Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 17 ARALIK 2008 ÇARŞAMBA
4 HABERLER
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
namikzafer@yahoo.com
GLOBALPOLİTİKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
Avrupa Birliği’nin
‘Kritik’ Krizi
Evet, haklısınız, bu başlık bir totoloji. Tabii ki her
kriz “kritiktir”. Benim bu totolojiyle anlatmak is-
tediğim şöyle bir şey: Avrupa Birliği süreci tarihinin
en büyük mali krizinin ardından şiddetli bir re-
sesyona giriyor. Üstelik de bu dünya çapında, hat-
ta bir depresyona dönüşme riski taşıyan bir re-
sesyon. Bu mali kriz ve giderek derinleşmekte olan
resesyon, tüm ekonomik ve siyasi sorunlarını hız-
la ve keskinleştirerek gündeme getirerek, AB sü-
recinin geleceği üzerine kocaman bir soru işare-
ti koyuyor?
Pazartesi yazımda değindiğim AB lider ülkele-
ri arasındaki uyumsuzluklara ve Yunanistan’da pat-
lak veren toplumsal olaylara, bu giriş paragrafın-
daki saptamalardan hareketle de yaklaşılabilir.
Muazzam bir fren sesi
Dünya ekonomisinden muazzam, adeta inle-
meye benzeyen bir fren sesi geliyor. Dünya Ban-
kası dünya ticaret hacminin geçtiğimiz üç yılda or-
talama yüzde 7,8 büyüdükten sonra gelecek yıl
yüzde 2,1 daralmasını bekliyor. Morgan Stanley
ekonomistleri de 2009 global büyüme beklenti-
lerini üçüncü kez değiştirerek yüzde 0,9’a çekti-
ler; dünya ekonomisinin büyüme hızının da
2010’da da en fazla yüzde 3,3 olmasını bekliyorlar.
Dünya ekonomisinde resesyonun yüzde 2,5’lik bü-
yüme hızı sınırında başladığı varsayılıyor. Dünya
ekonomisi bu sertlikte fren yaparken birilerinin de
ön camdan dışarı fırlaması kaçınılmaz.
Nitekim bankalar, devasa heç fonlar, 50 milyar
dolarlık Bernard L. Madoff Yatırım olayındaki gi-
bi milyar dolarlık yolsuzlukları da ortaya çıkara-
rak, birbiri ardına batıyor, dev şirketler, örneğin
ABD otomotiv şirketleri, serbest piyasa ortamın-
da yaşayamayacaklarının ayırdına varınca dev-
letten kendilerini kurtarmasını bekliyorlar. Ön
camdan fırlamaya başlayan bir diğer grup da iş-
çiler. İşsizlik hızla artarken, yıllardır masaj yapılan
istatistikler, olayın gerçek boyutlarını gözlerden giz-
liyorlar. Örneğin Business Week yazarlarından
Moira Herbst’in bir araştırması, marjinal işçiler de
(o da yalnızca bir kısmı) eklendiğinde ABD işsiz-
lik oranının yüzde12,5’e yükseldiğini ortaya ko-
yuyordu. Diğer bir deyişle, ABD ekonomisi, dep-
resyon ölçütlerinden biri olarak kabul edilen
“yüzde 10” işsizlik oranını çoktan aşmış. Ni-
hayet, geçen hafta Financial Times gibi ana
akım yayımlar da, krizin temelinde kapasite faz-
lası sorunu yattığını, bu sorun aşılmadan krizin
aşılamayacağını vurgulayan yazılar yayımlamaya
başladılar (Michael Pettis, 14/12/08).
‘AB’de liderlik krizi’
İşte böyle bir ortamda, Deutsche Bank eko-
nomistleri Almanya (ve Avrupa) ekonomisinin
daralma hızının gelecek yıl % 4’e ulaşabileceği-
ni düşünüyorlar (Financial Times, 14/12).
Ancak, Giuliano Amato (İtalya Başbakanı,
1994-96), Jan-Luc Dehaene (Belçika Başbaka-
nı,1992-99), Wim Kok (Hollanda Başbakanı,
1994-2002 ve AB Komisyonu eski başkan yar-
dımcısı, Etienne Davignon gibi AB sürecinin say-
gın isimlerine göre Avrupa’da bir liderlik krizi ya-
şanıyor. Bu yazarlara göre “kriz başladığından bu
yana AB komisyonu, bir ortak politika üretebilmek
için liderleri bir araya getirmekte çok yavaş dav-
randı. Şimdi de liderler ortak bir politika oluştur-
maya direniyorlar”... “Tüm Avrupa’da halk ‘Avru-
pa krize müdahale etmek için ne yaptı?’ diye so-
ruyorlar” (The Guardian 14/12). Tabii bazı ülke-
lerde örneğin İrlanda’da yalnızca sormakla kal-
mıyor Lizbon Anlaşması’na “hayır” diyor, Yuna-
nistan’da ayaklanıyorlar…
Dikkatlerin birdenbire liderlik krizi üzerinde yo-
ğunlaşmasında, Almanya hükümetinin, AB’nin ge-
ri kalanına aldırmadan kendi yolunda, ulusal çı-
karlarının peşinde gitme iddiası var. Financial Ti-
mes yazarlarından Münchau, “Merkel’in dep-
resyonu” başlıklı yazısında “bunlar krizi, adeta baş-
kasının krizi sanıyorlar, ortak para birimi yokmuş
gibi davranıyorlar”… “Bu gidişle seçimlere dep-
resyonun ortasında gidecekler, ayırdında değiller”
diyordu. Almanya dünyanın üçüncü, AB’nin, ikin-
ci büyük ekonomisi; Almanya olmadan, İngiltere,
Fransa ne kadar çırpınırlarsa çırpınsınlar, krize kar-
şı ortak bir şey yapmak olanaklı değil. Diğer ta-
raftan AB Merkez Bankası’nın gereğinden fazla
temkinli politikaları, bütçe açıklarını ve borçlan-
mayı sınırlayan, “istikrar paktı”, İtalya, İspanya,
Yunanistan gibi ülkelerin ekonomilerini boğmaya
devam ediyor.
Bu koşullarda, liderlik krizi, “istikrar paktının” çök-
mesiyle birleşirse, Avro tüm çapalarından yoksun
kalmayacak mı? İşsizlik ve iflaslar, hızla artar ma-
li yolsuzluklar su yüzüne çıkarken AB yöneticile-
rinin, çaresizlik sergilemesi, Yunanistan’da pat-
lak veren dalganın, İtalya, İspanya, İngiltere gibi
AB ülkelerinde tekrarlanmasına uygun koşulları ha-
zırlamaz mı?
erginy@tr.net
http://erginyildizoglu.blogspot.com
‘Hükümet otomatik pilotta’CHP lideri Baykal “IMF bütçede
budama yapacak. IMF ile müzakere
yapõlacaksa, keşke çok daha önce
yapõlsaydõ. Bütçe, o varsayõmlarõ dikkate
alarak düzenlenseydi” dedi.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - CHP Genel
Başkanõ Deniz Baykal,
bütçe görüşmeleri sõrasõn-
da “Hükümet uçağı oto-
matik pilota yani IMF’ye
devretti. Milletin ümü-
ğünü sıkmak için bu hü-
kümetin IMF’ye ihtiyacı
yok, kendisi de o işi ya-
pıyor” dedi.
CHP lideri Baykal, dün
bütçe görüşmeleri için
TBMM Genel Kurul salo-
nuna girdiğinde çarşaf açõ-
lõmõ nedeniyle kendisine
sert eleştiriler yönelten
MHP lideri Devlet Bahçeli
ile selamlaşmadõ. Elinde
büyük bir dosya çantasõ
ile kürsüye çõkan Baykal,
bütçeyi “gerçeklerden ko-
puk, samimiyetsiz, ön-
görüleri çökmüş” diye
nitelendirdi. Baykal büyü-
me rakamlarõna dikkat çe-
kerken milletvekillerine,
“Bir süre sonra bir sayın
bakan ile bir bürokrat
bir niyet mektubu imza-
layacak, bu 2 imza sizle-
rin oylarıyla geçecek büt-
çeyi geçersiz hale getire-
cektir, IMF bütçede bu-
dama yapacak. IMF ile
müzakere yapılacaksa,
keşke çok daha önce ya-
pılsaydı da önünüze ge-
lecek bütçe, o varsayım-
ları dikkate alarak dü-
zenlenseydi” diye seslen-
di. Büyüme hõzõndaki dü-
şüşün dünyada yaşanan
krizle ilgili olmadõğõnõ vur-
gulayan Baykal, daha son-
ra yanõnda getirdiği çanta-
dan çõkardõğõ grafik ve tab-
lolarõ tek tek gösterdi.
‘AKP ümük sıkıyor’
Gelişmekte olan ülkeler
ve Türkiye’nin büyüme
rakamlarõ, işsizlik artõşõ
ile ilgili rakamlarõ özetle-
yen Baykal, “Başbakan
kıyameti koparıyordu
IMF ümüğümüzü sıka-
cak diye. Bu milletin
ümüğünü sıkmak için bu
hükümetin IMF’ye ihti-
yacı yok, kendisi de o işi
yapıyor” dedi. Orhan Ve-
li’nin “Beni bu güzel ha-
valar mahvetti/Böyle bir
havada istifa ettim/Ev-
kaftaki memuriyetim-
den/Tütüne böyle bir ha-
vada alıştım/Böyle ha-
vada âşık oldum/Eve ek-
mek ve tuz götürme-
yi/Böyle havalarda unut-
tum” dizelerinin yer aldõ-
ğõ şiiri okuyan Baykal,
“Bizim hükümeti de bu
bol ve ucuz döviz havası
mahvetti. ‘Böyle hava-
larda ben yatõrõm yapma-
yõ, borç ödemeyi, açõk ver-
memeyi unuttum, dünya-
ya açõlmam gerekirken,
dünyanõn bana açõlmasõna
fõrsat verdim, elimdeki
avucumdakileri götürme-
lerine izin verdim’ dese
yeridir...” açõklamasõnõ
yaptõ.
Traktör satõş rakamla-
rõndaki düşüşün altõnõ çizen
CHP lideri, “Hükümet
artık bu uçağı kendi yö-
netmeyi bırakıp, otoma-
tik piloto yani IMF’ye
devredecektir” dedi. Bay-
kal, derhal bir ekonomik
paket hazõrlanmasõ ve bu
paket içinde altyapõ yatõ-
rõmlarõnõn attõrõlmasõ, tale-
bi canlandõrmak için KDV
indirimine, petrol ve do-
ğalgaz üretiminde ÖTV
indirimine gidilmesi, mev-
duat garantisinin arttõrõl-
masõ, memur ve emeklile-
rin ücretlerininin arttõrõl-
masõ gibi önlemlerin yer al-
masõ gerektiğini söyledi.
Tarõm üreticisini destekle-
yici önlemler de alõnmasõ-
nõ isteyen Baykal, Başba-
kan Recep Tayyip Erdo-
ğan’a şu sorularõ yöneltti:
‘İçine siniyor mu?’
“Telekom’un satışı şai-
beli. Hariri ailesine satı-
lıyor. Bu satıştan sonra
yüzde 10 KDV indirimi
sağlanıyor. Tüccar siya-
set iddiasındaki Sayın
Başbakan’a soruyorum:
Hariri ailesinin cebine
karşılıksız olarak bu ka-
dar büyük bir kaynak
transferini içinize sindi-
rebiliyor musunuz? Ka-
ranlık bir satış, müphem
hisseler. Oger şirketi adı-
na Başbakanlık Müste-
şarı Denetim Kuru-
lu’nda. Yüzde 10’luk
KDV indirimi karşılı-
ğında Türkiye ya da Sa-
yın Başbakan bir şey al-
mış mıdır, cevap bekli-
yorum. Sabah-ATV satı-
şı aydınlığa kavuşmadı.
Başbakan bu işe talip
işadamlarıyla görüştü
mü, bir işadamıyla An-
kara’da havaalanında
görüştü mü? Başbakan
TMSF Başkanı’na ‘Niye
pahalõ satõyorsun’ diye şi-
kâyette bulunmuş mu-
dur? Başbakan Sabah-
ATV satışında Sabah-
ATV grubunu alan da-
madının yanında mı,
Türk Hazinesi’nin ya-
nında mı olmuştur?
Medya monopolü kura-
caksınız diye bu ülkenin
kaynaklarını mı kulla-
nacaksınız, Türkiye muz
cumhuriyeti mi? Deniz
Feneri skandalı dosyası
ne oldu? Bu işlerde kur-
yelik yapan kişi RTÜK
Başkanı. Adalet Bakanı,
bana ne Almanya’nın işi,
diye sorumluluk almı-
yor. O RTÜK Başkanı
görevine devam edecek
mi? Ayrıca bir de Cey-
han’a kurulacak rafine-
rinin ruhsatı konusu var.
Başbakan, bu işi bizim
Çalık Grubu’na verece-
ğiz, dedi mi? Tekzip ya
da teyit bekliyoruz.”
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Maliye Bakanõ Kemal Unakıtan, kü-
resel krizi 2009 yõlõnda enflasyon ve
cari açõğõ düşürerek fõrsata dönüştü-
receklerini savundu. 2001 yõlõnda
anayasa kitapçõğõ fõrlatõlmasõyla Türk
ekonomisinde büyük bir kriz yaşan-
dõğõnõ kaydeden Unakõtan, “Eğer biz
gerekli yapısal reformları yapma-
saydık, vallahi 2 sayfa atsanız du-
man olurduk” dedi. Dünyanõn büyük
ekonomilerinin arka arkaya resesyo-
na girdiğini belirten Unakõtan, Türki-
ye’nin yüzde 0.5 büyüdüğünü, bir
ekonomide düşük oranlõ da olsa bü-
yüme varsa orada resesyondan söz edi-
lemeyeceğini söyledi. Unakõtan, yurt-
taşlara “Yastık altındaki altınları or-
taya çıkarın” çağrõsõnda bulundu.
TBMM Genel Kurulu’nda, 2009 yõ-
lõ bütçesinin sunuşunu yapan Unakõ-
tan, son dönemde herkesin resesyon di-
ye tutturduğunu belirtti. Dünyanõn
büyük ekonomilerinin arka arkaya
resesyona girdiğini kaydeden Unakõ-
tan, Türkiye’nin üçüncü çeyrekte yüz-
de 0.5 büyüdüğünü söyledi. Unakõtan,
“Bir ekonomide düşük oranlı da ol-
sa bir büyüme varsa orada reses-
yondan bahsedilemez” dedi. 1929 yõ-
lõndan beri dünyada böyle bir büyük
kriz görülmediğini, dünyayõ yöneten
büyük ekonomilerin krizi yönetmede
zayõf kaldõklarõnõ, panik içine girdik-
lerini belirten Unakõtan, açõklanan
önlem paketlerinin piyasalarõ sakin-
leştirmeye yetmediğine dikkat çekti.
Dünya ülkelerinde piyasaya trilyon-
larca dolar verildiğini, ancak istikrar
ve güvenin sağlanamadõğõnõ belirten
Unakõtan, “Demek ki para vermek-
le bu iş olmuyor. Yapısal önlemle-
rin alınması lazım. Dünyayı bu ha-
le getirmiş olan yanlış sistemin dü-
zeltilmesi, değiştirilmesi gerekiyor,
biz bunu öneriyoruz bütün dünya-
ya” dedi. 2001 yõlõnda bir anayasa ki-
tapçõğõ fõrlatõlmasõyla Türk ekono-
misinin altüst olduğunu ileri süren
Unakõtan, 10. Cumhurbaşkanõ Ahmet
Necdet Sezer ve eski Başbakan Bü-
lent Ecevit’in fotoğraflarõnõn yer al-
dõğõ gazete kupürlerini gösterdi.
‘Bizi iyi günler bekliyor’
Unakõtan, “Eğer biz reformları
yapmasaydık, vallahi bak 2 sayfa
atsaydınız duman olurduk” dedi.
Türkiye’nin krize hazõrlõklõ yakalan-
dõğõnõ savunan Unakõtan, “Türki-
ye’de kimse enseyi karartmasın; bi-
zi iyi günler bekliyor” diye konuş-
tu. Unakõtan, krizle mücadelede yas-
tõk altõndaki varlõklarõn ekonomiye ka-
zandõrõlmasõnõn önemine dikkat çe-
kerek “Lütfen yastık altındaki var-
lıkları ortaya çıkarın. Bunları şir-
ketlerin sermayesine koysak kötü
mü olur?” dedi. Türkiye’nin önünde
fõrsatlar olduğunu anlatan Unakõtan,
2009 yõlõnda cari açõk ve enflasyonun
düşürülebileceği, özel sektörün ara
mal üretimi ve verimliliğinin arttõrõ-
labileceğini söyledi.
Hükümetin sosyal yardõmlarla il-
gili çalõşmalarõnõ anlatan Unakõ-
tan, CHP milletvekillerinin laf at-
malarõ üzerine, “Belki değişirsiniz,
çarşaf marşaf biraz değişiyorsu-
nuz. İyi şeyleri almaya bakın, bu
milletle bütünleşmeye bakın” di-
ye karşõlõk verdi.
Dünyanõn büyük ekonomilerinin arka arkaya resesyona girdiğini belirten Unakõtan,
Türkiye’nin yüzde 0.5 büyüdüğünü, bir ekonomide düşük oranlõ da olsa büyüme varsa
orada resesyondan söz edilemeyeceğini söyledi. Unakõtan, yurttaşlara “Yastõk altõndaki
altõnlarõ ortaya çõkarõn” çağrõsõnda bulundu.
‘Krizigörmezdengeliyorlar’
MHP lideri Bahçeli, bütçenin yapõlõşõnda ekonomik
krize yönelik gerçekçi tedbirler alõnmadõğõnõ söyledi
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - TBMM Genel Ku-
rulu’nda görüşülmeye başla-
nan 2009 Merkezi Yönetim
Bütçesi üzerinde grubu adõna
konuşan MHP lideri Devlet
Bahçeli, AKP’nin iktidarda
olduğu son 6 yõla bakõldõğõn-
da, “vicdan ve insaf sahibi”
hiç kimsenin 2008 yõlõ Türki-
yesi’nde siyasi ve ekonomik
istikrardan, refah toplumun-
dan, iç huzur ve milli birlik ve
dayanõşma ruhundan bahse-
demeyeceğini belirtti. Bütçe-
nin küresel ekonomik kriz dö-
neminde yapõldõğõna işaret
eden Bahçeli, hükümetin büt-
çe tasarõsõnda ekonomik krize
yönelik gerçekçi hedefler ve
tahminlerde bulunulmadõğõnõ,
krizin “görmezden gelinip, te-
ğet geçildiğini” söyledi. Bah-
çeli, şöyle devam etti:
‘Rotalarını yitirdiler’
“Görüldüğü ve anlaşıldığı
kadarıyla; meseleleri omur-
gasından bir türlü yakala-
yamayan hükümetin şaş-
kınlığı, sorunlu siyasi anla-
yışı, siyasi geleceğiyle ilgili ta-
şıdığı endişe, Türkiye’nin
sorunlarının sağlıklı ve ras-
yonel bir bakış açısıyla yo-
rumlanamadığına işaret et-
mektedir. Krizin önemine
dair işaretlerin özellikle 2008
yılının başından itibaren net-
leşmeye başlamasına rağ-
men, hükümetin bunu önem-
sememesi, krizi hafife alma-
sı, teğet geçeceğini iddia et-
mesi içine düştüğü öngörü ve
teşhis karmaşası hakkında
hepimize bir fikir vermek-
tedir. Krizin bütün boyutla-
rıyla görüldüğü bir zaman-
da hazırlanan ve bir yılı
kapsayan bütçenin, sanki
hiçbir şey olmamış gibi plan-
lanması hükümetin çaresiz-
liğinin, iş bilmezliğinin ve
rotasını kaybettiğinin bir
belirtisi olarak görülmeli-
dir.”
Konuşmasõnda Türkiye’yi
tehdit eden bölücülük çabala-
rõna da dikkat çeken Bahçeli,
AKP’nin “yüzleşme, ezber
bozma, tabuları yıkma” adõ
altõnda tekrarladõğõ yanlõşlarõn
ülkeyi “beka” düzeyinde teh-
likelerle karşõ karşõya bõraktõ-
ğõnõ ifade etti. Bahçeli, “Mü-
reffeh bir topluma ulaşmada,
tek seçenek paketi olarak
dayatılan demokratikleşme,
çokkültürlülük, alt kimlik-
lerin siyasallaşması, anadil-
de eğitim, bölücülüğe ve te-
röre af ile yerel yönetimlere
alabildiğine özerklik” gibi
söylemleri “yıkım projesi”
olarak nitelendirdi. Açõkça dil-
lendirilen “federasyon, ayrı
bayrak, ortak kurucu halk”
gibi taleplerin tehlikenin bo-
yutlarõnõ ortaya koyduğunu
anlatan Bahçeli, hükümetin
teröre desteğini sürdüren
Irak’taki yerel yönetimlerle,
Ermenistan’la, Kõbrõs Rum
Yönetimi ve talepleri hiç bit-
meyen AB ile ve Amerika ile
ilişkileri bu çerçevede ele al-
masõnõ istedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - DTP Grup Başkanvekili
Selahattin Demirtaş, AKP’nin
iktidarõ döneminde, baskõcõ, in-
kârcõ zihniyetle mücadele yerine
“celladına benzeme psikoloji-
siyle” uzlaşma yolunu seçtiğini
savundu.
TBMM Genel Kurulu’nda gö-
rüşülen 2009 bütçesi üzerinde söz
alan DTP Grup Başkanvekili
Selahattin Demirtaş, AKP hü-
kümetinin ekonomik krizi de
“inkâr” ettiğini ve bunun hük-
mette alõşõlmõş bir tutum oldu-
ğunu belirttti. Hükümetin krizi in-
kârõna gerekçe olarak “Aslında
biz çıkıp açık açık kriz var
dersek asıl o zaman kriz olur”
gibi tuhaf bir mantõkla hareket et-
tiğini belirten Demirtaş, “Ancak
bu inkârcı psikolojik harekâtın
komutanı Sayın Başbakan, kri-
zin zaten aylardır yoksul hal-
kın ciğerini delip geçtiğinin,
krizi inkâr eden ve bizi teğet
geçti diyen bir tek hükümetin
kaldığının da ne yazık ki far-
kında değildir” dedi. AKP’nin
izlediği ekonomi politikasõnõn
“bir avuç zenginin biraz daha
zenginleşmesi” dõşõnda bir işe
yaramadõğõnõ belirten Demirtaş,
TÜİK’in “yalan yanlış” rakam-
larõnõn bile bu gerçeği örtemedi-
ğini ifade etti.
Kürtçe yayın tepkisi
TRT’den yapõlacak Kürtçe ya-
yõnõ da eleştiren Demirtaş,
“TRT’den yapılacak resmi
ideoloji eksenli Kürtçe yayın-
larla, içi boş kardeşlik edebi-
yatıyla veya yasalarda ve ha-
yatın hiçbir alanında karşılığı
olmayan ‘Hepimizin ortak kim-
liği Türkiye Cumhuriyeti vatan-
daşlõğõdõr’ gibi yalan beyanlar-
la Kürtleri aldatacağına ina-
nanlar varsa, büyük bir yanıl-
gı içerisindedirler” diye ko-
nuştu. AKP’nin demokratik ye-
ni bir anayasa yapma sözünden
vazgeçtiğini, baskõcõ, inkârcõ zih-
niyetle mücadele yerine, onlarla
uzlaşarak birlikte ezme politika-
sõ izlediğini savunan Demirtaş,
“AKP’nin giderek celladına
benzeme psikolojisi ile hareket
ettiği, Türkiye’de iktidar ola-
bilmek için ezmek gerektiği
anlayışını iyice benimsediği gö-
rülüyor. Eşi başörtülü diye bir
zamanlar kendisinin eli sıkıl-
mazken ve halen bu neden-
den dolayı törenlere davet edil-
mezken, şimdi kendisi aynısını
bize yani DTP’ye yapmaya ça-
lışıyor” dedi.
DTP Grup Başkanvekili Fat-
ma Kurtulan da, bütçenin “ka-
tılımcılık ve şeffaflık” ilkesi
dikkate alõnmadan hazõrlandõğõ-
nõ, sosyal devlet ilkesinin de ta-
mamen terk edildiğini söyledi.
İçiboş
kardeşlik
edebiyatõ
DTP’Lİ DEMİRTAŞ:
Baykal IMF ile imzalanacak niyet mektubunun ardõndan oylanan bütçenin geçerliliğini yitireceğini söyledi
B A H Ç E L İ ’ D E N ‘ Ö Z Ü R K A M P A N Y A S I ’ N A T E P K İ
Sözde Ermeni soykõrõmõ id-
dialarõyla ilgili bir grubun
başlattõğõ “özür dileme” kam-
panyasõna tepki gösteren Bah-
çeli, “Son zamanlarda orta-
ya çıkıp tarihle yüzleşme adı
altında, utandıkları geçmişi-
mizi yargılayarak tam bir
işbirlikçi refleks gösteren
sözde aydınlar da bu kap-
samda değerlendirilmelidir”
dedi. ABD Başkanõ George
Bush’a da sert tepki gösteren
Bahçeli, başbakan ve hükü-
metini Türkiye’yi ateşe atacak
yeni adõmlardan dönme “basi-
retini” göstermeye çağõrdõ.
Bahçeli, “Bu eksende olmak
üzere, hükümeti kapsayıcı
millet tanımından uzaklaşa-
rak alt kimlik taleplerini tır-
mandıracak söylemlerden
kaçınmaya; yıllardır bitme-
yen bölücü taleplere verile-
cek yeni tavizlerden uzak
durmaya davet ediyorum.
Ve şunu açıkça söylüyorum
ki George W. Bush, memle-
ketimin insanını benden da-
ha fazla sevemez” dedi.
Dünya ülkelerinin krizi yönetemediğini belirten Unakõtan, ekonomide sistemin tümüyle değiştirilmesini önerdi
Unakõtan’õn ‘fõrsat’ reçetesi