Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 20 ARALIK 2008 CUMARTESİ
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Ey Akıl, Ey Sağduyu!
Nerelerdesiniz?..
Türkiye’de zaman zaman öyle şeyler oluyor ki, de-
ğil benim gibi fıttırıklar, en bilgeler bile soğukkanlı-
lıklarını yitirip, isyan içinde haykırıyorlar:
- Ey akıl, ey sağduyu nerelerdesiniz?...
Neresinden başlamalı bilmem ki?...
Canan Arıtman, Cumhurbaşkanı’nın Ermeni soy-
kırımı konusundaki tavrına kızmış, büyükannesinin
Ermeni olduğu imasında bulunmuş.
Eh Ermeni ise Ermeni, ne olmuş?
Canan Hanım’a “ayıp etmiş” demeyeceğim. Çün-
kü Ermenilik ayıp değil, ama Canan Hanım’ın ken-
disi ayıp, çünkü Ermeniliği ayıp saymış, bir milletvekili
olarak koruyacağına ant içtiği anayasanın 10. mad-
desini de çiğnemiş. Ermeni, Rum, Arnavut, Çerkez,
Kürt, Laz, Süryani, Yahudi olmak ayıp değil. Bunla-
rın hepsi aynı ve Canan Hanım ile bir potada erimiş,
anayasanın 10. maddesi gereği eşit yurttaşlardır.
Canan Hanım davranışıyla bir kez daha kanıtlamıştır
ki, ayıbın ırkı, dili, dini, cinsiyeti yoktur.
Tek ayıbımız bu olsaydı keşke...
Gazeteci arkadaşlarımız, basın toplantısı sırasın-
da, TSK sözcüsüne, özür dilekçesiyle ilgili görüşü-
nü sormuşlar. O da TSK’nin buna karşı olduğunu be-
lirtmiş.
Hangi demokratik ülkede, bir kısım aydınlar bir bil-
diri yayımladığında basın gidip Silahlı Kuvvetler’e “Ne
düşünüyorsunuz” diye sorar? Böyle bir soru sorul-
sa bile hangi ülkede, “Bu konu Silahlı Kuvvetler’i il-
gilendirmez” anlamını taşıyan veya buna yakın ola-
nın dışında bir yanıt alabilirler?
Aydınların tarihi bir konuyla ilgili dilekçeleri TSK’yi
ne ilgilendirir?
Bu bildirinin Türkiye’nin ulusal çıkarlarına aykırı ol-
duğunu ileri sürenlere soracak bir sorum var:
- Demokrasilerde ulusal çıkarlara kim karar vere-
cek? Bugün ulusal çıkar olarak ilan edilen davranı-
şın tersi iktidar değişince ulusal çıkar olmuyor mu?
Tabii imzacıların özgürlüklerini savunmamız, bil-
dirinin saçmalığını görmemize engel olmamalı.
Her şeyden önce, Türkler ve Ermeniler genelle-
mesinin yanlışlığı, saçmalığı ve tehlikeliliği üzerinde
durmalıyız.
Ne bütün Türkler zalimdir, ne bütün Ermeniler maz-
lum.
Aynı şey, “Ermeniler bizden özür dilesin” diyenler
için de geçerli.
Tarihte Taşnaksutyun güruhunun işlediği suçlar ve
yaptığı katliam için, şimdi bir Ermeni kardeşim
benden neden özür dilesin?
Olaya bu açıdan bakınca, Taraf yazarı Markar Esa-
yan’ın “Önce Ermeniler özür dilesin” diyenlere ce-
vaben, “Eğer samimi iseler, hiç gocunmadan özür di-
lerim” demesi de saçma.
Her şeyden önce Esayan’ı Ermeniler adına kim tev-
kil ediyor?
Ayrıca Esayan, kendisiyle hiç ilgisi olmayan çe-
tecilerin suçundan dolayı hangi nedenle özür diliyor
ve böyle yaparak olayla hiç ilgisi olmayan Ermeni-
leri de suçlu gibi göstermek cüretini kendinde na-
sıl buluyor?
Bir deyiş vardır, “bir deli bir kuyuya taş atmış kırk
akıllı çıkaramamış” diye. Bizde de birkaç kişi bir gi-
rişim başlattılar, nur içinde yatsın Aziz Bey’in dedi-
ği gibi, toplumda fazla akıllı da olmadığından, bütün
deliler azdı.
Şimdi, geçmiş olayların sorumluluğu tartışılıyor. Dik-
kat edin tartışmanın bütün yanları aynı yöntemi kul-
lanarak, iki taraf yaratıyorlar “Türkler ve Ermeniler”.
Tartışıyorlar sorumluluk Türklerde mi, Ermenilerde
mi?..
Bu tartışmanın bizatihi kendisi ırkçı. Son zaman-
larda ben bu tartışmada kimilerinin kullandığı üslup
yüzünden çok rahatsız oluyor, utanıyor ve Ermeni kar-
deşlerimin duygularının rencide edildiğini düşünü-
yorum.
Geçmişin olaylarının asli failleri, ora insanlarını, çe-
teciler ve çapulcular aracılığıyla birbirlerine kırdıranlar
yeni Ortadoğu projesine yarayacak bu tartışmaları
ellerini ovuşturarak izliyorlar.
Bu aptal çıkmaz nasıl aşılır?
İster Türk olsun ister Ermeni, bin yılı aşkın süre bir-
likte dostça yaşamış olan insanların emperyalist oyun-
larla birbirlerine kırdırılmasından duydukları ortak acı-
nın, ortak niteliğini iyice hissetmeleriyle, bu ortak acı-
yı paylaşmalarıyla bu çıkmaz aşılacaktır.
Ortak acıda özür yok, paylaşım, empati vardır. O
olayların yaşandığı diyarlara ortak acıyı ve trajediyi
dile getiren anıtlar dikelim.
Hep birlikte Türk’üyle Ermenisiyle, Kürt’üyle ortak
acımızı paylaşalım bugünden tezi yok.
İlk adımı kim mi atacak? Hiç önemli değil!..
Ben başlıyorum ve açıkça haykırıyorum:
- Ermeni kardeşlerim ortak acımızı paylaşıyorum.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
TÜSİAD yöneticileri ekonomideki kan kaybõna dikkat çekti, AKP hükümetine istişare çağrõsõ yaptõ:
Tehdit etme çözüm bul
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Türk Sanayici ve İş Adam-
larõ Derneği (TÜSİAD) Başkanõ
Arzuhan Yalçındağ ekonominin
her gün kan kaybetmekte oldu-
ğunu belirterek “Bulunduğumuz
aşama suçlama, yakınma ve
tehdit de içeren yaklaşımların
tolere edilebileceği bir aşama
değildir” dedi.
Yalçõndağ, Sheraton Oteli’nde
yapõlan TÜSİAD’õn YİK toplan-
tõsõ açõlõşõnda yaptõğõ konuşmada,
ekonomi yönetiminin mevcut kri-
zi geleneksel bir arz şoku gibi de-
ğerlendirdiğini sandõğõnõ belirte-
rek şunlarõ söyledi: “Bulundu-
ğumuz aşama suçlama, yakın-
ma ve tehdit de içeren yakla-
şımların tolere edilebileceği bir
aşama değildir. Krizin geldiği
aşama, ekonomi yönetiminin
sadece önlem almak için değil
önlemlerin etkilerini izleyebil-
mek için de ekonomik aktörlerle
istişare ettiği bir işbirliği mo-
delini gerektirmektedir. Bizim
eksikliğini hissettiğimiz ve hü-
kümeti uyarmaya çalıştığımız
nokta işte bu olmuştur.”
Yalçõndağ “Hükümetin son
dönemlerde AB müzakere sü-
recini gündemden düşürmesi,
demokratikleşme ve ekonomik
reform sürecini bir kenara it-
mesi Türkiye’nin uzun dönem
büyüme dinamiklerine büyük
zarar vermektedir” diye ko-
nuştu.
Ekonominin her gün kan kay-
bettiğini söyleyen Yalçõndağ,
mevcut durumu şöyle özetledi:
“Ekonomimiz 2006 yılından
beri bir yavaşlama içine girmiş,
buna karşılık yeni bir büyüme
modeli de tespit edilememiştir.
2007 yılından itibaren bütçe
performansı zayıflamıştır. Tür-
kiye ekonomisinde 2009 yılı-
nın ilk iki çeyreğinde de nega-
tif büyüme öngörülmektedir.
İki yıl üst üste büyümenin çok
düşük seviyelerde kalması, Tür-
kiye için çok ciddi bir istih-
dam kaybı anlamı taşıyacaktır.”
Yalçõndağ, alõnan önlemlerin
ekonomik aktörlere güven ver-
mediğini belirterek IMF destek-
li bir programõn oluşturulmasõnõ
istedi. Yalçõndağ “Bugün için
krizin aşılması açısından asıl
can alıcı meseleye henüz el atıl-
mamıştır. Bu da iç talebin can-
landırılmasıdır. İç talebin can-
landırılması amacıyla kamu ge-
lirlerinde doğacak kayıpların,
cari harcamaların ve belediye-
lere aktarılan kaynakların kı-
sılmasıyla telafi edilmesi düşü-
nülebilir” dedi.
‘Günah keçisi aramayın’
TÜSİAD Yüksek İstişare Kon-
seyi (YİK) Başkanõ Mustafa Koç
ise 2009’da “ekonomi, siyaset ve
terör”ün hayatlarõ şekillendire-
ceğini belirterek “Önümüzdeki
zor yılda siyasetin izlemesi ge-
reken akılcı rotanın en öncelikli
unsuru, yerel seçimlere had-
dinden fazla anlam yükleme-
mek olmalıdır. Ülkeyi rejim
tartışmalarına sürükleyecek tu-
tumlardan kaçınmak esas ol-
malıdır” dedi.
AB reformlarõnõn toplumsal
mutabakat içinde kabul edilme-
sinin önemine dikkat çeken Koç,
şöyle konuştu: “Yapılacaklar
aşağı yukarı bellidir. Dalga-
lanmalara karşı AB ve IMF
gibi güçlü çıpalardan destek
almak listenin en başına yazıl-
ması gereken maddedir. Efsane
şirketlerin, dev kurumların bi-
rer birer çöküşünü gördüğü-
müz bir ortamda ‘Bize bir şey
olmaz’ tavrında ısrar etmeyi,
krizin varlığı ve yokluğu üzeri-
ne tartışma sürdürmeyi, geliş-
melerin sorumluluğunu yükle-
yecek günah keçisi yaratma ça-
balarını anlamakta güçlük çe-
kiyoruz.”
‘ÖLECEKSİNİZ DEMEM’
Erdoğan
yine pembe
tablo çizdi
Başbakan Erdoğan, krize karşõ ne
zaman ne önlem gerektiyse aldõklarõnõ
söyledi. Başbakan’õn kriz
değerlendirmelerine değindiği
konuşmasõnda doktorun hasta ve hasta
yakõnlarõna moral vermesi gerektiğini
belirtip ‘Ülkenin doktoruyum,
öleceksiniz demem’ sözleri salonda
soğuk duş etkisi yarattõ.
Ekonomi Servisi - Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan, ekonomik krizin etkilerine iliş-
kin uyarõlarõ eleştirdiği ve pembe tablo çizdi-
ği konuşmasõnõ “Bir doktor, hastanın du-
rumu ne kadar kötü olursa olsun, gelip de
ona orada ‘Durumun çok kötü, gidiyorsun’
dememeli. Psikolojik olarak tedavi etmenin,
doktorlukta önemli bir adım olduğunu bi-
lir. Ben de bunu söylemek zorundayım
çünkü ben de ülkemin doktoru ve sorum-
luluk üstlenen bir başbakanıyım” sözleriy-
le noktaladõ.
Başbakan Erdoğan, dün İstanbul’da Dõş
Ekonomik İlişkiler Kurulu’nun (DEİK) olağan
genel kurulu toplantõsõnda işadamlarõna ses-
lendi. Ekonomide son 6 yõlda elde edilen ba-
şarõlara değinen Erdoğan, bütçe açõğõnõn
GSYİH’ye oranõnõn yüzde 11.5’ten yüzde
1.6’ya, Hazine borçlanmasõnda faizin yüzde
30’lardan yüzde 7.8’lere gerilediğini belirtti.
Erdoğan, krizin etkilerinin bugün en çok dõş
ticarette görülmeye başlandõğõnõ ifade etti ve
aldõklarõ önlemleri şöyle sõraladõ: “Merkez
Bankası ihracat reeskont kredisi limitini 500
milyon dolardan 1 milyar dolara yükselt-
tik. İkinci olarak Hazine’nin 2009 yılında
sağlayabileceği toplam garanti ve ikraz li-
mitini 1 milyar dolar arttırarak 4 milyar do-
lara çıkardık. İmalatçı KOBİ’ler ile esnaf
ve sanatkârlara yönelik 700 milyon YTL sı-
fır faizli kredi desteği paketi KOSGEB ta-
rafından uygulamaya konuldu. Vergi borç-
larının taksitlendirilmesi imkânı getirdik.”
‘Moral bozarak bir yere varılmaz’
2002 yõlõnda 1.6 milyar dolarlõk iş üstlenen
Türk müteahhitlik firmalarõnõn 2005 yõlõn-
da 9.8 milyar dolarlõk, 2006’da 15.9 mil-
yar dolarlõk, 2007 yõlõnda da 19.5 milyar
dolarlõk proje aldõklarõnõ kaydeden Erdo-
ğan, şöyle konuştu: “Bütün bunları niçin
söylüyorum? Türkiye’ye felaket senar-
yoları yakıştıranlar var... Bundan vaz-
geçmelerini diliyorum. Milletin moralini
bozarak hiç kimse bir yere varamaz. Böy-
le sağda solda, rasgele önümüze mik-
rofon uzatıldığı zaman eleştirel, haka-
retamiz, psikolojik noktada, insanımı-
zın psikolojisini bozacak açıklamalar
yapmak doğru değildir. Henüz ölüm sin-
yalleri vermeyen bir hastaya, siz kalkar
da ölümü hatırlatan bir doktor veyahut
da kefenini hazırlayan bir doktor, aile
gördünüz mü, duydunuz mu? Bu tür şey-
ler yapılıyor. Ayıptır. Olmaz böyle şey.
Ne yazık ki bunlar yapılıyor. O yine ge-
lir, onu psikolojik olarak tedavi etmenin,
doktorlukta önemli bir adım olduğunu
(bilir) ve yakınlarına da ‘Sakõn ha, böyle şey-
ler söylemeyin’ der. Ben de bunu söylemek
zorundayım çünkü ben de ülkemin dokto-
ru ve sorumluluk üstlenen bir başbakanı-
yım.”
FATMA KOŞAR
Çeşitli platformlarda ve iş dünyasõ
örgütlerinin toplantõlarõnda konuşma-
sõ alkõşla bölünen dünkü DEİK top-
lantõsõnda Erdoğan’õn zayõf bir alkõş al-
masõ dikkat çekti.
Erdoğan, bazõ çevrelerin felaket se-
naryolarõndan çõkar sağlamaya çalõş-
tõğõnõ savunurken Türkiye’de iç talebin
canlõ olduğunu ve otomobil satõşlarõ-
nõn ocak-ekim döneminde arttõğõnõ
söyledi. Erdoğan’õn aktarõmlarõ top-
lantõdan sonraki öğlen yemeğinde işa-
damlarõnõn “Başbakan bu rakamla-
rı nereden buluyor acaba” şeklinde
esprilerine neden oldu. Ekimde hafif ti-
cari araç satõşlarõ yüzde 35, ocak-
ekim kümülatif binek ve hafif ticari
araç satõşlarõ da yüzde 1.1 düşmüştü.
Başbakan, bayramda İstanbul’a ve
Ankara’ya gelen kurbanlõk hayvanla-
rõn bir tanesinin bile geriye dönmedi-
ğini de iddia etti. Oysa satõcõlar da ya-
kõnmõştõ. Toplantõdan yemeğe geçen
iş dünyasõ temsilcileri, gazetecilerin di-
ğer bazõ konulardaki sorularõna yanõt
verseler de “Başbakan’ın çizdiği tab-
lo ve konuşmasıyla ilgili sorulara”
şöyle yanõt verdiler: “Biz mesajı aldık;
öyle her mikrofon uzatana konuş-
mayacağız... Yanıt yok.”
AKP’de seçim telaşı
EMİNE KAPLAN
ANKARA - Yerel seçimde oy oranõnõ ar-
tõrmayõ hedefleyen AKP’de, son dönemde
yapõlan bazõ hatalõ stratejiler nedeniyle
“oy kaybı” endişesi yaşanõyor.
Son dönemde parti yöneticileriyle ilgili
yolsuzluk iddialarõnõn belgeleriyle ortaya
çõkmasõ, Başbakan Tayyip Erdoğan’õn
Kürt söylemindeki değişiklik nedeniyle
eleştirilere hedef olan AKP’de, yerel seçi-
me yönelik kaygõlar dile getirilmeye baş-
landõ. Erdoğan’õn başkanlõğõnda hafta için-
de toplanan MYK’de, belediye başkan
adaylarõnõn yanõ sõra partinin politikalarõ da
değerlendirildi. Başbakan Tayyip Erdo-
ğan’õn CHP ve DTP’nin elinde bulunan
“kaleleri düşüreceğiz” söyleminin sõk
sõk parti yöneticileri tarafõndan tekrarlan-
masõ eleştirildi. Bu söylemin farklõ algõla-
malara yol açõldõğõna dikkat çekilen top-
lantõda, bazõ MYK üyeleri, şu değerlen-
dirmeyi yaptõlar: “Başbakan, kaleler he-
defini 22 Temmuz seçim sonuçları açık-
landığında ilk kez söyledi. Bu yeterliydi.
Ancak bunun ardından hem parti söz-
cülerimiz hem de çok sayıda bakanımız
bunu ısrarla tekrarladılar. Bu hedef sık
sık tekrarlanınca, kaleler dışında seçimi
önemsemiyormuşuz gibi algılandı. Ama
daha da kötüsü ‘mutlaka alacağõz’ dedikçe
karşı tarafı da bize karşı harekete ge-
çirdik. Özellikle DTP, seçimi belediyeyi
bize vermemeye indirgedi. Biz sık sık ka-
leler dedikçe DTP’lilerin daha da kendi
içlerinde kenetlenmelerini sağladık.”
Bazõ MYK üyeleri, doğalgaza son dö-
nemde yapõlan zamlarõ gündeme getirdi.
Zammõn ister istemez partiyi seçimde
olumsuz etkileyeceğini vurgulayan MYK
üyeleri, “Geçen 6 yılda hiç zam
yapmayıp tam da seçim öncesi büyük
bir zam yapıldı. Keşke büyük bir zam
yerine geçen yıllarda azar azar bu
zam yapılsaydı” dediler.
Başbakan Erdoğan’õn, TBMM Genel
Kurulu’nda bütçe görüşmeleri sõrasõn-
da ülkenin bölünmez bütünlüğü konu-
sunda MHP Genel Başkanõ Devlet
Bahçeli ile aynõ görüşte olduğu yö-
nündeki açõklamasõ da parti içinde
eleştiri konusu oldu. Bu konu
MYK’de gündeme gelmedi. Ancak ba-
zõ parti yöneticileri, Erdoğan’õn DTP’li-
lerle girdiği sert polemik için “Başbakan
bu tuzağa düşmemeliydi. Ama özellikle
DTP’lileri eleştirirken söylediği “Bah-
çeli ile aynõ görüşteyim’ sözü çok abar-
tılı ve yanlış oldu” görüşünü dile ge-
tirdiler.
DOĞALGAZ ZAMMI VE ‘KALE DÜŞÜRME’ SÖYLEMİ PARTİDE ELEŞTİRİ KONUSU OLDU
ÜÇ GÜNLÜK ETKİNLİK
Eski DİSK Başkanı
Baştürk anılacak
Haber Merkezi - Ge-
nel-İş ve DİSK’in eski
Genel Başkanõ Abdul-
lah Baştürk üç günlük
etkinlikle anõlõrken “Ab-
dullah Baştürk İşçi
Edebiyatı Ödülleri”ni
kazananlara ödülleri tö-
renle verilecek.
Abdullah Baştürk anõ-
sõna Baştürk ailesi, Ede-
biyatçõlar Derneği ve
DİSK Genel-İş Sendi-
kasõ’nca bu yõl altõncõsõ
düzenlenen yarõşmada
Haydar Demir’in “Ma-
kine” adlõ öyküler kita-
bõ, Zehra İpşiroğlu’nun
“Özgürlük Yolları” ad-
lõ yaşamöyküleri kitabõ,
Hasan Kıyafet’in
“Umut Direniyor” ad-
lõ romanõ ödüle değer
görüldü.
Yazarlar bugün An-
kara’da Mülkiyeliler Bir-
liği’nde kitaplar ve işçi
edebiyatõ üzerine dü-
zenlenen sempozyum-
dan birer konuşma ya-
pacaklar ve kitaplarõnõ
imzalayacaklar. Abdul-
lah Baştürk’ün yarõn sa-
at 11.00’de İstanbul Zin-
cirlikuyu’daki mezarõ ba-
şõnda anõlmasõndan son-
ra 22 Aralõk 2008 Pa-
zartesi günü de akşam
saat 18.00’den itibaren
Çankaya Belediyesi
Çağdaş Sanatlar Merke-
zi’nde anma toplantõsõ
gerçekleştirilecek, ödül-
ler sahiplerini bulacak.
DEİK GENEL KURULU’NDAN İZLENİMLER
‘Başbakan bu verileri
nereden buluyor?’
TÜSİAD Başkanõ
Arzuhan Yalçõndağ,
ekonomik krizin geldiği
noktada suçlama, yakõnma
ve tehdit de içeren
yaklaşõmlarõn tolere
edilemeyeceğini söyleyerek,
hükümete işbirliği ve
istişare çağrõsõ yaptõ. YİK
Başkanõ Koç da ekonomi
yönetimindeki ‘Bize bir şey
olmaz’ yaklaşõmõnõ eleştirdi.
Gül’den
hükümete
kriz
göndermesi
Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül ise TÜSİAD YİK
toplantõsõnda yaptõğõ konuşmada önce krizin Türki-
ye’yi teğet geçeceğini söyleyen, sonrasõnda ise kriz-
den en az etkilenen ülke olacağõmõzõ belirten Baş-
bakan Recep Tayyip Erdoğan’dan farklõ konuştu.
Gül, hükümete gönderme olarak da değerlendirilen
şu açõklamayõ yaptõ: “Tüm dünyayı ilgilendiren bu
krizin yüksek büyüme performansı gösteren bi-
zim gibi ülkeleri etkilememesi ve bunların dışın-
da kalacağımızı düşünmek mantıklı olamaz. Bu
kriz tabii ki, Türkiye gemisini dalgalandırmaya
başladı. Burada önemli olan bu gemi sağlam mı
değil mi? Böyle durumda yapılması gereken ne-
lerdir? Uluslararası boyutta büyük bir dayanış-
ma ve işbirliği ile ülkelerin kendi içinde işbirliği
ve dayanışması gerekmektedir. Hiçbir ülke ulus-
lararası dayanışma içine girmeden bu işin içinden
çıkamaz. Türkiye’de hükümet, iş dünyası, sen-
dikalar, herkes büyük bir dayanışma içine gir-
mezse hep beraber kaybederiz.”
TÜSİAD YİK toplantısına Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de katılarak bir konuşma yaptı. (AA)