik” yanıtını verdi. Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, ‘Efendi’ olan adını ‘böyle isim olmaz’ diyerek 18 yaşında değiştirmiş IMF heyeti Ankara’ya geliyor ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Uluslararası Para Fonu (IMF) heyetinin, gözden geçirme çalışmaları için davet edildiği ve heyetin yarın Ankara’da olacağı bildirildi. Hazine Müsteşarlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’in, IMF heyetini, standby düzenlemesi ve gözden geçirme çalışmaları kapsamında Türkiye’ye davet ettiği kaydedildi. Kabinenin eski ‘Efendi’si İLHAN TAŞCI ANKARA Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in ismiyle ilgili 44 yıllık bir “sır” ortaya çıktı. Yozgat’ta doğan Çiçek, 18 yaşına kadar resmi kayıtlarda “Efendi” adıyla yaşamını sürdürdü. 1964’e gelindiğinde ise mahkeme kararıyla “Efendi” olan adını, “Cemil” olarak düzelttirdi. Cemil Çiçek, 1946’da Yozgat’ta doğdu. 1971’de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. 10 yıl serbest avukatlık yaptıktan sonra Yozgat Belediye Başkanlığı görevi ile siyasete atıldı. Anavatan Partisi’nin kurucuları arasında yer alan Çiçek, Turgut Özal, Yıldırım Akbulut ve Mesut Yılmaz hükümetlerinde Devlet Bakanı olarak görev yaptı. AKP tarafından kurulan 58 ve 59. hükümetlerde Adalet Bakanlığı yapan Çiçek, 22 Temmuz seçimlerinin ardından kabinede Başbakan Yardımcısı olarak görev üstlendi. Cumhuriyet, bugüne kadar kendine özgü söylemleri ile siyaset sahnesinin hep ön sıralarında yer almayı başaran Cemil Çiçek’in ismiyle ilgili 44 yıllık sırrına ulaştı. Buna göre Cemil Çiçek, 18 yaşına kadar başka isimle yaşamını sürdürmüştü. Çiçek lise çağındayken adının “düzeltilmesi” istemiyle Yozgat Asliye Hukuk Mahkemesi’ne dava açtı. 18 yaşına kadar resmi kayıtlarda “Efendi” ismiyle yaşamını sürdüren Cemil Çiçek, mahkemenin 28 Mayıs 1964 günündeki 1964/281 sayılı kararıyla Efendi olan adını Cemil olarak düzelttirdi. ‘Efendi isim değil sıfat olur’ Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, konuya ilişkin sorularımız üzerine, 18 yıl sonra ismini değiştirmesinin öyküsünü şöyle anlattı: “Dedemin ismi Mustafa idi. Amcamın oğlunun ismi de Mustafa idi. O benden 6 ay büyüktü. O zaman babam demiş ki, kardeşim oğlunun ismini Mustafa koydu, ben de Efendi koyayım. Dedeme Mustafa Efendi diyorlar ya... Mustafa ismini amcamın oğlu aldı ğı için ben de Efendi’yi almışım; iki Mustafa karışıklık olur diye.” Yıllar sonra ismini neden değiştirdiğini ise Çiçek, “Ağa, bey, efendi hoşuma gitmeyen bir şey. Bundan olsa olsa sıfat olur, isim olmaz dedim, değiştirdim. Zaten Efendi diye kitap da çıktı. İyi ki değiştirmişiz...” sözleri ile açıkladı. Çiçek, doğum tarihini de ortaokula başlayacağı sırada değiştirdiğini anlattı. Çiçek, “1947’de doğmuşum. O tarihlerde köyden şehire gelebilecek imkân yok. Babam da askerde. Geldikten sonra 1948’de yazdırmış. Ortaokula gitme yaşım geldiğinde yaşım küçük. O dönemde yaş düzeltmesi yapılmış, uygun olan 1946 yazılmış” dedi. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 Oğlum DENİZ C MY B Ailemize ve dünyaya hoş geldin... 02.04.2008 YaseminM. Ali ERÜLKÜ C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle