28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 MART 2008 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Taraf muhabiri Arıkanoğlu serbest bırakılırken Star’ın Ankara temsilcisi Tayyar’ın ifadesi alındı 7 Ergenekon sorguları sürüyor İSTANBUL/ANKARA (Cumhuriyet) Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan Ulusal Kanal İzmir Temsilcisi Hayati Özcan, Basın Propaganda Sorumlusu Hikmet Çiçek, İşçi Partisi (İP) Genel Sekreteri, İP lideri Doğu Perinçek’in avukatı Nusret Senem’in emniyetteki işlemleri sürüyor. Yaptığı haberle soruşturmanın gizliliğini ihlal ettiği ileri sürülen Taraf gazetesi muhabiri Soner Arıkanoğlu Serbest bırakılırken Star Gazetesi Ankara Temsilcisi Şamil Tayyar’ın da operasyon kapsamında ifadesi alındı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Ergenekon terör örgütüne yönelik operasyonu sürüyor. Operasyon kapsamında gözaltına alınan Hayati Özcan, Hikmet Çiçek ve Nusret Senem’in özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin bulunduğu Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne sevk edilmeleri bekleniyor. Şüphelilerin, devlete ait gizli belgeleri ellerinde bulundurdukları, Ergenekon örgütüne üye oldukları ileri sürülüyor. GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Geri Adım Tuzağı Magazin gazetecisi arkadaşlarım alınmasınlar ama siyasetin gündemi de magazin gündemine dönüştü. Bu girişi magazin gazeteciliğini küçümsediğim için yapmadım. İlgileniyorsanız biliyorsunuzdur. Magazinin gündemini taş çatlasa 20 önde gelen magazin starı oluşturur. Her gün bir başkası, olaylara göre de ikiüçü sayfalarda arzı endam eyler. Bitince gündem döngüsü yeniden başlar. Kamuoyunda ilgi yaratma konusunda hangi ünlü öne çıkarsa haberlerde ön sırayı alır. İşte politika konusunda magazine gönderme yapmam, yanlış olduğunu sanmadığım bu gözlemime dayanıyor. Ama bir farkı da belirtmeliyim. Politika gündemine bazı günler gözaltına alınan ünlüünsüz kişiler de ekleniyor. ??? Türkiye’deki gerginliğin nedenleri ve gerginliği kimlerin yarattığı konusunda da görüş birliği yok. Birileri birilerini, o birileri de öteki birilerini sorumlu tutuyor. Böylece gazetelerde sütunlar, televizyonlarda da saniyeler dolmuş oluyor. Siyasal iktidarın yaptıklarını gerginlik saymayanlar, ülke yönetimine yalnızca lafla katılmak durumundaki muhalefet ile gazetecileri sorumlu tutma yanlışında ısrar ediyorlar. Koroya, son dönemde kendilerine “sivil toplum örgütü” tanımını uygun görenler de katıldılar. Türkiye gerçek sivil toplum örgütü fukarası olduğu için, bu açığı kimi kamu kuruluşu niteliğindeki örgütlerle çıkar gruplarının oluşturduğu örgütler doldurmaya çalışıyor. İşin tuhafı, siyasal konulardaki belirsiz tanımlar sayesinde bir araya geliyorlar ama iş somut konulara gelince ayrışıveriyorlar. Ayrışmanın somut örneğini de çalışanların sosyal haklarına yönelik saldırı girişimi oluşturuyor. Çalışanların örgütleri, işçilerin sosyal haklarını ellerinden alacağı için iktidara karşı seslerini yükseltip eylemler düzenlerken, işverenleri temsil edenler “Aman ödün vermeyin” diye iktidarın arkasını sıvazlıyorlar. Sözün kısası garip bir ülke olduğumuzun dayanılmaz hafifliğini her gün yeniden izliyoruz ama hafifleyemiyoruz. ??? Son günlerin önemli(!) ve moda çağrılarından biri de tarafların geri adım atmasını istemek oldu. Galiba kimse söylediği sözün ne anlama geleceğini düşünmüyor. Bir yandan laik Cumhuriyeti, Atatürk ilkelerini ve çoğulculuğu savunanlar var. Öte yandan da Cumhuriyet Başsavcısı’nın kapatma isteğine konu edilenler. İkisini aynı kefeye koymanın anlamsızlığı ortada. Şayet çağrı ilk gruba, “savunduklarından vazgeç anlamını” taşıyorsa gerçekleşmesi olanaksız. Öteki grup zaten bu ilkeleri savunmuyor ki. Ona da başka yönde bir çağrı yapmak gerekiyor. O çağrı da nedense hiç dile getirilmiyor. Bu nedenle de AKP Genel Başkanı “Neden geri adım atayım” sorusunu rahatça sorabiliyor. Türkiye’ye gerginliğin hiçbir yarar getirmeyeceği tartışmasız bir gerçek. Ama hedefe, gerginliği eylem ve sözleriyle yaratanlar değil, gerginliği anlatmaya çalışanlar konuyor. Olacak gibi değil ama oluyor. TARAF VE STAR GAZETELERİ HAKKINDA SUÇ DUYURUSU İP üyesi bir grup, “Ergenekon soruşturması” ile ilgili yazdıkları haberlerle suç işledikleri gerekçesiyle Taraf ve Star gazetelerinde görev yapan toplam 7 gazeteci hakkında suç duyurusunda bulundu. İP Hukuk Bürosu Başkanı Hüseyin Gökçearslan ve beraberindekiler, dün Adalet Sarayı’na giderek suç duyurusu dilekçelerini Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na ilettiler. Suç duyurusu dilekçesinde, Taraf ve Star gazetelerinin dünkü nüshalarında bazı haber ve fotoğrafların yer aldığı belirtildi. Dilekçede, söz konusu haberlerin “yalan ve uydurma” olduğu görüşüne yer verildi. rarına itiraz ettiler. İlsever ve Bolluk’un avukatları Mehmet Nuri Aytekin ile Gönenç Laçin tarafından İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne verilen itiraz dilekçesinde, Ergenekon terör örgütüne üye olduğu iddiasıyla tutuklanan İlsever hakkında somut bir delilin olmadığı belirtildi. İlsever’in, hakkında ifadelerde bulunan Tuncay Güney adlı kişinin, Aydınlık dergisinden, güven vermeyen hareketleri nedeniyle uzaklaştırıldığını söylediği kaydedilerek “Müvekkillerin ve biz müdafilerin savunma haklarımız herhangi bir yorumun haklı veya hatta mazur gösterebileceği derecenin katbekat üzerinde kısıtlanmış, savunma yapabilSuç duyurusu dilekçesinde, Taraf Gazetesi Genel Yayın Yönetmenleri Ahmet Altan ve Alev Er, Yazıişleri Müdürleri Oylum Özdemir ve Eray Özer ile muhabir Mehmet Baransoy; Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karaalioğlu ve Yazıişleri Müdürü Murat Kelkitlioğlu’nun, “Ergenekon soruşturması” konusunda yayımladıkları ve yaptıkları haberlerle TCY’nin “iftira”, “başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması”, “gizliliğin ihlali” ve “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs”e ilişkin maddelerini ihlal ettiği belirtildi. le ‘kuvvetli suç şüphesi varlığı’ tespit ettiği, hatta hangi suçun kuvvetli şüphesinin varlığını tespit ettiği de dahil olmak üzere, maalesef tamamen meşkuk kalmaktadır” denildi. Yaptığı haberler nedeniyle Ergenekon terör örgütü soruşturmasının gizliliğini ihlal ettiği gerekçesiyle gözaltına alınan Taraf gazetesi muhabiri Soner Arıkanoğlu, dün Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne sevk edildi. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı, Arıkanoğlu’nun işlediği ileri sürülen “yayın yasağı bulunan soruşturmaya ilişkin haber yaparak, gizliliği ihlal etmek’’ suçunun kendi görev alanında bulunmadığını belirtti. Arıka noğlu, savcılığın, “görevsizlik kararı’’ vermesinin ardından Arıkanoğlu, çalıştığı gazetenin bağlı bulunduğu Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı’na gönderildi. Burada ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Arıkanoğlu’nun susma hakkını kullandığı, Basın Yasası’nın 12. maddesi uyarınca haber kaynağını açıklamadığı belirtildi. Arıkanoğlu’nun, Yargıtay Başsavcılığı’nın güvenlik zaafı bulunan noktalarını gösteren krokilerin bulunduğu haberi nedeniyle önceki gün saat 17.00 sıralarında Ankara’daki evine baskın düzenlenmişti. Tayyar ifade verdi memiz ve delil gösterebilmemiz olanaksız hale sokulmuştur. Dosyadaki hiçbir belgenin ve delilin gösterilmediği, incelettirilmediği, örneğinin alınmasına zaten izin verilmediği, suçlamanın delillerinin ortaya konmamasından da ötede, suçlamanın kendisinin dahi vasıf ve mahiyetinin kolluktasavcılıktacelse sorgusunda değişik beyan edilebildiği böyle koşullar altında, müvekkillerin de, biz savunmanların da neye karşıhangi somut fiilden suçlanarakhangi deliller muvacehesinde ifade vereceği ve savunma yapacağı belli olmayan böyle bir ortamda, sayın hâkimin nasılneye dayanarakhangi somut delillerStar Gazetesi Ankara Temsilcisi Şamil Tayyar da “Operasyon Ergenekon” adlı kitabında yer alan bazı bilgi ve belgelerle Ergenekon soruşturması kapsamındaki “gizlilik ve yayın yasağını” ihlal ettiği gerekçesiyle talimatla ifade verdi. Tayyar’ın ifadesi Basın Savcısı Levent Savaş tarafından alındı. Avukat Eren, “Tayyar’ın yazdığı kitapta şikâyette iddia edilen gizlilik kararının ihlali konusunda herhangi bir suç unsurunun mevcut olmadığını” savunarak 10 gün içinde yazılı savunmalarını Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na ileteceklerini bildirdi. Tutuklamalara itiraz... Geçen hafta tutuklanan İP Genel Başkan Yardımcısı, Ulusal Kanal Yayın Yönetmeni Ferit İlsever ve Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Serhan Bolluk’un avukatları, tutuklama ka İP’Lİ ERKAN ÖNSEL: Hard disklere yeni ilave yapıldı İstanbul Haber Servisi İşçi Partisi (İP) Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul İl Başkanı Erkan Önsel, İşçi Partisi’ne ait bilgisayar kayıtlarına, emniyetteki Fethullahçı gladyo tarafından ilavelerin yapıldığını iddia etti. Önsel, hükümete yakın dinci medyada çıkan “hard diskleri yakarken yakandılar” haberlerinin doğruyu yansıtmadığını söyledi. Erkan Önsel’in basın açıklamasına destek veren bir grup İşçi Partili “Hükümet istifa, Tayyip Yüce Divan’a” sloganları atarak Ergenekon soruşturmasını protesto etti. İP Genel Başkan Yardımcısı Erkan Önsel dün Beşiktaş Adliyesi önünde yaptığı basın açıklamasında, 21 Mart tarihinde basılan parti binası, Aydınlık dergisi ve Ulusal Kanal’a ait bilgisayarların yasadışı bir şekilde talan edildiğini, basında çıkan “hard diskleri yakarken yakalandılar” haberlerinin tamamen uydurma olduğunu ifade ederek, “Bizim bilgisayar hard disklerimiz olduğu gibi alındı ve iade edilmedi. Hard disklerimiz başkaları tarafından dolduruluyor” dedi. Emniyet ve basındaki Fethullahçı gladyonun komplosuyla karşı karşıya olduklarını belirten Erkan Önsel, soruşturma belgelerinin basına sızdırılmasını eleştirdi, emniyet görevlileri ve savcının sorumlukluklarını yerine getirmediğine dikkat çekti. Önsel, Taraf gazetesi muhabiri Soner Arıkanoğlu’nun gözaltına alınmasını “göstermelik” olarak değerlendirerek, Perinçek ve diğer İşçi Partisi mensuplarına yönelik “çetecilik suçlamalarına” ilişkin özetle şu açıklamalarda bulundu: “Ortada Türkiye’ye karşı hareket eden bir çete var. Bu, Fethullahçı gladyonun çetesidir. Bu çetenin mensupları kamuoyu önüne çıkarılmadıkça, soruşturmayla ilgili kanunsuz emir veren başsavcılar hakkında işlem yapılmadıkça, çetenin basındaki destekçileri durdurulmadıkça Türkiye rahat nefes alamayacak. Bugün AKP kapanma noktasına gelmiştir. Şu an karşı karşıya olduğumuz saldırılar AKP’nin kapanmadan önceki son çırpınışlarıdır.” oerinc?cumhuriyet.com.tr ADD’liler Galatasaray’da gerçekleştirdikleri eylemde Ergenekon operasyonundaki gözaltı ve tutuklamaları kınadı. (Fotoğraf: ALİ AÇAR) Gençlik Kolları Başkan Yardımcısı Kılıç, ‘Milli irade zaafa uğratılmak isteniyor’ dedi ADD’den tutuklamalara protesto İSTANBUL/İZMİR (Cumhuriyet) Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) İstanbul şubeleri, Ergenekon soruşturması ile ilgili olarak gözaltına alınan gazetemiz İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı İlhan Selçuk, eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu ile İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, İP Genel Sekreteri Ferit İlsever, Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Serhan Bolluk’un tutuklanmalarını protesto etti. Türkiye’nin, tarihinin en büyük tertibi ile karşı karşıya olduğunu belirten ADD Gençlik Kolları Başkanı Yardımcısı Selçuk Kılıç, “Gerçekleştirilen operasyonla, Türkiye’nin milli iradesi zaafa uğratılmak isteniyor ve Türk ordusu yıpratılmak isteniyor” dedi. ADD Gençlik Kolları’nın yaklaşık 50 üyesi dün öğlen saatlerinde Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelerek Türk bayrağı ve Atatürk posterleriyle birlikte “Mustafa Kemal’e de İngiliz ajanı dediler. Kuvayı Milliye’yi engelleyemediler”, “Demokrasiden söz edenler nerede”, “Ergenekon yalanı, Amerikan oyunu”, “Yaşasın tam bağımsız Türkiye” döviz ve pankartı açan ADD’liler “Cumhuriyet devrimi kazanacak”, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz”, “Cumhuriyet kazanacak, AKP kapanacak” sloganları attılar. ADD Gençlik Kolları adına açıklamayı okuyan Kılıç, Türkiye’nin, tarihinin en büyük tertibiyle karşı karşıya kaldığını belirterek özetle şunları kaydetti: “Ergenekon operasyonu başladığı günden itibaren, operasyonla ilgili gizli belgeler, telefon konuşmaları bazı köşe yazarları tarafından önceden köşelerinden yazılmaktadır. Özellikle Sabah, Taraf, Yeni Şafak ve Star gazeteleri savcının sekreteri gibi çalışmaktadır. Bu yaşananlar da buradan gösteriyor ki Ergenekon operasyonu bir tertiptir. Bu tertip, milli iradenin zaafa uğratılarak Türk ordusunun yıpratılmasını amaçlamaktadır.” ların açıklamaları gösteriyor ki Ergenekon’un hedefi ordu ve yargıdır” dedi. İzmir’deki sivil toplum örgütlerinin oluşturduğu Güçbirliği Hareketi adına hazırlanan açıklamayı basın toplantısında okuyan Kardelen, “Hakkında kapatma davası açılmış bir partinin, yani AKP iktidarının yönetim ve sorumluluğunda gerçekleştirilen Ergenekon’la birlikte olaylar kaygı verici bir duruma ulaşmış ve ülkemiz ve halkımız büyük bir çatışmanın içerisine sokulmak istenmiştir. AKP iktidarı geri adım atmalı, anayasa değişikliği teklifini geri çekmelidir. Anayasal kurumlara saygı duymalı, Ergenekon soruşturmasını kapatmalı, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne, Yargıtay ve Danıştay’a saldırıdan vazgeçmelidir” dedi. ‘Hedef ordu ve yargıdır’ Cumhuriyet İçin Güçbirliği Hareketi Dönem Sözcüsü avukat Ferda Kardelen, “Ergenekon’la birlikte AKP hükümetince ele geçirilemeyen Cumhuriyetin kaleleri Türk Silahlı Kuvvetleri ve bağımsız yargı kurumları, ulusalcı medya, hedef tahtasına konmuştur. Gözaltına alınan aydın Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan Kerinçsiz’in avukatı Demirlek milletvekillerine mektup gönderdi ‘AKP’nin muhalifleri susturma operasyonu’ AYŞE SAYIN ANKARA Ergenekon operasyonu kapsamında tutuklanan avukat Kemal Kerinçsiz’in avukatı Mehmet Demirlek milletvekillerine 6 sayfalık mektup göndererek AKP hükümetini, “muhaliflerini susturma amaçlı operasyon düzenlemekle” suçladı. Ergenekon operasyonu kapsamında bir süre önce gözaltına alınıp tutuklanan avukat Kemal Kerinçsiz’in avu katı Demirlek, milletvekillerine mektup göndererek operasyonla ilgili süreci anlatırken, AKP Hükümeti’nden siyaseten ve hukuken hesap sorulmasını istedi. Operasyonun, 5 Kasım’da görüşen ErdoğanBush mutabakatının sonucu olduğunu savunan Demirlek, “1999 yılında cemaat içi, imam hatip lisesinden terk olan bir gazeteciye yazdırılan, Ergenekon örgütü ismi verilen son derece anlamsız ve çirkin senaryo 2001 yılında uygula maya sokulmuş, o dönemin İstanbul DGM Başsavcısı Aykut Cengiz tarafından yapılan soruşturma sonucunda, 2004 yılında ciddi bulunmayarak takipsizlik kararı verilmişti” dedi. Demirlek, Başbakan ve Adalet Bakanı’nın soruşturmayı “Cumhuriyet tarihinin en büyük soruşturması” ilen ederek, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olarak tutuklu sanıkları peşinen “suçlu ilan ettiğine” dikkat çekti. Demirlek, mektubunda özet le şu görüşlere yer verdi: “Böylelikle amaç, bu suçu tatbik sahasına sokarak hükümete muhalif olabilecek herkesi sindirmek yolu ile toplumda destabilizasyon ortamını sağlamaktır. (...) Operasyonda tutuklanan kişilere her nedense bugüne kadar şu suçu işledin denememiştir. Sadece geçmişte faili belli olan, özellikle Danıştay cinayeti ve İzmir’deki İbrahim Çiftçi cinayeti delilsiz ve ispatsız bir şekilde cema at basın önderliğinde yalan yanlış bilgilerle irtibatlandırılmaya çalışılmaktadır. (...) Ümraniye operasyonu çerçevesinde ele geçen ve muhtemelen kişisel suç olduğu ortaya çıkacak olan el bombaları ile Cumhuriyet’e atılan el bombalarının kafile numaraları ve üretim tarihleri farklı olmasına rağmen, el bombalarında bulunmayan seri numaraları ortaya atılarak, birbirini takip ettiği iftirası kasıtlı olarak yazılmaktadır. (...)” C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle