14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 NİSAN 2008 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr KÜLTÜR 15 TKB’nin Çorum seminerinde, kapatılan ‘üye’lerin serzenişleri bile hazmedilemedi... ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Tarihi kentler ‘buruk’ toplandılar 1 2 Anadolu’daki en eski kültür kaynaklarına beşiklik eden Hitit coğrafyasında, Çorum ve çevresi bir başkadır. Alacahöyük’ün kent ve yaşam zenginlikleri, Ankara’daki Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ni evrenselleştiren mirasımızdır. Gelin görün ki ülkeyi yöneten siyaset, “dünya medeniyetleri”ni buluşturmaya “önder”lik hevesindeyken, Anadolu medeniyetlerinin Cumhuriyetle buluşmalarına oralı bile değil... Alacahöyük’ten insanlığa armağan olan “Güneş Kursu”nun başkentimizi Hitit’le buluşturmasına tahammül edemeyenler ise belediye yasalarının “taslakçıbaşı”sı olabiliyorlar... Oysa sadece Atatürk döneminde ülkeye kazandırılan müzelerle birlikte, yine onun sayesinde başlanan arkeolojik kazıların, bu yazıya sığamayacak listesi bile, sözde değil özde “Anadolu aydını” olabilmenin kanıtı değil midir? Çünkü aydınlanmanın temel koşulu, tarihten gelen akıl, emek ve yaratıcılık birikimlerine geleceği de “kesintisiz” beslemeleri için sahiplenmek ve yaşatmaktır. Kimlikli çağdaşlık İki Roman Arasında... Biri, on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından: nin dev eseri “Suç ve Ceza”; ötekisi yirminci yüzyılın ilk yarısına ait: in “Niteliksiz Adam”ı. Bireyi ve toplumu, ruhbilim ile toplumbilimi, insan ruhunun türlü halleriyle, toplumsal durumların alacalı anatomisini hallaç pamuğu gibi atan iki başyapıt. Günlerdir ikisinin arasında yalpa vuruyorum. “Niteliksiz Adam”, ikinci cildinin artık son sayfalarına yaklaşmakta olan çevirisi nedeniyle gündemimde olan roman. Fakat nedense, son zamanlarda içinde yaşadığım iklimle beni daha çok paralellikler kurmaya zorluyor. Belki de büyük diye nitelendirilmeyi hak eden bütün romanlarla ortak bir durum. İnsanın çok farklı coğrafyalarda, bazen de zamanlarda kaleme alınmış sayfalardan yola çıkarak, kendi bugün’üne özgü, yeni ve öncekilerden epey farklı bakış açılarına sürüklenmesi. Hatta bazen “Niteliksiz Adam”da olduğu gibi “Bunun yazarı, bizim iklimlerimizde de yaşamış mıydı?” sorusunu ister istemez soruvermesi. “Niteliksiz Adam”, çöküşün yolunu tutmuş olan AvusturyaMacaristan İmparatorluğu’nun dev alegorisi olan bir nehir roman. Artık bütün kurumlarıyla sarsılmakta olan, varlık nedenini çoktan yitirmiş, devamı için hiçbir mantıksal neden kalmamış, böylece de anlamsızlaşmış bir monarşinin öyküsü. Ve dünya edebiyatında gelmiş geçmiş en büyük kara mizah örneklerinden biri. Çünkü bin sayfa boyunca okuyucuya sergilenen manzara, bu anlamsız yapıyı –üstelik görkemli ve eşsiz olduğuna da inanarak!– ayakta tutmaya çalışan, dev bir bürokrasi fosilinin insancıklarının, kendilerini anlamlı olduğuna inandırmaya çalıştıkları çabalarını yansıtıyor. Bu hazin karmaşanın çeşitli odak noktalarında karşımıza çıkan ‘niteliksiz adam’, yani Ulrich ise, belki en iyi eski Yunan tragedyalarındaki koro ile karşılaştırılabilecek bir misyonun temsilcisi; onun niteliksizliği, tanıklığını yaptığı toplumsal ve bireysel çöküş süreci boyunca birer nitelik sayılan, ama onun zihinsel süreçlerinin filtresinden geçtiğinde karşımıza sadece içi boş kalıplar olarak çıkan kavramları gerçek görünüşleriyle yansıtmasından kaynaklanıyor. Olup biten her şeye kuşku ile bakmasıyla, kendini başkalarının, hatta kimi zaman bütün bir toplumun ideal saydıklarının hiçbirine adamamasıyla, en insani durumlar içersinde bile çoğu kez buz parçalarından farksız bir tutum almasıyla, aslında korkunç bir yargıç. Bu yargıcın yasalarının içinde yazılı olduğu kitabın adı ise: TARİH. , “Danton’un Ölümü” adlı oyununda tarihin kendine özgü yasalarının kendi bağımsız yollarında ilerleyişlerini çeşitli karakterlere bölerek yansıtır. “Niteliksiz Adam”da Musil, bu görevi tek başına Ulrich’in omuzlarına yüklemiştir. Tarihseltoplumsal tüm yasalara aykırılıklar, Ulrich’in kara mizahla yoğrulmuş eleştirel bakışlarına çarparak parçalanır. Dostoyevski’nin “Suç ve Ceza”sına gelince, onu neden tam da bu günlerde bir defa daha okuma ihtiyacını duydum, bilemiyorum. Belki, yaşadığım coğrafyada ve ortamda artık çok fazla suç işlendiği için. Belki, aslında tüyler ürpertici bir alışkanlığın etkisiyle, pek çok suç, suç olmaktan çıkıp günlük hayatın doğal gereklerine dönüşmüş olduğu için. Belki bütün bu suçlar karşısında, insanın tarihine, onuruna ve insan olma haysiyetine karşı artık her gün, toplumun bütün katmanlarında, iletişimin bütün kesitlerinde sürekli işlenmekte olan bütün bu suçlar karşısında yeni bir uyanık olma bilincine ihtiyaç duyduğum için. Ne olursa olsun, Raskolnikov ile Ulrich arasında tuhaf bir yakınlık kurma noktasına sürüklenmiş olduğumun farkındayım. Ulrich, tarihsel sürecindeki insanı neredeyse cansız, ama işçiliği mükemmel bir mercek gibi büyüteç altına alırken, Dostoyevski’nin Raskolnikov’u aynı insanoğlunun bütün bir suçluluk konumunu tek bir insanın ruhsal fırtınalarının süzgecinden yansıtıyor. Hangi insan? Dostoyevski’nin bütün insanları gibi, bütün zaaflarıyla, güçleriyle, direnişiyle ve acizliğiyle, kendini üstün görüşüyle ve yerlere atışıyla, ama ne olursa olsun, ancak bunların hepsinin bir araya gelmesiyle İNSAN olabilen insan! acem20@hotmail.com YEDİ BİN YILIN KENTLERİ TKB Çorum buluşması katılımcıları, “kapanacak belediyeler” listesindeki Alacahöyük’de 7 bin yılın tanıklarıyla (resim 1), Hitit sfenksleri (resim 2), Ankara’daki modeli bile hazmedilemeyen Hitit Güneş Kursu (resim 3). TKB Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen özetle diyordu ki “Bilime duyulan özlemin yaşamla da buluşabilmesi için, hem üniversitenin hem de kentteki kültür yaşamından sorumlu olan herkesin, karşılıklı duygu ve eylem birliği içinde olmaları gerekiyor...” Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Serdar Kılıçkaplan da sorumluluklarının ağırlığını anlatmaya çalışırken, ekipman ve akademik kadro eksikliğiyle açılan üniversitelerin sıkıntılarını vurgulamaktan kendini alamıyordu... Bilimsel ve eğitici kadrosu çok yetersiz bir üniversitenin, bırakın kente ve bölgeye ışık saçarak önder olmayı, kendi öğrencilerine bile yeterli eğitimi verebilmesi nasıl mümkün olabilir ki? Valinin ‘önder’liği gelen öğrencilerin yine köylü kaldıklarını belirtmesi de çarpıcıydı... TKB Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ülkü Azrak da üniversitelerin kent içinde olması gerektiğini belirterek, kadro yetersizliği için özetle dedi ki: “Akademisyenler elbette yurdun tüm yörelerinde hizmet vermeliler; ancak çalışma koşulları öyle belirlenmiş ki sanki istenmiyorlar. Bir bilim insanı için Anadolu’daki çalışma koşullarının, hem mahrumiyet, hem de özveri anlamına gelemeyeceği düzeylere kavuşturulması gerekiyor...” Gerilim konuşması İşte bu gerçeğin “kimlikli çağdaşlık” için de özümsenmesini hedefleyen belediye başkanları 2000 yılında Tarihi Kentler Birliği’ni (TKB) kurdular. Yılda 4 kez yineledikleri ulusal buluşmalarının 2008 yılı bahar semineri de 46 Nisan’da Çorum’daydı. Ev sahibi Belediye Başkanı Turan Atlamaz’ın içten konukseverliğiyle gerçekleşen seminerin konusu; “Kültürel Mirasın Korunmasında Yerel Yönetimlerle Eğitim Kurumları Arasındaki İşbirliğinin Önemi” olarak belirlenmişti. Çünkü Çorum da adını bölgenin uygarlık köklerinden alan Hitit Üniversitesi’ne kavuşmuş; kent için yeni bir umut doğmuştu... Nitekim Çorum Valisi Mustafa Toprak’ın, özellikle kültür ve sanat yaşamı için gereken mekânsal eksikliklerin giderilmesine verdiği öncelik memnunluk yarattı. Üniversitekent ilişkisinde kenarda duran değil, öncü bir rol üstlenen valilik anlayışını benimsediklerini belirten Toprak’ın konuşması önemliydi. Aynı ilişkide Muğla Üniversitesi’yle yaşadıkları deneyimleri anlatan Muğla Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün de “gerçekçi” gözlemleriyle katkılarda bulundu. “Karşılıklı işbirliği, rektör ile başkanın sadece kişisel dostluklarıyla mümkün olabiliyorsa, bu sağlıklı bir durum sayılmaz” diyen Gürün, asıl kalıcı olanın kurumsal birliktelikler içinde güçlerin bütünleşmesi olduğunu söyledi. Bu sözler, ülkede yaşanagelen kimi örneklerin anımsanmasına neden oldu. Örneğin belediyenin ya da valiliğin asfalt temin ettiği, üniversitenin de ihtiyaçlarını kent esnafından karşılamakla yetindiği bir işbirliği nasıl yeterli olabilir ki? Bilim, asıl katkısını, kentin sorunlarını çözmeye yönelik önermeler ve yol göstericilikle yapmalı; yerel yönetimler de bu rehberliğe değer ve öncelik vermeliler... Sözgelimi üniversite senatosunda yerel yönetimler; belediye ve il genel meclislerinde de üniversiteler temsilci bulundursalar; hatta her üniversitede o kente dönük çalışmalar için özel birer “enstitü” kurulsa, özlenen dayanışma da karşılıklı bilgilenme ve karar ortaklığı ile daha kalıcı bir nitelikte oluşamaz mı?.. Konuşmacılardan Prof. Dr. Ahmet Samsunlu, böylesi bir akademik katkı için, özellikle büyük kentlerdeki öğretim üyesi yığılmasının Anadolu’ya dağılması gerektiğini vurguladı. Yeni üniversitelerin, kent dışındaki kampuslarda kurulmasıyla, köyden TKB seminerinin herkeste “memnunluk” yaratan gösterilerinden biri, “İletişim Lisesi” öğrencilerince hazırlanan “Kent Arşivi” sunumuydu. Buna karşılık çoğu katılımcıda “gerilim” yaratan konuşmayı ise AKP Çorum Milletvekili Cahit Bağcı yaptı. Nüfusları 2000’den aşağıya indiği gerekçesiyle kapatılmakta olan “TKB üyeleri”nin yasayı eleştirmelerine “kızan” milletvekili diyordu ki; “Artık yasa sorgulanamaz. Yargıyı bekleyip sonuca uyacağız...” Oysa yasaya göre “kapatılacak” belediyelerden Alacahöyük’ün Başkanı Hüseyin Saykan, tarihsel kimliklerine ancak belediye örgütlenmesiyle sahip çıkabildiklerini belirtmiş; Uçhisar Belediye Başkanı Mustafa Zühal, yine ancak belediyenin kurumsal gücüyle turizme ve korumaya hizmet verilebileceğini vurgulamış; Mustafapaşa Belediye Başkanı Mustafa Özer de TKB’den de ödüller alan planlama ve imar çalışmalarının nasıl göz ardı edilebildiğini sorarak, bu yasayla TKB üyeliklerinin de sona ereceğini anımsatmıştı. Milletvekili, bütün bu haklı serzenişlere destek vermek yerine, söylenenleri “sıradan” ve siyasi bir “iktidar eleştirisi” sayıyor; demokrasiyi de “susup beklemek” sanıyordu... İşte bu “müdahale” nedeniyle 8 yıldır ilk kez bir TKB buluşması “buruk” sonlandı. Üniversitelere sözde değer veren bir siyasetin, yerel yönetimleri bilim dışı ve kültür yoksunu yasalarla kapatmasını savunmak da seminere “konuk” olarak katılan bir milletvekiline kalmıştı!... İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ MEZUNLARI DERNEĞİ DEMOKRATİK DAYANIŞMA DERNEĞİ TEŞEKKÜR Ülkemizin tanınmış hekimlerinden, Kırşehir’in medarı iftiharı, değerli hemşehrimiz ve aile dostumuz, İstanbul Üniversetesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi aşkanı’nın tavsiyeleri ile aynı hastanenin Ortopedi ve Travmatoloji A.D.’nin mümtaz aşkanı, saygıdeğer Uzman doktorumuz ve şifalı elleriyle yaşam kalitemi yükselten , 8 Nisan 2008’de Ortopedi’nin gurusu ve piri N.Y. H.S.S.’den ’nin 18 yıl önce yaptığı kalça protez ameliyatının revizyonunu üstün başarıyla gerçekleştirmişlerdir. Bu vesile ile, yüzlerinden tebessümleri hiç eksilmeyen melek kalpli servis hemşirelerine; yoğun bakım hemşiresine; sağlık memurlarına ve diğer sağlık personeline; ameliyattan sonraki zor dönemlerimde başta annem YASDIMAN olmak üzere kardeşim ’a; bana Amerika’dan maddi ve manevi desteğini esirgemeyen kardeşim ’a; İzmir’den gelen kuzenim emekli hemşire Z P ’ye; şevkat timsali Z O ’ya; 41 yıllık arkadaşım ’a, baba tarafından kuzenim ’e; ameliyatım esnasında beni yanlız bırakmayan 33 yıllık dostum ’e; bana sürpiz yaparak Amerika’dan gelen canım oğlum ALİH ’a; ayrıca telefon, email, SMS ve harika çiçekleri ile bana moral veren, ziyaretime gelen tüm akraba, dost ve yakınlarıma teşekkürü bir borç bilirim. AYDINLANMA SÖYLEŞİLERİ Yıl: 9, No: 1 Konu EĞİTİMDE YABANCI DİL Prof. Dr. KEMAL ALEMDAROĞLU Önceki İÜ Rektörü Konuşmacı Yönetmen Prof. Dr. İZZETTİN ÖNDER Emekli İÜ Öğretim Üyesi Tarih: 26 Nisan 2008 Cumartesi Saat 10.30 13.00 arası. İletişim: İÜ Mezunları Derneği (Fatoş Taştan) 0212 238 03 21 Aydınlık Yarınlar Özlemi İçindeki Tüm Yurttaşlarımız Davetlidir. Giriş serbest ve ücretsizdir. CANAN YASDIMAN Not: Ulu Atatürk’ün dediği gibi “Kendinizi Türk hekimlerine emanet ediniz!” Sivas Vilayeti Tokuş Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'nin olağan genel kurul toplantısı, 11.05.2008 Pazar günü saat 14.00'te Kartal Karlıktepe Mahallesi Fahri Korutürk Cad. Akyürek Sk. No:7/A adresinde; gerekli çoğunluk sağlanamadığı takdirde 18.05.2008 Pazar günü aynı yer ve saatte yapılacaktır. Tüm üyelerimize saygıyla duyurulur. Yönetim Kurulu Gündem 1 Açılışyoklama. 2 Kongre Başkanlığı divanı seçimi. 3 Saygı duruşu. 4 Yönetim kurulu faaliyet raporunun ve denetim kurulunun raporunun okunması ve müzakeresi. 5 Yönetim kurulu ve denetim kurulunun ayrı ayrı ibrası. 6 Tahmini bütçenin görüşülüp onaylanması. 7 Yeni yönetim kurulu ve denetim kurulunun asıl ve yedek üyelerinin seçilmesi. 8 Dilek ve temenniler. 9 Kapanış. ESAS NO: 2008/177 Şanlıurfa ili, Birecik ilçesi, Saha Mahallesi’nde kâin bulunan, davalılar Emine Berkkaçan ve Fitnat Özsu adına kayıtlı bulunan Saha Mahallesi, 228 ada, 85 parsel sayılı taşınmaz, Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından, GaziantepŞanlıurfa otoyolu (GaziantepBirecik kesimi) dava konusu taşınmazın 1.814,54 m2’lik kısmının toplam 43.657,83 YTL bedelle kamulaştırılmasına karar alınmış, ancak taraflarca bedel üzerinden anlaşma sağlanamadığından, 2942 sayılı yasa ile değişik 4650 sayılı yasa gereğince, mahkememizce kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın, Karayolları Genel Müdürlüğü adına tapuya tescili davası açılmış olup, işbu dava mahkememizin 2008/177 Esas sırasında kayıtlı bulunduğu, yasa gereğince ilan olunur. 14.04.2008 Basın: 22276 T.C. BİRECİK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ T.C. İSTANBUL 2. İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN AÇIK ARTTIRMA SURETİYLE GAYRİMENKUL SATIŞ İLANI İflas tasfiyesi maksadıyla İzmir ili, Karşıyaka ilçesi, Emek mahallesi 25 MIA pafta, 37104 ada, 2 parsel sayısında kayıtlı 119 m2 miktarlı arsanın, 102/119 hissesinin satışına iflas idaresince karar verilmiştir. TAPU KAYDI: İzmir ili, Karşıyaka ilçesi, Emek mahallesi 25 MIA pafta, 37104 ada, 2 parsel sayısında kayıtlı 119 m2 miktarlı arsanın, 102/119 hissesi müflis şirket adına kayıtlı olup, kaydına iflas şerhi konularak masa mal varlığına kazandırılmıştır. HALİ HAZIR DURUMLARI: Satışa konu taşınmaz İzmir ili, Karşıyaka ilçesi, Emek Mahallesi, Soğukkuyu kapalı mezarlığının güneyinde yer alan, Barış Caddesinden 7298 sokağa girildiğinde, sol kolda yer alan 19 nolu binanın, batı karşısına ve 7298 sokağın batı paralelinde yer alan 7281 sokaktan, 17 numara alan binanın doğu bitişiğindeki 119 m2 miktarlı boş arsa olup, üzerinde yapı bulunmamakta ve köşebaşı konumdadır. İmar durumu itibariyle parsel üzerinde taban alanı 108 m2 olan, 3 katın tamamında toplam 324 m2 inşaat yapılabileceği ve taşınmazın bulunduğu konum dikkate alınarak arsa payı karşılığının yaklaşık %30 mertebesinde olabileceği ve bu orana göre arsa payı karşılığının 97,20 m2 inşaat alanına tekabül edebileceği, taşınmazın bulunduğu konum itibariyle, Barış caddesine 94 metre, Soğukkuyu kapalı mezarlığına 118 metre, A.Altın Çubuk İlköğretim Okuluna 136 metre, Kabristan Camiine 228 metre, 7290 sokağa 106 metre, Piri Reis İlköğretim Okuluna 242 metre, Anadolu Caddesine 415 metre direkt ve yürüme mesafesindedir. Belediye hizmetlerinden yararlanmakta olan bir bölgede yer alan taşınmaza ulaşımın kolay olduğu bilirkişi tarafından belirtilmiştir. İMAR DURUMU: Satışa konu taşınmazın Bitişik nizam, 1.00 metre arka bahçe mesafeli, 3 kat, H:9.80 metre, gabarili konut adasına isabet ettiği, bilirkişi tarafından belirtilmiştir. TAŞINMAZIN KIYMETİ: Bilirkişi tarafından söz konusu taşınmazın, günün ekonomik şartları, paranın satın alma gücü, taşınmazın yeri, mevkii, alanı, imar durumu, parsel üzerinde yapı bulunmaması, malik hisseleri, civardaki yapılaşma ve yerleşme yoğunluğu, belediye hizmetlerinden yararlanıp yararlanamadığı hususları, ulaşım ve yol durumu, değerini etkileyebilecek diğer hususlar göz önüne alındığında; taşınmazın müflis şirket adına kayıtlı 102/119 hissesine 65.571,00 YTL. kıymet takdir edilmiştir. SATIŞ GÜNÜ VE ŞARTLARI: Satışa konu taşınmazın ilk açık artırması 03.06.2008 günü, saat 13.3013.45 arasında İstanbul 2. İflas Müdürlüğüne mahsus odada yapılacaktır. İlk açık arttırmada muhammen bedelin %60’ını satış ve paylaştırma masraflarını bulmaması halinde taşınmazın 2. Açık arttırması 13.06.2008 günü, aynı yer ve saatler arasında yapılacaktır. Bu arttırmada muhammen bedelin % 40’ını satış ve paylaştırma masraflarını karşılaması halinde satış yapılacak, aksi takdirde düşürülecektir. Satışa iştirak edeceklerin, taşınmazın muhammen bedelinin %20’si oranında nakit veya Milli bir bankanın teminat mektubunu satış anında iflas idaresine vermeleri gerekmektedir. İhale karar pulu, KDV, Tapu Harcı, Eğitime Katkı Payı, Tescil ve Teslim masrafları ile satıştan sonra doğabilecek her türlü masraflar alıcıya aittir. Satışa iştirak edeceklerin taşınmazı gezip gördükleri ve şimdiki haliyle kabullendikleri addolunacaktır. Satış şartnamesi ilanın gazetede neşri tarihinden itibaren dairede açık bulundurulacak olup, daha fazla bilgi almak isteyenlerin, yukarıda belirtilen dosya numarası ile daireye müracaat etmeleri, satışa iştirak edeceklerin belirtilen gün ve saatte dairede hazır bulunmaları tebliğ ve ilan olunur. 16.04.2008 (Basın: 22368) SAYI: KOD: 34484 DOSYA NO: 2002/27 TÜRK GENÇLİĞİNE HİZMET VAKFI TÜRK MÜZİĞİNİN UNUTULMAYAN SESLERİNDEN ÖRNEKLERLE TAŞ PLAK DİNLETİSİ Programı Hazırlayıp Sunan: Prof. Dr. GÜNGÖR ŞATIROĞLU Tamburi Cemil Bey, Münir Nurettin Selçuk, Perihan Altındağ ve Lüküs Hayat Opereti (Hazım Körmükçü, Vasfi Rıza Zobu). Tarih: 25 Nisan 2008 Cuma Saat: 17.00 19.00 Yer: İstanbul Teknik Üniversitesi Maçka Sosyal Tesisleri Maçkaİstanbul ESAS NO: 2008/182 Şanlıurfa ili, Birecik ilçesi, Saha Mahallesi’nde kâin bulunan, davalı Cuma Sertkaya adına kayıtlı bulunan, Saha Mahallesi 228 ada, 89 parsel sayılı taşınmaz, Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından, GaziantepŞanlıurfa otoyolu (GaziantepBirecik kesimi) dava konusu taşınmazın 242,21 m2’lik kısmının toplam 4.873,27 YTL bedelle kamulaştırılmasına karar alınmış, ancak taraflarca bedel üzerinden anlaşma sağlanamadığından, 2942 sayılı yasa ile değişik, 4650 sayılı yasa gereğince mahkememizce kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın Karayolları Genel Müdürlüğü adına, tapuya tescili davası açılmış olup, işbu dava mahkememizin 2008/182 Esas sırasında kayıtlı bulunduğu yasa gereğince ilan olunur. 14.04.2008 Basın: 22270 T.C. BİRECİK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle