22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 2 KASIM 2008 PAZAR 6 HABERLER PAZAR ORHAN BURSALI Dönüşen Cumhuriyet Türkiye Cumhuriyeti’nde var mıydı, görülür müydü, olabilir miydi böyle bir şey? ? ? ? ? Demek ki, bu adamın davranışı, bu siyasal rejimde, hız- la toplumsal “norm”a dönüşüyor! Bu yeni toplumsal güruhun temsil ettiği yeni ahlaki ya- pının kolaylaştırıcısı ve dahası uygulayıcısı bir siyasal erk var tepede. Ahlaki yozlaşmanın bu erkçe teşvik edildiği, parasal yolsuzlukların sahiplerine el bebek gül bebek mua- melesinin yapıldığı, yolsuzlukların “komünistlerin çamur atma taktiği” olarak nitelendirildiği, yeni bir cumhuri- yet rejimine geçtiğimizin farkında değil misiniz? Bu “yeni cumhuriyet”te, bırakınız yolsuzlukları, özellikle kadınlara bakışın baştan sona sapıklıkla sakat olduğunu görmüyor musunuz? Kadını tepeden tırnağa cinsel organ olarak gören, tamamen bir “cinsel yaratık” olarak kabul edenlerin egemenlik kurduğu bir ülkeye dönüştüğümü- zün ayırdında değil miyiz? Bu “cinsel varlıkların” başör- tüsü, türban, tepeden tırnağa çarşaf ile örtünmesi zo- runluluğunun, devletçe desteklenen “insan hakkı” olarak görüldüğü bir topluma dönüşmedik mi? Tersini savunan bütün kurum ve kuruluşların yıkılıp darmadağın edilme- sini savunmuyorlar mı? Siyasal erk, kurumları nasıl yönetiyor, etkiliyor, korku- tuyor, kendi ideolojisi doğrultusunda dönüştürüyor... Adli Tıp’ta raporlar, özellikle siyasal erk korkusu söz konusu olunca özgürce, bilimsel mi hazırlanıyor? Mahkemeler, siyasi erkin vahşi varlığı ortada dururken, önlerine gelen raporları, hukuk, yasa ve kamu vicdanına uygun değerlendirerek mi karar veriyor? Tepeden yönetilen bir dönüşüm içindeyiz. Herkes ya- vaş yavaş dönüşüyor. Cumhuriyet metamorfoza uğramış durumda. İnsan hak ve özgürlükleri üzerine bu defa ta- mamen başka bir bağnaz ipotek kondu. Şu sahtekârlığa bakın: Bir dinci cinsel sapık, raporlarla, mahkeme kararlarıy- la serbest bırakılırken... Bir kişi, evinde çocuk cinselliği üzerine CD’ler bulun- duğu için hapse atılıyor! İlki bunu bizzat denemiş, fiili durum söz konusu... Di- ğeri ise CD’lerle al takke ver külah içinde. Ülke ise, fiili sapıklığı değil; bunun görsel türevlerini, göl- gelerini cezalandırma peşinde... Pedofiliyi büyük suç ilan eden, ama pedofilicileri esas olarak cesaretlendiren bir iktidar yapısı... Adalat Ba- kanlığı’nda, “reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda şikâ- yet koşulunu 15 yaşından 14 yaşına indiren yasa öneri- si” hazırlanıyor... Çünkü çocuğun kandırılması ve vaz- geçirilmesi daha kolay bir yaş!.. Milli cinsi sapıklarımızın sayısını arttırmamız ve işlerini kolaylaştırmamız gerek!!! Yeni dinci cumhuriyetin niteliklerini saymaya başlaya- bilirsiniz: İkiyüzlülük, sahtekârlık, yalancılık... Kadın- kız düşmanlığı... Hiçbir gerçek şeyin görüldüğü gibi ol- madığı, ağızdan çıkan her şeyin yalan olabileceği, her ya- sanın varmış gibi görünüp aslında olmadığı bir ülkede ya- şıyoruz. Cumhuriyet, içine girdiği sisten, tecavüze uğramış ka- ra bir cumhuriyet olarak “kurtuluyor”... obursali@cumhuriyet.com.tr FIRAT KOZOK ANKARA - Baran Tursun’un vu- rulmasõ, Engin Çeber’in karakolda ve cezaevinde uygulanan işkence sonucu ölümü ve son olarak Antalya’da 18 ya- şõndaki Çağdaş Gemik’in polis kurşu- nuna hedef olmasõyla gözler bir kez da- ha kolluk kuvvetlerine çevrildi. Başba- kanlõk İnsan Haklarõ Başkanlõğõ, emni- yet güçlerinin insan haklarõ ihlallerinde bulunmasõyla ilgili çarpõcõ tespitlerde bu- lundu. İnsan Haklarõ Başkanlõğõ’na gö- re polis “sosyal faaliyetlerden uzak ol- duğu, zaruri ihtiyaçlarını karşılaya- madığı ve az para aldığı için” insan haklarõnõ ihlal ediyor. Başbakanlõk İnsan Haklarõ Başkanlõ- ğõ 2007 Yõlõ İnsan Haklarõ Raporu’nda yer alan değerlendirmeler şöyle: “Kol- luk görevlilerinin orantısız güç kul- lanımının ve genel olarak da insan haklarına uygun olmayan davranış- larının sebepleri arasında, eğitim ek- sikliği, fazla çalışma, özlük haklarının yetersizliği vs. gibi nedenler sayılabilir. Fazla çalıştırılan, zaruri ihtiyaçları- nı karşılamakta zorluk çeken ve sos- yal faaliyetlere katılma imkânı bula- mayan kolluk görevlilerinin insan haklarına yeterince uygun davrana- mayabileceği düşünülebilir. Gere- kirse bu sorunun çözümü için kolluk görevlilerinin personel arttırımı yo- luna gidilebilir, mali olanaklar çer- çevesinde özlük haklarında iyileştir- me yapılabilir.” Bir yılda 1364 şikâyet Raporda verilen bilgilere göre polisin kötü muamelesinden ötürü 1 yõlda Baş- bakanlõk İnsan Haklarõ Başkanlõğõ’na 1364 şikâyet geldiği belirtilerek, “İş- kence ve kötü muamele, kişi hürriyeti ve güvenliği, yasam hakkı gibi konu- lar, öncelikle emniyet güçlerini akla getirmektedir” denildi. Raporda, yurttaşlarõn en çok beledi- yelerden şikâyetçi olduğu belirtildi. Belediyeleri sõrasõyla yargõ organlarõn- dan şikâyet, emniyet ve ardõndan da sağ- lõk kurumlarõ izledi. 2004 Ocak - 2007 Aralõk arasõndaki 48 aylõk dönemde 7192 hak ihlali iddiasõyla 5305 adet baş- vuru yapõldõğõ belirtilen raporda, 2006 yõlõnda alõnan 1590 başvuru ile 2004 yõ- lõna göre yüzde 53 artõş, 2005 yõlõna gö- re ise yüzde 9 artõş gerçekleştiği, 2007 yõlõnda alõnan başvurularõn 2006 yõlõna oranla değişmediği ifade edildi. ALMAN YARGISI Kombassan Holding’e ceza MEHMET SEVİGEN Şahin’e Çeber’i sordu ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - CHP İstanbul Millet- vekili Mehmet Sevigen, Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şahin’e, iş- kenceyle mücadeleyle ilgili “İstanbul Protokolü”nü uygu- lamaya Engin Çeber olayõndan başlamayõ düşünüp düşünme- diğini sordu. Sevigen, Adalet Bakanõ Şahin tarafõndan yazõlõ olarak yanõt- lanmasõ istemiyle TBMM Baş- kanlõğõ’na sunulan “İstanbul Protokolü”nü hatõrlatarak “İş- kence yapõlarak öldürüldüğü iddia edilen Engin Çeber ola- yõnda istifa etmek yerine özür dileyen bir bakan olarak, iş- kenceyle mücadeleye dönük Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği belgesi haline gelen bu projenin hayata geçirilmesini engelleme gerekçenizi kamuo- yuna açõklamayõ düşünüyor musunuz” diye sordu. Tursun’un ailesi, geçen hafta aynõ sonu yaşayan Gemik’in ailesini ziyaret etti ‘İki olayda da polisten aynı ifade’ Tursun ve Gemik ailelerinin önümüzdeki hafta içinde Başbakanlõk ve İçişleri Bakanlõğõ’nõ ziyaret edeceği öğrenildi. GÜRSU KUNT ANTALYA - İz- mir’de 24 Kasõm 2007’de polisin uyarõ ateşiyle vurulan, 30 Ka- sõm’da da yaşamõnõ kay- beden Baran Tur- sun’un ailesi, geçen haf- ta aynõ sonu yaşayan 18 yaşõndaki Çağdaş Gemik’in ailesini ziya- ret etti. Mehmet Tursun, kõzõ Berfin’le birlikte Çağdaş Gemik’in annesi Sevgi Gemik ve teyzesi Güneş Erdoğan’a başsağlõğõ diledi. İki olayda da polislerin “Düştük, ayağımız kaydı, silahımız pat- ladı” şeklinde ifade verdiğine dikkat çeken Tursun, “İki poli- sin ifadesi de aynı. Biz de bu yüzden ailenin yanında olmak istedik. Onlara her konuda des- tek vereceğiz” diye konuştu. Tursun, “Polisler daha okul- dayken, onlara cinayet işlerse- niz bu ifadeleri verin diye mi öğretiyorlar da, her olayın ar- dından aynı ifadeler kullanılı- yor. Polis düşüyor ama düştü- ğünde ya Baran’ın ya Çağ- daş’ın kafasında silah patlıyor. Biz bunu anlamıyoruz. Dava- dan vazgeçilmesi için para tek- lif edecekler. Bunları bize de yaptılar” dedi. Tursun, önümüzdeki hafta için- de iki aile ve avukatlarla birlikte, Başbakanlõk ve İçişleri Bakanlõ- ğõ’nõ ziyaret edeceklerini anlattõ. Çağdaş Gemik’in yaşadõklarõnõn, Baran Tursun’dan çok daha acõ olduğunu dile getiren baba Tur- sun, “Bizim oğlumuz cipin için- deydi. Ya bomba olsaydı dedi- ler. Ama Çağdaş motosikletin üzerindeydi. Onun için böyle bir şey de söylenemez. O yüz- den bu olay Türkiye’nin bi- rinci olayıdır” dedi. Gemik ailesinin avukatõ Münip Ermiş ise olayõn “kaza” olduğu yönündeki açõklamalarõn, yanlõş değil, yalan olduğunu söyledi. Po- lis memuru Mehmet E’nin cina- yet suçundan tutuklandõğõna dik- kat çeken Ermiş, “Olay soruş- turması kazaya dönüştürül- meye çalışılıyor. Emniyet Mü- dürü olayı yönlendirmemeli” diye konuştu. Anne Sevgi Gemik de oğlunun kullandõğõ motosik- letin çalõndõğõ söylenilerek kara- kola çağrõldõklarõnõ, burada saat- lerce bekletildikten sonra da Çağ- daş’õn ölümünün açõklandõğõnõ belirtti. Bu arada olayla ilgili idari soruşturmanõn Emniyet Ge- nel Müdürlüğü tarafõndan gö- revlendirilen iki başmüfettiş ta- rafõndan yürütüldüğü belirtildi. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Almanya’nõn Stutt- gart kentinde görülen bir da- vada Kombassan Holding, gur- betçilere yüksek kâr karşõlõğõ hisse sattõğõ, ancak yükümlü- lüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle cezalandõrõldõ. Stuttgart Asliye Hukuk Mah- kemesi 12. Hukuk Dairesi’nin kararõnda, bu tür şirketlerin yurttaşlarõn dini duygularõnõ çõkarlarõ için kullandõklarõna da vurgu yapõldõ. Kombassan Hol- ding AŞ’den 1997 yõlõnda yak- laşõk 10 bin Avro’luk hisse alan Ekrem Aktaş adlõ gurbetçinin başvurusunu karara bağladõ. Kombassan Holding ve yan kuruluşu Kombassan İnşaat Tarõm şirketinin, insanlarõn di- ni duygularõnõ kullanarak özel- likle camilerde hisse satõşõ yap- tõklarõnõn belirtildiği kararda, bunun için de İslam dinindeki faiz yasağõnõn altõnõn çizildiği anõmsatõldõ. Kararda, “Yatı- rımcılara Kombassan şir- ketlerinin mali durumu hak- kında ne yazılı, ne sözlü ola- rak somut bilgi verilmemiş- tir” denildi. Mahkeme Kombassan şir- ketinin davalõ Aktaş’a yasal fai- ziyle birlikte parasõnõ geri öde- mesini ve hisselerin şirkete ia- desini kararlaştõrdõ. Tursun ve Gemik ailelerin buluşmasında hüzünlü anlar yaşandı. Başbakanlõk İnsan Haklarõ Başkanlõğõ raporuna göre sosyal yaşamdan uzak kalan, zorunlu ihtiyaçlarõnõ karşõlayamayan polis, karşõsõndaki yurttaşa şiddet uyguluyor. Başbakanlõk, polisteki agresifliğin nedenlerini buldu. Rapora göre şiddetin nedeni geçim derdi ‘Az para alıyorlar’ 76 yaşında bir cinsi sapık, bir kız çocuğuna cin- sel sarkıntılık edecek ve hapishaneden böyle tö- renle çıkacak... Onu karısı otomobiliyle karşıla- yacak, üstelik gülerek gazetecilere açıklama yapacaklar.. Üstelik hapishanede başına hiçbir şey gelmemiş olacak (!) Kaldığı yerdeki mahkûmlara bir laf et- mek istemem, belki de bu mümtaz kişiliği özel korumaya almıştır hapishane idaresi... Böylele- rin varlığı ve faziletinden Türkiye’nin asla mah- rum olmaması gerekir! Özellikle AKP sürecinde toplumun ahlaki, sosyal ve yasal hızlı dönüşü- münde, bu türlere büyük ihtiyaç vardır! Bir çocuk sapığına kutsal yaratık davranışı nerede görülebilirdi? Bir cinsel tacizci, üstelik TV’lere çı- kabilir, yaptığını savunabilir miydi, eğer arkasında destekçi bir toplum kesimi, dinci bir siyasal omuz- daş oluşmasaydı? Bir gazetede köşe yazarlığı yaptırtılabilir miydi? Gazetenin okurları derhal o gazetenin defterini dürmez miydi?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle