05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 ŞUBAT 2008 PAZARTESİ 10 DIŞ BASIN dishab?cumhuriyet.com.tr Komşu bir ülkeyle temaslarda bulunmak, küçük adımlar atmak, hiç konuşmamaktan daha iyidir DEĞİŞEN DÜNYADAN HÜSEYİN BAŞ Karamanlis’in tarihi ziyareti MAKSİMOS HARAKOPULOS (*) ABD Başkanlık Seçimleri ve Silahlanma Yarışı Amerikan başkanlık seçimlerinde her iki partinin başkan adaylarının yarışı tüm hızıyla sürerken Cumhuriyetçi partinin Süper Salı ve onu izleyen “ön seçimlerde” John McCain geçen cumartesi muhafazakâr Mike Huckabee’nin Kansas’ta gerisine düşmesiyle “ayağının bir nebze sürçmesine karşın” başkan adayı olarak, sürpriz ihtimalini az da olsa gözardı etmeden, ipi göğüsleyeceği görüşü ağır basıyor. Demokratlar cephesinde ise Barack Obama ile Hillary Clinton arasındaki yarışın son derecede çekişmeli geçeceği anlaşılıyor. Süper Salı’nın kesin sonuçları henüz ortaya çıkmış değil. Hillary’nin geçen cumartesi Washington’da Obama’nın gerisine düşmesine karşın yarışı yine de, az farkla da olsa önde götürdüğü söylenebilir. Önseçimler yaz boyu sürecek. 2528 Ağustos’ta Demokratların Denver’de (Colorado) Ulusal Konvansiyonu var. 14 Eylül’de ise Cumhuriyetçi partinin Ulusal Konvansiyonu Minnesota’nın SaintPaul kentinde toplanacak. Bu konvansiyonlarda belirlenecek başkan adayları başkanlık için seçime 4 Kasım’da gidecek. Demokrat partinin iki adayının birbirlerinden pek farkı yok. Obama ‘değişim’ öneriyor. Ne var ki, söylediklerine bakılırsa Amerika ölçülerine göre de olsa iç ve dış politikada gerçek anlamda değişim sayılabilecek öğelere rastlamak zor. Değişimin, başkanın rengiyle sınırlı kalacağıyla ilgili yorumlar çoğunlukta. Kimse iç ve dış politikada sarsıcı değişimlerin yaşanacağı beklentisinde değil. Aynı yaklaşımı Hillary için de geçerli saymak olası. Amerika’da başkan kim olursa olsun, sonuçta ünlü “Establisement”in borusunun öteceği bilinir. İlginç olan tek şey Demokratlar cephesinde aday kim olursa olsun bir ilkin yaşanacağıdır: Ya, yarı da olsa siyah bir başkan, ya da bir kadın başkan! ??? Elektrikli makineler sektörü Birleşik Sendikalar Politik Eylem Direktörü Chris Towsend’in de altını çizdiği, medyatik endüstrinin de saklamadığı gibi Amerikan seçmeni, gittikçe artan oranda Bush rejiminden başkasını istemektedir. Seçmenlerin yedi yılı aşkın sürüp giden W. Bush yönetiminden bıkıp usandığı açıktır. Gündemdeki ekonomik resesyonun 160 milyar dolarlık desteğe karşın krize dönüşme olasılığı ortadan kalkmış değildir. Emekçi kitleler Bush yönetiminin rafa kaldırılması yönünde ikna olmuş durumdadır. Ancak yanıtlanması gereken soru şudur: “Bush’un yerini kim alacaktır? Gelecekteki rejimin doğası ne olacak, emekçilerin istedikleri değişimi kim gerçekleştirecektir?” Sendikacı Chris Towsend bu konuda umutlu değil. Adayların emekçilerin oylarını almak için hiçbir zaman gerçekleştiremeyecekleri vaatlerde bulunmaları sistemin alışkanlıkları arasındadır. Vaatler seçim sonrasında, yenisine kadar, unutulup gider ve çark böyle döner. Birleşik Devletler iki partili, ne ki bütünüyle ve derinlemesine antidemokratik güçlü bir sistemin kuşatmasındadır. Örneğin Demokrat parti, parti bile değildir. Üyeleri yoktur. Bu yüzden yöneticilerden kimsenin hesap sorma olanağı bulunmamaktadır. Yöneticiler de, keza kimseye hesap vermez. Partilerin finansmanını tuzu kuru zengin takımı, ya da iş dünyası karşılar. Bu yüzden Towsend’e göre başkan kim olursa olsun emekçi yığınları, her zaman olduğu gibi yaya kalacaklar. Parsayı, yine her zaman olduğu gibi büyük sermaye grupları toplayacak, faturayı ise Amerikan halkı ile dünya halkları ödeyecektir. Ama yine de McCain daha tehlikeli görünmektedir. Katı bir muhafazakâr olarak Bush’u aratmayacağı yaygın bir görüştür. Reagan hayranıdır, Bush’tan daha Bush’tur. Dahası Irak’tan çekilmeyi aklından bile geçirmemektedir. Rock tarzında söyleyip durduğu “İrana bomba, İran’a bomba” şarkısını dilinden düşürmemekle ünlüdür. Bir Amerikalı general Irak’ta elli yıl daha kalacaklarını söylemiştir. Bu, bugünkü ritimle dünyanın ikinci büyük petrol rezervinin dibine darı ekmeden oradan ayrılmayacaklarını ifade etmektedir. Demokratların ise başkan hangisi olursa olsun, önce dört bin beş yüzlere dayanan Amerikan askeriyle, milyonu aşkın İraklının ölümü, ülkenin bölünüp parçalanması, yakılıp yıkılmasıyla, petrolden sağlanan avantayı endazeye vurmadan, bunun hesabını yapmadan oradan çekip gitmesi hayaldir. ??? Ama ne gam... W. Bush’un giderayak yaptığı sekizinci ve son ‘Birliğin Durumu’ konuşmasına bakıldığında, resesyonun derinlerdeki nedenini es geçerek pembe düşler sergilemekten geri durmadığı görülmektedir. Ona göre El Kaide Irak’tan çekip gitmek üzeredir. Resesyonun 160 milyon dolarlık önlemle krize dönüşmesi engellenmiştir. İran’a ise hak ettiği ders verilecektir vesaire.. Bunlar W. Bush’un pembe düşleri. Ama gerçek olanlara bakıldığında durum vahimdir. Irak ve Afganistan macerasından sonra Amerika, 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana eşi benzeri görülmedik ölçüde silahlanmıştır. Silahlanmayı sürdürmeye de kararlı görünmektedir. Bunun da, tıpkı savaşlar gibi ardında inanılmaz güçteki askerendüstri kompleksinin bulunduğu kimsenin saklısı değildir. W. Bush Ekim 2008Kasım 2009 bütçesinde askeri harcamalara 3.100 milyar dolar ayırmıştır. Rusya’nın bu konudaki bütçesi 33, Çin’in ise 2007 yılı için sadece 46.7 milyar dolardır. Bay W. Bush’un Beyaz Sarayı terk edeceği 2009 Ocak ayında bütçe açığı 9.000 milyar gibi ürkünç düzeylere ulaşacaktır. Bunlar yetmiyormuş gibi Polonya ve Çek cumhuriyetleri sınırına, Rusya’nın burnunun dibine füze savunma sistemleri yerleştirmenin peşindedir. Bu da Rusya lideri Putin’in sabrını taşırmış ve 8 yıllık iktidarı süresince yaptıklarını anlatan konuşmasında “Silahlanma yarışına hazır olduklarını” açıklamıştır. Rusya Devlet Başkanı, petrol fiyatlarının artmasından sağlanan gelirlerle “Amerikanın silahlanma konusundaki meydan okumasına aynı düzeyde yeni silahlar üreterek karşı koyacaklarını” vurgulamıştır. Bu ise yakın gelecekte yeni bir “silahlanma yarışının” habercisidir. Y arım asır sonra bir Yunan Başbakan’ı Türkiye’yi ve tabii İstanbul’daki Fener Rum Lisesi’ni ziyaret etti. Ancak bu gezi bizim televizyon kanallarımızdaki ana haber bültenlerinde spor haberlerinden önce, yani bültenin sonuna uygun görüldü. Zaten iletişim organları uzun zamandır skandallar ve yolsuzluklarla uğraşmaktan daha önemli haberlere yer vermiyorlar. İlginçtir, Yunanistan televizyon kanallarında genelde bir tek habere yer verilen ve yine ilginçtir, haber yerine daha fazla yorum yapılan bültenlerin olduğu belki de dünyanın tek ülkesidir. ürkYunan ilişkilerinde Aslında bu kadar yıl sonra duygusallığa yer yok Kostas Karamanlis’in yaptığı ziyaretin tarihi olarak nitelendirilmesi ve ona göre Diğer taraftan Karamanlis’e önem verilmesi gerekirdi. Anıtkabir’e çelenk koyduğu Yunanistan Başbakanı’nın için eleştiri getiren aşırı ziyareti, TürkiyeYunanistanpopülist seslerin hâlâ var olması İtalya doğalgaz boru hattı üzüntü vericidir. İki yıl önce anlaşmasının imzalanmasıyla iki Anıtkabir’i ziyaret etmiş, ülke arasındaki işbirliğinin Küçük Asya seferi sırasında pekiştirilmesi yönünde Yunan ordusunun yaptıklarının kaydedilen olumlu gelişmeler mozole üzerindeki canlandırımı üzerine gerçekleşti. ve İzmir’in Yunanistan artık, Yunanlılar Putin’in Rusya’sı ürkiye’nin AB tarafından yakıldığı ve Bulgaristan ile iddiası beni üyesi olma yapılan Burgazöfkelendirmişti. talebinde Dedeağaç boru Ancak unutmayalım bulunmasından hattı sayesinde ki, M. Kemal’in enerji kavşağına sonra ikili Anıtkabir’i Türkler dönüşüyor. için ayrı ve özel bir sorunların çoğu Tabii ki anlam taşıyor; bizim ABTürkiye Karamanlis’in konularına dönüştü için meçhul asker Ankara ve İstanbul anıtı ne ise ve kaydedilecek ziyareti Tayyip Türklerin olan bu konularla Anıtkabir’i de Erdoğan tarafından Atina’ya ilgili gelişmeler bir aynısıdır. Bu dereceye kadar yapılan ziyaretin noktada şunu iadesiydi. Ancak komşumuz ülkenin belirtmeliyim, bu ziyaret protokol büyük Avrupa sırasındaki ailesine üye olup çerçevesinde temaslarda iki resmen olmamasında rol Türkiye’yi ülkenin ilişkilerine ziyaret etmek ve oynayacak. çok fazla boyut Atatürk’ün kazandıracak etkili Anıtkabir’ini ziyaret herhangi bir gelişme etmemek mümkün değildir. kaydedilmedi. Buna rağmen TürkYunan ilişkilerinde komşu bir ülke ile görüşmek, duygusallığın rol temaslarda bulunmak, küçük oynamayacağını, ilişkilerin adımlar atmak, hiç gerçekçilik çerçevesinde ele konuşmamaktan daha iyidir. alınmalarının gerekli olduğunu Kısa bir süre önce bize herkesten önce Eleftherios Kapadokya’ya gittim. Bu gezim Venizelos gösterdi. Venizelos, sırasında Türklerle yaptığım Megali İdea’nın İzmir limanında konuşmalarda, Karamanlis’in son bulmasından ve ziyaretinin sürekli olarak Yunanistan’a Küçük Asya’dan ertelemesini gündeme 1.5 milyon Rum göçmenin getirenlerin oldukça fazla gelmesinden sadece birkaç yıl olduğunu gözlemledim. Türkler sonra Ankara’yı 1930 yılında şöyle düşünüyorlar: “Biz ziyaret ederek komşumuz Yunanistan ile dostluk ülkeyle dostluk sözleşmesi istiyoruz. Erdoğan Atina’ya imzaladı ve M. Kemal’i Nobel geldi. Karamanlis Türkiye’ye Barış Ödülü’ne aday gösterdi. neden gelmiyor?” Şunu önemle Koşullar müsait olmadığı vurgulamalıyım, Yunan müddetçe, mevcut durumun tehdidinden söz ederek Türk sürmekte olduğunun milletinin fobileri üzerinde doğrulanması, en iyi yoldur. Ve yatırım yapan aşırı milliyetçi tabii ekonomik alandaki seslerin Meclis’te temsil edildiği gelişmelerin TürkYunan sıralarda bu tür ziyaretler ilişkilerine daha da olumlu etki sembolik de olsa, çok önemlidir. yapacağı başka bir gerçektir. Ege’nin her iki tarafında iyice kemikleşen düşmanlık dolu (*) İktidar partisi YDP düşüncelerin aşılması için milletvekili ve Pantion sabırla ve ısrarla çalışmak Üniversitesi Sosyal Bilimler gerekir. Zaten Başbakan da Doktoru. Ankara’ya hareket etmeden önce yaptığı açıklamalarda Yunancadan çeviren: Murat komşumuz ülkeye iyimser ya da İlem (Apoyevmatini gazetesi, kötümser duygular içermeden Yunanistan, 5 Şubat 2008) gittiğine dikkat çekerek somut olan Yunan tezlerine güvenerek ve uluslararası hukuk ilkelerine inanarak gittiğini belirtmişti. Ve gezisi sırasında bu duygulardan ayrılmadan temaslarını sürdürdü. İkili konulara ilişkin sabit Yunan tezlerini sürekli tekrarladı ve Ekümenik Patrikhane etrafında hâlâ var olan küçük Rum azınlığa moral destek verdi. Öte yandan bilindiği gibi Türkiye’nin AB üyesi olma talebinde bulunmasından sonra ikili sorunların çoğu ABTürkiye konularına dönüştü ve kaydedilecek olan bu konularla ilgili gelişmeler bir dereceye kadar komşumuz ülkenin büyük Avrupa ailesine üye olup olmamasında rol oynayacak. T T Ukrayna’da dış politika oyunları SERHİY TOLSTOV İç siyasette yaşanan gerilim, Batı yanlısı liderleri Rusya’yla yakınlaşmaya zorluyor R olacak. Timoşenko’nun dış politika alanında artan nüfuzu, Yuşçenko ve ekibi için acil bir usya ile ikili ilişkilerde uzunca sorun. Fakat, Devlet Başkanlığı zamandır süren belirsizlikten Sekretaryası’nın Timoşenko’nun sonra Ukrayna tarafı Rusya’ya özler Timoşenko’nun etkinliğini kırmaya yönelik artan doğalgaz fiyatları ve Rus Moskava ziyaretinde çabalarına rağmen, inisiyatif şu Karadeniz Filosu’nun aşamada başbakanın eline geçiyor. Sivastopol’daki üssü kullanma Devleti yönetenlerin Rusya ile İşte bu noktada, Yulya süresinin 2017 yılıyla ilişkilerin kısmen de olsa Timoşenko’nun Moskova’ya sınırlandırılması gibi yeni iyileştirilmesi konusuyla bu kadar yapacağı ziyaretin zamanı ve gerçeklikleri hesaba katan bir ilişki ilgilenmesi, Ukrayna’da son içeriği, özel bir önem taşıyor. modeli öneriyor. İkili ilişkileri için, parlamento seçimleri sonrasında Viktor Yuşçenko, başbakanın her ne kadar bu terimden neyin ortaya çıkan tablo ile doğrudan Moskova ziyaretinin 12 Şubat’taki anlaşıldığı netlik kazanmasa da, ilgili. Viktor Yuşçenko’nun devletler arası komisyon eskiden olduğu gibi “stratejik toplantısına denk gelmesini ortaklık” terimi kullanılıyor. istiyor. Zira böylelikle, Fakat Viktor Yuşçenko, Timoşenko’nun eli kolu doğalgaz ve doğalgazın protokol kuralları ile Avrupa’ya sevkıyatı bağlanmış olacak. Ziyaretin konusunda önceden başka bir zamanda kazanılmış olan anlaşmaların gerçekleşmesi ise, geçerliliğini onaylayarak, kısa Timoşenko’nun istediği gibi süreli de olsa ilişkilerde belli hareket etmesini sağlayabilir. bir dengenin sağlanmasına Yuşçenko, iç politikadaki olanak verdi. Buna karşılık gerilimlerin ve entrikaların başbakan, sürekli olarak arttığını gördüğü için, dış anlaşmaların yeniden gözden politikada belli olumlu geçirilmesi gerektiğini sonuçlar alma peşinde. yineleyip duruyor; ki böyle bir Yuşçenko, Ukrayna’nın tavrın Moskova’da rahatsızlık evlet Başkanı Viktor Yuşçenko, doğalgaz güzergâhları yaratmaması mümkün değil. turuncu devrimdeki eski müttefiki olan üzerindeki transit ülke olma Viktor Yuşçenko, Ukrayna’nın Başbakan Yulya Timoşenko’nun dış konumunu koruması için çaba NATO’ya üyelik Eylem Planı’na politikada artan nüfuzunu engellemek göstermeye devam edecek. katılımından yana politika izlese amacıyla Rusya’yla ilişkilerini Fakat birilerinin dış politikada de, Rusya ile ilişkilerde Ukrayna maceraya girişmesi, tarafı, bu planın ikili ilişkilerin iyileştirme peşinde. Ukrayna’nın Rusya ile temelinde bir değişiklik gelecek devlet başkanlığı ilişkilerinin trajikomik biçimde yaratmayacağını, zira NATO seçimlerinde yeniden adaylığını kopmasına neden olabilir. üyeliğinin ancak uzun bir süre koyacağı ortada. Büyük bir sonra gerçekleşeceğini söylüyor. olasılıkla da bu seçimlerde rakibi, Ukraynacadan çeviren: Deniz Ukrayna yönetiminin NATO’ya (turuncu devrimdeki eski Berktay (Hriscatik gazetesi, üyelik için ortaya koyduğu tarih müttefiki) Yulya Timoşenko Ukrayna, 6 Şubat 2008) 2018; ki bu NATO’ya üyelik için Rus Karadeniz Filosu’nun Sivastopol Üssü’nün kullanım süresinin bitiminin beklendiğini açıkça göstermekte. G D Dosya No: 2007/228 E Bir borçtan dolayı 2007/228 E No’lu dosyamızdan, satılmasına karar verilen taşınmaz, Yozgat İli, Akdağmadeni İlçesi, Emek Mahallesi’nde olup; tapuda 592 ada, 1 parselde kayıtlı, 9 No’lu bağımsız bölüm olarak kayıtlıdır. Taşınmaz tapuda bağımsız bölüm vasfında olup taşınmazın teknik bilirkişi tarafından tespit edilen kıymeti: Muhammen Bedeli: 52.000,00 YTL Satış Şartları: 1 Satış 24.03.2008 günü, 14.2514.30 saatleri arasında, Akdağmadeni 1. İcra Müdürlüğü odasında açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla, 03.04.2008’de aynı saatte ve yerde ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere arttırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. KDV, ihale damga pulu tapu harç ve masrafları, tahliye ve teslim masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler ve tellaliye resmi satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını, dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 13’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve %10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için daire açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla Müdürlüğümüze başvurmaları ile satış ilanı tebliğ edilemeyen alakadarlara tebliğ yerine kaim olacağı ilan olunur. (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 6832) AKDAĞMADENİ 1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI ESAS NO: 2006/288 KARAR NO: 2007/369 Davacı İdris Akduman vekili tarafından davalılar Hikmet Erdoğan ve Ersin Erdoğan aleyhine açılan el atmanın önlenmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda, davalı Ersin Erdoğan’ın yapılan tüm aramalara rağmen tebligata yarar açık adresi bulunamadığından karar tebliği için ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiş olup karar özeti aşağıda belirtilmiştir. “HÜKÜM: 1 Davacı tarafından Ecrimisil talebi yönünden açılan davanın istem gibi ATİYE BIRAKILMASINA, 2 Davacı tarafından davalılar hakkında El Atmanın Önlenmesi yönünden açılan davanın KABULÜ İLE, a) Davalı Ersin Erdoğan’ın İzmir ili, Karşıyaka ilçesi, Bayraklı mahallesinde kain 32864 ada 17 parsel nolu taşınmaz üzerinde bulunan 1637/13 sk. 57/4a numaralı muhtesata vaki haksız EL ATMASININ ÖNLENMESİNE, b) Davalı Hikmet Erdoğan’ın İzmir ili, Karşıyaka ilçesi, Bayraklı mahallesinde kain 32864 ada 17 parsel nolu taşınmaz üzerinde bulunan 1637/13 sk. 57/4 numaralı muhtesata vaki haksız EL ATMASININ ÖNLENMESİNE, 3 492 sayılı harçlar kanunu gereğince alınması gereken 961,88 YTL karar harcının 270,00 YTL’sı peşin olarak alındığından mahsubu ile bakiye 691,88 YTL karar harcının 226,87 YTL’sının davalı Ersin Erdoğan’dan, 465,01 YTL’sının da davalı Hikmet Erdoğan’dan alınarak Hazineye gelir kaydına, 4 Davacı vekilinin hizmet ve mesaisine karşılık hesap edilen takdiren 2.081,25 YTL vekâlet ücretinin 682,44 YTL’snın davalı Ersin Erdoğan’dan, bakiye 1.398,81 YTL’sının da davalı Hikmet Erdoğan’dan alınarak davacıya verilmesine, 5 Davacı tarafından yapılan 12.20 YTL başvurma harcı ve 270,00 YTL peşin harç olmak üzere toplam 282,20 YTL yargılama giderinin 92,53 YTL’sının davalı Ersin Erdoğan’dan 189,67 YTL’sının da davalı Hikmet Erdoğan’dan alınarak davacıya verilmesine, 6 Davacı tarafından davalı Hikmet Erdoğan yönünden yapılan toplam 8.00 YTL yargılama giderinin davalı Hikmet Erdoğan’dan alınarak davacıya verilmesine. 7 Davacı tarafından davalı Ersin Erdoğan yönünden yapılan toplam 222,50 YTL yargılama giderinin davalı Ersin Erdoğan’dan alınarak davacıya verilmesine, 8Davacı tarafından yapılan toplam 258,16 YTL yargılama giderinin 84,65 YTL’sının davalı Ersin Erdoğan’dan, 173,51 YTL’sının da davalı Hikmet Erdoğan’dan alınarak davacıya verilmesine, Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 18/12/2007 “ hükmü tebliğ olunur. 04.01.2008 Basın: 7139 KARŞIYAKA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN SAYI: 2007/2 Satış 25 Ocak 2008 Cuma tarihli, Cumhuriyet gazetesinde yayınlanmış olan taşınmazın açık arttırma ilanında, ikinci satış gününün resmi tatile rastlaması nedeni ile İİK. 126/3 maddesi gereğince, ikinci satış gününün 10.03.2008 Pazartesi günü, Eşme Adliye Giriş salonunda, saat 1515.10 saatleri arasında yapılacağı ilan olunur. (Basın: 6569) EŞME SULH HUKUK MAHKEMESİ (İZALEYİ ŞÜYU SATIŞ MEMURLUĞU) TAŞINMAZ AÇIK ARTTIRMA EK İLANI CUMHURİYET 10 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle