29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
C İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına İLHAN SELÇUK ? Baştarafı 1. Sayfada Genel Yayın Yönetmeni: İbrahimYıldız ? Yazıişleri Müdürleri: Mehmet Sucu, Güray Öz (Sorumlu) ? Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara İstihbarat: Cengiz Yıldırım ? Ekonomi: Hasan Eriş ? Dış Haberler: Özgür Ulusoy ? Kültür: Egemen Berköz ? Spor: Abdülkadir Yücelman ? Makaleler: Sami Karaören ? Düzeltme: Abdullah Yazıcı ? BilgiBelge: Edibe Buğra Yayın Kurulu: İlhan Selçuk (Başkan), Emre Kongar (Başkan Yardımcısı), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbay Atatürk Bulvarı No: 125, Kat:4, Bakanlıklar Tel: 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 ? İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks: 4418745 ? Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu, İnönü Cd. 5 S. Aksoğan İş H. Kat 1 Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15 Antalya Temsilcisi: Ahmet Oruçoğlu Cumhuriyet Meydanı Yıldız Apartmanı B Blok No: 80/5 Tel: 0242 2480057 Faks: 0242 2430509 ? İdare Müdürü: Hüseyin Gürer ? Mali İşler: BülentYener ? Satış: Fazilet Kuza ? Cumhuriyet Reklam: ? Genel Müdür: Özlem Ayden ? Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Tel: (0212) 251 98 74 75 /251 98 81 82 Faks: (0212) 251 98 68 Rezervasyon: (212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 İmsak: 4.24 Güneş: 6.02 Öğle: 13.09 İkindi: 16.56 Akşam: 20.04 Yatsı: 21.34 Yayımlayan ve Yönetim yeri: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul. Tel: (0/212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0/212) 343 72 64 Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt İstanbul. Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt İstanbul 26 NİSAN 2008 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK laştığına değinen yorumlar, haberler yer alırdı. Bu yıl manzara değişti. 23 Nisan’dan önce bir AKP kongresinde delegeler ve izleyiciler Onuncu Yıl Marşı’nı söylediler. Kimi siyasetçiler AKP kongresindeki bu davranışı “dinci partide ‘hayırlı’ bir gelişme” olarak yorumladı. Ne ki, AKP’deki “hayırlı gelişme” kongrede Onuncu Yıl Marşı’nın hep birlikte okunmasıyla sınırlı kalmadı. ??? Bu yıl, 23 Nisan’daki törenlerde hemen hiçbir ilde yobaz kafalı öğretmenler veya il eğitim müdürlerinin, küçük kızları şeriat kurallarına göre giydirdiklerine rastlanmadı. Medyanın, üzerinde üstün körü durduğu bir başka haber dikkat çekti. Meclis Başkanı Köksal Toptan’ın 23 Nisan yıldönümündeki resmi kabulünde tek bir kişi dışında türbanlılara rastlanmadı. O hanım da siyasetçi eşi değildi. Ne olmuştu da siyasetçi eşleri, yumurta biçimindeki türbanlı kafalar 23 Nisan’daki resmi kabule katılmamıştı? Ne olmuştu da AKP kongresinde Onuncu Yıl Marşı’nı delegeler ve izleyiciler hep bir ağızdan söylemişlerdi? Ne olmuştu da her yıl 23 Nisan’larda olduğu gibi bu yıl çeşitli illerde ilkokul kız öğrencileri başları türbanla kapalı giysilerle törenlere katılmamışlardı? Bu olayın nedenlerini araştıran da olmadı… …Meclis kürsüsüne çıkıp bu değişikliği soran ve yorumlayan siyasetçiye de rastlanmadı. ??? Oysa Yargıtay Başsavcısı’nın Anayasa Mahkemesi’ne kapatma davası açtığından beri AKP’de göstermelik bir değişiklik gözleniyor. Bir merkezden verilen buyrukla illerde geçen yıllarda izlenen manzaralar sergilenmedi. TBMM’deki törene yine bir merkezden verilen buyrukla AKP’li bakanlarla milletvekilleri yumurta biçimindeki türbanlı eşleriyle katılmadı. Laikliğe aykırı söylem veya davranışlarda bulunan AKP’liler ya partiden atıldı veya parti haysiyet divanına verildi. Bu davranışlar AKP’de laikliğe bir uyanışı mı gösteriyor? Kendimizi aldatmayalım. AKP’nin oyunlarına alet olmayalım. Durum şudur: Ne yumurta biçimindeki türbandan, ne örtünmeden vazgeçildi, ne de laiklik karşıtı eylemlerden. Yargıtay Başsavcısı’nın Anayasa Mahkemesi’ne kapatma davası açtığından beri başta RTE, laikliği ağzından düşürmüyor. Gizli posta aracılığıyla verilen emirle bu yıl illerde laiklik karşıtı eylemler yapılmıyor. Milletvekilleriyle bakanlar yumurta biçimindeki türbanlı eşleriyle TBMM’deki resmi kabule gelmiyor. Bütünüyle bu olaylar RTE liderliğindeki laiklik karşıtı eylemlere, gelişmelere ara verildiğini gösteriyor. Yoksa RTE ve onun kafasındaki gerici kadrolar düne kadar uyguladıkları laiklik karşıtı hareketlerden vazgeçmiş değiller. Anayasa Mahkemesi’nde dava kapatmayla sonuçlanmazsa… yumurta biçimindeki türbanlı sayısının artmasını kışkırtacaklar… İlkokullardaki küçücük kızları daha yoğun biçimde örtünme saçmalığına itecekler… Başta Çankaya’daki AKP’li, aşağıdaki “kardeşi”, bakanlar ve milletvekilleri türbanlı ve kapalı eşleriyle yine şurada burada daha sık görünecekler. Hiçbir şey değişmeyecek ve bugün kimilerinin alkışladığı laiklik özentisi gösteriler daha yoğun biçimde uygulanmaya başlanacak. Bugünkü davranışlar tamamen sahte. Her türlü aldatmaca kapatma davasını etkilemek, AKP’nin “laiklik karşıtı hareketlerin odak noktası” olmadığını kanıtlamaya çalışmak, Yüksek Mahkeme’yi etkilemek… iç ve dış dünyayı kandırmak için… AKP, başkentte ve yurt düzeyinde kandırma ve aldatma operasyonunu ustaca yürütüyor ve kimi aklı evveller de AKP’nin oyununa geliyor. Oysa: Kırk yıllık Yani, olur mu Kâni? ‘Mahkeme baskı altında’ Kılıç, Anayasa Mahkemesi’ni AKP hakkındaki kapatma davası nedeniyle yurtiçi ve yurtdışından yönlendirme, etkileme girişimlerine tepki gösterdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, AKP hakkındaki kapatma davası nedeniyle mahkemenin baskı altına alınmaya çalışıldığını belirtirken, “Bir azınlığın ya da çoğunluğun inançları nedeniyle siyasal katılımdan uzaklaştırıldığı yerde demokrasi olamayacağı gibi laiklikten de söz edilemez” dedi. Kılıç, Lord Acton’un “İktidar yozlaştırır, mutlak iktidar mutlaka yozlaştırır” sözleriyle de iktidarı uyardı. Anayasa Mahkemesi’nin 46. kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlenen törene Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan ile yüksek yargı organı temsilcileri katılırken; AKP’ye kapatma davası açan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya ve CHP lideri Deniz Baykal gelmedi. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın törendeki konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle: Ağır saldırı: Yargı kararlarının eleştirilmesi hakarete ve güven zedelemeye dönüştüğünde kurumsal ve toplumsal barışın bozulması kaçınılmazdır. Bu bağlamda, Anayasa Mahkemesi’ne intikal etmiş davalarla (AKP kapatma) ilgili olarak gerek ulusal gerekse uluslararası çevrelerce mahkemeyi yönlendirme, etkileme ve baskı altında tutma girişimleri büyük bir GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ‘GERGİNLİK TIRMANDIRILIYOR’ “Bugün sorunları çözmek için harcanması gereken çabadan daha çok, sanki çözülmemesi için büyük çaba sarf ediyoruz. Sorunlar ötelenmekte, gerginlik tırmandırılmaktadır.Toplumun siyasal, etnik ve dinsel kesimleri arasında ciddi bir güven bunalımının olduğu saklanamaz bir gerçektir. Güvensizlik, kavgayı ve dayatmaları da beraberinde getirmektedir. Gücü elinde bulunduranlar karşı düşüncedekilerin güvensizliğini ve korkularını ortadan kaldıracak çözümleri üretmediği sürece bu çatlak derinleşecektir. Hissedilen korkular, göz ardı edilemez. Yaşanan hayat tarzlarının ideoloji haline geldiği bir dünyada duyulan güvensizlik ve korkular, acilen değerlendirmeye alınmalıdır. Aksi halde her şeyin rejim sorunu haline getirildiği ülkemizde birlikte yaşama koşulları daha ağırlaşacaktır. Siyasi kutuplaşmaların bu ülkeye ağır bedeller ödettiği hepimizin malumudur.” üzüntüyle takip edilmektedir. Mahkeme üyelerinin verdikleri oylar gözetilerek görsel ve yazılı basında hangi cumhurbaşkanının kimi seçtiği ve nasıl oy kullandıkları biçimindeki kategorik değerlendirmeler, yargıçların kendilerini koruma içgüdülerini harekete geçirerek vicdani kanaatlerini saptırmaya yönelik ağır bir saldırı niteliğindedir. Üyeler hedef gösteriliyor: Mahkeme üyelerinin görüntülerinin her dakika televizyon ekranlarından gösterilmesi, haber ya da açıkoturumlarda isim verilerek hedef haline getirilmesi yaşanmış elim olaylardan ders çıkarmayanları sorumluluktan kurtaramayacaktır. Tüm bu olumsuzluklar, Anayasa Mahkemesi’nin üniter yapıyı koruma ve gerçekten demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olması yolundaki gayretlerini asla durduramayacaktır. İktidar yozlaştırır: Özgürlüklere tehdit oluşturması bakımından bir kişinin sınırsız iktidarı ile çoğunluğun sınırsız iktidarı arasında özde bir fark yoktur. İktidarın yozlaştırıcı doğası ve tarihsel tecrübe dikkate alındığında bu durum daha iyi anlaşılacaktır. Lord Acton’un ifade ettiği gibi, ‘İktidar yozlaştırır, mutlak iktidar mutlaka yozlaştırır’. Siyasal katılımdan uzaklaştırma: Bireyin, siyasal yapının oluşumuna özgürce ve eşit olarak iştirak edemediği, bir azınlığın ya da çoğunluğun inançları nedeniyle siyasal katılımdan uzaklaştırıldığı yerde demokrasi olamayacağı gibi laiklikten de söz edilemez. Özgürlükçü ve çoğulcu demokrasi, farklı olanı yani ‘öteki’ni kendi varlığının ve var oluşunun teminatı olarak görmeyip, onu yok edilmesi gereken bir ‘düşman’ olarak nitelediği müddetçe, çağdaş demokrasinin muhtaç olduğu hoşgörü ve çoğulculuğu sağlamak mümkün değildir. Ergenekon’a atıf: Hukuk dışı yollardan güç alarak, rejimi ya da ülkeyi kurtarma girişimlerinin ülkenin batışını hızlandırmaktan başka işe yaramayacağı bilinmelidir. Çağın kenar mahallesinde yaşamamak için uygar dünyayla tanışmak ve kimliğimizi kaybetmeden bütünleşmek zorunluluktur. TÜRMEN’DEN ‘301’YORUMU ‘Değişiklik kozmetik’ Haber Merkezi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) uzun yıllar yargıçlık görevini üstlenen Rıza Türmen, Türk Ceza Yasası’nın (TCY) 301. maddesinde yapılan değişikliği “kozmetik” olarak niteledi. Parti kapatma davalarında AİHM’nin temel yaklaşımının “demokrasi” olduğunu belirten Türmen, AİHM’nin kapatılan RP’nin gerçekleştirmek istediği projenin demokrasiyle bağdaşmadığına dikkat çektiğini aktardı. NTV’ye konuşan Türmen, AİHM’de şimdiye kadar Türkiye’den 9 tane parti kapatma davası açıldığını anımsatarak, AİHM’nin parti kapatmaya bakışını değerlendirmek için kararların tümünün bir bütün olarak okunması gerektiğini belirtti. Türkiye’nin temel sorununun ifade özgürlüğüyle ilgili davalar olduğunu söyleyen Türmen, yargıç ve savcıların konulara bireysel eksenli bakmasının davaları hafifleteceğini belirtti. TCY’nin 301. maddesine ilişkin değişiklikleri de değerlendiren Türmen, “Türklük mü, Türk milleti mi, ifadelerinin öneminin nerede olduğunu anlayabilmiş değilim. Hâkimlerimizin, bunları istediği gibi yorumlama özgürlüğü var. Bunlar zaten tehlike suçları, zaten yoruma açık suçlar. Hâkimlerin kendi değerlendirmelerini çok çok yakından ilgilendiren suçlar. Bu değişiklikler bana biraz kozmetik geliyor” dedi. nuyu olabildiğince yansız biçimde aktarmaya çalışmıştık. Gelen yansımalar geniş bir yelpazeyi içeriyordu. Baykal’la olmuyor diyenler bir yana... Öyle ki; kimileri, CHP’nin başından Deniz Baykal gitse de bir şeyin değişmeyeceği görüşünde! Kimileri yolumu kesti, birkaç isim saydı, devam etti: “Neden bu isimlerle birlikte yepyeni bir oluşum yaratılamıyor?” Bu tür duygu yoğunluklu irdelemeler CHP’lileri, Baykal’ın çevresindekileri kızdırıyor. Ancak onlara bir çağrımız var: Gelin; buna bozulmak yerine nedenlerini anlamaya çalışın, üzerinize aldığınız sorumluluğu bütün boyutlarıyla taşıyın! Toplumun dinamik kesimlerinde CHP’ye yönelik eleştiriler bittiği gün, CHP de bitmiş demektir. Bu eleştirileri “sahip çıkma” zemininde değerlendirmek gerekiyor. Tümüyle önyargılı olanlar bir tarafa, toplumda taraftar bulan eleştirileri kabul edip çıkış yolları üretmek CHP’nin başlıca görevi! ??? CHP, sol yelpazede benden başkası yetişmiyor rahatlığına da giremez. Bu saptama doğru olsa bile, iktidar olamamanın gerekçesi değil... Atatürk’ün güzel bir sözü var: Hiçbir mazeret başarının yerini tutamaz! CHP kurultayında ille bir tarafı tutup öne çıkarmak ya da bir tarafa ağır eleştiriler yöneltmek bizim işimiz değil. Gördüğümüzü ve öngördüğümüzü aktarmak ise görevimiz. Bu bağlamda gördüğümüz şu: CHP ne yapıp edip toplumun gönlünde yer etmek zorunda. Küresel yapı CHP’den hoşlanmıyor... Sermaye çevreleri CHP’nin ulusal duruşuna soğuk bakıyor... CHP’nin solundaki sol, büyüyememenin hıncını CHP’den çıkarmak istiyor... İktidar medyanın desteğini de yetersiz buldu, doğrudan kendine ait bir medya yelpazesi yarattı. Bu medya her fırsatta CHP’ye saldırıyor... Bütün bunlar gerçek ama, Atatürk’ün sözünde olduğu gibi iktidar yolunu açamamanın mazereti olamaz. CHP, iktidar heyecanını içeren bir ufuk çizdiğinde, bundan taban da etkilenecek ve başka türlü çalışmaya başlayacaktır. Nasıl balık baştan kokarsa, heyecan da baştan başlar! CHP kurultayı başlarken genel değerlendirmelerimiz böyle... Kurultayın sonuçlarını önümüzdeki hafta paylaşırız... ??? Yazının başlığındaki saptamamıza haklılık kazandıran bir açıklama AKP Kırıkkale Milletvekili Vahit Erdem’den geldi. AKP içindeki rahmetli merkez sağ yelpazede yer aldığı kabul edilen Erdem’in saptamaları şöyle: 1 Yüzde 47 bize fazla geldi, hazmedemedik. Buna dayalı hatalar yaptık. 2 Atamalarda liyakata bakmadık, yanlış kişileri atadık. 3 Bakanlar Kurulu’nda kan değişimi gerekiyordu, yapamadık. 4 Merkez sağa oturamadık. 5 Bize oy vermeyen kesimlerdeki kaygıları gideremedik. 6 Türban sorununu yaratmak gereksizdi. Hem çözemedik, hem gerilimi arttırdık. Pek çok kişinin paylaştığı görüşleri, bir AKP’linin söylemesi önemli. 2009 siyasette pek çok değişikliği beraberinde getirecek. CHP kurultayının da ışığında soralım: O güne kim hazır? ankcum?cumhuriyet.com.tr Öğrencileri üniversiteye sokmadılar İstanbul Haber Servisi Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) Fındıklı Yerleşkesi’nde dün öğrenciler, üniversitelerde ülkücü saldırıların artmasını protesto etti. Gösterinin ardından üniversiteye girmek isteyen öğrencilerle güvenlik görevlileri arasında arbede çıktı. Güvenlik görevlilerinin olaya yetersiz kalması üzerine üniversiteye çevik kuvvet polisi girdi. MSGSÜ öğrencileri dün üniversitenin Fındıklı’daki ana giriş kapısı önünde “Polis, idare, sivil faşist işbirliğine son” pankartı açarak toplandılar. Öğrenciler adına yapılan açıklamada üniversitelerde ilerici, devrimci ve demokrat öğrencilere yönelik ülkücü faşist saldırıların arttığı savunularak, MSGSÜ Fındıklı kantininde 23 Nisan nedeniyle rektörlük izni ile mehter marşı eşliğinde ülkücü öğrencilerin bildiri dağıttığı iddia edildi. Açıklamada, “Önceki gün de Tarih Bölümü’nde toplanan ülkücü grup, tacizkâr tavırlarla çevik kuvvet eşliğinde rektörlükle görüşmeye gitti. Kendini entelektüel, devrimci ve ilerici olarak gösteren rektör ise bu tavrı ile ne kadar ilerici olduğunu göstermiştir” ifadeleri yer aldı. (Fotoğraf: ALİ AÇAR) CEZAEVİNE KONULDU TUNCEL HAKKINDA İDDİA Topkapı hafızına Sübyancı suçlaması Haber Merkezi Topkapı Sarayı’nın Kutsal Emanetler Bölümü’nde 24 saat Kuranıkerim okuyan hafızlardan S.E, internette tanıştığı yaşları 14 ile 16 arasında değişen onlarca çocukla cinsel ilişkiye girdiği iddiasıyla tutuklandı. S.E’nin tanıştığı çocukları para vererek ya da hediye kontör alarak cinsel ilişkiye zorladığı ileri sürülüyor. Hürriyet gazetesinin internet sitesinde yer alan habere göre, geçen günlerde İstanbul Bayrampaşa İsmet Paşa Parkı içerisinde bir kişinin linç edildiği bilgisi üzerine Bayrampaşa Önleyici Hizmetler Büro Amirliği’ne bağlı ekipler adrese gitti. Parka gelen polisler, bir kişinin yaklaşık 10 kişi tarafından linç edilmeye çalışıldığını gördü. Zanlı hemen polis aracına bindirilerek Bayrampaşa Merkez Karakolu’na götürüldü. Linç girişiminde bulunan 5 kişi de zanlıyla birlikte karakola götürüldü. Polis olaya karışan tarafları sorguya aldı. Linci gerçekleştirdikleri ileri sürülen kişiler, dövdükleri kişinin arkadaşlarına cinsel tacizde bulunduğunu iddia edince soruşturma derinleştirildi. Linç girişimi esnasında yaralanan S.E. götürüldüğü polis merkezinde iddiaları reddetti. S.E’nin Fatih Müftülüğü’nde çalıştığı ve gündüzleri Topkapı Sarayı’ndaki Kutsal Emanetler Bölümü’nde Kuran okuduğu öğrenildi. Fatih Müftülüğü S.E’nin süresiz izne çıktığını belirtti. Savcılık tarafından küçük yaştaki erkek çocuklara cinsel taciz iddiaları üzerine gözaltına alınan S.E. polis sorgusunun ardından çıkarıldığı mahkemede, kendisine yardım ettiği ileri sürülen 2 kişiyle birlikte tutuklandı. Polis soruşturmada S.E’nin Eminönü’ndeki evinde de arama yaptı. S.E’nin evinde bazı CD’lere de el konuldu. S.E’nin evli ve 2 çocuk sahibi olduğu öğrenildi. Polis, cinsel istismara uğradığı ileri sürülen erkek çocukların ifadeleri doğrultusunda Çapa’da bulunan bir eve de baskın düzenledi. ‘Yazıcıoğlu’nun gezisinde görev aldı’ İstanbul Haber Servisi Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetini organize ettiği gerekçesiyle yargılanan polis muhbiri Erhan Tuncel’in, BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nun Trabzon gezisinin organizasyonunda görev aldığı öne sürüldü. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki süren dava dosyasına yeni konulan telefon kaydı, aynı fotoğrafta yer almalarına karşın, Tuncel’i tanımadığını söyleyen Muhsin Yazıcıoğlu’nun açıklamalarının aksini ortaya çıkardı. Erhan Tuncel’in, “Memduh Abi” diye hitap ettiği polis memuruyla yaptığı telefon görüşmesinde, Yazıcıoğlu için “Muhsin başkan yarın gelecek ona eşlilk edeceğim” diyor. “Memduh Abi programı vereyim mi” diyen Tuncel, uçağın 8’e çeyrek kala indiğini, partide yemekli basın toplantısı, partililerle görüşme, cuma namazı, sonra da sanayide esnafla görüşmenin olacağını ifade ediyor. Muhsin Yazıcıoğlu ile Yasin Hayal’in durumunu konuşacaklarını, görüşmeye Hayal’in avukatının da katılacağını anlatıyor. “Yasin’in konusunu da görüşeceğiz.Avukatı da çağıracağız.Avukat da gelecek” diyor. Telefondaki ses Tuncel’e “Yasin’in sonraki ceza olayını mı?” diye soruyor. Tuncel, “Hı hı, tamam görüşürüz” diye telefonu kapatıyor. Dink cinayeti azmettiricisi Hayal, 2000 yılında McDonalds’ı bombaladığı dönemde BBP üyesiydi. Dink’in öldürülmesinin ardından, Hayal’in cinayetten iki ay önce özel yaşantısına dikkat etmediği ve dengesiz davranışları nedeniyle partiden ihraç edildiği açıklanmıştı. Yalçındağ, ‘çatışmalı ortam’ın vahim bir tabloya neden olacağı uyarısında bulundu ‘Kutuplaşma herkese kaybettirir’ ARİF FARAÇ ŞANLIURFA Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, siyasette ve toplumda uzun süredir görülmeyen bir kutuplaşma yaşandığını vurgulayarak “Böyle bir ortamda kutuplaşmayı sürdürmekte ısrar etmek herkesin kaybetmesi anlamına gelecektir” dedi. TÜRKONOFED’in 2008 yılının ilk Başkanlar Konseyi toplantısı Şanlıurfa’da Dedeman Otel’de yapıldı. Toplantıya, TÜSİAD Başkanı Yalçındağ, TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Celal Beysel, Akbank Genel Müdürü Zafer Kurtul, Şanlıurfa Valisi Yusuf Yavaşçan, Şanlıurfa Belediye Başkanı Dr. Ahmet Eşref Fakıbaba, AKP Şanlıurfa Milletvekilleri Yahya Akman, Müfit Yetkin ve davetliler katıldı. Toplantıda konuşan TÜSİAD Başkanı Yalçındağ, siyasetteki “çatışmalı ortam”ın ekonomiye etkilerine değindi. Yalçındağ, siyasi gerginliğin, yavaşlayan bir ekonomiyle ve küresel çalkantıyla birleşmesi halinde ortaya daha vahim bir tablo çıkacağı uyarısında bulundu. Türkiye’nin siyasette ve toplumda uzun süredir görülmedik bir kutuplaşma içinde olduğunu vurgulayan Yalçındağ, “Siyaset herkesin kazanacağı formülleri üretme sanatıdır. İlk önce kuvvetler ayrımına dayalı, laik yapısı ileri derecede güvence altına alınmış, bireysel ve kolek tif hakları çağdaş ölçülerde geliştirilmiş, hukuksal temeli ve yargı bağımsızlığı güçlendirilmiş demokratik bir Türkiye üzerinde mutabakat sağlanması gerek.” dedi. ‘3 çocuk’ göndermesi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, 8 Mart Kadınlar Günü’nde kadınlara en az 3 çocuk doğurması önerisine de göndermelerde bulunan Yalçındağ, “bugünden başlamak üzere, en az bir nesil süresince Türkiye’nin nüfusunun azalacağını ve çoğunluğunun yaşlılardan oluşacağını söylemenin mümkün olmadığını” söyledi. TÜRKONFED Başkanı Celal Beysel de konuşmasında anayasa değişikliği nin önemine vurgu yaparak “İktidarın sadece türban ya da parti kapatma konularına odaklanan ‘cımbızlanmış’ anayasa değişikliği arayışlarının çıkar yol olmadığı artık görülmüştür.Yaşadığımız sorunlara mutlaka geniş mutabakat zemini olan, kapsamlı bir anayasa değişikliğiyle çözüm aranmalıdır” dedi. Toplantının ardından yayımlanan bildiride de anayasa değişikliği teklifinin katılımla şekillendirilmesi çağrısı yapıldı. Bildiride TBMM Başkanı Köksal Toptan himayesinde sivil toplumun, akademisyenlerin ve Meclis’te grubu bulunan partilerin eşit katılımıyla bir “Anayasa Konseyi’’ kurulması önerisinde bulunuldu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle