22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 ŞUBAT 2008 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EMEK , 7 Fora Zeytincilik’te grev DİSK’te görev dağılımı Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (DİSK) 13. Genel Kurulu’nda seçilen yönetim kurulu üyeleri görev dağılımı yaptı. Genel Başkanlığı Süleyman Çelebi’nin üstlediği konfederasyonda, Genel Sekreter Taygun Görgün eşgüdüm, basınyayın ve halkla ilişkiler ile uluslararası ilişkiler daireleri, Genel Başkan Yardımcısı Ali Cancı siyasalsosyal ilişkiler ve araştırma daireleri, Genel Başkan Yardımcısı İsmail Yurtseven genç işçiler sorunları, göçmen işçiler sorunları, kadın işçiler sorunları ve emekliler sorunları daireleri, yönetim kurulu üyeleri Nuri Serim mali işler dairesi, Celal Ovat toplusözleşme politikaları ve koordinasyonu ile çevre sorunları daireleri, Muzaffer Subaşı hukuk, işçi sağlığı ve güvenliği daireleri, Ali Rıza Küçükosmanoğlu örgütlenme dairesi, Celalettin Aykanat da eğitim dairesi başkanlıklarına getirildi. Kozluk işçisi iş bıraktı Batman’ın Kozluk ilçesinde belediyede çalışan 177 işçi, 2 aydır maaşlarının ödenmediği gerekçesiyle iş bıraktı. Maaş alamadıkları için büyük sıkıntı yaşadıklarını söyleyen işçiler, “Maaşlarımızı tam alamıyorduk. Son 2 aydır hiç ödeme yapılmıyor’’ dediler. Kozluk Belediye Başkanı Hikmet Bahşi, işçilere toplam 4 milyon YTL borçları olduğunu dile getirerek, “Bunun ödenmesi için Ankara’da temasta bulunacağım” diye konuştu. Türkiye İş Bankası iştiraklerinden Ant Gıda AŞ’de (Fora Zeytin Fabrikası), toplusözleşme görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine, Tek Gıdaİş Sendikası’na üye 204 işçi greve çıktı. Tek Gıdaİş Sendikası Ege Bölge Başkan Yardımcısı Gürsel Köse, 2003’te örgütlendiklerini, 2004’te yetki için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na başvurduklarını, ancak konunun yargıya taşınmasıyla 2 yıl hukuki mücadele verdiklerini hatırlattı. Örgütlenme sürecinde işten çıkarılan 33 üyelerinin, iade davaları ile işe geri döndüklerini bildiren Köse, örgütlenmenin başlamasından yaklaşık 5 yıl sonra toplu iş sözleşmesi noktasına geldiklerini belirtti. Görüşmelerde 603 YTL olan ücretlerin 700 YTL’ye çıkarılması istendi. GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Al Gülüm Ver Gülüm Türban yandaşı yöneticilerin yarattığı kaos ortamı, Türkiye’nin geleceği için üzerinde durulması gereken sorunların da üstünü örtmüş durumda. Örneğin saman alevi gibi parlayan “rüşvetbahşiş yorumu” tartışmaları da bu nedenle kesiliverdi. Tapu müdürlüğünde, ev alanların “mutluluk” duydukları için görevli memurlara verdikleri ileri sürülen rüşvetin adını, ilgili bakan bile bahşiş olarak yorumlamıştı. Tartışmaya “Devletin memurları bahşiş alabilecek düzeye inmeli mi?” sorusunun gündeme gelmesiyle Bakan Bey, sözlerinin yanlış anlaşıldığını, bahşiş alanların memurlar olmadığını söyleme gereğini duydu. Ama haberlerin arkası, yaşanan olaylar nedeniyle getirilmedi. Örneğin ben, bahşiş alan memurlarla ilgili bir soruşturma ya da kovuşturma olup olmadığını bilemiyorum. ??? Seçim öncesinde (19.07.07) farkına varılmayan tehlikelerden birinin de “yurttaşların yolsuzluk ve usulsüzlükleri kanıksama tehlikesi” olduğunu yazmış ve şöyle demiştim: “Turgut Özal’ın ‘Benim memurum işini bilir’ deyişiyle başlayan ve ‘Alışırsınız, alışırsınız’ deyişiyle süren yaklaşımı, bu dönemde yeniden geçerlik kazanıverdi. Geçerlik kazanmakla da kalmayıp gelişme(!) gösterdi. Farkına varılan tehlikeleri, anayasayı yeniden tek dayanak olarak aşmak mümkün. Ancak yolsuzlukları kanıksama olgusunu aşmak hiç de kolay değil. Bu yolsuzlukları herkesin yapabileceği ve yapanın yanına kâr kalacağı inancını da yaygınlaştırarak sürdürme çabalarının propagandaya bile dönüştürülmesi, kolaylıkla engellenemeyecek bir tehlikeyi beraberinde getiriyor.” ??? Türk Ceza Yasası’nın yenilenmesi kapsamında, meğerse AKP çoğunluğu, Turgut Özal’ın sözlerini yaşama geçirmeyi başarmış. Tartışma nedeniyle Türk Ceza Yasası’nın irtikap ve rüşvetle ilgili maddelerine göz atmak için elime aldığım kitap, atı alanın Üsküdar’ı geçtiğini gösteriyor. Rüşveti tanımlayan 252’nci maddenin yer aldığı sayfanın altındaki “açıklama” bölümünde şöyle deniliyor: “Ayrıca önceki Ceza Yasası’nda 212’nci madde ile rüşvet sayılarak cezalandırılan, kamu görevlisinin görevini yapmak için bir kimse ile belli çıkar üzerinde anlaşması da rüşvet sayılmamıştır. Madde gerekçesinde, bu tür fiillerin irtikap (görevin sağladığı gücü kullanarak çıkar sağlamak O.E.) suçunu oluşturacağı belirtilmiştir. Ancak icbar (zorlama) ve kandırma unsurlarının bulunmaması ve yapması gereken bir işi yapması için belli bir çıkar karşılığında kamu görevlisi ile iş sahibi arasında anlaşmanın bulunması halinde fiilin hangi suçu oluşturacağı, kanımızca önemli bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır.” ??? Yukarıya alıntıladığım değerlendirme, devlet görevlileri ile iş sahipleri (eskiden “eshakı mesalih” diye söz edilirdi) arasındaki paraya dayalı ilişkilerin artık “al gülüm, ver gülüm” düzeyine indirgendiğini anlatıyor. Ama bakarsınız hiç belli olmaz. Bakanı arka çıkmaya niyetlenmeyen bir bakanlığın görevlileri, ellerine kelepçeler takılıp tutukevinin yolunu tutabilirler. Çünkü kuralsızlığın geçerli kılınmaya çalışıldığı bir ülkede, başka kuralsızlıkları gizlemenin binbir yolunu bulmak çok kolaydır. İşveren, Tuzla ölümlerini “Yüksek kâr, hızlı büyüme bekleniyorsa ölümler olacak” sözleriyle özetledi Bari bugün konuşmayın ÖLÜMLER DURMAYACAKMIŞ Bu sektör yüzde 360 büyüdü. Bu kadar hızlı büyüme, bu kadar yüksek kâr bekleniyorsa tabii ki ölümler olacak. Yüksek getiri bekleniyorsa kazalar da kabul edilmeli. İŞ Mİ BANKİ JAMPİNG Mİ ENGELLİ KOŞU GİBİ Taşeronlar yüzde 2080 oranında iş yapıyor. Ölümlere bakıldığında yüzde 9095 alt yüklenicilerden (taşeronlardan) kaynaklandığı gözleniyor. Geçen yıl 12 kişinin öldüğü, bu yıl yalnız iki ayda 6 çalışanın can verdiği Tuzla tersanelerini anlatmak için basın karşısına geçen gemi sanayicilerinin konuşmaları vicdanları rahatsız eder nitelikte oldu. Ardı ardına meydana gelen ve ölümle sonuçlanan kazalardan sonra kamuoyunun somut adımlar atmalarını, acil önlemler almalarını beklediği gemi sanayicilerinin tavrı şaşırtıcıydı. Başta tersanelerde çalışan işçiler olmak üzere, konuyu gündeme getiren gazetecileri, gündem SUÇU TAŞERONA ATIYORLAR İş güvenliği ile ilgili kıstasları belirleyenler, sektörü bilmiyor. İşçi güvenli bir şekilde belinden bağlanacak, o iplik de güvenli bir yere bağlanacak. İşçi çalışacak mı banki jamping mi yapacak? Büyük eğitim sorunu var. Bir görseniz, öğleyin yemek zili çaldığında birbirlerini ezercesine engelli koşu gibi yemeğe saldırıyorlar. Yemekten vakit arttırabilmek için. İŞÇİ GECE EĞİTİME KALMIYOR Eğitim vermek istiyoruz ama onlar işe erken gelmek istemiyor, geç çıkın diyoruz onu da kabul etmiyorlar. Yemek saatlerinde vermeye çalışıyoruz. ELEMAN YOK, CEZA VEREMEYİZ İşçi güvenliğin den sorumlu kişiler rastgele seçilmiş değiller, zaten yeterli eleman da yok. Bir kaza olduğunda onları cezalandıracak durumda değiliz. de tutan köşe yazarlarını, ölümlerin duyulmasını sağlayan sendikayı suçlayan işverenin, özellikle tersane işçisinden söz ederken üslubu da alaycı ve aşağılayıcı idi. Tuzla tersanelerinde meydana gelen ölümler üzerine Deniz Ticaret Odası (DTO) Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan, Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Bayrak, eski Türk Loydu Başkanı Yücel Odabaşı, Dok Gemi İş Sendikası Genel Başkanı Necip Nalbantoğlu, Gemi Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Gökalp bir basın toplantısı düzenledi. Ancak onların ölümlerden çok, bakanlığın kısmi kapatma cezaları ve bu nun yabancı basında tüm tersanelerin kapatılmış gibi algılanmasının doğuracağı sonuçları anlatmak istedikleri ortaya çıktı. Aslında bizim de gurur duymak istediğimiz gemi sanayicisinin söyledikleri özetle yukarıdaki gibi. POLİSİN MÜDAHALESİ SERT OLDU Tuzla direnişine büyük gözaltı ? Limterİş’in Tuzla tersanelerindeki “iş cinayetlerini” protesto etmek için başlattığı grev direnişine polis müdahale etti, sendika başkanı Dinç’in de bulunduğu 100’ü aşkın kişi gözaltına alındı. İstanbul Haber Servisi DİSK’e bağlı Liman, Tersane, Gemi Yapım ve Onarım İşçileri Sendikası’nın (Limterİş) Tuzla Tersaneler Bölgesi’ndeki “iş cinayetlerini” protesto etmek için başlattığı greve polis müdahale etti, sendika başkanı Cem Dinç ve genel sekreter Kamber Saygılı’nın da aralarında bulunduğu 100’ü aşkın işçi gözaltına alındı. “Artık bıçak kemiğe dayandı, bu işi grev çözer” sloganıyla 2 günlük fiili grev kararı alan Limterİş Sendikası üyesi işçiler, sabah saatlerinde Tuzla Gemi tersanesi önünde bir araya geldi. İşçiler tersane kapısına “Bu işyerinde grev var” pankartı asarak, yolu trafiğe kapadı. Çevik kuvvet ekipleri yolun açılması için sendika yöneticileriyle görüştü. İşçilerin “Direne direne kazanacağız” sloganları atarak yolu açmaması üzerine polis gruba sert bir şekilde müdahale etti ve 100’ü aşkın işçiyi yerlerde sürükleyerek gözaltına aldı. DİSK yöneticileri ve DİSK’e bağlı sendikalar da tersane işçilerine destek olmak için Tuzla İçmeler Tren İstasyonu’ndan Tuzla Gemi tersanesi önüne kadar yürüyüş düzenleyerek, “24 saat nöbet eylemi” başlattı. Burada bekleyen işçiler, aralarında DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul, DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras’ın da bulunduğu grubu, “Zafer direnen emekçinin olacak”, “İnadına sendika inadına DİSK” sloganları atarak karşıladı. Burada işçilere seslenen Çelebi, “İşverenlerden sonra bir de taşeron sendikalar çıktı. Mücadelemizi yasadışı ilan eden sendikacılar, buradaki yasadışı çalışma koşullarına niye ses çıkarmıyorlar? Çözüm konusunda Limterİş ve DİSK bypass edilmek isteniyor. Buna izin vermeyeceğiz” diye konuştu. ÖDP Genel Başkanı Uras, “İşçi sınıfına olan saldırıların siyaseten elini kırarız. İşçilerin kanlarıyla yapılan gemiler haram olsun” diye konuştu. Sezer, “Eylem sizin ama biz de sizden uzak değiliz, hep yanınızda olacağız” dedi. oerinc?cumhuriyet.com.tr Alınanlar bırakıldı Polisin sert müdahalesiyle gözaltına alınan tersane işçileri, akşam saatlerinde serbest bırakıldı. İşçiler emniyet müdürlüğü önünden DİSK’in oturma eylemi yaptığıTuzla Gemi tersanesi önüne kadar sloganlar atarak yürüdüler. Polis müdahalesine tepki yağdı B İstanbul Haber Servisi S HP Genel Sekreteri Uğur Cilasun yaptığı yazılı açıklamada, “Bu şiddetin, hükümetin kendi eksikliklerini, suçlarını, umursamazlıklarını bastırmalarının bir yöntemi olarak ortaya çıktığı anlaşılıyor’’ dedi. KESK Yönetim Kurulu’ndan yapılan açıklamada, “Tersanelerde can gü DokGemiİş’e sarı sendika suçlaması ugüne kadar işçi ölümlerine karşı tek bir adım atmayarak sessiz kalan Türkİş’e bağlı Dok Gemiİş’in, önceki gün işverenlerle birlikte basın toplantısı düzenlemesi ise büyük tepki çekti. Bu durumu protesto eden tersane işçisi Mahmut Tekin, “Sermayenin tarafında yer alan bu sendika bizim hakkımızı savunamaz. Bugüne kadar ölen yüzlerce arkadaşımız için kılını bile kıpıratmayan bu sendika, Limterİş’in örgütlenme mücadelesini bölmek istiyor” diye konuştu. ? Sivil toplum örgütleri ve sendikalar, ölümler karşısında kılını kıpırdatmayan AKP’nin, işçilerin taleplerini polis gücüyle engellemesini kınadılar. venliğini sağlamak için kılını kıpırdatmayan AKP hükümetinin, işçilerin taleplerini polis gücüyle engellemeye çalışması anlaşılır bir tutum değil’’ denildi. TekstilSen Genel Merkez ile Adana ve İzmir şube leri adına yapılan ortak açıklamada, “Bu saldırı işçilerin haklı grevini engelleyememiştir” ifadesi kullanıldı. İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nce yapılan yazılı açıklamada, Limterİş’e yönelik baskılara son verilmesi istendi. Türkiye Belediyeler ve Genel Hizmetler İşçileri Sendikası (Belediyeİş) üyesi bir grup da işçi ölümlerini ve polisin müdahalesini protesto amacıyla Aksaray’dan Unkapanı’ndaki Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İstanbul Bölge Müdürlüğü önüne kadar yürüdü. TEKEL ’İN SATIŞINDA STOK KIYAĞI SAMSUN VE TOKAT’TA EYLEM İngilizlere 2 yıllık tütün armağan edildi İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tayfun Özkaya, British American Tobacco (BAT) firmasının kazandığı Tekel’in sigara bölümünün özelleştirilmesinde, bazı gerçeklerin gizlendiğini savundu. Özkaya, kurumun 2 yıllık yaprak tütün stokunun da BAT’a armağan edildiğini söyledi. Bu bilginin BAT’ın internet sayfasından edinilebildiğini vurgulayan Özkaya, “Bu bilgiyi resmi yetkililerin hiçbir açıklamasında bulamamıştık. İhale şartnamesinin gizli olduğu söylendi. Hepimizin kesesinden iki yıllık yaprak tütün stoku da hediye ediliyor” dedi. Özkaya şöyle devam etti:“Özelleştirmeler güya rekabet sağlamak için yapılıyordu. Ancak düpedüz oligopol piyasası yaratıldı. Ekonomi teorisi bu durumlarda firmaların istediği fiyattan yaprak tütün alabilecekleri, istedikleri fiyattan da sigara satabileceklerini ortaya koyuyor. İki firma piyasanın yüzde 81’ini elinde tutuyor. Bizim neoliberal ayetullahlar ne diyecek bakalım? ” Açlık grevleri gündemde Tütün işçilerine destek ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Özelleştirme ihalesinin ardından işyerini terk etmeyen Tekel işçilerine sivil toplum örgütleri, siyasi partiler ve mahalle muhtarları destek verdi. Adana Sigara Fabrikası’nda işçileri ziyaret eden kitle örgütü temsilcileri işçilerle dayanışma içinde olacaklarını duyurdular. DİSK, Petrolİş, Çimseİş, Sağlıkİş, Haberİş, EğitimSen, Eğitimİş, EMEP , ÖDP , İP , SHP üyeleriyle Haydaroğlu, Yeşilyuva, Ova, Demetevler, Narlıca, Mirzaçelebi ve Demetevler mahallesi muhtarları işçilerle dayanışma içinde olacaklarını bildirdi. Tekel’in özelleştirilmesine karşı bir mücadele ağı örülmesi için görüş birliğine varılırken, Tek Gıdaİş Güney Anadolu Bölge Şubesi Başkanı Gürsel Diliçıkık, Türkiye’de ‘genel grev’ şartlarının oluştuğunu söyledi. SAMSUN /TOKAT (Cumhuriyet) Tek Gıdaİş Orta Karadeniz Şube Başkanı İsmail Duran, AKP iktidarını Tekel’in özelleştirilmesini iptal etmeye çağırdı. Eylem yapanlara polisin sert müdahalesini kınayan Duran, işçilerin zarar görmesi halinde açlık grevine başlayacaklarını açıkladı. Fabrikayı terk etmeyen Samsun Ballıca Sigara Fabrikası’nın 800 işçisi ise eylemlerini sürdürüyor. Günlerdir fabrikayı terk etmeyen Tokat Sigara Fabrikası işçileri de dün fabrika önünde eylem yaptı. Temsili idam sehpası kurarak bir işçi maketini asan işçiler, “Direne direne kazanacağız”, “Tekel vatandır, vatan satılmaz”, “Hakkımızı söke söke alırız”, “Ölmek var dönmek yok” sloganları attılar. İşçiler alkışlar ve sloganlar eşliğinde fabrikaya geri dönerek işyerlerini terk etmeyeceklerini yinelediler. CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle