05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 NİSAN 2008 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Tarımda gelişmiş ülkeler üretimi teşvik etmeye devam ederken Türkiye’de hükümet köstekliyor 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER ABD, AB destekledi, AKP seyretti ? ABD’de fiyatların aşırı düşmesi halinde Tarım Bakanlığı devreye girerek üreticinin malını alırken düşük faizli kredinin faizini de affediyor. Piyasa kötüye gitse de üretici zarar görmüyor. MURAT KIŞLALI Baldırı Çıplaklar... Siz izleyebildiniz mi bilemiyorum. Ana haberlerde genişçe yer alıp yinelenenler arasında değildi. Yine de insanı çarpıp aptala çevirmeye yetecek vahşilikte görüntüler vardı. Üstelik savaş, terör sahnelerinden alıntı da değildi. Pakistan’da uzun süredir baş edilemeyen elektrik kısıntıları zaten pamuk ipliğine bağlı, zor ayakta duran tekstil sektöründeki krizi büyütmüştü. Çok sayıda tekstil işletmesi zararı kaldıramayarak kapanma kararı alıyor, arka arkaya işçilerini sokağa atıyorlardı. En son kapanan bir tekstil fabrikasının sokakta kalan 100’ün üzerindeki işçisi, çaresizliğin beslediği öfkelerini elektrik idaresine yöneltmişlerdi. Elektrik idaresini basmış.. kırıp döküyor, önlerine çıkan çalışanlara saldırıyorlardı. Kendileri gibi yoksul ama elektrik idaresinde çalışanları tekme tokat, sopa ile dövme, linç etme sahneleri, bilimsel teknolojik devrim çağının medya araçları sayesinde ekranlarımızdan evlerimize giriyordu... Baldırı çıplakların ayaklanmaları haberleri, eylem görüntüleri, çaresizlik ve vahşet boyutları son günlerin haberlerinde, ne kadar sansürlenirse sansürlensin giderek daha sık, daha çarpıcı gündeme giriyor. En ezik, en yoksul, en aşağıdakiler, düzen dışına en çok atılmış, itilmiş, kakılmışlar, en çok uyutulmuş, çıkarlarının bilincinde olamayan, çıkarları doğrultusunda hak aramada örgütlenememiş, sendikanın ne olduğunu bile bilemeyenler, tevekküle alışmışlar, afyonlanmışlar, dünya krizi bağlantılı çaresizliğin yeni boyutlarında gazaba gelip, vahşi eylemlerle başkaldırıyorlar... ??? Bir an ayrımında olamayabiliriz.. ama çaresizliğin dibe vurduğu noktada, kendisi gibi yoksul çalışanı linç etmeye kalkışanlar, hani şu çok moda söylemlerle emperyal güçlerin başdüşmanı, savaş ilan ettikleri radikal İslamın kök saldığı El Kaide’yi, Taliban’ı, radikal İslami terör örgütlerini yetiştiren, besleyen topraklarda yaşayanlar.. tabii ki rastlantı hiç değil... BM, Dünya Bankası, IMF’de.. ya da ABD, AB ülkelerinde sivrilen görevlerde yükselmiş göçmen, yabancılar içinde ne kadar çok Pakistanlı olduğunu bir anımsayın. Zengin kuzey dünyası yıllardır bu topraklarda yetişmiş, eğitim görebilmiş en iyi beyinleri kendi ülkelerinde uzman, doktor olarak toplayıp dururlar. Bu işlerde en usta İngiltere’de yaşayan Pakistanlıların içinden radikal İslami terör örgütlerinin beslenmesi de elbette rastlantı değil. Pakistan bildik bileli Atatürk cumhuriyet ve devrimlerinden esinlenmeye çalışmış, ama ABD başta olmak üzere zengin kuzeyin emperyal dünyasına en bağımlı, sadık olmuş ülke değil mi? Afganistan için, o tarihlerde Sovyetler Birliği’ni yenmeye yönelik olarak, Taliban’ı yaratan ABD, aynı Pakistan topraklarını, halkını kullanmamış mıydı? Pakistan halkı, başta ABD, zengin kuzey dünyasının en sadık müttefiki olarak, onların duruma göre dayattıkları projeleri, planları ile kimi zaman askeri diktatörlükler, kimi zaman sandık seçimlerinin ürünü hükümetlerce yönetilirken, kendilerine dayatılan reçeteleri eksiksiz uygulamadılar mı? Pakistan giderek daha yoksullaşmış, halkı çaresizleşmiş; aşiretler kucağına, tarikatlara, en fanatik şeriat yorumlarına, kanlı iç çatışmaların ağına teslim düşmedi mi? En son Afganistan’ı işgal eden ABD, AB’nin stratejik müttefiki Pakistan, aynı zamanda en çok kullanılan üs, ülke konumunda değil miydi? Pakistan yönetimi her denileni eksiksiz yaparken, Pakistan halkı nasıl oluyor da bal tuttuğu parmağını yalayamıyor? Pakistan’daki son deprem sonrasını sadece bir anımsayın. Milyonlarca insan yıllarca aç, açıkta kaldılar. Zengin kuzey dünyasının umuru olmadı. Sonrası mı? Daha derin radikal İslami terör örgütlenmelerinin batağında, çok daha hızlı yoksullaşma, yoksunlaşma kıskacında emperyal güçlere çok iyi hizmet vermiş Pakistan yönetiminin pili bitti. Daha önce iktidar olmuş, emperyal çıkarlara çok iyi hizmet vermiş, yağmalama düzenine suç ortaklığı yapmış partiler ve liderler yeniden piyasaya sürüldüler. Sürgünden getirilenlerle, aşiretler, radikal İslami örgütlenmeler üzerinden siyasetle, emperyal çıkarlar adına oynanan çok ucuz ama çok geçerli sandık demokrasisi oyununda, seçimlere gidilip bugünkü kaostan çıkış için formüller üretildi. Arada Butto suikasta kurban gitti. Aslında çok fazla kaos, iç siyasi çatışma, aşiret kapışmalarında çok çok kan döküldü ama zengin kuzey dünyasının umuru olmadı. Şimdilerde yeni hükümet eliyle, emperyal çıkarlar emrinde Pakistan düzeni işletiliyor. Ha bu arada dünya krizi bağlantılı, çok daha hızlı yaşanan Pakistan iç ekonomik krizinde, en acımasız emek sömürü düzenine oturtulmuş işletmeler bile iflas ediyor. Baldırı çıplaklar, haberlerdeki görüntülerde görüldüğü üzere, kuyruğuna basılmış kedinin tırmalaması, arının sokması refleksleri biçiminde açıklanabilecek reflekslerle başkaldırıyorlar.. Dünya, ülkemiz, hangi düzenin çarklarında nereye doğru sürükleniyor?.. [email protected] Ç E LT İ K Ç İ Y E ‘ TA R L A N A D Ö N ’ K A M PA N YA S I CEMİL CİĞERİM ANKARA Tarımda Dünya Bankası politikaları ile hareket eden AKP hükümeti, Türkiye’deki tarım kredi satış kooperatiflerini işlevsizleştirirken hem Amerika Birleşik Devletleri (ABD) hem de Avrupa Birliği (AB) üreticilerini doğrudan destekledi. Türkiye, ithalatçı konumuna düşerken ABD ve Fransa’yı en büyük ihracatçılar arasına sokan teşvik politikaları şöyle işliyor: ABD: ABD’de teşvik, Tarım Bakanlığı ve bunun altında çalışan Ürün Kredi Kuruluşu (CCC) aracılığıyla işliyor. Üretici ürünü getirip lisanslı depoya devrettikten sonra karşılığında makbuz senedi alıyor ve CCC’den buna kayıtlı miktarın yüzde 75’i kadar düşük faizli kredi çekebiliyor. Böylece kısa süreli nakit ihtiyacını karşılayan üretici, malı hemen elinden çıkarmak zo runda kalmadığı için fiyatların en düşük olduğu ürün zamanı değil, bundan üçdört ay sonra fiyatlar yükselmeye başladığında malını satıp kredisini kapatabiliyor. ABD’de fiyatlar aşırı düşerse Tarım Bakanlığı devreye girerek üreticinin malını alırken düşük faizli kredinin faizini de affediyor. Piyasa kötüye gitse de üretici zarar görmüyor. AB: AB’de ise ortak tarım politikası altında hububat ortak piyasa düzeni bulunuyor. Burada müdahale kuruluşları 10 yıllık açıklanan fiyatlar üzerinden üretici malını teklif ettiği anda, kalite koşulları tuttuğu sürece malı almak ve üreticiye de parasını ödemekle yükümlü bulunuyor. Müdahale kuruluşları mal stokları oluşursa her 15 günde bir ihaleyle dünya pazarlarına açılıyor. Böylece kamu yükü kısıtlı tutularak üretici yine korunmuş oluyor. Baldo pirincin kilosu piyasada 7 YTL ’ye kadar çıkarken, vatandaşlar 5 kilosu 9 YTL ’ye satılan pirinci evlerine götürebilmek için TMO satış noktalarına hücum etti. Türkiye’de son üç ayda yüzde 130’a varan oranlarda artış gösteren pirincin yanı sıra bulgur fiyatı da son 1 yılda yüzde 155 oranında yükseldi. Pirinç fiyatlarında yaşanan yüksek fiyat artışı, tüketiciyi de şaşkına çevirdi. Terme Ziraat Odası, çeltik üreticisini özendirmek amacıyla köylülere “Tarlana Dön” kampanyası başlattı. Oda açıklanmasında “Şimdiye kadar 1.5 ton çeltik tohumu dağıttık. Kampanyaya büyük ilgi var. Amacımız üreticiyi tekrar çeltiğe yönlendirmek. Şu ana kadar üretici, İlçe Tarım Müdürlüğü’ne 5 bin 400 dekar çeltik alanının kaydını yaptırdı” denildi. ‘Piyasa spekülatörlere teslim’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü İsmail Kemaloğlu, pirinç fiyatlarında dünya genelinde yaşanan yüzde 30’luk artışa karşın marketlerde yüzde 100’ün üzerinde artışlar görüldüğünü söyledi. Kemaloğlu, ithalat yoluyla piyasaya 100 bin ton pirinç sürebileceklerini açıkladı. Türkiye Ziraatçiler Derneği (TZD) Başkanı İbrahim Yetkin ise TMO’nun geçen dönem üretilen 650 bin ton çeltiğin yalnızca 40 bin tonunu aldığını, piyasanın da spekülatörlere kaldığını vurguladı. Buğday ve pirinç fiyatlarındaki artış hız kesmezken TMO Genel Müdürü İsmail Kemaloğlu, hububattaki fiyat artışının nedenini spekülatörlere bağladı. Kemaloğlu, “Buğdayda dünya genelinde yüzde 150’lik artış var, Türkiye’deki artış ise yüzde 50 olarak gerçekleşti. Bu ekmeğe yüzde 10 artış olarak yansır. Oysa yüzde 2050 arasında artış söz konusu. Pirinçte dünyadaki artış yüzde 30, bakkal ve marketlerde ise yüzde 100’ün üzerinde fiyat artışı var” diye konuştu. Piyasada istikrarı sağlamak için iki seçenek olduğunu belirten Kemaloğlu, bunları “depodaki ürünü piyasaya sürmek ve vergi önlemi” olarak sıraladı. Düşük rekolte nedeniyle ürün fiyatlarında ciddi artışlar yaşanan buğdayda, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), piyasayı regüle etmek yerine ithalat yapmakta ısrar ediyor. TMO spekülatörleri ithalat tehdidiyle korkutmaya çalışırken Türkiye Ziraatçiler Derneği (TZD) Başkanı İbrahim Yetkin ise TMO’nun yeni sezonda 34 milyon ton civarında alım yaparak spekülasyonu önleyebileceğini belirtti. Yetkin, Türkiye’nin 18 milyon tonluk ihtiyacına karşın geçen yıl 17 milyon 234 bin ton üretim gerçekleştiğini, 1 milyon ton civarında açık oluştuğunu anımsatarak “Bu durum karşısında yapılması gereken şey, TMO depolarındaki geçen yıldan kalan buğday stokunu korumak ve piyasada oluşabilecek spekülasyon eğiliminin önüne geçmek için buğdaya gerçekçi bir fiyat verilerek TMO’nun piyasada düzenleyici rol oynamasını sağlayabilecek miktarda alım yapmaktı” sözleriyle eleştirdi. BULGUR PİRİNÇTEN DAHA PAHALI Bakanın fiyatlardan haberi yok! ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Pirinç fiyatlarında son dönemde görülen artış üzerine “Gerekirse 35 gün pirinç yemeyiz, bulgur yeriz, fiyatları aşağıya çekeriz” şeklinde açıklama yapan Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, piyasadaki bulgur ve pirinç fiyatlarından habersiz. Başkentte bazı marketlerde bir kilo pilavlık paket pirinç 2.40 YTL’den satılırken, bir kilo köftelik paket bulgur 2.45 YTL ’den satışa sunuluyor. Yurttaşların tepkileri şöyle: Mine Düzgün: Yurttaşa verilen zamlar belli, milletvekillerine yapılan zamlar belli. Ayhan Özer: Bakanın açıklaması, “Ekmek bulamazsanız pasta yiyin” deyişini anımsatıyor. Bakanın piyasadaki fiyatlardan haberi yok. DÜNYA ÇALKALANIYOR Ekonomi Servisi Pirinçteki fiyat artışları, enflasyon ve yol açabileceği olası huzursuzluklardan kaygılanan politikacıları da tedirgin etmeye devam ediyor. Hindistan, Mısır ve dünyanın ikinci büyük pirinç ihracatçısı Vietnam’ın ardından Endonezya da pirinç ihracatına denetim uygulamaya başladı ve yeni ihracat anlaşmalarını kısıtlama politikasına gitti. Başkan gitti, kavga bitmedi aiti’de gıda sıkıntısının yarattığı gergin ortamda başbakanın görevden alınmasının ardından, pirinç fiyatlarının hâlâ düşmemesine öfkelenen halk ile pirinç satıcıları arasında kavgalar çıktı. Beş kişinin öldüğü halk gösterilerinin ardından Başbakan Jacques Edouard Alexis cumartesi günü görevden alınmıştı. H Chicago Emtia Borsası’nda temmuz vadeli işlenmemiş pirinç fiyatları yüzde 2.16 yükselerek 100 libre başına 22.975 dolara çıktı. Pirince daha fazla toprak F ilipinler, artan pirinç talebini karşılayabilmek için tarım arazilerinin özel mülkiyete ve diğer kullanımlara dönüştürülmesini geçici olarak durdurdu. Kırsal Reform Dairesi Sekreteri Nasser Pangondoman, uygulamayla tarım arazilerinin tarım dışı kulanımının önüne geçilmek istendiğini söyledi. İNGİLTERE 40 bin kişi işsiz kalabilir Ekonomi Servisi Küresel ekonomik krize yönelik kaygılar artıyor. Times gazetesi krizin İngiltere’de işsizliği arttıracağına dikkat çekerken Amerikan yatırım bankası JP Morgan’ın tahminine göre, İngiltere’de finans piyasasında çalışan 40 bin kişi, işini kaybedebilir. İngiliz Independent gazetesi ise ekonomideki artan karamsarlık dalgasını “Kredi krizinden kurtulmanın 10 yolu” başlığıyla manşetine taşıdı. Gazetenin bazı önerileri; ülkede ilk kez ev alanlardan damga vergisi alınmaması, İngiltere Merkez Bankası’nın bankalara daha fazla borç vermeye zorlanması, bankalara zararlarını tüm şeffaflığıyla açıklama talimatı verilmesi ve ülkede insanların sürekli harcama yapmaları. Ekonomi Servisi Küresel krizin etkisiyle ekonomide gittikçe bozulan dengeler, hem tüketici hem de sermaye kesiminde kendini gösterdi. Türk halkı, “iş bulmaktan da, para harcamaktan da, ekonominin düzeleceğine inanmaktan da” vazgeçerken; şubat ayında 40 milyar dolara dayanan cari açığın finansmanında tehlike çanları çalmaya başladı. Hiç bu kadar ‘umutsuz’ olmadık 1 2 TÜKETİCİNİN GÜVENİ KALMADI YABANCININ İŞTAHI KESİLDİ TÜİK ile Merkez Bankası tarafından düzenlenen Tüketici Güven Endeksi, mart ayında, bir önceki aya göre yüzde 6.44 (1.54 puan) azalarak 81.96 oldu. Böylece 2003’ün Aralık ayından bu yanan yayımlanan endeks, tarihinin en düşük seviyesine geriledi. Güven endeksindeki azalış, tüketicilerin “mevcut ve gelecek dönem satın alma güçlerine, gelecek dönem genel ekonomik duruma, gelecek dönem iş bulma olanaklarına ve mevcut dönemin dayanıklı tüketim malı satın almak için uygunluğuna dair değerlendirmelerinin kötüleşmesinden’’ kaynaklandı. Satın alma gücü endeksi, şubat ayına göre azalarak 77.68’den 74.47’ye, gelecek dönem satın alma gücü endeksi de 84.37’den 79.36’ya indi. Gelecek dönem genel ekonomik durum 81.83’ten 74.93’e, gelecek dönem iş bulma olanakları endeksi 81.99’dan 77.47’ye, mevcut dönemin dayanıklı tüketim malı satın almak için uygunluğu endeksi de 112.14’ten 103.58’e geriledi. Endeksin 100’den büyük olması tüketici güveninde iyimser durumu, küçük olması ise kötümser durumu gösteriyor. Cari açığın finansmanında kilit rol üstlenen yabancı sermaye yatırımları, 2008 ile birlikte bıçak gibi kesildi. Uluslararası net doğrudan yatırımlar, ocakşubat döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 80.4 oranında düşüşle, 1.6 milyar dolara geriledi. Geçen yıl, ocakşubat döneminde, toplam net 8.1 milyar dolarlık uluslararası doğrudan yatırım girişi olmuştu. Hazine Müste şarlığı Uluslararası Doğrudan Yatırım verilerine göre, ocak ayında 976 milyon dolar toplam net uluslararası doğrudan yatırım girişi olurken, bu miktar şubat ayında 616 milyon dolara geriledi. Uluslararası doğrudan net sermaye girişleri ise geçen yılın ilk iki ayında 7.4 milyar dolar iken, bu yılın aynı döneminde yüzde 85.7 oranında gerileyerek 1 milyar dolar oldu. Akdeniz’in en büyük dolum tesisi doğuyor Ekonomi Servisi Delta Petrol, Ceyhan’daki dolum tesislerini iki katına çıkararak bu piyasada Akdeniz’in en büyük merkezini oluşturmaya hazırlanıyor. Kuruluş, 45 milyon doları IFC kredisiyle, geri kalan kısmını kendi kaynaklarından sağladığı toplam 100 milyon dolarlık yatırımı sonuçlandırdığında, 300 bin ton olan mevcut depolama kapasitesini 650 bin tona çıkaracak. Bu aşamadan sonra, halen Malta’nın elinde bulunan Akdeniz’in en büyük bağımsız depolama terminaline sahip olma unvanı, bu yılın ikinci yarısından sonra Türkiye’ye geçecek. Delta Petrol Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Habbab, bu yıl gerçekleştirecekleri yatırımlarıyla, Ceyhan’da ticaret hacminin 23 katına kadar çıkacağını belirtti. Bununla doğru orantılı olarak sağlanacak istihdam da artacak. Habbab, Delta Petrol Tesisleri’nin üretim kapasitesini 2010 yılında 1 milyon tona çıkarmayı hedeflediklerini açıkladı. Habbab’ın verdiği bilgilere göre, Delta Petrol’ün Ceyhan’daki yeni yatırımları çerçevesinde yapılacak 2 kilometrelik iskele tamamlandığında 165 bin tonluk gemilere hizmet verilebilecek. Gemilerin dolum ve boşaltım yapabileceği 6 yanaşma yerinden oluşan iskelenin yer aldığı liman 2010’da hizmete girecek. Finans zirvesi İngiltere Başbakanı Gordon Brown, önceki gün ülkenin büyük bankalarının yönetim kurulu başkanlarıyla bir araya geldi. Financial Times’ın haberine göre, Brown banka yetkililerine, ilk kez ev alacaklara kredi vermeleri halinde, devletin gerektiğinde bu sektöre müdahale etmeye hazır olduğunu söyledi. Tata’dan Türkiye’nin yollarına uygun pickup Ekonomi Servisi İngiltere’nin ünlü markalarından Jaguar ve Land Rover’ı almasıyla dikkat çeken Hindistan’ın en büyük otomotiv şirketi Tata, Avrupa ve Türkiye pazarları için ürettiği yeni pickup’ı ‘Xenon’u Türkiye’de satışa sundu. Tata Türkiye Satış Müdürü Cengiz Tiryakioğlu, 31 bin 780 YTL ’den satışa sunulan Xenon’dan bu yıl 2 bin 500 adetlik satış hedeflediklerini söyledi. Delta Petrol Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Habbab’ın verdiği bilgiye göre, Delta Petrol’ün yatırımlarını arttırdığı İskenderunDörtyolCeyhan bölgeleri, halen planlanan ve toplam yatırım tutarı 20 milyar doları bulan ağır sanayi, çelik, petrol ve gaz altyapı yatırımları ile büyük bir değişim gösterecek. Değişimin ana omurgasını da enerji oluşturacak. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle