05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 ŞUBAT 2008 PAZARTESİ 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y K Y Y Y Y Y Y B 7 5 5 5 11 11 16 12 6 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya B 6 PB 8 PB 6 PB 8 S 5 B 6 B 5 S 1 Y 14 Parçalı bulutlu Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB S PB PB PB S S S 15 15 13 14 12 12 5 1 9 Trabzon Ankara Erzurum Hakkari İzmir Antalya Ş.Urfa Adana Yurdun güney ve batı kesimleri parçalı çok bulutlu, Marmara, Ege ve Batı Akdeniz yağışlı, diğer yerler az bulutlu geçecek. Yağışlar yağmur ve sağanak, Trakya, İç Ege ile Göller yöresinde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacak. Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik beklenmiyor. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo K 5 Helsinki K 2 Stockholm K 6 Londra PB 16 Amsterdam PB 10 Brüksel B 11 Paris B 11 Bonn B 3 Münih B 6 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih B 8 PB 9 B 18 B 6 K 5 K 7 PB 14 Y 13 B 8 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı PB 2 B 4 K 12 K 2 B 5 K 3 K 0 PB 19 PB 16 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Sisli Bulutlu AÇI MÜMTAZ SOYSAL Uluslararası barış ödülü, yasası olmadığı gerekçesiyle 8 yıldır verilemiyor GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Hiç mi Hocaları Yok? OLMAZ olur mu, şöyle bir sayılsa düzinelerle çıkar aralarından. AKP’nin listesiyle Meclis’e giren bir yığın ilk ve ortaöğretim, özellikle de üniversite öğretmeni vardır. Baş örtme konusunun eğitimcileri nasıl bir çıkmaza soktuğunu en iyi onlar bilir. Dolayısıyla, soruna çözüm getirmek de üniversitelere bırakılmalıydı. Hangi genç kızın içtenlikle örtündüğünü, kimin siyasal hınzırlık peşinde koştuğunu, hangi öğrenciyle nasıl baş edileceğini yılların deneyimi sayesinde onlar sezer, onlar hisseder ve en iyi yolu da onlar gösterebilir. Nitekim geçmişte, yani sorunun henüz siyasal nitelik kazanmadığı, hiç ilgileri olmayan derslere arkalarında erkek “fedai”leriyle giren kızların ortaya çıktığı günlerde, kime nasıl davranılacağını ancak onlar bilirdi. Ailelerin güven duyarak kendilerine teslim ettiği gençleri, öğretmenliğin etiğiyle, yani evrensel geçerliği olan ahlak değerleriyle, iyi yetiştirmenin sorumluluğunu duyarak. Hayır, çözüm onlara değil, politika cambazlarına bırakıldı ve içinden çıkılmaz biçimde toplumu yıllarca meşgul edecek dev bir soruna dönüştü. için ve nasıl? Soruyu yanıtlamak için son günlerin politika sahnesine bakmak yeter. Genel seçim öncesinden başlayarak “türban sorunu”nu en yüksek ve en kapsamlı çerçevede çözmek amacıyla yeni anayasa sipariş ederek. Ne yazık ki, siparişi alanlar “Sorun öyle çözülmez, şöyle çözülür” deme dirayetini göstermeden “kurucu iktidar”cılık şevkiyle siparişi yerine getirmeye soyundular. Ama, çözüm, Başbakan’ın Madrid seferi sonrasında en patlayıcı ve tahrip edici bir barut sıkıştırma taktiğiyle ikiüç haftaya sokuşturuldu çıktı. Kimler nerede düşünüp hangi kulağa nasıl fısıldadıysa, çözüm için öyle bir “tema” seçildi ki, hem yeni anayasa yapıp kabul ettirme zahmetine katlanmadan sorunu çözecek, hem de seksen küsur yıllık Türkiye Cumhuriyeti’ni berhava etmeye yetecekti: Yalnız türban için anayasa değişikliğine gitmek. Sadece eğitimcileri, hukukçuları, siyasileri değil, inanç alanı gibi son derece kritik bir alanda bütün bir halkı birbirine düşürecek bir tema. Sonuç, dünden beri her meslek kesimindeki bölünmelerle ortadadır. Bunu önleyecek öğretmen kökenliler yok muydu AKP’de? orun çözüldü mü? Hayır. Oynanan, sadece bir hukuk komedisidir. Yasalar önünde eşitliği getiren 10. madde, zaten bir “genel esas” olarak herkesi her konuda bağlayan bir ilke durumundayken, bunca emek ve zaman harcayarak o maddeye eklenen hüküm hiç yenilik getirmeyen bir fazlalık oldu. 42. madde de, bütün özgürlük sınırlamaları gibi bu yasağın da ancak yasayla getirilebileceğini söylemekle “malumu ilam”dan başka bir şey olmadı. [email protected] Atatürk ödülü unutuldu FIRAT KOZOK ANKARA Sonuncusu 2000 yılında Rauf Denktaş’a verilen ve Türkiye’nin uluslararası alandaki prestiji olan Uluslararası Atatürk Barış Ödülü 8 yıldır verilemiyor. Gerekçe olarak da “ödüle dayanak oluşturacak bir yasanın bulunmaması” gösteriliyor. “Uluslararası Atatürk Barış Ödülü”, 1986 yılından itibaren bir kanun hükmünde kararnameye dayanılarak verilmeye başlandı. Ancak söz konusu kararname daha sonra Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi, yerine de bugüne kadar herhangi bir yasa çıkarılamadı. Yasa boşluğu olmasına karşın “jürinin mevcut olması” nedeniyle 2000 yılına kadar verilmeye devam edilen ödül bu tarihten itibaren aradan geçen 8 yıl boyunca verilmedi. Ödülü son olarak dönemin KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş almıştı. Önümüzdeki dönemde “Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurulu Yasası”nda değişiklik yapılacağı ve bu ödülün de tasarıya eklenecek bir maddeyle “yasal hale” getirileceği belirtiliyor. “Uluslararası Atatürk Barış Ödülü”, “Dünya barışına, uluslararası ilişkilerde dostluk, anlayış ve iyi niyetin geliştirilmesine katkı” amacıyla siyaset, bilim ve sanat alanlarındaki eserleri ve etkinlikleriyle Atatürk’ün “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesi doğrultusunda hizmetleri bulunan gerçek ve tüzelkişilere veriliyor. 1986 yılından günümüze kadar söz konusu ilke doğrultusunda çalışmalarda bulunan, aralarında devlet başkanları, akademisyenler, diplomatlar, uluslararası ve ulusal kuruluşların da yer aldığı 10 kişi ve kuruluş bu ödüle değer görüldü. Atatürk Uluslararası Barış Ödülü’nü bu güne kadar şunlar aldı: 1986 Joseph Luns (NATO Genel Sekreteri), 1987 Richard Von Weizsaecker (Federal Almanya Cumhurbaşkanı), 1989 Takahito Mikasa (Japon Prensi), 1990 Kenan Evren (7. Cumhurbaşkanı), 1995 Türkiye Kızılay Derneği, 1996 UNICEF, 1997 BosnaHersek Türk Barış Gücü Görev Kuvveti, 1998 Prof. Dr. Bernard Lewis (Princeton Üniversitesi Öğretim Üyesi), 1999 Haydar Aliyev (Azerbaycan Cumhurbaşkanı), 2000 Rauf Denktaş (KKTC Cumhurbaşkanı). 1988, 1991, 1993 ve 1994 yıllarında ödül verilmedi. N Kapatma davası DTP savunma yapacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DTP, hakkında açılan kapatma davasında önsavunmasını ek sürenin son günü olan bugün Anayasa Mahkemesi’ne sunacak. DTP’den yapılan yazılı açıklamaya göre, önsavunma bugün saat 10.30’da parti avukatları tarafından Anayasa Mahkemesi’ne sunulacak. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, DTP’nin “devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü aleyhine eylemlerin odağı’’ haline geldiği gerekçesiyle “temelli kapatılması’’ istemiyle dava açmıştı. DTP’nin önsavunmasını vermesinin ardından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, esas hakkındaki görüşünü sunacak. Bu görüş, DTP’ye gönderilecek. Daha sonra Yalçınkaya sözlü açıklama, DTP yetkilileri de sözlü savunma yapacaklar. Bütün bu sürecin ardından, davaya ilişkin bilgi, belgeleri toplayacak raportör, esas hakkındaki raporunu hazırlayacak. Kara çarşaflı türban protestosu Üniversitelerde türbana getirilen serbestlik, Marmaris’te CHP tarafından düzenlenen yürüyüşle protesto edildi.Yaklaşık 2 bin kişi, ellerinde Türk bayrakları, Atatürk posterleri ve türban serbestisini protesto eden dövizlerle yürüdü. Kortejin önünde yer alan CHP’li kadınların kara çarşaf giymeleri, ellerinde ampul tutan bazı erkeklerin de siyah poşetleri türban gibi başlarına bağlamaları dikkat çekti. Konuşmaların ardından, yürüyüşün başından itibaren ağızlarını açmayan kara çarşaflı CHP’li kadınlar, “Türkiye laiktir, laik kalacak” sloganları atarak üzerlerindeki çarşafları çıkarttı. Partililer, bu çarşafları TBMM’ye göndereceklerini belirterek paketledi. Başlarında siyah poşetten türbanların sarılı olduğu erkekler de ellerindeki ampulleri kırdı. (Fotoğraf: MEHMET EMİN BERBER) S Erdoğan, Almanya’da da türban düzenlemesini savundu Meclis, cumartesi günü anayasanın 10. ve 42. maddelerini değiştirdi. Sırada 17. madde var..dı! AKP bu maddede değişiklik yapmaya yanaşmıyor. Neden? Bir yorum şu: AKP, anayasa değişikliğine Anayasa Mahkemesi’nin bakamayacağını ama, yasa değişikliğine bakacağını düşünüyor. Mahkemenin bu değişikliği reddetmesi halinde türbanın tümüyle rafa kalkacağından endişe ettiği için, YÖK Yasası’yla uğraşmayalım, diyor. Öteki yorum da şu: AKP, 17. madde değişikliğini tabanına anlatamıyor. Taban, “Ne demek çene altından bağlama, inanca sınır mı gelir” diyor. Eğer madde değişmezse, her şey serbest olacak, taban da AKP yönetimini rahat bırakacak. ??? MHP ne diyor? Bir yorum şu: Arkadaşlar bozuk. Mutabakat 17. maddeyi de kapsıyordu, eğer o değişiklik Meclis’ten geçmezse, aldatıldıklarını düşünecekler. Bir başka yorum da şu: İki parti türbanla ilgili her konuda anlaştı. Biraz zamana yayacaklar, duruma bakıp ondan sonra karar verecekler. TBMM’den geçen anayasa değişiklikleri bugün Çankaya Köşkü’ne gönderilecek. Gül, kaç saniyede imzalar bilmiyoruz ama, onay sonrası gözler yargıya çevrilecek. Yargı aslında söyleyeceğini söyledi. İki haftadır 4 koldan uyarı yapılıyor: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, “Dikkatle izliyorum, bunu yapmayın” dedi. Danıştay, “Bizim bütün kararlarımız mevcut durum üzerine” dedi. Yargıtay Başkanvekili Osman Şirin, “Yasama, laikliğe karışamaz” dedi. Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, “Bu basit bir türban olayı değil, gerekirse hukuk harekete geçer” dedi. ??? AKP bütün bu açıklamalardan önümüzdeki dönem neler olabileceğini kestirmiş, ona göre önlem almaya hazırlanıyor. Bir başka deyişle, AKP ders almak yerine önlem almak peşinde! Hukukla girişilen bu tür kavgalar geçmişte genel olarak hukukun aleyhine sonuçlanmamıştır. AKP’nin hukuka karşı aradığı örtülerden biri, başta vurguladığımız gibi YÖK Yasası’nda değişiklik yapmamak. Böylece, Anayasa Mahkemesi’ni devre dışı bırakmak... Bu durumda ne olacak? Her rektör kendi algıladığı gibi hareket edecek. Bunun sonu nereye gider? Yargıya... Bu haftanın ve önümüzdeki dönemin başlıca konularından biri bu olacak. Anayasa değişikliği maddelerinde hiç türbandan, kız öğrencilerden söz edilmiyor. Ama genel gerekçede amacın, başını örttüğü için okula gidemeyen üniversite öğrencilerinin mağduriyetini gidermek olduğu açıkça yazılı. AKP’nin her şeye karşı hile girişimini anladık da... Bunu Anayasa Mahkemesi’ne karşı da denemek biraz ayıp olmuyor mu? ankcum?cumhuriyet.com.tr ERDOĞAN’I ELEŞTİRDİ ‘Beyin göçünü’ engellemiş KÖLN (AA) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, üniversitelerde uygulanan türban yasağının “zeki, çalışkan, girişimci gençlerimizi, ülkelerini terk etmeye zorlayarak beyin göçüne neden olduğunu” savundu. Erdoğan Almanya’da, Köln Arena Spor Salonu’nda Almanya’daki Türklere hitap etti. Asimilasyonun bir insanlık suçu olduğunu belirten Erdoğan, yaşadıkları toplumla uyum sağlaması gerektiğine vurgu yaptığı Türklerin Almanca öğrenmelerini istedi. Avrupa Birliği sürecine de değinen Erdoğan, “Zaman zaman bazıları çıkıp ‘imtiyazlı ortaklık’ gibi bir şey söylüyorlar. Türkiye’nin üyelik dışında bir alternatifi yoktur. Biz dersimizi çalışıyoruz, işimizi de biliyoruz” dedi. Erdoğan, “Biz Batı’nın ilmini, sanatını almadık. Değerlerimize ters düşen ahlaksızlıklarını aldık” sözlerine de açıklık getirdi. Erdoğan, “Batı’nın ahlaksızlık olarak telakki ettiği yanlışlıklar var. Ama biz o yanlışlara direkt ilaç diye sarıldık ve onları ülkemize transfer ettik. ‘Başbakan bunları açıklasın’ diyor. Her şeyi açıklamanın bir bedeli var. Onları da sen araştır, sen bul” dedi. Erdoğan, üniversitelerdeki türban yasağının beyin göçüne neden olduğunu da öne sürerek şöyle konuştu: “Zeki, çalışkan gençlerimizi ülkelerini terk ederek, adeta bir beyin göçünün aktörleri olmaya zorlayan malum zihniyet acaba hangi yetkiyle bu adımı atabiliyor.’’ Tuğluk:Ayrılmayı tartışmak Kürtlerin hakkı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DTP Milletvekili Aysel Tuğluk, “Biz böyle bir kardeşlik istemiyoruz. Kürtler sistemin içerisinde bir arada yaşama çözümünden yanalar, ancak Kürtler federasyonu da, ayrılmayı da tartışabilir, bu da en doğal haklarıdır” dedi. Türkiye Barış Meclisi tarafından düzenlenen “Yeni Anayasa Sürecinde Demokratikleşme ve Kürt Sorunu” konferansında konuşan Tuğluk, Kürtlerin 10 sene öncesine kadar yok sayılan bir halk, yok edilmek istenen bir kültür olduğunu iddia etti. Tuğluk, Kürtlerin Cumhuriyetten bu yana varlıklarını kabul ettirmek için çatışma, söylem gibi şeylere başvurduklarını kaydetti. Yeni anayasal düzenlemeyle Kürtlerin hak ve özgürlükleriyle birlikte yaşama iradesi içinde olmayı umduklarını vurgulayan Tuğluk, “Anayasal zeminde Kürtler yeniden dışlanırsa bu tutumlarında değişikliğe yol açar. Şu anda başlayan çatışmanın çok ötesine geçeceği ihtimali kaygısını duyuyorum” dedi. 7 üyenin oyu gerekiyor Raporun, Anayasa Mahkemesi’nin 11 üyesine dağıtılmasının ardından üyeler, belirlenen günde bir araya gelerek kapatma istemini esastan görüşmeye başlayacaklar. DTP hakkındaki kapatma davasını, 11 kişiden oluşan Anayasa Mahkemesi Heyeti karara bağlayacak. Anayasaya göre kapatma kararı için Anayasa Mahkemesi’nin 11 asıl üyesinin en az 7’sinin oyu gerekecek. Kenter’e Rotary Ödülü ? İSTANBUL (AA) Tiyatro sanatçısı Yıldız Kenter’e, Suadiye Rotary Kulübü tarafından “Rotary Meslek Ödülü” verildi. Kenter Tiyatrosu’nda “Ben Anadolu” adlı oyundan sonra ödülünü alan Kenter, “Ben de kendimi amatör oyuncu olarak gördüm bu yaşıma kadar” diye konuştu. Suadiye Rotary Kulübü Başkanı Gürbüz Arıburnu da Yıldız Kenter gibi sanatçıların zor yetiştiğini belirtti. Konuşmaların ardından Arıburnu, Kenter’e, “Erişilmez Yıldız Kenter Usta’ya Rotaryen Sevgilerimizle” yazılı çini bir tabak takdim etti. Almanya’daki yangında yaşamını yitiren 9 Türk için tören düzenlendi Gözyaşlarıyla uğurlandılar Dış Haberler Servisi Almanya’nın Ludwigshafen kentinde bir hafta önce yaşanan yangın faciasında yaşamını yitiren 9 Türk için dün olayın meydana geldiği binanın önünde tören düzenlendi. Türk bayrağına sarılı 9 tabutun önünde toplanan çoğu Türklerden oluşan binlerce kişi, 5’i çocuk 9 kişinin arkasından gözyaşı döktü. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, törende yaptığı konuşmada, soruşturmanın sonuna kadar takipçisi olacaklarını söyledi. Erdoğan, “İnşallah benzeri acıları tekrar yaşamayız.Tam 47 yıldır Almanya’daki vatandaşlarımız bu ülkenin kalkınması için mücadele verdi. Burada bir yandan çalışırken kendi kimliğinizi, kültürünüzü muhafaza etme mücadelesi verdiniz. Kulağınız, gözünüz her zaman Türkiye’de oldu. Kimse asimile edilmeniz konusunda bir beklenti içinde olamaz.Asimilasyon bir insanlık suçudur” diye konuştu. ‘Ortak düşman Amerika’ ? İstanbul Haber Servisi Haklar ve Özgürlükler Cephesi (HÖC), “Ortak Düşman Amerika’dır” kampanyası kapsamında Şişli’deki La Bella Salonu’nda panel düzenledi. Panele Prof. Mehmet Bekaroğlu, sanatçı Şanar Yurdatapan, KESK sözcüsü Dursun Yıldız, DİSKGenel İş’ten Mehmet Karagöz, avukatlar Hüseyin Yüksel Biçen ve Selçuk Kozağaçlı ile gazetemiz muhabirlerinden Alper Turgut katıldı. Panelde konuşan Sadık Eroğlu, doğru hedef göstermenin sorunların çözümüne katkı sunduğunu belirterek ortak düşman olarak Amerika’nın belirlenmesini istedi. ‘Kuşkular giderilmeli’ CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da konuşmasında Almanların da bu acıyı paylaştıklarından kuşku duymadığını belirterek şunları söyledi: “Hükümet ve yetkililer bu olayın aydınlatılması için gayret göstermektedirler. Ümit ederim ki bu yangının bir kaza olduğu en kısa zamanda anlaşılır. Almanya’da Türk toplumundaki kaygılar ve kuşkular giderilir. Yakın geçmişte bu ülkede maalesef çok üzücü olaylar yaşanmıştır. Mölln ve Solingen’de yabancı düşmanlarının kundaklaması sonucunda hayatını kaybeden çocuklarımızın ve kadınlarımızın acısı içimizde tazeliğini koruyor. Bu acı olayları unutmadık. Ama o insan ‘Böyle kardeşlik istemiyoruz’ Dışlanmayla birlikte Kürtlerin çok ciddi bir sorgulama içine gireceğini dile getiren Tuğluk, çatışmaların daha da büyük hal alacağını öne sürdü. Tuğluk, “Kürtler Cumhuriyetten bu yana varlığını kabul ettirmek için zaman zaman isyan etmiş, çatışmışlardır, ama birlikte yaşama iradeleri hep vardı. Bütün ısrarlarına rağmen yeni anayasada tekrar bir inkâra uğramak Kürtlerde çok ciddi bir sorgulamayı birlikte getirecek, yaşamın dinamiklerini tahrip edecektir. Başbakan ‘canımdır, kardeşimdir’ diyor. ‘Tek millet, tek dil anlayışı’ ile Başbakan’ın ‘kardeşlik’ anlayışı arasında fark yoktur. Biz böyle bir kardeşlik istemiyoruz. Kürtler sistemin içerisinde, bir arada yaşama çözümünden yanalar, ancak Kürtler federasyonu da, ayrılmayı da tartışabilir, bu da en doğal haklarıdır” dedi. lık dışı saldırılara yüz binlerce Almanın gösterdiği tepkiyi de unutmadık.’’ Artık dünyada aynı ırktan, aynı mezhepten ve aynı dinden olan insanların birbirinden ayrılmış olarak yaşamalarını bekleme imkânının kalmadığını belirten Baykal, “Artık hep beraber yaşayacağız. Birbirimizin inanç farklılıklarına saygı göstereceğiz, değer vereceğiz. Bunun için birbirimizi anlayacağız’’ dedi. ‘İkinci memleketleri’ Alman hükümetinin göç ve uyumdan sorumlu Bakanı Maria Böhmer aile fertlerinin cenazelerle birlikte Türkiye’ye gideceklerini ve daha sonra tekrar Ludwigshafen’e döneceklerini hatırlatarak “Çünkü Ludwigshafen onların ikinci memleketi’’ ifadesini kullandı. Törende Katolik, Protestan ve Yahudi cemaat temsilcileri de birer konuş ma yaptılar. Yangında yakınlarını kaybedenler de törende konuşma yaptı. Konuşmaların ardından yaşamını yitiren 9 Türk için cenaze namazı kılındı. Törenin ardından Ankara’dan yollanan özel uçakla Türkiye’ye gönderilen cenazeler, bugün Gaziantep’teki Asri Mezarlık’ta düzenlenecek toplu cenaze töreninde yan yana açılan mezarlarda toprağa verilecek. 3 Ocak’ta yaşanan faciada Medine Kaplan (48), gelini Hülya Kaplan (31), Hülya Kaplan’ın kızları Karanfil (4) ve Dilara Kaplan (11), Medine Kaplan’ın diğer gelini 5 aylık hamile Döne Kaplan (21), çocukları Kamil (3) ve Kenan Kaplan (2), Hülya Kaplan’ın yeğeni İlyas Çalar (2) ile akrabaları Belma Özkaplı (22) ölmüştü. Polis, olayla ilgili soruşturmanın sürdüğünü, ancak yangının çıkış nedeninin henüz saptanamadığını bildirdi. DTP Tunceli Kongresi’ne inceleme ? TUNCELİ (AA) Tunceli Cumhuriyet Savcılığı, DTP Olağanüstü Kongresi’nde atılan “PKK halktır, halk burada” sloganıyla ilgili başlattığı incelemesini sürdürürken Emniyet Müdürlüğü’nden kongredeki konuşmaların görüntü ve metinlerini istedi. Emniyetin, DTP Genel Başkan Yardımcısı Kamuran Yüksek, İl Başkanı Murat Polat, divan başkanı Alican Önlü ile Tunceli Belediye Başkanı Songül Erol Abdil’in kongre konuşmalarının deşifrelerini savcılığa ileteceği, daha sonra da soruşturma başlatılıp dava açılabileceği belirtildi. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle