29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 NİSAN 2008 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr ‘Benden pirinç almıyorsunuz’ diyen ABD, gümrük duvarını fiyatlarda yaşanan spekülasyonlarla aştı 15 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Şikâyetle olmadı, krizle sattı Stokçulara kötü haber Türkiye’nin ABD’den bu yıl başında haftalık pirinç ithalatı ortalama 20 bin ton iken,“Stoklar tükeniyor” spekülasyonlarıyla bu sayı haftalık 130 bin tona dayandı. NECDET ÇALIŞKAN Pirinç fiyatlarındaki spekülasyonlar devam ederken son iki haftada Türkiye’nin, ABD’den 260 bin tonluk pirinç ithal etmek için kontrat yaptığı belirlendi. ABD Tarım Bakanlığı’nın (USDA) haftalık tarımsal ürün satışı raporlarına göre, Türkiye 317 Nisan tarihleri arasındaki iki haftalık dönemde ABD’den farklı cinslerde toplam 260 bin tonluk pirinç satın aldı. USDA’nın haftalık açıkladığı ihracat rakamlarına göre, iki haftada ABD’nin Türkiye’ye teslim ettiği (accumulated exports) pirinç miktarı 98 bin tonu buldu. Ayrıca aynı dönemde ABD, Türkiye’ye 160 bin ton pirinci de gelecek dönemde teslim etmek üzere (outstanding sales) işlem yaptı. Bu ithalatının ne kadarının Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından alındığı açıklanmazken söz konusu dönemde TMO’ya ayrıca 100 bin ton gümrüksüz (yüzde 0 vergi) pirinç ithalatı yapması için Bakanlar Kurulu kararı çıkarıldı. Kararın ardından, USDA’nın gelecek hafta açıklayacağı rakamlarda Türkiye’ye ne kadarlık pirinç satmış olacağı şimdiden merak konusu oldu. 301’den Önemli Türkiye’nin sendikal haklara ilişkin anayasal, yasal yasaklar ayıpları bildiğiniz gibi değil. Ama gündemde de değil... Geçenlerde AB Sendikalar Konfederasyonu (ETUC), Gazeteciler İşkolu Örgütü (FIJ), Türkiye ayağındaki örgütleri Türkİş, TGS hep birlikte ortak seminerdeydik. Durum vaziyetler bir daha masaya yatırıldı. ETUC, FIJ yöneticilerine dostlukla sordum; AB demokrasi kriterleri ölçeğinde, AB siyasilerinin dillerine doladıkları 301’den çok daha önemli olduğunun altını çizdiler. Gelin görün ki günümüzde demokrasinin olmazsa olmaz ilkeleri, demokrasi masasını tutan ayakları her iki tarafta da kırık. AB’nin en zengin ülkelerinde kırık ayaklar nedeniyle masa yamulmuş, sallanıp duruyorsa, bizdeki yere yatmış durumda. Biz dozu giderek artan emperyal küresel saldırının üzerine 12 Eylül saldırısını yemiştik... Ayaktakımının, sendikal haklar, ücretler, yasal hak, sosyal devlet, sosyal haklar kayıpları onlarda matematiksel sayılarla geriye giderken bizde geometrik sayılarla buharlaşıyor. Emperyal düzenin, insan için ekonomiden kopup paranın dini imanı olmayan kurallarına göre işleyen, kutsanan serbest piyasanın istediği ölçeklerde hakların geri alınışı, milyonlarla işçinin genel grev, direniş eylemleri ile anlamlı biçimde geriye püskürtülebiliyor. Yani AKP’nin en son Meclis’ten geçirdiği türden, emekçilerin sağlık, emeklilik haklarını gasp eden bir “sosyal güvenlik reformu” yasası çıkartılamıyor. Sorun hükümetle uzlaşan sendikal liderlik kadrolarına kızmakla açıklanabilecek kadar basit değil. Sorun 12 Eylül’ün katmerli boyutlarda getirdiği yasaklı anayasal, yasal düzenin de sayesinde, sendikal örgütlülük ve bilinçte, gelişmiş ülkelerin gerek örgütlülük, gerekse moral değerler anlamında çok fazla gerisine düşülmüş olmasında. ??? En son örnek önceki gün İngiltere’de ücretlerin geriye çekilmesine karşı öğretmenler sendikasının yaptığı genel grev olabilir. Sendikal hareket moral değerlerini koruyabildiğinde istediği, uygun gördüğü stratejik aşamada, süreler içinde genel grev yapabiliyor. Bizde öğretmen sendikaları göreceli kamuda en bilinçli, en örgütlü, moral değerleri en yüksek, en çok eylem yapan sendikalar değil mi? Ancak kamu sendikaları için toplu pazarlık, grev hakkı yok. Bütçe içinde belirlenecek katsayı görüşmelerinde hükümet lütfedip kamu sendikaları ile görüşüyor. Sonra da karar Erdoğan’ın iki dudağının arasından çıkıyor. KESK’e bağlı sendikaların tümü için, başta öğretmenler, 12 Eylül sonrasının en dinamik, hatta eylem vurgunu sendikaları dememiz gerekmiyor mu? Sorun siyasi iktidarlara karşı bu eylemlerle caydırıcı güç yaratamamış olmakta. Elbette bunda moral değerleri daha çökük işçi sendikalarının desteğinin olamamasının payı büyük. Asıl pay demokrasinin topal ayağı, yasaklı sendikal düzende. 1980’li yıllarda AB ülkelerinde Türkiye’yi üye yapma, en azından AB standartlarına çıkartma çabaları, hiç değilse sendikal örgütler cephesinden iyi niyetle yürütüldüğünden 12 Eylül’ün yasaklı sendikal düzenine karşı tepkiler güçlüydü. AB sendikal hareketi Türkiye’nin Uluslararası Çalışma Örgütü’nde (ILO) sözleşme ihlallerinden gündeme alınıp hesap verme sürecine sokulmasında etkin rol oynadılar. Türkiye o günden bugüne ILO’nun haziran genel kurullarında o yılın gündemine göre öne çıkarılan, Türkiye’nin altında imzası olan sözleşmeleri çiğnemekten hesap verir durur. Zorlanan hükümetler kimi zaman makyaj yasaları ile, kimi zaman yasa taslakları ile o yılı geçiştirmeye bakarlar. Duyduğuma göre yine bu yılın haziran genel kurulu bağlantılı da yıllardır hazırlanmış kim bilir kaç yüz değil, kaç bin yasa taslağı içinden seçilecek bir metinle, sözde demokratikleştirme, sendikal yasakları kaldırma paketi ile ILO Genel Kurulu’na gidilmek isteniyormuş. Bırakınız AB, daha aşağıda kalan ILO normlarını, Türkiye’nin imzası olan sözleşmeleri yakalama kriterlerinin gündeme gelmesinin söz konusu olamayacağına yemin edebilirim. Erdoğan hükümeti, 12 Eylül’den bugüne yeni bir tek sendikanın kurulamadığı, işverenlerin istemediği bir tek işyerinde bile örgütlenilemeyen ağır yasaklı sendikal düzen sayesinde, aşiret, tarikat, sadaka düzenine oturmuş olarak iktidar oldu. Bütün Türkiye için birkaç yüz binle sayılan sendikalı işçi ile sendikal düzen çökertilmiş durumda. Sahi AB siyasi iktidarları AKP’ye dava açılmasının hesabını, Türkiye bir sömürge ülkesi imişçesine, hukuka göre bağımsız karar vermesi gereken yargıdan sormaya kalkışıyor da; demokrasinin en olmaz, yaşamsal ayağındaki bu ağır sendikal yasakların hesabını niye hiç sormuyor, ağızlarına bile almıyorlar? Çünkü, demokrasilerin olmazsa olmaz özgürlükleri içinde olan, istenildiği anda, istenilen çapta genel grev, dayanışma grevleri bizde toptan yasak. Çalışanlar üretimden gelen güçlerini kullandıkları eylemlerde, baştan sona yasaklı düzeni zorlayarak bir şeyler yapmak zorunda kalıyorlar. Ağır bedeller ödemeleri de cabası; istedikleri kadar etkin, caydırıcı olamıyorlar. [email protected] 260 bin ton yolda Yıllık ortalama 600 bin tonluk pirinç tüketiminin 200 bin tonunu ithal eden Türkiye, son iki haftada ABD’den 260 bin tonluk pirinç almak için kontrat imzaladı. Amerikalı bayram yaptı Resmi Gazete’de 18 Nisan Cuma günü yayımlanan bir kararla ABD’li pirinç üreticileri bayram etti. TMO’ya “yüzde 0” gümrük vergisi ile pirinç ithal etme izni verildi. Milyar dolarlık kazanç Üretim ve tüketimde değişiklik olmamasına karşın fiyat spekülasyonunun da etkisiyle ABD’nin yılbaşından bu yana tüm dünyaya sattığı pirinçten elde ettiği kazanç 2 milyar doları buldu. Yerli üreticiye destek ABD’yi kızdırmıştı 2004 yılına kadar 100 bin ile 200 bin ton arasında seyreden Türkiye’nin pirinç üretimi, yerli çeltik üreticilerini desteklemek için gümrük vergisinin yüzde 45’lere kadar çıkarılmasıyla 400 bin tona kadar dayandı. Fakat en önemli pazarlarından biri olan Türkiye’yi kaptırmak istemeyen ABD, 2005’te Türkiye’yi “Ticaret kurallarını gümrük vergilerini yüksek tutarak ihlal ediyor. Benden pirinç almıyor” gerekçesiyle Dünya Ticaret Örgütü’ne (DTÖ) şikâyet etmişti. DTÖ bünyesinde incelemeler devam ederken Türkiye aleyhine veya lehine şu ana kadar herhangi bir yaptırım doğuran karar çıkmadı. Türkiye’nin yılda 600 bin ton civarında pirinç tüketimi var. Bunun 400 bin tonu iç üretimden, 200 bin tonu ise ithalattan karşılanıyor. Dünya pirinç fiyatlarının göstergesi olarak kabul edilen Chicago Emtia Borsası’nda fiyatlar artmaya devam ederken bu yılın ilk 2 ayında ABD’nin pirinç ihracatından elde ettiği gelir bir önceki yıla göre yüzde 30 artarak 711 milyon do Fiyatlar katlandı ları buldu. Chicago Borsası’nda ise fiyatlar 100 libre (45 kilogram) başına 3.5 ayda 14 dolardan 24 dolara dayandı. Artış yüzde 72’yi buldu. Bu süreçte ABD de pirinç ihracatına tam gaz devam etti. Son 2 ayda 1 milyar dolar, yılın ilk 4 ayında ise 2 milyar dolarlık ihracat geliri elde edildi. TEKEL ARAZİSİ Uluslararası derecelendirme kuruluşu Fitch, Çalık’ın notunu B’ye çekti Çalık Holding’in notu düştü Tek teklif Kiler’den Ekonomi Servisi Mecidiyeköy’deki eski likör fabrikası arazisi, Toplu Konut İdaresi’nin (TOKİ) iştiraki Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı tarafından ihale edildi. Yoğun ilgi olması beklenen ihaleye sadece Kiler GYO katıldı ve arazi için 295.7 milyon YTL teklif verdi. Arazinin muhammen bedeli 275 milyon YTL’ydi. Ali Sami Yen Stadı’nın yanındaki yaklaşık 24 bin metrekarelik arazi, bölgedeki son büyük arazilerden biri olma özelliğini taşıyor. Kiler araziye 350 milyon dolarlık yatırım yapacağını açıkladı. ? Kuruluş tarafından yapılan açıklamada, notun, devir teslimden sonra daha da düşebileceği belirtildi. Ekonomi Servisi İhale sürecinin başlangıcından, satışın yapılması ve devrine kadar hemen her aşamasında teamüllere aykırılıklar bulunan atvSabah satışı sonrası, Fitch, Çalık Holdin’in notunu düşürdü. Holdingin B+ olan notunu B’ye çeken kuruluş, Çalık’ın uzun vadeli kredi notunu da A’den, BBB+’ya çekti ve şirketin negatif izlemede kaldığını açıkladı. Fitch tarafından yapılan açıklamada, Sabahatv alımının ardından notun yeniden düşürülebileceği belirtildi. İMZALAR HEMEN ATILDI Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), atvSabah Ticari ve İktisadi Bütünlüğü’nün dün itibarıyla Turkuvaz Radyo ve Televizyon Gazetecilik ve Yayıncılık AŞ’ye devir ve teslim edildiğini bildirdi. TMSF’den yapılan yazılı açıklamada, atvSabah Ticari İktisadi Bütünlüğü’nün, Turkuvaz Radyo ve Televizyon Gazetecilik ve Yayıncılık AŞ’ye 1.1 milyar dolar bedel üzerinden 5 Aralık 2007 tarihinde ihale edildiği, ihalenin, fon kurulunun 21 Şubat 2008 tarihli kararı ile onaylandığı hatırlatıldı. Turkuvaz AŞ tarafından ihale bedelinin 22 Nisan 2008 tarihinde TMSF hesaplarına ödendiği ve satış işleminin ihale şartnamesine uygun bir biçimde sonuçlandırıldığı belirtilen açıklamada, “Bu kapsamda; atvSabah Ticari ve İktisadi Bütünlüğü 24 Nisan 2008 itibarıyla Turkuvaz AŞ’ye devir ve teslim edilmiştir” denildi. İmza törenine Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Hukuk Dairesi Başkanı avukat Özcan Mungan, Tahsilat Dairesi Başkanı Fahrettin Özyapar ile Turkuvaz yetkilisi katıldı. Çalık’ın Katarlı orta ğı dün bir açıklama yaparak söz konusu yatırımı birkaç aydır izlediklerini, şirketin de bu yatırım için kurulduğunu açıkladı. Lusail International Media Company adına yapılan açıklamada, şirketin medya sektöründe uzun vadeli yatırımlar yapmak üzere kurulduğu belirtilerek “Yeni şirket, ilk yatırımını atvSabah’ı alan Çalık Grup İştiraki Şirketin adı çeviri hatası Turkuvaz’ın yüzde 25 payına sahip olarak yaptı” denildi. Açıklamada ayrıca, daha önce basın bültenlerinde şirketin “Lusail International Media Company” olan adının Arapçadan Latinceye çevrilirken hata yapıldığı için “Al Wasaeel International Media Company” olarak geçtiği de ileri sürüldü. Açlık sınırı 717 YTL oldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkİş’ten yapılan yazılı açıklamaya göre, bir önceki ay 696 YTL 78 YKr olan 4 kişilik ailenin açlık sınırı, nisanda 717 YTL 7 YKr’ye yükseldi. Buna kira, ulaşım, giyim, eğitim, kültür gibi temel ihtiyaçların eklenmesiyle bulunan yoksulluk sınırı da, 2 bin 269 YTL 64 YKr’den, Nisan 2008’de 2 bin 335 YTL 73 YKr’ye çıktı. Bu rakamlara göre, hem açlık, hem de yoksulluk sınırı bir ayda yüzde 2.91 arttı. Araştırmada, gıda harcaması tutarındaki artışın son 12 ay itibarıyla yüzde 13.60 düzeyinde gerçekleştiği kaydedildi. Açıklamada “Gıda fiyatlarında son aylarda görülen ve küresel ısınma ve artan enerji fiyatları nedeniyle olduğu öne sürülen anormal artışlar, toplumun yoksul ve muhtaç kesimlerinin geçim şartlarını daha da olumsuz duruma getirdi. Gıda harcaması tutarı geçen yılın aynı ayına göre 86 YTL arttı” denildi. ESAS NO: 2008139 Davacı Elta Elektrik ve İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited şirketi vekili Av. Pınar Dündar tarafından, mahkememize açılan iflas istemi davasında verilen tensip ara kararı uyarınca; Lüleburgaz Ticaret Sicil Memurluğunun, 3141 sicil nosunda kayıtlı olan, ELTA Elektrik ve İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited şirketinin, mahkememizden aciz nedeniyle İİK’nun 178. maddesi uyarınca, doğrudan doğruya iflasına karar verilmesini istemektedir. Davaya müdahil olarak katılmak isteyen alacaklılara, duyulması bakımından katılmak isteyen alacaklıların ilan tarihinden itibaren, 15 gün içinde bir dilekçe ile mahkememize başvurmaları gerektiği, ilanen tebliğ olunur. 14/04/2008 (Basın: 23130) LÜLEBURGAZ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ İLAN METNİ 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30’uncu maddesine göre Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği nezdinde oluşturulan Sigorta Tahkim Komisyonu’na; Sigorta Hakemi olmak üzere aşağıdaki nitelikleri taşıdıklarını belgelemek suretiyle uygun görülen başvurulardan Hazine Müsteşarlığı’nca kabul edilenler, dosya başı ücretli Sigorta Hakemi olarak atanacaklardır. Sigorta hakemi olacakların; a) En az dört yıllık yüksekokul mezunu olması, b) Sigorta hukukunda en az beş yıl veya sigortacılıkta en az on yıl deneyimli olması, c) Mali güç dışında, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 3/2a maddesi hükmüne göre sigorta ve reasürans şirketi kurucularında aranan nitelikleri taşıması gerekir. Adayların başvurularına aşağıdaki belgeleri eklemesi şarttır. Özgeçmiş, En son mezun olunan yüksekokula ait diplomanın ve varsa lisansüstü diplomanın noter tasdikli örneği, Müflis veya konkordato ilan etmiş olmadıklarına dair belge, 5684 sayılı kanunun 3’üncü maddesi 2’nci fıkrasının a bendinin 3 alt bendinde belirtilen durumda olmadığına dair imzalı beyanı, 5684 sayılı kanunun 3’üncü maddesinin 2’nci fıkrası a bendinin 4’üncü alt bendindeki suçlardan mahkum olunmadığına dair arşiv kaydını içeren adli sicil belgesi, 5684 sayılı kanunun 30’uncu maddesinin 18’inci fıkrası hükmüne göre sigorta hakemliği yapmaya mani bir hali olmadığına dair imzalı beyanı, Vukuatlı nüfus cüzdanı örneği, Sigorta hukukunda en az beş yıl veya sigortacılık alanındaki uzmanlıkları belirtilmek suretiyle en az on yıl deneyimi gösteren belgeler, İkametgâh (yerleşim yeri) belgesi ve 3 adet vesikalık fotoğraf, Başvurudan sonra gerektiğinde istenecek diğer belgeler, Belge noksanlığı halinde başvurular dikkate alınmayacaktır. İstenilen nitelikleri haiz adayların belgeleri ile birlikte 30.05.2008 tarihine kadar, Tahkim Komisyonu’na yazılı olarak başvurması rica olunur. Bu tarihten sonra gelecek hakem müracaatları da kabul edilecek olup, komisyonun belirleyeceği sonraki dönemlerde değerlendirmeye alınacaktır. Adres: Sigorta Tahkim Komisyonu, Büyükdere Cad., Büyükdere Plaza, No.195 Kat.2 34394 Levent/İSTANBUL Basın: 22161 SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU’NDAN ESAS NO: 1999/871 Davacı KERİMAN AZAKLI tarafından, davalılar SEBAHATTİN AZAKLI vs. aleyhine açılan, İZALEİ ŞÜYU davasının mahkememizce yapılarak açık duruşması sonunda verilen ara kararı uyarınca; Davacı tarafından, davaya konu İstanbul İli, Maltepe İlçesi, Yenikariye Mah. Ada: 1164, Pafta: 2/1, Parsel: 15 de kayıtlı taşınmaz ile Maltepe İlçesi, Altıntepe Mah. Cihadiye Cad. Ada: 2024, parsel: 6 ve 74 kapı no.lu binanın 10 no.lu dairelerin, ortaklığının giderilmesi için açılan davada; dosya 12.03.2008 tarihinde müracaata bırakılmış olup, 17.03.2008 tarihinde yenilenmiş olmakla, Davalı GÜRKAN MUNGAN ve FATMA ZEHRA KORKMAZ adlarına çıkartılan duruşma gün ve saatini bildirir tebligatlar yapılamamış, tüm aramalara rağmen tebligata yarar açık adresi de bulunamamış olduğundan, yukarıdaki dava dilekçesi özetini ve yenilenen duruşma günü olan, 27.05.2008 saat 10.30’un davalılara tebliğine karar verilmiş olmakla, belli edilen gün ve saatte dava ile ilgili tüm belgeler ile birlikte, davalının duruşmada hazır bulunmaları veya kendilerini kanunu bir vekil ile temsil ettirmeleri, aksi takdirde yargılamanın HUMK.nun 509. md. uyarınca yokluklarında devam edilerek karar verileceği hususu, dava dilekçesi yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 08.04.2008 (Basın: 23020) KARTAL 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ İLAN GÜL: EMİRLE BEN TANIŞTIRDIM ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nin mezuniyet törenine katılan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bir gazetecinin “Medya dünyasında atvSabah Grubu’nun satışı ile ilgili aracılık ettiğiniz, Katarlılarla Şam ziyaretiniz sırasında sizin tanıştırdığınız yazıldı” sözleri üzerine Çalık Grubu’nun patronu Ahmet Çalık ile Katar Emiri’ni tanıştırdığını kabul etti. Gül, “Şam’da, SamsunCeyhan Boru Hattı’nı yapacak Sayın Çalık’ı enerji konusunda Katar Emiri ile tanıştırdım. Bütün iş dünyasına çok yakın bir şekilde beraber duruyorum. Türkiye dışında bütün işlerine de yardımcı oluyorum. Ama onun dışında ben kim, kiminle ne konuşur onlara karışmam” dedi. Sabancı Hat Koleksiyonu SÜ Sakıp Sabancı Müzesi’nin Osmanlı Hat Koleksiyonu’ndan seçmelerin yer aldığı “Sakıp Sabancı Müzesi’nden Osmanlı Hat Sanatı” başlıklı serginin Sevilla, Real Alcázar Sarayı’nda yapılan açılışına İspanyol basını büyük ilgi gösterdi. Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı’nın da katıldığı açılış, İspanyol medyasında geniş yer buldu. ESKİŞEHİR 1. AİLE MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2007/607 Davacı NESRİN YETİLMEZER’in vekilince, davalı SÜREYYA TAYMAZ aleyhine açılan nafaka davasında, davacı eşi ile Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin, 2001/710 Esas 2002/536 Karar sayılı davası ile 06.06.2002 tarihinde boşandıklarını, müşterek çocukları Gözde ve Gökhan’ın velayetinin kendisine verildiğini; söz konusu mahkeme kararıyla kendisine 75 YTL yoksulluk; müşterek çocuklar için 50’şer YTL iştirak nafakası hükmedildiğini; ancak aradan geçen zaman içinde ekonomik koşullar nedeniyle, nafaka miktarının yetersiz kaldığını; kendisi lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının 150 YTL ’ye; eğitimi devam eden müşterek çocuk Gökhan için hükmedilen 50 YTL iştirak nafakasının 150 YTL ’ye çıkarılmasını talep etmiştir. Davalının açık adresi tespit edilememiş olup, Yusuf Zeki ve Sabriye oğlu, Eskişehir 31.03.1957 doğumlu, Süreyya Taymaz’ın 22.05.2008 günü, saat 09.00’da mahkeme salonunda hazır bulunması ya da kendisini bir vekil ile temsil ettirmesi, ilanın yayınlanmasını müteakip, 15 gün sonra adı geçene tebliğ edilmiş sayılacağı, aksi takdirde duruşmaya yokluğunda devam edileceği ve karar verileceği hususu ilanen tebliğ olunur. (Basın: 22965) DB: Türk halkının durumu iyi (!) Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ulrick Zachau, Ankara’da katıldığı konferansta, son 1.5 yıl içinde Türkiye’ye yaptığı ziyaretlerde edindiği izlenime göre, 6 yıldır yaşanan sürdürülebilir yüksek büyüme sonucunda, halkın geçmişe göre durumunun iyi olduğunu söyledi. Sabancı Topluluğu şirketlerinden lastik üreticisi Brisa’nın, 22. Kalite İyileştirme Konferansı dün İstanbul’da gerçekleştirildi. Konferansta, Arkas Holding, Erenköy İlköğretim Okulu, Rexam Paketleme, Teknosa ve Tofaş da toplam kalite anlayışları çerçevesinde hayata geçirdikleri iyileştirme çalışmalarını aktardılar. C MY B C MY B Brisa’dan 22. İyileştirme Konferansı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle