Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
Uluslararası kapitalizmin krizi,
muhakkak bir dizi faktörün de
hızlandırıcı etkisiyle ülkeler ara-
sındaki rekabetin artması gibi bir
sonuç da doğuracak. Zaten
muazzam ölçekteki sermaye-
leri bir anda buharlaşan şirket ve devasa ban-
kalara, devletin kaynak aktarması veya ortak
olması, rekabet gücünü koruma çabasından
başka bir şey değil.
Her kriz, rekabet koşullarının yeniden tan-
zim edilmesiyle sonuçlandı ve bu kez de öy-
le olacak. Bu, hükümetlerin krize karşı tedbirler
almasıyla, kendi iradeleriyle politik tercihleri-
ni değiştirmesiyle çözümlenecek bir süreç de-
ğil. Bu nedenle, Başbakan Recep Tayyip Er-
doğan’ın “Krizin tepe noktasını aştığının ve ini-
şe geçtiğinin uzmanlar tarafından da dile
getirildiği”ni söylemesi (11 Kasım 2008,
TBMM) bırakalım yeni iktisat politikaları ge-
liştirmeyi, krizin henüz algılanamadığını da
gösteriyor!
Uluslararası ekonominin bütününde mey-
dana gelmesi muhtemel bir dizi altüst oluş,
ekonomik rekabet koşullarının yeniden dü-
zenlenmesini zorunlu kılacak.
Her ülkenin rekabet gücünü artırmak için ça-
balaması bir dizi yeni (ve aynı zamanda po-
litik, askeri gerilimlere hatta savaşa zemin ha-
zırlayacak) ekonomik sonuçlara yol açabile-
cek. Örneğin, muhtemelen korumacılık yeni-
den gündeme gelebilecek; hiç kuşkusuz ta-
rih tekerrür etmez. Bu korumacılık 1930’ların
dünyasında olduğu gibi veya 1960’larki gibi
olmayacaktır.
Korumacılık eğilimi, sermaye transferlerinin
sınırlanması ithalata kotalar konulması ve iş-
gücünün uluslararası dolaşımına çok ciddi en-
geller getirilmesine neden olabilir. Bu muh-
temel eğilimler her ülkede devletin rolünün art-
masının maddi zeminini meydana getirecek.
Önceki yazımızda belirtmiştik, krizin tabii
sonuçlarından birisi tekelleşmenin artması ola-
cağı için, tartışmasız biçimde bunların siya-
set ve devlet üzerindeki rollerinin de artma-
sıyla sonuçlanacak gözüküyor. Ve tersine dev-
letin rolünün artması demek, tekellerin nüfu-
zunun artmasıyla sonuçlanacak.
Şunu da belirtmeli ki, bütün bunları muh-
temel genel eğilimler olarak ortaya koyuyo-
ruz. Eğilimlerin hızı, yoğunluğu, kapsamı mu-
hakkak ki bir dizi değişkenin mücadelesi ile
ilerleyecek, yeni sentez, sınıflar arası müca-
dele, sermayeler arası rekabet, siyasi güçler
dengesi vb’lerine bağlı olarak
oluşacak.
Sancılı, inişli çıkışlı, çelişkili,
muhtemel ki çatışmalı bir süreç.
En sonunda, bu süreç muhakkak
“nihai bir noktada” yeni bir “sen-
tezle” sonuçlanacak.
Uç vermesi muhtemel yeni eğilimlerin be-
lirleyeceği, yeni koşullar KOBİ’ler için nasıl bir
ortam yaratacak veya daha doğru bir ifade ile
KOBİ’ler yeni koşullara nasıl uyum sağlaya-
cak?
Şurası muhakkak, kapitalizmin işleyişinin
objektif kanunları yeni dönemin eğilimleri ne
olursa olsun, KOBİ’leri, bu eğilimlere uyma-
ya zorlar. Uymayanın tasfiye edilmesine ne-
den olur ama KOBİ’lere olan ihtiyacı ortadan
kaldırmaz.
Faaliyet gösterilen sektöre, işletme ser-
mayesi ihtiyacına, girdi maliyetlerine, kayıt dı-
şı faaliyet düzeyine, sabit sermaye kapasite-
sine, ihracat kapasitesine vb. bağlı olarak KO-
Bİ’ler yeni süreçten etkilenecekler. Şu iki un-
sur küçük ve orta boy işletmelerin krizden
avantajlı çıkmalarının başlıca iki koşulunu oluş-
turacak gibi gözüküyor: İşletme sermayesi so-
rununun olmaması ve rekabet gücünün, dü-
şük ücret, kayıt dışı istihdam, ucuz girdi te-
mininden çok nispeten sabit sermaye varlı-
ğına bağlı olması.
Yeni Koşullar, Yeni Zorunluluklar
Ve KOBİ’ler
Komşuda
pazar geniş
GÜLŞAH DURAK
SELANİK - İstanbul Ticaret Odasõ’nõn (İTO)
Yunanistan’a gerçekleştirdiği bir haftalõk gezi,
ekonomik krizi aşmak için bir adõm olsa da asõl
başarõyõ önyargõlarõ kõrmakta gösterdi. Yapõlan
görüşmeler iki ülke arasõnda mermer, tekstil,
meyvecilik ve turizm gibi alanlarda işbirliğinin
önünün açõk olduğunu gözler önüne serdi.
İTO Yönetim Kurulu Başkanvekili Tahsin Öz-
tiryaki başkanlõğõndaki heyet, bir hafta boyunca
beş kentteki ticaret odalarõnõ ve yerel yöneticileri
ziyaret ederek iş olanaklarõnõ araştõrdõ. Görüşme-
lerde iki ülke arasõnda 1995 öncesinde 200 mil-
yon dolar olan ticaret hacminin 2006 yõlõnda 13
kat artarak 2.16 milyar dolara yükseldiği belirti-
lirken hedef 6 milyar dolar olarak açõklandõ. 2007
yõlõnda Türkiye’nin Yunanistan’a ihracatõ 2 mil-
yar dolarken, Yunanistan’õn ihracaatõnõn 700 mil-
yon dolar olduğu ifade edildi ve yerel bazda işbir-
liklerinin önemine değinildi. Pierre Ticaret ve Sa-
nayi Odasõ Başkanõ Ilias Hatzihristodulu,Türki-
ye ile özellikle lojistik ve turizm ve tarõm alanla-
rõnda ortak projeler yapõlabileceği önerisinde bu-
lundu. Imethia Ticaret Odasõ Başkanõ Nikolaos
Uzultzoglu ise pamuk ve tekstil ürünleri ile mer-
mer ve meyvecilik alanlarda işbirliği çağrõsõ yap-
tõ. Trikala, Karditsa ticaret odalarõnõn başkanlarõ
ile Teselya Sanayici ve İşadamlarõ Odasõ yöneti-
cileri de üyelerinin büyük bölümünün KOBİ ol-
duğunu, genellikle ziraat, hayvancõlõk ve mobilya
üretiminde yoğunlaştõklarõnõ anlattõ. Yanya, Ko-
zani ve Selanik’te gerçekleştirilen bir dizi görüş-
mede de ortak üretim ve pazarlama stratejileri
gündeme geldi. İTO heyetinin başkanõ olan Tah-
sin Öztiryaki ise ziyaretleri şöyle değerlendirdi:
“Bu ziyaretler iki ülkenin işadamlarının ön-
yargılarını kırmak açısından çok önemli. Bun-
lar şimdilik söz evresi. Daha sonra nişan yapı-
lacak, sonrasında da evlilik. Yunanistan’da
üretim yok gibi. İşçi maliyetleri ise çok yüksek.
Ama ticaret olanakları çok geniş.”
İstihdamõ kõsmadan maliyeti düşürmenin, üstelik rekabet gücünü arttõrmanõn en iyi yolu...
G Ö R Ü Ş ERHAN BİLGİN İktisatçõ
T
ürkiye kümelenme tanõmõna ya-
bancõ değil. Ancak bir türlü güç-
lü ve rekabetçi bir küme yaratõla-
mõyor. 2007 yõlõnda uygulamaya konu-
lan Ulusal Kümelenme Politikasõnõn
Geliştirilmesi Projesi’nin 2009 Mart’õn-
da tamamlanacağõnõ söyleyen Devlet
Bakanõ Kürşad Tüzmen, belirlenen 20
iş kümesinin yol haritalarõ ve analiz ça-
lõşmalarõnõn yapõldõğõnõ söyledi. Önü-
müzdeki dönemde ekonomimiz için bir
yol haritasõ niteliğinde olan Ulusal Kü-
melenme Politikasõnõn Geliştirilmesi
Projesi, Ar-Ge, yenilikçilik, bölgesel
kalkõnma, sanayileşme ve KOBİ politi-
kalarõ gibi diğer politika alanlarõyla ör-
tüşen hedef ve mekanizmalara sahip
olacaktõr.
Ulusal Kümelenme Politikasõnõn Ge-
liştirilmesi Projesi kapsamõnda İstan-
bul’da gerçekleştirilen 3. Uluslararasõ
Kümelenme Konferansõ’nda konuşan
Tüzmen, 2001 yõlõndaki krizin aşõlma-
sõnda Türkiye’deki aile birliğinin önem-
li rol oynadõğõna işaret ederek krize
karşõ kümelenmenin de buna benzer bir
“şirketler birliği” oluşturduğunu aktardõ.
İtalya’da Endüstriyel Çalõşmalar Mer-
kezi Bilim Komitesi Başkanõ ve Milano
Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Massimo Florio ise KO-
Bİ’lere bağlõ kümelerin muazzam bir bü-
yüme potansiyeli bulunduğunu belirte-
rek “Türkiye’nin bu açıdan çok dik-
kate değer bir büyüme potansiyeli
var” dedi.
Avrupa’da yaşanan bazõ başarõ hikâ-
yelerinin, piyasalarõn küçük şirketlere de
eşit fõrsat sağlanacak şekilde entegre edil-
mesinden geçtiğini söyleyen Florio, kü-
melenmenin finansal yönünün önemine
de işaret ederek “Girişimciler ciddi pa-
ra olmaksızın yeni makine alamaya-
caklarını, yetenekli, genç işgücünü
cezbedemeyeceklerini, yurtdışında
bir şube açamayacaklarını, pazarlama
çalışmalarına devam edemeyeceklerini
bilirler. Bu nedenle kümelenme alan-
larının geliştirilmesi için ciddi bir fi-
nansmana ihtiyacımız var” diye ko-
nuştu.
Florio, kümelenme için kamu sektörü,
paydaşlarõ temsil eden bir yönetici organ
ve bir finansman kurumunun en önem-
li üç aktör olduğunu vurguladõ.
Otomotiv Sanayicileri Derneği (OSD)
Genel Sekreteri Ercan Tezer de oto-
motiv sektöründe bir kümelenme örne-
ğinin yaşanmakta olduğunu belirterek
KOBİ’lerin ve büyük şirketlerin tedarik
zincirinde bir arada çalõştõğõ bir ortamõn
oluşturulduğunu, faaliyetlerinin yüzde
80’inin Marmara Bölgesi’nde yoğun-
laştõğõnõ kaydetti.
Tezer, kümelenme konusunda farklõ
modeller üzerinde çalõştõklarõnõ belirte-
rek sürdürülebilir küresel rekabet açõ-
sõndan kümelenmeden, bölgenin rekabet
gücüne sahip olmasõ, Ar-Ge ve inovas-
yon faaliyetlerinde işbirliği sağlanmasõ,
uzun vadeli ağ oluşturulmasõ, yeni te-
darikçi bağlantõlarõ kurulmasõ, kalifiye iş-
gücü yaratõlmasõ gibi sonuçlar elde edil-
mesinin beklendiğini anlattõ.
TOSYÖV Başkanõ Hilmi Develi, iş-
letmelerin finansman sorunlarõna yar-
dõmcõ olmak için şimdiye kadar devreye
sokulan uygulamalarõn durumlarõ zaten
iyi olan KOBİ’lere yönelik olduğunu,
,kredi almakta zorlanan KOBİ’lerin so-
runlarõnõ aşmalarõna yardõmcõ olmak için
farklõ bir yapõlanmaya gidilmesini öner-
di. “Halkbank zor durumdaki KO-
Bİ’lere yardımcı olabilmek için 2 yıl sü-
reyle bankaların kredi risklerini üst-
lenebilir. Bu yaklaşık 5 milyar dolar-
lık bir tutar. Bunun için Hazine’nin bu
rakama karşılık bir tutarı, bir kısmı li-
kit bir kısmı devlet tahvili olmak üze-
re Halkbank’a kaynak olarak aktara-
bilir. İşletmelerin bu uygulamadan
yararlanabilmeleri için ileri sürülen ko-
şul ise 2 yıl süreyle işçi çıkarmamala-
rı olmalı” dedi.
“TOBB ve KOSGEB kredileri ge-
nelde sağlam müşteri profiline sahip
KOBİ’lere yönelik. Oysa sorun zor du-
ruma düşen KOBİ’lere belli konular-
da destek politikaları geliştirmek. An-
cak risk tamamen bankalara bırakıl-
dığı için zor durumdaki KOBİ’ler
kredilerden faydalanamıyor” diyen
Develi diğer yapõlmasõ gerekenleri ise şöy-
le sõraladõ:
-Bankacõlõkta yasa gereği uygulan-
makta olan YTL mevduatta yüzde 6, ya-
bancõ paralarda ise yüzde 11 olarak uy-
gulanan zorunlu karşõlõklar aşağõ çekilmeli.
-Yeni yatõrõmlarda istihdam zorunluluğu
getirerek yatõrõm indirimi uygulamalarõ-
nõ tekrar başlatmalõ.
-Zor duruma düşen şirketlerin birleş-
mesini özendirmek amacõyla, 2 yõl süreyle
kurumlar vergisi istisnasõ ve şirketlerin
aktiflerinde yer alan kõymetli varlõklarõn
satõlarak sermaye girişinin gerçekleşme-
sinde vergi istisnasõ (SSK ve Mali-
ye’nin haczinde olan mallarõn çek veya se-
net karşõlõğõ serbest bõrakõlõp bu varlõk-
larõn satõlarak işletmelere yeni öz kaynak
sağlanmasõ) getirilmelidir.
-Geçici vergi iki dönem ve sigorta
primleri ise en az bir yõl ertelenerek iş-
letmelere soluk aldõrõlmalõdõr.
Ulusal Kümelenme
Politikasõnõn
Geliştirilmesi Projesi’nin,
2009 yõlõ mart ayõ
itibarõyla tamamlanacağõ
belirtiliyor. AB
fonlarõndan finanse edilen
6 milyon Avro’luk proje
kapsamõnda, şu ana kadar
10 tane net küme
belirlenmiş durumda.
1
990’larõn başõnda Har-
vard Üniversitesi’nden
Michael Porter’õn ge-
liştirdiği kümelenme yakla-
şõmõ, birçok ülkenin başlõca re-
kabet gücü politikasõ aracõ ha-
line geldi. Kümelenmenin ta-
nõmõ ise şöyle: Aynõ ya da ben-
zer işkolunda faaliyet gösteren,
coğrafi olarak birbirine ya-
kõn, son ürünün üretilmesinde
birbirleriyle işbirliği ve reka-
bet halinde olan üretici fir-
malar ve bu firmalarõ destek-
leyen ekonomik aktörlerin bir
araya gelerek yoğunlaştõğõ bir
örgütlenme biçimi. Kümeler,
yenilik faaliyetini destekler
ve yeniliğin ticarileşmesini
kolaylaştõrõyor; verimliliği ve
istihdamõ arttõyor; rekabet ve
işbirliği olanağõnõ güçlendiri-
yor. Örneğin bir mobilya kü-
melenmesinin oyuncularõ;
mobilya üreticileri, kereste
üreticileri, ormancõlõk faali-
yetleri, makine üreticileri, ta-
sarõm ve lojistikle ilgili oyun-
cular, yerli ve yabancõ top-
tancõlar/perakendeciler. O böl-
gedeki meslek yüksekokulunu,
üniversitenin ilgili araştõrma
birimlerini, firmalar arasõ di-
yaloğu sağlayan ticaret ve sa-
nayi odasõnõ ve sektör der-
neklerini de ekleyebiliriz.
AB işgücünün
yüzde 38’i kümelerde
İşbirliği kültürü gerekiyor
D
õş Ticaret Müsteşar-
lõğõ İhracat Genel
Müdür Yardõmcõsõ ve
Kõdemli Proje Yöneticisi Zi-
ya Altunyaldız Avrupa’da
2 bin civarõnda iş kümesi
niteliğinde yoğunlaşma ol-
duğunu ve AB işgücünün
yaklaşõk yüzde 38’inin bu-
ralarda istihdam edildiğini
kaydetti.
Günümüzde giderek önem
kazanan rekabetin şartlarõna
bakõldõğõnda ölçek ekono-
milerinin yerini kapsam eko-
nomilerine bõraktõğõna işaret
eden Altunyaldõz, “Artık
büyük balık, küçük balığı
yutmuyor. Hızlı ve adapte
olabilen balık yavaş balığı
yutuyor. Bunu nasıl ger-
çekleştireceğimiz sorusu-
nun cevabı da inovasyon-
dur” dedi.
Altunyaldõz, kamu sektörü
açõsõndan tek tek firmalar
yerine “değer zinciri” deni-
len, firmalar ve meslek ör-
gütlerini de içeren bir yapõyõ
desteklemenin önemli oldu-
ğunu ifade etti.
Altunyaldõz, AB fonlarõn-
dan finanse edilen 6 milyon
Avro’luk bu proje kapsa-
mõnda, şu ana kadar 10 tane
net küme belirlendiğini, bun-
larõn Marmara Bölgesi’nde
otomotiv, İzmir’de organik
gõda, Ankara’da yazõlõm ve
makine, Konya’da otomo-
tiv yan sanayii, Mersin’de iş-
lenmiş gõda, Eskişehir, Kü-
tahya ve Bilecik’te seramik,
Denizli ve Uşak’ta ev teksti-
li, Manisa’da elektrik-elek-
tronik ürünleri, Muğla’da ise
yat inşasõ olduğunu kaydet-
ti.
Türkiye’de işletmelerin kümelenip re-
kabet güçlerini arttırmalarının önünde-
ki en büyük engel ortak çalışma kültür-
lerinin gelişmemiş olması.
MUŞ (KORKUT) 3. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI
Dosya No: 2007/14 Tal.
Satõlmasõna karar verilen taşõnmazõn cinsi, niteliği, kõymeti, adedi, önemli özellikleri: Hacizli olup satõlmasõna karar verilen
taşõnmaz Muş ili Korkut ilçesi, Muş 3. İcra Müdürlüğü odasõnda açõk arttõrma suretiyle satõşõ yapõlacaktõr.
Taşõnmazõn Tapu Kaydõ: Muş ili, Korkut ilçesi, Değirmitaş köyü, Köycivarõ mevkii, cinsi çayõr, 101 ada, 6 parsel, 1 cilt, 6 say-
fada kayõtlõ 89489.00 m2 yüzölçümlü taşõnmazõn 19200/38400 hissesi satõlacaktõr.
Taşõnmazõn Halihazõr Durumu ve Kõymeti: Bilirkişi raporunda; taşõnmazõn topografik yapõsõnõn engebeli olduğu, parselde yer
yer taban su seviyesinin yüksek olmasõ, engebeli yapõsõ nedeni ile tarõmsal aletler rahat çalõşma imkânõ olmayan, 4. sõnõf tarõm
arazisi ancak çayõr olarak kullanõlabileceği, denilmiştir.
Kõymeti: Taşõnmazõn 19200/38400 hissesi satõşa çõkarõlacak olup 17.826,20-YTL’dir.
Satõş Şartlarõ:
6- Satõş 12.01.2009 günü; saat 11.00’den 11.10’a kadar Muş ili Korkut ilçesi, Muş 3. İcra Müdürlüğü odasõnda açõk arttõrma
suretiyle yapõlacaktõr. Bu arttõrmada tahmin edilen değerin % 60'õnõ ve rüçhanlõ alacaklõlar varsa alacaklarõ toplamõnõ ve satõş gi-
derlerini geçmek şartõ ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alõcõ çõkmazsa en çok arttõranõn taahhüdü saklõ kalmak şartiyle 22.01.2009
Perşembe günü Muş ili Korkut ilçesi, Muş. 3. İcra Müdürlüğü odasõnda saat 11.00-11.10'da da ikinci arttõrmaya çõkarõlacaktõr.
Bu arttõrmada da rüçhanlõ alacaklõlarõn alacağõnõ ve satõş giderlerini geçmesi şartõyla en çok arttõrana ihale olunur. Şu kadar ki,
arttõrma bedelinin malõn tahmin edilen kõymetinin %40'õnõ bulmasõ ve satõş isteyenin alacağõna rüçhanõ olan alacaklarõnõn topla-
mõndan fazla olmasõ ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştõrma masraflarõnõ geçmesi lazõmdõr. Böyle fazla bedelle alõcõ çõk-
mazsa satõş talebi düşecektir.
7- Arttõrmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20'si oranõnda pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mek-
tubu vermeleri lazõmdõr. Satõş peşin para iledir, alõcõ istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Tellaliye resmi sa-
tõcõya aittir. Yasalarõn belirlediği damga vergisi, KDV, tapu harç ve masraflarõ alõcõya aittir. Birikmiş vergiler satõş bedelinden
ödenir. KDV ve damga vergisi, verilen süre içerisinde yatõrõlmazsa ihale feshedilecektir.
3- İpotek sahibi alacaklõlarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarõnõ özellikle faiz ve giderlere dair olan id-
dialarõnõ dayanağõ belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazõmdõr; aksi takdirde haklarõ tapu sicili ile sabit olmadõkça
paylaşmadan hariç bõrakõlacaktõr.
4- İhaleye katõlõp daha sonra ihale bedelini yatõrmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alõcõlar ve kefilleri teklif et-
tikleri bedel ile son ihale bedeli arasõndaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrõca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacak-
lardõr. İhale farkõ ve temerrüt faizi ayrõca hükme hacet kalmaksõzõn Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat
bedelinden alõnacaktõr.
8- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açõk olup gideri verildiği takdirde isteyen alõcõya bir ör-
neği gönderilebilir.
9- Satõşa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, başkaca bilgi almak isteyenlerin
2007/14 Talimat sayõlõ dosya numarasõyla müdürlüğümüze başvurmalarõ, ayrõca İİK’nun 127. maddesi gereğince, işbu satõş ila-
nõnõn, tapuda adresi bulunmayan ve adli tebligatõ iade olan diğer ilgililer hakkõnda da tebligat yerine kaim olmak üzere ilan olu-
nur. 10.11.2008
(İİK m.126)
(*) İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. Basõn: 65133
SAYFA CUMHURİYET 6 ARALIK 2008 CUMARTESİ
14 HABERLER
Rekabetinsõrrõkümelenmede
ZordakiKOBİ’ninriskiniHalkbanküstlenmeli
TOSYÖV
Başkanõ Hilmi
Develi, zordaki
işletmelerin
finansman
sorunlarõnõ
çözmelerine
yardõmcõ olacak
önerilerini
sõraladõ.