05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 MART 2008 ÇARŞAMBA 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI B Y B Y Y Y Y Y PB 15 16 18 13 16 15 17 14 17 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya B B B B PB PB PB PB Y 20 20 15 15 16 13 14 10 19 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B B B B B B B B 21 20 17 19 17 18 3 7 4 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun batı kesimleri parçalı çok bulutlu, Marmara’nın batısı, Ege, Batı Akdeniz ile Bursa çevreleri yağmur ve sağanak yağışlı geçecek. Hava sıcaklığı iç ve doğu bölgelerde 24 derece azalacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih K K Y Y Y Y Y Y Y 4 5 6 11 10 9 11 8 15 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y Y PB Y Y Y PB Y Y 10 14 21 12 17 15 16 14 11 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Y Y K Y Y Y Y PB PB 5 21 4 29 9 22 11 22 19 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada nelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu görünmüyor. Görünmüyor ama, Orgeneral Büyükanıt’la muhalefet partileri arasındaki tartışmaların yarattığı fırtına sürErken Kıvrıkoğlu’nun, Hilmi Özkök’le ilgili açıklamaları birden gündemin ön sıralarında yer alıyor... Kıvrıkoğlu’nun açıklamaları şöyle bakılıp geçilecek nitelikte ve içerikte değil, AKP iktidarının (RTE’nin) rejimsel konulardaki cesaretinin önemli bir kaynağını gösterir nitelikte. ??? Şükrü Küçükşahin’in geçen pazartesi Hürriyet’te yayımlanan Hilmi Özkök’ün “nasıl Genelkurmay başkanı olduğunu” içeren yazısını Kıvrıkoğlu’nun açıklamaları izledi. Yazıda, Başbakan Ecevit’in Genelkurmay Başkanı Kıvrıkoğlu’nun görev süresini uzatmak isteğinin, koalisyon ortağı Mesut Yılmaz’ın karşı çıkması, Köşk’ün uzatma olayına fazla sıcak bakmaması nedeniyle suya düştüğü belirtiliyor… …Ancak Kıvrıkoğlu’nun, Kara Kuvvetleri Komutanı Hilmi Özkök’ün başkanlığa getirilmesine “gençliğinden beri tanıdığı Özkök’ün ‘ilişkileri ve tutumu’ nedeniyle gericilik ve irtica ile mücadele edemeyeceğini” öne sürerek karşı çıktığı vurgulanıyordu. Hüseyin Kıvrıkoğlu yazılanları doğruladığı gibi, gerekçesini de açıkladı: “Hilmi Özkök’ü (Genelkurmay Başkanı olmasını) istemiyordum” dedi: “…Şimdi yazınızda var, ‘Madem gençliğinden beri tanıyordun, o zaman niye Kara Kuvvetleri Komutanı yaptın, kuşkusuna neden oldu’ demişsiniz. Doğrudur, ama unutmayın; yüzbaşı iken ayrı, farklı tutum gösterirsin, yetkili komutan olunca farklı. Ben 2 yıl kendisini komutan olarak izledim. Bunun sonucunda da irtica ile mücadeleyi daha iyi yapacak birinin gelmesini istedim…” Özkök yazıdaki irdelemelere verdiği yanıtta, “…İki komutan olarak gayet güzel çalışıyorduk; ama sonra bir şeyler oldu. Neden oldu derseniz, işte onu da bilmiyorum..” diyor. ??? Hilmi Özkök savunu açısından daha neler söyler, söyler mi,beklemek gerek; ama Kıvrıkoğlu’nun açıklaması yakın geçmiş ve bugünle yakından ilgili. İlgili zira bu açıklamalar 2002’den itibaren AKP (RTE) elinde laik Cumhuriyetin içine düştüğü açmazların bir açıdan anlam kazanmasına neden oluyor. AKP iktidarının ilk dört yılında Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök idi. Göreve gelmeden önce bir milletvekili aracılığıyla AKP ile yaptığı görüşmeler Cumhuriyet’te yayımlandı. Askeri, gericilik uygulamalarında tek engel gören AKP ile Hilmi Özkök arasındaki sıcak ilişkiler her zaman medyada yer aldı. Davranışlarını kuşku ile karşılıyorduk ve bu ilişkilerin ışığında AKP’nin laik rejime vurduğu darbeleri yazdık. Sonradan yalanlamasına karşın Hilmi Özkök, AKP hükümeti ile “şiir gibi geçindiğini” söyledi. RTE’nin Özkök’e “Hocam” diye hitap etmesi aradaki içten ilişkiyi doğruladı. Görevden ayrılırken RTEGül’ün “ağabeyi”, İslam ve laiklik konusunda fanatik Bülent Arınç, Özkök’ü gözyaşları içinde ve yere göğe sığdıramayan bir demeçle uğurladı ve: Özkök’ün uygulanıp uygulanmadığı hâlâ tartışılan ulusal irade ile gelen bir iktidara rejimsel konularda serbestlik kazandıran görüşüne dayanarak RTE, laikliğin içini boşaltma operasyonlarına girişti, gerici uygulamalara hız verdi. ??? Kıvrıkoğlu’nun, “ilişkileri ve tutumu nedeniyle gericilik ve irtica ile mücadele edemeyeceğini” söyleyerek Özkök’ün Genelkurmay Başkanlığı’na gelmesine karşı çıktığını açıklaması, önemli bir olayı açığa çıkardı. Bugünleri ve önümüzdeki günleri değerlendirmemizde önemli bir etken oldu. Asker ülkenin bütünlüğü, laik Cumhuriyetin güvencesi. Günümüzdeki açıklamalara, türbanla azgınlaşan karşıdevrim hareketlerindeki gelişmelere bakarak giderek yaygınlaşan bir kuşkuya, bir kaygıya değinmek gerekiyor. Hilmi Özkök anlayışı hâlâ geçerli mi, diye soran sorana. Nitekim, laiklik anlayışının RTE elinde nasıl yozlaştırıldığını görenler, toplumdaki direnişin yanı sıra yasal ve geleneksel sorumlulukları tartışılmaz olanların neden üzerlerine düşen görevi yeterince yerine getirmedikleri yoğun biçimde soruluyor. Elbette gün gelir, soruyu yanıtlayacak açıklamalar yapılır. Avrupa teröre kalkan Orgeneral Saygun, bazı ülkelerin yargılanması gereken teröristleri yargılamadığını, Schengen vizesi vererek AB’de serbest dolaşım imkânı sağladığını vurguladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Ergin Saygun, Avrupa’nın giderek terörün merkezi olma konumuna geldiğini, yargılanması gereken teröristlerin yargılanmadığını, bazı teröristlere Schengen vizesi verildiğini söyledi. Bazı ülkelerin terörü yalnızca “radikal İslamcılığa” indirgediğini anlatan Saygun, PKK’nin Avrupa’daki uyuşturucu ticaretinin yüzde 80’ini elinde tuttuğunu, 11 Eylül saldırılarının terörün başlangıcı değil, Atlantik ötesinde eylem yapabilme gücünü ortaya koyan olay olduğunu söyledi. Terörle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi’nce düzenlenen “Küresel Terorizm ve Uluslararası İşbirliği” başlıklı sempozyum sona erdi. Sempozyumun kapanış konuşmasını yapan Orgeneral Saygun, Avrupa’ya ciddi eleştiriler yöneltti. Saygun, bazı çevrelerin 11 Eylül olaylarını terörün başlangıç tarihi olarak gördüğünü anımsatarak “Bu doğru değil. 11 Eylül teröristlerin imkân ve kabiliyetlerini sergilediği açık bir meydan okumadır. Bu darbe ile terör, Atlantik ötesindeki topraklarda askeri ve ekonomik merkezleri vurma imkân ve kabiliyetinde olduğunu gözler önüne sermiştir” dedi. “Herkes terörle mücadelede işbirliği yapılmasında hemfikir ise o zaman mesele nedir? Neden işbirliği arzu edilen seviyede değil” sorularını soran Saygun, Avrupa’ya ciddi eleştiriler yöneltti. Avrupa’nın uluslararası terörün barınma ve yayılma merkezi haline geldiğini kaydeden Saygun, teröristlerin demokratik düzenin sağladığı değerlerin arkasına sığınarak bu değerleri kendi amaçları için kullandıklarını kaydetti. Saygun, bazı ülkelerin iç huzurlarının bozulmaması gerekçesiyle kendilerine doğrudan zarar vermeyen terör örgütlerinin ve teröristlerin üzerine gitmediklerini anlatarak “Bunları korumaları, bazı durumlarda siyasi amaçlarına vasıta olarak kullanmayı tercih ettikleri de bir gerçektir” diye konuştu. Saygun, küresel terörün yalnızca “radikal İslami teröre” indirgenmek istendiğini anımsatarak “Bazı çevreler bunun dışındaki terör örgütlerini, isim ve sıfatlarla tanımlamakta, terörist kimliklerinden uzaklaştırmakta veya ilgili ülkelerin iç sorunu olarak göstererek, faaliyetlerine tepkisiz kalmaktadır” değerlendirmesini yaptı. Saygun, müttefiğimiz olan bazı Avrupa ülkelerinin PKK’yi desteklemelerinin de ötesinde teşvik eden faaliyetlerine izin vererek himaye ettiklerini vurguladı. Bazı Avrupa ülkelerinin kırmızı bültenle aranan teröristlere sığınma hakkı tanıdığını, yakalanan teröristlerin yargılanmadığını, Schengen vizeleri vererek AB’de serbest dolaşma imkânı sağladığını, terör örgütünün kamp kurmasına göz yumduğunu hatırlatan Saygun, PKK’ye destek veren ülkeleri “Pek çok terörist grup, kendisini koruyan ve himaye eden halkları ve devletleri ergeç hedef almaktadır” sözleriyle uyardı. AB’DEN ONAY ARAYIŞI Milli gelir için kulis EMİNE KAPLAN ANKARA Kişi başına düşen milli geliri yeni hesaplamayla 2 bin 20 dolar artışla 7 bin 500 dolara çıkaran AKP hükümeti, yeni rakamları Avrupa Birliği İstatistik Ofisi’ne (Eurostat) onaylatmak için kulis yapıyor. Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’in Eurostat yöneticileriyle bir öngörüşme yaptığı ve Başbakan Tayyip Erdoğan’a “Onaylama konusunda bir sıkıntı olmayacak” dediği öğrenildi. AKP hükümeti, kişi başına düşen milli geliri yeni hesaplama yöntemiyle 2 bin 20 dolar arttırarak 7 bin 500 dolara çıkardı. AB ülkelerinde milli gelirde yapılan değişikliklerin geçerli olabilmesi için Eurostat’ın onaylaması gerekiyor. Eurostat, Yunanistan’ın milli geliri yeni hesaplama nedeniyle bir gecede yüzde 25.6 oranında arttırmasına onay vermemiş, artışı yüzde 10 olarak belirlemişti. Ancak Türkiye’nin AB’ye tam üye olmaması nedeniyle yeni rakamın onaylanması zorunluluğu bulunmuyor. Buna rağmen AKP hükümeti, iç ve dış kamuoyundaki eleştirileri göğüslemek için Eurostat’tan onay istiyor. AGİT yöneticisi Perl Puar arttırımı istenecek Devlet Bakanı Şimşek, bu kararı çıkarmak için kulis faaliyeti yürütüyor. Şimşek’in geçen günlerde Eurostat yöneticileriyle öngörüşme yaptığı öğrenildi. Bu bilgiyi partisinin Merkez Yürütme Kurulu üyelerine aktaran Erdoğan, “Şimşek, onay konusunda bir sıkıntı olmayacağını söyledi” dedi. AKP yöneticileri, Eurostat’tan onay çıkması durumunda yıl sonuna doğru bazı rayting kuruluşlarına başvurarak Türkiye’nin puanının arttırılması için girişimlerde bulunacak. Terörle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi’nce (TMMM) düzenlenen Küresel Terorizm ve Uluslararası İşbirliği Sempozyumu sona erdi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt yerli ve yabancı katılımcılara plaket verdi. (Fotoğraf: AA) ‘Terorizm yayılacak’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) ABD’li yöneticisi Raphael Perl, gelecekte terorizmin daha fazla grup tarafından, daha fazla neden için kullanılacağını söyledi. Perl, radikalleşme ve aşırıcılığın terorizme dönüşmesinin önüne engeller konulması gerektiğini kaydetti. Terörle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi’nce düzenlenen Küresel Terorizm ve Uluslararası İşbirliği Sempozyumu’nun ikinci gününde “Terorizmle Mücadelede Uluslararası Örgütlerin Rolü’’ başlıklı oturumunda konuşan Perl, teröristlerin yüksek teknolojiyi kullanabildiklerine dikkati çekti. Perl, “Teröristler artık ekonomik ve teknolojik altyapıya çok fazla zarar verebiliyorlar’’ diye konuştu. İrlandalı BM yöneticisi Patricia Lewis de, uluslararası topluluklar tarafından silahlanma ve patlayıcı madde tedarik etme imkânlarının zorlaştırılması gerektiğini söyledi. Lewis, devlet dışı silahlanan bu gruplara BM eylem planında atıfta bulunulduğunu belirterek hafif silahların azaltılmasında da devletlerin önemli görevleri olduğuna dikkati çekti. Çinli Araştırmacı Shao Yuqun ise PakistanAfganistan sınırında 2004’ten sonra terörist faaliyetlerin arttığını söyledi. Shangai İşbirliği Teşkilatı’nın terorizmle mücadele için büyük çaba sarf ettiğini vurgulayan Yuqun bölgede devletler arası işbirliğinin farklı bir aşamaya ulaştığını kaydetti. AB ile uyum arayışı Erdoğan, dün partisinin grup toplantısında da hesaplama yönteminin değiştirilmesini değerlendirdi. Bugüne kadar kullanılan hesaplama yönteminin, “1987 bazlı seri” olarak adlandırıldığını ve güncelliğini önemli ölçüde yitirdiğini dile getiren Erdoğan, teknolojideki ve imkânlardaki gelişmeler, yeni araştırma yöntemlerinin ortaya çıkması, özellikle de AB ile uyumun sağlanması amacıyla yöntemin değiştirildiğini, hesaplama kapsamının genişletildiğini bildirdi. Milli gelir hesaplarında yapılan güncellemenin, titiz bir çalışma sonucunda ortaya çıktığını belirten Erdoğan, eski hesaplama yöntemine göre, 1998’de Türkiye’nin milli geliri 201 milyar 561 milyon dolar iken yeni yöntemle milli gelirin o yıl, 270 milyar 947 milyon dolar olarak hesaplandığını bildirdi. Erdoğan, 2002’de, eski yönteme göre milli gelir 182 milyar 564 milyon dolar iken yeni yöntemle 230 milyar 494 milyon dolar olarak hesaplandığını kaydetti. ABD ve AB’den gelen parçalar Türkiye üzerinden Ortadoğu’ya gidiyor Terörün ‘nükleer’yolu İLHAN TAŞCI ANKARA Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın dikkat çektiği nükleer terör olasılığı, Gümrük Teftiş Kurulu’nun nükleer kaçakçılık raporunda güzergâh ve yöntemleri ile birlikte ayrıntılandırılıyor. Buna göre ABD ve AB ülkelerinden alınan nükleer parçalar “köprü” olarak kullanılan Türkiye üzerinden Ortadoğu ülkelerine geçiriliyor. Gümrük Başmüfettişi Mehmet Eryılmaz ile Erdem Akılotu, İranlılar tarafından kurulan bazı şirketlerin, Avrupa ülkeleri ile ABD’den aldıkları roket ve füze güdüm üniteleriyle parçalarını Türkiye’yi “köprü’’ olarak kullanıp Ortadoğu ülkelerine gönderdiklerini saptadı. Gümrük müfettişlerinin raporunda, tutarı en az 2 milyon Avro olarak belirlenen nükleer parçaların, Ukrayna, Çin, Hindistan, AB ülkeleri, ABD ve Kanada gibi ülkelerden alındığı ve son kullanıcı olarak da Türkiye’nin gösterildiği anlaşıldı. Müfettişlerin yaptığı incelemede, birçok parçanın Nükleer Tedarikçiler Grubu (NTG) ve 500 kilogram yük taşı yabilen kitle imha silahlarının fırlatılmasında kullanılabilecek füzelerin yayılmasını önlemeyi amaçlayan Füze Teknolojileri Kontrol Rejimi kapsamında olduğu anlaşıldı. Raporda, şirketlerin ABD’den aldığı ve alırken “ABD tarafından son varış yeri Türkiye olarak lisanslanmıştır’’ denilen parçaları, Türkiye’ye getirdikten sonra Ortadoğu’ya geçirdiğine işaret edildi. Raporda, Avrupa ülkelerinden alınan kimi parçaların ise Türkiye’ye sokulmadan sevk edildiği belirtildi. Raporda, Türkiye’nin “köprü’’ olarak kullanılmasının nedeni, “AB ülkeleri ile Kanada ve ABD hassas ve çift kullanımlı eşyaların İran ve Ortadoğu ülkelerine ihracatında sıkı kontrol uygulamaktadır. Şirketlerin, esyanın varış yeri olarak Türkiye’yi göstererek, ihracat kontrolünden kurtulmaları’’ olarak açıklandı. İtalyan şirketinden alınan ve transit ticaret kapsamında 2 TIR’la geçirilmek istenen parçalara geçen yıl Gürbulak Gümrüğü’nde el konulmuştu. Türkiye Atom Enrejisi Kurumu uzmanları yaptıkları inceleme sonucunda, parçaların “nükleer malzeme kapsamına’’ girdiğini saptadı. KIVRIKOĞLU’NA YANIT YOK Özkök: TSK’yi incitmek istemem ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök, selefi emekli Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun, “Özkök’ün Genelkurmay Başkanı olmasını istemiyordum” değerlendirmesiyle ilgili olarak “Polemiğe girmek istemiyorum. Türk Silahlı Kuvvetlerimi incitmek istemem. Kendi görüşüdür” dedi. Küresel Terorizm ve Uluslararası İşbirliği sempozyumunun 2 oturumuna katılan emekli Orgeneral Hilmi Özkök, gazetecilerin dönemin Genelkurmay Başkanı Kıvrıkoğlu’nun açıklamasına ilişkin sorularını yanıtladı. “Kıvrıkoğlu’nun tavrından haberiniz var mıydı” yönündeki soruya Özkök, “Haberim yoktu. Kulağıma gelmişti ama ben de şimdi yeni duyuyorum. O gün öyle düşünülmüştür” karşılığını verdi. Özkök, “Aytaç Yalman Genelkurmay Başkanı olabilir miydi” sorusu üzerine de, genelkurmay başkanlarının atanmasına ilişkin mevzuatın belli olduğunu ifade ederek “Olabilir. Hükümetin takdiridir. Konuşmak istemiyorum. Tarih gösterecektir” dedi. Özkök, “irtica ile mücadele konusunda” kendisine yöneltilen eleştirinin anımsatılması üzerine, irtica ile mücadelede başarılı olduğu düşüncesi taşıdığını ifade etti. Türbana yargı freni ? Baştarafı 1. Sayfada rı kıyafetler nedeniyle eğitim ve öğrenim hakkını kullanamadıklarının’’ belirtildiği ve “söz konusu anayasa değişikliği göz önünde bulundurulmak suretiyle uygulama yapılmasının kamu görevi ifa eden yükseköğretim kurumlarının yöneticilerinin görev, yetki ve sorumluluğunda olduğunun’’ belirtildiğine dikkat çekilen kararda, genelgenin bu haliyle yükseköğretim kurumlarında eğitimöğretim faaliyetlerinin gerçekleştirilmesine ilişkin olduğu, yükseköğretimin planlanması, düzenlenmesi ve yönetilmesine dair bir düzenlemeyi içerdiği vurgulandı. Dairenin gerekçesinde şöyle denildi: “Dava konusu genelge; 1. KOŞU: F: Bernar (1), P: Şamil (5), PP: Aleksandra (6), S: Çelik Efe (2). 2. KOŞU: F: İmranhan (3), P: Dinserhan (5), PP: Bolaçin (2), S: Olcan (4). 3. KOŞU: F: Shining (2), P: Marakeş (4), PP: Chipie (7), S: Derin Deniz (5). 4. KOŞU: F: Adamo (1), P: First Citizen (5), PP: Private Ekinoks (9), S: Acquavita (10). 5. KOŞU: F: Blackmail (5), P: Umut Yolu (3), PP: Muradiyeli (1), S: Rio (2). 6. KOŞU: F: Sirtaki (1), P: Oksel (6), PP: Big Foot (4), S: Eskişehirbeyi (5). 7. KOŞU: F: Puslu )4), , P: Yeltekin (8), PP: Adanus (1), S: Akasoy (3). 8. KOŞU: F: Matchmaker (6), P: Kubihan (5), PP: Berkobey (3), S: Dramatic (11). 9. KOŞU: F: , P: , PP: , S: . 2 4 7 5 6 8/1 1 5 9 10 8 14 ALTILI GANYAN 5 1 3 4 6 5 3 11 1 Yükseköğretim Genel Kurulu’nun yasa ile belirlenen görev alanı içinde yer alan, yükseköğretim kurumlarında eğitimöğretim faaliyetinin gerçekleştirilmesi ve yükseköğretimin planlanması, düzenlenmesi ve yönetilmesi hususunda bir düzenleme getirmesine karşın, Yükseköğretim Genel Kurulu tarafından tesis edilmiş bir işlem değildir. İlgili anayasa, yasa ve yönetmelik hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; ancak Yükseköğretim Genel Kurulu’nun tesis edeceği işlemle düzenleme getirilecek bir alanda Yükseköğretim Kurulu Başkanı’nın tek başına işlem tesis etmek suretiyle düzenleme yapma yetkisinin bulunmadığı açıkça anlaşılmaktadır. “ Kararda, genelgede yetki unsuru yönünden yasaya uyarlık bulunmadığına işaret edilerek, “Açıklanan nedenlerle, yetki unsuru yönünden açıkça yasaya aykırı olan dava konusu işlemin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 27. maddesindeki koşullar oluştuğundan yürütülmesinin durdurulmasına oybirliğiyle karar verildi’’ denildi. Dairenin kararına itiraz hakkı bulunuyor. İtirazı ise Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu görüşecek. Karar için ‘işaret oldu’ Genelgenin yürütmesinin durdurulması kararını, dava açanlar adına değerlendiren Gazi Üniversitesi Öğretim Üyele ri Derneği Başkanı Prof. Nurettin Abacıoğlu, YÖK Yasası düzenlenmeden türbanlıların üniversitelere alınamayacağını bir kez daha ortaya konduğunu belirterek, öğretim üyeleri dernekleri olarak YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan’dan yeni bir genelge yayımlamasını isteyeceklerini, aksi takdirde Özcan hakkında yeni bir suç duyurusunda daha bulunacaklarını açıkladı. “Yargı ciddi bir yanıt verdi” diyen Abacıoğlu, Anayasa Mahkemesi’ne açılan türban düzenlemesinin iptaline ilişkin karar için de Danıştay’ın tavrının “işaret olduğunu” söyledi. CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay da kararı “Bu karar, bazı kulaklara küpe olsun” diye değerlendirdi. Kıvrıkoğlu ne demişti? Kıvrıkoğlu, Hürriyet gazetesinde yer alan açıklamalarında, “Ben 2 yıl Hilmi Özkök’ü komutan olarak izledim. Bu izlemelerim sonucunda Genelkurmay Başkanlığı’na irticayla mücadeleyi daha iyi yapacak birinin gelmesini istedim. Başbakan Ecevit, görev süremin uzatılmasını önerdi. Kabul etmedim. ‘Ama ben size yeni bir Genelkurmay Başkanı öneriyorum’ dedim. (Org. Aytaç Yalman’ı kastediyor)” diye konuşmuştu. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle