03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 NİSAN 2008 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Kurlar yüzde 10’a yakın düşünce, cari fiyatlarla yüzde 12.9 artan GSYH dolar bazında yüzde 25.1 yükseldi ŞÜKRAN SONER 15 İŞÇİNİN EVRENİNDEN 110 milyar dolarlık şişik ANKARA (ANKA) 2007’de 659 milyar dolara ulaşan gayri safi yurt içi hasılanın (GSYH) 110 milyar dolara yakın bölümünün kurdaki düşüşe bağlı olarak “kâğıt üzerinde” yaşanan bir artış olduğu belirlendi. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 1998 bazlı yeni milli gelir kalıbına göre 2006’da cari fiyatlarla 758 milyar 391 milyon YTL olan GSYH, 2007’de yüzde 12.9 artışla 856 milyar 387 milyon YTL oldu. Milli gelirin dolar cinsinden ifadesinde ise bunun iki katından daha yüksek bir artış ortaya çıktı. Bu artış da kurların nominal olarak gerilemesinden kaynaklandı. 2006’da 1.4406 çevrim kuruyla 526 milyar 429 milyon dolar olarak belirlenen GSYH, 2007 için 658 milyar 786 milyon dolar olarak hesaplandı. 2007 milli gelirinin hesabında kullanılan kurun 1.2999 olduğu belirlendi. Buna göre tüketici fiyatları Kendi Kendini Vurmak... ABD’nin öteki yüzünü anlatan belgeseller sözde demokrasinin beşiği, medyanın özgür olduğu bu ülkede genellikle gece yarılarından sonra yayımlanır. Başka ülkelerde, bizde de o görünmeyen sansür işler, ABD’nin dünya pastasından en büyük payı alan ülkenin çekiciliğini ayakta tutacak vitrin süslenip durulur. Piyasalar nerede ise aylardır krizle yatıp krizle kalkarlarken bile boyutlarını, hele de insanlara yansıyan yüzünü anlatan kapsamlı araştırmalar, kaynak bilgiler ulaşılmaz gibidir. İyiki genç, meraklı, araştırmacı gazeteci arkadaşımız Elçin Poyrazlar AB’den ABD’ye gitti. Beyaz Saray’ın Türkiye üzerindeki hesapları ile yönlendirilen gündemin dışında bir önemli haber dünkü birinci sayfamızda yer aldı. ABD’nin ne boyutta bir krize saplandığını anlatan haberden, dünya piyasalarını altüst eden gelişmeler, ABD Merkez Bankası Fed’in kararları ile alınmaya çalışılan önlemler yanında ABD halkına yansıyan boyutundan bir görüntü alabildik; Kötü bir şaka gibi, 28 milyon Amerikalının devletin verdiği gıda karneleri ile açlıkla baş etmeye çalıştığını öğrendik. Dün de bizim Merkez Bankası Başkanımız, krizin adını koydu, küreselleşmeden bu yana yaşananların en büyüğü olduğunu söyledi. Tabii Türkiye açısından da çok ciddi önlemler alınması gereğinin altını çizdi; AKP, Erdoğan hükümetleri iktidarlarının aslında Türkiye’nin özel krizinin ardından yaşanan iyileşme süreciyle, kanlı petrolün önlenemez yükselişinin dünya piyasalarında yarattığı rüzgârları arkasına almakla yakaladığı büyük şans, beklenmedik bir hız ve boyutta şansızlığa dönüşüverdi. Özel hiçbir katkı, program söz konusu olmadan medyatik pazarlaması çok parlak sunumlarla “yakalanmış istikrar”, aslında dünyadan daha düşük ölçeklerde sadece piyasalar düzeni için geçerli pembe tablo kararıverdi. Üstüne üstlük istikrar pompalanması, ipotekli seçmenin yakalanması, sadaka düzeni, din üzerinden siyaset.. faktörlerini çok iyi değerlendirmiş, iktidarda mağduru oynamayı başarmış olarak seçimden büyük oy artışı ile çıkan AKP, çoğunluk oy gücünü demokrasinin kurallarını yok sayarak kullanmaya kalkışınca, siyasal istikrarsızlık, cepheleşmenin odağı oluverdi. Piyasalar düzeninde uzun bir dönem sıfır sayılan iç siyasi riskin birdenbire çok tırmandığının da altı çizilip durulmakta. Kanlı petrol getirisinin tıkanması, ABD’den dünyaya yayılan çok olumsuz ekonomik göstergelerin korkutucu krizinin üstüne, hızla tırmanan iç siyasi risk eklendi. ??? Gazeteye yürürken şöyle bir vitrinlere takılmak, piyasacıların baykuşvari konuşmalarının anlamını açıklamaya yetiyor da artıyor bile; Nişantaşı vitrinlerinde ilk rakamın yanına eklenmiş tek sıfırlı giyim etiketlerinin anlamından korkmak gerek. Bir kilo et, sebzenin çok altında bir fiyatla etek, ayakkabı, pantolon, ceket satılabilmesi tek başına gerçekten ürkütücü.. Artısı AKP ve Başbakan Erdoğan’ın sığınmaya çalıştıkları, çalışacakları AKP davası ile ilişkilendirme de sorumluluktan kurtuluşları olamayacak. Türkiye’yi dünya için aslında sürpriz olmayan, beklenen büyük kriz karşısında zayıf bırakan tüm ekonomik göstergelerin tek yetkili, hem de güçlü yetkili iktidar icraatçısı Erdoğan hükümetleri, çok övündükleri ihracat patlamasının, aslında ithalata dayandırılması, büyüyen cari açıklar politikaları, bu kez ağırlıklı özel sektör için geçerli olsa da patlayan dış borç yükü, üretimi aşağı çeken politikalar, üretimin yüzde 65 üstüne tırmanan ithalat ürününe bağımlı kılınması, Cumhuriyetten bu yana yaratılmış kamu değerlerinin yok pahasına elden çıkarılmış olması, kâr eden işletmelerin çok ucuzun ötesinde şaibeli satılmış olması, en yüksek faizlerle gelen sıcak paranın şimdilerde en büyük tehdit oluşturması.. hepsi ama hepsi güçlü Erdoğan hükümetleri icraatları, bir boyutu ile sabıkaları.. Pembe tablonun kirlenmesi nedenleri, tümü ile siyasal riskin odağı yapılmak istenen AKP davası öncesi göstergelere, gelişmelere bağlı. İç piyasalardaki riskleri büyütebilecek bizdeki reel ekonomi verilerindeki bozulmalar, istatistikler, dava tarihi öncesi kayıtlara taşınmış konumda. İşin en vitrinde kanıtı da, günlük iç risklerin öne çıktığı günlere göre değil, ABD’deki günlere, iniş çıkışlara bağlı bizim piyasaların da iniş çıkışlarını yaşıyor olması. Piyasacılarımızın günlük haberler, gelişmeler bağlantılı iç riskleri yüksek gördükleri günlerde de, ABD piyasalarında önlemler paralelinde yaşanan geçici iyileşmeler bize hemen yansıyor. Olumsuzluklar ise bizim olumsuzlukları da alarak katlanıyor.. Özetle AKP iktidarı, Erdoğan hükümeti için asıl tehdit piyasalar, ekonomik gelişmeler üzerinden.. Cepheleşmeyi, iç siyasal riskleri tırmandırmak kendi kendilerini vurmaktan başkaca bir anlam taşımayacak.. [email protected] olar kuru yüzde 8.4’lük enflasyonla paralel artsaydı milli gelir 549 milyar dolar çıkacaktı. Bu durumu dikkate alarak yapılan hesaplara göre geçen yıl kurdaki düşüş, milli geliri kâğıt üzerinde 110 milyar dolar yükseltti. D (TÜFE) bazında yüzde 8.4 oranında bir enflasyon yaşanan 2007’de dolar kuru yüzde 9.8 geriledi. Dolar kurundaki bu düşüş, milli gelirin dolar cinsinden tutarını kâğıt üzerinde yüzde 25.1 büyüttü. Dövizde geçen yıl yaşanan düşüş, “sıcak para” ile özelleştirmeler kap samında gelen yabancı sermaye girişlerinin döviz arzını arttırmasından kaynaklandı. Türkiye’de enflasyon sorunu aşılamazken, kurlar nominal olarak düştü. Yıllık bazda yüzde 8.4 enflasyon yaşanmasına rağmen, dolar kurunun buna paralel artmak bir yana önceki yıldaki nominal düzeyinin de yüzde 9.8 altına inmesi, YTL ’deki aşırı değerlenmeyi gündeme getirdi. Enflasyondan indirgendiğinde dolar kurundaki “reel” düşüş ise yüzde 16.8’e geldi. Döviz arzındaki artışa bağlı olarak kurların gerilediği 2007’de Türkiye’nin dış ticaret ve cari işlemler açıkları hızla büyüdü. Geçen yıl dolar kuru yüzde 8.4’lük enflasyon kadar artsaydı 2006’da 1.44 olan dolar kuru 2007’de 1.56 düzeyinde gerçekleşecekti. Bu durumda 856.4 milyar YTL ’lik 2007 yılı GSYH’sinin dolar cinsinden tutarı da açıklanandan 109.8 milyar dolar daha düşük çıkacaktı. Diğer bir deyişle geçen yıl kurda yaşanan düşüş milli geliri yaklaşık 110 milyar dolar daha yüksek çıkardı. Margarinin sağlıklı olduğunu öne süren dernek üyeleri, yoğun bir kampanya başlatıyor Margarinci ‘7 Gerçek’i anlatacak Bal ithalatı başlıyor Ekonomi Servisi Türkiye’de bal stoklarının tükenmeye başlaması ve ciddi oranda rekoltede düşüş yaşanması nedeniyle hükümet bal ithalatının yolunu açtı. Önümüzdeki günlerde ithalatına başlanacak olan balın önemli bir kısmı Arjantin’den gelecek. Balparmak Yönetim Kurulu Başkanı Özen Altıparmak, şu anda üreticinin elinde kalan sağlıklı ve gerçek balın, Türkiye’nin yıllık ihtiyacının yüzde 2’sinden bile az olduğunu belirtti. Altıparmak, düzenlenen basın toplantısında, ithalat ile mal azlığının yol açtığı aşırı fiyat yüksekliğini engellemenin amaçlandığını belirterek “Aynı zamanda yasadışı yollardan giren hileli balların önünün kesilmesi gerekir. Uzun süren rekolte sıkıntısı, bazı fırsatçılar için bulunmaz bir ortam yaratmıştır” dedi. Ekonomi Servisi Margarin hakkındaki önyargıları yok etmeyi ve bu yolla toplum sağlığına katkıda bulunmayı amaçlayan MÜMSAD (Mutfak Ürünleri ve Margarin Sanayicileri Derneği), bilimsel temellere dayandığını duyurduğu ‘7 Gerçek’ten oluşan bilinçlendirme kampanyasıyla kamuoyunun karşısına çıktı. 2004’te kurulan 31 margarin şirketinin üye olduğu 12 firma temsilcisinden oluşan dernekte margarin üreticisi Besler (Ülker), Unilever, Gıdasa ve Küçükbay adıyla dört firma bulunuyor. MÜMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Metin Yurdagül, “Ar ? Margarin ile ilgili çıkan olumsuz söylemlerin kendilerine sessizliği bozdurduğunu söyleyen margarin sanayicilerine göre “Margarinde kolesterol de yok, trans yağ da. Tamamen bitkisel”. tık sabrımız taştı, bundan sonra sessizliğimizi bozuyoruz. Kamuoyunun önüne çıkma zamanı geldi” dedi. Yurdagül, Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Tanju Besler ve MÜMSAD’dan Mustafa Seçkin ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, margarin hakkında Türkiye’de gerçeklerin bilinmesinin gerektiğini söyledi. Yurdagül, kahvaltılık margarin tüketiminin 20012007 yılları arasında yılda ortalama 160 bin ton (650 milyon paket) civarında gerçekleştiğini, söylentiler nedeniyle de ilginin giderek azaldığını söyledi. Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Tanju Besler de “Margarin gönül rahatlığıyla tüketilebilecek bir besindir. Yağlar, A, E, D ve K vitaminlerini içerir ve mideye doygunluk hissi verir. Tereyağ yerine margarini tavsiye ediyoruz” diye konuştu. Sektöre göre 7 gerçek Margarincilere göre 7 gerçek şöyle: Margarin tamamen bitkisel yağlardan üretilir, Kolesterol içermez, Trans yağ içermez, Beslenme çeşitliliğine katkı sağlar, Omega 3 ve Omega 6 yağları içerir, A ve D vitaminleri içerir, İyi bir enerji kaynağıdır. Türker: Yağ da kaçak da 10 numara Ekonomi Servisi 10 numara yağ olarak adlandırılan atık madeni yağların fiyatı ucuzlatmak için akaryakıt ile karıştırılarak araçlarda kullanıldığını söyleyen Petrol Ofisi (POAŞ) Üst Yöneticisi (CEO) Melih Türker, atık yağların bu şekilde kullanılmasının da kaçak akaryakıt tanımına girmesi gerektiğini belirtti. Akaryakıt sektörü ve POAŞ’ın 2008 ? Petrol Ofisi CEO’su Türker, dalgalanmadan akaryakıt sektörünün de etkilendiğini, ancak bu yıl 12 milyar dolarlık ciroya ulaşacaklarını söyledi. beklentilerinin paylaşıldığı sohbet toplantısında konuşan Türker, “10 numara yağ ince yağdır. Kullanım alanı ve miktarı bellidir. Bugün, fiyatı ucuzlattığı için bunu alarak yakıta karıştırıyorlar” dedi. Türker, daha önce PETDER’in de gündeme getirdiği 10 numara yağ konusunun ancak vergisi ve ÖTV’siyle ilgili önlemler alınarak çözülebileceğini dile getirerek şöyle konuştu: “Herkes yağcı oldu, teneke teneke satılıyor. Bu büyük bir sorun. Sadece 10 numara için bir şey yapmak yetmez. Yarın 15 numara çıkar. Kalıcı çözümler gerek.” Gürcistan’da 3 yıl için toplam 30 istasyonun kurulacağını dile getiren Türker, piyasalardaki dalgalanmaların akaryakıt sektörünü az da olsa etkilediğini, ancak 2008 için 12 milyar dolarlık ciro hedeflerinde değişikliğe gitmediklerini belirtti. Melih Türker Özbek: Amaç iyi bir platform yaratmak Ekonomi Servisi Geçen günlerde İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanlığı’na aday olduğunu açıklayan Türkiye Denim Sanayicileri ve İşadamları Derneği (DENİMDER) ve Redstar Jeans Yönetim Kurulu Başkanı Nedim Özbek, amacının İHKİB yönetimini iyi bir hazır giyim platformuna dönüştürmek olduğunu söyledi. Özbek ortak bir aday belirlenirse adaylıktan çekilebileceğini de dile getirdi. Özbek, şu anda İHKİB seçimlerinde oy kullanabilecek 7 bin kişi olduğuna işaret ederek, geçen seçimde yaklaşık 900 oy kullanıldığını, gelecek seçimlerde bu rakamı 23 binlere çıkarmak istediklerini söyledi. GELİR VERGİSİ KAPSAMINA ALINIYOR Veraset kalkacak, intikal vergisi ödenecek ANKARA (AA) Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanarak Başbakanlık’a gönderilen yasa taslağı ile veraset vergisi kalkıyor, ivazsız (karşılıksız) intikal olarak nitelenen eşya piyangoları, yarışmalar ve bağışlar ise Gelir Vergisi Kanunu içine alınıyor. Uygulamanın vergi gelirini etkilemeyip iş yükünü azaltması bekleniyor. Çünkü, İstanbul koşullarında bile iki daire miras intikal eden yurttaş istisnalar nedeniyle vergi ödemediği mevcut uygulamada çok sayıda işlem yapmak durumunda kalıyor. Yeni düzenleme şu uygulamayı öngörüyor: Ölüm nedeniyle mal intikallerinden vergi alınması uygulamasına son verilirken yarışma ve çekilişler gelir vergisi kapsamına alınıyor. Bağışlar, çekilişler ve yarışmalardan vergi alınması sürdürülecek. Yarışma ve çekilişlerde, bu gelirlerin mevcut haliyle 2 bin 216 YTL’si vergiden istisna tutulacak. Yarışma ya da çekilişi düzenleyen kuruluş, şimdi olduğu gibi istisnayı aşan bölümden stopaj kesecek ve bunu Maliye’ye intikal ettirecek. Kalanı da hediye ve çekiliş ikramiyesi olarak katılımcıya aktarılacak. İstisna tutarı, her yıl yeniden belirlenecek. Kişilere ev ya da araba bağışlanması gibi yöntemlerle gerçekleşen ivazsız intikallerde ise normal gelir vergisi tarifesinde olacak. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle