28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 MART 2008 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Bu yıl tahakkuk eden 10 milyon 454 bin YTL gelir vergisiyle İstanbul listesinde ilk sırayı aldı 15 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Vergi rekortmeni Doğan ? İstanbul’da 2008 Şubat ayı sonu itibarıyla, vergi gelirlerinde yüzde 28 artış yaşandı. Rekortmenlerin yer aldığı ilk 100 listesinde 23 mükellef, isminin açıklanmasını istemedi. Medya, Medya... Ankara’dan gelen gerilimi tırmandıran, saat saat değişen sıcak haberler, Irak’ta Şiilerin de katılımı ile kan gölündeki büyüme, Nevruz’un söndürülemeyen çatışmaları, ölü yaralı sayısını da tırmandıran ateşi... Hepsine kulaklarını tıkamaya çalışan bir grup uluslararası, ulusal sendikacı ve gazeteci, telefonların çalışmadığı bir otelin alt katına 2 tam gün neden kapanırlar? Hem de “Medya sektöründe sendikalaşma” başlıklı, gazetecilik için hiç de çekici sayılmayacak, modası geçmiş olarak algılanacak bir konu başlığı altında... Oysa uzun zaman bir araya gelememiş tarafların bilgi birikimini sizinle paylaşırsam, sizin kafanızı da kurcalayan en sıcak, yakıcı gündem, yangınlarla ilgili biraz serinkanlı düşünebilme olanağını kazanmış olabiliriz. Malum günümüz medya çağı, dünyayı kasıp kavuran büyük kirli çıkarlar savaşımında, silahlı, dengesiz vahşi güç kullanımı yanında, medya gücü, silahlı güçten de etkili... 2030 yıllık bir çalkantının ardından emek örgütleri yeniden toparlanma, ayağa kalkma çabasında, kavramlar, algılamalar, çıkarlar çelişkilerinde altüst oluş sürecini yaşamaktalar. AB sendikacılık hareketi kendi için çıkış yolu ararken, en büyük altüst oluşun insanlar arası iletişimde günümüzde en etkin alanlarda görüldüğünü saptamış. Günümüzde insanlara ulaşımın aracı medya, insanları eğlendiren ve insanları peşinden sürükleyen eğlence, spor sektörleri çalışanlarının diğer sektörlerden çok daha ağır savrulmaları elbette raslantı değil... Bu sektörlerdeki kuralsızlaştırma, sermaye tekel ilişkileri değişim, büyüme karmaşası; günümüz çarpık çıkar ilişkilerinin hizmetinde en yukarıdakiler ile çoğunluk ezilen çalışanlar ayrışması; düzenin yürümesinde bir tür lokomotif işlevi söz konusu. Tam da bu nedenle dünya sendikacılık hareketi, dünyada ve Türkiye’de haklar, örgütlenme sorunlarını en ağır yaşayan bu üç sektör çalışanlarının durumlarını, sermaye ilişkilerini masaya yatırıp çözüm üretme arayışları ile.. dünyanın gidişindeki insanlık aleyhine altüst oluşun dönüşümünü yakalama arayışlarında... ??? Bu soyut gibi görünen giriş ilginizi çekmedi biliyorum. Önce bilimsel teknolojik devrim çağında dünya ve Türkiye gelişmelerinde bu kadar çatışmalı, kanlı, insana, haklarına aykırı gelişmelerin odağındaki kimi çok yeni saptamalar, algılamalardan söze girmekte yarar var; artık Marksist olmayan, dünyamız ve ülkemizdeki çok ürkütücü gidişin yorumunu liberal pencereden yapmaya çalışanlar bile iletişimin artışı ile çelişkili olarak insanların gerçek bilgiye ulaşabilmeleri arasındaki çelişkiyi görmüşler. Şimdilerde libaraller demokrasinin pazarlar ekonomisi ile çatıştığı olgusunu tartışır bir noktadalar. Demokrasinin olmazsa olmaz ayağı sosyal devlet, sendikal haklar sizlere ömür... 2.5 milyar çalışana karşılık sendikalılar 160 milyona düşmüşler. Avrupa’da bile 250 milyon işçinin ancak 60 milyonu örgütlü. Sosyal damping, kayıt dışı çalıştırma, en temel insan haklarından, eğitim, sağlıktan kamunun çekilmesi, vergilerin, sonuçta insan için harcamaların durmadan indirilmesi.. almış başını gidiyor. Türkiye’de elbette olumsuzluklar daha bir hızlı; 1980’de 3 milyon sigortalıdan 1.5 milyonu sendikalı iken, günümüzde 8 milyon sigortalının ancak 650 bin kadarı sendikalı. 7.7 milyonu kayıt dışı, 2.2 milyonu emekli çalışanı daha var. En büyük yamukluk çalışanlar arasında gelir, hak uçurumu, medya, görsel ve spor, yani insan ilişkilerine yönelik sektörlerin bütününde. Yıldız gazeteci, sanatçı, futbolcu, tekel, vurgun düzeni sermaye yapılaşmasının emrinde. Her tür kuralsızlaştırma, taşeronlaştırma altında ezilen çoğunluk çalışanın sağlıklı bilgi, toplum oluşumuna katkıda bulunabilmeleri en alt düzeylerde. Oysa dünya gazeteciler üst örgütü FIJ’in slogan olmuş ilkesi, insanların, milyarların sağlıklı bilgiye, gerçeğe ulaşabilmelerinin anahtarının medya çalışanlarının insan gibi yaşama, ücret alabilmelerinden geçtiğinin altını çizmekte. Türkiye’ye özgü AB’den daha ağır olarak yaşanan sorunlar, medyanın Türkiye’de daha çarpık tekelleşmesi, medya çalışanlarının daha ağır ezilmeleri ile sınırlı değil elbet. Türkiye’de genel sosyal devletten sapma, insan için ekonominin devreden çıkması, sadaka düzeni üzerinden, tarikatlarla, ırkçılık, dincilik üzerinden siyaset çok daha hızlı bir tırmanışta. Emperyal çıkarlar düzeninin Türkiye üzerinden hesapları, siyaset oyunları işin tuzu biberi... Gördüğünüz gibi ETUC’un Türkİş desteğinde, TGS ile birlikte medya çalışanlarının sendikal sorunlarını masaya yatırmaya kalkışması bile, bizi nerelere götürüyor... Saatlerce izlediğiniz görüntülü haberler, tartışmaların ardından, kavramlar kargaşası tuzağında, korkunç bir bilgi kirliliği içinde, satın alınmış beyinler eliyle.. kafanızın niye daha fazla karıştığını ne kadar çıplak açıklıyor... [email protected] 1 Aydın Doğan 2 Hüsnü ÖZyeğin Ekonomi Servisi Aydın Doğan, 10 milyon 454 bin 56 YTL ile 2007 yılı İstanbul Gelir Vergisi rekortmeni oldu. İkinci sırada 10 milyon 67 bin 363 YTL gelir vergisiyle Hüsnü Mustafa Özyeğin, üçüncü sırada da 6 milyon 478 bin 680 YTL ile Semahat Sevim Arsel yer aldı. 2007 Vergilendirme Dönemi Gelir Vergisi rekortmenleri, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nca düzenlenen basın toplantısında açıklandı. İstanbul Vergi Dairesi Başkanı Şükrü Dilaver, 2008 yılı Şubat ayı sonu itibarıyla İstanbul genelinde vergi gelirlerinde yüzde 28, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nda vergi gelirlerinde de geçen seneki beyana göre yüzde 17 artış olduğunu belirtti. Dilaver, 2007’de sicil kaydı olan mükellef sayısının önceki 3 yıla göre yüzde 5 artışla 3 milyon 724 bin 260’a yükseldiğini söyledi. Dilaver, gelir vergisindeki artışın birinci nedeni olarak Türkiye’nin “kayıt dışından kayıt içine kayıyor olması’’nı göstererek, “İkinci olarak da kayıt dışı ile mücadele konusunda envanter çalışması yaptık, oradan ciddi bir getiri oldu” dedi. Denetimle ilgili çalışmalara ilişkin olarak da Dilaver, yapılan incelemelerin sektörel bazda planlandığını ve devam ettiğini, özellikle bir önceki yıl incelemelerine ağırlık verdiklerini dile getirdi. Dilaver, 2007’de vergi denetmenlerince yapılan incelemeler sonucunda, incelenen mükellef sayısının yüzde 50, bulunan matrah farkının da yüzde 22 arttığını vurguladı. Listenin dördüncü sırasında 6 milyon 816 bin 846 YTL ile İsmail Tarman yer alırken 5 ve 6’ncı sırada yer alan mükellefler isimlerinin açıklanmasını istemedi. Sıralamaya, posta ile gönderilip henüz vergi dairelerine ulaşmamış beyannamelerin dahil olmadığı bildirildi. Sanatçılarda Cem Yılmaz şampiyon Cem Yılmaz, 1 milyon 892 bin 922 YTL tahakkuk eden vergiyle, bu yıl sanatçılar listesinde İstanbul Gelir Vergisi Rekortmeni oldu. Yılmaz’ı 1 milyon 665 bin 746 YTL vergi ile Aysel Gürsaçar (Seda Sayan) izledi. 871 bin 848 YTL vergi ile Mehmet Ali Erbil üçüncü, 867 bin 97 YTL vergi ile İbrahim Tatlıses dördüncü, 849 bin 349 YTL ile Beyazıt Öztürk beşinci sırada yer aldı. Cem Yılmaz, “Ben vergi mükellefi olmaktan çıkıp bedava güldürmek isterim ama.. iş oraya gelmiyor bir türlü. O refah düzeyine ulaştığımız zaman inşallah gerçekten para kazananlar vergi verecek, komedyenler de sizlerle beraber neşe içinde işimizi yapacağız” dedi. Semahat Arsel Cem Yılmaz İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, yaşanan siyasi sorunları değerlendirdi ‘Biz kendi işimize bakalım’ ? İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince “Hepimiz birden uyarılar yapacağımıza, işimizi sağduyulu şekilde, görevimizi noksansız yaparak, hem ülke hem vatandaş hem de şirketler bazında daha az etkilenmeyi sağlayabiliriz” dedi. Ekonomi Servisi İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, yaşanmakta olan siyasi sorunlara ilişkin değerlendirmesinde, “Hepimiz birden uyarılar yapacağımıza, işimizi sağduyulu şekilde, görevimizi noksansız yaparak, hem ülke hem vatandaş hem de şirketler bazında daha az etkilenmeyi sağlayabiliriz. Siyasi belirsizlik muhakkak etki yaratabilir. Ancak işimizi noksansız yaparsak Türkiye bundan az etkilenir. Makro ekonomik kazanımlar geri gitmez’’ dedi. Reformları ısrarla sürdürmek gerektiğinin altını çizen Özince, son gelişmelerin bankanın büyümesine ilişkin tahminleri olumsuz etkileyebileceği de belirterek, “Bu yıl aktif büyüklükte yüzde 15 civarında bir artış öngörüyoruz” dedi. Özince, “kendi işi olan” İş Bankası’nın kârlılığı ve 2007 finansal sonuçlarını aktarmak amacıyla düzenlediği basın toplantısında özetle şunları söyledi: Aktif büyüklüğü, toplam mevduat, öz kaynak büyüklüğü ve gelir yaratma kapasitesiyle Türkiye’nin en büyük özel bankası olma konumumuzu 2007’de de koruduk. Tarihimizin en iyi sonuçlarını gerçekleştirdik. 2007’de brüt 3.7 milyar YTL ile sektörde en yüksek kârı elde ettik. Net kârımız yüzde 53 artışla 1.7 milyar YTL. Öz kaynak büyüklüğü yüzde 13’lük artışla 10.6 milyar YTL’ye ulaştı. 80.2 milyar YTL ’ye varan aktif toplamıyla da Ziraat Bankası’na çok yaklaştık. Aktif dağılımı içinde kredilerin payı artarken, menkul kıymetlerin payı azalarak yüzde 30’a indi. İştirak satışları yoluyla bankanın iştirak toplamı 74’ten 31’e düşürüldü. Bu eğilim sürecek. 2008’de sektörün üzerinde bir büyüme hedefliyoruz. Şube sayısını 1000’in üzerine taşırız. Devlet borçlarına sınır Özince, kredi kartlarından ücret alınmaması yönündeki tasarılarla ilgili bir soruyu yanıtlarken de, “Kredi kartında kısıtlayıcı hükümleri doğru bulmuyorum. Yasal düzenleme yaparak üyelik ücreti alınsın demek de yanlış alınmasın demek de. Bunlar serbest rekabet ortamıyla çözülecek konular. Bir sınır getirilecekse Devlet İç Borçlanma Senetleri faizlerine sınır getirilsin” diye konuştu. Ersin Özince Akbank’ın yönetimi Suzan Hanım’a emanet Türkiye’nin önde gelen bankalarından Akbank’ta Erol Sabancı Yönetim Kurulu Şeref Başkanı, Suzan Sabancı Dinçer ise Yönetim Kurulu Başkanı oldu Ekonomi Servisi Akbank’ın Yönetim Kurulu Başkanı Erol Sabancı Yönetim Kurulu Şeref Başkanlığı’na, Murahhas Aza Suzan Sabancı Dinçer Yönetim Kurulu Başkanlığı’na seçildi. Akbank’tan yapılan açıklamaya göre Akbank yönetim kurulu üyeliği devam eden Erol Sabancı ayrıca yönetim kurulu danışmanlığı görevini de üstlendi. Bankacılıkta duayen olarak kabul edilen ve 1962 yılından bu yana Akbank yönetim kurulu üyesi olarak görev yapan Erol Sabancı, 1998’den bu yana da bankanın yönetim kurulu başkanlığını yürütmekteydi. Açıklamaya göre, Sabancı görev değişikliğinden sonra banka çalışanlarına gönderdiği mesajında, bundan böyle tüm mesaisini yönetim kurulu şeref başkanlığı ve yönetim kurulu danışmanlığı görevindeki sorumluluklarına tahsis edeceğini belirtti. 1997 tarihinden bu yana Akbank’ta Yönetim Kurulu üyesi ve Murahhas Aza olan Suzan Sabancı Dinçer ise banka çalışanlarına yönelik hitabında Türkiye’nin lider bankası Akbank’ın Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üstlenmiş olmaktan duyduğu gururu ifade ederek “Akbank bugün Türkiye’nin en istikrarlı ve güçlü finansal kuruluşudur. Amacımız bankamızı, müşterilerimize en iyi bankacılık deneyimini yaşatarak ve paydaşlarımıza yüksek ve sürdürülebilir değer yaratarak bölgenin en güçlü bankası haline getirmektir” dedi. Ayrıca Akbank’ın 1.994 milyar YTL olan 2007 konsolide olmayan net kârı üzerinden, ödenmiş sermayesinin yüzde 24’ü olan 720 milyon YTL tutarında nakit brüt temettü dağıtılacak. Suzan Sabancı Dinçer IAA TÜRKİYE BÖLÜMÜ’NE YENİDEN SEÇİLDİ Yalçındağ: Çözüm üretme zamanı Ekonomi Servisi Uluslararası Reklamcılık Derneği (IAA) Türkiye Bölümü Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, Türkiye’nin yoluna devam ettiğini belirterek, “Şimdi evimizin içine kapanıp sorunların kapımızı çalmasını bekleme zamanı değil. Sokağa çıkıp çözüm üretme, yaratıcı olma, tüketiciye kulak verme zamanı’’ dedi. IAA Türkiye Bölümü’nün 12. Olağan Genel Kurulu’nda konuşan Yalçındağ, Türkiye mecra reklam yatırımları 2007 sonu itibarıyla yaklaşık 3.3 milyar YTL ’ye ulaşırken, sektörün toplam iş hacminin 4 milyar YTL ’yi aştığını ve bir önceki yıla göre yüzde 20’ye yaklaşan bir büyüme gerçekleştirildiği söyledi. Yalçındağ, son 3 yılın büyüme ortalamasının ise yüzde 21 olduğunu ve sektörde istikrarlı büyümenin devam ettiğini ifade etti. Güral, ‘iyi yaşatmak’ için kapılarını açıyor Ekonomi Servisi Porselen ve termal turizm alanında 1948 yılından bu yana faaliyet gösteren Güral Grubu, “İyi Yaşa İyi Yaşlan” sloganıyla şimdi de Türkiye’nin önde gelen Wellness SPA merkezini açıyor. 17 milyon Avro’ya yapılan Güral Sapanca Wellness Park, 12 Nisan’da ilk aşamada yerli turistleri ağırlayacak. Konuya ilişkin olarak düzenlenen basın toplantısında konuşan Güral Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral, deniz turizminin insanlara artık eskisi kadar ilginç gelmediğini belirtti. Tamamı 90 bin metrekare ormanlık alan içerisinde yer alan Güral Sapanca yapılırken ağaçlara zarar verilmediğini kaydeden Güral, bölgenin birkaç milyonun yaşadığı bir çevre olduğunu, kurumsal toplantılar için tesislere ihtiyaç duyulduğunu anlattı. 292 oda ve 650 yatak kapasitesine sahip olan ve İcra Kurulu Başkanlığı’nı Hediye Güral Gür’ün yürüttüğü Güral Sapanca Wellness Park’ın peyzaj projesi, Tema Vakfı tarafından yürütüldü. Türkiye’nin “ilk” wellness merkezi olan oteldeki Prof. Dr. Osman Müftüoğlu liderliğinde yönetilecek olan wellness merkezinde biyometrik diyet uygulaması gerçekleştirilecek ve merkez içinde yer alan “Yaşasın Hayat Antiaging/Skin Care/Medical Spa” merkezinde ise uzman dermatologlar ve sertifikalı estetisyenler gözetiminde hizmet verilecek, kişiye özel medikal destek programları düzenlenecek. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle