03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 MART 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 11 CHP’li Özyürek ‘AKP hükümeti genel seçimlerden bu yana gerilimi sürekli tırmandırdı’ diye konuştu: Uzlaşmada görev iktidarın Zamanaşımı uyarısı ? İstanbul Haber Servisi Kamuoyunda “Adnan Hoca” olarak tanınan Adnan Oktar’ın da aralarında bulunduğu 18 sanığın yargılandığı davanın görülmesine dün İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edilirken, savcı örgüt adına faaliyet gösterdikleri iddia edilen sanıklar hakkındaki davanın 8 yıllık zamanaşımı süresinin dolmak üzere olduğunu belirterek dosyanın ayrılmasını istedi. Mahkeme heyeti, sanık avukatlarının savunmalarını hazırlamak amacıyla istedikleri ek süreyi vererek duruşmayı erteledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 7 sivil toplum örgütünün uzlaşma çağrısının ardından gözler AKP’ye çevrildi. Cumhurbaşkanlığı seçim süreci, üniversitelerde türbanın serbest bırakılması girişimi, anayasa değişikliği çalışmaları ve parti hakkında açılan kapatma davasının ardından izlediği tutumla gerilimi sürekli tırmandıran AKP’nin önce kendisinin adım atması gerektiğine işaret edildi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek, “AKP’yi eleştiremeyenler böyle anonim taleplerle ve suçlamalarla kendilerini görevlerini yapmış gibi gösteriyorlar. Ama aslında AKP’den çekindikleri için yapılması gerekenleri açıkça söyleyemiyorlar” dedi. AKP iktidarı özellikle 22 Temmuz seçimlerinin ardından üslubunu sertleştirmeye başladı. Oy oranını yüzde 46.6’ya çıkarmanın rahatlığıyla hareket eden iktidar, seçimlerin hemen ardından Cum ? Cumhurbaşkanlığı seçim süreci, üniversitelerde türbanın serbest bırakılması girişimi, anayasa değişikliği çalışmaları ve parti hakkında açılan kapatma davasının ardından izlediği tutumla gerilimi sürekli tırmandıran AKP’nin önce kendisinin adım atması gerektiğine işaret edildi. hurbaşkanlığı seçim sürecinde toplumu gerdi. Başta CHP olmak üzere muhalefetin ve sivil toplum örgütlerinin çağrılarına kulak tıkayan AKP, Abdullah Gül’ü Köşk’e çıkardı. Seçimlerin ardından ikinci gerilim noktası da anayasa tartışmaları oldu. Gizlilik içerisinde hazırlanan anayasa değişiklik paketiyle ilgili toplumsal kesimlere hiçbir bilgi verilmedi. Onca gerilimin ardından paket bir anda beklemeye alındı. Ancak bu kez de türban tartışması başlatıldı. 5 yıllık iktidarı boyunca bu konuda hiçbir adım atmayan AKP, türbanın üniversitelerde serbest bırakılması için önce üniversiteler üzerinde baskı kurdu, ardından da yalnızca türban için anayasa değiştirdi. Başbakan Erdoğan, üniversitelerden gelen uyarılara da “kulak tıkadı”. Gerilimi tırmandıran son adım da parti hakkında açılan kapatma davasının ardından kullanılan sert üslup oldu. Yasal görevini yapan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’yı hedef tahtasına koyan iktidar, davayı miting malzemesi haline getirdi. Başbakan Erdoğan davanın ardından çıktığı yurt gezilerinde davayı sert bir dille eleştirdi. Daha önce DTP hakkında açılan davada tepkisiz kalan iktidarın, kendisiyle ilgili davayı boşluğa düşürmek için anayasa değişikliği yoluna başvurması da bardağı taşıran damla oldu. İktidarın halen çalışmalarını sürdürdüğü parti kapatmayı zorlaştıran anayasa değişikliğini referanduma sunması durumunda toplumsal kutuplaşmanın daha da derinleşmesinden endişe ediliyor. ‘Teşhisi yanlış koyuyorlar’ Sivil toplum örgütlerinin gerilimi yumuşatma çağrısında asıl muhatabın AKP olduğunu vurgulayan CHP’li Özyürek, “Bir kere, gerilime yanlış teşhis konulmuştur ve çağrının muhatabı da yanlış seçilmiştir. Şu anda yaşanmakta olan gerilim, AKP’nin anayasal düzeni zorlayan, başta anayasamıza göre değiştirilmesi teklif bile edilemeyecek olan laiklik ilkesinin içini boşaltan girişimlerinden kaynaklanmıştır” dedi. AKP’nin 22 Temmuz seçimlerinin ardından “Beni hiçbir güç durduramaz” anlayışıyla hareket ettiğini vurgulayan Özyürek, şunları kaydetti: “AKP anayasal düzenle, yargıyla, üniversitelerle kavga etmektedir. Gerçekler bu iken, sivil toplum örgütlerinin sanki AKP ile muhalefet partilerinin sorumluluğu aynıymış gibi bir çağrı yapmaları doğrusu yanlıştır. Biz muhalefet olarak iktidar partisinin laiklik karşıtı, hukuk dışı eylemlerine karşı elbette sesimizi yükseltmek, tepkileri ortaya koymak zorundayız. Toplumda bir uzlaşma aranıyorsa, yükselen gerilimin düşürülmesi isteniyorsa, bunun muhatabı AKP’dir. Onu eleştiremeyenler böyle anonim talep ve suçlamalarla kendilerini görevlerini yapmış gibi gösteriyorlar. Ama aslında AKP’den çekindikleri için görevlerini yapamıyorlar ve yapılması gerekenleri açıkça söyleyemiyorlar.” ‘Neden geri adım atacağım’ OLCAY BÜYÜKTAŞ Başsavcılık müebbet istedi ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Diyarbakır’ın Bismil ilçesinde 13 yaşındaki Aycan Baran’ın 94 yerinden bıçaklanarak öldürülmesi olayıyla ilgili yargı süreci başladı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca tutuklu sanıklar Gökhan Aydın (19) ve S.Ç. (16) hakkında “canavarca bir hisle adam öldürdürmek” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırılması istemiyle dava açıldı. Aydın ve S.Ç’nin Baran’ı bulundukları mahallede kendileri hakkında dedikodu yaptığı gerekçesiyle öldürdükleri belirtildi. Aydın’ın elindeki bıçağı Baran’ın göğüs ve karın bölgesine 7 kez, S.Ç’nin ise 87 kez sapladığı ifade edilen tutuklu sanıkların yargılanmasına önümüzdeki günlerde başlanacağı bildirildi. AKP yönetimi çıkış yolu arıyor Partinin kapatılmasını önlemek için anayasa değişikliği üzerinde çalışan AKP yönetimi, parti içinde fire endişesi taşıyor. Bazı milletvekilleri, dava sürecinde anayasa değişikliği yapılmasını doğru bulmuyor EMİNE KAPLAN ANKARA Anayasa değişikliği yaparak AKP’nin kapatılmasını önlemeyi amaçlayan parti yönetimi, parti içindeki farklı görüşler nedeniyle fire yaşanabileceği endişesi taşıyor. Bakan ve parti yöneticilerinin “nabız yoklama” yemeğinde, milletvekillerinden “Anayasa değişikliğinin zamanlaması doğru değil”, “Partiyi kapatacaklar, mutlaka anayasa değişikli ği yapılmalı, ama geniş kapsamlı bir paket getirilmeli” gibi öneriler geldi. Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, hem Başbakan Tayyip Erdoğan’ı hem de partiyi kurtaracak bir formül aradıklarını söyledi. Dava kafaları karıştırdı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın AKP hakkında kapatma davası açmasının ardından yaşa nan gelişmeler, AKP’de kafaların karışmasına neden oldu. Kapatma davasından kurtulmak için anayasa değişikliği üzerinde çalışan AKP, MHP ile uzlaşma olasılığının uzak görülmesi, DTP ile yapılacak bir uzlaşmanın partiye zarar vereceği ve parti içinde anayasa paketine mesafeli yaklaşan çok sayıda milletvekilinin olması nedeniyle nasıl bir yol izleneceğini netleştiremiyor. Parti içinde, AKP’nin tek başına getireceği bir anayasa değişikliğinin partide oluşabilecek fireler nedeniyle TBMM Genel Kurulu’nda reddedilme olasılığı yönetimi korkutuyor. Hem Erdoğan hem AKP AKP yöneticileri, bu nedenle hızlı bir trafikle milletvekilleriyle 60’ar kişilik gruplar halinde yemekte buluştu. Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, milletvekillerinin “MHP’nin ipiyle kuyuya inilmez” biçimindeki uyarıları üzerine, Başbakan Erdoğan’ı yasaklı konuma düşürecek hiçbir öneriyi kabul etmeyeceklerini söyledi. Çiçek, hem Erdoğan’ı hem de AKP’yi kurtaracak bir çözüm aradıklarını söyledi. Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı ise ortada bir hukuk garabeti olduğunu ileri sürerek geçmişte RP’nin kapatılması sırasında Anayasa Mahkemesi’nin resen hem Siyasi Partiler Yasası’nda parti kapatmayı güçleştiren maddeyi iptal edip arkasından partiyi kapatabildiğini anlattı. Suçlamaları reddetti ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) PKK karşıtı açıklamalarıyla bilinen Hak ve Özgürlükler Partisi (HAKPAR) Genel Başkanı Sertaç Bucak hakkında “PKK propagandası yaptığı” iddiasıyla açılan davaya başlandı. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada yazılı savunma okuyan Bucak, iddianamenin özensiz hazırlandığını belirterek suçlamaları reddetti. Kapsamlı paket önerisi Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç ise FP’ye kapatma davası devam ederken DSPMHPANAP hükümetinin kapatmayı zorlaştıran bir düzenlemeye imza attıklarını anlattı. “Ecevit’in demokrasi anlayışını, kendisini sol alarak gösterenlere örnek gösteriyorum” diyen Bülent Arınç, parti kapatmaya karşı bir düzenleme yapılması gerektiğini, bunun içinde dokunulmazlıklarla ilgili yeni bir tanımlamanın da yer alması gerektiğini söyledi. Bazı milletvekilleri, dünkü toplantılarda “Kapatma davası haksız, AKP bunu hak etmiyor. Partinin kapatılmasına seyirci kalamayız. Mutlaka bir anayasa değişikliği yapılarak bunun önüne geçmeliyiz. Halkoylamasını da göze almalıyız” görüşünü dile getirirken bazı milletvekilleri de “Anayasa paketinde yalnızca siyasi partilerin kapatılmasıyla ilgili maddelerin olması doğru değil. Kapsamlı bir anayasa paketi getirilmeli, paketin içinde AB’le ilgili demokratikleşme adımları ve özgürlüklerin genişletilmesine ilişkin düzenlemeler de olmalı” dediler. Balkan ülkelerindeki gezisini sürdüren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sivil toplum kuruluşlarından gelen “sağduyu” ve “herkes bir adım geri atsın” çağrılarına mesafeli yaklaştı. Erdoğan, gazetecilere “sakin ve hazırlıklı” olduğu izlenimi veren yanıtlar verdi. 3 gündür Balkan ülkelerinde bulunan ve sivil toplum örgütlerinin yaptığı “herkes bir adım geri atsın” mesajını değerlendiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Geri adımdan kastedileni anlamış değilim, ben neden geri adım atacağım, onu bilmem lazım. Onu bir göreyim” dedi. Metnin anabaşlığına katıldığını kaydeden Erdoğan, kendisinin de bu açıklamanın adresinin kim olduğunu tam olarak bilmediğini söyledi. Erdoğan Şişecam’ın tesis açılışı için geldiği Bulgaristan’ın Targovishte kentinde bir grup gazetecinin gündemle ilgili sorularını yanıtladı ve şunları söyledi: “Ortak akıl oluşturulması mantığına katılıyorum, buna varım. Ancak geri adımdan kastedilenin ne olduğunu anlamış değilim, fakat ülkem kazanacak ise ben kaybetmeye hazırım.” Erdoğan, “Bugün gelinen noktadan baktığınızda hiç pişmanlık duyuyor musunuz?” sorusuna şu yanıtı verdi: “Ben bin düşündüm bir adım attım, 5 yıldır bu konuda sabreden biriyim. Özgürlüklerin hiyerarşisi olmaz, bir bütündür, ülkemin bir grup kadınına ve erkeğine farklı muamele yapılması mümkün değildir. Ben bugüne kadar CHP lideri Baykal gündeme gelmemesini istediği için gerilim olmasın diye sabrettim.” GAZETEMİZE DAVA Abdullah Gül vazgeçti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, kişilik haklarına hakaret edildiği gerekçesiyle gazetemiz aleyhine açtığı manevi tazminat davasından vazgeçti. Gül mahkemeye sunduğu dilekçede vazgeçme nedenini “Cumhurbaşkanlığına seçilmesi sebebiyle, bulunduğu anayasal konumu dikkate alarak, davayı sürdürmenin uygun olmayacağını düşünme’’ olarak açıkladı. Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki davanın dünkü duruşmasına, Gül’ün avukatı Ömer Küçüközcan ile gazetemiz avukatı Şükrü Evrim İnal katıldı. Avukat Küçüközcan, duruşmada söz alarak, Cumhurbaşkanı Gül’ün mahkemeye iletilmek üzere kendisine gönderdiği davadan vazgeçtiğine dair dilekçeyi yargıç Ömer Kızılkaya’ya sundu. Cumhurbaşkanı Gül, avukatı aracılığıyla mahkemeye sunduğu dilekçede, şunları kaydetti: “Söz konusu yayınlarla kişilik haklarımın ihlal edildiği tartışmasızdır. Bu ihlale rıza göstermemekle birlikte, davanın açılmasından sonra Cumhurbaşkanlığına seçilmem sebebiyle, bulunduğum anayasal konumu dikkate alarak, bu davayı sürdürmenin uygun olmayacağını düşünmekteyim.” Teoman ifade verdi ? İSTANBUL (AA) Şarkıcı Fazlı Teoman Yakupoğlu, “uygunsuz fotoğraflarla kendisine şantaj yapıldığı’’ iddiasına ilişkin emniyette ifade verdi. Avukatıyla birlikte Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde, ardından da Bilişim Suçları ve Sistemleri Şube Müdürlüğü’nde yaklaşık 2 saat süreyle polise ifade veren Yakupoğlu, kendisine şantaj yapanları bildiğini ve ifadesinde de bunu belirttiğini söyledi. Yakupoğlu, konu ile ilgili Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuş, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda da söz konusu fotoğrafları çalıştığı gazetede yayımlayan muhabirden “özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği’’ gerekçesiyle şikâyetçi olmuştu. 51 kişi tutuklandı İki kişinin ölümüyle sonuçlanan Nevruz kutlamalarında çıkan olaylarda gözaltına alınanlardan 51 kişi tutuklandı. DTP il başkanlıkları ve bazı sivil toplum kuruluşları ise yaptıkları basın açıklamalarıyla yaşanan olayları kınadı. Diyarbakır Demokrasi Platformu, Nevruz kutlamalarında yaşanan olayları protesto etmek için dün AZC Plaza önünde bir basın açıklaması yaptı. DTP Diyarbakır İl Başkanı Nejdet Atalay ve Kayapınar Belediye Başkanı Zülküf Karatekin’in de katılarak destek verdiği açıklamayı EğitimSen Şube Başkanı Abdullah Karahan okudu. 90’lı yıllarda yaşanan olayların bir benzerinin yaşandığını, polis müdahalesinin orantısız güç kullanımının bile ötesinde olduğunu belirten Karahan, vali, emniyet müdürü ve kaymakamın görevden alınması isteyerek, İçişleri Bakanlığı’na da olayların sorumlularını bir an önce yargı önüne çıkarma çağrısında bulundu. MERSİN 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZ AÇIK ARTIRMA İLANI DOSYA NO: 2007/159 TAL. Mersin ili, Arpaçsakarlar köyü, 1850 parsel, 24 cilt, 2363 sahifede kayıtlı, 524 m2 mesahalı, sağ ve tarla vasıflı gayrimenkul, iş bu gayrimenkul merkeze 10 km mesafede, Arpaçsakarlar Belediyesi, Çiftçiler mahallesi sınırları içerisinde, Atatürk caddesinin batısında, caddeye bağlantığı konut yapılabilecek özelliğe sahip, belediye hizmetlerinden yararlanılabilir nitelikte olup, bilirkişilerce gayrimenkulun tamamına 13.100,00 YTL kıymet takdir olunmuştur. İMAR DURUMU: Yalınayak Belediyesinin imar planı içinde olup, S 3 Konut alanı olarak imarlıdır. Satış Şartları: 1 Satış 12/05/2008 Pazartesi günü, saat 10.00’dan saat 10.20’ye kadar, Mersin İstitklal Cad. Özel İdare İş hanı K:6 2.İcra Müdürlüğünde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartı ile 22/05/2008 günü, aynı yerde ve aynı saatte ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilememişse, taşınmaz en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka , paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinden 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi, ihale pulu, tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. Satış bedeli üzerinden %18 KDV alıcıya aittir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu taşınmaz üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair iddialarını bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 İhaleye katılıp, daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle, ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi, ayrıca hükme hacet kalmaksızın, Müdürlüğümüzce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2007/159 Tal. sayılı dosya numarasıyla Müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 19/3/2007 (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 16306) ‘Savunma yapılmamalı’ AKP Adıyaman Milletvekili Hüsrev Kutlu’nun ardından Ankara Milletvekili Salih Kapusuz da partinin savunma yapmamasını önerdi. Kapusuz, “Anayasa Mahkemesi’nde bu iddianame karşısında savunma yapmayalım. Böylece davayı da iddianameyi de reddetmiş oluruz” dedi. Bazı milletvekilleri, “Türkiye’nin bölünmesine yönelik bir zemin hazırlanmak isteniyor. DTP, kapatılacak. Eğer AKP de kapatılarsa Doğu ve Güneydoğu’dan oy alabilen, bölgeyi temsil eden hiçbir parti kalmayacak. Bu durum çok tehlikeli olur ve ülkenin bölünmesine doğru gider” görüşünü dile getirdiler. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle