Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
sında doğru olanlar da vardı. Ancak bir bütün ola-
rak bakıldığında Türkiye’deki sağlık sistemi AKP uy-
gulamalarıyla birlikte içinden çıkılması giderek zor-
laşan bir karmaşaya dönüştü.
Sosyal devlet kavramının en temel unsurlarından
biri olan sağlıkta her birkaç ayda bir yeni bir uy-
gulamayla karşı karşıya kalıyoruz. Son olarak ec-
zacıları da sektörün bir parçası haline getirdiler.
Diyelim ki sürekli kullandığınız bir ilaç var, her za-
manki gibi eczanenize gittiniz, ilacınızı istediniz. 10
YTL muayene ücreti ödemeniz gerekiyor. Diyelim
ki yaptığınız ödemelerin belgesini toplamada has-
sassınız, fiş istediniz, eczacı size şu karşılığı veri-
yor:
“Özür dileriz, fiş veremeyiz. Çünkü bu bizim al-
dığımız bir para değil. Devlet adına sizden biz top-
luyoruz.”
Eczacı bir anlamda tahsildar yerine konuyor.
Çağdaş sağlık değerleri dikkate alındığında ec-
zacı sağlık hizmetinin çok önemli bir unsuru. Ec-
zacılar işlevlerinin daha yaşamsal hale gelmesini is-
tiyor ve şunu öneriyorlar:
Hastaya ilacı verdiğinizde ilacın etkisi konusun-
da biz de devrede olalım. Buna göre yeni bir sis-
tem geliştirilsin.
Hükümetse eczacıların bu isteği bir yana, yeni bir
yasa çıkarmaya hazırlanıyor. Eczacı ortaklığı geti-
rilecek, böylece bir sermaye sahibi istediği kadar
eczane sahibi olabilecek. Kısacası eczane zincir-
leri oluşacak.
İlk bakışta serbest bir ticaret ortamına geçiş gi-
bi görünen bu değişiklik özünde eczacıyı sağlık hiz-
meti veren bir kişi değil, reyon görevlisi durumuna
düşürecek.
Türkiye’deki ilaç pazarı yaklaşık 15 milyar dolar.
Uluslararası ilaç tekellerinin hesaplamalarına göre
giderek yükselen bir pazar. Öyle anlaşılıyor ki, özel
hastaneler konusunda yaşanan karmaşanın üstü-
ne şimdi eczacılar eklenecek.
Hükümetin kafasındaki değişiklikler yaşama geç-
tiğinde Türkiye’deki 24 bin eczaneden 7-8 bini ilk
aşamada kapısına zincir vuracak. Ayakta kalanlar
da zincirlenecek. Yani eczaneler zincirinin birer hal-
kası olacak.
Yürürlükteki eczacılık yasasının en önemli mad-
desi şu:
“Eczanenin sorumlusu eczacıdır.”
Çok doğal bir madde gibi görülen bu tümce ko-
nunun ruhunu oluşturuyor. Yapılması planlanan de-
ğişiklikle eczacı artık fiilen sorumluluğun dışına çı-
kıyor.
Dünyada kimi ülkeler eczanelerde zincir sistemini
benimsedi. Ancak uygulamada yukarıda sözünü et-
tiğimiz olumsuzluklar gündeme gelince bir kısmı vaz-
geçti, vazgeçmeyenler de çözüm arıyor.
Halen uygulanmakta olan sistemin olumsuzluk-
ları yok mu? Elbette var. Örneğin batıdaki kimi il-
lerde 700-800 kişiye bir eczane düşerken doğuda
15 bin kişiye bir eczane düşüyor. Hükümet, her alan-
da olduğu gibi burada da bu ve benzeri sorunları
çözüyormuş gibi gösterip daha köklü bir olum-
suzluğa imza atıyor.
Türk Eczacıları Birliği yarın tüm eczacılarla, öğ-
rencilerle ve sağlıkta dönüşümün mağduru olanlarla
birlikte Ankara’da Kolej Meydanı’nda sesini du-
yurmaya çalışacak.
Zincirlenmek istenen sadece eczaneler değil, Tür-
kiye’deki sağlık sisteminin en önemli halkasıdır.
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Gökçek’in 2004 yılı içinde 150 dolar açıktan fazla
para alarak Ankara halkını soyduğu ortaya çıktı. Bu pa-
raların iadesine karar veren Enerji Piyasası Denetle-
me Kurumu (EPDK); geri ödemelerin yapılması için ye-
niden harekete geçti.
EGO’nun (kuşku yok, belediye başkanlığının emriyle)
halktan topladığı fazla paraların dökümü şöyle: 50 mil-
yon dolar ve 39 milyon YTL!
Kılıçdaroğlu, Yüzleşme programında Gökçek’in
gündeme getirmediği bir başka marifetini gazetecilerle
yaptığı bir söyleşide ortaya attı.
Bugün RTE’ye bağlılık nutukları atan Gökçek, me-
ğer daha önceleri, herhalde bir diğer dinci partidey-
ken, RTE hakkında SESAR adındaki bir şirkete konuları
hayli ilginç araştırmalar yaptırmış.
“RTE’nin tutarsızlıkları, AKP’nin iktidara gelmesi na-
sıl önlenir, RTE iktidara geldiğinde nasıl yıpratılır?” gi-
bi konuları araştırması için şirkete 354 milyar 749 mil-
yon 999 bin 350 TL ödemiş.
Kılıçdaroğlu, belediye hizmetleri dışında kalan araş-
tırmalara ödenen 354 milyarın kaynağını soruyor.
RTE, TV’deki Kılıçdaroğlu’nun başarısıyla sonuçlanan
yüzleşmeden sonra, ortaya çıkan yeni olgular karşı-
sında acaba bağrımızda yılan mı besledik diyecek, yok-
sa kamuoyunun suçladığı, saldırganlıkla, bağırıp ça-
ğırarak, herkese hakaretler ederek sorumluluktan
kaçmaya çalışan bu adamı “artık yeter ya’vu” diyerek
bir kenara mı atacak?
Oysa atmamalı. Gökçek aday olmalı. Ankara halkı
-inşalllah- hâlâ ortalıkta yalancı pehlivan gibi dolaşa-
rak ekrandaki yüzleşmede 13 soruya yanıt alamadı-
ğı için 13-0 galip çıktığını söyleyebilen bu adama ge-
rekli dersi sandıkta vermeli…
Fakat üzerinde durulmadan şöyle üstünkörü bir de-
ğinmeyle geçiştirilen bir başka olayı açıkladı Kılıçda-
roğlu. Bu “olayın” da mutlaka açıklığa kavuşturulma-
sı gerekiyor.
Yüzleşme programında Kılıçdaroğlu olaya kısaca de-
ğindi:
“Ankara’ya alınan elektrik direkleri vardı. Tek firma-
dan alınıyor. Kayseri’de bu firma. Cumhurbaşkanımı-
zın yakınlarına ait bu firma.
Bununla ilgili bilgiler belgeler kamuoyuna yeteri ka-
dar yansımadı.
Gizleniyor bu belgeler ve birileri tarafından özel ola-
rak korunuyor.
Bunlar (direkler) özel imalat olduğu içinde ihaleye de
alınmıyor”.
Sorumlu kişilerin, ister cumhurbaşkanı, ister bir ba-
kan veya başbakan ya da belediye başkanı olsun…
iktidarları döneminde yakınlarına büyük maddi ka-
zançlar sağlamaları kamuoyunun her zaman ilgisini
çekti.
Çankaya’daki AKP’li toplumsal bu kuraldan ayrı tu-
tulabilir mi?
Öyleyse Çankaya bu konuda neden susuyor? Kay-
seri’dekinin yakınıyla ilgili belgeler, bilgilerin bir an ön-
ce kamuoyuna yansıtılması gerekmiyor mu?
Çankaya’daki AKP’liyle ilgili bir diğer iddiayı CHP Mil-
letvekili Canan Arıtman ortaya attı.
Bu iddia bir tepki. Arıtman, Çankaya’dakinin Er-
menilerden özür dilenmesini öneren bildiriye ılımlı ve
hoşgörü ile bakmasını sindiremedi.
Çankaya’dakinin annesinin kökeninin Ermeni ol-
duğunu söyledi. Kıyamet koptu, kopuyor.
Arıtman’ı sert biçimde eleştirenler artık Türkiye’de
bireylerin kökenleriyle ilgili konuşmanın insan hakla-
rı dahil hiçbir uygar söyleme, anlayışa sığmayacağından
başladılar, karşı söylemlerini Canan Arıtman’ı ırkçı, ka-
fatasçı, Nazi diye suçlamaya kadar götürdüler.
Dün Çankaya’nın “yakın çevresine annesinin Ermeni
kökenli olduğunu öne süren sözü ‘deli saçması’ diye
nitelediğini” içeren bir haber, kimi gazetelere yansıdı.
Aslında Çankaya’dakini savunmak için bu denli ağır
saldırılara gerek var mı?
Kim olursa olsun, mademki bireyler kökenleri ne-
deniyle suçlanamaz, eleştirilemez.
Öyleyse Çankaya’dakinin annesiyle ilgili söylemden
bu kadar gocunmasına da gerek yok!
Demokrasiye alabildiğine açıldığımız şu dönemde
-doğru değilse- söylenenleri resmen yalanlamaktan ka-
çınmak neden?
Bak Başbakanına; bir kez olsun şöyle yürekten ben
Türk’üm demedi. Eşim Arap, ben Gürcüyüm, diye açık-
lamalar yaptı... Başka örnekler de var:
Kürt başbakan, cumhurbaşkanı isim isim açıkla-
nırken; Ermeni kökenli olmak neden tepkilere yol açı-
yor?
Gerçekse söylenenler, Ermenilerden özür dilenmesini
isteyen “aydınlar”, Çankaya’da Ermeni kökenli bir ai-
leden gelen bir Cumhurbaşkanımız var diye överler,
övünürler!
Olay bu kadar basit efendim, bu kadar basit!
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 20 ARALIK 2008 CUMARTESİCUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul Y 12
Edirne Y 10
Kocaeli Y 11
Çanakkale Y 15
İzmir Y 15
Manisa Y 16
Aydın Y 15
Denizli Y 17
Zonguldak Y 14
Sinop Y 14
Samsun PB 14
Trabzon PB 14
Giresun PB 16
Ankara Y 8
Eskişehir Y 5
Konya B 4
Sıvas B - 1
Antalya Y 18
Adana PB 18
Mersin PB 18
Diyarbakır S 7
Şanlıurfa B 12
Mardin B 8
Siirt S 9
Hakkâri PB 1
Van S 3
Kars PB - 1
Oslo K 4
Helsinki K 4
Stockholm K 5
Londra PB 13
Amsterdam Y 11
Brüksel Y 10
Paris Y 9
Bonn Y 9
Münih K 4
Berlin Y 8
Budapeşte Y 6
Madrid PB 16
Viyana K 5
Belgrad Y 5
Soyfa Y 7
Roma PB 14
Atina Y 15
Zürih K 5
Moskova B - 2
Aşkabat PB 6
Astana B - 8
Taşkent B 3
Bakû K 6
Bişkek B 1
Tiflis B 7
Kahire A 22
Şam PB 9
Yurdun iç ve batı ke-
simleri parçalı çok bu-
lutlu, Marmara, Ege,
Batı Akdeniz, İç Ana-
dolu’nun kuzeybatısı ile
Batı Karadeniz yağışlı
geçecek. Yağışlar İz-
mir, Aydın ve Muğla
çevrelerinde etkili ol-
mak üzere gök gürültü-
lü sağanak olacak. Yur-
dun doğu kesimlerinde
buzlanma ve don olayı
ile birlikte sis görülecek.
Kriz Kader Değil, İnsan
Eliyle Yaratõldõ
ABD ve yakõn yandaşõ
gelişmiş ülkelerin, diz-
ginlerini elinde tuttuğu
bu kuruluşlarda hemen
hemen hiçbir değişikliğe
gitmek niyetinde olma-
dõklarõnõ açõklamada söy-
lemişler.
G20 Zirvesi’nden son-
ra bazõ liderler ne söyle-
miş bir bakalõm. George
W. Bush “Finansal pa-
zarları daha saydam ve
hesap verebilir yapmak
konusunda ülkelerimiz
anlaşmıştır” demiş. Al-
man Başbakanõ Merkel
ise “Başkan Bush hazi-
randa görevinden ay-
rılmadan uluslararası
ticaret üzerine olan Do-
ha görüşmelerinde bir
temel anlaşmaya ulaş-
mak için acele edilmeli-
dir”, Çin Dõşişleri Ba-
kanlõğõ Sözcüsü Qin
Gang ise “anlaşmanın,
çok yönlü, pozitif ve
dengeli” olduğunu söy-
lemiş. (http://en.wikipe-
dia.org/wiki/G20_sum-
mit)
Bush’a inandõnõz mõ?
Koskoca Irak’õ işgal edip
bombaladõktan sonra kit-
le imha silahõ bulamadõ-
ğõnõ itiraf eden Bush’a ne
düzeyde inanabilirsiniz.
Hangi saydamlõktan söz
ediyor. “Yönetim değiş-
ti Bush gidiyor” derse-
niz, Savunma Bakanõ’nõn
Obama döneminde yeri-
ni koruyacağõnõ size söy-
leyebilirim.
Ya Merkel’e ne deme-
li. Koyun can derdinde
kasap et derdinde. Doha
görüşmeleri güçlülerin is-
tediği gibi sonuçlanõrsa
gelişmekte olan ülkele-
rin pazarlarõnõ hemen he-
men tamamen işgal et-
miş olacaklar.
Krizin ülkemizi çok et-
kilememesini istiyorsak
önce kendi aklõmõza ve
kendi halkõmõza, kaynak-
larõmõza güvenmeliyiz.
Baştarafı 2. Sayfada
Tayfun ÖZKAYA
‘Özür’ krizi büyüyorANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - “Ermenilerden özür di-
liyorum” kampanyasõnõn devlet
içinde yarattõğõ kriz büyüyor.
Kampanyaya ilişkin, “Türki-
ye’de her şey konuşulabilmeli”
görüşünü ortaya koyan Dõşişleri
Bakanlõğõ’nõn bu açõklamayõ doğ-
rudan Bakan Ali Babacan’õn ta-
limatõ ile yaptõğõ iddia edildi.
Ermenilerden özür dileme kam-
panyasõna ilişkin tartõşmalarõn
dozu artõyor. Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan’õn gösterdiği
tepkiye karşõn Cumhurbaşkanõ
Abdullah Gül ile aynõ doğrultu-
da yaklaşõm sergileyen Dõşişleri
Bakanlõğõ içinde de önemli görüş
ayrõlõklarõnõn olduğu anlaşõldõ.
Cumhuriyet’in sorularõnõ ya-
nõtlayan ve kendisi de 1991’de
Atina’da görev yaptõğõ sõrada 17
Kasõm terör örgütünün saldõrõsõ-
na uğramõş olan emekli Büyük-
elçi, MHP Milletvekili Bölük-
başõ, “Dışişleri’nin açıklaması
denilen şeyde, ‘biz bu konuya gir-
miyoruz. Her konu Türkiye’de
serbestçe tartõşõlõr’ demiştir. Esef
verici bir açıklamadır. Bakan-
lığın bu açıklamadaki hissiyat-
ta olmadığını biliyorum. Bu
açıklama Ali Babacan’ın tali-
matıyla yapılmıştır. Onu da bi-
liyorum. Kendisine tavsiyem
eğer namuslu bir siyasetçiyse, o
aydınlar bildirisine imza koysun
Ali Babacan” dedi.
Dõşişleri Bakanõ Ali Babacan,
hükümetler arasõ konferans ne-
deniyle geldiği Brüksel’de gaze-
tecilerin konuyla ilgili sorularõ
üzerine, Ermenistan-Türkiye ve
Azerbaycan-Ermenistan arasõnda
müzakerelerin devam ettiğine
dikkat çekti. Babacan, “İfade
özgürlüğünden yanayız ama
somut veriler ve kanıtlar orta-
ya konmadan gerçekleşen bu tip
yaklaşımların doğru olmadığı-
nı düşünüyoruz, herkesin so-
rumluluk anlayışı içinde dav-
ranmasını bekliyoruz” dedi.
Emekli diplomatlarõn karşõ bil-
dirisindeki imza sayõsõ dün itiba-
rõyla 84’e ulaşõrken, özür diliyo-
rum kampanyasõnõn internetteki
listesine, kampanyaya destek ver-
meyen hatta doğrudan Ermeni
terörüne kurban olan İsmail Erez
gibi diplomatlarõn isimlerinin de
yazõlmõş olmasõ dikkat çekti. Lis-
tede, kampanyaya destek vermesi
söz konusu olmayan eski Türk Ta-
rih Kurumu Başkanõ Yusuf Ha-
laçoğlu ile eski ulusal güreşçi
AKP milletvekili Hamza Yerli-
kaya’nõn isimleri bile yazõldõ.
Bu durum kampanyanõn sulandõ-
rõldõğõnõ da gösterdi.
Hükümetten ‘otomatik kayıt’ itirafı
AYŞE SAYIN
ANKARA - Türkiye İstatistik Kuru-
mu’ndan (TÜİK) Sorumlu Devlet Bakanõ Na-
zım Ekren, adrese dayalõ nüfus kayõt siste-
mini savunurken 6 milyonluk seçmen artõşõ-
nõ 18 yaşõnõ doldurmuş bütün yurttaşlarõn
“otomatik kaydedilmesine” bağladõ. Ancak
298 sayõlõ Seçimlerin Temel Hükümleri ve
Seçmen Kütükleri hakkõndaki yasa herkese
seçmen olma hakkõ vermiyor. Yasa, “silah al-
tında bulunanların, hükümlülerin” oy kul-
lanamayacağõnõ hükme bağlarken “kamu
hizmetlerinden kısıtlı olanları” da seçmen
kabul etmiyor.
Devlet Bakanõ Nazõm Ekren Meclis’te mil-
letvekillerinin adrese dayalõ kayõt sistemine
yönelik eleştirilerine yanõt verirken seçmen
kayõtlarõnda tek kriterin “seçmen yaşına
gelme” olduğu itirafõnda bulundu. Ekren, seç-
men sayõsõndaki 5.5-6 milyonluk artõşõn ne-
denini de şöyle açõkladõ: “Daha önce -adrese
dayalı olsun ya da olmasın- yapılan sa-
yımlarda, toplam nüfusun ve toplam seç-
men yaşı içindeki nüfusa kayıtlı seçmenin
ortaya çıkışındaki tercihin ana kaynağının
seçmenlerin iradelerine bağlı olmuş ol-
masıdır. Yapılan seçim kayıtlarının askı-
da tutulması sürecinde, eğer bu potansiyel
seçmenler buna yönelik herhangi bir açık-
lamada, itirazda, tercihte bulunmadıkla-
rında seçmen yaşı ile kayıtlı seçmen farkı
buradan geliyordu ama adrese dayalı nü-
fus sisteminden sonra 18 ve üstü fiilen be-
lirlendiği için bu da otomatik olarak seç-
men nüfusu olduğu için ortaya çıkan so-
nucun farklı olarak algılanmasının birin-
ci nedenini burada aramak gerekir.”
Seçmen kütükleriyle ilgili inceleme yapan
ve konuyu sõk sõk Meclis gündemine getiren
CHP Milletvekili Ahmet Ersin, birçok yer-
de yanlõş, hatalõ yazõm nedeniyle, çok sayõ-
da seçmen iptali olduğuna dikkat çekerek “Pe-
ki bu iptal edilenler ne oluyor, onlar nereye
yazılıyor? YSK yetkililerine bu konuyu sor-
duğumda hiçbir yanıt alamıyorum” dedi.
YSK bugün toplanıyor
Yüksek Seçim Kurulu (YSK), seçmen kü-
tükleriyle ilgili iddialarõ değerlendirmek üze-
re bugün toplanõyor. YSK Başkanõ Muam-
mer Aydın, terör örgütü üyelerinin seçmen
kütüklerinde yer aldõğõ iddialarõna ilişkin
soru üzerine “Türkiye Cumhuriyeti va-
tandaşı, mahkemece mahkûm olmamış, hü-
kümlü olmamış, seçmen kütüğüne yazılma
koşullarını taşıyorsa ve anasının, babası-
nın yanında, adresinde bulunuyorsa terö-
rist olsa da bu kişiyi seçmen olarak yazmak
durumundayız. Teröristi, diyelim ki asker
yakaladı, cezaevine aldı, bu kişi cezaevin-
de oyunu yine kullanacaktır, engel değil,
çünkü hükümlü değildir” diye konuştu.
Erdoğan’õn kampanyaya tepkisine karşõn Dõşişleri’nin tutumu tartõşõlõyor
BAKANLIKTAN GECİKEN TEPKİ
Dõşişleri Bakanlõğõ, Bakanlõk Sözcüsü Burak Özügergin
aracõlõğõyla açõklama yaptõ. Özügergin, “Şehitlerimize sahip
çıkıyoruz. Ermeni iddiaları hakkındaki görüş ve düşün-
celerimiz bilinmektedir. Sayın Dışişleri Bakanı Ali Baba-
can, esasen bu hususları bugün (dün) ifade etmiştir. Bu
kapsamda, bir grupça başlatılmak istenen “özür dileme”
kampanyasını yanlış bir girişim olarak görüyoruz” dedi.
ATV-Sabahbinasınagrevkararıasıldı
ATV-Sabah’ta yürütülen toplu iş sözleşme-
si görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması
üzerine alınan grev kararı, Ankara Temsilci-
liği’ne asıldı. Grev kararını asmak üzere Tür-
kiye Gazeteciler Sendikası (TGS) üye ve yö-
neticileri, Türk-İş Genel Mali Sekreteri Ergün
Atalay, HAK-SEN Genel Başkanı Ayhan Çi-
vi, Türkiye Haber-İş Genel Başkanı Ali Akcan,
Eğitim-Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç da
temsilcilik önünde toplandı. Katılımcılar, ça-
lışanların sendika ve toplusözleşme hakkına
saygı gösterilmesine yönelik sloganlar attılar.
TGS Başkanı Ercan İpekçi sendikaların, sivil
toplum örgütlerinin ATV ve Sabah çalışanla-
rına verdiği desteğe dikkat çekerek, çalışanların
kendilerine verilen bu önemi görüp, karşılık-
sız bırakmaması gerektiğini söyledi. İşverenin
örgütlenmeyi kırmak için çalışanlara çeşitli va-
atlerde bulunduğunu anlatan İpekçi “Bu top-
lusözleşmenin değeri hiçbir şeyle ölçülemez. Ça-
lışanlar da toplusözleşmeden daha değerli bir
şey olmadığını görmeliler” dedi.
GENELKURMAY
‘Kampanya
hem yanlõş
hem zararlõ’
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Genelkurmay İleti-
şim Dairesi Başkanõ Tuğgene-
ral Metin Gürak, Ermeniler-
den özür dilenmesi kampanya-
sõnõn hem yanlõş hem de zararlõ
olduğunu söyledi.
Haftalõk basõn toplantõsõnda
güncel gelişmeleri değerlendiren
ve sorularõ yanõtlayan Gürak, 5-
19 Aralõk tarihlerindeki iç gü-
venlik olaylarõ hakkõnda bilgi
verdi. Gürak, dönem içinde 3’ü
ölü, 7’si sağ ve 9’u teslim olmak
üzere toplam 19 bölücü terör ör-
gütü mensubunun etkisiz hale
getirildiğini kaydetti. Gazetecile-
rin sorularõnõ da yanõtlayan Gü-
rak, Irak’õn kuzeyinde 1992 yõ-
lõnda oluşturulan Zeli kampõnda
“bir grup terör örgütü mensu-
bunun Türkiye tarafından tes-
lim alınmak yerine bombalan-
dığı” iddialarõnõn anõmsatõlmasõ
üzerine “Geçmişte yaşanan bir
olayla ilgili spekülatif bazı şey-
ler basında yer alıyor. Bunlar-
la ilgili şu anda söyleyecek bir
şey yok” dedi. Gürak, “Ermeni-
lerden özür dileme kampanya-
sı” ile ilgili olarak Genelkurmay
Başkanlõğõ’nõn görüşünün sorul-
masõ üzerine de “Bizim burada
görüşümüz, yapılanları kesin-
likle doğru bulmuyoruz. Özür
dileme yanlış olduğu kadar za-
rar verici sonuçlar da doğura-
bilecek bir davranıştır” açõkla-
masõnõ yaptõ.
Gürak, Ergenekon davasõ kap-
samõnda emekli Tuğgeneral Veli
Küçük ve JİTEM’e ilişkin soru-
lara da “Devam eden bir da-
vayla ilgili bir şey söylemek
mümkün değil” yanõtõnõ verdi.
BakanEkrenseçmenkayõtlarõndatekkriterin‘seçmenyaşõnagelme’olduğunubelirttiSIVAS KATLİAMI DAVASI
Savcõgörüşdeğiştirdi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sõvas da-
vasõnda, savcõ Mustafa Bilgili, 35 aydõnõn
yaşamõnõ yitirdiği katliama ilişkin ana dava-
dan dosyalarõ ayrõlan 7 sanõkla ilgili esas
hakkõndaki görüşünü değiştirdi. Bilgili daha
önce davasõnõn düşürülmesini istediği, kat-
liamõn ana faillerinden eski RP’li Cafer Er-
çakmak’õn “anayasal düzeni yıkmaya te-
şebbüs” suçundan ceza alma olasõlõğõ nede-
niyle arama kararõnõn sürmesini istedi. Sav-
cõ, diğer 6 kişi hakkõnda ise zamanaşõmõnõn
dolduğu gerekçesiyle davanõn düşürülmesi-
ni talep etti.
Ankara 11. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde
görülen davanõn dünkü duruşmasõnda söz
alan müdahil avukat Şenal Sarıhan, sanõk
İhsan Çakmak’õn, hakkõndaki yakalama
emrine karşõn evlendiğini, çocuğunu nüfusa
kaydettirdiğini ve ehliyet aldõğõnõ söyledi.
Sarõhan, böylesine önemli bir olayõn iyice
soruşturulmasõ gerektiğini kaydetti.
Murat Acıpayamlı yaşamını yitirdi
İstanbul Haber Servisi - Gazeteci yazar Murat
Acõpayamlõ geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamõnõ
yitirdi. Acõpayamlõ, Çorum Ulu Cami’nde kõlõ-
nan ikindi namazõnõn ardõndan Ulu Mezarlõk’ta
toprağa verildi. Ordu’da 1950’de doğan Acõpa-
yamlõ, 20 yõldõr serbest gazeteci olarak çalõşõyor-
du. Acõpayamlõ’nõn “Kuvay-õ Milliyeci Hatice”,
“Ben Boğazlõyan Kaymakamõ Mehmet Kemal”,
“Adil Düzen Diye Diye” adlõ kitaplarõn yazarõydõ.
CHP’den Arõtman’a uyarõ
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhur-
başkanõ Abdullah Gül’ün annesinin Ermeni oldu-
ğu iddiasõnõ gündeme getiren CHP İzmir Milletvekili
Canan Arıtman, CHP grup yönetimi tarafõndan
sözlü ve yazõlõ olarak uyarõldõ.
CHP’li Arõtman, Cumhurbaşkanõ Gül’ün Erme-
nilerden “özür dileme” kampanyasõyla ilgili ola-
rak “herkes istediği değerlendirmeyi yapar”
şeklindeki sözlerine karşõ “Gül, cumhurun yani
Türk milletinin Cumhurbaşkanlığı’nı yapsın, et-
nik kökeninin değil” değerlendirmesini yapmõş-
tõ. Arõtman’õn bu sözleri bazõ çevreler tarafõndan tep-
kiyle karşõnlanmõştõ. Arõtman ise sözlerinden geri
adõm atmayarak açõklamalarõnõ sürdürmüştü. Bunun
üzerine CHP genel merkez yönetiminin talimatõ üze-
rine grup yönetimi Arõtman’õ uyarma kararõ aldõ.
Uyarõnõn, Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay ta-
rafõndan yapõldõğõ öğrenildi. Okay, Grup Yönetim
Yönetmeliği’ne göre milletvekillerinin uzmanlõk
alanlarõ dõşõnda TV programlarõna katõlabilmek için
önceden grup yönetimini bilgilendirerek, onayõnõ al-
masõ gerektiğini yazõlõ olarak da Arõtman’a iletti.
Okay, hareketinin tekrarõ halinde hakkõnda disip-
lin işlemi yapõlacağõnõ da Arõtman’a bildirdi.
Gül’ün annesiyle ilgili sözleri partisinin de tepkisini çekti