02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada sında doğru olanlar da vardı. Ancak bir bütün ola- rak bakıldığında Türkiye’deki sağlık sistemi AKP uy- gulamalarıyla birlikte içinden çıkılması giderek zor- laşan bir karmaşaya dönüştü. Sosyal devlet kavramının en temel unsurlarından biri olan sağlıkta her birkaç ayda bir yeni bir uy- gulamayla karşı karşıya kalıyoruz. Son olarak ec- zacıları da sektörün bir parçası haline getirdiler. Diyelim ki sürekli kullandığınız bir ilaç var, her za- manki gibi eczanenize gittiniz, ilacınızı istediniz. 10 YTL muayene ücreti ödemeniz gerekiyor. Diyelim ki yaptığınız ödemelerin belgesini toplamada has- sassınız, fiş istediniz, eczacı size şu karşılığı veri- yor: “Özür dileriz, fiş veremeyiz. Çünkü bu bizim al- dığımız bir para değil. Devlet adına sizden biz top- luyoruz.” Eczacı bir anlamda tahsildar yerine konuyor. Çağdaş sağlık değerleri dikkate alındığında ec- zacı sağlık hizmetinin çok önemli bir unsuru. Ec- zacılar işlevlerinin daha yaşamsal hale gelmesini is- tiyor ve şunu öneriyorlar: Hastaya ilacı verdiğinizde ilacın etkisi konusun- da biz de devrede olalım. Buna göre yeni bir sis- tem geliştirilsin. Hükümetse eczacıların bu isteği bir yana, yeni bir yasa çıkarmaya hazırlanıyor. Eczacı ortaklığı geti- rilecek, böylece bir sermaye sahibi istediği kadar eczane sahibi olabilecek. Kısacası eczane zincir- leri oluşacak. İlk bakışta serbest bir ticaret ortamına geçiş gi- bi görünen bu değişiklik özünde eczacıyı sağlık hiz- meti veren bir kişi değil, reyon görevlisi durumuna düşürecek. Türkiye’deki ilaç pazarı yaklaşık 15 milyar dolar. Uluslararası ilaç tekellerinin hesaplamalarına göre giderek yükselen bir pazar. Öyle anlaşılıyor ki, özel hastaneler konusunda yaşanan karmaşanın üstü- ne şimdi eczacılar eklenecek. Hükümetin kafasındaki değişiklikler yaşama geç- tiğinde Türkiye’deki 24 bin eczaneden 7-8 bini ilk aşamada kapısına zincir vuracak. Ayakta kalanlar da zincirlenecek. Yani eczaneler zincirinin birer hal- kası olacak. Yürürlükteki eczacılık yasasının en önemli mad- desi şu: “Eczanenin sorumlusu eczacıdır.” Çok doğal bir madde gibi görülen bu tümce ko- nunun ruhunu oluşturuyor. Yapılması planlanan de- ğişiklikle eczacı artık fiilen sorumluluğun dışına çı- kıyor. Dünyada kimi ülkeler eczanelerde zincir sistemini benimsedi. Ancak uygulamada yukarıda sözünü et- tiğimiz olumsuzluklar gündeme gelince bir kısmı vaz- geçti, vazgeçmeyenler de çözüm arıyor. Halen uygulanmakta olan sistemin olumsuzluk- ları yok mu? Elbette var. Örneğin batıdaki kimi il- lerde 700-800 kişiye bir eczane düşerken doğuda 15 bin kişiye bir eczane düşüyor. Hükümet, her alan- da olduğu gibi burada da bu ve benzeri sorunları çözüyormuş gibi gösterip daha köklü bir olum- suzluğa imza atıyor. Türk Eczacıları Birliği yarın tüm eczacılarla, öğ- rencilerle ve sağlıkta dönüşümün mağduru olanlarla birlikte Ankara’da Kolej Meydanı’nda sesini du- yurmaya çalışacak. Zincirlenmek istenen sadece eczaneler değil, Tür- kiye’deki sağlık sisteminin en önemli halkasıdır. GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Gökçek’in 2004 yılı içinde 150 dolar açıktan fazla para alarak Ankara halkını soyduğu ortaya çıktı. Bu pa- raların iadesine karar veren Enerji Piyasası Denetle- me Kurumu (EPDK); geri ödemelerin yapılması için ye- niden harekete geçti. EGO’nun (kuşku yok, belediye başkanlığının emriyle) halktan topladığı fazla paraların dökümü şöyle: 50 mil- yon dolar ve 39 milyon YTL! Kılıçdaroğlu, Yüzleşme programında Gökçek’in gündeme getirmediği bir başka marifetini gazetecilerle yaptığı bir söyleşide ortaya attı. Bugün RTE’ye bağlılık nutukları atan Gökçek, me- ğer daha önceleri, herhalde bir diğer dinci partidey- ken, RTE hakkında SESAR adındaki bir şirkete konuları hayli ilginç araştırmalar yaptırmış. “RTE’nin tutarsızlıkları, AKP’nin iktidara gelmesi na- sıl önlenir, RTE iktidara geldiğinde nasıl yıpratılır?” gi- bi konuları araştırması için şirkete 354 milyar 749 mil- yon 999 bin 350 TL ödemiş. Kılıçdaroğlu, belediye hizmetleri dışında kalan araş- tırmalara ödenen 354 milyarın kaynağını soruyor. RTE, TV’deki Kılıçdaroğlu’nun başarısıyla sonuçlanan yüzleşmeden sonra, ortaya çıkan yeni olgular karşı- sında acaba bağrımızda yılan mı besledik diyecek, yok- sa kamuoyunun suçladığı, saldırganlıkla, bağırıp ça- ğırarak, herkese hakaretler ederek sorumluluktan kaçmaya çalışan bu adamı “artık yeter ya’vu” diyerek bir kenara mı atacak? Oysa atmamalı. Gökçek aday olmalı. Ankara halkı -inşalllah- hâlâ ortalıkta yalancı pehlivan gibi dolaşa- rak ekrandaki yüzleşmede 13 soruya yanıt alamadı- ğı için 13-0 galip çıktığını söyleyebilen bu adama ge- rekli dersi sandıkta vermeli… Fakat üzerinde durulmadan şöyle üstünkörü bir de- ğinmeyle geçiştirilen bir başka olayı açıkladı Kılıçda- roğlu. Bu “olayın” da mutlaka açıklığa kavuşturulma- sı gerekiyor. Yüzleşme programında Kılıçdaroğlu olaya kısaca de- ğindi: “Ankara’ya alınan elektrik direkleri vardı. Tek firma- dan alınıyor. Kayseri’de bu firma. Cumhurbaşkanımı- zın yakınlarına ait bu firma. Bununla ilgili bilgiler belgeler kamuoyuna yeteri ka- dar yansımadı. Gizleniyor bu belgeler ve birileri tarafından özel ola- rak korunuyor. Bunlar (direkler) özel imalat olduğu içinde ihaleye de alınmıyor”. Sorumlu kişilerin, ister cumhurbaşkanı, ister bir ba- kan veya başbakan ya da belediye başkanı olsun… iktidarları döneminde yakınlarına büyük maddi ka- zançlar sağlamaları kamuoyunun her zaman ilgisini çekti. Çankaya’daki AKP’li toplumsal bu kuraldan ayrı tu- tulabilir mi? Öyleyse Çankaya bu konuda neden susuyor? Kay- seri’dekinin yakınıyla ilgili belgeler, bilgilerin bir an ön- ce kamuoyuna yansıtılması gerekmiyor mu? Çankaya’daki AKP’liyle ilgili bir diğer iddiayı CHP Mil- letvekili Canan Arıtman ortaya attı. Bu iddia bir tepki. Arıtman, Çankaya’dakinin Er- menilerden özür dilenmesini öneren bildiriye ılımlı ve hoşgörü ile bakmasını sindiremedi. Çankaya’dakinin annesinin kökeninin Ermeni ol- duğunu söyledi. Kıyamet koptu, kopuyor. Arıtman’ı sert biçimde eleştirenler artık Türkiye’de bireylerin kökenleriyle ilgili konuşmanın insan hakla- rı dahil hiçbir uygar söyleme, anlayışa sığmayacağından başladılar, karşı söylemlerini Canan Arıtman’ı ırkçı, ka- fatasçı, Nazi diye suçlamaya kadar götürdüler. Dün Çankaya’nın “yakın çevresine annesinin Ermeni kökenli olduğunu öne süren sözü ‘deli saçması’ diye nitelediğini” içeren bir haber, kimi gazetelere yansıdı. Aslında Çankaya’dakini savunmak için bu denli ağır saldırılara gerek var mı? Kim olursa olsun, mademki bireyler kökenleri ne- deniyle suçlanamaz, eleştirilemez. Öyleyse Çankaya’dakinin annesiyle ilgili söylemden bu kadar gocunmasına da gerek yok! Demokrasiye alabildiğine açıldığımız şu dönemde -doğru değilse- söylenenleri resmen yalanlamaktan ka- çınmak neden? Bak Başbakanına; bir kez olsun şöyle yürekten ben Türk’üm demedi. Eşim Arap, ben Gürcüyüm, diye açık- lamalar yaptı... Başka örnekler de var: Kürt başbakan, cumhurbaşkanı isim isim açıkla- nırken; Ermeni kökenli olmak neden tepkilere yol açı- yor? Gerçekse söylenenler, Ermenilerden özür dilenmesini isteyen “aydınlar”, Çankaya’da Ermeni kökenli bir ai- leden gelen bir Cumhurbaşkanımız var diye överler, övünürler! Olay bu kadar basit efendim, bu kadar basit! [email protected] SAYFA 20 ARALIK 2008 CUMARTESİCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul Y 12 Edirne Y 10 Kocaeli Y 11 Çanakkale Y 15 İzmir Y 15 Manisa Y 16 Aydın Y 15 Denizli Y 17 Zonguldak Y 14 Sinop Y 14 Samsun PB 14 Trabzon PB 14 Giresun PB 16 Ankara Y 8 Eskişehir Y 5 Konya B 4 Sıvas B - 1 Antalya Y 18 Adana PB 18 Mersin PB 18 Diyarbakır S 7 Şanlıurfa B 12 Mardin B 8 Siirt S 9 Hakkâri PB 1 Van S 3 Kars PB - 1 Oslo K 4 Helsinki K 4 Stockholm K 5 Londra PB 13 Amsterdam Y 11 Brüksel Y 10 Paris Y 9 Bonn Y 9 Münih K 4 Berlin Y 8 Budapeşte Y 6 Madrid PB 16 Viyana K 5 Belgrad Y 5 Soyfa Y 7 Roma PB 14 Atina Y 15 Zürih K 5 Moskova B - 2 Aşkabat PB 6 Astana B - 8 Taşkent B 3 Bakû K 6 Bişkek B 1 Tiflis B 7 Kahire A 22 Şam PB 9 Yurdun iç ve batı ke- simleri parçalı çok bu- lutlu, Marmara, Ege, Batı Akdeniz, İç Ana- dolu’nun kuzeybatısı ile Batı Karadeniz yağışlı geçecek. Yağışlar İz- mir, Aydın ve Muğla çevrelerinde etkili ol- mak üzere gök gürültü- lü sağanak olacak. Yur- dun doğu kesimlerinde buzlanma ve don olayı ile birlikte sis görülecek. Kriz Kader Değil, İnsan Eliyle Yaratõldõ ABD ve yakõn yandaşõ gelişmiş ülkelerin, diz- ginlerini elinde tuttuğu bu kuruluşlarda hemen hemen hiçbir değişikliğe gitmek niyetinde olma- dõklarõnõ açõklamada söy- lemişler. G20 Zirvesi’nden son- ra bazõ liderler ne söyle- miş bir bakalõm. George W. Bush “Finansal pa- zarları daha saydam ve hesap verebilir yapmak konusunda ülkelerimiz anlaşmıştır” demiş. Al- man Başbakanõ Merkel ise “Başkan Bush hazi- randa görevinden ay- rılmadan uluslararası ticaret üzerine olan Do- ha görüşmelerinde bir temel anlaşmaya ulaş- mak için acele edilmeli- dir”, Çin Dõşişleri Ba- kanlõğõ Sözcüsü Qin Gang ise “anlaşmanın, çok yönlü, pozitif ve dengeli” olduğunu söy- lemiş. (http://en.wikipe- dia.org/wiki/G20_sum- mit) Bush’a inandõnõz mõ? Koskoca Irak’õ işgal edip bombaladõktan sonra kit- le imha silahõ bulamadõ- ğõnõ itiraf eden Bush’a ne düzeyde inanabilirsiniz. Hangi saydamlõktan söz ediyor. “Yönetim değiş- ti Bush gidiyor” derse- niz, Savunma Bakanõ’nõn Obama döneminde yeri- ni koruyacağõnõ size söy- leyebilirim. Ya Merkel’e ne deme- li. Koyun can derdinde kasap et derdinde. Doha görüşmeleri güçlülerin is- tediği gibi sonuçlanõrsa gelişmekte olan ülkele- rin pazarlarõnõ hemen he- men tamamen işgal et- miş olacaklar. Krizin ülkemizi çok et- kilememesini istiyorsak önce kendi aklõmõza ve kendi halkõmõza, kaynak- larõmõza güvenmeliyiz. Baştarafı 2. Sayfada Tayfun ÖZKAYA ‘Özür’ krizi büyüyorANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - “Ermenilerden özür di- liyorum” kampanyasõnõn devlet içinde yarattõğõ kriz büyüyor. Kampanyaya ilişkin, “Türki- ye’de her şey konuşulabilmeli” görüşünü ortaya koyan Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn bu açõklamayõ doğ- rudan Bakan Ali Babacan’õn ta- limatõ ile yaptõğõ iddia edildi. Ermenilerden özür dileme kam- panyasõna ilişkin tartõşmalarõn dozu artõyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn gösterdiği tepkiye karşõn Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül ile aynõ doğrultu- da yaklaşõm sergileyen Dõşişleri Bakanlõğõ içinde de önemli görüş ayrõlõklarõnõn olduğu anlaşõldõ. Cumhuriyet’in sorularõnõ ya- nõtlayan ve kendisi de 1991’de Atina’da görev yaptõğõ sõrada 17 Kasõm terör örgütünün saldõrõsõ- na uğramõş olan emekli Büyük- elçi, MHP Milletvekili Bölük- başõ, “Dışişleri’nin açıklaması denilen şeyde, ‘biz bu konuya gir- miyoruz. Her konu Türkiye’de serbestçe tartõşõlõr’ demiştir. Esef verici bir açıklamadır. Bakan- lığın bu açıklamadaki hissiyat- ta olmadığını biliyorum. Bu açıklama Ali Babacan’ın tali- matıyla yapılmıştır. Onu da bi- liyorum. Kendisine tavsiyem eğer namuslu bir siyasetçiyse, o aydınlar bildirisine imza koysun Ali Babacan” dedi. Dõşişleri Bakanõ Ali Babacan, hükümetler arasõ konferans ne- deniyle geldiği Brüksel’de gaze- tecilerin konuyla ilgili sorularõ üzerine, Ermenistan-Türkiye ve Azerbaycan-Ermenistan arasõnda müzakerelerin devam ettiğine dikkat çekti. Babacan, “İfade özgürlüğünden yanayız ama somut veriler ve kanıtlar orta- ya konmadan gerçekleşen bu tip yaklaşımların doğru olmadığı- nı düşünüyoruz, herkesin so- rumluluk anlayışı içinde dav- ranmasını bekliyoruz” dedi. Emekli diplomatlarõn karşõ bil- dirisindeki imza sayõsõ dün itiba- rõyla 84’e ulaşõrken, özür diliyo- rum kampanyasõnõn internetteki listesine, kampanyaya destek ver- meyen hatta doğrudan Ermeni terörüne kurban olan İsmail Erez gibi diplomatlarõn isimlerinin de yazõlmõş olmasõ dikkat çekti. Lis- tede, kampanyaya destek vermesi söz konusu olmayan eski Türk Ta- rih Kurumu Başkanõ Yusuf Ha- laçoğlu ile eski ulusal güreşçi AKP milletvekili Hamza Yerli- kaya’nõn isimleri bile yazõldõ. Bu durum kampanyanõn sulandõ- rõldõğõnõ da gösterdi. Hükümetten ‘otomatik kayıt’ itirafı AYŞE SAYIN ANKARA - Türkiye İstatistik Kuru- mu’ndan (TÜİK) Sorumlu Devlet Bakanõ Na- zım Ekren, adrese dayalõ nüfus kayõt siste- mini savunurken 6 milyonluk seçmen artõşõ- nõ 18 yaşõnõ doldurmuş bütün yurttaşlarõn “otomatik kaydedilmesine” bağladõ. Ancak 298 sayõlõ Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri hakkõndaki yasa herkese seçmen olma hakkõ vermiyor. Yasa, “silah al- tında bulunanların, hükümlülerin” oy kul- lanamayacağõnõ hükme bağlarken “kamu hizmetlerinden kısıtlı olanları” da seçmen kabul etmiyor. Devlet Bakanõ Nazõm Ekren Meclis’te mil- letvekillerinin adrese dayalõ kayõt sistemine yönelik eleştirilerine yanõt verirken seçmen kayõtlarõnda tek kriterin “seçmen yaşına gelme” olduğu itirafõnda bulundu. Ekren, seç- men sayõsõndaki 5.5-6 milyonluk artõşõn ne- denini de şöyle açõkladõ: “Daha önce -adrese dayalı olsun ya da olmasın- yapılan sa- yımlarda, toplam nüfusun ve toplam seç- men yaşı içindeki nüfusa kayıtlı seçmenin ortaya çıkışındaki tercihin ana kaynağının seçmenlerin iradelerine bağlı olmuş ol- masıdır. Yapılan seçim kayıtlarının askı- da tutulması sürecinde, eğer bu potansiyel seçmenler buna yönelik herhangi bir açık- lamada, itirazda, tercihte bulunmadıkla- rında seçmen yaşı ile kayıtlı seçmen farkı buradan geliyordu ama adrese dayalı nü- fus sisteminden sonra 18 ve üstü fiilen be- lirlendiği için bu da otomatik olarak seç- men nüfusu olduğu için ortaya çıkan so- nucun farklı olarak algılanmasının birin- ci nedenini burada aramak gerekir.” Seçmen kütükleriyle ilgili inceleme yapan ve konuyu sõk sõk Meclis gündemine getiren CHP Milletvekili Ahmet Ersin, birçok yer- de yanlõş, hatalõ yazõm nedeniyle, çok sayõ- da seçmen iptali olduğuna dikkat çekerek “Pe- ki bu iptal edilenler ne oluyor, onlar nereye yazılıyor? YSK yetkililerine bu konuyu sor- duğumda hiçbir yanıt alamıyorum” dedi. YSK bugün toplanıyor Yüksek Seçim Kurulu (YSK), seçmen kü- tükleriyle ilgili iddialarõ değerlendirmek üze- re bugün toplanõyor. YSK Başkanõ Muam- mer Aydın, terör örgütü üyelerinin seçmen kütüklerinde yer aldõğõ iddialarõna ilişkin soru üzerine “Türkiye Cumhuriyeti va- tandaşı, mahkemece mahkûm olmamış, hü- kümlü olmamış, seçmen kütüğüne yazılma koşullarını taşıyorsa ve anasının, babası- nın yanında, adresinde bulunuyorsa terö- rist olsa da bu kişiyi seçmen olarak yazmak durumundayız. Teröristi, diyelim ki asker yakaladı, cezaevine aldı, bu kişi cezaevin- de oyunu yine kullanacaktır, engel değil, çünkü hükümlü değildir” diye konuştu. Erdoğan’õn kampanyaya tepkisine karşõn Dõşişleri’nin tutumu tartõşõlõyor BAKANLIKTAN GECİKEN TEPKİ Dõşişleri Bakanlõğõ, Bakanlõk Sözcüsü Burak Özügergin aracõlõğõyla açõklama yaptõ. Özügergin, “Şehitlerimize sahip çıkıyoruz. Ermeni iddiaları hakkındaki görüş ve düşün- celerimiz bilinmektedir. Sayın Dışişleri Bakanı Ali Baba- can, esasen bu hususları bugün (dün) ifade etmiştir. Bu kapsamda, bir grupça başlatılmak istenen “özür dileme” kampanyasını yanlış bir girişim olarak görüyoruz” dedi. ATV-Sabahbinasınagrevkararıasıldı ATV-Sabah’ta yürütülen toplu iş sözleşme- si görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine alınan grev kararı, Ankara Temsilci- liği’ne asıldı. Grev kararını asmak üzere Tür- kiye Gazeteciler Sendikası (TGS) üye ve yö- neticileri, Türk-İş Genel Mali Sekreteri Ergün Atalay, HAK-SEN Genel Başkanı Ayhan Çi- vi, Türkiye Haber-İş Genel Başkanı Ali Akcan, Eğitim-Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç da temsilcilik önünde toplandı. Katılımcılar, ça- lışanların sendika ve toplusözleşme hakkına saygı gösterilmesine yönelik sloganlar attılar. TGS Başkanı Ercan İpekçi sendikaların, sivil toplum örgütlerinin ATV ve Sabah çalışanla- rına verdiği desteğe dikkat çekerek, çalışanların kendilerine verilen bu önemi görüp, karşılık- sız bırakmaması gerektiğini söyledi. İşverenin örgütlenmeyi kırmak için çalışanlara çeşitli va- atlerde bulunduğunu anlatan İpekçi “Bu top- lusözleşmenin değeri hiçbir şeyle ölçülemez. Ça- lışanlar da toplusözleşmeden daha değerli bir şey olmadığını görmeliler” dedi. GENELKURMAY ‘Kampanya hem yanlõş hem zararlõ’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genelkurmay İleti- şim Dairesi Başkanõ Tuğgene- ral Metin Gürak, Ermeniler- den özür dilenmesi kampanya- sõnõn hem yanlõş hem de zararlõ olduğunu söyledi. Haftalõk basõn toplantõsõnda güncel gelişmeleri değerlendiren ve sorularõ yanõtlayan Gürak, 5- 19 Aralõk tarihlerindeki iç gü- venlik olaylarõ hakkõnda bilgi verdi. Gürak, dönem içinde 3’ü ölü, 7’si sağ ve 9’u teslim olmak üzere toplam 19 bölücü terör ör- gütü mensubunun etkisiz hale getirildiğini kaydetti. Gazetecile- rin sorularõnõ da yanõtlayan Gü- rak, Irak’õn kuzeyinde 1992 yõ- lõnda oluşturulan Zeli kampõnda “bir grup terör örgütü mensu- bunun Türkiye tarafından tes- lim alınmak yerine bombalan- dığı” iddialarõnõn anõmsatõlmasõ üzerine “Geçmişte yaşanan bir olayla ilgili spekülatif bazı şey- ler basında yer alıyor. Bunlar- la ilgili şu anda söyleyecek bir şey yok” dedi. Gürak, “Ermeni- lerden özür dileme kampanya- sı” ile ilgili olarak Genelkurmay Başkanlõğõ’nõn görüşünün sorul- masõ üzerine de “Bizim burada görüşümüz, yapılanları kesin- likle doğru bulmuyoruz. Özür dileme yanlış olduğu kadar za- rar verici sonuçlar da doğura- bilecek bir davranıştır” açõkla- masõnõ yaptõ. Gürak, Ergenekon davasõ kap- samõnda emekli Tuğgeneral Veli Küçük ve JİTEM’e ilişkin soru- lara da “Devam eden bir da- vayla ilgili bir şey söylemek mümkün değil” yanõtõnõ verdi. BakanEkrenseçmenkayõtlarõndatekkriterin‘seçmenyaşõnagelme’olduğunubelirttiSIVAS KATLİAMI DAVASI Savcõgörüşdeğiştirdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sõvas da- vasõnda, savcõ Mustafa Bilgili, 35 aydõnõn yaşamõnõ yitirdiği katliama ilişkin ana dava- dan dosyalarõ ayrõlan 7 sanõkla ilgili esas hakkõndaki görüşünü değiştirdi. Bilgili daha önce davasõnõn düşürülmesini istediği, kat- liamõn ana faillerinden eski RP’li Cafer Er- çakmak’õn “anayasal düzeni yıkmaya te- şebbüs” suçundan ceza alma olasõlõğõ nede- niyle arama kararõnõn sürmesini istedi. Sav- cõ, diğer 6 kişi hakkõnda ise zamanaşõmõnõn dolduğu gerekçesiyle davanõn düşürülmesi- ni talep etti. Ankara 11. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde görülen davanõn dünkü duruşmasõnda söz alan müdahil avukat Şenal Sarıhan, sanõk İhsan Çakmak’õn, hakkõndaki yakalama emrine karşõn evlendiğini, çocuğunu nüfusa kaydettirdiğini ve ehliyet aldõğõnõ söyledi. Sarõhan, böylesine önemli bir olayõn iyice soruşturulmasõ gerektiğini kaydetti. Murat Acıpayamlı yaşamını yitirdi İstanbul Haber Servisi - Gazeteci yazar Murat Acõpayamlõ geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamõnõ yitirdi. Acõpayamlõ, Çorum Ulu Cami’nde kõlõ- nan ikindi namazõnõn ardõndan Ulu Mezarlõk’ta toprağa verildi. Ordu’da 1950’de doğan Acõpa- yamlõ, 20 yõldõr serbest gazeteci olarak çalõşõyor- du. Acõpayamlõ’nõn “Kuvay-õ Milliyeci Hatice”, “Ben Boğazlõyan Kaymakamõ Mehmet Kemal”, “Adil Düzen Diye Diye” adlõ kitaplarõn yazarõydõ. CHP’den Arõtman’a uyarõ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhur- başkanõ Abdullah Gül’ün annesinin Ermeni oldu- ğu iddiasõnõ gündeme getiren CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman, CHP grup yönetimi tarafõndan sözlü ve yazõlõ olarak uyarõldõ. CHP’li Arõtman, Cumhurbaşkanõ Gül’ün Erme- nilerden “özür dileme” kampanyasõyla ilgili ola- rak “herkes istediği değerlendirmeyi yapar” şeklindeki sözlerine karşõ “Gül, cumhurun yani Türk milletinin Cumhurbaşkanlığı’nı yapsın, et- nik kökeninin değil” değerlendirmesini yapmõş- tõ. Arõtman’õn bu sözleri bazõ çevreler tarafõndan tep- kiyle karşõnlanmõştõ. Arõtman ise sözlerinden geri adõm atmayarak açõklamalarõnõ sürdürmüştü. Bunun üzerine CHP genel merkez yönetiminin talimatõ üze- rine grup yönetimi Arõtman’õ uyarma kararõ aldõ. Uyarõnõn, Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay ta- rafõndan yapõldõğõ öğrenildi. Okay, Grup Yönetim Yönetmeliği’ne göre milletvekillerinin uzmanlõk alanlarõ dõşõnda TV programlarõna katõlabilmek için önceden grup yönetimini bilgilendirerek, onayõnõ al- masõ gerektiğini yazõlõ olarak da Arõtman’a iletti. Okay, hareketinin tekrarõ halinde hakkõnda disip- lin işlemi yapõlacağõnõ da Arõtman’a bildirdi. Gül’ün annesiyle ilgili sözleri partisinin de tepkisini çekti
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle