24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 8 EKİM 2008 ÇARŞAMBA 4 HABERLER GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Gelelim Sadede... Dünyanın önde gelen borsaları bir yılda yüzde 30’dan fazla değer kaybetti, madenler ve enerji sek- töründe emtia fiyatları düşüyor. ABD’de dar gelirli- lere hizmet veren büyük mağazalar zinciri Wall-Mart, mallarının fiyatlarını indiriyor. ABD’de ticari krediler piyasası bir yılda 94.9 milyar dolar daraldı. Böyle- ce, medyada depresyon tartışmaları yine canlandı. İçinde “depresyon” sözcüğü geçen ekonomik haberi sayısını gösteren indeks, “dot.com” krizinde 150’ye yükselmişken, 2005’te 50’ye gerilemiş. Şimdi 300’e doğru gidiyor (The Economist, 02/010/08). The Economist bu kaygılara karşın “Merak etmeyin, bu kez olmaz” diyor. Dersimizi almışız Milton Friedman’ın onuruna, 2002’de yapılan bir konferansta, zamanın FED Başkan Yardımcısı Ben Bernake, 1929 depresyonunu kastederek, “Haklı- sınız. Biz yaptık. Üzgünüz. Ancak sayenizde bir da- ha yapmayacağız” demiş. Çünkü Friedman ve Schwarts, 45 yıl önce yazdıkları bir kitapta, 1929 depresyonunu FED’in sıkı para politikalarına bağ- lamışlar, “Doğru politika olsaydı depresyon olma- yacaktı” diyerek herkesi rahatlatmışlar: Sorun ka- pitalizmden kaynaklanmıyor! FED’in dersini nasıl aldığını geçen altı yılda gör- dük. Bernake, “sayenizde…” derken “dot.com” köpüğü patlamış, otomotive, uçak-havacılık, ge- mi inşaat, elektronik, makine sanayii, elektrikli ev aletleri, demir çelik, çimento, kalay, bakır ma- denciliği gibi önemli sektörlerde kapasite fazlası / talep yetersizliği sorunu yine ortaya çıkmıştı. Bizim de aktardığımız gibi depresyon tehlikesi oluşmuş- tu. Greenspan ve Bernake “derslerini aldıkları için”, acilen diğer merkez bankalarını da ikna ede- rek, yeni bir köpük inşa etmeye koyuldular. Bush yö- netimi ev piyasası üzerinde yeni hırsızlık enstrü- manlarının oluşması için gerekli yasal düzenleme- leri de yaptı. Böylece varlık piyasalarını mali ser- mayenin “üçkâğıtçı” tezgâhına (eşik-altı kâğıtlara ‘AAA’ reytingi verip satanlara başka ne denebilir?) çevirdiler, tarihin en büyük kredi köpüğünü şişirdi- ler. Geldik bu güne. Şimdi, karşımızda çok daha bü- yük bir köpük var ve patlıyor. Bu köpükten çıkacak havanın gideceği başka sektör de kalmadı. Ama Bay Bernake ve diğer merkez bankaları hâlâ üflüyorlar. Yıkım kaçınılmaz Kapitalist iktisatçılar arasında sistemin “gerçeği- ne” en çok Schumpeter yaklaşmıştı, “yaratıcı yı- kım” teziyle. Bir kez aşırı üretim (kapasite fazlası) oluştuktan ve sistemi tıkadıktan sonra, bu fazla yok edilmeden yeni bir sermaye birikim hamlesi, büyü- me dönemi başlayamıyor. Schumpeter, kapitaliz- min kendini bu yıkım yoluyla yenileyen esnek bir sis- tem olduğunu vurguluyordu. Ancak insan faktörü so- run! Bu yıkımın sonuçlarına katlanmak istemeyen in- san, yenilenme sürecini, savaşlara, devrimlere, darbelere vb. dönüştürmeye başlayabiliyor. Schumpeter de “fazla üretimin” sorunun arka- sındaki dinamiği anlamakta zorlanıyor ya da anla- mak istemiyordu. Sermaye kendi genişleme süre- cini destekleyecek ekonomik fazlayı (artı değeri) iş- çiye ürettirerek mülk edinemezse, bu kapasitesi ge- rilemeye başlarsa, ekonomi de yavaşlamaya başlı- yor: Üretilen malların satışı (para ile değişerek, içindeki artı değerin/kârın ayrılması) geciktikçe ye- ni artığın üretilmesi de gecikiyor, bir taraftan yeni ya- tırımlar için kaynak oluşmazken, diğer taraftan ve- rili kapasite atıl kalarak maliyetleri, işsizliği arttırıyor, ücretler azalırken talep düşüyor, mallar satılmada ka- lıyor… Artık karşımızda bir fasitdaire vardır. Bu süreci, “boşlukları” (gecikmeleri) kredi ile dol- durup bir süre uzatmak olanaklı. Sermayenin üret- ken alandan kaçarak, dolaşım alanında, spekülas- yon alanında, bu kez birikmiş değerleri (ülkesinde ya da başka yerde) talan ederek birikmeye devam et- mesi de… Ama kafası çalışan herkesin görebilece- ği gibi, birikmiş servetin talan süreci bir gün sona er- mek zorunda. Gelecekte üretileceği varsayılan ar- tı-değere güvenerek verilen kredilerin oluşturduğu sistemin, artı değer üretimi gerçekleşmeyince, içi bo- şalarak bir gün çökmesi de kaçınılmaz. Şimdi bu noktadayız. Merkez bankaları piyasala- ra trilyon dolardan fazla likidite bastılar. Batan ban- kaların zararlarını kamunun üzerine alarak, köpüğün sönme sürecini zamana yaymaya çalışıyorlar. Bir ta- raftan, bu, en iyi olasılıkla, halkı, gelecek kuşakları uzun süreli, bir yavaş ekonomik büyümeye, yok- sulluğa mahkûm edecek. Diğer taraftan, bu tedbir- ler artı değer üretimini yeniden canlandıracak koşulları yaratamaz. Kapasite fazlası yok olmak sorunda. Da- ha hızlı artı değer üretecek yöntemlerin, bu yön- temlerin üzerinde yükselecek yeni üretim etkinlik- lerinin bulunması gerekiyor. Geçen sefer, Taylorist, Fordist üretim teknikleri icat edilmişti. Otomotiv, uçak, ilaç sanayii, elektrikli eşyalar gibi sanayiler ortaya çık- mıştı. Ha, bir de yeni silah teknolojileri ve savaş yön- temlerine dayalı silah sanayii. Moralleri daha da boz- mak istemem ama “kapasite fazlasının”, imha edil- mesi de işte bu sonuncusuyla ilgili bir süreç olarak yaşandı… erginy@tr.net http://erginyildizoglu.blogspot.com MHP lideri, hükümetin terörle mücadeleyi TSK’ye ihale edip sorumluluktan kaçtõğõnõ söyledi Bahçeli, ‘tampon bölge’ önerdiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçe- li, terörist sõzmalarõna karşõ Irak’õn ku- zeyindeki uygun arazilerden başlatõl- mak üzere Türk Silahlõ Kuvvetleri tarafõndan “tampon bölge” olarak da adlandõrõlan “güvenlik bölgesi” oluşturulmasõnõ önerdi. Bahçeli, yeni yasama yõlõnõn ilk grup toplantõsõna, 17 şehit verilen Ak- tütün karakoluna yapõlan terörist sal- dõrõyõ kõnayarak ve başsağlõğõ dileye- rek başladõ. Gerçekleştirilen saldõrõnõn yeri, zamanõ, şekli ve güvenlik güçle- rinin doğrudan ağõr silahlarla hedef alõnmasõnõn, terör örgütünün kazandõğõ cüretin boyutlarõnõ da ortaya koydu- ğunu belirten Bahçeli, şunlarõ söyledi: “Bu elim olayın ardından öncelikle yapılması gereken, kaçan terörist- lerin tam bir imhası ile sonuçlana- na kadar havada ve karada, her tür- lü zeminde yürütülecek askeri bir operasyonun tam ve kararlılıkla sürdürülmesidir. Bu kapsamda, Irak’ın kuzeyindeki inlerine kaçan teröristlerin gidebildikleri son sığı- nak neresi olursa olsun, artık ulus- lararası hukukun tanıdığı meşru ‘sõcak takip’ şartlarının tamamı oluş- muştur.” Terör saldõrõsõnda çetin arazi ko- şullarõnõn örtü ve gizlenmeye olanak verdiğinin her keresinde ifade edildi- ğine dikkat çeken Bahçeli, “Irak’ın kuzeyindeki Türkiye’ye sızmaların mutlaka önüne geçilmek üzere kom- şu ülke coğrafyasında bulunan ve önleyici tedbirler için Irak’ın kuze- yinden fiziken uygun arazilerden başlatılmak üzere TSK tarafından ‘güvenlik bölgesi’ oluşturulmalıdır” görüşünü dile getirdi. Teröre karşõ etkili önlemlerin alõn- masõ için derhal harekete geçilmesini isteyen Bahçeli, “iç siyasi kaygıların neden olduğu oy avcılığının da te- rörle mücadeleyi gevşeten önemli bir faktör olduğunu” belirtti. Son günlerde Balõkesir ve Adana’da yaşanan olaylara da değinen Bahçeli, sağduyu çağrõsõ yaptõ. TBMM’de bu- gün oylanacak olan sõnõr ötesi operas- yon yetkisini uzatan tezkereye MHP olarak tam kadro “evet” oyu kulla- nacaklarõnõ söyleyen Bahçeli terörle mücadelede toplumsal mutabakatõn önemine dikkat çekerek, “Komutan- lık devir teslim törenlerinde yüksek sesle dile getirilen talepler, öncelik- le hükümet ve sonra Meclis tarafın- dan ciddiye alınmalıdır” dedi. Aktütün karakoluna yapõlan saldõrõnõn yeri, zamanõ, şekli ve güvenlik güçlerinin doğrudan ağõr silahlarla hedef alõnmasõnõn, terör örgütünün kazandõğõ cüretin boyutlarõnõ da ortaya koyduğunu belirten Bahçeli, “iç siyasi kaygõlarõn neden olduğu oy avcõlõğõnõn da terörle mücadeleyi gevşeten önemli bir faktör olduğunu” söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle