Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 20 ARALIK 2008 CUMARTESİ
6 HABERLER
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Suriye İzlenimlerim
Damascus
Çarşamba günü bir gazeteci ve medya görevlisi
topluluğuyla Suriye’ye geldim.
Otuz yıl kadar önce Urfa-Ceylanpınar’da “Kara Çar-
şaflı Gelin” filmi çekilirken aziz ve sevgili dostum Be-
kir Yıldız’la sınır kenti Haseke’de geçirdiğimiz birkaç
saat sayılmazsa bu komşu ülkeye ilk gelişim.
Sadece Suriye’ye değil bir Arap ülkesine ilk geli-
şim...
Yüzlerce yıllık ortak bir siyasal ve kültürel tarihe sa-
hip olduğumuz Ortadoğu ülkeleriyle bunca uzak olu-
şumuz büyük bir çelişki.
Birçoğumuz, komşu Ortadoğu ülkelerinin harita-
daki yerlerini bile doğru dürüst göz önünde canlan-
dıramayız.
Kimilerimiz için ise bu komşuluk fikri “din kardeş-
liği” şablonundan öteye geçmez.
Oysa gerçek, her zaman ve her konuda olduğu gi-
bi, herhangi bir şablondan çok daha karmaşık, so-
mut ve zengin…
Gelmeden önce internette küçük bir gezinti yap-
mıştım.
Suriye’nin nüfusu 19 milyon kadar.
Şu anda bulunduğumuz başkent Şam’ın (Da-
mascus) nüfusunun beş milyona yaklaştığı tahmin edi-
liyor.
Yazımın yayımlanacağı cumartesi günü gideceği-
miz Halep ise az bir farkla başkenti izliyor.
Benim asıl ilgimi çeken, ‘Hıristiyan Arap’ların bu ül-
kede birkaç milyonluk bir nüfusa sahip olmaları...
İslamın doğduğu Ortadoğu coğrafyasında da mil-
yonlarca Hıristiyan Arap bulunduğuna göre herhan-
gi bir dinin bir ulusu ya da insanlığı temsil edeme-
yeceği çok açık…
Tutuculuğun sapkınlıktan başka bir şey olmadığı-
nın göstergelerinden biri de bu olsa gerek.
Perşembe günü ziyaret ettiğimiz Aramî kenti Ma-
lula’daki tarihî kilisede genç ve besbelli ki entelek-
tüel papazın “kurban” konusunda söyledikleri -şu sı-
ralarda bizim için de güncel olduğundan- ilginçti.
“Putperestler” kurban kanlarını tapınaklarında ku-
yu gibi bir yerde biriktirirlermiş.
Bu gelenek ve uygulama Hıristiyanlıkta da bir sü-
re devam etmiş.
Papaz sözlerini bağlarken, bana kalırsa azıcık da
“müstehzi”, Hıristiyanlıkta “kurban” geleneğinin büs-
bütün ortadan kalkmış olmasa da simgeleşerek ek-
mek ve şaraba dönüştüğünü söyledi…
İslamda da günün birinde şu ya da bu biçimde böy-
le bir simgeleştirme (bana kalırsa uygarlaşma) olgusu
yaşanacak mıdır dersiniz?..
Yine perşembe günü akşamı Suriye’deki Büyük-
elçiliğimizin “rezidans”ında verilen kokteyl sırasında
bir Suriye TV’sinin sorularına verdiğim yanıtları özet-
leyerek yineleyecek olursam:
Aramızda en uzun sınırın bulunduğu bu ülkeyi ye-
terince bile değil belki de hiç tanımıyoruz.
Örneğin ben, bir edebiyatçı olarak, günümüz Su-
riye edebiyatı konusunda çok az bilgi sahibiyim.
(Bunları yazarken yazar örgütlerimizin son za-
manlardaki Suriye ziyaretlerini anımsadım. Ama yi-
ne de edebiyatlarımızdan karşılıklı olarak kapsamlı çe-
viriler yapılmış değil.)
Suriyeliler de (belki sınıra yakın yaşayanlar dışın-
da) Türkiye hakkında yeterli bilgiye sahip değiller.
Sınırdaş iki ülke arasındaki bu karşılıklı bilgisizliği
aşmak gerekiyor…
Yabancı ülkelere, özellikle de komşu ülkelere yol-
culuklarımda düşündüğüm bazı şeyleri Suriye’de da-
ha da güçlü biçimde düşündüm…
Ülkemiz Türkiye, dünyada (ve özellikle de bulun-
duğu coğrafyada), her anlamda ve her bakımdan çok
etkin bir konuma sahip olabilir…
Doğu ve Batı arasında bir köprü oluşturmamız, sim-
gesel olmaktan çok daha fazla anlamlar taşıyor…
Biz bir sentez ülkesiyiz.
Ne sadece Doğu ne sadece Batı’yız.
Doğu bizi Batı’ya açılan kapı olarak görmek isti-
yor… Batı kendisinden saymasa bile dışlamayı da ba-
şaramıyor. Türkiye ise kendi gerçekliğinin bilincinden
yoksun, Batı tapınmacılığı ile Doğu’ya savrulma
arasında yalpalayıp duruyor…
Oysa yapılması gereken, geçmişin büyük kültür mi-
rasını ne abartıp ne yadsıyarak, fakat çağdaş bir an-
layışla değerlendirmeyi başararak Cumhuriyetin ola-
ğanüstü kazanımlarıyla birleştirip bütünleştirebil-
mek…
Böylece Doğu’nun beklentilerini karşılarken Batı’yı
da bize ilişkin olarak bir özeleştiriye, kendisiyle he-
saplaşmaya yöneltebilmek…
Ülkemizin bunu başarabildiği ölçüde akıl almaz bü-
yüklükte gelişme ve etkinlik potansiyelleri yakala-
yabileceğine inanıyorum…
Suriye izlenimlerimi yazmayı sürdüreceğim.
ataolb@cumhuriyet.com.tr
Faks: (0212) 343 72 64
Gazeteci Tamer öldü
ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Gazeteci
Hüseyin Tamer evinde oğlu Efe Tamer tarafõn-
dan ölü bulundu. Sürekli basõn kartõ sahibi ve
Çukurova Gazeteciler Cemiyeti ile Türkiye Spor
Yazarlarõ Derneği üyesi olan Tamer, uzun yõllar
Tercüman gazetesinde çalõşmõştõ. Bir süredir ruh
sağlõğõyla ilgili tedavi gördüğü belirtilen Ta-
mer’in cenazesi dün ÇGC’de yapõlan törenin ar-
dõndan Kabasakal Mezarlõğõ’nda toprağa verildi.
Savunma yapan Muammer Karabulut iddianamenin bir değişim mühendisliği eseri olduğunu iddia etti
Ergenekon AKP’nin tertibi
HATİCE TUNCER / HİLAL KÖSE
Ergenekon davasõnõn 29. oturu-
munda savunma yapan tutuklu sanõk
Noel Baba Vakfõ ve Noel Baba Barõş
Konseyi Başkanõ Muammer Kara-
bulut, Yargõtay’õn birleştirme kararõ-
nõn, Danõştay saldõrõsõnõ ve Ergenekon
tertibini yapanlarõn aynõ merkez ol-
duğunu ortaya çõkardõğõnõ ifade etti.
Örgüt üyesi olduğu iddiasõyla yar-
gõlanan Karabulut, Ergenekon dava-
sõnõn, AKP’nin bir tertibi olduğunu
söyledi. İddianamenin bir değişim
mühendisliği eseri olduğunu savunan
Karabulut, “Bu stratejileri değişim
mühendisleri kurar. Biz farkına va-
ramadık ama değişim mühendisliği
ABD’de en gözde meslektir. Toplu-
mu ele geçirmek için olmayanı var
gibi göstermek, olanı yok göster-
mekten daha kolay” dedi. Ergenekon
operasyonlarõnda sabaha karşõ ev ve iş-
yeri basõlarak, iftira atõlarak olmayan
örgütün var gibi gösterildiğini, bunun
ülke gerçeklerini yok saymaktan daha
kolay olduğunu ifade etti. Antalya’da
22 Şubat 2008’de gözaltõna alõndõğõnõ,
uçakla İstanbul’a getirildiğini anlatan
Karabulut, iki günlük sorgusunun “hoş
ve boş” sohbetle geçtiğini söyledi. 2
Mart 2001’de “homoseksüel haham”
diye tanõmladõğõ Tuncay Güney’den
ele geçirilen Ergenekon belgesinin 30
Nisan-1 Mayõs 2001’de gazeteci Feh-
mi Koru tarafõndan yayõmlandõğõnõ be-
lirten Karabulut “Kimse Koru’ya
2001’de bu belgeyi nereden buldu-
ğunu sormadı” dedi. Güney’in anla-
tõmlarõ üzerine başlatõlan soruşturma-
ya takipsizlik kararõ verildiğini anõm-
satan Karabulut, “Ergenekon ne za-
man ki 12 Haziran 2007’de Ümra-
niye’de el bombaları ile döllendiril-
di, sezaryenle ikinci kez dünyaya ge-
tirildi. Türk’ün Türeyiş destanı Er-
genekon’un adı, olmayan terör ör-
gütüne konuldu” diye konuştu.
Yüce Divan’da bitecek
İddia makamõnõn ünlü roman kah-
ramanõ Harry Potter gibi beceriksiz
çocuk sendromuna yakalandõğõnõ ifa-
de eden Karabulut, Yargõtay’õn An-
kara’da görülen Danõştay’a saldõrõ da-
vasõ ile Ergenekon davasõnõ birleştir-
me kararõnõn, kendi üzerlerine yapõş-
tõrõlmak istenen Danõştay cinayetinden
aklanma fõrsatõ doğurduğunu söyle-
yerek, “Yargıtay, Danıştay saldırısı
ve Ergenekon tertibinin aynı mer-
kezden planlandığını ortaya koy-
muştur. Türk Silahı Kuvvetleri gi-
bi Danıştay da Ergenekon tertipçi-
lerinin hedefidir. Yargıtay Ergene-
kon’dan çıkış kararını oybirliği ile
almıştır. Üyeleri kutluyorum. Sav-
cının Osman’ı, tanımadığı insanlar-
dan bombaları nasıl aldığını tek tek
açıklayacak” diye konuştu. Karabu-
lut, “Bu dava Yüce Divan’da so-
nuçlanacaktır. Mahkeme böyle plan-
lı bir davayı daha fazla sürdürme-
melidir” dedi. Mahkeme heyetine
“Bu bir veba mikrobu, bu mikrobun
daha fazla Türkiye Cumhuriyeti
Devleti’ne bulaştırmalarına engel
olun” diye seslendi.
Veli Küçük ile tanışma
Finansbank’õn 3 Nisan 2006’da Yu-
nan Milli Bankasõ’nõn satõn alõnmasõ-
nõn ardõndan bu konu üzerine araştõr-
malar yaparken, Veli Küçük’ün Fiba
Holding bünyesinde bulunan Endi
Yönetim Kurulu’nda ismine rastladõ-
ğõnõ belirterek, şöyle devam etti:
“Doğruluğunu ve ilişkiyi araştı-
rırken de Veli Küçük ile görüşmenin
daha doğru olacağına kanaat getir-
dim. Kendisini telefonla arayarak Fi-
nansbank satışının arkasındaki kuş-
kularımı paylaştım. Benden konu ile
ilgili yazılarımı istedi. Yolladım. Bir
kez de yüz yüze görüştük.”
Finansbank’õn Yunan Milli Ban-
kasõ’na satõlmasõnõn Fener Rum Ki-
lisesi’nin ekümenik siyasetiyle ve İs-
tanbul’un Yeni Roma’nõn başkenti
yapõlmasõyla ilgili olduğunu savunan
Karabulut, bu satõşta yapõlan hileyi
tespit ettiğini ileri sürdü. Satõşõn ip-
tali için Danõştay’a açtõğõ davanõn sür-
düğünü söyleyen Karabulut, tutuk-
lanmasõnõn nedeninin Papa’nõn Tür-
kiye’ye yapacağõ ziyaretle ilgili ya-
zõlarõ, Veli Küçük ile görüşmesi ol-
duğunu ifade etti.
Jet Fadıl’ı
zamanaşımı
kurtardı
Haber Merkezi -
Almanya’daki bazõ Türk
yurttaşlarõnõ dolandõrdõğõ
gerekçesiyle 4 yõl 2 ay
hapse mahkûm edilen,
JET-PA Holding Yönetim
Kurulu Başkanõ Fadõl
Akgündüz hakkõndaki
dava, 7.5 yõllõk
zamanaşõmõ süresi dolduğu
için ortadan kalktõ. İsviçre
bankalarõndaki hesaplarõna
konan tedbir ve yurtdõşõna
çõkõş yasağõ kaldõrõlan
Akgündüz’ün tahliye
olabilmek için ödediği 150
bin YTL kefalet de iade
edilecek. Bakõrköy 8. Ağõr
Ceza Mahkemesi’nce
yargõlanan ve 10 Ekim
2002 tarihinde tutuklanan
Akgündüz dava
kapsamõnda 15 ay hapis
yatmõştõ. 3 şikâyetçinin
ifadeleri alõnmadõğõ için
karar, Yargõtay’da usulden
bozulmuştu. Davayõ
yeniden görüşen
mahkeme, 7 yõl 6 aylõk
zamanaşõmõ süresinin
fazlasõyla dolduğunu
belirterek dosyayõ ortadan
kaldõrdõ.
ÖDP’de
Ergenekon
depremi
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Özgürlük ve Dayanõşma
Partisi (ÖDP) Merkez
Yürütme Kurulu
(MYK), parti içinde
Ergenekoncularõn
olduğu imasõnda
bulunan Genel Başkan
Ufuk Uras’õ kõnadõ.
Önceki gün İstanbul’da
toplanan ÖDP MYK bir
açõklama yaptõ.
Açõklamada Ergenekon
davasõnõn olumlu yönler
barõndõrmakla birlikte
ÖDP’nin, davayõ “devlet
içindeki egemenlik ve
çõkar çatõşmasõnõn bir
parçasõ” olarak gördüğü
ifade edildi. Açõklamada
“Partimizi ve Türkiye
sosyalist hareketlerinin
bütün geçmiş devrimci
değerlerini faşistlik,
milliyetçilik ve
Ergenekonculuk gibi
suçlamalarla karalamaya
çalõşan ve bu saldõrõlara
çanak tutarak
destekleyen tutumlarõ,
çevreleri ve kişileri
kõnõyoruz” denildi.
Özkan parti
başkanı oluyor
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Eski HÜRPARTİ Genel
Başkanõ Yaşar Okuyan,
YENİPARTİ Genel
Merkezi’nde düzenlediği
basõn toplantõsõnda,
partinin 1. Olağan
Kongresi hakkõnda bilgi
verdi. YENİPARTİ’nin
yarõn yapõlacak 1. Olağan
Kongresi’nde, Ergenekon
davasõ kapsamõnda
cezaevinde tutuklu
bulunan gazeteci Tuncay
Özkan’õn genel başkan
olmasõ için delegeler
tarafõndan teklif
verileceğini bildirdi.
Hakaret eden
babasını öldürdü
KOCAELİ (AA) -
Kocaeli’nin Derince ilçesi
Fatih Mahallesi Yörük
Sokak’taki evlerinde
Sevim K. (18) ile babasõ
Ali K. (50) arasõnda genç
kõzõn sobayõ
yakamamasõndan dolayõ
tartõşma çõktõ. Ali K,
kõzõna küfürlü sözlerle
hakaret ederken Sevim
K’nin mutfaktan bõçağõ
alarak annesi Seyfi K’nin
gözleri önünde babasõnõ
bõçakladõğõ iddia edildi.
Bayrampaşa
Cezaevi önünde
toplanan Tutuklu
ve Hükümlü
Aileleri
Yardımlaşma
Derneği
(TAYAD)
üyeleri, “Diri diri
yakan bomba
açıklansın”
dövizleri taşıyıp,
“Kahramanlar
ölmez halk
yenilmez”, “19-
22 Aralık
katliamcıları
yargılansın”
sloganları
attılar.
İstanbul Haber Servisi - Türkiye ce-
zaevleri tarihinin en büyük ve en kan-
lõ baskõnõ olan “Hayata Dönüş Ope-
rasyonu”nda yaşamlarõnõ yitirenler
dün karanfillerle ve marşlarla anõlõrken,
katliamõn sorumlularõ protesto edildi.
TAYAD’lõ aileler adõna basõn açõk-
lamasõnõ okuyan Gülsen Kargın,
“Operasyonlarda 28 tutuklu ve hü-
kümlü yaşamını yitirdi. Operasyon-
larda 6 kadın diri diri yakılarak öl-
dürülmüştü. Buna karşın dönemin
Adalet Bakanı 28 insanın ölümüyle
sonuçlanan operasyonun çok başarılı
olduğunu söylemişti” dedi. Operas-
yonlarda 20 bin bombanõn kullanõldõ-
ğõnõ savunan Kargõn, “Ne olduğu açık-
lanmayan kimyasal bombalar ve si-
lahlarla insanlarımız yakıldı. Bu
kimyasal bombalar, silahlar neydi?
Evlatlarımızı hangi kimyasal silah-
larla yaktınız, açıklayın” diye konuştu.
Açõklamanõn ardõndan Grup Yorum
üyeleri de marşlarõyla operasyonu la-
netlediler.
İnsan Haklarõ Derneği (İHD) üyele-
ri de yine Bayrampaşa Cezaevi önün-
de toplanarak, operasyonu kõnadõlar.
İHD üyesi Rıza Dalkılıç, “Cezaevle-
rinde, tecrit ve izolasyon koşulları
kaldırılmalıdır. 19 Aralık katliamı
davası sorumluları yargılanmalıdır.
Cezaevlerinde sohbet hakkı tanıyan
45/1 sayılı genelge uygulanmalıdır.
Cezaevleri sivil izlemeye açık olma-
lıdır” dedi.
‘FENER RUM PATRİKHANESİ KAPATILSIN’
K
arabulut, Noel Baba Vakfõ’nõn önerisiyle 28 Ekim 2005
tarihinde İstanbul’da başlatõlan Fener Rum Kilise-
si’nin Yunanistan’a taşõnmasõna yönelik kampanya ne-
deniyle bir dönem Milli Güç Platformu’nun sözcülüğünü yap-
tõğõnõ söyledi. Bu kampanyanõn Noel Baba Vakfõ’na ait ol-
duğunu, vakfõn Fener Rum Patrikhanesi’ne, anayasayõ
çiğnediği için bu tavrõ aldõğõnõ iddia etti. Kurucusu ve baş-
kanõ olduğu Noel Baba Barõş Konseyi’nin hiçbir konuda ta-
limat almasõnõn söz konusu olmayacağõnõ belirten Karabu-
lut, konseyin Amerika, Tunus, Fildişi Sahilleri, Lübnanlõ üye-
lerinin yanõnda tek Türk üyenin de kendisi olduğunu belirtti.
Karabulut, “Ben Fener Rum Kilisesi’nin Türkiye’deki ikin-
ci sorunuyum. Yaşamak için onunla savaşmak zorundayõm.
Türkiye’yi bilmem. Patrikhanenin kapatõlmasõ için ömrümün
sonuna kadar mücadele edeceğim” dedi.
Konseyin yönetim kurulu üyesi Sevgi Erenerol’un tutuk-
lanmasõnõn ardõndan basõn açõklamasõ yapmasõnõn çok do-
ğal olduğunu söyleyen Karabulut, “O zaman bu savcõ, Si-
nan Aygün’e sahip çõkan Rifat Hisarcõklõoğlu ve Mustafa
Koç’u da tutuklamak zorundadõr. Ben buradan suç duyu-
rusunda bulunuyorum” dedi. Türkiye’nin devlet düzeniyle
bir sorunu olmadõğõnõ, sorunu olanlarõn laiklik karşõtlarõ, id-
dia makamõ veya iddia makamõnõ bu soruşturmaya teşvik
edenler olduğunu savundu. Karabulut, “Çünkü var gibi gös-
terilen suç, mevcut, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk dev-
leti olan ulusal düzenimiz ve yasalarõmõzla ilgili değil, ol-
masõ istenen İstanbul merkezli, yeni õlõmlõ din devlet düze-
ni ve onun değiştirilmek istenen yasalarõyla ilgilidir” dedi.
Hayata dönemeyenler anõldõ
U N U T M A Y A L I M Ç A Ğ R I S I
19 Aralık 2000 tarihinde cezaevlerine
yönelik yapılan ve 28 tutuklunun ya-
şamını yitirdiği Hayata Dönüş Ope-
rasyonu, 8. yılında kınandı. Halk Cep-
hesi üyeleri, Adana’da İnönü Par-
kı’nda toplanarak operasyonu pro-
testo etti; öldürülenleri andı. “So-
rumlular yargılansın”, “19 Aralık’ı
unutma”, “Adalet istiyoruz” ve “Ka-
tiller hesap verecek” şeklinde slogan
atan göstericilerin eylemi için Emni-
yet güçleri yoğun güvenlik önlemi al-
dı. “Zamana ve adaletsizliğe boyun eğ-
meyeceğiz. 19 Aralık’ı unutmayacağız”
yazılı pankart açan eylemciler adına
açıklama yapan Halk Cephesi Dö-
nem Sözcüsü Mehmet Bıldırcın, “Kur-
şunlanıp yakıldığımız o günlerin yıl-
dönümüne ilişkin, unutmama çağrı-
sında bulunuyoruz” dedi.
“Hayata Dönüş Operasyonu”nda yaşamlarõnõ yitirenler dün karanfillerle ve marşlarla anõlõrken,
katliamõn sorumlularõ protesto edildi. Operasyonda 20 bin kimyasal bombanõn kullanõldõğõ savunuldu
Haber Merkezi - El Kaide terör ör-
gütüne yönelik operasyonda 38 kişi göz-
altõna alõnõrken Sultanbeyli’de faaliyet
gösteren medrese tarzõ okulda aralarõnda
5 yaşõndakilerin de bulunduğu çocuk-
lara eğitim verildiği ortaya çõktõ. El Kai-
de üyelerinin kara çarşafla kuyumcu
soyduğu da görüntülerde yer aldõ.
İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin
Cerrah, İstanbul, İzmir ve Manisa’da
eşzamanlõ düzenlenen operasyonlarda
yakalanan 38 kişi arasõnda öldürme
olaylarõna karõşanlarõn da bulunduğu-
nu belirtti. Cerrah, bazõ faili meçhul ci-
nayetlerin aydõnlatõlacağõnõ ifade etti.
Yakalananlardan bazõlarõnõn Afganis-
tan’daki El Kaide kamplarõnda eğitim
gördüğü de ortaya çõktõ. Zanlõlarõn,
yabancõ kuruluşlara yönelik eylem ha-
zõrlõğõ içinde olduklarõ öne sürülüyor.
İstanbul’da gözaltõna alõnanlarõn,
Pendik’te bir kişinin silahla öldürülmesi
ve bir kişinin de yaralanmasõ, Malte-
pe’de bir kahvehane sahibinin silahla
tehdit edilmesi ve bu olayõn ardõndan
kendilerini takip eden polislerden biri-
nin yaralanmasõ, Maltepe’de bir ku-
yumcunun uzun namlulu silah tehdidi
ile gasp edilmesi ve işyerindeki bir ki-
şinin yaralanmasõ, gasp ve oto hõrsõz-
lõğõ olaylarõna karõştõklarõ saptandõ.
Sultanbeyli’de okul
Bu kişilerin Sultanbeyli’de dini esas-
lara göre eğitim verilen, medrese tipinde
bir eğitim merkezi kurduklarõ tespit edil-
di. El Kaide okulunda çocuklara veri-
len karnelerde, öğrenciler, “itaat”,
“edep”, “hayâ” ve “kararlarında
adalet” gibi başlõklar altõnda değer-
lendirildiği görüldü. Takdir belgelerinde
öğrencilerin soyadlarõnõn kullanõlma-
masõ dikkat çekti.
EL KAİDE ÜYELERİ ÇARŞAFLAKUYUMCU SOYDU
Manisa ve İzmir’de düzenlenen
baskõnlarda toplam 16 kişi yakala-
narak gözaltõna alõndõ. Geçen salõ
günü İzmir’de yakalanan 12 zanlõ-
nõn İstanbul’daki olaylara karõştõk-
larõ, İzmir’de eylem hazõrlõğõnda ol-
duklarõ iddia edildi.
Zanlılardan bazıları Af-
ganistan’da eğitim aldı.