24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 20 ARALIK 2008 CUMARTESİ 6 HABERLER CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Suriye İzlenimlerim Damascus Çarşamba günü bir gazeteci ve medya görevlisi topluluğuyla Suriye’ye geldim. Otuz yıl kadar önce Urfa-Ceylanpınar’da “Kara Çar- şaflı Gelin” filmi çekilirken aziz ve sevgili dostum Be- kir Yıldız’la sınır kenti Haseke’de geçirdiğimiz birkaç saat sayılmazsa bu komşu ülkeye ilk gelişim. Sadece Suriye’ye değil bir Arap ülkesine ilk geli- şim... Yüzlerce yıllık ortak bir siyasal ve kültürel tarihe sa- hip olduğumuz Ortadoğu ülkeleriyle bunca uzak olu- şumuz büyük bir çelişki. Birçoğumuz, komşu Ortadoğu ülkelerinin harita- daki yerlerini bile doğru dürüst göz önünde canlan- dıramayız. Kimilerimiz için ise bu komşuluk fikri “din kardeş- liği” şablonundan öteye geçmez. Oysa gerçek, her zaman ve her konuda olduğu gi- bi, herhangi bir şablondan çok daha karmaşık, so- mut ve zengin… Gelmeden önce internette küçük bir gezinti yap- mıştım. Suriye’nin nüfusu 19 milyon kadar. Şu anda bulunduğumuz başkent Şam’ın (Da- mascus) nüfusunun beş milyona yaklaştığı tahmin edi- liyor. Yazımın yayımlanacağı cumartesi günü gideceği- miz Halep ise az bir farkla başkenti izliyor. Benim asıl ilgimi çeken, ‘Hıristiyan Arap’ların bu ül- kede birkaç milyonluk bir nüfusa sahip olmaları... İslamın doğduğu Ortadoğu coğrafyasında da mil- yonlarca Hıristiyan Arap bulunduğuna göre herhan- gi bir dinin bir ulusu ya da insanlığı temsil edeme- yeceği çok açık… Tutuculuğun sapkınlıktan başka bir şey olmadığı- nın göstergelerinden biri de bu olsa gerek. Perşembe günü ziyaret ettiğimiz Aramî kenti Ma- lula’daki tarihî kilisede genç ve besbelli ki entelek- tüel papazın “kurban” konusunda söyledikleri -şu sı- ralarda bizim için de güncel olduğundan- ilginçti. “Putperestler” kurban kanlarını tapınaklarında ku- yu gibi bir yerde biriktirirlermiş. Bu gelenek ve uygulama Hıristiyanlıkta da bir sü- re devam etmiş. Papaz sözlerini bağlarken, bana kalırsa azıcık da “müstehzi”, Hıristiyanlıkta “kurban” geleneğinin büs- bütün ortadan kalkmış olmasa da simgeleşerek ek- mek ve şaraba dönüştüğünü söyledi… İslamda da günün birinde şu ya da bu biçimde böy- le bir simgeleştirme (bana kalırsa uygarlaşma) olgusu yaşanacak mıdır dersiniz?.. Yine perşembe günü akşamı Suriye’deki Büyük- elçiliğimizin “rezidans”ında verilen kokteyl sırasında bir Suriye TV’sinin sorularına verdiğim yanıtları özet- leyerek yineleyecek olursam: Aramızda en uzun sınırın bulunduğu bu ülkeyi ye- terince bile değil belki de hiç tanımıyoruz. Örneğin ben, bir edebiyatçı olarak, günümüz Su- riye edebiyatı konusunda çok az bilgi sahibiyim. (Bunları yazarken yazar örgütlerimizin son za- manlardaki Suriye ziyaretlerini anımsadım. Ama yi- ne de edebiyatlarımızdan karşılıklı olarak kapsamlı çe- viriler yapılmış değil.) Suriyeliler de (belki sınıra yakın yaşayanlar dışın- da) Türkiye hakkında yeterli bilgiye sahip değiller. Sınırdaş iki ülke arasındaki bu karşılıklı bilgisizliği aşmak gerekiyor… Yabancı ülkelere, özellikle de komşu ülkelere yol- culuklarımda düşündüğüm bazı şeyleri Suriye’de da- ha da güçlü biçimde düşündüm… Ülkemiz Türkiye, dünyada (ve özellikle de bulun- duğu coğrafyada), her anlamda ve her bakımdan çok etkin bir konuma sahip olabilir… Doğu ve Batı arasında bir köprü oluşturmamız, sim- gesel olmaktan çok daha fazla anlamlar taşıyor… Biz bir sentez ülkesiyiz. Ne sadece Doğu ne sadece Batı’yız. Doğu bizi Batı’ya açılan kapı olarak görmek isti- yor… Batı kendisinden saymasa bile dışlamayı da ba- şaramıyor. Türkiye ise kendi gerçekliğinin bilincinden yoksun, Batı tapınmacılığı ile Doğu’ya savrulma arasında yalpalayıp duruyor… Oysa yapılması gereken, geçmişin büyük kültür mi- rasını ne abartıp ne yadsıyarak, fakat çağdaş bir an- layışla değerlendirmeyi başararak Cumhuriyetin ola- ğanüstü kazanımlarıyla birleştirip bütünleştirebil- mek… Böylece Doğu’nun beklentilerini karşılarken Batı’yı da bize ilişkin olarak bir özeleştiriye, kendisiyle he- saplaşmaya yöneltebilmek… Ülkemizin bunu başarabildiği ölçüde akıl almaz bü- yüklükte gelişme ve etkinlik potansiyelleri yakala- yabileceğine inanıyorum… Suriye izlenimlerimi yazmayı sürdüreceğim. ataolb@cumhuriyet.com.tr Faks: (0212) 343 72 64 Gazeteci Tamer öldü ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Gazeteci Hüseyin Tamer evinde oğlu Efe Tamer tarafõn- dan ölü bulundu. Sürekli basõn kartõ sahibi ve Çukurova Gazeteciler Cemiyeti ile Türkiye Spor Yazarlarõ Derneği üyesi olan Tamer, uzun yõllar Tercüman gazetesinde çalõşmõştõ. Bir süredir ruh sağlõğõyla ilgili tedavi gördüğü belirtilen Ta- mer’in cenazesi dün ÇGC’de yapõlan törenin ar- dõndan Kabasakal Mezarlõğõ’nda toprağa verildi. Savunma yapan Muammer Karabulut iddianamenin bir değişim mühendisliği eseri olduğunu iddia etti Ergenekon AKP’nin tertibi HATİCE TUNCER / HİLAL KÖSE Ergenekon davasõnõn 29. oturu- munda savunma yapan tutuklu sanõk Noel Baba Vakfõ ve Noel Baba Barõş Konseyi Başkanõ Muammer Kara- bulut, Yargõtay’õn birleştirme kararõ- nõn, Danõştay saldõrõsõnõ ve Ergenekon tertibini yapanlarõn aynõ merkez ol- duğunu ortaya çõkardõğõnõ ifade etti. Örgüt üyesi olduğu iddiasõyla yar- gõlanan Karabulut, Ergenekon dava- sõnõn, AKP’nin bir tertibi olduğunu söyledi. İddianamenin bir değişim mühendisliği eseri olduğunu savunan Karabulut, “Bu stratejileri değişim mühendisleri kurar. Biz farkına va- ramadık ama değişim mühendisliği ABD’de en gözde meslektir. Toplu- mu ele geçirmek için olmayanı var gibi göstermek, olanı yok göster- mekten daha kolay” dedi. Ergenekon operasyonlarõnda sabaha karşõ ev ve iş- yeri basõlarak, iftira atõlarak olmayan örgütün var gibi gösterildiğini, bunun ülke gerçeklerini yok saymaktan daha kolay olduğunu ifade etti. Antalya’da 22 Şubat 2008’de gözaltõna alõndõğõnõ, uçakla İstanbul’a getirildiğini anlatan Karabulut, iki günlük sorgusunun “hoş ve boş” sohbetle geçtiğini söyledi. 2 Mart 2001’de “homoseksüel haham” diye tanõmladõğõ Tuncay Güney’den ele geçirilen Ergenekon belgesinin 30 Nisan-1 Mayõs 2001’de gazeteci Feh- mi Koru tarafõndan yayõmlandõğõnõ be- lirten Karabulut “Kimse Koru’ya 2001’de bu belgeyi nereden buldu- ğunu sormadı” dedi. Güney’in anla- tõmlarõ üzerine başlatõlan soruşturma- ya takipsizlik kararõ verildiğini anõm- satan Karabulut, “Ergenekon ne za- man ki 12 Haziran 2007’de Ümra- niye’de el bombaları ile döllendiril- di, sezaryenle ikinci kez dünyaya ge- tirildi. Türk’ün Türeyiş destanı Er- genekon’un adı, olmayan terör ör- gütüne konuldu” diye konuştu. Yüce Divan’da bitecek İddia makamõnõn ünlü roman kah- ramanõ Harry Potter gibi beceriksiz çocuk sendromuna yakalandõğõnõ ifa- de eden Karabulut, Yargõtay’õn An- kara’da görülen Danõştay’a saldõrõ da- vasõ ile Ergenekon davasõnõ birleştir- me kararõnõn, kendi üzerlerine yapõş- tõrõlmak istenen Danõştay cinayetinden aklanma fõrsatõ doğurduğunu söyle- yerek, “Yargıtay, Danıştay saldırısı ve Ergenekon tertibinin aynı mer- kezden planlandığını ortaya koy- muştur. Türk Silahı Kuvvetleri gi- bi Danıştay da Ergenekon tertipçi- lerinin hedefidir. Yargıtay Ergene- kon’dan çıkış kararını oybirliği ile almıştır. Üyeleri kutluyorum. Sav- cının Osman’ı, tanımadığı insanlar- dan bombaları nasıl aldığını tek tek açıklayacak” diye konuştu. Karabu- lut, “Bu dava Yüce Divan’da so- nuçlanacaktır. Mahkeme böyle plan- lı bir davayı daha fazla sürdürme- melidir” dedi. Mahkeme heyetine “Bu bir veba mikrobu, bu mikrobun daha fazla Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne bulaştırmalarına engel olun” diye seslendi. Veli Küçük ile tanışma Finansbank’õn 3 Nisan 2006’da Yu- nan Milli Bankasõ’nõn satõn alõnmasõ- nõn ardõndan bu konu üzerine araştõr- malar yaparken, Veli Küçük’ün Fiba Holding bünyesinde bulunan Endi Yönetim Kurulu’nda ismine rastladõ- ğõnõ belirterek, şöyle devam etti: “Doğruluğunu ve ilişkiyi araştı- rırken de Veli Küçük ile görüşmenin daha doğru olacağına kanaat getir- dim. Kendisini telefonla arayarak Fi- nansbank satışının arkasındaki kuş- kularımı paylaştım. Benden konu ile ilgili yazılarımı istedi. Yolladım. Bir kez de yüz yüze görüştük.” Finansbank’õn Yunan Milli Ban- kasõ’na satõlmasõnõn Fener Rum Ki- lisesi’nin ekümenik siyasetiyle ve İs- tanbul’un Yeni Roma’nõn başkenti yapõlmasõyla ilgili olduğunu savunan Karabulut, bu satõşta yapõlan hileyi tespit ettiğini ileri sürdü. Satõşõn ip- tali için Danõştay’a açtõğõ davanõn sür- düğünü söyleyen Karabulut, tutuk- lanmasõnõn nedeninin Papa’nõn Tür- kiye’ye yapacağõ ziyaretle ilgili ya- zõlarõ, Veli Küçük ile görüşmesi ol- duğunu ifade etti. Jet Fadıl’ı zamanaşımı kurtardı Haber Merkezi - Almanya’daki bazõ Türk yurttaşlarõnõ dolandõrdõğõ gerekçesiyle 4 yõl 2 ay hapse mahkûm edilen, JET-PA Holding Yönetim Kurulu Başkanõ Fadõl Akgündüz hakkõndaki dava, 7.5 yõllõk zamanaşõmõ süresi dolduğu için ortadan kalktõ. İsviçre bankalarõndaki hesaplarõna konan tedbir ve yurtdõşõna çõkõş yasağõ kaldõrõlan Akgündüz’ün tahliye olabilmek için ödediği 150 bin YTL kefalet de iade edilecek. Bakõrköy 8. Ağõr Ceza Mahkemesi’nce yargõlanan ve 10 Ekim 2002 tarihinde tutuklanan Akgündüz dava kapsamõnda 15 ay hapis yatmõştõ. 3 şikâyetçinin ifadeleri alõnmadõğõ için karar, Yargõtay’da usulden bozulmuştu. Davayõ yeniden görüşen mahkeme, 7 yõl 6 aylõk zamanaşõmõ süresinin fazlasõyla dolduğunu belirterek dosyayõ ortadan kaldõrdõ. ÖDP’de Ergenekon depremi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Özgürlük ve Dayanõşma Partisi (ÖDP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK), parti içinde Ergenekoncularõn olduğu imasõnda bulunan Genel Başkan Ufuk Uras’õ kõnadõ. Önceki gün İstanbul’da toplanan ÖDP MYK bir açõklama yaptõ. Açõklamada Ergenekon davasõnõn olumlu yönler barõndõrmakla birlikte ÖDP’nin, davayõ “devlet içindeki egemenlik ve çõkar çatõşmasõnõn bir parçasõ” olarak gördüğü ifade edildi. Açõklamada “Partimizi ve Türkiye sosyalist hareketlerinin bütün geçmiş devrimci değerlerini faşistlik, milliyetçilik ve Ergenekonculuk gibi suçlamalarla karalamaya çalõşan ve bu saldõrõlara çanak tutarak destekleyen tutumlarõ, çevreleri ve kişileri kõnõyoruz” denildi. Özkan parti başkanı oluyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski HÜRPARTİ Genel Başkanõ Yaşar Okuyan, YENİPARTİ Genel Merkezi’nde düzenlediği basõn toplantõsõnda, partinin 1. Olağan Kongresi hakkõnda bilgi verdi. YENİPARTİ’nin yarõn yapõlacak 1. Olağan Kongresi’nde, Ergenekon davasõ kapsamõnda cezaevinde tutuklu bulunan gazeteci Tuncay Özkan’õn genel başkan olmasõ için delegeler tarafõndan teklif verileceğini bildirdi. Hakaret eden babasını öldürdü KOCAELİ (AA) - Kocaeli’nin Derince ilçesi Fatih Mahallesi Yörük Sokak’taki evlerinde Sevim K. (18) ile babasõ Ali K. (50) arasõnda genç kõzõn sobayõ yakamamasõndan dolayõ tartõşma çõktõ. Ali K, kõzõna küfürlü sözlerle hakaret ederken Sevim K’nin mutfaktan bõçağõ alarak annesi Seyfi K’nin gözleri önünde babasõnõ bõçakladõğõ iddia edildi. Bayrampaşa Cezaevi önünde toplanan Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği (TAYAD) üyeleri, “Diri diri yakan bomba açıklansın” dövizleri taşıyıp, “Kahramanlar ölmez halk yenilmez”, “19- 22 Aralık katliamcıları yargılansın” sloganları attılar. İstanbul Haber Servisi - Türkiye ce- zaevleri tarihinin en büyük ve en kan- lõ baskõnõ olan “Hayata Dönüş Ope- rasyonu”nda yaşamlarõnõ yitirenler dün karanfillerle ve marşlarla anõlõrken, katliamõn sorumlularõ protesto edildi. TAYAD’lõ aileler adõna basõn açõk- lamasõnõ okuyan Gülsen Kargın, “Operasyonlarda 28 tutuklu ve hü- kümlü yaşamını yitirdi. Operasyon- larda 6 kadın diri diri yakılarak öl- dürülmüştü. Buna karşın dönemin Adalet Bakanı 28 insanın ölümüyle sonuçlanan operasyonun çok başarılı olduğunu söylemişti” dedi. Operas- yonlarda 20 bin bombanõn kullanõldõ- ğõnõ savunan Kargõn, “Ne olduğu açık- lanmayan kimyasal bombalar ve si- lahlarla insanlarımız yakıldı. Bu kimyasal bombalar, silahlar neydi? Evlatlarımızı hangi kimyasal silah- larla yaktınız, açıklayın” diye konuştu. Açõklamanõn ardõndan Grup Yorum üyeleri de marşlarõyla operasyonu la- netlediler. İnsan Haklarõ Derneği (İHD) üyele- ri de yine Bayrampaşa Cezaevi önün- de toplanarak, operasyonu kõnadõlar. İHD üyesi Rıza Dalkılıç, “Cezaevle- rinde, tecrit ve izolasyon koşulları kaldırılmalıdır. 19 Aralık katliamı davası sorumluları yargılanmalıdır. Cezaevlerinde sohbet hakkı tanıyan 45/1 sayılı genelge uygulanmalıdır. Cezaevleri sivil izlemeye açık olma- lıdır” dedi. ‘FENER RUM PATRİKHANESİ KAPATILSIN’ K arabulut, Noel Baba Vakfõ’nõn önerisiyle 28 Ekim 2005 tarihinde İstanbul’da başlatõlan Fener Rum Kilise- si’nin Yunanistan’a taşõnmasõna yönelik kampanya ne- deniyle bir dönem Milli Güç Platformu’nun sözcülüğünü yap- tõğõnõ söyledi. Bu kampanyanõn Noel Baba Vakfõ’na ait ol- duğunu, vakfõn Fener Rum Patrikhanesi’ne, anayasayõ çiğnediği için bu tavrõ aldõğõnõ iddia etti. Kurucusu ve baş- kanõ olduğu Noel Baba Barõş Konseyi’nin hiçbir konuda ta- limat almasõnõn söz konusu olmayacağõnõ belirten Karabu- lut, konseyin Amerika, Tunus, Fildişi Sahilleri, Lübnanlõ üye- lerinin yanõnda tek Türk üyenin de kendisi olduğunu belirtti. Karabulut, “Ben Fener Rum Kilisesi’nin Türkiye’deki ikin- ci sorunuyum. Yaşamak için onunla savaşmak zorundayõm. Türkiye’yi bilmem. Patrikhanenin kapatõlmasõ için ömrümün sonuna kadar mücadele edeceğim” dedi. Konseyin yönetim kurulu üyesi Sevgi Erenerol’un tutuk- lanmasõnõn ardõndan basõn açõklamasõ yapmasõnõn çok do- ğal olduğunu söyleyen Karabulut, “O zaman bu savcõ, Si- nan Aygün’e sahip çõkan Rifat Hisarcõklõoğlu ve Mustafa Koç’u da tutuklamak zorundadõr. Ben buradan suç duyu- rusunda bulunuyorum” dedi. Türkiye’nin devlet düzeniyle bir sorunu olmadõğõnõ, sorunu olanlarõn laiklik karşõtlarõ, id- dia makamõ veya iddia makamõnõ bu soruşturmaya teşvik edenler olduğunu savundu. Karabulut, “Çünkü var gibi gös- terilen suç, mevcut, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk dev- leti olan ulusal düzenimiz ve yasalarõmõzla ilgili değil, ol- masõ istenen İstanbul merkezli, yeni õlõmlõ din devlet düze- ni ve onun değiştirilmek istenen yasalarõyla ilgilidir” dedi. Hayata dönemeyenler anõldõ U N U T M A Y A L I M Ç A Ğ R I S I 19 Aralık 2000 tarihinde cezaevlerine yönelik yapılan ve 28 tutuklunun ya- şamını yitirdiği Hayata Dönüş Ope- rasyonu, 8. yılında kınandı. Halk Cep- hesi üyeleri, Adana’da İnönü Par- kı’nda toplanarak operasyonu pro- testo etti; öldürülenleri andı. “So- rumlular yargılansın”, “19 Aralık’ı unutma”, “Adalet istiyoruz” ve “Ka- tiller hesap verecek” şeklinde slogan atan göstericilerin eylemi için Emni- yet güçleri yoğun güvenlik önlemi al- dı. “Zamana ve adaletsizliğe boyun eğ- meyeceğiz. 19 Aralık’ı unutmayacağız” yazılı pankart açan eylemciler adına açıklama yapan Halk Cephesi Dö- nem Sözcüsü Mehmet Bıldırcın, “Kur- şunlanıp yakıldığımız o günlerin yıl- dönümüne ilişkin, unutmama çağrı- sında bulunuyoruz” dedi. “Hayata Dönüş Operasyonu”nda yaşamlarõnõ yitirenler dün karanfillerle ve marşlarla anõlõrken, katliamõn sorumlularõ protesto edildi. Operasyonda 20 bin kimyasal bombanõn kullanõldõğõ savunuldu Haber Merkezi - El Kaide terör ör- gütüne yönelik operasyonda 38 kişi göz- altõna alõnõrken Sultanbeyli’de faaliyet gösteren medrese tarzõ okulda aralarõnda 5 yaşõndakilerin de bulunduğu çocuk- lara eğitim verildiği ortaya çõktõ. El Kai- de üyelerinin kara çarşafla kuyumcu soyduğu da görüntülerde yer aldõ. İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, İstanbul, İzmir ve Manisa’da eşzamanlõ düzenlenen operasyonlarda yakalanan 38 kişi arasõnda öldürme olaylarõna karõşanlarõn da bulunduğu- nu belirtti. Cerrah, bazõ faili meçhul ci- nayetlerin aydõnlatõlacağõnõ ifade etti. Yakalananlardan bazõlarõnõn Afganis- tan’daki El Kaide kamplarõnda eğitim gördüğü de ortaya çõktõ. Zanlõlarõn, yabancõ kuruluşlara yönelik eylem ha- zõrlõğõ içinde olduklarõ öne sürülüyor. İstanbul’da gözaltõna alõnanlarõn, Pendik’te bir kişinin silahla öldürülmesi ve bir kişinin de yaralanmasõ, Malte- pe’de bir kahvehane sahibinin silahla tehdit edilmesi ve bu olayõn ardõndan kendilerini takip eden polislerden biri- nin yaralanmasõ, Maltepe’de bir ku- yumcunun uzun namlulu silah tehdidi ile gasp edilmesi ve işyerindeki bir ki- şinin yaralanmasõ, gasp ve oto hõrsõz- lõğõ olaylarõna karõştõklarõ saptandõ. Sultanbeyli’de okul Bu kişilerin Sultanbeyli’de dini esas- lara göre eğitim verilen, medrese tipinde bir eğitim merkezi kurduklarõ tespit edil- di. El Kaide okulunda çocuklara veri- len karnelerde, öğrenciler, “itaat”, “edep”, “hayâ” ve “kararlarında adalet” gibi başlõklar altõnda değer- lendirildiği görüldü. Takdir belgelerinde öğrencilerin soyadlarõnõn kullanõlma- masõ dikkat çekti. EL KAİDE ÜYELERİ ÇARŞAFLAKUYUMCU SOYDU Manisa ve İzmir’de düzenlenen baskõnlarda toplam 16 kişi yakala- narak gözaltõna alõndõ. Geçen salõ günü İzmir’de yakalanan 12 zanlõ- nõn İstanbul’daki olaylara karõştõk- larõ, İzmir’de eylem hazõrlõğõnda ol- duklarõ iddia edildi. Zanlılardan bazıları Af- ganistan’da eğitim aldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle