03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 2 KASIM 2008 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Tarla Kuşları... [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 Pazar günleri yaşamın sayfala- rında dolaşmak, pek umursama- dığımız olaylara değinmek istiyo- rum... Kimi zaman okuduğum kitap- lardan söz ediyorum, kimi zaman aşktan, sevgiden, hüzünden, ölüm- den. Sonbaharı uğurluyoruz artık... Değişen yaşamın içinde uçsuz bucaksız çiçeklerin içinde yürüyo- rum. Gökte çan gibi duran bir koku- da Andre Breton’un o “su hava- sı”nı solurken, yaprakları sigara kâ- ğıdından bir ağaçla başlayan or- manlara dalıyorum. Yaprakların arasında gök parıl- dıyor... Belgrat Ormanları’ndayım... Denize uzak bir yerde deniz- kestanelerinin kokusunu duyuyo- rum... Bütün günü saklamaya yeterli bir çiçek gibi, başımı güneşe çe- viriyorum. Biraz hüzünlüyüm! Fırtınalı akşamlarda deniz fe- nerlerine çarpan göçebe kuşlar gibiyim. Nemli körfezin üzerine uzanan akşamları düşünürken, eski ku- leleri anımsatan titremeler.. Euge- nio Montale’nin dizelerini oku- maya başlıyorum: “Tanrım en aldırmaz yüzden kuru bir buluşmanın geçtiği vak- ti Belirlemesiyle yitirmesi bir olur gizli acının kimse görmez onu o kalabalık ko- şusunda ....... Siz sözcüklerim benim, boşuna açığa vuruyorsunuz o bilinmez yeniği, boşuna yürekte esen rüzgârı susanındır en gerçek gerekçe bir barış ezgisidir hıçkıran bu ezgi” Ne kesin yüz çizgileri, ne inan- dırıcı yüzler görüyorum fotoğ- raflara baktığımda. Belki bir umut ışığı arıyorum ço- cukların, gençlerin yüzlerinde. Barış içinde yaşamak, savaş- lara karşı koymak. Yüreğimin derinliklerinde bir acı hissediyorum... Denizin kıyısında... Ormanların sessizliğinde... Bilinmeyen bir kö- şede... Tarla kuşlarının şarkısını dinlemek istiyorum... Belgrat Ormanları’ndan Yeni- köy’e geliyorum... Boğaz’ın lacivert sularını sey- rediyorum bir süre... Gazeteler neden birbirlerine ben- ziyorlar hep? AB Komisyonu’nun ilerleme ra- por taslağında, Türkiye işkence ve kötü muamelenin yapıldığı bir ül- ke olarak geçiyor.... Alevilerin ibadet ve eğitim so- runları niçin çözümlenmiyor? Ne- den işkence olayları gündemden hiç düşmüyor? İşkencede öldürülen Engin Çe- ber olayının soruşturmasına yayın yasağı konuldu. Bir yandan özür, öte yandan yasak! Ne anlama geliyor söyler misiniz? Gözlerimi yumuyorum bir ara... Töre cinayetleri, on beş yaşındaki kız çocuklarının evlendirilmeleri, her Kürt kökenli yurttaşımıza te- rörist gözüyle bakılması, töre ci- nayetleri, kadına şiddet ve taciz! İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince’nin açıklamasına bakıyo- rum bir ara: “Belediyeler bizden çöp, çevre vergisi olarak topladıkları paraları sadaka olarak dağıtmasın...” AKP’li belediyeler yapıyor bu işi... Sadaka toplumu yaratıldı son al- tı yıldır Türkiye’de... Din bezirgânları, tarikat şeyhle- ri önderliğinde kapı kapı dolaşılıyor! Hedef belli: “Varoşlar...” Gözlerimi açıyorum... Bir gemi geçiyor Boğaz’dan... Eski kuleler arasındaki akşamları düşünüyorum, deniz kıyılarını... Göçmen şarkılarında kaldırılan kadehleri, ay’ın suların üzerine düşüşünü. Adonis’in aşk şiirleri anımsanır böyle saatlerde... “Şehirle birlikte uyudum/İlk dal- da yaranın başlangıcında/yatağın- daydım/gemiden kopmuş/Yangın- da.Koynuma/Sokulup, bütün ark- ları açarak.../Uyandırıyordu, nehir- de ilerliyordum/Aşkla,/Aşılıyor- du/Âşıkların tarihini/İki şehri uyan- dırarak.” Sonbaharı uğurluyoruz... Güneşin son sıcaklığı, son gülüşü bize... Yüreğin çöllerinde yaşamı se- lamlıyor olmalı. Günlerin zindan olmadığı, sa- vaşların çıkmadığı, barışın ıslık çaldığı bir zaman diliminin nere- sindeyiz? Tozlu bir rüzgârın canlandırdığı ateşin parıltısında neden olma- yalım, şairin dediği gibi! Rüzgârın çıplak estiği an, bulut- ların kümelenmesi gibi niçin gü- lümsemeyelim birbirimize? Bugün saat 14.45-15.45 arası TÜYAP Kitap Fuarı’ında Mehmet Başaran, Serdar Kızık, Mehmet Faraç ve ben Cumhuriyet Stan- dı’nda (Salon 3) okurlarla buluşu- yoruz. ERDOĞAN’DAN ÇAĞRI ‘Silah bırakın’ T oplu açõlõş ve TOKİ konutlarõnõn anahtar teslim törenine katõlan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Van’õn ticaret, sanayi, eğitim ve turizm merkezi haline gelmesinin ken- disinin en büyük hayali olduğunu söyledi. DTP’lilere yüklenen Erdoğan, “Van’da çok büyük değişimler var. Bu tür derdi olma- yanlar, şehirlerimizin meydanlarında lastik yakmakla meşgul. Onlar vatandaşların ara- balarını yakmakla meşgul” diye konuştu. Van’da eğitim alanõnda büyük atõlõmlar yapõl- dõğõnõ savunan Erdoğan, “Birileri silahla uğ- raşırken benim Van’daki yavrum bilgisayar tuşlarıyla uğraşıyor. Fark bu. İşte, barışa me- saj gönderenler lütfen gelsinler de bununla il- gilensinler. Eğer barışa destek vermek isti- yorsan gel ‘silahlarõ bõrakõn’ de. Silahların da- yatılmasıyla insanların iradesine ket koyan- lar, demokrasiyi konuşamazlar. Bölgesel ve etnik milliyetçiliğe hayır diyoruz.” DİYARBAKIR (Cumhuri- yet Bürosu) - Abdullah Öca- lan’a cezaevinde fiziki şiddet uygulandõğõ yönündeki iddia- larõn aydõnlatõlmasõ, operas- yonlarõn durdurulmasõ ve Kürt sorununa demokratik çözüm bulunmasõ talebiyle düzenle- nen iki günlük oturma eylemi başladõ. Sabah saatlerinde ey- lemin yapõlacağõ 7. Kolordu Komutanlõğõ’nõn karşõsõndaki boş alana üzerlerinde Türkçe ve Kürtçe “Yeter artık. Kürt so- rununa demokratik çözüm için oturuyoruz”, “Çözüm operasyonda değil diyalog- da” yazõlõ dev pankartlar asõldõ. Çadõrlarõn da kurulduğu alanda eyleme katõlacaklarõn yemek ve diğer gereksinimlerinin kar- şõlanmasõ amacõyla stantlar ku- ruldu. Alandaki yaklaşõk 4 bin kişi sõk sõk Öcalan lehine slo- ganlar attõ, PKK flamalarõ açtõ. Öte yandan, İstanbul Valisi Muammer Güler, isim ver- meden DTP’nin Taksim’de oturma eylemi yapmayõ plan- ladõğõnõ belirterek eyleme izin verilmeyeceğini açõkladõ. YUSUF ZİYA CANSEVER VAN - Başbakan Recep Tayyip Er- doğan, Diyarbakõr ve Tunceli’de olduğu gibi Van’da da protestolarla karşõlandõ. Olaylarda 6 polis ile 1’i ağõr 7 gösteri- ci yaralandõ. Erdoğan’õn konuşma yap- tõğõ alanõn 400 metre ilerisinde de 6 araç kundaklandõ. Kentte ara sokaklar DTP’lilerin, Erdoğan’õn konuştuğu Cumhuriyet Caddesi ise AKP’lilerin gövde gösterisine sahne oldu. Erdoğan, beraberindeki bir grup ba- kanla birlikte saat 12.30 sõralarõnda Van Ferit Melen Havaalanõ’na indi. Er- doğan için birbirine benzeyen üç adet 02 plakalõ makam aracõ hazõrlandõ. Van’da çevre kentlerden takviye güçlerle birlikte yaklaşõk 15 bin polis görev yaptõ. İpek- yolu’nu kullanan Erdoğan’õn konvoyunu havadan iki polis helikopteri de takip et- ti. Miting alanõnõn çevresi ve kentin çe- şitli bölgelerine 189 mobese kamera yer- leştirildi. Sabah saatlerinde DTP İl Örgütü önünde toplanan kalabalõk grup, PKK ve Abdullah Öcalan lehine sloganlar- la yürüyüşe geçti. Göstericiler, polisin uyarõlarõna taş ve molotofkokteylle- riyle karşõlõk verdi. Biber gazõ ve gaz bombasõ atan polis, grup dağõlmayõnca havaya ateş açtõ. Erdoğan’õn konuşma yaptõğõ Beşyol mevkiine 400 metre ileride bulunan İskele Caddesi üzerin- de bulunan 5 araç ile itfaiye aracõ kun- daklandõ. Çok sayõda işyerinin camla- rõ kõrõldõ. Göstericiler müdahale üzeri- ne ara sokaklara dağõldõ, buralarda ateşler yaktõ, barikatlar kurdu. Emniyet Müdürü Mehmet Salih Kesmez, gös- tericileri ikna etmeye çalõşõrken taşlan- dõ. Kesmez, korumalarõnõn yardõmõyla bir işyerine sõğõndõ. Kesmez, kentteki olaylarda 44 kişinin gözaltõna alõndõğõnõ söyledi.Erdoğan’õn bulunduğu alana girmek isteyen göstericiler polis enge- line takõldõ. AKP’liler çevre illerden ve ilçelerden 2 bine yakõn yurttaşõ, araçlarla Van’a taşõdõ. Ancak buna karşõn alan- da yaklaşõk 4 bin kişi toplanabildi. Öte yandan, Hakkâri’de Namõk Er- doğan Caddesi üzerinde AKP İl Baş- kanlõğõ’nõn da bulunduğu binada mey- dana gelen patlamada 6 kişi yaralandõ. Erdoğan, Van kedili paravanın önünde halka seslendi. Gö- rüntü yurttaşlar ara- sında değişik yorum- lara neden oldu. Ara sokakta DTP caddede AKP 4 BİN KİŞİ ‘KÜRT SORUNUNA DEMOKRATİK ÇÖZÜM’ İÇİN TOPLANDI Oturma eylemi başladõ Oturma eylemi öncesi basõn açõklamasõ yapan DTP Van Mil- letvekili Fatma Kurtalan, Öcalan’dan “Sayõn” diye söz ettiği konuşmasõnda “Savaş hükümeti olduğu ispatlanmõş AKP’nin büyük bir çarpõtma ve kandõrma girişimi ile sanki savaş ve şid- det yanlõsõ olanõ Kürt halkõymõş gibi göstermeye çalõştõğõnõ ib- retle izliyoruz. Bir kez daha haykõrõyoruz, savaş istemiyoruz. Biz Türk ve Kürt gençlerinin ellerinde silahla birbirlerinin ölüm- lerini beklemelerini istemiyoruz. Biz dağda ve sokakta hiçbir yer- de savaş istemiyoruz. Bu nedenle ‘artõk yeter’ diyoruz. Artõk Kürt halkõ olarak hakarete uğramak istemiyoruz. Yaratõlmak istenen şiddet ortamõnõn sorumlusu olarak kendini görmeyen Başbakan Erdoğan ve akan kanõ yeterli görmeyen Sayõn Baykal’õ halkõ- mõzõn vicdanõna havale ediyoruz. Ya bu sesi duyacak ve bu ira- deye saygõ göstererek diyaloğa gireceksiniz ya da tarih karşõ- sõnda sorumlu ve suçlu olmaktan kurtulamayacaksõnõz” dedi. D T P ’ L İ K U R T A L A N : S A V A Ş İ S T E M İ Y O R U Z
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle