22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 MART 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER ‘Türbana destek veren Alevi derneklerini açıklayan Özdemir’in mumu yatsıya kadar yandı 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Hayali dernekler çöktü Demirel’den ‘3 çocuk’ tepkisi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kadınlara “En az 3 çocuk doğurun” çağrısına tepki gösterdi. Demirel, “Çocuklarımızın hepsine iş imkânı bulabilmeliyiz, hepsine eğitim imkânı verebilmeliyiz, hepsine geleceklerinde güvenli bir ekonomik hayat sağlayabilmeliyiz. Böyle bir düzeni kurabildiğimiz zaman herkes bakabileceği kadar çocuk yapsın. Eğer doğacak çocuklarımıza iş verebilecek, kazancını ve eğitimini sağlayabilecek durumda değilsek o zaman ne olur? Sokak çocukları meydana getirmiş oluruz” dedi. MİYASE İLKNUR Emeğin Ağırlığı Sosyal Güvenlik Kurulu Yasa Tasarısı’nı ısrarla savunan ve bu savunmasını yaparken emeğe saygıdan söz etmekle yetinmeyerek kendisinin de bir işçi emeklisi olduğunu anımsatan Başbakan, “Emek Platformu”nu oluşturan sendika yöneticilerini yalancılıkla suçluyor. “Bazıları yasa tasarısının tek bir cümlesini bile okumadan spekülasyon yaratıyorlar. Dürüst davranmıyorlar, yalan söylüyorlar. KazanıImış haklar aynen devam edecek. Tam aksine iyileşme olacak” diyor. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın “yalan söylemekle” suçladığı kişiler, önceki gün Türkİş Başkanı Mustafa Kumlu’nun çağrısı üzerine bu konfederasyonun genel merkezinde toplanan 17 emek örgütünün liderlerinden hangisi? Türkİş’in son kongresinde AKP’nin desteği ile genel başkanlığı kazandığı söylenilen Mustafa Kumlu mu? Yoksa DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi mi? KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul olabilir mi, o yalanları sokağa yayan kişi? Ya da Hakİş Başkanı Salim Uslu veya Türkiye KamuSen Genel Başkanı Bircan Akyıldız mı Başbakan’ı kızdıran söylentileri yaydılar? Şayet, dünkü konuşması ile BASK Genel Başkanı Resul Akay’ı veya MemurSen Genel Başkanı Ahmet Aksu’yu suçlamıyorsa Erdoğan’ın sağ el işaret parmağı, Türk Tabipleri Birliği Genel Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy’a mı yönelmişti? AKP ve MHP tarafından çıkarılan türban yasasına destek verdiği öne sürülen Alevi derneklerinin hayali olduğu bir bir kanıtlanıyor. Hayali olduğu daha önce kanıtlanan ÇankırıŞabanözü Alevi Derneği’nin başkanı olarak gösterilen Akif Karsavuran, bu isimde bir dernek olmadığı gibi kendisinin de herhangi bir dernekte başkan olarak görev yapmadığını açıkladı. Listeye sonradan eklenen ve türbana destek verdiği öne sürülen Hacıbektaş Kütükçü Köyü Derneği Başkanı Musa Gezer de, türbana destek verdiklerinden habersiz olduklarını belirterek ille de bu ? Hasandede Türkmen Bektaşi Derneği Başkanı Özdemir Özdemir’in ismini yeni verdiği dernekler de ya hayali ya da konudan habersiz çıktı. Hacıbektaş Kütükçü Köyü Dernek Başkanı Musa Gezer, “Türbana destek verdiğimizden haberimiz yok. Özdemir Özdemir diye birini de tanımıyoruz” dedi. yönde bir tavır almaları gerekirse tam tersi tavrın söz konusu olacağını belirtti. Zaman gazetesinin haberinde türbana destek verdiği söylenen Alevi derneklerinin hayali olduğunu ve ikisi hariç kayıtlarına rastlanmadığını, Kırıkkale Federasyonu’nun da Alevi derneği olmayıp AleviSünni karışık köy derneklerinin oluşturduğu bir üst kurul olduğunu daha önce haberleştirmiştik. O listede yer alan Çankırı Şabanözü Alevi Derneği’nin de hiçbir yerde kaydına rastlanmamıştı. Bu derneğin başkanı olarak ismi açıklanan Telekom işçisi Akif Karsavuran da gazetemize gönderdiği yazılı açıklamada, “Başkanı olarak gösterildiğim derneğin varlığından haberim yok. Olmayan bir derneğin başkanı olmam da hayalidir” dedi. bu derneklerin adlarını, adreslerini, telefon numaralarını istediğimizde listede değişiklik yaparak bu kez kendi derneğinin Finike şubesinin dışında Hacıbektaş Kütükçü Köyü Derneği ile Samsun Vezirköprü İmirli Köyü Derneği’nin adını vermişti. İsminden de anlaşılacağı gibi basit birer köy derneği olan bu derneklerden Hacıbektaş Kütükçü Köyü Derneği Başkanı Musa Gezer de, türbana destek verdiklerinden haberleri olmadığını, Özdemir Özdemir Haberleri yok Türbana destek veren sözde Alevi derneklerinin listesini basına dağıtan Hasandede Türkmen Bektaşi Derneği Başkanı Özdemir Özdemir’den Akdağ’dan Erdoğan’a destek ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Kadınlar üç çocuk doğursun” açıklamasına “Az çocuk yapılırsa nüfus ihtiyarlaşır” sözleriyle destek verdi. SağlıkSen yöneticilerini bakanlıkta kabul eden Akdağ, Türkiye’de ortalama çocuk sayısının aile başına 2.1 civarında olduğunu, söz konusu durumun Türkiye’yi nüfusu ihtiyarlaşan ülkeler sınıfına sokabileceğini söyledi. Okulda, Kepez Belediyesi’ne ait bir minibüs servis hizmeti veriyor. Okulun pencereleri telle kapatılmış. Küçücük çocuklara baskıyla dini eğitim verildiği iddia ediliyor Öğrencilerden türbanı protesto ? İstanbul Haber Servisi İstanbul Üniversitesi Beyazıt Yerleşkesi önünde toplanan Öğrenci Kolektifi üyesi bir grup, AKP’nin eğitimin özelleştirilmesi ve üniversitelerde türban serbestliğinin önünü açan kararlarına karşı dün protesto gösterisi düzenledi. “AKP elini üniversitelilerden çek” yazılı pankart açarak, “Türban kadını özgürleştirmez”, “Fethullah elini üniversiteden çek” sloganlarını atan öğrenciler, bağımsız ve demokratik üniversite çağrısında bulundu. Antalya’da ‘sübyan okulu’ GÜRSU KUNT ANTALYA Antalya’nın Kuzeykaya Mahallesi’nde iki ayrı binada henüz ilköğretim çağında bile olmayan kız ve erkek çocuklara ayrı ayrı binalarda dini eğitim veriliyor. Camları kartonlarla kaplı dairelere girmek istemeyen çocuklar ise dövülerek içeri sokuluyor. Kızlara, önce liseye gitmeyeceklerine dair yemin ettirildiği, ardından da yatılı olarak derslere başlatıldığı öne sürülüyor. Binada lise çağındaki kızlar da yatılı eğitim alırken mahalle sakinleri AKP’li Kepez Belediyesi’ne ait bir minibüsün de çocuklara servis hizmeti verdiğini iddia ediyor. Kuzeykaya Mahallesi 2508 Sk. No: 29 No’lu apartmanda yaşları 47 arasında değişen erkek çocukları, aynı mahallenin 2506 Sk., 34 No’lu apartmanın zemin katında ise aynı yaş grubundaki kız çocukları eğitim görüyor. “Sübyan okulu” olarak adlandırılan her iki binanın da pencereleri, çocukların dışarıyla bağlantılarını ve güneş ışığını kesen kalın kartonlarla sımsıkı kapatılıyor. Saat 08.30’da derse başlayan çocuklar, 15.00’te bırakıyor. Çocuklar bu süre içinde bir kez bile dışarıya çıkmıyor. Ancak çocukların okudukları Kuran’ın ve hocalarının sert tavırlarının sesi gün boyu dışarıdan duyulabiliyor. Sabah binaya girmek istemeyen çocuklar, ite kalka içeri sokulurken mahalle sakinlerinin iddialarına göre de kimi zaman içeriye girmeleri için dayak atılıyor. Binada, ilköğretim öncesi çocuklar dışında, lise çağındaki kız öğrenciler de eğitim görüyor. Mahalle sakinleri burada yetiştirilen ablaların da zaman zaman anasınıfı yaşındaki kız çocuklarına ders verdiğini söylüyor. MEB’e Atatürk çağrısı ? ANKARA (ANKA) Eğitim sendikaları, 8 Mart’ta yürürlüğe giren Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nde Atatürk Köşesi’ne yer verilmemesini eleştirerek Milli Eğitim Bakanlığı’ndan Atatürk konusunda daha hassas olmasını istediler. Bakanlığın, Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nde Atatürk Köşesi’ne yer vermemesi tepkilere neden olurken MEB, Atatürk Köşesi’nin ilgili resmi kurumların mevzuatlarında bulunduğu yönünde savunma yapmıştı. Muhtıra, gerici güçlerin önünü açtı 12 Mart’ın 37’nci yıldönümü İstanbul Haber Servisi 37 yıl önce bugün 12 Mart 1971’de Türk Silahli Kuvvetleri’nin muhtırasıyla iktidardaki Süleyman Demirel hükümeti düşürülerek, Nihat Erim hükümeti kuruldu. Genç Cumhuriyet’in demokrasisine yapılan 2. müdahale ile demokrasi askıya alınarak, “lüks” bulunan 1960 Anayasası değiştirildi, özgürlükler askıya alındı, gençlik hareketleri sert önlemlerle bastırıldı. Gençlik hareketlerinin önderleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan idam edildi. 68’liler Birliği Vakfı Başkanı Sönmez Targan, 12 Mart’ın, Demirel hükümetine gibi yapılmış görünse de, gerçek hedefinin tüm toplumu sarmış olan 68 hareketinin devrimcisosyalist başkaldırısı olduğunu belirtti. Targan, yaptığı yazılı açıklamada, “Bu başkaldırının en radikal temsilcileri ise devrimci öğrenci gençliği idi. Bu yüzden 12 Mart, keskin kılıçlarını devrimci öğrenci gençliğine çevirmişti. Diğer kıyım ve katliamları saymazsak üç arkadaşımız faşizan yasalar sonucu olarak idama gönderilmişlerdi” ifadelerine yer verdi. 1960 Anayasası’nın yarattığı ortamda sol hareketlerin hızla geliştiğini belirten 78’liler Girişimi sözcüsü Celalettin Can da, askeri müdahalelerin ilk akla getirdiğinin “sağcıgerici güçlerin önünün açılması” olduğunu kaydetti. diye birini de tanımadıklarını söyledi. Aydos Dernekler Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Bektaş da bir açıklama göndererek bu bölgede ÇankırıŞabanözü Alevi Derneği diye bir dernek bulunmadığını ve bu derneğin başkanı olarak gösterilen Akif Karsavuran’ın Çankırı Şabanözü Karahacı Köyü Derneği’nin üyesi olduğunu belirtti. Mustafa Bektaş açıklamasında şu bilgileri verdi: “Ben yazıda adı geçen Akif Karsavuran’ın köyü Karahacı köyünün dernek başkanıyım. Kendisi bizim köy derneğinde sade bir üye. Bizim köyümüz ayrıca Aydos Dernekler Federasyonu’nu oluşturan 12 köyden biridir. Ben aynı zamanda Aydos Dernekler Federasyonu’nun yönetim kurulunda bulunan bir kişi olarak biliyorum ki, bizim bölgemizde ÇankırıŞabanözü Alevi Derneği diye bir dernek yok.” Mustafa Bektaş’ın yazısından da anlaşılacağı gibi hayali derneğin başkanı da hayali. Bu hayali derneğin başkanı olarak gösterilen Akif Karsavuran da gönderdiği yazılı açıklamada özetle şunları söyledi: “Yazıda adı geçen ÇankırıŞabanözü Alevi Derneği Başkanı Akif Karsavuran olarak adımın geçtiği ve bu şekilde lanse edildiğimi öğrendim. Benim adı geçen dernekle uzaktan ve yakından ilgi ve alakam yoktur. Bildiğim kadarıyla da böyle bir dernek yoktur.” Alevi derneği olduğu ve türban yasasına destek verdiği öne sürülen bu derneklerin adresleri, telefon numaraları, başkanlarının adlarını hayali Alevi derneklerinin mucidi Hasandede Türkmen Bektaşi Derneği Başkanı Özdemir Özdemir’den istediğimizde göndereceğini söyledi. Ancak aradan bir gün geçtikten sonra telefon mesajıyla sadece üç dernek ismi gönderdi. Bu kez bildirilen dernekler de daha önceki listede yer almayanlardan seçilmişti. İsmi verilen derneklerden biri Özdemir’in başkanı olduğu derneğin AntalyaFinike’deki şubesi, diğeri Samsun Vezirköprü İmirli Köyü Derneği, bir diğeri de Hacıbektaş Kütükçü Köyü Derneği. Daha önce türbana destek verdiği öne sürülen Samsun Vezirköprü Alevi Derneği’nin ismi değişikliğe uğrayıp içindeki Alevi sözcüğü atılarak Samsun Vezirköprü İmirli Köyü Derneği olmuş. Ancak kayıtlarda bu isimde bir derneğe rastlamak mümkün değil. Çünkü Vezirköprü ilçesinde İmirli diye bir köy yok. Samsun Vezirköprü İlçesi Kaymakamlığı’nın resmi sitesinde köy adlarına bakıldığında İmirli yerine “İmircik” köyü adı görülüyor. Köy adının yanlışlıkla yazıldığı düşünülse bile bunu bir Alevi derneği saymak mümkün değil. Samsun Vezirköprü İmircik köyünden Veli Akyol da, gazetemize bir açıklama göndererek Özdemir Özdemir’i yalanladı. İş bırakma bir gözdağı olmamalı Emek Platformu’nu oluşturan konfederasyon ya da sivil toplum örgütlerinin başkanları, pazartesi günü bir araya gelmiş ve hükümetin bu hafta ortasında TBMM Genel Kurulu’nda ele alınması beklenilen Sosyal Güvenlik Kurumu Yasa Tasarısı’nda istedikleri iyileştirmelere kulak vermesi için 14 Mart Cuma günü saat 10 ile 12 arasında iş bırakacaklarını bildirmişlerdi. Medyanın bu açıklamayı okura duyurup duyurmamakta nasıl tereddüt ettiğini, dünkü gazetelerimizin ilk sayfalarındaki olayla ilgili tek sütunluk haberler belgeliyor. Ne var ki, çeşitli iş dallarında çalışanları barındıran 17 memur ya da işçi sendikasının, kendi üyelerine sözlerini sadece 2 saat için bile olsun geçirmeleri halinde bile, ülkede o süre içerisinde otobüsler, trenler duracağı, uçaklar havalanmayacağı, fabrika tezgâhları boşa çalışacağı için, küçük de olsa bir genel grev provası yaşanacağını en önce anlayan Başbakan oldu. Pazartesi akşam saatlerinde yapılan ortak açıklamanın hemen arkasından platform sözcüsü ve Türkİş Genel Başkanı Kumlu, Çalışma Bakanlığı’na çağrıldı. Bakan Çelik’in Emek Platformu yöneticilerinin temsilcisine tasarıda eleştirdikleri konuları görüşmeye açık olduklarını söylediği de açıklandı... Ama aynı öneriyi dünkü grup konuşmasında da yineleyen Başbakan, öte yandan gündemdeki tasarıyı bu hali ile çıkarmaları için kendi milletvekillerine geri adım atmamalarını söylemekle yetinmedi. “Platform üyelerini” eleştirileri nedeni ile yalancılıkla suçlarken, o asla vazgeçemediği sertlik yanlısı üslubundan da yeni örnekler sergiledi. Sendikacıların fildişi kulelerden bakmamalarını söyledi. Hangisi? Erdoğan’ın dünkü konuşması, AKP iktidarının parlamentodaki ezici oy çoğunluğuna dayanarak geri adım atmayacağının habercisi ise, o zaman cuma günkü 2 saatlik prova ve ondan da önce bugün İstanbul’daki FatihSultanMehmet Köprüsü’nde uygulanacak süreli geçiş ağırlaştırma eylemleri, bulut geçerken yağan bir yağmur olarak değerlendirilecektir. Sendikalar ve sivil toplum örgütleri, yasal sınırlar içinde kalma koşulu ile, emekten doğan güçlerini parlamentodaki parmak çoğunluğundan başı dönmüş olan iktidarı frenlemek amacı ile alanlara taşıyarak yaymakta kararlı iseler; o zaman da aldıkları kararın gereğini uygulayacaklardır. Belki ancak öylelikle, bizim sosyal demokrat ya da demokratik solda olduklarını söyleyen siyasal partilerimiz de emeğin en yüce değer olduğunu, yıllar sonra yeniden anlayarak programlarını ve uygulamalarını buna göre gözden geçireceklerdir. Faks: 0 216 302 82 08 obirgit?ekolay.net HRANT DİNK CİNAYETİ ‘Akyürek ve ekibi hiç bilgi vermedi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gazeteci Hrant Dink cinayetinden hemen sonra görevden alınan eski Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay, kendisinden önceki Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek ve ekibini kendisine “hiçbir bilgiyi vermemekle” suçladı. Akyürek ekibinin “görevini ihmal ettiğini” savunan Altay, “Yasin Hayal ve Erhan Tuncel isimlerini cinayet işlendikten sonra duydum” dedi. Dink cinayetini incelemek için TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu içinde oluşturulan alt komisyon dün Dink cinayeti işlendiği sırada görevde olan eski Trabzon Emniyet Müdürü Altay’ın bilgisine başvurdu. Dink cinayetinin ardından görevi ihmal suçlamasıyla görevden alınan Reşat Altay, kendisinden önceki Emniyet Müdürü Akyürek ve ekibinin, Dink cinayetiyle ilgili 17 ihbar geldiği, Tuncel’in istihbarat elemanı olarak kullanıldığı konuları dahil, kendisine hiçbir bilgi aktarmadığını ifade etti. Altay, Tuncel’i muhbirleştiren istihbaratçı polis memuru Muhittin Zenit’in kendisine bilgi aktarmayarak “görevlerini ihmal ettiğini” de söyledi. Komisyonda CHP’li Çetin Soysal ile AKP’li Komisyon Başkanı Mehmet Ocakdan arasında “tutanak tartışması” yaşandı. Soysal, komisyon üyelerine şimdiye kadar yapılan görüşmelerin tutanaklarının dağıtılmasını yasaklayan Ocakdan’a “Tutanaklar olmadan, oradaki bilgilerden yararlanmadan, gelenlere nasıl soru soracağız?” diye tepki gösterdi. Ocakdan, görüşmelerin basına yansımasını engellemek için bu yöntemi kullandığını savununca Soysal, uygulama sürerse komisyondan çekileceğini söyledi. MEB’in ‘yeniledik’ dediği din kültürü müfredatını ilahiyatçı Cemil Kılıç değerlendirdi İstiklal Marşı’na zengin kutlama ? ANKARA (ANKA) Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) 12 Mart’ta İstiklal Marşı’nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü’nün okullarda eskisine oranla daha kapsamlı ve zenginleştirilerek kutlanmasını istedi. MEB Müsteşarı Yaşar Özgül’ün gönderdiği genelgeyle etkinliklerin yüksek katılımla kutlanması istendi. ‘Alevilik tarikatlaştırılıyor’ ? İlahiyatçısosyolog Cemil Kılıç, din kültürü dersi müfredatında, “Sünnileştiril miş, yapay, sözde, uyduruk” bir Aleviliğin anlatıldığına dikkat çekti. ZEYNEP ŞAHİN ANKARA İlahiyatçısosyolog Mustafa Cemil Kılıç, din kültürü dersi müfredatında, “Sünnileştirilmiş, yapay, sözde, uyduruk” bir Aleviliğin anlatıldığına dikkat çekti. Kılıç, “Din kültürü kitaplarına konulduğu ileri sürülen Alevilikle ilgili konular, Sünni teologların Aleviliği görmek istedikleri şekilde görme ve istedikleri kalıba sokma amacına hizmet eder biçimde hazırlanmıştır” dedi. Alevilerin Sünniymiş gibi gösterildiğine işaret eden Kılıç, “Alevilik, özgünlüğünden koparılıp tarikatlaştırılıyor” dedi. Eğitimİş İstanbul 1 No’lu Şube BasınYayın Sekreteri olan din kültürü ve ahlak bilgisi dersi öğretmeni Mustafa Cemil Kılıç, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) “içeriğini yeniledik, Aleviler de var” dediği din kültürü dersi müfredatını Cumhuriyet’e değerlendirdi. Kılıç, MEB’in “sözde bir Alevilik” anlattığına dikkat çekerek “MEB ve Diyanet tarafından uydurulan, Sünnileştirilmiş, yapay ve uyduruk bir Ale vilik gerçek Alevilikmiş gibi yutturulmaya çalışılıyor” dedi. Bugünkü müfredatta Aleviliğin tasavvufi yorum olarak anlatıldığına işaret eden Kılıç şunları kaydetti: “Aleviliği kültürel zenginlik ve tasavvufi yorum olarak görme anlayışı, Aleviliği anlatmaktan uzaktır. Aleviliği bir kültürel ve inançsal zenginlik olarak nitelemek, Alevi teolojisini başkalaştırma ve Sünni teoloji karşısında ikincil düzeye itme amacına yöneliktir. Zira ‘zenginlik’ söylemi sosyolojik açıdan tahammül edilebilir aykırılık ya da farklılık anlamını taşır. Başka bir deyişle bu, Aleviliği genel kimliğin dışında istisnai bir özellik biçiminde görmenin maskelenmiş bir ifade şeklidir.” Din kültürü öğretmeni Kılıç, müfredatta, Sünniliğin inanç ve ibadet özelliklerinin İslam diniyle özdeşleştirildiğini, Aleviliğin ise adeta inkâr edilerek “tasavvufi yorum” kısıtlılığına hapsedildiğini belirterek “Böylece Aleviliği, itikadi ve ameli özgünlüğünden koparıp tarikatlaştırmak maksadı taşınıyor” vurgusunu yaptı. CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle