28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 MART 2008 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA SAĞLIK Gülen’e yakınlığı ile bilinen vakfın imara aykırı yaptığı hastanenin faaliyete geçirilmesinde yargı kararlarının göz ardı edildiği öne sürüldü KUŞ GRİBİ ÇALIŞMALARI 19 Y asal olmayan hastane ? Dragos Doğayı Koruma Derneği Onursal Kurucu Başkanı Hülya Göksel: Koruma amaçlı nâzım imar planlarının hastaneye ilişkin kısmının iptali istemi ile açılan davanın bilirkişi raporunda planın kamu yararına, şehircilik ve planlama ilkelerine açıkça aykırı olduğu tespit edildi ve bu tespit sonucu planın yürütmesinin durdurulduğu kararı çıktı. SİBEL BAHÇETEPE İstanbul’un Maltepe ilçesindeki Dragos Sahil Yolu’nda yer alan ve Fethullah Gülen’e yakınlığıyla bilinen Sema Eğitim Öğretim İşletmeleri ve Sağlık Hizmetleri AŞSema Eğitim Vakfı’nın, arsasına aksi yöndeki “mahkeme kararlarına karşın” yaptığı hastanede hizmet faaliyeti sürüyor. Dragos Doğayı Koruma Derneği Onursal Kurucu Başkanı Hülya Göksel, koruma amaçlı nâzım imar planının hastaneye ilişkin kısmının iptali istemi ile açtıkları dava dosyasındaki bilirkişi raporlarında planın kamu yararına, şehircilik ve planlama ilkelerine açıkça aykırı olduğunun tespit edildiğini, planın yürütmesinin durdurulduğu kararının çıktığını ancak hastanenin mevcut hizmetlerine devam ettiğini söyledi. Dragos Oteli’ni 1996’da satın alan Sema Eğitim Vakfı, binaya ek 5 bin metrekare ruhsatsız ilaveler ve kaçak kat ekleyince Dragos Doğayı Koruma Derneği has tane hakkında imar planlarına uyulmadığı gerekçesiyle dava açtı. 1999 yılında binanın bulunduğu bölgenin Kültür Bakanlığı’nca sit alanı ilan edilmesiyle bölgedeki tüm imar planları yürürlükten kalktı ve ruhsatlar iptal edildi. 2003 yılında hazırlanan Maltepe Koruma Planları’nda söz konusu parsele hastane fonksiyonu verilmesinin ardından Dragos Doğayı Koruma Derneği, İstanbul 4. İdare Mahkemesi’ne iptal davası açtı. İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nden bölgenin sit alanı olması nedeniyle mahkemeden “yürütmeyi durdurma kararı’’ çıktı. Buna karşın Maltepe Belediyesi yargı kararını hiçe sayarak inşaata devam etti. Bunun üzerine dernek 2003’te inşaatın devam etmesi nedeniyle yargıya gidip İstanbul 4. İdare Mahkemesi’ne başvurarak dava sürecini yeniden başlattı. Tüm hukuki ret kararlarına karşın son olarak 2004’te Sağlık Bakanlığı hastanenin çalışması için ön izin verdi. 2006’da İstanbul 4. İdare Mahkemesi bilirkişi raporlarını dikkate alarak söz konusu alandaki yapılaşmanın kamu yararı taşımadığı gerekçesiyle itiraz yolu açık olmak üzere inşaatın durdurulması kararını verdi. Açılan davalara karşın Sağlık Bakanlığı’nın ön izniyle hizmete giren hastane, kısa süre sonra da SSK, BağKur ve Emekli Sandığı’ndan anlaşmalı hasta kabul etmeye başladı. ‘Hukuk yok sayıldı’ Hukuk süreci konusunda Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan Göksel, “Sit kuralları ve mahkeme kararları dahil hiçbir güç bu hastane yetkililerinin ayrıcalık zırhına işlemedi. Hukukun aldığı kararlar yok sayıldı. Sağlık Bakanlığı binaya ön izin verdi ve bakanlık aleyhine dava açtık” dedi. Dragos’un İstanbul’un yapısında önemli bir yerinin olduğunu vurgulayan Göksel, “Dernek olarak rant veya ticari gelir amaçlı böylesi büyük kütleye sahip binaların beldemize gürültü, trafik ve ticari yoğunluk getirmesini istemiyoruz” açıklamasını yaptı. Hastanenin ayrıca kamuya ait bahçesinin de “özel otopark sahası’’na çevrildiğini anımsatan Göksel, 4. İdare Mahkemesi kararının ardından Maltepe Belediyesi’nin kararı uygulamadığını söyledi. Göksel, şu açıklamalarda bulundu: “İdari mahkemelerce verilen iptal ve yürütmeyi durdurma kararlarının gereklerinin idarelere gecikmeksizin yerine getirilmesi gerekmektedir. Anayasanın 2. ve 28. maddesindeki düzenlemelere göre Maltepe Belediyesi’nin mahkeme kararlarını hiçe sayması, imar planına ilişkin iptal kararları kesinleşmedikçe planın yürürlükte kalacağı yolundaki cevabı hukuka ve yasaya aykırıdır.” Hastane yönetimi ise iddiaların gerçek dışı olduğunu ve hastanenin ruhsatının bulunduğunu belirtirken, Maltepe Belediyesi yetkilileri de hastanenin tüm binalarının ruhsatının olduğunu kaydettiler. ‘Dar kanal’ ihmal edilirse felce neden olabilir İstanbul Haber Servisi BeyinSinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cahide Topsakal, bel fıtığı ile dar kanal hastalıklarının çoğu zaman karıştırıldığını belirterek “Dar kanal, zamanında tedavi edilmezse sonuçları itibarıyla hastayı geri dönüşü çok zor bir durumun içine sokar. Özellikle ayağında felç başlamış hastaların hemen ameliyat edilmeleri gerekir” dedi. Dar kanal (spinal stenoz) hastalığının, omurgayı oluşturan omur kemiklerinin ortasında yer alan omurilik kanalının önarka ve/veya sağsol çaplarının daralarak yukarıdan aşağı içinden geçen omuriliği bazı seviyelerde kum saati gibi boğması olduğunu anlatan Topsakal, “Omurilik kanalının yanlarında her seviyede birer çift sinir kökü kanalı yer alır. Dar kanal bazen de bu ince kemik kanallarının daralarak sinir köklerini içinden geçtiği sırada sıkıştırması sonucunda gelişir” diye konuştu. Dar kanalın, bel fıtığına benzer bulgular verse de farklı özellikleri olduğunu ifade eden Doç. Dr. Cahide Topsakal, şunları söyledi: “Bu hastalar hafif öne eğik yürürler. Hasta uzun süre ayakta kaldığında ya da yürümeye başladığında bacaklarının tekine ya da genellikle her ikisine birden ağrı, uyuşma, kuvvetsizlik ya da bunlardan birkaçı bir arada gelir. Daha sonra yürümeye devam eder. Zamanla sorunsuz gidebildiği yürüme mesafesi kısalır.” Topsakal dar kanalın ameliyatla tedavi edildiğini söyledi. Türk bilim insanlarının başarısı İstanbul Haber Servisi Türkiye’de de insan ölümlerine yol açan kuş gribi virüsünün genlerinin Türk bilim insanları tarafından deşifre edilerek incelenmesi sonucunda virüsün insana geçmesine neden olabileceği düşünülen gen değişikliklerinin keşfedildiği bildirildi. İstanbul Acıbadem Hastanesi Genetik Tanı Merkezi, İstanbul Üniversitesi Klinik Viroloji Bölümü ve Pendik Veteriner Araştırma Enstitüsü’nden araştırmacılarla ortaklaşa yürütülen çalışmalarda elde edilen bulgular, ABD’de “CDC Emerging Infectious Disease” isimli derginin mart sayısında yayımlandı. “Kuş gribine ilişkin keşfedilen 4 ayrı gen mutasyonu değişikliği dünyada ilk kez bulundu” başlığıyla yayımlanan makalede, araştırma ekibi içerisinde yer alan Acıbadem Genetik Tanı Merkezi Sorumlusu Dr. Ender Altıok, çalışmada virüsün daha önce dünyada ortaya çıkan diğer virüslerle olan akrabalık ilişkilerinin aydınlatıldığını ifade etti. Doğu Anadolu’da ölümlere yol açan virüsün kökeninin Çin’in ‘Qinghai’ bölgesindeki bir kaz olduğunun saptandığını belirten Altıok, “Çalışmadan çıkan önemli bir sonuç Doğu Anadolu ve Manyas’ta görülen kuş gribi vakalarının birbirlerinden farklı virüslerle meydana geldiğinin ortaya çıkarılmasıdır” dedi. “Manyas’ta görülen virüsün Rusya’nın Kurgan bölgesindeki bir tavuktan kaynaklandığının ortaya konulduğunu” belirten Altıok, Türk araştırmacıların uyguladığı yöntemin, virüsün kökeni ve dolaşma yolları ile virüsün güçlü olup olmadığını yakın zamanda ortaya koyacağını kaydetti. Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR “Demokratik, sosyal, laik bir hukuk devletiyiz”. Son zamanlarda, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın dilinden düşmeyen bir cümle bu. Nereden nereye diyeceksiniz eminim. “10 Kasım’larda sap gibi duruyoruz, bir yaygara koparılıyor.” “Demokrasi bir tramvaydır, istediğimiz yerde biner dilediğimiz yerde ineriz.” “Millet isterse elbette laiklik elden gider” söylemlerinden bugün bir stereotipi halinde Başbakan’ın ağzında yinelenen “Demokratik, laik, sosyal hukuk devletiyiz” vurgusu adeta bir takıntı olarak süregeliyor. Sağlıksız bir toplumun yaratıcısı sağlıksız liderler 60 yılı aşan bir süreden beri yaşamımızı kâbusa dönüştürmüşlerdir. Cumhuriyetin o benzersiz kalkınma atılımının ardından hâlâ süregelen geri kalmışlığımızda, çağdışına sürüklenişimizde, bağımsızlığımızı yitirişimizde bu liderler başrolü oynamışlardır. Köy Enstitülerini İnönü ile birlikte ziyaretten dönerken “Paşam, bunlar böyle eğitim görürlerse biz bunları idare edemeyiz” diyen Milli Eğitim Bakanı’nı düşününüz. “Ben bir odunu aday göstersem Meclis’e seçtiririm” ve o Meclis’e dönüp “Siz isterseniz hilafeti getirebilirsiniz” diye seslenen lideri anımsayın. Memleketin iki kampa bölünmüş Sağlıksız liderler yönetiminde gençleri birbirinin canına kıyarken her türlü şiddete karşı çıkması istenen Başbakan’ın “Bana sağcılara suç işliyor dedirtemezsiniz” diye verdiği cevabı hatırlayın. Nâzım Hikmet’i 13 yıl hapislerde tutup, Sabahattin Ali’yi öldürtenlerden sonra Sabahattin Eyuboğlu, Vedat Günyol, Azra Erhat gibi dünya güzeli insanları hapse tıkanlar da 70’lerde Türkiye’nin kaderine hâkim olmuşlardır. “Hatırla Sevgili” dizisinde duyarlı Türk halkının gözyaşları içinde hazin öykülerini izlediği o genç çocukların idamı için var güçleriyle çabalayanlar ve Türkiye’de bir devrimi gerçekleştirmek için canlarını feda eden gençler için “Asmayıp da besleyelim mi” fetvasını verenler yine bu ülkede yıllarca yönetime egemen olmuş, cumhurbaşkanlığı yapmışlardır. Bu yönetenler, Türk soluna birbiri ardına darbe vurmaktan geri kalmamışlar ve kurulmaya çalışılan demokrasimizi ciddi ve neredeyse onarılmaz şekilde sakatlamışlardır. Daha sonra gelenler de toplumda hak edilmiş alın teriyle elde edilmiş kazanç geleneğini yok ederek köşe dönme felsefesini yaygınlaştıran, yeraltı dünyasını canlandıran insanlar olmuştur. Türkiye’yi siyasal, ekonomik ve kültürel alanlarda iç ve dış politikada bağımlı hale getirenler ve emperyalizmin oyunlarına açık bir ülke durumuna sokanlar da siyaset yaşamımızın liderleridirler. Nihayet, 60 yıl süren bir hazırlıkla Cumhuriyetin 80’inci yılında ortalama 4 yıl eğitim görmüş bir halkın yönetimine Cumhuriyetin temel ilkeleri ve onun kuruluş felsefesiyle çatışma halindeki takıyyeci bir iktidar gelip oturmuştur. Türkiye’nin bugünkü kamplara bölünmüş acıklı durumu ve içinde yaşadığımız kaos birbirinden kötü, âciz, tutarsız, ilkesiz yönetimlerin ürünüdür. Cumhuriyetin 85’inci yılında halkımızı ortalama 4 yıl eğitime mahkum edenler Türkiye’nin politikacılarıdır. Köy Enstitülerini yıkan, öğretim birliğini yok eden, akla, bilime dayanan aydınlanmacı eğitimi, imam hatip okulları ve Kuran kurslarını yaygınlaştırarak dogmaların gölgesinde bırakan ve bundan iktidarları için yarar umanlar Türkiye’nin siyasetine egemen olanlardır. Bugünkü iktidar liderinin kültürel bölünmeye uğramış toplumumuzda bu kadar birbirine zıt izlenimler yaratması tarihi bir paradokstur ve uzun yıllardan beri Türk toplumun İngiltere piyasadan çekti da süregelen sağlıksız bir gelişmenin bir göstergesidir. 60 yıldan beri, Türkiye’yi yönetenler emperyalizmin de yardım ve desteğini alarak halka karşı, akla, bilime karşı, uygarlığa karşı politikalarını destekleyecek küçümsenemeyecek bir halk kitlesi yaratma becerisini ve kurnazlığını gösterebilmişlerdir. Türk toplumu aydınlanmacı bir eğitimi öngören, bağımsızlığı benimseyen; kalkınmayı, çağdaşlaşmayı hedefleyen bir yönetime kavuşmadıkça sağlıklı bir toplum olamayacaktır. Ortalama 4 yıl eğitim görmüş, birey olamamış, akla, bilime dayanan bir dünya görüşüne sahip olmak yerine işsizlikle, yoksullukla mücadele ederken dogmalara, dine ve tarikatlara sığınmak zorunda bırakılmış, seçimlerde sadakalara muhtaç hale getirilmiş halkımız, bugün Türkiye’nin en büyük, en önde gelen sorunu ve yakıcı gerçeğidir. Bu halk ve demokrasimiz bu çıkmazdan kurtulamadıkça Türkiye sağlıklı bir toplum haline gelemeyecektir. [email protected] Not: Türk basınının yüz akı İlhan Selçuk’un ve onunla birlikte yurtseverliklerine inandığımız aydınlanmacıların gözaltına alınışlarını hiç unutmayacağız. Ama soldan dönüşün en çarpıcı örneğini oluşturan Ertuğrul Günay da aklımızdan çıkmayacaktır. 100’den fazla ilacın satışı yasaklandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İngilte AŞKALE İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN AÇIK ARTIRMA İLANI DOSYA NO: 2003/124 Talimat SATILMASINA KARAR VERİLEN MADEN OCAĞININ CİNSİ, K1YMETİ, ADEDİ, EVSAFI: 1. Maden Erzincan ili, Tercan ilçesi, Altıntaş köyü mevkiinde bulunan 5430 sicil ve İR 1494 ruhsat sayılı krom madeni sahası ve sahanın ayrılmaz eki ve parçası kırma eleme tesisi yerinde incelenmiş olup İR 1494 ruhsat sayılı krom cevheri sahası 997.68 hektar büyüklüğündedir. Anılan sahada yapılan incelemelerde mostralar dışında açık cevher aynası ve herhangi bir stok bulunmadığı gözlemlendi. Saha sınırları içerisinde dolaşılarak diğer jeolojik yüzey oluşumları ve cevher tezahürleri araştırıldı. Yapılan tetkikat sonucu tespit edilen mostralar ve cevher oluşum izlerine göre sahada olması muhtemel olan cevher rezervleri aşağıdaki gibi belirlenmiştir: Boyutlar 1. Alan 2. Alan 3. Alan En (mt) 8.00 6.00 15.00 Boy(mt) 32.00 21.00 38.53 Yükseklik (mt) 4.00 2.00 3.50 Hacim (m3) 1.024 252 2.023 Buna göre mevcut oluşumların toplam hacmi (1.024+252+2.023) = 3.299 m3 olarak bulunmuştur. Muhtemel cevher boşlukları ve kabarma payları göz önüne alındığında bu kübajın ton karşılığı ise (3.299 m3 x3.20 özgül ağırlık x 0.55 boşluk ve kabarma faktörü) = 5.806 (beşbinsekizyüzaltı) ton olarak hesaplanmıştır. Gözlenen oluşumlar doğrudan ihraç edilmesi mümkün olmayan düşük dereceli cevherlerden ibaret olduğundan ancak zenginleştirmek sureti ile bir ekonomik değer elde edilebilir. Ortalama 5 ton düşük cevherden 1 ton zenginleştirilmiş cevher üretilebileceği göz önüne alınırsa, elde edilebilecek satılabilir cevher miktarı (5.806/5) = 1.160 (binyüzaltmış) ton olarak hesaplanmıştır. Cari piyasa koşulları ve Maden Mühendisleri Odası fiyat verilerinin belirtilen aralığa uygulanması uyarınca zenginleştirilmiş cevherlerin muhtemel fob satış fiyatlarının 175.00 US$ olabileceği hesaplandığında rezerv değeri (1.160 ton x 175.00 USS) 203.000.00 US$ olarak bulunmuştur. Kıymet takdir raporunun hazırlanma tarihi olan 7 Kasım 2007 itibarı ile T.C. Merkez Bankası Amerikan Doları alış fiyatı 1.1692 YTL olarak belirlenmiştir. Buna göre İR 1494 ruhsat sayılı sahada üretilmesi muhtemel olan krom cevherlerinin fob değeri (203.000.00 USS x 1,1692 YTL/$) = 237.347.60 YTL (ikiyüzotuzyedibinüçyüzkırkyedi YTL ve altmış YKR) olarak tespit edilmiştir. İR 1494 ruhsat sayılı sahanın eki ve ayrılmaz bir parçası vasfındaki KırmaEleme tesisi aşağıdaki makine ve ekipmanlardan oluşmuştur: Malzeme Cinsi Adet Birim Değer Tutarı Titreşimli besleme bıınkeri l 1.500 1.500 İki katlı sulu elek (360x180 cm). 15 Kw motoru ile birlikte 1 6.000 6.000 Çeneli kırıcı (90 x 135 cm). 75 Kw 980dd motoru ile birlikte 1 15.000 15.000 Çeneli kırıcı (70 x 94 cm). 22 Kw 1460 dd motoru ile birlikte 2 12.000 24.000 Silindir kırıcı 11 Kw 980 dd motoru ile birlikte 1 6.500 6.500 İki katlı kuru elek (500 x 200 cm). 15 Kw motoru ile birlikte 1 7.500 7.500 Konveyör bant (900 x 60 cm). 5 Kw motoru ile birlikte 3 2.250 6.750 Konveyör bant (2500 100 cm). 7.5 Kw motoru ile 1 8.750 8.750 Besleyici paletli bunker 100 tonluk 18.5 Kw motoru ile 1 12.500 12.500 Toz eleği (400 x 200 cm) 12 Kw motoru ile birlikte 1 3.000 3.000 Konveyör bant (1000 x 60 cm). 5.5 Kw motoru ile birlikte 1 2.500 2.500 Seçme bandı (2500 x 100 cm). 15 Kw 180 dd redüktörlü l 8.750 8.750 motoru ile komple 250 Kw güç trafosu ve panosu ile komple 2 4.000 8.000 Motor kumanda ve güç panosu 12 300 3.600 7.5 Kw bant motoru 9 250 500 4 Kw elektrik motoru 1 150 150 İR 1494 Ruhsat Sahası KırmaEleme Tesisi Toplam Bedeli 115,000 İlgili ruhsat sahası içinde kurulu bulunan ve 5177 sayılı Kanunla değişik 3213 sayılı Maden Kanunu gereği. İR 1494 ruhsat sayılı sahanın eki ve ayrılmaz bir parçası vasfındaki KırmaEleme tesisinin değerlemesine ilişkin ilave rapor ekte takdim edilmiştir. İR 1494 ruhsat sayılı saha içerisinde kurulu bulunan KırmaEleme tesisinin değeri 115.000.00 YTL (yüzonbeşbin YTL) olarak tespit edilmiştir. Buna göre İR 1494 ruhsat sayılı sahanın toplam değeri ise 352.347.60 YTL (üçyüzelliikibinüçyüzkırkyedi YTL ve altmış YKR) olarak tespit edilmiştir. 2. MADEN Erzincan ili, Tercan ilçesi mevkiinde bulunan 8814 sicil TR 4344 ruhsat sayılı krom madeni cevheri sahası 432.15 hektar büyüklüğündedir. Anılan sahada yapılan incelemelerde mostralar dışında açık cevher aynası ve herhangi bir stok bulunmadığı gözlemlendi. Saha sınırları içerisinde dolaşılarak diğer jeolojik yüzey oluşumları ve cevher tezahürleri araştırıldı. Yapılan tetkikat sonucu tespit edilen mostralar ve cevher oluşum izlerine göre sahada olması muhtemel olan cevher rezervleri aşağıdaki gibi belirlenmiştir: Boyutlar 1. Alan 2. Alan En (mt) 8.50 6.00 Boy(mt) 18.00 11.50 Yükseklik(mt) 3.50 3.50 Hacim (m3) 536 242 Buna göre mevcut oluşumların toplam hacmi (536+242) = 777 m3 olarak bulunmuştur. Muhtemel cevher boşlukları ve kabarma payları göz önüne alındığında bu kübajın ton karşılığı ise (777 m3x 3.20 Özgül ağırlık x 0.55 boşluk ve kabarma faktörü) = 1.370 (binüçyüzyetmiş) ton olarak hesaplanmıştır. Maden Mühendisleri Odası fiyat verilerinin incelenen 3. kalitede ve tüvenan cevherlere uygulanması uyarınca muhtemel fob satış fiyatlarının 100.00 US$ olabileceği hesaplandığında rezerv değeri (I.370 ton x 100.00 US$) = 137.000.00 US$ olarak bulunmuştur. Kıymet takdir raporunun hazırlanma tarihi olan 7 Kasım 2007 itibarı ile T.C. Merkez Bankası Amerikan Doları alış fiyatı 1.1692 YTL olarak belirlenmiştir. Buna göre İR 4344 ruhsat sayılı sahada bulunması muhtemel krom cevherlerinin fob değeri (137.000.00 US$ x 1.1692 YTL/$) = 160.180.40 YTL (yüzaltmışbinyüzseksen YTL ve kırk YKR) olarak tespit edilmiştir . SATIŞ ŞARTLARI: l. SATIŞ GÜNÜ; 11.04.2008 CUMA günü aşağıda yazılı saatlerde. Satış Erzincan ili, Tercan ilçesi S.kale köyü mevkiinde bulunan 630 sicil İR 1705 nolu ruhsat sahası ve sahanın ayrılmaz parçası ve eki ağır ortam zenginleştirme, konsantre tesisi sosyal ve idari binasının önünde Açık Artırma sureti ile yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklar varsa rüçhanlı alacaklar toplamını ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartı ile; 2. Satış Günü: 21.04.008 PAZARTESİ günü aynı yerde ve yine aşağıda yazılı saatler arasında ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilememişse en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar ki artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. İHALEYE KATILACAKLARIN ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI Maden İşleri Genel Müdürlüğü Maden Dairesinden alınacak “Maden işi işe iştigal ettiklerine dair Faaliyet belgesini” İBRAZ ETMELERİ HALİNDE İHALEYE KATILABİLECEKLERDİR. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen kıymetin %20 si nispetinde pey akçe veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 (on) günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi malı satılan satıcıya, KDV, İhale Damga pulu bedeli, tüm tapu ruhsat harç ve masrafları ile satıştan sonra doğabilecek her türlü masraflar, tescil ve teslim masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler harçlar satış bedelinden ödenir. Satışa iştirak edeceklerin, satışına karar verilen ruhsat ile ilgili maden sahasını gezip gördükleri ve şimdiki hali ile kabullendikleri varsayılır. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (X) satışı yapılacak krom madeni işletme ruhsatı ve eklentileri ayrılmaz parçası üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile 15 (onbeş) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü Kütüğünde sabit olmadıkça paylaştırmadan hariç bırakılacaklardır. 4 İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin Aşkale İcra Müdürlüğünün 2003124 talimat dosya numarası ile müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 21.03.2008 (x ) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Adlarına tebligat vapılamayan ilgililere gazete ilanı tebligat yerine geçerlidir. Satışı yapılacak maden ve eklentileri 1 Erzincan ili, Tercan ilçesi, Altıntaş köyü mevkiinde bulunan 5430 sicil İR 1494 ruhsat sayılı krom madeni işletme ruhsatı ve sahanın ayrılmaz eki ve parçası kırma eleme tesisi Saati: 11.0011.10 arası 2 Erzincan ili, Tercan ilçesi mevkiinde bulunan 8814 sicil İR 4344 ruhsat sayılı krom madeni cevheri işletme ruhsatı Saati: 11.2011.30 arası (Basın: 17044) re, aralarında Benylin ve Calpol gibi çok satan ilaçların da bulunduğu, iki yaşın altındaki çocuklara verilen 100’den fazla öksürük ve soğuk algınlığı ilacını yan etkileri nedeniyle piyasadan çekme kararı aldı. Sağlık Bakanlığı da, söz konusu ilaçların 2 yaş altı çocuklarda kullanımının uygun bulunmadığı yönündeki sonuçların ilgili kurum ve kuruluşlara iletildiğini bildirdi. İngiltere’de yayımlanan Daily Mail gazetesi İlaç Komisyonu’nun ülkede 5 çocuğun ölmesi ve 100’den fazla ilaca bağlı yan etkinin görülmesi üzerine, ilaçların iki yaşın altındaki çocuklara satışına kesin yasak getirildiğini duyurdu. Sağlık Bakanlığı da dün yaptığı açıklamada, “Bahse konu ilaçlar, Bakanlığımız bünyesindeki Bilimsel İlaç Güvenliği Kurulu’nda 12 Ocak 2008 tarihinde görüşülmüş, 2 yaş altı çocuklarda kullanımının uygun bulunmadığı hususundaki bilimsel sonuçlar, ilgili kurum ve kuruluşlara yine aynı tarihte bildirilmiştir” denildi. Calpol, Türkiye’de de en çok kullanılan ilaçlar arasında yer alıyor. Calpol’un üretici firması GlaxoSmithKline İlaçları’ndan yapılan açıklamada ise ilacın etken maddesinin parasetamol olduğu ve yasaklanan etken maddeler arasında bulunmadığı belirtildi. İstanbullular kanserde erken tanıyı dev bir maketle öğrenecek ? İstanbul Haber Servisi Türkiye Gastroenteroloji Derneği ve Tıbbi Onkoloji Derneği’nin kalın bağırsak kanserinde erken tanının önemine dikkat çekmek amacıyla toplam 7 ilde dev bir maket eşliğinde düzenlediği bilgilendirme toplantıları İstanbul’da sona erecek. 2 Mart’ta Ankara’da başlayan bilgilendirme toplantıları Diyarbakır, Gaziantep, Adana, Antalya ve İzmir’de yapıldı. İstanbul’da dün Cevahir Alışveriş Merkezi’ne kurulan dev maket, 31 Mart tarihinde ise Kadıköy Tepe Nautilus alışveriş merkezine kurulacak. Dev maketin içinde gezerek kalın bağırsak kanseriyle ilgili detaylı bilgiler alacabilen yurttaşlar sorularını uzman kişilere yöneltebilecekler. 2 Nisan’da saat 17.00’de Tepe Nautilus’ta yapılacak halka açık bilgilendirme toplantısında ise Prof. Dr. Hülya Över Hamzaoğlu ve Prof. Dr. Gökhan Demir eşliğinde yurttaşlar kanserle ilgili sorularına yanıt arayabilecek. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle