05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 NİSAN 2008 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 15 YEM’in 40. yılı mimarlıkla kutlanırken odanın 41. genel kurulu da yarın Ankara’da başlıyor ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Mimarlar mimarlığın peşindeler rilen mimarlar arasında da aynı muhalefete katılanlar az değil. Çünkü hiçbir mimar, doğayı, kenti ve kültürü tahrip eden yapılaşmaları tasarlamak istemez. Meslek yaşamındaki bu açmazı aşmaya yönelik ortak “mimari çabalar”ın kurumsal organı da meslek odasıdır... Mimarlar Odası‘nı 2010’a kadar yönetecek merkez organlarının da belirleneceği 41. genel kurulu yarın Ankara’da başlıyor. Farkında mısınız; “ulusal medya”mızda hâlâ “tık” yok! Oysa aynı medya, odanın İstanbul seçimlerine haftalar kala adeta atağa kalkmıştı. Odanın “kamu yararı” anlayışını değiştirmek isteyen mimarların “Yeter artık, Mimarlar Odası mimarlık yapmamıza engel olmasın...” sözleri, sayfalardan ekranlara taşınmıştı... Bu “çıkış”ın anlamını düşünenler sordular: “Sakın bu medyatik serzenişin nedeni, Galataport, Dubai Kuleleri gibi pazarlama projelerinin, odanın davalarıyla da durdurulması olmasın?” Nitekim aynı yorum, aynı projelerin egemenlerince de yapılmış olmalıydı ki yine o “özgürlük” isteyen mimarlar, kendilerinin bile şaşırdıkları düzeyde “siyasal destek” gördüler. Ne var ki bundan “içtenlikle rahatsız” olanlar bile hiç değilse “nedeni” hakkındaki düşüncelerini aynı içtenlikte açıklayamadılar... Şimdi, işte böylesi bir süreçte yapılacak merkez genel kurulundan tek bir satır bile söz etmeyen medyaya ne demeli bilmem? Hani bundan sonra da mimarların etkinliklerine “aynı” ilgiyi göstereceklerdi? Hani asıl amaçları “mimarlığı da ülke gündemine getirmek”ti? Türkiye’nin mimarları, günlerdir “Türkiye’nin mimarlığını” rant projelerine tutsak edenlere karşı nasıl mücadele edeceklerini Ankara’da tartışmaya hazırlanıyor; “neredesiniz”?.. Aynı mücadeleyi “mimarlığa engel” sayanlar da bu ulusal buluşmada yeterli çoğunluğu sağlayamıyor olmalılar ki ortalıkta ne tam sayfa gazete ilanları var ne de medyaları... İşte böylesine “tetiklenen” ve odayı “mimarlık piyasası”nın organı sanabilen İMİ ‘ÖZENSİZLİK’LER Peki Mimarlar Odası, geçen 2 yıl içinde bunun için ne yaptı? Yanıtını genel kurula bırakırken, kimi dikkat çeken “özensizlik”lere değinmeden de edemeyeceğim. Geride kalan dönemdeki, özellikle “Türkiye Mimarlık Politikası”nı belirleme çalışmalarının, üniversitelerle birlikte ilgili kamu kurumlarınca da sahiplenilmesine yönelik çabalar çok önemlidir; sürmesi gerekiyor.. Ancak bunun, odanın kendi eğitim çalışmalarında da “temel” alınması gerekmez miydi? Örneğin, mimarların “sürekli mesleki gelişim”leri için başlatılan “eğitim seminerleri”nde aynı politikalar yeterince önemsenmediği gibi, kimi “uygunsuz”luklar da haksız sayılmayacak eleştirilere neden oldu. Hem “zorunlu” hem de “paralı” gerçekleşen bu seminerler, bazı şubelerde adeta “ekonomik katkı” aracına dönüştürüldü. Bazılarında da “ücretli gezi organizasyonları” bile zorunlu eğitimden sayıldı. Dahası, bazı kentlerde, meslektaşlarının “mesafe” koydukları kimi mimarların bile “seminer hocası” yapılmaları; yaşlarını başlarını almış üyelerin “benimsemedikleri” hocaları dinleyerek mesleklerini yapabilmek zorunda bırakılmaları; 50 yaşını aşmış Mimarlar Odası’nı yönetmenin “görmüş geçirmiş”liğiyle asla bağdaşmadı... Yeni dönemde işte bu gibi “fırsatçı”lıkların yaşanmaması önem kazanırken özellikle “dış” temasların iç temaslardan dikkat çekecek kadar fazlalaşmasını ise “genel kurula katılacak” delegelerin değerlendirmelerine bırakıyorum... Çünkü son “AB dayatmaları” da gösteriyor ki sorunlarımızı ikide bir “yabancılarla görüşerek” değil, kendi ulusal değerlerimize ve sorumluluklarımıza öncelik vererek çözebileceğiz... Sanat ve Direniş... Yirminci yüzyılın en büyük şairlerinden İspanyol Rafael Alberti’nin (19021999) “La arboleda perdida” adlı otobiyografisini, yirmi yıldan fazla bir zaman önce Almanca baskısından ve “Yitik Koru” başlığıyla dilimize çevirmiştim. Yaşadığı yüzyılın şiir alanındaki bir başka devi Pablo Neruda, Alberti’yi şöyle özetlemişti: “Onun kristal çanağında bütün İspanya toplanmıştı…” “Bir kitabı derinliğine anlamanın en iyi yolu, onu çevirmektir” sözünün doğruluğuna ben de her zaman inandım. Çünkü çevirme eylemi, çoğunlukla çevrilecek eserin dilinin bütün boyutlarına karşı bir savaş ilanı gibidir; hedeflenen ama çoğu yönleriyle ancak bir ütopya olarak kalan zafer, bu boyutların tümünün üstesinden ikinci kendisine çevrilen dilin olanakları aracılığıyla gelinmesidir. Buna karşılık metnin en iyi çeviri yoluyla anlaşılması, çeviri amaçlı olmayan bir okumada belki gizli kalabilecek anlamların ve bağlantılarının ancak yoğun bir çeviri amaçlı okuma sonunda ortaya çıkması, bir ütopya değildir. “Yitik Koru”yu yıllar önce çevirmek amacıyla okuduğumda, Neruda’nın: “Onun kristal çanağında bütün İspanya toplanmıştı…” sözünün ne anlama geldiğini de tam olarak anlamıştım öyle sanıyordum. Gelgelelim şimdilerde, kitabın Can Yayınları’nda yapılacak yeni baskısı için, “Yitik Koru”ya sonradan eklenen iki bölümü çevirirken, daha önce yapmış olduğum bölümlerle üslup birliğini sağlamak amacıyla bütün kitabı yeniden okuduğumda, önceki çeviri amaçlı okumalarımda bile tam olarak değerlendiremediğim, çok önemli bir noktanın farkına vardım: Alberti’nin kristal çanağında, İspanyol halkının otuzlu yılların öncesinde ve sonrasında Franco faşizmine karşı direnirken, bütün bir İspanyol edebiyatını ve sanatını nasıl arkasına almış olduğu da toplanmıştı. “Yitik Koru” böyle bir okumanın süzgecinden geçirildiğinde, okurun karşısına faşizme direnme amaçlı her politik girişiminde başlıca güç kaynağını sinemacılarının, şairlerinin ve yazarlarının seslerinde bulmuş bir halkın portresi çıkıyordu. Ayrıca, içinden geldiği halkın kültür diliyle o halka en önemli politik atılımlarında güç ve esin kaynağı olabilecek nitelikte bir politik edebiyatın ve sanatın varlığı da kendiliğinden gözler önüne seriliyordu. Unamuno ile ilgili bir alıntı: “Fakat kulaklarım, ansızın eskiden asla bilinçli olarak algılamadığım veya bana hiçbir şey söylemeyen sözcüklere açılmıştı: Cumhuriyet, faşizm, özgürlük… Ve o sıralarda Don Miguel de Unamuno’nun sürgünde bulunduğu Hendaye’den arkadaşlarına mektuplar ve şiirler göndermekte olduğunu haber aldım; gönderilenler, … gerçek anlamda hicviyelerdi; mektuplar ve şiirler gelir gelmez her yana sıçrayan bir yangın gibi edebiyat çevrelerinden, rejime düşman gazetelerin idarehanelerinden ve akademisyenlerin ellerinden geçmekteydi…” Aynı dönemden, Unamuno ile ilgili bir başka alıntı: “Don Miguel de Unamuno, Fransa’da yıllar süren sürgünden dönüyordu; … Unamuno’nun Madrid’de, Kuzey Garı‘na varışı, bir zafer alayı oldu. Büyük bir kalabalık kendisini alkışlarla ve ‘Yaşasın Cumhuriyet!’ çığlıklarıyla karşıladı; … polisin artık bastıramadığı bu kalabalık, daha sonra zikzaklar çizerek bütün yarımadayı dolandı…” Rafael Alberti’nin “Tenha İnsan” adlı oyunu, 1931’de Madrid’de sergilenir. İlk temsil akşamı, “Yitik Koru”da şöyle anlatılır: “Son alkışlar sırasında beni çağırdıklarında ve konuşmamı istediklerinde, en güzel gülümsememi bir kılıç gibi sallayarak şöyle bağırdım: ‘Yaşasın yıkım! Kahrolsun İspanya’nın bugünkü çürümüşlüğü!’ Böylece eşsiz bir skandala yol açmış oldum. Tiyatro tavanından tabanına kadar iki parçaya ayrıldı. Çürümüşler ve çürümemişler birbirlerine hakaretler ve tehditler yağdırdılar. Üniversite öğrencileri ile genç yazarlar ve şairler koltukların üstüne fırlayarak kıyameti kopardılar…” Yineleyelim: İspanya halkının, o dönemde faşizme karşı verdiği görkemli savaştaki en büyük güç kaynağı, Lorca’dan Buñuel’e ve Alberti’te kadar bütün bir İspanyol sanatı ve edebiyatıdır. Aynı dönemin İspanyol sanatı ve edebiyatı ise direniş ile tarihin gördüğü en görkemli ittifaklardan birini gerçekleştirebilecek kadar güçlü ve politiktir… [email protected] K ÖDÜLLER ‘SAYGIN MİMARLIK’ İÇİN... Doğan Hasol, bir edebiyat yazarı olarak mimarlığın sanatsal özünü anımsatan yazılarından ötürü YEM Medya Onur Ödülü’nü Doğan Hızlan’a verirken (1). Aynı dalda yine mimarlığın kent ve çevre mücadelesine katkılarından ötürü Yalçın Bayer ile Melih Aşık da özel ödül aldılar (2), Mimarlar Odası’nın Ulusal Mimarlık Ödülleri kapsamındaki Sinan Ödülü Ziya Tanalı’ya verildi (3). Aynı kapsamda yeni dönemin “anma programı” içinse Seyfi Arkan belirlendi (4) Mimarlığa Katkı Dalı Başarı Ödülleri de Mimarlar Derneği1927 ile Jale Erzen arasında paylaştırılırken Mualla Eyüboğlu Anhegger ise Mimarlığa Katkı Dalı Başarı Ödülleri Seçici Kurul Özel Ödülü’nü aldı... anlayışın, İstanbul’la birlikte Ankara, İzmir, Bursa, Eskişehir gibi kentlerde de örgütlendiği bir ortamda toplanacak genel kurul, bir bakıma Yapı Endüstri Merkezi’nin (YEM) 10 Nisan’daki “40. kuruluş yılı kutlaması”nda başlamıştı. “YEMMedya Onur Ödülü”nün seçici kurulu, mimarlığın “emlak eklerindeki resimler” olmadığını; hele şu İstanbul seçimlerine yönelik “ünlü mimar” pohpohlamasının ise mimarlık kültürünü daha da yozlaştırdığını anımsatmak istercesine, bu sanatın aslında bir “ulusal uygarlık ölçütü” olarak “önemsenme”si için medyaya yönelik bir de “çağrı” kaleme almıştı. “Mimarlığın yedi temel sanattan biri olduğu” vurgulanan çağrıda, “bütün basın organları mimarlık konusunda duyarlılığa davet edilmekte”ydi. Hatta Mimarlar Odası’yla birlikte YEM’in de gazetecilere yönelik kurslar düzenlemesi, seçici kurulun önerileri arasındaydı... Çünkü YEM, sadece Yapı dergisiyle değil, aynı özendeki yayın zenginliği, yapı fuarları ve sürekli kültürel etkinlikleriyle, çağdaş mimarlığımızın “eylem içindeki okulu” gibidir. Bu başarının mimarı Doğan Hasol dedi ki: “1968 yılında kurulan YapıEndüstri Merkezi, dünyada değişim rüzgârları estiren ‘68 Kuşağı’ndandır...” Nitekim bu tanım ödüllere de yansımıştı. Örneğin “Mimarın İlk Tasarım Ödülü”, genç yaratıcılıkların ve bunun kanıtlanmasına olanak sağlayan “aydın işveren”liğin kutsanmasıydı... Benzer şekilde “Altın Çekül Yapı Ödülü” ve “Mimari Tasarım Ödülü” de yine mimarlık dünyamıza da bulaştırılmak istenen çıkar siyasetine dayalı ayrışmalara karşı YEM’in geleneksel “yol gösterici”liğini taçlandırmasıydı. Çünkü şube seçimlerinde karşı karşıya “getirilen” mimarlar, jürilerde “beraber” görev yaparlarken, ödül kazananların listesinde yine birlikteydiler. 40. yıl buluşmasının da “ortak katılımcıları” oldular... LUSAL ÖDÜLLER’... Aslında aynı durum, Mimarlar Odası’nın genel kurul günlerinde vereceği Ulusal Mimarlık Ödülleri’nde de gözleniyor. Mimar Sinan’ın anısına 1988’den beri düzenlenen ve ülkenin çağdaş mimarlık birikimlerini de belgeleyen bu ödüllerin 2008 “seçici kurul başkanı” kim, biliyor musunuz? Mimarlar Odası’na “Mimarlığı engellemeyin” diye muhalefet eden mimarların İstanbul’a başkan adayları... Proje ve uygulama dallarında ödüllendi ‘U MİMARLIĞIMIZIN “68’LİSİ” YEM’İN 40 YIL KATKISI T.C. MUĞLA 1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI Satılmasına karar verilen gayrimenkullerin cinsi, kıymeti, evsafı: TAPU KAYDI: Muğla ili, Merkez İlçesi, Yeşilyurt Köyü, Yeniçeşme mevkiinde kâin tapunun, 3182 nolu parselde bulunan kârgir ev ve avlusu vasıflı 106 m2 miktarlı taşınmazdır. HALİHAZIR DURUMU: Satışa konu parsel içinde tabanda 46 m2’ye oturan iki katlı kârgir ev ve bahçede 20 m2 alana sahip müştemilat bulunmaktadır. Ev taş duvarlar ile kaplı olup, yakın zamanda tadilat geçirmiş, bakımlı ve oturulabilir durumdadır. Taşınmaz içinde bulunan evin alt katı 1 oda, mutfak, banyo WC’den, üst katı iki odadan ibarettir. Alt kat zemin seramik kaplı, mutfak duvarı yarıya kadar seramik, banyonun zemin ve duvar yarıya kadar seramiktir. Dış doğrama yeni yapılmış ahşap, iç kapılar eski ahşap olup, üst katta aradan tahta merdivenle çıkılabilir durumdadır. Üst kat 2 oda ve küçük bir holden oluşmaktadır. Üst kat zemin ve kapılar eski ahşaptan oluşmakta olup tavan ve dış doğrama yeni ahşap yapılmıştır. İç duvarlar beyaz badanadır. Tahmini 20 m2 terası mevcut olup teras seramik kaplıdır. Bahçede bir adet depo ve WC bulunmaktadır. Taşınmaz soba ile ısıtılmakta olup, Muğla merkeze tahmini 18 km. uzaklıktadır. Taşınmazın etrafı imar yönüyle konut nitelikli olarak teşekkül etmiştir. Belediyenin tüm sosyal teknik altyapı hizmetlerinden faydalanmaktadır. Bina tahmini 50 yıllık olup, elektrik, su ve yol problemi bulunmamaktadır. İMAR DURUMU: Yeşilyurt Belediyesi İmar İşleri Müdürlüğü’nün 04/07/2007 tarihli düzenlemiş olduğu 1/1000 ölçekli İmar Durumu belgesine göre, Taks kaks: Emsale göre, inşaat düzeni: serbest, kat adedi: iki kat, bina yüksekliği 6,50, bina derinliği: taks ve kaksa göre, imar planındaki yeri: mesken, konut alanı, çatı meyli %33, saçak genişliği max: l,20 mt. olup Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararları hükümlerine uyulacaktır, yazılıdır. MUHAMMEN BEDELİ : Muğla İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2007/188 Esas, 2008/51 Karar sayılı 27/02/2008 tarihli kararı ile kesinleşmiş kıymet takdirine göre değeri 40.000,00 YTL’dir. SATIŞ ŞARTLARI : 1) Taşınmazın birinci satışı 23/05/2008 günü saat: 14.3014.40 saatleri arasında Muğla 1. İcra MüdürlüğüMuğla Adliye Sarayı 208 nolu oda Muğla adresinde açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ye rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmesi şartıyla en çok arttırana ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 02/06/2008 günü aynı yer ve aynı saatler arasında ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. İkinci arttırmada ise rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve tahmin edilen kıymetin %40’ını ve satış masraflarını geçmesi şartıyla en çok arttırana ihale olunur. 2) Arttırmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen kıymetin % 20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. İhale damga pulu, tapu alım harcı ve masrafları, taşınmazın teslim masrafları, %1 KDV alıcıya aittir. Tapu satım harcı, taşınmazın aynından doğan birikmiş vergileri ve tellaliye satış bedelinden ödenir. 3) Taşınmazı satın alanlar, ihaleye alacağına mahsuben iştirak etmemiş olmak kaydıyla ihalenin feshi talep edilmiş olsa bile, satış bedelini derhal İİK mad. 130 gereğince verilen süre içinde nakden ödemek zorundadır. 4) İpotek sahibi alacaklılar ile diğer ilgililerin (*) ve irtifak hakkı sahiplerinin bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair iddialarını dayanağı belgeler ile 15 gün içerisinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu siciliyle sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 5) Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içerisinde ödenmezse İİK’nun 133. maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve gecikme faizinden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. Bu fark varsa öncelikle yatırılan teminattan tahsil edilir. 6) Şartname ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için Muğla 1. İcra Müdürlüğü’nde açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 7) İşbu satış ilanının gazetede yayınlanan ilanı, tapuda adresi olmayanlar ile tebligat yapılamayan tüm taraflara (haciz koyduran, takyidatı olan, alacaklı, borçlulara, 3. şahıslara) İİK’nun mad. 127 gereğince tebliğ yerine olmak üzere ilan ve tebliğ olunur. 8) Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderacatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2007/294 Talimat sayılı dosya numarasıyla Müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 04/04/2008 (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. NOT: İşbu taşınmaz satış ilanı, tebligat yapılamayan tüm taraflara (haciz koyduran, takyidatı olan, alacaklı, borçlulara, 3. şahıslara) ilanen tebligat yerine geçerlidir. Basın: 20359 Sayı: 2007/294 Talimat T.C. ÜNYE/ORDU 1. İCRA DAİRESİ‘NDEN TAŞINIRIN AÇIK ARTTIRMA İLANI Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins, miktar ve değerleri yazılı mallar satışa çıkarılmış olup: Birinci arttırmanın 01/05/2008 günü, saat 11.00 11.10’de Ünye Cezaevi’nde 52 LA 989 plakalı aracın yanında yapılacağı ve o gün kıymetlerinin %60’ına istekli bulunmadığı taktirde 06/05/2008 Salı günü, aynı yer ve saatte 2. artırmanın yapılarak satılacağı; şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin %40’ını bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma giderlerini geçmesinin şart olduğu; mahcuzun satış bedeli üzerinden %18 oranında KDV.’nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasından görülebileceği; gideri verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla, Dairemize başvurmaları ilan olunur. 31/03/2008 Takdir Edilen Değeri YTL: 26.000,00 Adedi: 1 Adet 1 Adet MENKUL, Seri Numaralı 52 LA 989 PLAKALI FORT TRANSİT 2006 MODEL KAMYONET. (İİKm.114/1,114/3) Basın: 20381 2007/547 TLMT. T.C. VİRANŞEHİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ‘NDEN Davacı Kamile Şeren tarafından Ahmet ve Hadice oğlu, 23.08.1960 Viranşehir doğumlu Şanlıurfa ili, Viranşehir ilçesi, Tekke Mahallesi nüfusuna kayıtlı Mustafa Şeren’in, gaip olduğundan bahisle mahkememize açılan GAİPLİK davası ile ilgili olarak yapılan araştırma neticesinde, adı geçen şahsın adresine ulaşılamadığı anlaşılmakla, adı geçen şahsın tanıyan ve bilenlerin veya kendisinin mahkememizde duruşma günü olan 07.05.2008 günü, saat 09.00’a kadar yukarıda esas numarası yazılı bulunan dava dosyamıza müracaat etmeleri, aksi halde gaipliğine karar verileceği ilan olunur. 25.12.2007 Basın: 176 C MY B C MY B ESAS NO: 2007/218
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle