24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B Uluslararası kapitalizmin krizi, muhakkak bir dizi faktörün de hızlandırıcı etkisiyle ülkeler ara- sındaki rekabetin artması gibi bir sonuç da doğuracak. Zaten muazzam ölçekteki sermaye- leri bir anda buharlaşan şirket ve devasa ban- kalara, devletin kaynak aktarması veya ortak olması, rekabet gücünü koruma çabasından başka bir şey değil. Her kriz, rekabet koşullarının yeniden tan- zim edilmesiyle sonuçlandı ve bu kez de öy- le olacak. Bu, hükümetlerin krize karşı tedbirler almasıyla, kendi iradeleriyle politik tercihleri- ni değiştirmesiyle çözümlenecek bir süreç de- ğil. Bu nedenle, Başbakan Recep Tayyip Er- doğan’ın “Krizin tepe noktasını aştığının ve ini- şe geçtiğinin uzmanlar tarafından da dile getirildiği”ni söylemesi (11 Kasım 2008, TBMM) bırakalım yeni iktisat politikaları ge- liştirmeyi, krizin henüz algılanamadığını da gösteriyor! Uluslararası ekonominin bütününde mey- dana gelmesi muhtemel bir dizi altüst oluş, ekonomik rekabet koşullarının yeniden dü- zenlenmesini zorunlu kılacak. Her ülkenin rekabet gücünü artırmak için ça- balaması bir dizi yeni (ve aynı zamanda po- litik, askeri gerilimlere hatta savaşa zemin ha- zırlayacak) ekonomik sonuçlara yol açabile- cek. Örneğin, muhtemelen korumacılık yeni- den gündeme gelebilecek; hiç kuşkusuz ta- rih tekerrür etmez. Bu korumacılık 1930’ların dünyasında olduğu gibi veya 1960’larki gibi olmayacaktır. Korumacılık eğilimi, sermaye transferlerinin sınırlanması ithalata kotalar konulması ve iş- gücünün uluslararası dolaşımına çok ciddi en- geller getirilmesine neden olabilir. Bu muh- temel eğilimler her ülkede devletin rolünün art- masının maddi zeminini meydana getirecek. Önceki yazımızda belirtmiştik, krizin tabii sonuçlarından birisi tekelleşmenin artması ola- cağı için, tartışmasız biçimde bunların siya- set ve devlet üzerindeki rollerinin de artma- sıyla sonuçlanacak gözüküyor. Ve tersine dev- letin rolünün artması demek, tekellerin nüfu- zunun artmasıyla sonuçlanacak. Şunu da belirtmeli ki, bütün bunları muh- temel genel eğilimler olarak ortaya koyuyo- ruz. Eğilimlerin hızı, yoğunluğu, kapsamı mu- hakkak ki bir dizi değişkenin mücadelesi ile ilerleyecek, yeni sentez, sınıflar arası müca- dele, sermayeler arası rekabet, siyasi güçler dengesi vb’lerine bağlı olarak oluşacak. Sancılı, inişli çıkışlı, çelişkili, muhtemel ki çatışmalı bir süreç. En sonunda, bu süreç muhakkak “nihai bir noktada” yeni bir “sen- tezle” sonuçlanacak. Uç vermesi muhtemel yeni eğilimlerin be- lirleyeceği, yeni koşullar KOBİ’ler için nasıl bir ortam yaratacak veya daha doğru bir ifade ile KOBİ’ler yeni koşullara nasıl uyum sağlaya- cak? Şurası muhakkak, kapitalizmin işleyişinin objektif kanunları yeni dönemin eğilimleri ne olursa olsun, KOBİ’leri, bu eğilimlere uyma- ya zorlar. Uymayanın tasfiye edilmesine ne- den olur ama KOBİ’lere olan ihtiyacı ortadan kaldırmaz. Faaliyet gösterilen sektöre, işletme ser- mayesi ihtiyacına, girdi maliyetlerine, kayıt dı- şı faaliyet düzeyine, sabit sermaye kapasite- sine, ihracat kapasitesine vb. bağlı olarak KO- Bİ’ler yeni süreçten etkilenecekler. Şu iki un- sur küçük ve orta boy işletmelerin krizden avantajlı çıkmalarının başlıca iki koşulunu oluş- turacak gibi gözüküyor: İşletme sermayesi so- rununun olmaması ve rekabet gücünün, dü- şük ücret, kayıt dışı istihdam, ucuz girdi te- mininden çok nispeten sabit sermaye varlı- ğına bağlı olması. Yeni Koşullar, Yeni Zorunluluklar Ve KOBİ’ler Komşuda pazar geniş GÜLŞAH DURAK SELANİK - İstanbul Ticaret Odasõ’nõn (İTO) Yunanistan’a gerçekleştirdiği bir haftalõk gezi, ekonomik krizi aşmak için bir adõm olsa da asõl başarõyõ önyargõlarõ kõrmakta gösterdi. Yapõlan görüşmeler iki ülke arasõnda mermer, tekstil, meyvecilik ve turizm gibi alanlarda işbirliğinin önünün açõk olduğunu gözler önüne serdi. İTO Yönetim Kurulu Başkanvekili Tahsin Öz- tiryaki başkanlõğõndaki heyet, bir hafta boyunca beş kentteki ticaret odalarõnõ ve yerel yöneticileri ziyaret ederek iş olanaklarõnõ araştõrdõ. Görüşme- lerde iki ülke arasõnda 1995 öncesinde 200 mil- yon dolar olan ticaret hacminin 2006 yõlõnda 13 kat artarak 2.16 milyar dolara yükseldiği belirti- lirken hedef 6 milyar dolar olarak açõklandõ. 2007 yõlõnda Türkiye’nin Yunanistan’a ihracatõ 2 mil- yar dolarken, Yunanistan’õn ihracaatõnõn 700 mil- yon dolar olduğu ifade edildi ve yerel bazda işbir- liklerinin önemine değinildi. Pierre Ticaret ve Sa- nayi Odasõ Başkanõ Ilias Hatzihristodulu,Türki- ye ile özellikle lojistik ve turizm ve tarõm alanla- rõnda ortak projeler yapõlabileceği önerisinde bu- lundu. Imethia Ticaret Odasõ Başkanõ Nikolaos Uzultzoglu ise pamuk ve tekstil ürünleri ile mer- mer ve meyvecilik alanlarda işbirliği çağrõsõ yap- tõ. Trikala, Karditsa ticaret odalarõnõn başkanlarõ ile Teselya Sanayici ve İşadamlarõ Odasõ yöneti- cileri de üyelerinin büyük bölümünün KOBİ ol- duğunu, genellikle ziraat, hayvancõlõk ve mobilya üretiminde yoğunlaştõklarõnõ anlattõ. Yanya, Ko- zani ve Selanik’te gerçekleştirilen bir dizi görüş- mede de ortak üretim ve pazarlama stratejileri gündeme geldi. İTO heyetinin başkanõ olan Tah- sin Öztiryaki ise ziyaretleri şöyle değerlendirdi: “Bu ziyaretler iki ülkenin işadamlarının ön- yargılarını kırmak açısından çok önemli. Bun- lar şimdilik söz evresi. Daha sonra nişan yapı- lacak, sonrasında da evlilik. Yunanistan’da üretim yok gibi. İşçi maliyetleri ise çok yüksek. Ama ticaret olanakları çok geniş.” İstihdamõ kõsmadan maliyeti düşürmenin, üstelik rekabet gücünü arttõrmanõn en iyi yolu... G Ö R Ü Ş ERHAN BİLGİN İktisatçõ T ürkiye kümelenme tanõmõna ya- bancõ değil. Ancak bir türlü güç- lü ve rekabetçi bir küme yaratõla- mõyor. 2007 yõlõnda uygulamaya konu- lan Ulusal Kümelenme Politikasõnõn Geliştirilmesi Projesi’nin 2009 Mart’õn- da tamamlanacağõnõ söyleyen Devlet Bakanõ Kürşad Tüzmen, belirlenen 20 iş kümesinin yol haritalarõ ve analiz ça- lõşmalarõnõn yapõldõğõnõ söyledi. Önü- müzdeki dönemde ekonomimiz için bir yol haritasõ niteliğinde olan Ulusal Kü- melenme Politikasõnõn Geliştirilmesi Projesi, Ar-Ge, yenilikçilik, bölgesel kalkõnma, sanayileşme ve KOBİ politi- kalarõ gibi diğer politika alanlarõyla ör- tüşen hedef ve mekanizmalara sahip olacaktõr. Ulusal Kümelenme Politikasõnõn Ge- liştirilmesi Projesi kapsamõnda İstan- bul’da gerçekleştirilen 3. Uluslararasõ Kümelenme Konferansõ’nda konuşan Tüzmen, 2001 yõlõndaki krizin aşõlma- sõnda Türkiye’deki aile birliğinin önem- li rol oynadõğõna işaret ederek krize karşõ kümelenmenin de buna benzer bir “şirketler birliği” oluşturduğunu aktardõ. İtalya’da Endüstriyel Çalõşmalar Mer- kezi Bilim Komitesi Başkanõ ve Milano Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Massimo Florio ise KO- Bİ’lere bağlõ kümelerin muazzam bir bü- yüme potansiyeli bulunduğunu belirte- rek “Türkiye’nin bu açıdan çok dik- kate değer bir büyüme potansiyeli var” dedi. Avrupa’da yaşanan bazõ başarõ hikâ- yelerinin, piyasalarõn küçük şirketlere de eşit fõrsat sağlanacak şekilde entegre edil- mesinden geçtiğini söyleyen Florio, kü- melenmenin finansal yönünün önemine de işaret ederek “Girişimciler ciddi pa- ra olmaksızın yeni makine alamaya- caklarını, yetenekli, genç işgücünü cezbedemeyeceklerini, yurtdışında bir şube açamayacaklarını, pazarlama çalışmalarına devam edemeyeceklerini bilirler. Bu nedenle kümelenme alan- larının geliştirilmesi için ciddi bir fi- nansmana ihtiyacımız var” diye ko- nuştu. Florio, kümelenme için kamu sektörü, paydaşlarõ temsil eden bir yönetici organ ve bir finansman kurumunun en önem- li üç aktör olduğunu vurguladõ. Otomotiv Sanayicileri Derneği (OSD) Genel Sekreteri Ercan Tezer de oto- motiv sektöründe bir kümelenme örne- ğinin yaşanmakta olduğunu belirterek KOBİ’lerin ve büyük şirketlerin tedarik zincirinde bir arada çalõştõğõ bir ortamõn oluşturulduğunu, faaliyetlerinin yüzde 80’inin Marmara Bölgesi’nde yoğun- laştõğõnõ kaydetti. Tezer, kümelenme konusunda farklõ modeller üzerinde çalõştõklarõnõ belirte- rek sürdürülebilir küresel rekabet açõ- sõndan kümelenmeden, bölgenin rekabet gücüne sahip olmasõ, Ar-Ge ve inovas- yon faaliyetlerinde işbirliği sağlanmasõ, uzun vadeli ağ oluşturulmasõ, yeni te- darikçi bağlantõlarõ kurulmasõ, kalifiye iş- gücü yaratõlmasõ gibi sonuçlar elde edil- mesinin beklendiğini anlattõ. TOSYÖV Başkanõ Hilmi Develi, iş- letmelerin finansman sorunlarõna yar- dõmcõ olmak için şimdiye kadar devreye sokulan uygulamalarõn durumlarõ zaten iyi olan KOBİ’lere yönelik olduğunu, ,kredi almakta zorlanan KOBİ’lerin so- runlarõnõ aşmalarõna yardõmcõ olmak için farklõ bir yapõlanmaya gidilmesini öner- di. “Halkbank zor durumdaki KO- Bİ’lere yardımcı olabilmek için 2 yıl sü- reyle bankaların kredi risklerini üst- lenebilir. Bu yaklaşık 5 milyar dolar- lık bir tutar. Bunun için Hazine’nin bu rakama karşılık bir tutarı, bir kısmı li- kit bir kısmı devlet tahvili olmak üze- re Halkbank’a kaynak olarak aktara- bilir. İşletmelerin bu uygulamadan yararlanabilmeleri için ileri sürülen ko- şul ise 2 yıl süreyle işçi çıkarmamala- rı olmalı” dedi. “TOBB ve KOSGEB kredileri ge- nelde sağlam müşteri profiline sahip KOBİ’lere yönelik. Oysa sorun zor du- ruma düşen KOBİ’lere belli konular- da destek politikaları geliştirmek. An- cak risk tamamen bankalara bırakıl- dığı için zor durumdaki KOBİ’ler kredilerden faydalanamıyor” diyen Develi diğer yapõlmasõ gerekenleri ise şöy- le sõraladõ: -Bankacõlõkta yasa gereği uygulan- makta olan YTL mevduatta yüzde 6, ya- bancõ paralarda ise yüzde 11 olarak uy- gulanan zorunlu karşõlõklar aşağõ çekilmeli. -Yeni yatõrõmlarda istihdam zorunluluğu getirerek yatõrõm indirimi uygulamalarõ- nõ tekrar başlatmalõ. -Zor duruma düşen şirketlerin birleş- mesini özendirmek amacõyla, 2 yõl süreyle kurumlar vergisi istisnasõ ve şirketlerin aktiflerinde yer alan kõymetli varlõklarõn satõlarak sermaye girişinin gerçekleşme- sinde vergi istisnasõ (SSK ve Mali- ye’nin haczinde olan mallarõn çek veya se- net karşõlõğõ serbest bõrakõlõp bu varlõk- larõn satõlarak işletmelere yeni öz kaynak sağlanmasõ) getirilmelidir. -Geçici vergi iki dönem ve sigorta primleri ise en az bir yõl ertelenerek iş- letmelere soluk aldõrõlmalõdõr. Ulusal Kümelenme Politikasõnõn Geliştirilmesi Projesi’nin, 2009 yõlõ mart ayõ itibarõyla tamamlanacağõ belirtiliyor. AB fonlarõndan finanse edilen 6 milyon Avro’luk proje kapsamõnda, şu ana kadar 10 tane net küme belirlenmiş durumda. 1 990’larõn başõnda Har- vard Üniversitesi’nden Michael Porter’õn ge- liştirdiği kümelenme yakla- şõmõ, birçok ülkenin başlõca re- kabet gücü politikasõ aracõ ha- line geldi. Kümelenmenin ta- nõmõ ise şöyle: Aynõ ya da ben- zer işkolunda faaliyet gösteren, coğrafi olarak birbirine ya- kõn, son ürünün üretilmesinde birbirleriyle işbirliği ve reka- bet halinde olan üretici fir- malar ve bu firmalarõ destek- leyen ekonomik aktörlerin bir araya gelerek yoğunlaştõğõ bir örgütlenme biçimi. Kümeler, yenilik faaliyetini destekler ve yeniliğin ticarileşmesini kolaylaştõrõyor; verimliliği ve istihdamõ arttõyor; rekabet ve işbirliği olanağõnõ güçlendiri- yor. Örneğin bir mobilya kü- melenmesinin oyuncularõ; mobilya üreticileri, kereste üreticileri, ormancõlõk faali- yetleri, makine üreticileri, ta- sarõm ve lojistikle ilgili oyun- cular, yerli ve yabancõ top- tancõlar/perakendeciler. O böl- gedeki meslek yüksekokulunu, üniversitenin ilgili araştõrma birimlerini, firmalar arasõ di- yaloğu sağlayan ticaret ve sa- nayi odasõnõ ve sektör der- neklerini de ekleyebiliriz. AB işgücünün yüzde 38’i kümelerde İşbirliği kültürü gerekiyor D õş Ticaret Müsteşar- lõğõ İhracat Genel Müdür Yardõmcõsõ ve Kõdemli Proje Yöneticisi Zi- ya Altunyaldız Avrupa’da 2 bin civarõnda iş kümesi niteliğinde yoğunlaşma ol- duğunu ve AB işgücünün yaklaşõk yüzde 38’inin bu- ralarda istihdam edildiğini kaydetti. Günümüzde giderek önem kazanan rekabetin şartlarõna bakõldõğõnda ölçek ekono- milerinin yerini kapsam eko- nomilerine bõraktõğõna işaret eden Altunyaldõz, “Artık büyük balık, küçük balığı yutmuyor. Hızlı ve adapte olabilen balık yavaş balığı yutuyor. Bunu nasıl ger- çekleştireceğimiz sorusu- nun cevabı da inovasyon- dur” dedi. Altunyaldõz, kamu sektörü açõsõndan tek tek firmalar yerine “değer zinciri” deni- len, firmalar ve meslek ör- gütlerini de içeren bir yapõyõ desteklemenin önemli oldu- ğunu ifade etti. Altunyaldõz, AB fonlarõn- dan finanse edilen 6 milyon Avro’luk bu proje kapsa- mõnda, şu ana kadar 10 tane net küme belirlendiğini, bun- larõn Marmara Bölgesi’nde otomotiv, İzmir’de organik gõda, Ankara’da yazõlõm ve makine, Konya’da otomo- tiv yan sanayii, Mersin’de iş- lenmiş gõda, Eskişehir, Kü- tahya ve Bilecik’te seramik, Denizli ve Uşak’ta ev teksti- li, Manisa’da elektrik-elek- tronik ürünleri, Muğla’da ise yat inşasõ olduğunu kaydet- ti. Türkiye’de işletmelerin kümelenip re- kabet güçlerini arttırmalarının önünde- ki en büyük engel ortak çalışma kültür- lerinin gelişmemiş olması. MUŞ (KORKUT) 3. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI Dosya No: 2007/14 Tal. Satõlmasõna karar verilen taşõnmazõn cinsi, niteliği, kõymeti, adedi, önemli özellikleri: Hacizli olup satõlmasõna karar verilen taşõnmaz Muş ili Korkut ilçesi, Muş 3. İcra Müdürlüğü odasõnda açõk arttõrma suretiyle satõşõ yapõlacaktõr. Taşõnmazõn Tapu Kaydõ: Muş ili, Korkut ilçesi, Değirmitaş köyü, Köycivarõ mevkii, cinsi çayõr, 101 ada, 6 parsel, 1 cilt, 6 say- fada kayõtlõ 89489.00 m2 yüzölçümlü taşõnmazõn 19200/38400 hissesi satõlacaktõr. Taşõnmazõn Halihazõr Durumu ve Kõymeti: Bilirkişi raporunda; taşõnmazõn topografik yapõsõnõn engebeli olduğu, parselde yer yer taban su seviyesinin yüksek olmasõ, engebeli yapõsõ nedeni ile tarõmsal aletler rahat çalõşma imkânõ olmayan, 4. sõnõf tarõm arazisi ancak çayõr olarak kullanõlabileceği, denilmiştir. Kõymeti: Taşõnmazõn 19200/38400 hissesi satõşa çõkarõlacak olup 17.826,20-YTL’dir. Satõş Şartlarõ: 6- Satõş 12.01.2009 günü; saat 11.00’den 11.10’a kadar Muş ili Korkut ilçesi, Muş 3. İcra Müdürlüğü odasõnda açõk arttõrma suretiyle yapõlacaktõr. Bu arttõrmada tahmin edilen değerin % 60'õnõ ve rüçhanlõ alacaklõlar varsa alacaklarõ toplamõnõ ve satõş gi- derlerini geçmek şartõ ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alõcõ çõkmazsa en çok arttõranõn taahhüdü saklõ kalmak şartiyle 22.01.2009 Perşembe günü Muş ili Korkut ilçesi, Muş. 3. İcra Müdürlüğü odasõnda saat 11.00-11.10'da da ikinci arttõrmaya çõkarõlacaktõr. Bu arttõrmada da rüçhanlõ alacaklõlarõn alacağõnõ ve satõş giderlerini geçmesi şartõyla en çok arttõrana ihale olunur. Şu kadar ki, arttõrma bedelinin malõn tahmin edilen kõymetinin %40'õnõ bulmasõ ve satõş isteyenin alacağõna rüçhanõ olan alacaklarõnõn topla- mõndan fazla olmasõ ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştõrma masraflarõnõ geçmesi lazõmdõr. Böyle fazla bedelle alõcõ çõk- mazsa satõş talebi düşecektir. 7- Arttõrmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20'si oranõnda pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mek- tubu vermeleri lazõmdõr. Satõş peşin para iledir, alõcõ istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Tellaliye resmi sa- tõcõya aittir. Yasalarõn belirlediği damga vergisi, KDV, tapu harç ve masraflarõ alõcõya aittir. Birikmiş vergiler satõş bedelinden ödenir. KDV ve damga vergisi, verilen süre içerisinde yatõrõlmazsa ihale feshedilecektir. 3- İpotek sahibi alacaklõlarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarõnõ özellikle faiz ve giderlere dair olan id- dialarõnõ dayanağõ belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazõmdõr; aksi takdirde haklarõ tapu sicili ile sabit olmadõkça paylaşmadan hariç bõrakõlacaktõr. 4- İhaleye katõlõp daha sonra ihale bedelini yatõrmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alõcõlar ve kefilleri teklif et- tikleri bedel ile son ihale bedeli arasõndaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrõca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacak- lardõr. İhale farkõ ve temerrüt faizi ayrõca hükme hacet kalmaksõzõn Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alõnacaktõr. 8- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açõk olup gideri verildiği takdirde isteyen alõcõya bir ör- neği gönderilebilir. 9- Satõşa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2007/14 Talimat sayõlõ dosya numarasõyla müdürlüğümüze başvurmalarõ, ayrõca İİK’nun 127. maddesi gereğince, işbu satõş ila- nõnõn, tapuda adresi bulunmayan ve adli tebligatõ iade olan diğer ilgililer hakkõnda da tebligat yerine kaim olmak üzere ilan olu- nur. 10.11.2008 (İİK m.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. Basõn: 65133 SAYFA CUMHURİYET 6 ARALIK 2008 CUMARTESİ 14 HABERLER Rekabetinsõrrõkümelenmede ZordakiKOBİ’ninriskiniHalkbanküstlenmeli TOSYÖV Başkanõ Hilmi Develi, zordaki işletmelerin finansman sorunlarõnõ çözmelerine yardõmcõ olacak önerilerini sõraladõ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle