22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 MART 2008 PAZAR 20 MÜZİK Cem Mansur yönetimindeki Akbank Oda Orkestrası ve konuk Roma ve Lazio Orkestrası on gün içinde 4 konserle sanatseverlerin karşısında Karagöz ile Pulcinella’nın senfonik masalı HATİCE TUNCER Ülkemizin ünlü şeflerinden Cem Mansur yönetimindeki Akbank Oda Orkestrası ve konuk Roma ve Lazio Orkestrası, önümüzdeki on gün içinde 4 özel konserle sanatseverlerin karşısında olacak. Akbank Oda Orkestrası, 26 Mart’ta Caddebostan Kültür Merkezi’nde, 27 Mart’ta Cemal Reşit Rey Konser Salonu’da vereceği “4 Vakit Haydn” konserlerinde yaşayan en büyük trompetçilerden Ole Edvard Antonsen’e eşlik edecek. Mansur yönetimindeki Roma ve Lazio Orkestrası ise Cemal Reşit Rey Salonu’nda 2 ve 3 Nisan tarihlerinde Akdeniz’den senfonik esintiler taşıyacak. Luciano Bellini’nin “Pulcinella ve Karagöz’ün Maceraları” eserinin seslendirileceği konserde Akis Ensemble eşliğinde Karagöz gösterisi sunulacak. İtalyan halk tiyatrosu kahramanı Pulcinella ile Karagöz’ün hayali buluşmalarında anlatıcı ve meddah rolünde Yılmaz Erdoğan olacak. Cem Mansur ile Beyoğlu’ndaki Akbank Sanat’taki söyleşimizde çalınacak eserler, bestecileri, virtüözler ve klasik müzik üzerine konuştuk. Cem Mansur’un 1998 yılından beri yönettiği Akbank Oda Orkestrası’nın konserlerinin her zaman bir teması oluyor. Bu yıl konserlerini “Her konserin bir öyküsü var” genel başlığı altında sunan Akbank Oda Orkestrası, 2008’in ilk konserlerini “Montaj Sanayi”, “Çek Sanat Mafyası” başlıklarıyla verdi. Bu ayki “Dört Vakit Haydn” konserleri adını “5 Vakit” sözüne gönderme olarak büyük bestecinin “Sabah”, “Öğle” ve “Akşam” senfonilerinden alıyor: “Konserlerin bir hikâyesi, bir içeriği, bir meselesi olması gerekiyor. Sadece birtakım eserlerin bir araya getirilmiş olması her zaman yeterli gelmiyor bana. Haydn’ın günün 3 saatinde ilgili senfonilerine ek olarak Trompet Konçertosu’nu çalacağız. Haydn’ın Trompet Konçertosu’nu dünyada bugünün en büyük trompetçilerinden kabul edilen Norveçli Ole Edvard Antonsen seslendirecek.” Türkiye’de trompet dünyası, yeni çıkan CD’leri takip edenler Ole Edvard Antonsen’in ustalığını yakından tanıyor. Bilmeyen meraklı dinleyiciler için ise Mansur, “Bizim işimiz zaten tanıtmak” diyor. Mansur, Antonsen’i “Enstrümanın doğasıyla müzik yapabilmeyi, daha doğrusu teknik becerisini müzik yapma hizmetinde kullanan bir sanatçı” sözleriyle anlatıyor: “Büyük solistler sadece tekniği çok iyi olan insanlar değil. Söyleyecek bir çift lafı olan ve olağanüstü tekniklerini o bir çift lafın hizmetinde kullanabildiği zaman büyük oluyor zaten sanatçı. Yoksa sadece çalgıcı oluyor.” Konserler öncesi sohbetler Cem Mansur 2000 yılından bu yana konserlerde yarım saat önce dinleyicilerle çalacakları eserler hakkında sohbet ediyor. Müzikseverlerin ilgiyle karşıladıkları bu sohbetlerde repertuvardaki eserleri neden çaldıklarını, nasıl bir dünyadan çıktığını hiçbir müzikal terminoloji kullanmadan anlatıyor: “Türkiye’de ‘anlamayız, bilmeyiz, yanlış yerde alkışlarız, uyuruz’ gibi yersiz önyargılar var. Müzik o kadar soyut bir şey ki müziği anlamak diye bir şey kabul etmiyorum. Çünkü anlayacak değil, hissedecek bir şeyler var. Herkesin hissetmesi için bizim işimiz, çaldığımız müzikle ilgili birtakım iletişim kanallarını açmak. Bu da o müziğin nasıl bir dünyadan geldiğini anlatmaktan geçiyor. Haydn’ın o senfonileri ne anlatmak için, hangi sosyal amaçla yazıldığını veya Christian Lindberg’in Akbank Bankası’nın neden alışılmışın dışında bir eser olduğunu, insanlara müzikal olarak tepeden bakmadan anlatmak pekâlâ mümkün. Din leyicilerimiz de bu eserle ilgili paylaşmak istediklerini dinlemekten keyif alıyorlar ki konser öncesi sohbetlere çoğu geliyor. Benim için de keyifli bir şey. Çünkü yaptığımız şey bir paylaşma. Giy frakını, çık sahneye, dön arkanı ve sadece yönet... Bence bu gereksiz bir lüks ve yapmak istediğim bir şey de değil. Dinleyiciye verebileceğim bir şey varsa onu paylaşmak istiyorum. Daha önce klasik müziğe uzak durmuş, ulaşamayacak, onu hayatına sokamayacağını düşünen insanlar da zaman zaman konserlere geliyor. Bunun özellikle üniversite ve Anadolu konserlerinde yoğun olduğunu görüyoruz. Bu, hiç canlı konser dinlememiş birinin hayatının köşesine müzikle dokunmaktır. Bu çok heyecan veri bütünleştiren üslubuyla Türkiye’nin çok sevilen gölge oyunu karakteri Karagöz ve İtalyan komedi kahramanı Pulcinella’yı buluşturması açısından 3 Nisan’daki konserin özel bir önemi var. Konser, İ. Stravinski’nin “Pulcinella Süiti” ile başlayacak. Yılmaz Erdoğan’ın anlatıcı olduğu konserde geleneksel Karagöz gösterisi sunulacak. Son bölümde ise orkestra Luciano Bellini’nin “Pulcinella ve Karagöz’ün Maceraları” eserini çalacak: “Bu eser Akdeniz’in ortak müzik dili üzerine aslında. Neyin ne kadar Napolili olup neyin ne kadar kolaylıkla Yunanlı veya Osmanlı veya Arnavut olabileceğini, yani Akdeniz’in ortak bir müzik dili olduğunu anlatan bir eser. Stravinski’nin anlattığı Napolili halk tiyatrosu kahramanı Pucinella ile bizim halk tiyatrosu kahramanımız KaMüzik razgöz’ün hayali karşıo kadar soyut laşmaları. Ve müzikle bir şey ki müziği mizah yoluyla sözcükanlamak diye bir lere ihtiyaç olmadan şey kabul etmiyorum. insanları kavgalarınÇünkü anlayacak dan vazgeçirip barışmaya davet ettikdeğil, hissedecek bir lerini anlatan bir şeyler var. Herkesin ci bir şey.” senfonik masal. Çok hissetmesi için bizim Mansur’un gecazip çok hoş müzik işimiz, çaldığımız çen yıl konuk olagerçekten. Osmanlı müzikle ilgili rak yönettiği Roma geleneksel müziğini ve Lazio Orkestrası dinlediğinizi sanıyorbirtakım iletişim (Orchestra Di Roma sunuz, o anda sirtakimkanallarını e Del Lazio) 2 ve 3 Nisi bir şey oluyor ama asaçmak. san günlerindeki Cemal lında onun Napolili olduReşit Rey Konser Saloğunu fark ediyorsunuz. Bu banu’nda iki konser verecek. Manna 17. yüzyıla kadar Akdeniz’de dosur yönetimindeki orkestra 2 Nisan’da laşan korsanların İtalyanca, Portekizki konserinde bir İtalyan senfonik prog ce, Türkçe, Rumca kelimelerle oluşramı sunacak. Son yıllarda keman yarış turdukları dili hatırlatıyor. Konserde malarında aldığı ödüllerle dikkat çeken anlatıcılık yapacak olan Yılmaz Erdogenç keman sanatçısı Laura Marzado ğan’la metin üzerinde çalışıyoruz. Pulri, konserde Paganini’nin “1. Keman cinella ile başlayacağız, geneleksel KaKonçertosu”nu çalacak. Orkestra ayrı ragöz gösterisi olacak. Aradan sonra ca O.Respighi’nin “Botiçelli Üçleme da Pulcinella ve Karagöz’ün karşılaşsi”ni seslendirecek. Mizah ve eleştiriyi malarını, serüvenlerini dinleyeceğiz.” Büyük solist Ole Edvard Antonsen, Akbank Oda Orkestrası’nın 26 ve 27 Mart’taki konserlerinde dünyanın yaşayan en büyük tromboncusu sayılan Christian Lindberg’in “Akbank Bunka” eserini de çalacak: “Gelen bir solistin programla bağlantılı olmak şartıyla çağdaş bir eseri çalması benim hoşuma gidiyor. Lindberg, çağdaş müziğin güler yüzü, çok yaklaşılabilir, çok anlaşılabilir yüzü. Akbank Bunka, Lindberg’in, Antonsen için yazmış olduğu çok renkli bir trompet konçertosu. Son bölümünün adı ‘Turkcazz’ mesela. Lindberg 2004’te Akbank Oda Orkestrası’nın konuğu olduğunda bu konçerto üzerine çalışıyordu. Konçerto daha bitmemişti ve adı da yoktu. Lindberg bu konçerto için ‘İstanbul sokaklarında dolaşmasaydım başka bir konçerto olacaktı’ diyor. Bu eseri İstanbul’da bitirdi.” Cem Mansur, Ole Edvard Antonsen ile daha önce çalışmamış ama bütün büyük solistlerde olduğu gibi çok keyifli bir çalışma olacağından emin: “Repertuvara çok iyi hazırlanıp, provaya gelen çok profesyonel insanlar bunlar. Biz iki sene önce de yaşayan en büyük trompetçi kabul edilen Hakan Hardenberger ile çaldık. Ondan sonra trompette en büyük isim kabul edilen Antonsen’i heyecanla bekliyoruz. Trompette virtüözlük başka keyifli bir şey. Normalde virtüöz çalışla bağdaştırılmayan daha köşeli bir alet trompet. Halbuki trompette büyük bir virtüöz, inanılmaz cambazlıklar yapabiliyor. Trompet çok kuvvetli olduğu için yumuşak çalabilen çok duyarlı bir enstrüman da olabiliyor.” Canlı müziğin önemi em Mansur, dinleyicilerin konserlerden CD dinleyerek alamayacağı hazzı aldığını hissederek ayrılmasını istiyor. Kaydedilmiş müziğin günümüzde kanıksanmış olmasına karşın bunun “müziğin sadece sureti” olduğunu söylüyor: “Müzik, müziği yapan ve dinleyen arasındaki bir zihin alışverişi. Aslında repertuvarımızın çoğunluğunu oluşturan eserler yazıldığında kayıt diye bir şey icat edilmemişti. İnsanların zamanı algılaması da daha değişikti. Daha konsantre dinliyorlardı, zamanı daha do C lu dolu yaşıyorlardı. Çaykovski’nin bir eseri ilk seslendirildiğinde onun kaydedilip bir kutuya konup sonra kutunun açılıp tekrar dinlenebileceği gibi bir kavram yok ortalıkta. Bestecinin daha sonra yaptığı değişiklikler, enstrüman değişiklikleri dinlenildiği anda hemen fark edilebiliyordu. Biz bugün bir CD’yi 10 defa dinledikten sonra bazen farkına varıyoruz. Kayıt olmayan, zamanı durduramadığımız dünyanın algılamaları farklıydı. Aslında kayıt gibi şeylerle zamanı durdurduğumuzu zannedip kendimizi aldatıyoruz sadece.” EDAK S.S. İZMİR ECZACILAR ÜRETİM TEMİN DAĞITIM KOOPERATİFİ GENEL KURUL DUYURUSU KOOPERATİFİMİZ 29. OLAĞAN GENEL KURULU AŞAĞIDAKİ GÜNDEM GEREĞİ 27.NİSAN.2008 PAZAR GÜNÜ, MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI TEPEKULE KONGRE VE SERGİ MERKEZİ Anadolu Salonu Bayraklı / İZMİR ADRESİNDE SAAT 11.00’de TOPLANACAKTIR. Ana Sözleşmenin öngördüğü çoğunluk sağlanamazsa toplantı 4 MAYIS 2008 Pazar günü saat 11:00’de Kooperatif Merkezinde yapılacaktır. Saygılarımızla, YÖNETİM KURULU GÜNDEM: 1 Açılış, 2 Başkanlık Divanı ve Oy Tasnif Kurulu seçimi, (1 Başkan,1 Başkan Yardımcısı, 2 Yazman Üye ile 3 Oy Tasnif Kurulu Üyesi) oluşturulan Başkanlık Divanına toplantı tutanaklarını imza yetkisi verilmesi, 3 Saygı Duruşu, 4 Açılış Konuşmaları, 5 Yönetim Kurulu çalışma raporu, Denetim Kurulu raporunun okunması, 6 2007 yılı bilançosu ile gelir gider farkı hesapları ve 2008 yılı taslak bütçenin sunulması, 7 Raporlar, Bilanço, Gelir Gider farkı hesapları ve taslak bütçe üzerinde görüşmeler, 8 2007 yılı Bilanço ve Gelir Gider farkı hesaplarının onaylanması, 9 Yönetim ve Denetim Kurullarının ayrı ayrı aklanması, 10 2008 yılı Taslak Bütçenin onaylanması, 11 2006 ve 2007 yılı risturnları hakkında karar alınması, 12 Kooperatife yeni katılacak üyelerin giriş koşullarının ve tüm üyelerin genel çalışma şartları ile geç ödemelerden kaynaklanan vade farkı oranlarının tespiti ve Yönetim Kuruluna bu konuda verilecek yetkinin belirlenmesi, 13 Kooperatiften çıkan ve çıkarılan üyelerle ilgili karar alınması, 14 Kooperatif amaçlarını gerçekleştirmek üzere, şubeler açmaya ve faaliyet konusu ile ilgili tarif edilmiş görevlerde; kurulmuş ve kurulacak şirketlere iştirak etmek hususunda Yönetim Kuruluna yetki verilmesi, 15 Kooperatifin bir taşınmaz satın alması konusunda, satın alma usulü, alınacak taşınmazın yeri, niteliği ile azami fiyatının kararlaştırılması ve arsa alınması ya da hazır alınan binaya tadilat gereği halinde inşaat işlerinin yaptırılma yöntemi ve inşaat bütçesinin kararlaştırılarak Yönetim Kuruluna bu konuda verilecek yetkinin belirlenmesi, 16 Kooperatifimize ait 411 Sokak No:3 Pınarbaşı / İZMİR adresindeki,İzmirBornova Pınarbaşı KöyüKırbağlar Mevkiinin 30M4A Pafta,405 ada ve 7 parselinde kayıtlı kargir işyeri vasıflı gayrimenkulün satışı konusunda, satış usulü ve asgari fiyatın kararlaştırılarak Yönetim Kuruluna bu konuda verilecek yetkinin belirlenmesi, 17 Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerinin alacakları huzur haklarının saptanması, 18 Yönetim Kurulu, Denetim Kurulu ve Kooperatifler Birliği Delegelerinin seçimi, 19 Dilekler, 20Kapanış. İLAN METNİ DOĞUBAYAZIT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN C MY B KADIKÖY 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ’NDEN 2007/916 Vas. Tayini Mahkememizce verilen 19.02.2008 tarih 2007/916 E., 2008/218 K. sayılı karar ile Ahmet ve Sebiha’dan olma. 02.01.1986 doğumlu, KÜBRA ÖZCANLI TMK 405 maddesi gereğince vesayet altına alınarak kendisine Cemal kızı, 1955 doğumlu, annesi SEBİHA ÖZCANLI veli olarak tayin edilmiştir. 20.03.2008 Basın: 15855 ESAS NO: 2001/161 Davacı DSİ ile davalılar Sevim Çapkur ve ark. aleyhine Doğubayazıt ilçesi Uluyol Mah. 277 ada, 2 parsel, 296 ada, 21 parsel ve 296 ada, 25 parsele ilişkin açılan tapu iptali ve tescil davasında; Davalılar Ağrı ili Doğubayazıt ilçesi Uluyol. Mah. Nfs.na k.lı Muhlis ve Emine kızı 1981 d.lu Sevim ÇAPKUR, ile aynı yer nüfusuna kayıtlı Muhlis ve Emine oğlu 1982 d.lu Ercan ÇAPKUR, Ağrı ili Doğubayazıt ilçesi Binkaya köyü nfs.na k.lı Hamit ve Fatma oğlu 1963 d.lu Mehmet TEMEL ile aynı yer nfs.na k.lı Hamit ve Fatma kızı 1972 d.lu Zenure TEMEL ve Ağrı ili Doğubayazıt ilçesi Gültepe köyü nfs.na k.lı Housin ve Hatun kızı 1966 d.lu Basra TAYFUR’un yapılan araştırmalara rağmen adresleri tespit edilemediğinden, dava dilekçesinin ve Doğubayazıt Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 16.04.2008 tarihli duruşma gününün adı geçenlere ilanen tebliğine karar verilmiş olmakla, Duruşma tarihi olan 16.04.2008 günü saat: 09.15’te bizzat duruşmada hazır bulunmanız veya kendinizi bir vekille temsil ettirmeniz gerektiği, aksi takdirde HUMK’nun 213 maddesi gereğince duruşmaya yokluğunuzda devam edileceği dava dilekçesi yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 10969 C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle