22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 MART 2008 CUMA 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI B B B Y Y Y Y Y B 15 16 18 14 17 18 18 18 14 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya B B Y B Y Y B Y Y 11 13 15 15 16 15 16 15 18 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB PB PB PB PB B B Y 23 22 21 23 19 22 13 13 11 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurt geneli parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın Güneybatısı, Kıyı ve Güney Ege, Batı Akdeniz, İç Anadolu’nun kuzeyi, Batı ve Orta Karadeniz’in iç kesimleri, Doğu Karadeniz ile Doğu Anadolu’nun kuzey ve batısı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçecek. Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik olmayacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih K 2 B 2 B 5 Y 10 Y 10 Y 9 Y 11 Y 5 Y 8 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y B B Y B Y Y Y Y 13 13 21 10 15 12 17 16 13 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı K B PB PB Y PB Y B PB 6 30 14 28 16 20 21 29 24 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada minden bu yana gerilimlere yol açan iktidar partisi değil. Laikliğin içini boşaltmaya yönelik anayasal, yasal girişimler CHP’nin eseri mi? AKP’nin kapatılması, başta RTE ve kimilerine siyasal yasak gelmesi olasılığı ortaya çıkınca; partilerin kapatılmasını zorlaştırma etiketi altında AKP’yi ve kendini kurtarmak için anayasa değişikliğine CHP mi önayak oldu? Nasreddin Hoca’nın, hırsızın hiç mi kabahati yok öyküsünde olduğu gibi gerginliğin bu aşamaya gelmesinde AKP’nin, RTE’nin hiç ama hiç mi bir sorumluluğu yok! Sivil toplum örgütleri idarei maslahat eyliyor. Güya tarafsız bir gözle çare üretiyor. ??? Gerilimin bir numaralı sorumlusu RTE, sivil toplumdan gelen doğrularla yanlışları ayırma sanatı olan sağduyu çağrısına; dününü unutan, bugünü kurtarmaya yarayacağı kanısıyla sarılıyor. Sağduyu gereği “gereken adımları her zaman attığını” söylüyor. Üstelik zeytinyağı gibi üste çıkarak “bundan sonra da her türlü adımı atmaya, ortak aklın oluşmasına ‘öncülük’ etmeye hazır olduğunu” söylemiyor mu? İnsaf! CHP lideri iki yıldır RTE’ye önemli sorunlarda uzlaşma öneriyor. Burnundan kıl aldırmayan RTE; hele 22 Temmuz’da yüzde 47’yi görünce artık önünde hiçbir engel kalmadığını, dilediği gibi hareket etme yetisi kazandığı sanısıyla uzlaşma önerilerini sürekli geri çevirdi. Ya şimdi? Partisinin kapatılması, siyaseten yasaklı duruma düşme olasılığı belirince; inanılmaz bir yüzsüzlükle, “Muhalefet liderleriyle görüşmeye hiçbir zaman kapalı değiliz” diyor. İmam hatip kültürlü RTE’nin uygulayabildiği “ince siyaset” işte bu! ??? Bir başka ince siyaset uygulaması bugünlerde Çankaya’daki AKP’li aracılığıyla gündeme giriyor. Sağduyu çağrılarının son halkası; Çankaya! 11’inci AKP’li Cumhurbaşkanı, tarafsız, siyaset üstü konumundaki bir cumhurbaşkanı izlenimi verme çabasında. Daha önce gündeme almış ve buluşma, gerilimin doruk noktasına geldiği günlere rastlamış. Nedense resmi açıklamada fırsat bu fırsattır, muhalefet lideriyle cumhurbaşkanı olarak gerilimi gidermenin yollarını da arayan görüşmeler yapabilirim diyebilirdi. Demiyor. ??? Gerilimin bu noktaya gelişinde Çankaya’daki 11’incinin, örneğin gerilimin önemli bir parçası olan Ergenekon olayına bakışını içeren söylemlerini, davranışlarını anımsamak gerekmiyor mu? Çankaya’daki AKP’li, Dışişleri Bakanı olduğu dönemde “Ümraniye soruşturmasına dikkat edin. O iş büyüyecek” diyerek bugünlerin, olası olayların işaretini vermedi mi? Cumhuriyet Başsavcısı’nın AKP’nin kapatılma istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurduğu gün Çankaya’daki AKP’li, siyaset üstü ve tarafsız bir cumhurbaşkanı kimliğini unutan, bir partili, bir AKP yöneticisi gibi demeç vermedi mi? Bay 11’incinin, Çankaya’daki AKP’ye kapatılma davasının açıldığı gün, 14 Mart günü sinirli bir tavır içinde söylediklerini anımsatalım: Dakar’da, “...Meclis’te bu kadar çoğunluğu olan bir iktidar partisiyle ilgili yapılan bu taleplerin Türkiye’ye ne kazandıracağı ne kaybettireceği düşünülmeli. Bütün bunların neticelerinin çok iyi düşünülmesi lazım... Herkesin böyle büyük bir sorumluluk içinde hareket etmesi gerekir...” diyor ve partisinin yediği naneleri, hukuku bir yana bırakıyor. Bu söylemiyle Meclis’te çoğunluğu elinde tutan, RTE’nin söylediği gibi yüzde 47 ile iktidara gelen bir parti kapatılamaz demeye getiriyor. Bu kimliğe ve düşünceye sahip olan Çankaya’daki AKP’li, şimdi partiler üstü bir kimlik sergileyerek gerilime medyaya göre el koymuş bulunuyor. Yukarıdaki, CHP’den herhalde bugüne kadar AKP’ye ve gerilime bakış açısını tersine çevirecek bir değişim beklemiyor, beklememesi gerekir. Diyelim ki Çankaya’daki AKP’li muhalefetten etkilendi; Başbakanı çağırıp muhalefetin dile getirdiği gerilimi düşürecek önlemleri almasını isteyebilecek mi? Yoksa RTE’ye atacağı adımlarda yardımcı olmak için mi muhalefetle görüşüyor? Bir iki gün içinde maskeler düşer, aklarla karalar çıkar ortaya! AP’de Türkiye tartışıldı Hollandalı raportörün kaleme aldığı raporda ve konuşmalarda, Türkiye’de ‘yargı darbesi yapıldığı’ ve ‘ordunun demokratikleşme önünde engel olduğu’ ileri sürüldü ÇİMEN TURUNÇ BATURALP GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY BRÜKSEL Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Hollandalı Hıristiyan Demokrat Ria OomenRuijten, “Türkiye’de herkesin güvenebileceği bir yargı maalesef yok’’ iddiasında bulundu. OomenRuijten tarafından kaleme alınan Türkiye raporu taslağı, AP Dış İlişkiler Komisyonu’nda tartışıldı. Birçok parlamenterin görüş bildirdiği toplantı sırasında hükümet, yargı, ordu, AKP kapatılma davası eleştirilerin hedefi oldu. Türkiye’deki son gelişmelere değinen OomenRuijten, “Ordu ve yargıdan oluşan elit tabakası var.TBMM 3’te 2 çoğunlukla (üniversitelerde türbanın serbest bırakılmasına) karar veriyor, fakat uygulan mıyor. Ben dünyada böyle başka bir ülke bilmiyorum. Yargı bağımsızlığından yanayım. Ama Türkiye’de herkesin güvenebileceği bir yargı maalesef yok. Bu konuda çalışma yapılması gerekiyor’’ şeklinde konuştu. ‘Ordu yapıcı olsun’ OomenRuijten, son gelişmeler nedeniyle taslak raporda yargıya yönelik eleştirilerini sertleştirmeyi düşündüğünü dile getirdi. Raportör OomenRuijten, “Orduya da güçlü mesaj vermek gerekiyor. İyi işleyen modern demokrasi istiyorlarsa kendilerini sınırlamalılar’’ diye konuştu. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın KKTC’yi ziyaret ederek “Çözümde ilk söz hakkı bizim” mesajı verdiğini sa vunan OomenRuijten, Kıbrıs sorununun çözümünde ordunun yapıcı davranmasını istedi. Söz alan Avrupalı parlamenterlerin büyük çoğunluğunun “Türk ordusunu demokratikleşme önünde bir engel olarak gördüğünü” ifade etmeleri üzerine, Türk kökenli milletvekillerinden Metin Kazak ve Vural Öger, yaptıkları konuşmalarda, Türkiye’de ordunun geleneksel rolünün Avrupa’dakinden çok farklı olduğunu belirttiler ve bunun anlaşılması gerektiğini söylediler. Öger, “Türkiye’de halkın yüzde 88’i orduya güvenmektedir” dedi. ‘Tutumumuz sert olmalı’ TürkiyeAB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk ise “Türkiye’de siyasi sürece yargı dar besi yapılıyor. Yargı, halkın çoğunluğunun seçimine ‘yanlış’ diyor. Bu hiçbir şekilde kabul edilemez. Yargının verdiği imaj çok kötü. Türkiye’de yargı reformu talebi konusunda tutumumuz sert olmalı’’ dedi. Taslak raporunun, mayıs ayında AP Genel Kurulu’nda oylanması bekleniyor. Taslak raporda, Ergenekon soruşturmasının kararlılıkla sürdürülerek örgütün “devlet organlarındaki tüm bağlantılarının ortaya çıkarılarak örgütle ilişkisi olanların yargıya teslim edilmesi’’ isteniyor. PKK’nin eylemleri şiddetle kınanarak ve terörle mücadelede Türkiye’yle dayanışmaya vurgu yapılan raporda, terör örgütünün önkoşulsuz olarak derhal silah bırakması isteniyor. TGC ÖDÜLLERİ VERİLDİ Erinç: Sağduyu çağrısına önce siyasiler uymalı İstanbul Haber Servisi Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) tarafından geleneksel olarak düzenlenen “Türkiye Gazetecilik Başarı Ödülleri’’önceki akşam Sheraton İstanbul Maslak Otel’de gerçekleştirilen törenle sahiplerine verildi. Gazetemizin çizerlerinden Zafer Temoçin “Huzur Ilımlı İslamda” lejantlı karikatürü ile ödüle değer görüldü. Açılış konuşmasını yapan TGC Başkanı Orhan Erinç, Türkiye’deki gazetecilerin, siyasetçilerle yöneticilerin suçlamalarına, hedef göstermelerine alışık olduklarını belirterek “Yasalardaki sınırlamalara,Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ndeki kurallara aykırı düşen bu yaklaşımın bir an önce sona erdirilmesini bekliyoruz. Gerginliği giderme çağrılarına önce siyasetçilerin uyması gerektiğini, böylece gazetecilerin gerginliği yansıtma zorunluluğundan kurtulmuş olacaklarını da belirtmek istiyoruz” dedi. Bir hoş geldin açıklaması olduğunu belirten Erinç, “Kıdemli üyemiz, meslektaşımız İlhan Selçuk’a da yeniden aramıza dönmesi nedeniyle ‘hoş geldin’ diyoruz’’ dedi. “Maliyede Usulsüz Sorgulama Depremi’’ haberiyle övgüye değer bulunan, Anadolu Ajansı muhabiri Türkan Al, Büyük Seçici Kurul Üyesi Yalçın Bayer’in Hürriyet gazetesindeki köşesinde yazdığı, “Uydurulmuş Bir Komplo ve Ödül Alan AA Haberi” başlıklı yazı nedeniyle ödülü kabul etmediğini açıkladı. Geceye, Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök ve Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin’in de aralarında bulunduğu çok sayıda gazeteci ve davetli katıldı. Ziyaretler sürüyor Gazetemiz İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı İlhan Selçuk’un serbest bırakılmasının ardından geçmiş olsun ziyaretleri sürüyor. Ulusal Sivil Toplum Kuruluşları Birliği sözcüsü Avukat Aydeniz Alisbah Tuskan, İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Yürütme Kurulu üyesi Figen Atılgan, Üniversiteli Kadınlar adına Nurşen Persentili, Yurtsever Hareket Ulusal Sivil Toplum Kuruluşları Sözcüsü Bedri Baykam, Sosyal Girişimciler Derneği adına Saim Canatan, Ulusal Sivil Toplum Kuruluşları Birliği adına Gökhan Ecevit, Deniz Banoğlu, Çağdaş Eğitim Vakfı Ulusal Sivil Toplum Kuruluşları Birliği Yürütme Kurulu üyesi Zerrin Bayraktar, Atatürk Vakfı adına Gülcemal Karakoç, ADD Kadıköy Gülsevil Erdem, TGB adına Pınar Akkoç, Mehmet Bozkurt, İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Başkanı Avukat Nazan Moroğlu, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Kartal Cemevi Başkan ile Yönetim Kurulu üyeleri ile Ulusal Sanayici ve İşadamları Derneği Genel Başkanı Fevzi Durgun, Yönetim Kurulu üyeleri Oğuz Lektemur, Filiz Esen ve USİAD Bildiren yayın organının editörü Oktay Güney gazetemize geçmiş olsun ve destek ziyaretinde bulundular. “Türkiye’yi programa ben koymadım. Bush özellikle istedi. Kürdistan’a ilk ziyaretimi de yaptım.” Cheney Ortadoğu turunu noktalarken Amerikalı gazetecilere alçakgönüllülük gösterisinde bulunmayı da ihmal etmedi: “Biliyorsunuz ben sadece danışmanlık görevi yapıyorum. Başkan Bush önerilerime katılır ya da katılmaz.” Cheney’nin Türk medyasına konuşmaması 3 nedenle olabilir: 1 Türk medyası meşgul, kendi iç işlerine bakıyordur. Meşgul etmeyeyim. 2 Türkiye’den istediğimi alamadım. Diyecek bir şeyim yok. 3 Türkiye’ye neler istediğimizi söyledik. Ne kadarını nasıl yapacaklarına kendileri karar versinler. Açıklamayı da kendileri yapsın! ??? Birinci şık, kara mizah... İkinci şık yüzde 40, üçüncü şık yüzde 60 olsa gerek! Cheney’nin, Türkiye’ye gelmeden önce Bağdat’ta Talabani ile yaptığı görüşmenin içeriği şöyle açıklanmıştı: IrakTürkiye ilişkileri de ele alındı. Durumu ters çevirip baktığımızda, Ankara’da da TürkiyeIrak ilişkilerinin ele alındığı ortaya çıkıyor. Sızan haberlerle birlikte gözlemleri ve olasılıkları birleştirdiğimizde durum şöyle görünüyor: 1 Cheney, Gül’le yaptığı görüşmede, Irak’ta BM kararlarına dayalı bir koalisyon gücü olarak durduklarını, BM izninin 2008 sonunda biteceğini ve çekileceklerini söyledi. 2 ABD’nin bir manda gücü olarak çekilme kararı alması, elbette bu ülkeyi terk etmesi anlamına gelmiyor. ABD, Irak yönetimiyle özel bir ikili anlaşma yapacak ve daha kalıcı hale gelecek. 3 Bu anlaşma çok büyük olasılıkla, Türkiye ile yapılan Savunma ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması (SEİA) gibi olacak ama, ABD’nin kalıcılığı açısından daha ileri maddeleri içerecek. 4 Böyle bir anlaşmayı Kürtler çok ama çok istiyor. Şiilerle Sünnilerin nasıl ikna edileceği henüz belli değil. ??? Yukarıdaki durum ilk bakışta şöyle yorumlanabilir: Bu bir ABDIrak ilişkisidir, bize ne? Kazın ayağı öyle değil! Böyle bir anlaşmanın Türkiye’yi etkilememesi olanaksız. Her şey bir yana, terörle mücadelemizin geleceği belirsizleşebilir. ABD terör örgütü PKK için hâlâ “tamamen bitirilmeli” diyemiyor. Kullandığı en ileri tanım şu: “İzole edilmeli.” Bunun yanında önümüzdeki dönem çok konuşacağımız bir durum daha var: 1991’de Sovyetler’in çökmesinden sonra yapısı adım adım değişen NATO, yeni görevler, işlevler üstlenecek ve tümüyle kabuk değiştirecek. Hani Anadolu’da derler ya; kurt, tüy değiştirir, huy değiştirmez! NATO da yapı değiştirmekle elbette ABD’nin ana gücü olma özelliğini yitirmeyecek. Hatta arttıracak. BOP’un da yeni kolluk gücü haline gelecek. Bölgede hem BOP’un içinde olan, hem NATO üyesi olan tek ülke var: Türkiye... İster misiniz bize her ikisinde de aktif görev verip, NATO üyesi Türkiye ile BOP eşbaşkanı Türkiye’yi ayrı ayrı kullanıp kişiliksiz hale getirsinler! ankcum?cumhuriyet.com.tr Siyaset Yasağı ve Cumhurbaşkanı... Ar. Gör. Hasan Ali KAPLAN* / Ar. Gör. Gökmen GÜNDOĞDU* ? Baştarafı 2. Sayfada AKP yanlısı basından saldırıya devam İstanbul Haber Servisi Dinci ve hükümete yakınlığı ile bilinen “besleme basın” Ergenekon soruşturması kapsamında Cumhuriyet’e ve gazetemiz imtiyaz sahibi İlhan Selçuk’a yönelik saldırılarına devam ediyor. Anadolu’da Vakit yazarı Abdurrahman Dilipak, tartışmanın Selçuk’un sabaha karşı gözaltına alınması noktasında kilitlendiğini savunarak, “Ben de sabaha karşı gözaltına alındığımda kimsenin sesi çıkmadı” dedi. Yeni Şafak yazarı Tamer Korkmaz, Selçuk’un “Ergenekon diye bir çetenin var olduğunu dahi söyleyemediğini” yazarak, “Darbeci Ergenekon yapılanmasını korumak değil de nedir bu” diye sordu. Star gazetesi de Cumhuriyet gazetesine atılan bombaların araştırılması için gazetemiz avukatlarının dilekçeyle başvuru yaptığı gerçeğine karşın gazetemizi “kendisine atılan bombaları araştırmamakla” suçluyor. ANADOLU’DA VAKİT “Bombaları kışladan kim çıkardı?” sürmanşetini kullanan gazete, “Danıştay davası mahkumlarından Osman Yıldırım’ın, saldırılarda kullanılan el bombalarının Veli Küçük’ten alındığını beyan etmesi, bomgenekon yapılanmasını korumak değil de nedir bu?” diye yazdı. ZAMAN Gazetenin yorum sayfasında yazan Hüseyin Gülerce, “Selçuk’un ‘İlhan Abi’ olarak bilindiğini, bilge olarak nitelendirildiğini” belirterek, “Bilge; bilgili, iyi ahlaklı, olgun ve örnek kimse demek.Acaba İlhan Selçuk nasıl bir bilge? Neyin bilgesi?” diye sordu. TARAF Ergenekon operasyonuna dair farklı bilgileri yayımlayan ve hakkında “bu bilgileri nereden aldığına dair şüpheler” uyandıran Taraf gazetesi, medyaya meydan okudu. “İsteyin paylaşalım” sürmanşetiyle çıkan gazete, kendi kullandığı haberlerin aslında bütün basında olduğunu, ancak kimsenin bunları yayımlamaya cesaret edemediğini savundu. STAR Gazetenin yazarları, Cumhuriyet gazetesine atılan bombaların araştırılması ve soruşturmanın genişletilmesi amacıyla, gazetemiz avukatlarının 1 Mart 2007 tarihinde Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne dilekçeyle başvurduğu gerçeğine karşın gazetemizi “kendisine atılan bombaları araştırmamakla” suçlamayı sürdürüyor. Trafik kazasında rekor tazminat ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesi, bir BOTAŞ çalışanının kullandığı kamyonetin çarpmasıyla meslekte kazanma gücünün yüzde 25’ini kaybeden sigorta eksperi Mustafa Nazlıer’e, BOTAŞ’ın 15 bin YTL manevi, 2 milyon 400 bin YTL ise maddi tazminat ödemesine hükmetti. Yargıtayın, mahkemenin kararını onaması durumunda, kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz nedeniyle BOTAŞ’ın ödeyeceği tazminat miktarı 7 milyon YTL’yi aşacak. CHP’de Yalçınkaya da aday ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı, parti meclisi (PM) üyelerinden Ayhan Yalçınkaya genel başkan adaylığını 30 Mart günü Sıvas’ta açıklayacak. Yalçınkaya, 20002005 yılları arasında CHP Gençlik Kolları genel başkanlığı yaptı. Şu anda PM üyesi olarak görev yapıyor. Yalçınkaya, “katıldığı 30 il kongresi sonucunda örgütten gelen talepler doğrultusunda aday olmaya karar verdiğini” bildirdi. baların da Kara Kuvvetleri Komutanlığı envanterinde kayıtlı çıkması, dikkatlerin ‘zimmet’ güvenliğinde son derece sıkı bir uygulaması olan TSK üzerinde odaklanmasına sebep oldu” yorumunu yaptı. YENİ ŞAFAK Gazetede, Ergenekon soruşturmasının tutuklu şüphelisi Veli Küçük’ün “Amaç TSK’yi yıpratmak” sözlerine yer verildi. Gazetenin yazarlarından Tamer Korkmaz, “İlhan Bey Ergenekon diye bir çetenin var olduğunu dahi söyleyemiyor! Darbeci Er (*) Yıldız Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi C MY B C MY B bir kimse hakkında siyaset yasağı kararı verilebilmesi için o kişinin halihazırda siyaset yapıyor olmasını zorunlu kılan herhangi bir hükmün olmadığı görülecektir. Siyaset yasağı kurumunun mantığı da bunu gerektirmektedir. Nitekim bu yasağın getirilmesindeki amaç, bir siyasi partinin kapatılmasına yol açacak nitelikte beyan ve eylemlerde bulunan bir kimsenin siyaset kurumunu kullanarak anayasanın koruduğu ilke ve değerlere zarar vermesini önlemektir. Bu karar geleceğe yönelik bir tedbir niteliğindedir. Dolayısıyla önemli olan kişinin şu anda siyaset yapıyor olması değil, gelecekte siyaset yapabilecek olmasıdır. Bu durum bizi, halihazırda siyaset yapıyor olmasa da Cumhurbaşkanı hakkında siyaset yasağı kararı verilebilmesinin mümkün olduğu sonucuna götürmektedir. Bu açıklamalar karşısında sonuç olarak diyebiliriz ki, Cumhurbaşkanı hakkında; hukuken siyaset yasağı kararı verilmesi mümkündür. Bu karar onun cumhurbaşkanlığının devamı sırasında sahip olması gereken milletvekili seçilme yeterliliğini ortadan kaldırdığı için, cumhurbaşkanlığı sıfatı kendiliğinden sona erecektir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle